18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı, hizmet ve politikalarından duyulan memnuniyeti anketle ölçtü

Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle; “İçişleri Bakanlığınca yapılan ankette, vatandaşların yüzde 82’si Bakanlık hizmetlerinden memnun oldu. Uygulanan politikalar arasında en yüksek memnuniyet ise yüzde 85,89 ile terör örgütleriyle mücadeleden duyuldu. İçişleri Bakanlığı, bağlı birimlerinde verilen hizmetlerin vatandaş memnuniyetini ölçmek için her ay düzenli olarak IVR (Interactive Voice Response) (Etkileşimli Sesli Yanıt) Robot teknolojisi yardımıyla anket düzenliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bağlı kuruluşları ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ve valiliklerce verilen hizmetlerin vatandaş memnuniyetini ölçmek amacıyla yapılan bu anketler, “hizmet” ve “politika” başlıklarında uygulanıyor. ‘Hizmetler anketi’ başlığında; alınan hizmetten genel memnuniyet, personel ilgisi, personel bilgi düzeyi, işlemin tamamlanma süresi ve birimin fiziki ortamı sorgulanıyor. Hizmet anketi başlığında, geçen mayıs ayında 205 bin 330 kişiye düzenlenen ankette, genel memnuniyet oranı yüzde 82 olarak ölçüldü. Terörle mücadele takdir topladı  ‘Politikalar anketi’ başlığında ise; terör örgütleriyle mücadele, trafik güvenliği uygulamaları, uyuşturucu ile mücadele, hırsızlık dolandırıcılık gibi asayiş olaylarıyla mücadele, kaçak göçle mücadele, afetlere hazırlık, kimlik kartı sürücü belgesi ve pasaport belgesi dâhil nüfus işlemlerindeki memnuniyet derecesine ilişkin belirlemeler yapılıyor. Mayıs ayında bu başlık altında 100 bin 291 kişiye düzenlenen ankette; politikalardan genel memnuniyet yüzde 75,08 olarak ölçüldü. Bakanlığın uyguladığı politikalar içinde en yüksek memnuniyet, yüzde 85,89 ile terör örgütleriyle mücadeleden duyuldu. Bunu yüzde 84,08 ile kimlik kartı, sürücü ve pasaport belgesi dahil nüfus işlemleri, yüzde 77,79 ile uyuşturucuyla mücadele politikaları izledi. Kişisel veriler korunuyor  Vatandaş Memnuniyet Anket Uygulaması, 2020 yılı Mayıs ayı itibarıyla IVR (Interactive Voice Response) (Etkileşimli Sesli Yanıt) Robot teknolojisi kullanılarak gerçekleştiriliyor. Bu teknoloji ile sesler yazıya, yazılar sese dönüştürülmesi temelli yapay zekâ sayesinde günlük 8 bin arama kapasitesiyle daha doğru sonuçlara varılabiliyor.  2020 yılı itibarıyla İçişleri Bakanlığı anketleri çeşitli dillerde yapılarak ana dilleri farklı olan kişilerin görüşleri de anket sonucuna dâhil ediliyor. Ayrıca, anket kapsamındaki verilen cevaplar anonimleştirildiğinden kişisel veriler de ihlal edilmiyor.”

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bizim bütün derdimiz, beklentimiz NATO'nun birlik ve beraberliğine, dayanışmasına güç katacak amasız fakatsız bir yaklaşımı Amerika'dan görmektir."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: NATO Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Brüksel'e hareket ediyoruz. İttifakın önümüzdeki 10 yıllık yol haritasını belirleyecek NATO 2030 sürecine ilişkin kararların alınacağı önemli bir zirveye iştirak edeceğiz. NATO, farklılaşan tehditler karşısında kendini güncellerken yeni şartlara da uyum sağlıyor. Afrin'deki Şifa Hastanesine yapılan terör saldırısı, PKK/YPG'nin nasıl kalleş ve vahşi bir örgüt olduğunu göstermiştir. Ülkemizde masumları, Suriye'de sivilleri, Irak'ta Kürt kardeşlerimizi katleden bu alçaklardan döktükleri her damla kanın hesabını soracağız. DÜZENSİZ GÖÇ Türkiye olarak sadece terörle mücadele etmiyoruz aynı zamanda doğu-batı yönünde yoğun bir düzensiz göç baskısına da maruz kalıyoruz. Biz kendi sınırlarımızı korurken NATO'nun sınırlarını da koruyoruz. İhtiyaç duyulan her dönemde ittifaka sağladığımız katkılar Türkiye'nin yeri konusunda mihenk taşıdır. Türkiye'nin ittifak içindeki rolünün daha da önem kazanacağına inanıyoruz. NATO Zirvesi sonrasında kardeşim Aliyev ile davetine icabetle Azerbaycan'a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğim. Süreç içerisinde Azerbaycan Karabağ'da tarihi bir zafere imza atarak 30 yıllık işgale son vermiştir. 10 Aralık 2020'de Bakü'de düzenlenen Zafer Geçit Töreni'ni izlemiştim. Bu kez zaferin kazanıldığı topraklara gideceğiz. Şuşa'yı inşallah ziyaret edeceğiz. 16 Haziran'da A Milli Futbol Takımımızın Galler'le oynayacağı maçı da Aliyev ile izleyeceğiz. 17 Haziran'da düzenlenecek forumda Antalya'ya gelecek liderlerle görüşmeler gerçekleştireceğiz.  SORULAR ABD BAŞKANI BIDEN İLE GÖRÜŞME Sayın Biden'la bizim göreve geldikten sonraki bu yüz yüze ilk görüşmemiz olacak. Birinci derecede Türkiye - Amerika ilişkilerini şöyle bir masaya yatırtmamız gerekiyor. İçerde dışarda bir çok dedikodular oldu. Bunları geride bırakıp neler yapacağız bunları konuşmamız lazım. Görüşme alanımız çok geniş. Zira 24 Nisan bizler için maalesef bizler için çok çok olumsuz bir süreç oldu. Böyle bir yaklaşımı beklemezdik, bizleri ciddi manada üzmüştür. Bunu gündeme getirmeden geçmeyi doğru bulmamız mümkün değil. Türkiye rastgele bir ülke değil. ABD ile NATO'da müttefik bir ülke. İki müttefikin kalkıp da bu konuda NATO ile uzaktan yakından alakası olmayan Ermeniler konusunda böyle bir yaklaşıma girmesi bizleri rahatsız etmiştir, üzmüştür. Savunma sanayine yönelik masa üstünde kalan konular var. En önemlisi F35 konusudur. Türkiye ahdini yerine getirdiği halde sözleşmeye uymayan bir Amerika vardır. Ödemelerini yapmış Türkiye var, ciddi manada parça alma işlemini Türkiye'den yaptıkları halde yani 700 - 750 parçayı veren Türkiye var.  Bu arada Patriot'lar var. Biz de Rusya ile anlaşmaya gitmek suretiyle S400'leri aldık. Neyi yaparızı ikili görüşmede masaya yatırmakta fayda var. Derdimiz, beklentimiz NATO'nun birlik ve beraberliğine güç katacak, 'ama'sız ve 'fakat'sız bir yaklaşımı ABD'den görmektir. NATO'dan ülkemizin güvenlik hassasiyetlerini dikkate almasını bekliyoruz. ABD malum Afganistan'ı terk etmenin hazırlığı içinde. Oradaki süreci devam ettirecek güvenilir tek ülke malum Türkiye. Bu konuda arkadaşlarımız muhataplarına gereken cevabı verdiler. Onlar da bundan mutlular.  NATO Genel Sekreteri ile de görüşeceğiz. Bu süreçte Soltenberg olumlu yaklaşımda olmuş bir dostumuzdur. bu süreci devam ettiren bir dosttur. Ne gibi adımlar atarızı görüşme imkanımız olacak. MERKEZ BANKASI'NIN DÖVİZ REZERVİ Şu anda MB'nin döviz rezervi konusunda geldiğimiz nokta 100 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumdayız. Ülkelerin kendi yerel paraları ile ticaretleri ve para takası anlaşması ile gerçekleşiyor. Yakın zamanda Çin'le önemli bir anlaşmayı yaptık. Daha önce Çin'le 2.4 milyar dolarlık swap anlaşmamız vardı. bu rakamı 3.6 milyar dolarlık bir anlaşmayla toplamda 6 milyar dolara çıkarmış olduk.  Bu Türkiye'nin sıçraması oldu. MÜSİLAJ İLE MÜCADELE  Dün akşam genelgeyi yayınladık. Marmara Denizi Eylem Koordinasyon Kurulu'nu kurduk. İki gün önce de YÖK'ün organizesi ile hocalarımızla bir araya geldik. Şu anda 77 noktada 1700 metreküp müsilaj temizlenmiş vaziyette.. Yoğun bir çalışma devam ediyor. 7/24 esasına göre çalışmalar devam edecek. Müsilajın incelemeler neticesindeki durumuna göre gübre olmaya müsaitse gübre olarak kullanılabilir. Bunların kararını kurulan ekipler verecek. Mesele burada oluşturmuş olduğumuz kurulun yapacağı hassas çalışmalar neticesinde verilecektir. Biraz zaman alacak ama bu işi inşallah başaracağız.  ABD GİBİ BİR ÜLKEDEN TÜRKİYE'NİN BEKLENTİLERİ KARŞILIĞINI BULDU DİYEMEM ABD ve ABD'nin liderleri ile yeni tanışan birisi değilim. Bush döneminden itibaren süreç içerisinde gerek sayın Obama ile olan sürecimiz var. Malum Trump'la olan sürecimiz var. Şimdi de Biden'la olan bir süreci yaşıyoruz. Bu süreç içerisinde de hepsiyle kötü günlerimiz oldu diyemem. Genelde çok çok başarılı çalışmalar yaptık. Bu çalışmalar esnasında ABD gibi bir ülkeden Türkiye'nin beklentileri karşılığını tam manasıyla buldu mu derseniz buldu diyemem. Temenni ederim ki bundan sonra bulalım. NATO içinde üzerine düşen görevi yerine getiren ülkelerden biri ilk 5'in içinde olmak kaydıyla Türkiye'dir.  Geçmişte Biden'ı evinde ziyaret etmek suretiyle bir çok görüşmelerimiz oldu. Obama'nın yardımcısı olduğu dönemde sık sık görüştüğümüz bir dostumuz. Umarız 24 Nisan'ı unutturacak adımları da atmış oluruz. 

2 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus-Amerikan ilişkilerinin son yıllarda ABD’deki iç siyasi mücadeleye kurban edildiğini söyledi

Rusya ve ABD arasındaki ilişkilere değinen Putin, ABD ile birçok alanda çalışmaya hazır olduklarını dile getirerek, "Uluslararası ilişkilerde istikrar ve öngörülebilirlik en önemli değer. Amerikan ortaklarımız tarafından geçen yıllarda bu konuda bir şey göremedik." şeklinde konuştu. Putin, ABD’nin Rusya’yı seçimlere müdahale etmek ve siber saldırı düzenlemek ile suçladığına dikkati çekerek, "Rus-Amerikan ilişkileri son yıllarda ABD’deki iç siyasi mücadeleye kurban edildi." dedi. Daha önce, ABD’ye siber alanda birlikte çalışma teklifinde bulunduklarını hatırlatan Putin, ABD’nin bu teklifi reddettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kimsenin birbirinin iç siyasi süreçlerine müdahale etmemesi gerekiyor. Ne ABD’in Rusya'nın ne de Rusya'nın ABD'in iç hayatına müdahale etmemesi lazım. Dünyadaki tüm ülkelerin halklarına barış içinde gelişmesine fırsat vermek gerekiyor. Kriz durumlarının, dışarıdan müdahale olmadan halk içinde çözülmesi gerekiyor ancak ABD yönetimi için bu çağrı, pek bir şey ifade etmiyor. ABD yönetiminin yine de diğer ülkelerdeki iç süreçlere müdahale edeceğini düşünüyorum. Bu süreç artık çok zor şekilde durdurulabilir, çünkü çok hızla yürüyor." NATO’nun siber alanını, "savaş" alanı olarak ilan ettiğini hatırlatan Putin, Rusya'nın bundan "rahatsız" olduğunu vurguladı. Putin, Biden’ın kendisini "katil" olarak tanımlamasına ilişkin ise "Çalışma esnasında, farklı taraftan saldırılara alıştım. Bu beni şaşırtmıyor. İnsanlarla uluslararası arenada birlikte çalışıyoruz, tartışıyoruz. Biz gelin ile damat değiliz ve birbirimize sonsuz sevgi ve dostluk konusunda yemin etmiyoruz. Biz ortağız ve bazı konularda birbirimizle rekabet ediyoruz. Sert söylem ise Amerikan kültürünün tezahürüdür." ifadelerini kullandı. "ÇİN’İN DÖRDÜNCÜ UÇAK GEMİSİNİ İNŞA ETMESİ BİZİM İÇİN TEHLİKE DEĞİL" Çin’in dördüncü uçak gemisini inşa etme durumunu değerlendiren Putin, bunun Rusya için tehlike oluşturmadığını söyledi. Putin, ABD’nin Çin’e göre daha fazla uçak gemisine sahip olduğuna dikkati çekti. Rusya'da hapiste bulunan Rus muhalif Aleksey Navalnıy ile bağlantılı kuruluşları aşırılık yanlısı olarak ilan edilmesi konusuna da değinen Putin, ülkede "yabancı ajan" yasasının yürürlüğe girdiğini anımsatarak, "Bu bizim icat ettiğimiz şey değil. Yabancı ajan yasası, ABD'de 1930'larda kabul edildi. Bu yasa, bizimkisine göre daha sert. ABD'nin iç siyasi hayatına müdahalenin önlenmesini amaçlamaktadır. Genel olarak, bu yasanın doğru olduğunu düşünüyorum." dedi. Putin, Rusya'daki birçok sivil toplum kuruluşunun dışarıdan maddi olarak desteklendiğini ve bu nedenle gerekli önlemleri aldıklarını savundu. Ülkedeki siyasi sistemin geliştiğine işaret eden Putin, "Rusya'da 34 kayıtlı siyasi parti var. Bu partilerden 32'si, eylülde ülke genelindeki çeşitli seçim süreçlerine katılacak." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

300 aile Kılıçdaroğlu’ndan şikayetçi oldu

Milyonlarca öğrencinin uzun bir çalışma temposu sonrası üniversite hayallerini gerçekleştirmek için YKS sınavına gireceği zaman CHP medyası, öğrencilerin moralini altüst eden bir yalan habere imza atmıştı. KILIÇAROĞLU, YALANI PAYLAŞIP ORTAK OLMUŞTU "Katarlı gençlere sınavsız tıp eğitimi hakkı verildiği" yönündeki asılsız haber, Sözcü, Cumhuriyet ve T24 haber sitesinde yayımlanırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter'dan bu haberi paylaşarak yalana ortak olmuştu. Çocukları YKS'ye giren Türkiye'nin farklı yerlerinden 300'den fazla aile, çocuklarının sınav öncesi moralinin bozulduğunu ve motivasyonlarının düştüğü gerekçesiyle yalan haberi yapanlar ve yayanlar hakkında şikayetçi oldu. "MiLYONLARCA ÖĞRENCİNİN HAYATIYLA OYNADI" Mağdur ailelerin avukatlığını üstlenen Doğukan Yılmazer, "Sınava saatler kala, Katarlı öğrencilerin üniversitelere sınavsız alınacağı seklinde ve ilgili devlet kurumlarınca çok kısa süre içerisinde yalanlansa da servis edilmeye devam edilen bir haberle amaçlanan iktidarı yıpratmak olsa da doğrudan milyonlarca öğrencinin hayatıyla oynandı. Bir gün sonra söz konusu habere ilişkin yayımlanan tekzip ve düzeltmeler ise insanların aklıyla alay etmekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Dünden bu yana görüştüğüm bütün ebeveynler ve eğitimcilerin ortak görüsüdür ki sınava giden saatlerde çocukların umutları gibi psikolojileriyle de oynanmıştır. Anne babalar dün gece çocuklarıyla yasadıkları diyalogların, mesajlaşmalarının fotoğraflarını gönderiyorlar. Türkiye'nin dört bir yanından bana, onları anlıyor ve üzülüyorum. Bizler de o çocuklarla aynı yollardan geçtik. Gençlerin hayalleriyle oynamak bu kadar kolay olmamalı" dedi. "2 MİLYONDAN FAZLA GENCİMİZE HAKSIZLIK EDİLDİ" Avukat Yılmazer, "Büyük mağduriyet oluşmuş durumda. Çocukların gardları düşmüş, motivasyonları yerle bir. Eğitimcilerden, psikologlardan görüşler aldım bu süreçte. Oluşan mağduriyet nedeniyle tazminat davası açmaya hazırlanıyoruz. Bize başvuran ailelerden ücret almayacağız. Bu yalan, çarpıtma haber bir iki medya organının servisiyle kalsa belki bir parça etkisi daha düşük olabilirdi ancak ülkenin ana muhalefet partisinin lideri gibi üst düzey siyasetçiler hatta bazı üniversite profesörleri de paylaşınca gençlere sanırım yalnızca `inanmak` kaldı. Buradaki üzüntümüz siyasi parti liderlerinin de olayın aslını bilmeden böyle bir algı oluşturulmasına yardım etmesidir. 2 milyondan fazla gencimize haksızlık edildi" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Tank Palet Fabrikası'na ziyaret

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'da yapımı tamamlanan 1 milyar 200 milyon TL’lik 18 yatırımın açılış töreni için Sakarya'ya geldi. Erdoğan programı kapsamında ilk olarak Arifiye ilçesi Hanlıköy Mahallesi’nde 1 milyon 804 bin metrekare alan üzerine kurulu Tank-Palet fabrikasını ziyaret etti. Tank Palet Fabrikası'nda incelemelerde bulunan Erdoğan, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Erdoğan daha sonra özel defteri imzaladı.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Sayın Soylu'ya yapılan itibar suikastlerini, siyasi linç girişimlerini asla kabul etmiyoruz. Kim demiş Sayın Soylu 'yalnız' diye, kim demiş 'kimsesiz' diye

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle: Her siyasal hareket üzerinde şekillendiği, aynı topluma dayanmasına rağmen teşhiste, tedavide ve çözüm yollarında ayrılmaktadır. Birbirine benzeyen partileri ayıran farklılıklar burada aranmalıdır. Bu ayrılıklar, siyasetin doğasında vardır. Fikir ve tercihlerine katılmasak bile bize göre saygındır ve demokratik bir sonuçtur. Demokrasilerde her siyasi düşüncenin, her siyasal partinin büyük yada küçük bir karşılığı vardır ve olmalıdır. Her siyasal hareket üzerinde şekillendiği aynı topluma ve aynı sorunlara bakmasına rağmen çözüm yollarında ayrılmaktadır. Bu ayrılıklar siyasetin doğasında vardır. MHP Türkiyemizin tamamında zemin bulmuş ve kök salmış, kendisine sevgisiyle bağlı bir seçmen kitlesine kavuşmuştur. Üç hilal bir sevda halini almış, ne kadar övünsek azdır, yetersizdir. MHP bir demokrasi namusudur. MHP büyük bir millet eseridir. MHP, istikrarın, dik duruşun, devredilmez inancın markasıdır. Bizi diğer partilerden ayıran siyasi kavşak noktalarından Türkiye'nin ana meselelerini okuyuş biçimimiz, milli ve manevi değerleri kavrayış niteliğimiz, sorunları ele alış çizgimiz farkları belirgin olarak göstermektedir. Daha mutlu, daha güvenli, daha gelişmiş bir millet hayatı için geceyi gündüze katacağız. Bunu yaparken geçmişimizi göz ardı etmeyeceğiz. Hiçbir şey adına dürüst ve samimi siyasetimizi karartmadık. Aldatmaya sırtımızı döndük, yegane güç kaynağımız olan milletimizin şaşmaz duygusuna ümitlerimizi bağladık. 'ZİLLET İTTİFAKI İLE AYRIYIZ' Zillet İttifakı ile ayrıyız, gayrıyız, uzağız. Çünkü yalancı, inkarcı değiliz. Çünkü gece başka gündüz başka değiliz. İstanbul Sözleşmesi'nin çarpıtılması, İstanbul Kanal'ı hedef alan bayağı saldırılar ve Katarlı öğrencilerin sınavsız üniversite okuyacaklarına yönelik kara propagandalar Türkiye'yi zor duruma sokmaya yönelik taktik adımlardır. Kılıçdaroğlu, Tank Palet fabrikasını sattılar yalanını söylüyor. Yardımcısı Öztrak, daha geçen hafta basının karşısına çıkıp 'Ne satması?' diyor. Bunlar gerçekten yalancının daniskasıdır. 'SÖZ VERİYORUM İLK KEZ CHP'YE DESTEK VERECEĞİZ' Kılıçdaroğlu paylaştığı bir videoda beni hapse atmak istiyorlar diye yakınıyor. Kılıçdaroğlu, mağduriyet pozlarını bıraksın da, hangi eylemlerinin kanunlarla çeliştiğini düşünsün. Meclis kanun kaçaklarının meskeni olamaz. Fezlekeler bir an önce Genel Kurul'a getirilmeli. Kılıçdaroğlu bir ara yollara düşüp adalet arıyordu. İşte fırsat, işte ortam. Saklayacağı, gizleyeceği, utanacağı ilişkiler ağı bulunmuyorsa çıksın mahkeme karşısına versin üzerine atılı suçlamaların hesabını. Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse, Kılıçdaroğlu da ödesin. Kılıçdaroğlu kendine güveniyorsa dokunulmazlığın kaldırılmasına bizzat kendisi ön ayak olmalı, karar sürecini bizzat kendisi başlatmalıdır. Söz veriyorum ilk kez CHP'ye destek vereceğiz. Onlara tamam diyeceğiz. Biz şerefli Cumhuriyet Savcılarına güveniyoruz. Bağımsız yargı zamanı geldiğinde her insana lazımdır. Hukuka deli gömleği giydirmek kimsenin harcı değildir. Ellerine şehitlerimizin kanları bulaşan, PKK'nın tasması boğazına geçen HDP'li vekillerin fezlekelerinin görüşülmesi neden gecikmektedir? Daha ne olacaktır? TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyorum. Karma Komisyonu sorumluluğu ifa etmeye çağırıyorum. AYM'NİN GERGERLİOĞLU KARARI AYM, Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun hak ihlali ile tahliyesini istemiştir. Söz konusu karanlık şahsın, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti hakkının ihlal edildiğine AYM karar vermiştir. Yani milletvekilliğine dönüş yolu açılmıştır. Yani CHP'li Berberoğlu gibi Gergerlioğlu için Meclis'e dönüş yolu açılmıştır. Dağdaki eşkıya için de hak ihlali kararı verilecek midir? Anayasa Mahkemesi bölücüler lehine hak ihlaline hükmederken, devletimizin, milletimizin, şehitlerimizin tartışılmaz hak ve tarihi çıkarlarını gasp ettiğinin farkına ve bilincine ne zaman varmayı planlıyor? Ne hakkı, neyin ihlali? Ne zamandır hainin hakkı oluyormuş? MHP'nin komisyon üyesi olan değerli milletvekilleri oylamada evet diyecektir. Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili de MHP tam kadro 'olur' verecektir. PKK'nın siyaset kolu olanlara sessiz kalamayız. Hiç kimse bize bölücülerin hak ihlaline maruz kaldığına ileri sürmesin. AKŞENER'E TEPKİ GÖSTERDİ İP'in başkanı anlaşılan yine bilye dağıtmış... İP Başkanı, bizim ve AK Parti'nin HDP'yi şeytanlaştırdığını ifade etmiş. Bu bayan HDP'nin zaten şeytan olduğunu bilmiyor mu? Şeytana açık yada gizli destek çıkmak, bir defa ayan beyan günahkarlıktır. İP'nin HDP'nin dibinde ne işi vardır? İP Başkanı bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Kandil ve Pensilyanya arasında İP'ten köprü kuranlar bunun bedelini ağır ödeyecektir. Kürt'ten terörist olmaz! Kürde terörist denmez. Terörist PKK'dır, FETÖ'dür, DEAŞ'tır, DHKP-C'dir. Kürt kökenli kardeşlerimin terörle hiçbir bağlantısı yoktur, var diyen varsa vatan hainidir. İP Başkanı Kürt kardeşlerimizden özür dilemelidir. Zilleti yalnızca siyasette aramak yeterli değildir, bunlar bazen araştırma şirketleridir, bazen güdümlü rapor üreten sözde düşünce kuruluşlarıdır, bazen sözde sivil toplum işbirlikçileridir. Ekranlarda, kürsülerde boy gösteren bu şer cephesinin yapısını, terörle elde edilememiş sonuçların siyasetle sağlamak oluşturmaktır. Milli varlığımız etnik kalıntı değildir, aşiret bozuntusu değildir. Kimliksizlere bir kez daha duyuruyorum ki adı Türk milletidir. Şırnaklı neyse Tekirdağlı odur. Tuncelili neyse Muğlalı odur. Hepsi birdir... Kürt kökenli kardeşlerimizin HDP ile bağı kalmamıştır. Biz insanımızın köküne, kökenine bakmayız, bölmeyiz, parçalamayız, dağıtmayız, bayrağa saygı var mı ona bakarız. 1000 yıl boyunca ne söylendiğine değer veririz. Türk milleti bunu asla kabul edilemez, bu zilleti çekmeye hiçbir kantar yetemez. Milletimiz bir olup bu zillete dersini verir. Teröre teslimiyeti kabul etmeyecektir. CHP Genel Başkanı'na bakarsanız YPG'nin bize saldırması söz konusu değildir. İP Başkanı'na bakarsanız HDP Kürt siyasal hareketidir. Bu utanç duyulacak bir kırılma ve zaaftır. Mehmetçiğe sahip çıktığımız gibi, hükümetimize, Türk polisine, korucularımıza da sahip çıkma kararlığımız var. Alayının bir adım arkasındayız, dönersek de namerdiz. SOYLU'YA SAHİP ÇIKTI Bilhassa terörle mücadele alanında ismini altın harflerle yazdıracak İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'ya yapılan itibar suikastlerini, siyasi linç girişimlerini kaygı ile izlediğimizi asla ama asla kabul etmediğimizi tarihe not düşmek istiyorum. Kim demiş Sayın Soylu yalnız diye? Kim demiş Sayın Soylu kimsesiz diye? Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı görevini vatan ve millet sevgisiyle yerine getiren gece, gündüz demeden mücadele eden mert bir devlet adamıdır. Hakkında ne söylenirse söylensin bizim bölücüler ile iş tutan, terör örgütlerine hayranlık besleyen odaklara aldırış etmemiz mümkün değildir. Zelil emel failleri terörle mücadeleyi sekteye uğratma arayışındadır. Zillete batanlar, sütre gerisine saklanıp iftira oku atanlar Sayın Soylu’yu yıpratma gayesiyle PKK/PYD/YPG’yi selamlarken şirinlik taslama hevesindedir. Geçin bunları geçin, terörle mücadeleyi dağda taşta, sınır içinde sınır ötesinde cesaretle yürüten bir hükümeti, bir bakanı, topyekûn tüm güvenlik güçlerimizi ama, ancak, fakat demeden önşartsız destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz. Bizim bu türden tahrik ve tacizlere karnımız toktur, tahammülümüz yoktur, mücadele kararlılığımız ise ziyadesiyle çoktur. Biz Cumhur İttifakı’yız. Ya birlikten beraberlikten yana olacağız, ya da gerilim ve kavga dolu bir geleceğe sürükleneceğiz. Ya kardeşliğin devamını isteyeceğiz, ya da ağır bir yıkımı göze alacağız. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı kararını çoktan vermiştir. Biz Türk milletinden tarafız. Biz milli kimlikten yanayız. 'BUGÜN MAZLUMLAR İNİM İNİM İNLİYORSA BUNUN SORUMLUSU ABD YÖNETİMİDİR' ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıkladığı 2021 yılı İnsan Ticareti Raporu kendi içinde tenakuzlarla doludur. Bir tarafta Türkiye’nin insan ticaretiyle mücadelesini arttırdığı vurgulanırken, diğer tarafta şüpheli ve maksadı sorunlu sivil toplum kuruluşlarının iddialarına yer verilerek ülkemiz suçlanmaktadır. Özellikle çocukların silahlandırılması konusunda Türkiye’nin kötülenmesi skandal bir saptırmadır. Ülke olarak, çocuk haklarının korunmasına ilişkin Birleşmiş Milletler bünyesinde kabul edilen düzenleme ve sözleşmelere açık seçik taraf olduğumuz bilinmektedir. Bu kapsamda sicili en temiz ülke Türkiye’dir. Kimin çocukları kaçırdığı, kimlerin zorla ellerine silah tutuşturduğu insanlık vicdanında mahfuzdur. Kaldı ki sadece bir ahmak suyun derinliğini iki ayağıyla test edecektir. Çocukları terör eylemlerinde kullanan PKK/PYD/YPG’ye aleni destek veren, para yardımı yapan, silah ve cephanelik temin eden ABD’nin Türkiye’yi karalama teşebbüsü hem müfterilik hem de beyhude bir çabadır. Bölücü terör örgütünün çocukları zorla silah altına alması, kaçırması, özgürlükten mahrum bırakması, okulları terörizme alet etmesi gibi pek çok ağır suç, Birleşmiş Milletler Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi’nin 21 Haziran 2021 tarihli raporuyla teyit edilmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terör örgütüne numune de olsa atıf yapmaması yüzsüzlüktür, çirkefliktir, kifayetsiz muhterisliktir. PKK/PYD/YPG’yi bu derece kollayan bir ülkenin nesine güveneceğiz? Her fırsatta Türkiye’yi itham eden, sudan sebeplerle kriz çıkaran bir ülkeyi nasıl hoş göreceğiz? Bugün dünyada çocuklar ölüyorsa bunun yegane faili ABD’dir. Bugün mazlumlar inim inim inliyorsa bunun sorumlusu ABD yönetimidir. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan “Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar” isimli Birleşmiş Milletler Raporu dehşet verici tespitleri ihtiva etmiştir. 2020 yılında 19 bin 300 çocuk silahlı çatışmalarda ağır ihlallere uğramıştır. Suriye, Yemen, Somali ve Afganistan’da çocuklar felaketi yaşamışlar ve bu ülkelerde 8 bin 400’den fazla çocuk hayatını kaybetmiş veya sakat kalmıştır. Myanmar ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Suriye ve Somali’de 7 bin çocuğun eline silah verilmiştir. 2019’a kıyasla 2020 yılında, çatışma bölgelerinde çocuk kaçırma olaylarında yüzde 90, cinsel şiddet olaylarında yüzde 70 artış yaşanmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, 2020 yılının çocuklar için üzücü bir yıl olduğunu söylerken hiçbir utanma emaresi, mahcubiyet hali göstermemiştir. Bu Genel Sekreter’e tavsiyemiz, görevini insanlık onuruna müzahir ve münasip bir şekilde icra etmesi, çocuklarla ilgili vahim gerçekleri şayet cesareti varsa ABD Başkanı’nın ve ABD Dışişleri Bakanı’nın yüzüne söylemesidir. 5 Temmuz 1993’de Erzincan’ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyü’nde rahmetle andığımız 33 vatandaşımızı şehit eden, 30 kadınımızı dul bırakan, 100’e yakın çocuğumuzu da yetim koyan PKK’ya ABD’nin diyeceği bir şey yok mudur? Kundaktaki bebeklere bile mermi sıkan şerefsizlere suskun kalmak, onların hunhar eylemlerine ortak olmak anlamına gelmeyecek midir? Güçlü şekilde kınadığımız ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı 2021 yılı İnsan Ticareti Raporu çocuk düşmanlığının açık delilidir. Ve bizim nazarımızda buruşmuş bir kağıt parçasından farksızdır. Gür bir şekilde haykırıyoruz ki, çocuklar ölmesin, bebekler öksüz ve yetim kalmasın. İnsan sevgisini temel alan Türk-İslam medeniyeti kendi gerçeklerine döndükçe, ilhamını ve iradesini kültüründen ve maneviyatından aldıkça hiçbir zalim, hiçbir hain, hiçbir muhasım odak üst perdeden konuşamayacak, vicdanında taşımadığı insanlık değerlerinden bahsedemeyecektir. Hiç kimse Türk milletine tepeden bakmasın, dünyayı bir vakıf, kendisini de mütevelli zannetmesin.

2 yıl önce

Haiti Devlet Başkanı Moise suikast sonucu hayatını kaybetti

Yerel basında çıkan haberlere göre, Haiti Devlet Başkanlığı konutundan yapılan açıklamada, Moise, TSİ 05.00'te evinde kimliği belirsiz silahlı kişilerin saldırısına uğradı. Açıklamada, Moise'nin saldırıda hayatını kaybettiği, eşi Martine Moise'nin ise yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı ifade edildi. Bir süredir siyasi istikrarsızlığın hakim olduğu Haiti'de Moise, şubat ayında gazetecilere yaptığı açıklamada "hayatına yönelik bir girişim olduğunu" olduğunu söylemişti. Moise, "Kasım 2020'den bu yana yürütülen bir kumpasın tespit edildiğini" ve olayla ilgili 20 kişinin gözaltına alındığını belirtmişti.

2 yıl önce

Giresun’un Eynesil ilçesinde parkın bakımsızlığından şikayet eden Ülfet Dikici, CHP’li Belediye Başkanı Ahmet Latif Karadeniz’in adamları tarafından öldüresiye dövüldü

CHP teşkilatlarındaki taciz ve tecavüz olaylarının genel merkez tarafından üstünün örtülmesi, parti içindeki kadına şiddet yanlılarına cesaret verdi. Giresun’un Eynesil ilçesinde Belediye Başkanının yanındaki adamlar tarafından darp edildiğini söyleyen kadın, CHP’li Eynesil Belediye Başkanı Ahmet Latif Karadeniz’den şikayetçi oldu. BAŞKANIN ÖNÜNDE DÖVDÜLER İlçe parkının bakımsız olduğundan şikayet etmeleri üzerine parka gelen belediye başkanının yanındakiler tarafından oğlu ve geliniyle beraber dövüldüklerini söyleyen Ülfet Dikici, yaşadığı dehşeti anlattı. “Parka gitmiştik parkın pis olması nedeniyle belediye görevlilerini çağırdık. Belediye başkanı ve yanındakiler parka geldi” diyen Dikici, belediye başkanının yanındakilerle oğlu arasında oturma tartışması çıktığını anlatarak “Belediye başkanının yanında bulunanlar oğluma saldırdı. On kişi oğlumu darp etmeye başladı. Yanımızda gelinim vardı ona da yumrukla vurdular. Bu durumu görünce ben de araya girdim ayırmaya çalıştım ama kim vurduysa beni de bu hale getirdiler. Bütün bu yaşananlar da belediye başkanının yanında gerçekleşti” iddiasında bulundu. ‘DÜŞMÜŞTÜR’ SAVUNMASI CHP’li Eynesil Belediye Başkanı Ahmet Latif Karadeniz alay edercesine, “Kadın arbede arasında yere düşmüş, bir yerlere çarpmış olabilir ama birileri kadına el kaldırıp vurmaz. Kadına vurulduğunu da görmedim” sözleriyle kendini savundu.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 49 50