18 Mayıs Cumartesi 2024
3 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’ndan Malatya ili Yeşilyurt Belediyesi’nin düzenlediği “Hizmet Pasaportları” ile ilgili açıklama

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; “Son günlerde kamuoyuna yansıyan Malatya İli Yeşilyurt Belediyesinin derneklerle çevre duyarlılığını geliştirme konulu ortak projeler yaparak, kamu görevlisi olmayan kişilerin hizmet pasaportu almalarını sağladığı, bu kapsamda yurt dışına gönderilenlerin bir kısmının yurda dönmediği iddiaları üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.  Bilindiği gibi; hizmet pasaportlarının kimlere verileceği 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14/B maddesinde aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.   “Hizmet Damgalı Pasaportlar:  Bu Kanun gereğince kendilerine diplomatik veya hususi damgalı pasaport verilmesi mümkün olmayan kimselere, Hükümetçe, hususi idarelerce veya belediyelerce resmi vazife ile dış memleketlerde vazifeye alındıklarında verilir…”  Konunun ayrıntıları ise Bakanlığımız Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 9 Mart 2018 tarihinde yayınladığı “İkinci Nesil Pasaport Uygulama Talimatı”nın 25 ve 26’ıncı maddelerinde açıklanmıştır.  Bahse konu talimatın hizmet damgalı pasaport taleplerinin karşılanmasına ilişkin esaslar başlıklı 26 ncı maddesinin altıncı fıkrası; “Belediyelerin yurtdışında görevlendireceği kurum dışı kişiler için yapılacak hizmet pasaportu talepleri; belediye meclis kararı, valilik oluru ve belediye başkanı ya da yetki vereceği kişi tarafından imzalanmış hizmet damgalı pasaport talep formu ile başvurulması halinde karşılanacaktır.” Hükmünü haizdir.  Yürürlükte bulunan hukuki düzenlemelerden de görüldüğü gibi; Belediyelerin sivil toplum kuruluşlarıyla gerçekleştireceği işbirliği çerçevesinde kamu görevlisi olmayan kişiler için Hizmet Damgalı Pasaport talebinde bulunabilmesi için sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği protokolü yapması, belediye meclisi kararı alması, alınan bu kararı mahalli mülki idare amirine onaylatması, belediye başkanı ya da yetki vereceği kişi tarafından imzalanmış hizmet damgalı pasaport talep formu ile valiliğe başvuruda bulunması gerekmektedir.  Bu doğrultuda, Bakanlığımız tarafından bu konuda oluşabilecek suistimallerin önüne geçebilmek ve hassasiyetlere dikkat çekmek amacıyla 2016, 2018 ve sonuncusu da 2020 yılında olmak üzere müteaddit defalar genelge veya talimat yazıları hazırlanarak Valiliklere bildirilmiş,  valiliklerce de ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına gerekli duyurular yapılmıştır.  Örneğin, Bakanlığımızın 22 Haziran 2016 tarihli genelgesinde; resmi görevleri olmayan bazı kişilerin hizmet damgalı pasaport temin ederek yurt dışına gittikleri, sürekli kalabilmek için iltica talebinde bulundukları, bu durumun Devletimizin itibarına gölge düşürebileceği belirtilerek, belediyelerce kendi personeli olmayan kurum dışı kişilere yurtdışı görevlendirme yapılmasının ancak istisnai olarak uygulanması ve bu durumda valilik oluru alınması talimatı verilmiştir.   Ayrıca, 10 Aralık 2020 tarihli yazımızda; “Son zamanlarda valiliklerden alınan geri bildirimlerden; bazı belediyelerin kültürel etkinlikler adı altında ilgisiz kişileri belediye meclisi kararı alarak valilik oluru ile görevlendirdikleri, bu kişilerin yurt dışına çıkmaları halinde ülkemize geri dönmeyerek iltica talebinde bulunacakları yönünde bilgiler elde edildiğine vurgu yapılarak yurt dışı görevlendirmelerde suiistimallerin önlenmesi amacıyla valiliklerce gerekli hassasiyetin gösterilmesi için talimat verilmiştir.  Gelinen aşamada birçok yerel yönetim tarafından bu konuda gerekli hassasiyet gösterilerek, kendilerine yapılan talepler reddedilmiş, şüpheli bazı talepler ise nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerince önlenebilmiştir.  Aynı şekilde, bu konudaki kötü niyetli bazı girişimler Emniyet Birimlerimizin çalışmalarıyla da engellenmiş ve konu adli makamlara intikal ettirilmiştir. Ankara Emniyet Müdürlüğümüzce, “kültür turu” gerekçesiyle yurt dışına insan çıkarılmasını sağlayanlara yönelik olarak 4 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirilen operasyon buna örnektir. Malatya İli Yeşilyurt Belediyesi olayı özelinde konu değerlendirildiğinde;   Belediye ile bir dernek arasında düzenlenen protokol uyarınca, çevre duyarlılığını geliştirme konulu proje kapsamında, hizmet damgalı pasaport alarak yurt dışına giden bazı kişilerin yurda dönmediğine dair iddialar, Malatya Valiliğince Bakanlığımıza intikal ettirilmiştir. Bakanlığımızın 12 Mart 2021 tarihli onayı ile Mülkiye Müfettişi görevlendirilerek, soruşturma başlatılmıştır.  Elde edilen bilgi ve bulgularda; Yeşilyurt Belediyesi görevlilerinin, işbirliği projeleriyle ilgili meclis kararı alınması, pasaport alacak kişilerin belirlenmesi, pasaport başvurularının alınması ve ilgili makamlara iletilmesi; Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün, söz konusu Belediyenin talebinin alınıp incelemesi ve Nüfus Müdürlüğüne iletilmesi; Nüfus Müdürlüğünün hizmet pasaportlarının hazırlanmasında; vali yardımcısının ise vali uhdesinde olan onay işlemini kendisinin gerçekleştirmesi sebebiyle sorumluluklarının bulunduğu değerlendirilmiştir.  Bu sorumluluklar çerçevesinde başlatılan soruşturma tüm yönleriyle devam etmektedir. Soruşturmada bu aşamada sorumlulukları bulunduğu değerlendirilen ilgili Vali Yardımcısı ile Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürü, Bakanlığımızca;  2 kamu görevlisi de valiliklerince olmak üzere; 4 personel görevden uzaklaştırılmıştır.   Soruşturma sonucunda; İçişleri Bakanı tarafından Belediye Başkanı ve diğer belediye görevlileri hakkında, İl Valisi tarafından da Vali Yardımcısı ve diğer kamu görevlileri hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca karar verilecektir. Ayrıca Devlet Memuru olan görevliler hakkında disiplin yönünden de işlem tesis edilmektedir.   Ayrıca son günlerde benzer şekilde gündeme gelen diğer yerel yönetimler hakkında da inceleme ve soruşturma çalışmalarımız devam etmekte olup, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 16 Nisan 2021 tarihli yazısıyla suistimallerin önlenmesi amacıyla tedbirleri arttırıcı yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, mahalli idarelerce yurtdışına görevlendirilen kamu personeli olmayan kişilere hizmet damgalı pasaport düzenlenmesi uygulaması geçici olarak durdurulmuştur.”

3 yıl önce

Prof. Dr. Ortaylı "Soykırım" diyen tarihçilere dikkat çekti: "Bir broşürlük bilgileri yok"

Ünlü tarihçi, Prof. Dr. İlber Ortaylı 1981’de Reagan’dan sonra 40 yıldır hiçbir ABD Başkanının, Türkiye’ye yönelik böylesi ağır bir suçlama getirmemesini, ‘soykırım’ ifadesini kullanmamasını Türkiye’nin ABD ve Türkiye’deki güçlü dostlarına bağlayarak “Kimdi bunlar? Hem ABD hem de Türkiye’deki güçlü Yahudi lobisinden bahsediyorum. Bugün artık bu güçlü dostlarımız yok. Türkiye’de gelişen lüzumsuz bir antisemitizm Türkiye’yi sarmakta ve neticelerinden biri de işte bu." ifadelerini kullandı. TELAFFUZ EDİLMESİ KOLAY DEĞİLDİR Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş'ın haberine göre, Prof. Dr. Ortaylı yapılmış en büyük soykırımın Yahudi soykırımı olduğunu belirterek, "Gelelim bugün olduğumuz noktaya; dünya arenasındaki siyasetçilerin- parlamenterlerin ve halkların ağzında ‘1915 olayları, Türklerin Hıristiyanlara yönelik haçlı seferidir, soykırımdır’ gibi laflar var. Oysa soykırım ağır bir suçtur ve telaffuz edilmesi de öyle kolay değildir. Dünyada en büyük soykırım Yahudi soykırımdır, sonrasında çingenelere uygulanan soykırım gelir. Naziler Yahudilerle birlikte çingeneleri de toplayıp, günahsız insanları, konsantrasyon kamplarında sistematik şekilde yok etti. Buna soykırım denir. Şimdi dünya soykırım kavramını genişletme derdinde. Yaşanan her karşılıklı katliam ‘soykırım’ değildir. Bir imparatorluğun yıkılışında yaşanan, bu gibi çatışmaların hepsini ‘soykırım’ çatısı altında toplamaya çalışmak bu işi yapanların suçlarını örtbas etmek ve bu yolla suçlarını hafifletmek istemekten kaynaklıdır." şeklinde konuştu. ‘SOYKIRIM’ DİYEN TÜRK TARİHÇİLER BİLGİSİZ 1915 olaylarına "soykırım" diyen tarihçilerin bilgisiz olduğunun altını çizen Ortaylı sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’deki tarihçilerin de neye soykırım denilip denilmeyeceğini iyi bilmesi, olayları iyi araştırması gerekmektedir. Bugün Türkiye’de de 1915 olaylarını ‘soykırımdır’ diye tabir eden tarihçiler var ve inanın bir broşürlük kadar bile bilgileri yok. Bir şey bilmiyor, konuşuyorlar. İlgili literatürler Türkçe’ye çevrilmemiş. Nereden anladın da okudun? ‘Bu Osmanlı’nın işidir biz Türkiye Cumhuriyetiyiz’ diyenler var. Buna dünyada kimse inanmaz." BİR KISIM BUNU İLERİCİLİK ZANNEDİYOR "Böyle bir argümanla Türkiye’yi savunmazsınız. Uygulanacak yaptırım ve belaları da savuramazsın. Böyle ucuzlukların lüzumu yok. Bir kısım bunu Cumhuriyetçilik, ilericilik zannediyor. Bir kısım da ‘Bu ittihatçıların işidir, Müslümanların böyle bir durumla işi olmaz’ havasında. Bunlar Türkiye’nin hataları. Düşman sayısını arttırmakta üstümüze yok.” TRUMP’TAN TEK FARKI AŞI BÜTÇESİYDİ ABD Başkanı Biden'ın Trump'tan tek farkının aşı bütçesi olduğunu vurgulayan Ortaylı “Biden şu an vaat ettiklerinin hiçbirini yapacak durumda değil. Geldi geleli Trump’tan farklı olarak tek yaptığı aşı konusunda bütçe vermekti. Şimdi aldığı ikinci sayı da bu oldu. Adama puanı biz kazandırdık.” dedi. TÜRKİYE ACİLEN BİR ARAŞTIRMA GRUBU KURMALI Prof. Dr. İlber Ortaylı sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili Türkiye'nin acilen bir çalışma grubu kurması gerektiğinin altını çizerek, “Her 24 Nisan’da, aynı meselenin önümüze ısıtılıp ısıtılıp gelmemesi için, Türkiye’nin aciliyetli olarak enternasyonal nitelikli bir araştırma grubu, ki buna Ermeni alimleri de dahil, kurması ve çalışmaya başlaması şarttır” diyor: “Bu konuyla ilgilenen Türklerin yapacağı ilk iş Ermeni lisanını öğrenmek, edebiyatını, tarihini tetkik etmektir. Müspet yolla o kültürün içine girerseniz söyleyeceğiniz sözün dinlenmesi daha büyük olasılıktır. Tüm dünya ile çatışamayacağımıza göre söyleyecek sözümüzün olması şarttır. Zira, yarın öbür gün davalar başlayacak. Bizi kaç avukat savunabilecek? O nedenle meselenin derinine inmemiz gerek.” şeklinde konuştu.

3 yıl önce

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Sputnik V aşısıyla ilgili müjdeyi verdi: “Mayıstan itibaren aşıların ilk etabının geleceğini söylemek istiyorum”

İşte Koca'nın açıklamalarından satır başları: Salgın yönetiminde Antalya, Burdur ve Isparta'nın durumunu her yönüyle ele aldık. Bugün virüsün hareket alanlarını kısıtlayacağımız, ona yayılma şansı tanımamak için gayret edeceğimiz sıkılaştırılmış tedbirlerin uygulanacağı 17 günün ilki. Sokağa çıkma kısıtlamasının daha sıkı uygulandığı bu dönem öncesinde tatil beldelerine olağandan daha fazla hareketlilik gerçekleşti. Bu durumun virüsün yayılması için yeni bir fırsat olmaması amacıyla tedbir ve uygulamaları yerinde görmek üzere Antalya'da durum değerlendirmesi yaptık. Kısıtlamaların ilk gününde vatandaşlarımızın çok iyi uyum gösterdiğini gözlemledik. VAKA SAYISINDA DÜŞÜŞ HIZI ARTACAK Aşı programımızda planlanan sevkiyat takvimiyle uyumlu olarak ve 1. doz aşısını olmuş vatandaşlarımızı 2. doz aşılarını uygulayacağı güne kadar saklı tutarak aşılamaya devam ediyoruz. Bugün itibarıyla ülkemizde 3. bir aşının daha kullanımına onay verildi. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz kurumumuz Sputnik aşısının acil kullanım onayını bugün verdi. 6 ay içinde 50 milyon doz aşı teslim edilmesi ve ilk sevkiyatın bu ay gerçekleşmesi beklenmek. Biontech aşısı haziran sonuna kadar 30 milyon doz olarak ülkemiz teslim edilmiş olacak. Sinovac aşısı da yakında planlandığı şekilde sevk edilmeye devam edecek. Biontech aşısıyla ilgili olarak Bilim Kurulumuzun aldığı 2 doz arası uygulama süresinin 6-8 haftaya çıkarılması kararının yanlış anlaşıldığı görülmektedir. Bu karar bilimsel gerekçelerle alınmıştır.  Bu durumun ilk doz aşısın olup 2. dozları için randevu alan vatandaşlarımız etkilenmediğini açıklamıştım. Alternatif bir uygulama yöntemi olarak 2 doz aşı arasındaki sürenin uzatılmasına Bilim Kurulumuz karar vermiştir. Kısıtlamalarla birlikte vaka sayılarında zirveyi gördüğü günden bu yana önemli düşüş yaşanmıştı. Düşüş hızının artacağı öngörülmektedir. ANTALYA'DA VA SAYISI YÜZDE 35 AZALDI Antalya ve Burdur ve Isparta hakkında bazı bilgiler... Antalya'da her biri 3 kişiden oluşan filyasyon ekip sayımız 358. Antalya'da son 1 haftada vaka sayısı %35 oranında azaldı. Antalya'da yatak doluluk oranımız %47.7, Yoğun bakım doluluk oranı ise %66.3, Antalya hemşehrilerimizin de ilgisiyle aşılama programını başarıyla yürüten lllerimizden. 65 yaş üstü vatandaşlarımızın Antalya'da aşılanma oranı 85. Burdur'da vaka sayısında %25 oranında azalma. Yoğun bakım doluluk %52.9. Burdur'da 65 yaş üstü aşılama oranı %83. Isparta'da 311 filyasyon ekibimiz var. Vaka sayısı son 1 haftada %35 oranında azaldı. Yatak doluluk oranımız 53.1, yoğun bakım doluluk oranımız ise 70.4. 65 yaş üstü aşılanma oranı %84. Antalya sağlık yatırımları açısından önemli bir döçneme girmştir. Bin yataklı Antalya Şehir  Hastanemizin inşasına başladık. 150 yataklı Konyaaltı Devlet Hastanesi proje çalışmalarını tamamlıyoruz. 300 yataklı Manavgat Devlet Hastanemizin proje çalışmalarına başlamış bulunuyoruz. Isparta Şehir Hastanemizde 4 yıl vatandaşımıza hizmet sunuyoruz.  50 yataklı Yalvaç Devlet Hastanesi ek binasının ihalesini yapacağız. Isparta Aksu İlçe Entegre hastanemizin proje çalışmalarına başlıyoruz.  400 yataklı Burdur Devlet Hastanemizin inşaatına devam ediyoruz. Çavdar İlçe Entegre hastanemizin ihalesini yaptık. İhtiyaç olan 112 acil istasyonları, aile sağlığı merkezi planlama projeleri devam ediyor. Yarının bugünden daha güzel olacağı inancıyla var gücümüzle gayret ediyoruz. Milletçe büyük bir fedakarlık örneği gösteriyoruz. Kazanımlarını göreceğimiz günlerin yakın olduğunu bilmenizi isterim. SORU CEVAP Sputnik V aşısı ne zaman kullanılmaya başlanacak?

Sözleşme 2 gün önce imzalanmıştı. Bugün acil kullanım onayı verilmiş oldu. Bu sözleşme gereği 6 aylık zaman diliminde 50 milyon doz aşının gelmesi planlandı. Önümüzdeki mayıs ayından itibaren bu aşıların ilk etabının geleceğini söylemek istiyorum. Önümüzdeki 1 hafta-10 gün içerisinde mayıs ve haziran ayında ne kadar aşının gelebileceği konusu netleşmiş olacak. Türkiye'de mutasyon virüs vakaları arttı mı? Ağırlıklı İngiliz varyantı görülmekte. Bunun dışında Güney Afrika ve Brezilya varyantını da gördüğümüzü ifade etmiştim. En son Hindistan varyantı olarak bilinen bir varyantın 5 vakada görüldüğünü ifade etmiştim. Bu sayıda bir artış şu an söz konusu değil. Mutasyonla birlikte bulaşıcılığın arttığını, İngiliz varyantıyla %70 arttığını biliyoruz. Hindistan varyantı içinse 5 vakamızda gördüğümüz, ciddi bir sorunlarının olmadığını, ayakta takip edildiklerini söyleyebilirim. Bu varyant yeni olduğu için yakın takibe alıyoruz. Aşı tedariğinde son durum Sinovac aşısını yapılan sözleşmeyle, erken dönemde nisan ayı sonu itibarıyla sözleşme gereği 100 milyon aşının gelmesi gerekiyordu. Ama özellikle üretilen ülke kendi vatandaşları için kullanmak istediğinden, sözleşme gereği bu aşı miktarı gelmemiş oldu. Tedarikte yaşanan son günlerde olumlu gelişmelerle sevkiyatın da önümüzdeki günler tekrar başlayabileceğini buradan söylemek istiyorum. Nisan ayında bu anlamda bir sevkiyatın olmadığını ama mayıs ayında tedarikle ilgili olumlu gelişmelerle birlikte sevk durumunun başlayacağını 1 hafta-10 gün içerisinde bunu da netleştirip kamuoyuna bu bilgiyi vermiş oluruz. Toplam Biontech ve Sinovac aşısı olarak 6 milyon doz aşımız var şu an, kullanılmak üzere, hazırda. 23 milyona yakın doz aşı yapıldı. İlave olarak 6 milyon doz aşımız hazırda var. Ayrıca dün Uğur Hoca ile tekrar görüştüğümde, mayıs ayı için 1 milyon doz daha aşının geleceğini, haziran için de 30 milyon doz aşı için sorun olmadığını, bu miktarda Uğur Hoca artırma için gayret içerisinde. Biontech için de 30 milyon dozluk bir anlaşmaydı, yeni dönemde bu 30 milyon doz anlaşmayı 90 milyon doza çıkarmış oluyoruz. Yaz dönemi itibarıyla 90 milyon dozun yazdan önce gelmesi için gayret içinde. Ayrıca, Sputnik aşısı mayıs ayı ve devamında 6 aylık zaman diliminde 50 milyon doz aşıyla birlikte haziranla birlikte daha yoğun aşının geleceğini ve haziranda en az 40 yaş üstü vatandaşımızı aşılama noktasında kararlıyız.

3 yıl önce

İçişleri Bakanlığı, Ekrem İmamoğlu hakkındaki iddialarla ilgili soruşturma izni vermedi

İçişleri Bakanlığı'nca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine 'görevinden uzaklaştırılan HDP'li belediye başkanlarını ziyaret ederek suçluyu övdüğü, ziyaret ettiği belediye başkanlarının ve anılan partinin teröre olan yardımlarını desteklediği ve bir ziyareti esnasında Fatih Sultan Mehmet'e ait türbeye saygısızlık yaptığı' iddiaları ile ilgili İmamoğlu hakkında ön inceleme başlatıldı. Anadolu Ajansı'nın aktardığı habere göre, İmamoğlu'nun ön inceleme kapsamında istenen yazılı ifadesini 5 Mayıs'ta vermesinin ardından çalışmalarını tamamlayan müfettiş, 7 Mayıs'ta düzenlediği raporu Bakanlığa sundu. Raporda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine başlatılan ön inceleme sonucunda her iki konuda da iddiaların sübuta ermediği belirtildi. Söz konusu rapor üzerine İçişleri Bakanlığı'nca, İmamoğlu hakkında soruşturma izni verilmedi. Karar ilgililere tebliğ edilecek Bundan sonraki süreçte İmamoğlu'yla ilgili soruşturma izni verilmemesi kararı ilgililere tebliğ edilecek. Herhangi bir itirazın olmaması veya olası bir itirazın Danıştay tarafından reddedilmesi halinde karar kesinleşecek. İtiraz olması halinde kabulü ve Bakanlık kararının kaldırılması durumunda ise savcılıkça soruşturma aşamasına geçilebilecek.

3 yıl önce

Mersin Valiliği’nden Erbilli aile ile ilgili açıklama

Mersin İli Bozyazı İlçesi Gözsüzce Mahallesi Sırtlan Mevkiinde  D-400 karayolu üzerinde 13 Mayıs 2021 günü saat 16:00 sıralarında Kuzey Irak’ın Erbil şehrinden yola çıkarak Antalya’ya gitmekte olan Irak vatandaşı bir ailenin içinde bulunduğu araç ile Bozyazı nüfusuna kayıtlı üç vatandaşımızın içinde bulunduğu araç maddi hasarlı trafik kazasına karışmışlardır. Kaza sonrası taraflar arasında başlayan sözlü tartışma yaralamalı kavgaya dönüşmüş ve Irak vatandaşı araç sürücüsü diğer araçta bulunan şahıslarca darp edilmiştir. Olay trafik kazası nedeniyle yaşanmış olup bazı sosyal medya hesaplarında çarpıtılarak yapılan paylaşımlar asılsız olup tamamen adli bir olaydır. Olay ile ilgili olarak 3 şüpheli gözaltına alınmış olup adli süreç devam etmektedir. Irak vatandaşı M.M.K isimli şahıs Anamur Devlet Hastanesinde tamamlanan tedavinin ardından 14.05.2021 tarihinde taburcu edilmiştir. Büyük bir üzüntü duyduğumuz olayda yaralanan Iraklı şahıs ve ailesi ilçemizde bizim misafirimizdir.

3 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Rus aşısı ve Rusya'dan uçuşlarla ilgili takvim belirlendiğini açıkladı

Kalın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile geldiği Rusya'nın başkenti Moskova'da, muhataplarıyla yaptığı görüşme sonrasında Vnukovo Havaalanı'nda açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin, Rusya ile çok kapsamlı bir ilişki ağı bulunduğunu hatırlatan Kalın, yaptıkları görüşmelerde ikili ilişkileri ve bölgesel konuları etraflı şekilde ele aldıklarını kaydetti. Bu kapsamda ticari ilişkilerden turizme, enerji iş birliğinden Karabağ, Libya ve Suriye'ye kadar çok geniş perspektifte görüşmeler gerçekleştirdiklerini dile getiren Kalın, "Bu ikili ilişkilerin seviyesine yakışır bir şekilde, özellikle bugün aşı ve turizm ile ilgili konularda, Sayın Bakanımız çok doyurucu ve kapsamlı bir sunum yaptı. Rus mevkidaşları da bunun notunu aldı" ifadesini kullandı. Rus yetkililerin, Türkiye'deki kapanma, şimdiki kademeli açılma ile ilgili süreci ve vaka sayılarını yakından takip ettiğini aktaran Kalın, "Alınan tedbirler netice veriyor. En yakın sürede hem Rus aşısının Türkiye'ye gelmesiyle ilgili hem de turizm sezonunun, uçuşların başlaması ile ilgili atılacak adımlar ve sürecin hızlandırılması konularında mutabakat sağladık. Önümüzde, yakın vadede bir takvim var. Atılacak adımları, birlikte yakın bir şekilde takip edeceğiz" diye konuştu. Filistin konusu da gündeme getirildi İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını da gündeme getirdiklerini vurgulayan Kalın, sözlerini şöyle tamamladı: Bölgenin jeopolitik gelişmeleriyle ilgili önemli hadiseler yaşanıyor, yaşanmaya devam edecek. Filistin konusunu özellikle gündeme getirdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Putin ile yaptığı görüşmede dile getirdiği gibi, Türkiye'nin ve Rusya'nın özellikle bu konuda birlikte hareket etmesi ve bu yaşanan katliama son verilmesi ile ilgili ortak adım atılması konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Bölgesel barış ve huzurun sağlanması noktasında Rusya Federasyonu ile yakın iş birliğimizi devam ettireceğiz.

2 yıl önce

Türkiye'nin S-400'leriyle ilgili iddiaya Rusya'dan cevap

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "S-400'lerin başında Türk personel bulunacak" sözlerini çarpıtarak "Rus teknikerler ülkelerine gönderildi" iddiasında bulunan Bloomberg'in yalanına Rusya cevap verdi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Türkiye'de bulunan S-400 uzmanlarının buradan önceden planlanmış olan takvim doğrultusunda geri dönmekte olduklarını belirtip 'uzmanların gönderildiği' şeklinde ifadeler içeren haberlerin doğru olmadığını kaydetti. Sputnik'in haberine göre, Kremlin Sözcüsü Peskov, medyada yer alan birtakım haberlerin sorulması üstüne, Rusya yapımı savunma sistemi S-400 konusunda uzmanlaşmış personelin Türkiye'den plan dahilinde ayrılmakta olduğunu, Rus uzmanların 'evlerine gönderildiği' şeklindeki yorumların doğru olmadığını söyledi. "Orada (Türkiye) bulunan uzmanlarımızın hepsi, planlı bir biçimde evlerine geri dönüyor, zira Türk personelin eğitimi ve işlerin devri konusundaki görevlerini tamamladılar. Dönüşleri önceden planlanmış olduğu gibi gerçekleşiyor" diyen Kremlin Sözcüsü, "Bunu bir eve gönderme veyahut kovma şeklinde yansıtmak, kesinlikle yanlış, hiç doğru değil" vurgusunu yaptı. Bunun yanında Peskov, Rus uzmanların evlerine dönüşünde ABD'nin bir rolünün olup olmadığı sorusuna, "Burada Amerikalıların herhangi bir etkisi bulunmuyor. İyi biliyorsunuz ki Amerikalılar Türklere (S-400 sistemi hususunda) oldukça baskı yapıyor, fakat Türk tarafı istikrarlı bir biçimde duruşunu koruyor." yanıtını verdi.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten müzisyenlerle ilgili açıklama

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi. İşte Ömer Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar... Bizim açımızdan PKK'sı, PYD'si, YPG'si, DEAŞ'ı hepsi aynı şeydir, hepsi cinayet mekanizmalarıdır. Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonları çerçevesinde 8 bin 500'ten fazla teröristlere ait hedef imha edilmiştir. Terör örgütü mevzi kaybettikçe şu propagandaya sarılıyor: Siviller, tarihi yapılar hedef alınıyor. Böyle bir şey söz konusu değildir. TSK bu konularda en yüksek hassasiyete sahiptir. Geçmişte bu iftiraların hepsi çürütülmüştür. Hedef terör örgütleridir. Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da bu kara propagandalarla mücadeleyi sürdürüyoruz. 'TERÖRE DESTEK VERENLER UTANÇLA BAŞBAŞA KALACAK' PKK'ya dönük olarak çok ağır zayiatlar veriliyor. DEAŞ'a yönelik olarak birilerinin iddia ettiğinin aksine en güçlü mücadeleyi biz veriyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz, emniyet teşkilatımız, jandarma teşkilatımız kahramanca görevinin başındadır. Her geçen gün berraklaşan şey şudur; maalesef bazı ülkeler terör örgütlerinin vekalet savaşlarının unsurları olarak kullanabileceklerini ve bununla bir sonuca varabileceklerini söylüyorlar. Terör örgütlerine destek verenler sadece utançla baş başa kalacaklardır. '250 MİLYON TL'Yİ BULAN DESTEK VERİLECEK' Pandemi çerçevesinde çeşitli tedbirler alınıyor. İstiyoruz ki herkes olumlu etkilensin ama bütün dünya gibi Türkiye de bundan olumsuz etkileniyor. Bu çerçevede Cumhurbaşkanımız talimatları doğrultusunda çeşitli destekler veriliyor. Müzisyen arkadaşlarımızın seslerini duyduğumuzu bilmenizi isterim 'Müzik susmasın' projesi etrafında bu destekler müzisyen arkadaşlarımıza da ulaştırılacaklardır, ulaştırılıyor. 250 milyon liraya ulaşan bir destek verilmiş olacak. Kültür ve Turizm Bakanımızın ve bizim parti olarak takip edip sanatçı arkadaşlarımızın mesajlarını duyduğumuzu bildirmek isterim. Tiyatrolara destek de önemli, 25 milyon tutarında bir turne desteği olacak. Destek verilecek olanları müzik sektörü açısından biz karar vermiyoruz, bakanlığımız karar vermiyor, 9 STK bu listeleri gönderiyor. 'UÇAK GEMİSİNE SAHİP SAYILI ÜLKELERDEN BİRİ OLACAĞIZ' Türkiye'nin savunma sanayiinde geldiği yer açısından çok önemli haberler çıkıyor. Bugün Türkiye'nin İHA ve SİHA'larıyla nasıl stratejik bir üstünlük ortaya çıkardığına ilişkin çok sayıda analiz çıkıyor. Türkiye'nin ilk uçak gemisi diyebileceğimiz TCG-Anadolu'nun yapımı en süratli şekilde devam ediyor. Böylece buna sahip olan sayılı ülkelerden bir tanesi olacağız. En önemlisi de bu geminin hava platformlarında İHA ve SİHA'lar için de bir platform söz konusu olacak. Türkiye açısından stratejik üstünlük sağlayıcı bir zemine kavuşulmuş olacak. Aynı zamanda doğal afetler için de kullanılabilecek bu gemi. Çevre Şehircilik Bakanlığımız son derece güçlü şekilde gündem olan konuları takip ediyor. Son derece önemli bir gelişme oldu. Sayın Emine Erdoğan'ın öncülüğünde pek çok yerde çevre duyarlılığı projeleri yürütülüyor. BM İnsani Yerleşim Programları tarafından atık alanında ödül ilk kez Emine Hanım'a verildi. Burada Türkiye'nin bu konularda yaptığı öncülüğün takdir edilmesi son derece önemli. Dünyanın, ülkemizin kirlenmesi insani açıdan ertelenemez bir mesele haline gelmiştir. Bu ödülle birlikte başka şehirlerin de aynı modelleri uygulayarak bu konudaki mücadeleye güçlü destek vermelerini ümit ediyoruz. Marmara Denizi'ndeki müsilaj son derece tedirgin edici ve asla tahammül edemeyeceğiz bir kirliliğe işaret ediyor. İklim değişikliği, yoğun kirlilik ve denizin durgunluğu... Bu müsilajın yüzeyden temizlenmesi hiçbir şekilde bunu ortadan kaldırmıyor. 25 milyona varan bir nüfus yaşıyor Marmara Denizi'nin etrafında. Bu müsilaj meselesi partice en yakın takip ettiğimiz meselelerden bir tanesidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bir çalıştay düzenleyecek. Şimdiye dek yaklaşık 91 nokta çeşitli örnekler alındı. Çok kapsamlı bir hazırlık yaptıklarını biliyoruz. İnşallah bu çalıştayın sonuçları bu hafta sonu sayın bakanımız tarafından paylaşılacak. 'İSRAİL'İN YASA DIŞI KONUTLARA SON VERMESİ GEREKİYOR' Bunlardan ders çıkaran bir yaklaşım görmüyoruz. Yine Batı Şeria'da 350 konuttan oluşan bir projenin temel atıldığını görüyoruz. Bunu en güçlü şekilde kınıyoruz. Batı Şeria'da ve Gazze'de yasa dışı konutlara, hukuk dışı meselelere son verilmesi gerekiyor. AK Parti içerisinde tamam dendiği andan itibaren, ki o aşamaya gelmiş bulunuyoruz, sonra MHP ile paylaşacağız. Cumhur ittifakı kendi içerisinde uzlaşı çıkardıktan sonra diğer partilerle paylaşılması ve bu taslağın hayata geçmesi için adımlar atılması söz konusu olacak. Çalışmalar bitmek üzere. ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI Erken seçim herhangi bir şekilde söz konusu değil. Her girdiği seçimi kaybetmiş bir genel başkandan tutun da oy oranı yüzde 1'lerde gezenlere değin herkes erken seçim diye tutturmuş. Seçimler zamanında yapılacak. Esas olan bu süre içerisinde yapacağımız işlere yoğunlaşmak. Siyaset bir tez, bir iddia ortaya koymak için yapılabilir fakat öyle bir konumlanma var ki AK Parti'nin anti-tezi olmaktan öteye gidemeyen iddialar var. Hepsi birbirine benzeyen bir yapının hiçbir siyasi argüman ve çözüm üretemeyip sürekli olarak gündeme getirdiği bir konu olarak görüyoruz. 'ATİNA BASKI YAPARAK ÇÖZÜM BULAMAYACAĞINI ANLAMALI' Bu ziyarette Yunan Dışişleri Bakanı'nın daha önceki ziyarette yaptığı terbiyesizliğin terk edildiğini gördük. Burada birkaç konu var: Atina şunu anlamak zorunda; Türkiye'nin üzerine AB'den veya başkalarından baskı yaparak çözebileceği hiçbir sorun yoktur. Tek bir yöntemi vardır, o da Türkiye ve Yunanistan'ın uzlaşmasıdır. Burada bir avantajımız var, oraya gelen her devlet başka bir gayeyle geliyor, Yunanistan'ı çok sevdikleri için gelmiyor. Komşu olan biziz, deprem olur biz yardımınıza koşarız. Türkiye dostluğu tarihin süzgecinden ve meydan okumalarından geçmiş, herkesin fayda göreceği bir devlettir. İkincisi de şu: Masaya ön koşulsuz oturulması gerekiyor. Koşullarla gelinirse masaya orada da mesafe alınamaz. Türkiye ile Yunanistan arasındaki hiçbir müzakere mekanizması Türkiye tarafından durdurulmamıştır. ERDOĞAN-BIDEN GÖRÜŞMESİ ABD ile derin bir müttefiklik ilişkimiz var. İşbirliğimi yapacağımız alanlar ihtilaflı alanlara göre çok daha fazla. Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmiş FETÖ konusunda himayenin kalkmasıdır birinci konu. O şahsın ABD tarafından himaye görüyor olması müttefiklik ilişkileri açısından çözülmesi gereken bir meseledir. İkincisi, PYD/YPG terör örgütü bir PKK uzantısıdır. Bir terör örgütüne müttefikimizin destek vermemesi lazım. DEAŞ ile PKK arasından fark yok. Bizim ABD ile karşılıklı ekonomik ilişkilerimizi nasıl büyüteceğimiz, Suriye'nin geleceği, Libya'nın geleceği, Akdeniz konusunda ortak ilkeleri nasıl geliştirebileceğimizi konuşmamız gerekir esasında. Biden başkan yardımcısıyken sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmeleri oldu. Bu yeni dönemde ABD ile pozitif ajanda temelinde değerlendirmek istiyoruz. Odak noktamız o olursa bahsettiğim negatif noktaları çözmek daha kolay olur.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 59 60