05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Yargıtay'dan "Fuat Avni"nin istihbarat elemanına verilen ömür boyu hapse onama

Daire, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince 17 sanık yönünden 18 Ocak 2021'de karara bağlanan davaya ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Buna göre, Fuat Avni Twitter hesabına bilgi aktardığı tespit edilen eski Başbakanlık uzmanı Mustafa Koçyiğit ile İstihbarat Daire Başkanlığı eski çalışanı Bülent Günay'a "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan verilen müebbet hapis cezaları onandı. "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım" suçundan 13 yıl 4'er ay hapse mahkum edilen sanıklar Ahmet Özkan Özalp, Hamdi Özdere, Muhammet Serhat Al, Nushet Şehmus Mungan ve Hasan Demir'e verilen cezaların da onanması kararlaştırıldı. Aynı suçtan sanık Haşim Türker'in 16 yıl 6 ay, sanık eski emniyet müdürü Akif Güngör'ün ise 13 yıl 4 ay hapisle cezalandırılmalarına ilişkin kararlar ise bozuldu. Kararda bu sanıkların, 15 Temmuz'da Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının ele geçirilmesi için örgütsel haberleşme programı üzerinden diğer örgüt mensuplarına talimat verdikleri, Daire Başkanlığında bulunan istihbarat verilerini depolayan sistemin geri dönülemeyecek şekilde kapatılması suretiyle Türkiye'nin istihbarat bilgileri açısından zafiyete uğratılması konusunda yönlendirmede bulundukları bildirildi. Bu şekilde darbe girişimine aktif olarak katıldıkları belirlenen sanıkların darbe girişimi eyleminde "asli fail" oldukları, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan cezalandırılmaları gerektiği kaydedildi. Sanıklar Koçyiğit, Günay, Türker ve Güngör'ün Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 330'uncu maddesinde belirtilen "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacıyla açıklama" suçundan cezalandırılması kararları da bozuldu. TCK'nin 328'inci maddesinde "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacıyla temin etme" suçunun düzenlendiği, 330'uncu maddede ise bu bilgilerin açıklanmasına ilişkin cezanın hüküm altına alındığı belirtilen kararda, bu iki suçun da ayrı ayrı eylemler olarak değerlendirilmesi ve sanıkların her iki suçtan da cezalandırılmaları gerektiğine işaret edildi. TCK 328'de belirtilen suçu işleyenlere 20 yıla kadar hapis, TCK 330'da belirtilen suçu işleyenlere ise müebbet hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Daire ayrıca, yerel mahkemece FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay ile 10 yıl 6 ay arasında değişen süreli hapse mahkum edilen sanıklar Gazi Topal, Mahmut Orak, Nazmi Mert, Murat Ahmetoğlu, Eyüp Liste, Reşat Arıkan, Yusuf Ziya Sarı ve Abdullah Öner hakkındaki hükümlerin de bozulmasını kararlaştırdı. FUAT AVNİ'YE BİLGİ AKTARDIRLAR Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında, sanıkların eylemlerine ilişkin bilgilere de yer verildi. Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında bulunan tüm Türkiye'ye ait istihbarat verilerinin sisteme log kaydı düşmeden alınması için Akif kod adlı Mustafa Koçyiğit'in diğer sanıklara talimat verdiği, bu talimatı Akif Güngör ve Haşim Türker'in sanık Bülent Günay'a ilettiği, sanık Bülent Günay'ın da aldığı örgütsel talimat çerçevesinde İstihbarat Daire Başkanlığı sistem odasına izi sürülemeyen bir sistem kurduğu anlatıldı. Bu yolla elde edilen bilgilerin örgütsel faaliyet kapsamında FETÖ'nün amaçları doğrultusunda kullanıldığı, Fuat Avni adli Twitter kullanıcısına da aktarıldığı kaydedildi. Kararda, şu tespite yer verildi: "Bu şekilde İstihbarat Daire Başkanlığındaki istihbari verilerin 2 yıl boyunca sanıklar Haşim Türker ve Mustafa Koçyiğit'in belirttiği usullerle sanık Mustafa Koçyiğit'e iletildiği, Mustafa Koçyiğit'in de bu bilgileri örgütsel organizasyon/paralel devlet yapılanması niteliğinde olan FETÖ içerisinde kendisinin üstünde bulunan kişilere örgütsel faaliyet kapsamında ilettiği, bu istihbari bilgilerin bir kısmının ağırlıklı olarak yurt dışında faaliyet gösteren örgüt mensupları tarafından Fuat Avni isimli Twitter adresinden Türkiye'yi iç karışıklığa sürüklemek ve uluslararası ilişkilerde zor durumda bırakmak amacıyla paylaşıldığı hususları tespit edilmiştir." - 15 TEMMUZ'DA EMNİYET İSTİHBARATI ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR Sanıkların yargılandığı davaya ilişkin hazırlanan iddianamede de 15 Temmuz darbe girişimi sırasındaki eylemleri yer almıştı. İddianamede, sanıkların darbe girişimi olduğu sırada örgütlü şekilde silahlanma arayışına girdikleri, darbe girişiminin yönetici kadrosu olan "yurtta sulh konseyi" üyesi olarak gösterilen eski tuğgeneral Mehmet Partigöç ile irtibatlı oldukları anlatılmıştı. Darbe girişimi sırasında sanıkların örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirmeye ve darbe girişimi süresince bütün Türkiye'de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirmeye çabaladıkları belirtilmişti. Sanıkların FETÖ'nün hedefleri, örgüt elebaşı Gülen'in talimatları doğrultusunda, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına sızdırıldığı, örgütün siyasal hedefleri doğrultusunda gizli bilgilere eriştikleri, bunları örgüt içindeki "mahrem abi" ve "imamları"na aktardıkları ifade edilen iddianamede, 400 terabayt bilginin log kayıtlarına düşmeyecek sanal sunucu oluşturularak temin edilip örgüte aktarıldığının belirlendiği kaydedilmişti.

1 yıl önce

Skandal istihbarat raporu: Duhok'tan sonra İdlib'de de sivillere saldırıp suçu muhaliflere atacaklardı!

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin uluslararası hukuka uygun şekilde, sivil ve çevre hassasiyeti gözeterek gerçekleştirdiği operasyonları lekelemek için şer odakları harekete geçti. Son olarak Kuzey Irak'ın Dohuk vilayetine terör örgütünce düzenlenen ve sivillerin ölümüyle sonuçlanan saldırı Türkiye'ye mal edilmeye çalışıldı.  Benzer şekilde Suriye rejimi yanlısı milislerin de ambulans ve yardım kuruluşları araçlarını kullanarak başta İdlib olmak üzere sivillere karşı saldırılar yapacağı ve suçu muhaliflerin üzerine atacağı öğrenildi. "BEYAZ BARETLİLER" İFTİRASI Suriye rejimi ve rejim bağlısı milislerin her fırsatta "muhalif gruplarca kimyasal silah saldırısı yapılacak" yalanına bir yenisi eklendi. Muhaliflerin "beyaz baretliler" ya da "beyaz miğferliler" adıyla bilinen insani grupla işbirliği yaparak ambulans ve benzeri araçlarla sivillere karşı saldırılar yapılacağı propagandası son dönemde artan bir yoğunlukla dile getirilmeye başlandığı raporlara yansıdı. MİLİSLER SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE YARDIM KURULUŞLARINI HEDEF ALIYOR Milislerin, rejim güçlerinin sivillere yönelik baskı, tutuklama, mülkleri yağmalama ve Suriyeli muhalif gruplara karşı birçok insanlık dışı eyleme katıldıkları biliniyor. Masum sivilleri ve Suriye halkına her koşulda hizmet vermek için yılmadan çalışan başta sağlık çalışanları ile uluslararası yardım kuruluşlarını hedef almaktan çekinmeyen rejim ve rejim yanlısı milisler terör örgütü kimliğini ve kanlı yüzünü bir kez daha gösteriyor. YARDIM KURULUŞUNU TERÖRLE İRTİBATLI GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORLAR 2014 yılında kurulan Beyaz Baretliler, Hollanda'dan Mayday Kurtarma Vakfı'nın ön ayak olduğu, Türkiye'den AKUT'un da eğitim verdiği, Kanada, ABD, Britanya, Danimarka ve Almanya dâhil pek çok ülke tarafından desteklenmektedir. Türkiye'de de bir koordinasyon merkezi bulunan Beyaz Baretliler, Suriye'de silahlı muhalefetin etkin olduğu bölgelerde faaliyet yürütüyor. Çatışma bölgelerinde sivillere yönelik arama, kurtarma ve sağlık hizmetleri yapan kuruluş, Suriye rejimi tarafından kasıtlı olarak terör bağlantılı militanlarla irtibatlı gösterilmeye çalışılıyor.

1 yıl önce

İngiliz istihbaratından çarpıcı iddia: Rusya, daha önceki ayrılıkçı bölgeler ve yeni işgal edilen bölgelerde referandum düzenlemeyi planlıyor

Rusya'nın 24 Şubat'ta başlattığı Ukrayna'ya yönelik saldırılar devam ederken, İngiliz istihbarat kaynakları çarpıcı bir iddiada bulundu. İstihbarat kaynaklarına göre Rusya, daha önceki ayrılıkçı bölgeler ve yeni işgal edilen bölgelerde referandum düzenlemeyi planlıyor. İngiltere Savunma Bakanlığı 30 Temmuz'da yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın güneyindeki yeni işgal altındaki bölgelerde Rus tarafından atanan yetkililerin Moskova'nın artan baskısı altında olduğunu ve muhtemelen bu yıl Rusya'ya katılma konusunda referandum düzenlemeye hazırlandıklarını söyledi. Bakanlık düzenli bir istihbarat açıklamasında, "Yerel makamlar, büyük olasılıkla, seçmen kayıtlarını oluşturmak için, halkı kişisel bilgilerini açıklamaya zorluyorlar." ifadeleri yer aldı. HERSON'A ATANAN YÖNETİM GEÇEN AY AÇIKLAMIŞTI Ayrıca Rusya'nın, işgal altındaki bölgeleri geçici "sivil-askeri yönetim" olarak sınıflandırdığı belirtiliyor. Geçen ay, işgal altındaki Ukrayna şehri Herson çevresindeki bölgeyi yönetmesi için Moskova tarafından atanan askeri yönetim, Rusya'ya katılım konusunda referandum düzenlemeye hazırlandığını duyurmuştu. Karadeniz'deki önemli bir liman olan Herson, Moskova'nın Ukrayna'yı işgalini başlatmasından sadece haftalar sonra, Mart ayının başında Rus kontrolüne geçti. Rusya, 2014 yılında geniş çapta tahrif edildiğine inanılan tartışmalı bir referandumun ardından, Ukrayna'nın Kırım Yarımadası'nı yasadışı bir şekilde ilhak etmişti.

1 yıl önce

Yasa dışı dinleme skandalı: Yunanistan Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanı istifa etti

Yunanistan Ulusal İstihbarat Teşkilatı (EYP) Başkanı Panagiotis Kontoleon, bir gazeteci ve bir politikacıya yönelik telefon dinleme skandalı sonucu istifa etti. Yunan basınında yer alan haberlere göre, Kontoleon, "bilgi toplama sürecindeki dikkatsizlik" gerekçesiyle Başbakan Kiryakos Miçotakis'e istifasını sundu. EYP'te Ağustos 2019'tan bu yana başkanlık görevini yürüten Kontoleon'un yerine Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Themistoklis Demiris'in getirileceği belirtildi. Demiris'in, yaz tatilinin ardından Yunanistan Parlamentosu Kurumlar ve Şeffaflık Komitesine gelişmeler hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Kontoleon'un, parlamentonun ilgili komitesine, teşkilatının gazeteci Thanasis Koukakis'i gözetlediğini söylediği iddia edilmişti. YUNAN AP MİLLETVEKİLİNDEN SUÇ DUYURUSU Muhalefet partilerinden Değişim Hareketinin (KINAL) lideri ve Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Nikos Andrulakis, telefonunun yasa dışı dinlenmesine ve özel bilgilerine erişilmesine yönelik girişimde bulunulduğu gerekçesiyle Yunanistan Yüksek Mahkemesine (Areios Pagos) suç duyurusunda bulunmuştu. Andrulakis, 28 Haziran'da Avrupa Parlamentosunun özel hizmetinden faydalanarak, telefonunun casus bir yazılımla izlenip izlenmediğini kontrol ettirmişti. Telefonda yapılan ilk incelemede, "Predator" isimli casus yazılımla ilişkili şüpheli bir link tespit edilmişti. Daha sonra yapılan ayrıntılı incelemede ise Andrulakis'in, 21 Eylül 2021'de telefon sahibini casus yazılım programa yönlendiren linkin bulunduğu bir mesaj aldığı ancak Andrulakis'in mesajda belirtilen linke tıklamadığı görülmüştü. GAZETECİNİN TELEFONUNDA DA TESPİT EDİLMİŞTİ Nisanda da Yunan gazeteci Thanasis Koukakis'in cep telefonunda da casus yazılım tespit edilmişti. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Yunan yetkililerden, gazeteci Koukakis'in cep telefonunda tespit edilen casus yazılım programına ilişkin araştırma yapılmasını istemişti. IPI'nın açıklamasında, Koukakis'in cep telefonunun 2021'de 10 hafta boyunca "Predator" isimli casus yazılımla takip edildiği kaydedilmişti.

1 yıl önce

Yunanistan’ın Lavrion Kampı’ndan gelen teröristi annesi ihbar etmiş

NATO üyesi Yunanistan "mülteci kampı" adı altında Lavrion'da yüzlerce teröristi barındırıyor. Türkiye'de kanlı saldırılar gerçekleştiren terör örgütlerinin Avrupa'daki üs bölgesi haline gelen Lavrion Kampı'nda silahlı ve bombalı saldırı eğitimleri veriliyor. Bu kampta sabotaj eğitimi alan "Delil" kod adlı PKK'lı terörist Hüsamettin Tanrıkulu İstanbul'da yakalanmıştı. PKK'lı teröristin örgüte katılmak üzereyken daha önce de gözaltına alındığı, serbest kaldıktan sonra Yunanistan'a geçtiği ve annesinin ihbarı sayesinde yakayı ele verdiği öğrenildi. İşte PKK'lı teröristin yakalanma süreci: LAVRİON'A GİTTİ ANNESİ İHBAR ETTİ PKK'lı Tanrıkulu'nun 2021 yılında PKK'ya katılırken gözaltına alındığı ortaya çıktı. Yapılan operasyonla Habur Sınır Kapısı'nda yakalanan örgüt mensubu, o dönem çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılıp ailesine teslim edildi. PKK'lı Tanrıkulu Mart 2022'de bu defa yasa dışı yollardan Yunanistan'a geçti. Yeni Şafak'ın haberine göre, Teröristin annesi ise Diyarbakır'da polise başvurup oğlunun PKK'ya katıldığını ihbar etti. Lavrion Kampı'nda 3 ay silahlı ve bombalı sabotaj eğitimi alan terörist, Haziran ayında yasa dışı yollardan tekrar Türkiye'ye döndü. 2 AY SALDIRI TALİMATI BEKLEMİŞ İstanbul'da, yakınları örgütün dağ kadrosunda ölen ve PKK'nın bu nedenle "değer ailesi" adını verdiği bir ailenin yanına yerleşen terörist, Kandil'den gelecek eylem talimatını beklemeye başladı. Teröristi adım adım takip eden İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, eylem talimatı verildiği istihbaratı üzerine harekete geçti. Operasyon için düğmeye basan ekipler PKK'lı Tanrıkulu'nu 3 Ağustos gecesi Esenyurt Mehterçeşme Mahallesi'nde kaldığı evde kıskıvrak yakaladı. Adreste ele geçirilen dijital materyaller incelemeye alındı.

1 yıl önce

DEAŞ’a nokta operasyon! Sözde yargı, istihbarat, eğitim, sosyal medya sorumluları yakalandı

31 Ağustos tarihinde yakalanan Ramo Muhammed El Hamed’in ifadesi doğrultusunda ise Türkiye’de sansasyonel eylem yapma hazırlığında olan; -sözde istihbarat sorumlusu Ebu Resul kod adlı İbrahim El Salih, -sözde sosyal medya sorumlusu Ebu Eyup kod adlı Husam Davud, -sözde eğitim sorumlusu Ebu Abdurrahman El Şami kod adlı Ahmed El Helo, -sözde örgüt imamı Ebu Reşid kod adlı Kemi Aydan olmak üzere 4 DEAŞ mensubu Suriye/Cerablus bölgesinde sınırı geçmeye çalışırken yakalandı. Ayrıca teröristlere yardım ve yataklık ettiği belirlenen 6 işbirlikçi de gözaltına alındı. Söz konusu teröristler ile birlikte; - (1) adet AK-47 Kalaşnikov piyade tüfeği, -(1) adet şarjör ve (27) adet fişek ele geçirilmiştir.

1 yıl önce

İranlı istihbaratçı ile görüşme kaydı sızan Ümit Özdağ’ın manevi oğlu Adem Taşkaya görevden alındı

Ümit Özdağ’ın manevi oğlu Adem Taşkaya hakkındaki şantaj, taciz ve dolandırıcılık iddiaları sonrası görevden alındı. Zafer Partisi’nde gerçekleştirilen genel idare kurulu toplantısı sonrası açıklanan Yeni Başkanlık Divanı’nda Adem Taşkaya kendisine yer bulamadı. https://twitter.com/zaferpartisi/status/1578752068600623104?s=46&t=2QzzFJT0rqNSZNjs1_PbxQ İŞTE ADEM TAŞKAYA’YI GÖREVİNDEN EDEN SKANDALLARI Sait Emir, 30 yıldır Türkiye’de yaşayan, Türk vatandaşlığı olan bir iş insanı. Modacılık yapan Emir’in mesleği, İran’da yasak. Taşkaya’nın Emir dahil Türkiye’de yaşayan bazı İranlı iş insanlarının aleyhinde haberler yaptırdığı ve bu haberlere son vermek için de para istediği öne sürüldü. Taşkaya’nın ayrıca, bu iş insanlarının sınır dışı edilip İran’a teslim edilmesi için İran istihbaratıyla görüştüğü iddia edildi. HACKER GÖRÜNTÜLERİ ULAŞTIRDI Zafer Partili Taşkaya’nın kendisine şantaj yaptığını söyleyen Sait Emir, Aydınlık’a konunun ayrıntıları aktardı. Taşkaya’nın bir hackerla (siber korsan) anlaşıp Twitter ve Instagram hesaplarını ele geçirdiğini belirten Emir, daha sonra hackerin kendisine ulaşarak bazı videolar gönderdiğini kaydetti. Videolarda Adem Taşkaya’nın istihbaratçı olduğu iddia edilen İranlı Mohsen Afshani ile konuştuğu ve Türkiye’ye getirmek ve İranlı iş insanlarının hesaplarını ele geçirmek için yardım edeceğini söylediği görüldü. Taşkaya hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden Sait Emir, yaşadığı süreci şöyle anlattı: “Açıkçası kendisini (Adem Taşkaya) tanımıyorum. Ben Cihan Nacar’ın defilesini yapıyordum, Ukrayna’daydım. Daha önce de Yıldırım Mayruk Bey’in jübilesini yapmıştım. Bunların ikisine de ben sponsordum. Ukrayna’dayken yerel birkaç gazeteyle önce bana şantaj yapmaya başladılar. Dediler ki bunlara o kadar sponsor olmuşsun, bize de destek çıkarsan seviniriz dediler. Ben de reddedince bunlar benimle ilgili şantaj haberler yapmaya başladılar. Önemsemedim. Dava süreci başlattım, mahkemeye başvurdum. Yurtdışındayken bir arkadaşım bana ‘Adem Taşkaya diye birisi seninle ilgili bir haber yazmış’ dedi. Baktım, benimle ilgili dolandırıcı, kara para aklayıcısı gibi saçma sapan haberlerdi. Hemen iletişime geçtim, ‘Beni nereden tanıyorsun, bununla ilgili herhangi bir ihbar mı var?’ dedim. ‘Siz İranlı mısınız?’ dedi. ‘Evet İran doğumluyum ama şu an Türk vatandaşıyım, 30 yıldır Türkiye’deyim’ dedim. ‘Sizinle ilgili bazı İranlı arkadaşlar bizimle iletişime geçti, sorunlarınız var’ dedi. Ben de evet dedim. İran’da modellik, mankenlik ajansı, defile işi yasak olduğu için beni tehdit etti. Sonra, ‘Tamam sorun değil, biz yardımcı oluruz, olumsuz haber de yapmayız, dilerseniz anlaşalım’ dedi. Tabi ki dedim. Avukatıyla görüştüm, benden 300 bin dolar talepte bulundular. ‘SEN BİTTİN DİYEREK TEHDİT ETTİ’ “Sonrasında kendisine sert bir mesaj yazdım, ‘Böyle bir şey olamaz, Türkiye’ye geldiğimde yasal işlem başlatacağım’ dedim. Ondan sonra bana ‘Sen bittin, sen bundan sonra yoksun, mahkemeye gidersen işin biter’ dedi. Daha sonra benim Twitter’im ve Instagram’ım hacklendi. Sonra ben geri aldım. Fakat yaklaşık 2-3 hafta sonra birisi benimle iletişime geçti. Bana ‘Ben size bazı videolar atacağım, işinize yarayacak’ dedi. Anlamadım, ne bunlar dedim, anlayacaksınız dedi. Sonra bu videolar geldi bana. Twitter ve Instagram’ımı hackleyen kişiymiş. Bunlar galiba Adem Taşkaya’yla anlaşmışlar, sonra Adem Taşkaya parasını ödemeyince demiş ki ben bu videoları sahibine göndereceğim. Sonra bana şunu da iletti: Adem Taşkaya İran istihbaratıyla irtibatta, elimde video da var dedi ve onları da attı. Hemen savcılığa başvurdum.” ‘TAŞKAYA, ‘PARTİ KURUYORUM ZARAR GELMESİN’ DEDİ’ “Bu süreçte Adem Taşkaya bana ulaştı, ‘Bir parti kuruyorum, partime zarar gelmesini istemiyorum, bundan sonra seninle ilgili haber paylaşmayacağım, davayı geri çek.’ dedi. Tarih 12 Nisan 2021’di. Dava sürecinden 6 ay sonra. Adem Taşkaya bu süreçte benimle ilgili çok hırçınlaştı, benim arabama benzer bir araba bulmuş, silahlı bir araba, beni onun önüne koyup montajlamış. Bana dolandırıcı iftiraları attı. Benim çektiğim kliplerdeki görüntüler üzerinden iftira attı.” ‘BITCOİN HESAPLARINI BOŞALTIRIM’ Taşkaya’nın İranlı hacker ve istihbaratçı olduğu iddia edilen Mohsen Afshani ile yaptığı çevrimiçi görüntülerde bazı İranlı iş insanlarını yakalatmak ve onların hesaplarındaki Bitcoin’lerin boşaltılması için yardım edeceğini söylediği görülüyor. İran’da olan Mohsen Afshani’nin Türkiye’ye gelmesi için yardım edeceğini söyleyen Taşkaya, hackerın tercümanlığında Afshani’yle şu konuşmayı yapıyor: Mohsen Afshani: Hem kumar yapıyorlar hem para çalıyorlar hem de fishing yapıyorlar. Çünkü İran’da bunlar yasak, İslami ülkelerde yasak. Adem Taşkaya: Bunları yaparken İran Devlet Bankasını mı kullanıyorlar? Tercüman: Evet abi bunu ben biliyorum, öyle yapıyorlar. İran Devlet Bankasını kullanıyorlar. Adamları var İran’da. Mohsen Afshani: İran’da, ABD tarafından ambargo var. Adem Taşkaya: Oradaki insanlar, bunu (İran’daki iş insanı Milat Hatemi’den bahsediyor) kumar oynadığı için hiçbir şekilde mahkemeye veremiyorlar, değil mi? Tercüman: Birkaç gün önce 72 bin insanın dosyasını mahkemeye verdiler, kumar oynadıkları için. Adem Taşkaya: Ne yapıyor? Seks ve kaçakçılık mı yapıyor? Mohsen Afshani: Milat Hatemi, kızları kaçırıyor. Adem Taşkaya: Bunları başındaki Sait Emir değil mi? Mohsen Afshani: Bunların 4 kişi başlarında: Sadullah Emir Şegagi (Sait Emir’in İran’daki ismi), Ferşidaman Şegagi, Hamedi Şakuri, dördüncü de… Adem Taşkaya: Pooyan Mokhtari? Mohsen Afshani: Yok Mokhtari aşağıda, bunlar başlarındaki kişiler. Adem Taşkaya: Peki oradan buraya paraları nasıl aktarıyorlar? Hangi hesaplarla? Mohsen Afshani: Ya sarrafla exchangle ya da Bitocin’le aktarıyorlar. Mohsen Afshani: Beni kaçırmalarının sebebi, ben bunları ifşa ediyordum. (Afshani konuşmanın tamamında İranlı iş insanlarının Türkiye’deyken kendisini kaçırdığını, ellerinden kaçtığını bu nedenle İran’a döndüğünü anlatıyor) Adem Taşkaya: Seni nasıl yakaladılar? Mohsen Afshani: Ali Rıza Handavi geldi dedi ki bana, Ben Milat Hatemi’nin Bitcoin hesaplarını boşaltmak istiyorum. Ben de dedim ki sadece 2 tane cep telefonu istiyorum Milat’tan, İran devleti için. Onlar bilsinler nasıl İranlılar irtibat… Adem Taşkaya: Cüzdanları yönetebilirim. Yani 2 tane telefonu olursa ben hesaplarını boşaltabilirim. … Mohsen Afshani: Bunlar benimle oynadılar, benim şerefimle oynadılar. Türkiye’ye gelmek ve bunlardan şikayet etmek istiyorum. Ama nasıl yapabilirim bilmiyorum. 2 gün gizlice gelip şikayet etmek istiyorum. Ama korkuyorum. Adem Taşkaya: Geldiğinden haberleri olmaz ki onların. Ben alırım onu havaalanından, emniyete de götürürüm. (Tercümandan bu teklifi Afshani’ye iletmesini istiyor.) Mohsen Afshani: Ali Rıza yalanca Türkiye’ye gitmiş, Türkiye’ye şikayet etmiş, Mohsen’den 3 bin dolar alıp ‘Sonra vereceğim’ diyor. Ama vermiyor. Hepsinin videosu var. Adem Taşkaya: Videoları alabilir miyim? Ben onu (Afshani’yi) havaalanından aldırırım, hiçbir problem yok. Başka şeyler için de… Rahatlıkla gelebilir, kimse ona bir şey yapamaz. Suç duyurusunda bulunup bulunmaması önemli değil, istediği zaman aldırır, istediği yere bıraktırırım. Hiç problem değil. Onlar zaten kendi dertlerine düştüler, onunla uğraşmazlar. TAŞKAYA YANITSIZ BIRAKTI İddiaları ve görüntüdeki konuşmaları sorduğumuz Adem Taşkaya, iddialar için suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Taşkaya, “Hakkında kim paylaşım yapıyorsa herkese aynı iftirayı atıyor. İddiasını suç duyurusu ile perçinlemeli. Diş doktoru olmadan diş doktorluğu yapıyor. Hem de İstanbul emniyet müdürü ve başsavcının. Videoda kendisi söylüyor. Daha vahim şeylere kendileri cevap versin.” şeklinde konuştu. Mohsen Afshani ile görüşmesindeki “Bitcoin hesaplarını boşaltabilirim”, “Seni havaalanından aldırırım, istediği yere bıraktırırım” sözlerini sorduğumuz Taşkaya, “İnternette olan görüşmeler. Hikaye, tıp okuyor bu hacker denilen kişi. Türkiye’ye gelmek buraya geçiş yapmak istiyordu, daha önce açıklama yaptım, İranlı bir çete çökerttim, çiğ yemedim karnım ağrımıyor. Verdim tüm cevapları. Kimseye vermediğim cevapları size verdim.” ifadelerini kullandı

1 yıl önce

Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu iddiası... Bakan Soylu’dan tepki: Uluslararası bir istihbarat oyununa düşmektedir

Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun video paylaşımındaki sözleri hakkında suç duyurusunda bulunulacaklarını açıkladı. Bakan Soylu da Kılıçdaroğlu'nun iddiaları ile ilgili olarak, 'Uluslararası bir istihbarat oyununa düşmektedir.' şeklinde tepki gösterdi. Bakan Soylu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: Anayasal bir kurum olan ana muhalefet partisi genel başkanı her gün Türkiye'yi yalanlarla karartmaya çalışmaktadır. Meclis'te çıktı, bu Meclis'te yüzü aşkın ByLock'çu milletvekilleri vardır dedi. Çıktı; Külliye'ye giden bir CHP'liden bahsetti yalandı, ismini de telaffuz edemedi. Tutuklu gazetecilerle ilgili bir liste yayınladı, aslında bir terörist listesi olduğu apaçık ortadaydı. Mersin'deki yaşanan olay söz konusu, bir tek cümle söylemedi. Bu ülkede darbe oldu, Menderes idam edildi. Ailelerinden kaç kişi mahkeme bastı? Bu ülkede Erdoğan'a siyasi yasak kondu, mahkeme bastı. Özal'a yapılmadık kalmadı. Hatta Demirel, Özal anayasa mahkemelerinden hep şikayet etti. Bunlar Yalova'da mahkeme bastılar, hakimi tehdit ettiler. Mersin'de, İstanbul'da, belediye terörist. Birçok yerde belediyelere terörist yerleştirdiler, acaba kendi kitlemi bu yalanlarla başka bir noktaya çekebilir miyim endişesi içide. Bu ayıptır, bu yakışmaz. Neymiş, Türkiye cari açığını uyuşturucu ticaretiyle kapatmaya çalışıyor. Türkiye haritasıyla şırınganın yan yana olduğu dergiler dünyada yayınlandı. 'ANA MUHAKEFET PARTİSİ LİDERİ BU İSTİHBARAT OYUNUNA DÜŞMEKTEDİR' Türkiye'de bundan nasibini almayan kalmadı. Ana muhakefet partisi lideri bu istihbarat oyununa düşmektedir ve bunu bilerek yapmaktadır. Problemi olumlu giden gündemi nasıl akamete uğratırım? 1 lirasını ifade et ya Allah rızası için. Türkiye'nin uyuşturucusunu dörtte üçü sınırlarından girdiği Ağrı, Van ve Hakkari'de yakalıyor. 2016 tarihinde Türkiye'de uyuşturucu satıcılığından içeride yatan kişi sayısı 35-36 bindi, bu sayı bugün 110 bin. Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarını gerçekleştirdik. Sadece bu kadar mı? Başka bir şey daha yapıyoruz. 3 yıl önce başladığımız; her ilçeyi 32 kriterle derecelendiriyoruz. Bunu tamamen 32 kriterin sonuçlarıyla devam ettirmeye çalışıyoruz. Sadece bu değil. Bütün bunlarla birlikte bizden en çok meselelerden biri zorunlu tedaviydi. Türkiye'de bu konuda hem arzla mücadelede hem aynı zamanda taleple mücadelede hem rehabilitasyonda Türkiye tarihinin en önemli dönemini yaşamaktadır. Bak bakalım okulların önünde uyuşturucu satan var mı? Biz tüm satanlar ve içenlerle anket yaparız yakaladığımızda. Bütün bunlarla ilgili değerlendiririz ve buna göre politikalar ortaya koyarız. Bugün en iyi narkotik polisi anne diye bir projemiz var. Bu annelere ulaşmamız çocukların uyuşturucuya başladığını nasıl anlarlar, onları daha fazla bilgilendirmek için sağlıyoruz. Büyükelçiler konusunda bir şey söyleyebilirler mi? Yarın öbür gün bunun ses kaydı çıkarsa, bir vatansever bunun ses kaydını mahkemeye gönderirse ne olur? Kılıçdaroğlu bir yalan ve suç makinesidir. Uyuşturucu ticareti suçu karşılıksız kalmayacaktır. Kendi başarısızlığını gölgelemek için yine, yeni, yeniden bir yalana ve iftiraya başvurdu. Peşini bırakmayacağız Bakan Soylu ayrıca, Kılıçdaroğlu'na tepki gösterirken, 'Uluslararası bir istihbarat oyununa düşmektedir. Türkiye'yi yalanlarla karartmaya çalışmaktadır.' ifadelerini kullandı.

1 2 3 4 5 6