27 Nisan Cumartesi 2024
1 yıl önce

İngiltere Başbakanı Sunak: Gençken yaşadığım ırkçılığın bugün olmayacağını düşünüyorum

İngiltere’nin eski Kraliçesi 2. Elizabeth'in nedimesi ve Prens William’ın vaftiz annesi olan 83 yaşındaki Leydi Susan Hussey, İngiltere vatandaşı olan siyahi İngiliz Ngozi Fulani'ye yönelik ırkçı söylemlerde bulunmuştu. Hussey'in olayın ardından istifası sonrası İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, açıklama yaptı. "Çocukken ve gençken yaşadığım ırkçılığın bugün olmayacağını düşünüyorum" İngiltere basınına konuşan Sunak, Hussey’in sözleri ile ilgili doğrudan yorum yapmaktan kaçınarak, İngiltere'de ırkçılığa maruz kaldığını belirtti. Sunak, "Çocukken ve gençken yaşadığım ırkçılığın bugün olmayacağını düşünüyorum çünkü ülkemiz ırkçılıkla mücadelede inanılmaz ilerleme kaydetti” ifadelerini kullanarak, ırkçılıkla mücadelenin asla bitmeyeceğini belirtti. Irkçılıkla ne zaman karşılaşılırsa karşılaşılsın onunla yüzleşmek gerektiğini vurgulayan Sunak, bu yüzleşmelerden ders çıkararak daha iyi bir geleceğe doğru ilerlenmesi gerektiğini açıkladı. "Ben bir İngiliz vatandaşıyım" Fulani, dün sosyal medya hesabı üzerinden Hussey’i "Leydi SH" olarak adlandırarak, aralarında geçen konuşmayı yayınlamıştı. Hussey’in yaka kartını görmek için saçlarını kenara çektiğini ve ardından “İngiltere vatandaşı” olduğu cevabını vermesine rağmen ısrarla nereli olduğunu sorduğunu ifade etmişti. “Sen Karayiplisin!” Fulani, Hussey’in ısrarı karşısında “Hanımefendi! Ben bir İngiliz vatandaşıyım, ailem buraya 1950'lerde geldi” dediğini ve Hussey’in kendisine “Ah, sonunda oraya varacağımızı biliyordum, sen Karayiplisin!” dediğini belirtmişti.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Sunak ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İKİLİ İLİŞKİLER ELE ALINDI Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, ticaret ve savunma sanayi başta olmak üzere Türkiye-İngiltere ilişkilerini geliştirecek adımlar ele alındı. Erdoğan, görüşmede, iki NATO müttefiki olarak ilişkilerde sağduyu ve stratejik bakışın hakim olmaya devam edeceğine inandığını belirtti. RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA MÜZAKERE VURGUSU  Bölgesel konuların da değerlendirildiği görüşmede Erdoğan, Rusya-Ukrayna arasında müzakere zemininin süratle yeniden tesis edilmesinin tüm tarafların yararına olduğunu vurguladı, Kıbrıs meselesinin çözümü için de yeni ve somut adımlar atılmasının önemine işaret etti.

1 yıl önce

“ABD, İngiltere ve Almanya Kemal Kılıçdaroğlu'nu istemiyor!”

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Almanya gezisine ilişkin köşesinde değerlendirmelerde bulundu. Abdulkadir Selvi, ABD, İngiltere ve Almanya'nın Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığına sıcak bakmadığını iddia ederken cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu’nu destekliyorlar ifadelerini kullandı. İşte Abdulkadir Selvi’nin o yazısı…. “ABD, İNGİLTERE, ALMANYA İSTEMİYOR Kılıçdaroğlu ile Rifkin’in anlaşmasına dönecek olursak, ABD, İngiltere ve Almanya Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına sıcak bakmıyor. Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını düşünüyorlar. Kılıçdaroğlu yerine Ekrem İmamoğlu’nu destekliyorlar. Kılıçdaroğlu’nun başka ülkelere değil, özellikle bu üç ülkeye gitmesinin nedeni de o. LOBİ YAPACAK Kılıçdaroğlu’nun günler öncesinden ilan ettiği 3 Aralık tarihli toplantı Rifkin’in gölgesinde kalmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere herkes ithal danışman üzerinden Kılıçdaroğlu’na yükleniyor. Rifkin’in, binlerce dolar almasına rağmen İstanbul’daki toplantıya gelmemesi eleştiri konusu olmuştu. Ama ne denilirse denilsin, hangi eleştiri getirilirse getirilsin, Kılıçdaroğlu, Rifkin’den vazgeçmemekte kararlı. Çünkü Kılıçdaroğlu, Batılı başkentlerin vetosunu Rifkin’le aşmakta kararlı. O nedenle cumhurbaşkanı adaylığını garanti altına alana dek Rifkin’le çalışacak.”

1 yıl önce

Fransa'daki olaylar İngiltere'ye de sıçradı: PKK yandaşları bu kez Londra'yı karıştırdı

Fransa'nın başkenti Paris'te, 23 Aralık günü 69 yaşında bir Fransız vatandaşı Ahmet Kaya Kültür Merkezi yakınlarında etrafa silahla ateş açtı. Saldırı sonucu en az 3 kişi öldü, biri ağır 3 kişi ise yaralandı. Saldırının ardından Fransa'nın beslediği PKK sempatizanları sokaklara döküldü. Olayı bahane edip protesto için sokağa çıkan PKK yandaşları şehri adeta yakıp yıktı. Polisle çatışan PKK'lılar arasından çok sayıda kişi gözaltına alındı. BÜYÜKELÇİLİĞE TAŞLI SALDIRI Paris'teki saldırıyı protesto eden terör örgütü PKK yanlıları, İngiltere'nin başkenti Londra'da da Fransa'nın Londra Büyükelçiliği önünde toplandı. Terör örgütü sempatizanları daha sonra Türkiye'nin Londra Büyükelçiliğine doğru yürüyüşe geçti, göstericilerden biri elçiliğe doğru taş attı. Bunun üzerine terör örgütü PKK destekçileriyle polis arasında küçük çaplı arbede yaşandı.

1 yıl önce

İngiltere'de göçmenlerin Ruanda'ya gönderilmesi kararına yapılan itiraz kabul edildi

İngiltere'de, düzensiz göçmenlerin Ruanda'ya gönderilmesi planlanıyor. Yüksek Mahkeme son olarak, 19 Aralık 2022’de hükümetin düzensiz göçmenleri Ruanda'ya gönderme planının "yasal" olduğuna karar vermişti. Karara yapılan itiraz kabul gördü Böylelikle İçişleri Bakanlığı, göçmenleri Ruanda'ya gönderme politikasına karşı açılan davayı kazanmıştı. Mahkemenin bu kararına itiraz eden bir hayır kurumunun temyiz talebi ise kabul edildi. Tepki çeken plan ve AİHM kararı İngiltere'de yasa dışı kalan göçmenlerin Ruanda'ya gönderilmesi için 14 Nisan'da iki ülke arasında Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı Anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmaya insan hakları kuruluşları tepki göstermişti. Temyiz Mahkemesi yargıçları, 13 Haziran 2022'de, göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya götürecek ilk uçuşun yapılabileceğine hükmetmişti. Bireysel başvuruları reddedilen sığınmacıların avukatları, uçağın kalkmasına saatler kala Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuru yapmıştı. AİHM de 14 Haziran'da uçağın hareketine dakikalar kala aldığı kararla uçuşu durdurmuştu.

1 yıl önce

İngiltere’de grev dalgası büyüyor: Öğretmenler ve itfaiyeciler de grev kararı aldı

Yüksek enflasyon ve ücretlerde erime nedeniyle başta demiryolu, posta, sağlık ve kamu çalışanları olmak üzere bir süredir ülkede birçok sektörde ücret artışı talebiyle grev eylemleri devam ediyor. Öğretmenler Sendikası (NEU) üyelerinin grev oylamasında da büyük çoğunlukla grev kararı alınmış ve ilki 1 Şubat'ta olmak üzere yedi farklı tarihte greve gidileceği açıklanmıştı. Öğretmenler 2010'dan beri reel ücretlerde yüzde 11 kayıp yaşandığını belirtiyor ve enflasyon oranının üzerinde ücret artışı talep ediyor. Hükümet ise okullara 2 milyar sterlin ek ödenek verildiğini ve sendika talebinin karşılandığını savunuyor. 2022'de İngiltere ve Galler'de öğretmenlere yüzde 5 ücret artışı olmuştu. Enflasyon seviyesi ise Ekim'de yüzde 11'i aşarak son 41 yılın en yüksek seviyesine yükselmişti.

1 yıl önce

İngiltere basınında 6 Şubat depremleri: 'Son 100 yılın en büyük doğal felaketi'

Guardian birinci sayfasında Diyarbakır'da enkaz altından çıkartılan bir kız çocuğunun fotoğrafını kullanırken, "Feci": Türkiye ve Suriye'yi vuran depremde binlerce ölü" başlığını atıyor. Gazete "Son 100 yılın en güçlü sarsıntıları şehirleri harabelere çevirdi" diyor. Birinci sayfasında Diyarbakır'dan aynı fotoğrafı kullanan Times'ın manşetinde de "Dev deprem, binlerce kişiyi uykusunda öldürdü" deniliyor. Gazete Türkiye ve Suriye'deki ölü sayısının artmasının beklendiğini söylerken, dünya genelinden yardım önerilerinin yağdığını duyuruyor. "Son 84 yılın en büyük depreminin Türkiye ve Suriye'yi sallamasının ardından binlerce ölü" manşetini atan Financial Times, neredeyse son 100 yıldaki en büyük doğal felaket ülkenin güneydoğusundaki mahalleleri ve Suriye'nin kuzeyini yerle bir ederken, Türkiye'nin krizle başa çıkmaya çalıştığını söylüyor. Daily Telegraph, Hatay'da enkazdan çıkartılan bir gencin fotoğrafını kullandığı ilk sayfasında Türkiye'de 100 yıldır yaşanan en büyük depremde binlerce kişinin öldüğünü belirtiyor. "Onlara yardım edin" manşetiyle çıkan Sun gazetesi, 10 bin kişinin enkaz altında ölmüş olmasından korkulduğunu, çok daha fazla kişinin de enkaz altında kaldığını belirtiyor. Gazete ayrıca, depremzedelere bir yardım kampanyası da başlattığını duyuruyor ve destek olunmasını istiyor. Daily Mirror gazetesi de birinci sayfasında, Suriye're enkaz altında çıkartılan bir çocuğun fotoğrafıyla birlikte manşetinde "Dehşetin içinde bir umut anı" diyor. Gazete Türkiye ve Suriye'nin yıkıma uğradığını ve yüzlerce binanın yıkılmasının ardından, sağ kurtulanları bulmak için zamana karşı yarışıldığını söylüyor.

1 yıl önce

Avrupa'da enflasyonun düşmemesi, grev dalgasını genişletti: Almanya, İspanya, Portekiz, İngiltere…

Avrupa'da merkez bankalarının tarihindeki en agresif para politikası sıkılaştırmasına ve enerji fiyatlarındaki düşüşe rağmen bir türlü toparlanamayan “inatçı enflasyon” sorun olmayı sürdürüyor. Kovid-19 salgını sonrası tedarik zincirindeki sorunların hafifleyerek sürmesi ve Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle başta gıda, emtia, enerji ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları birçok Avrupa ülkesinde yüksek seyrini koruyor. Uzun yıllar çok düşük enflasyon oranlarının ardından yüksek inatçı enflasyon, Avrupa ekonomilerinde insanların yaşam maliyetini her geçen gün artırıyor. Özellikle düşük ve orta gelirliler çok yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya. Çalışanlar yüksek enflasyon karşısında ücret artışı talebinde bulunuyor. Euro Bölgesi'nde enflasyon yüzde 10'u geçti Enerji fiyatları, geçen yılın sonunda euro para birimini kullanan 19 ülkede enflasyonu yüzde 10’nun üzerinde rekor seviyeye çıkarırken, yaşam maliyeti krizi kıtanın tüm ülkelerinde işçilere zarar veriyor. Avrupa’da sendikalar enflasyon üzerinde ücret artışları talep ederken, insanların ihtiyaç duydukları şeyleri satın almalarının zorlaşması sokağa çıkmaktan başka çare bırakmıyor. Avrupalılar, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enerji faturaları ve gıda fiyatlarının yükseldiğini görürken, ücret artışları veya iyi çalışma koşulları talebiyle grevler, Rusya-Ukrayna savaşının ardından ağırlaşan yüksek enflasyona tepki olarak gerçekleşiyor. Hükümetler artan gıda ve enerji fiyatlarıyla diğer maliyetlerin vatandaşlara etkisini hafifletmek amacıyla yeni önlemler almaya devam etmesine rağmen, işçilerin yüksek enflasyona karşı yüksek ücret talepleri devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) 1970'lerde yaşananlara benzer bir ücret-fiyat sarmalının gelişeceği yönünde endişeler taşıyor. Fiyatlar yükselerek çalışanları daha yüksek ücret talep etmeye zorlarken, şirketleri karlarını korumak için fiyatları yükseltmeye zorluyor ve bu da daha da fazla enflasyona neden oluyor. Grevler seyahatleri etkiliyor Havalimanlarında küresel olarak yolcu sayıları Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesi seviyelere dönmeye başlarken, Avrupa’daki grevlerin yaz tatili dönemine kadar kaosa neden olabileceği belirtiliyor. Geçen yıldan bu yana yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkilerinin azalmasıyla insanlar seyahat etmeye yeniden başlarken, Avrupa havalimanlarında yaşanan personel eksikliği binlerce uçuşun iptal edilmesiyle yaz tatili döneminde kaosa neden olmuştu. Hava yolu sektöründe personel sıkıntısı yaşanan ülkelerde, seyahatler giderek "işkence" haline dönüşmüştü. Almanya'da grev dalgası Almanya'da yüksek enflasyona karşı çalışanların artan yaşam maliyetini dengelemek için yüksek ücret talep etmesi nedeniyle bu yıl grev dalgasının yayılması dikkati çekiyor Almanya'nın Hamburg, Köln/Bonn ve Düsseldorf havalimlarındaki güvenlik personelinin 20 Nisan’da başlayan 48 saatlik uyarı grevi, uçak seferlerinin büyük bölümünü durma noktasına getirirken, uçuşların iptal edilmesi 100 binden fazla yolcuyu etkiliyor. Birleşmiş Hizmet Sektörü Sendikası (Ver.di) Stuttgart havaalanındaki güvenlik görevlilerini bugün iş bırakmaya çağırdı. Alman Maden Kimya ve Enerji İş Sendikası (IG BCE) ile Ver.di, yüksek enflasyona karşı enerji alanındaki özel sektör çalışanlarını 20 Nisan’da 1 günlük toplu uyarı grevine çağırmıştı. Almanya'nın Demiryolu Çalışanları Sendikası (EVG) işveren Alman demir yolu şirketi Deutsche Bahn’ı (DB) daha iyi ücrete zorlamak için demir yolu çalışanlarını 21 Nisan’da 8 saatlik toplu uyarı grevine gitmeye çağırdı. Almanya’da kitlesel uyarı grevlerinin eşlik ettiği kamuda ücret artışlarına ilişkin yürütülen müzakerelerin üçüncü turunda da anlaşma sağlanamamasının ardından, taraflar tahkime gitti ve şimdi arabulucular ücret artışlarına ilişkin çözüm arıyor. Öte yandan, Ver.di ve Almanya'nın Demiryolu Çalışanları Sendikası’nın (EVG) 27 Mart’ta ulaştırma sektöründe öncülük ettiği 24 saatlik uyarı grevinde uçak, tren ve otobüs seferlerinin büyük bölümünü durma noktasına gelerek ülkede ulaşımı felç etmişti. İspanya’da geçim sıkıntısıyla başlayan grevler İspanya'da yüksek enflasyon kaynaklı geçim sıkıntısının artmasıyla başlayan grevler en çok sağlık, adliye ve ulaştırma sektörlerinde etkili oluyor. Ülkede maaş artışı talebiyle ilk olarak sağlık çalışanları meydanlara indi. Başta Madrid olmak üzere Endülüs, Galisya, Katalonya, Bask gibi birçok özerk yönetimde doktorların yaptıkları grevlerin bazıları sonuçlanırken, bazıları ise halen devam ediyor. Madrid'de kasım 2022'den itibaren belirli saatlerde iş bırakan doktorlar, mart ayı ortasında özerk yönetimle vardıkları anlaşmayla maaşlarında 450 ile 950 arasında değişen zam alarak grevi sonlandırdı. Benzer sorunlarla adliye çalışanları da greve giderken, mahkeme katiplerinin 24 Ocak-27 Mart arasındaki grevi, yapılan ortalama 600 avroluk zamla sona erdi. Adliye memurları da katipler gibi maaş zammı talebiyle 17 Nisan'da süresiz greve başladı. Grevler ayrıca hava yolu, demir yolu ve kara yolu taşımacılığında da görülüyor. Galisya bölgesi ile Zaragoza ve Alicante gibi bazı şehirlerde otobüs şoförleri farklı günlerde iş bırakacaklarını açıkladı. Son olarak Air Europa hava yolu şirketinin pilotları maaş artışı taleplerinin karşılanmaması gerekçesiyle 1-4 Mayıs'ta greve gitme kararı aldı. Portekiz İber Yarımadası'nın diğer ülkesi Portekiz'de maaş artışı talepleri en çok eğitim, sağlık ve ulaştırma sektörlerindeki kamu çalışanlarında görülüyor. Ülkede öğretmenler, sağlık çalışanları ve demir yolu işçileri son 3-4 aydır sıklıkla greve giderek, düzenledikleri gösterilerle seslerini duyurmaya çalışıyor. Sol hükümet, 2023 yılında devlet memurlarının maaşlarını aylık 52 avro artışla (yüzde 3,6) brüt 2 bin 600 avroya kadar yükseltip, asgari ücrete yüzde 8 zam yapsa da sendikalar enflasyonun yüzde 8,4'lere çıktığını kaydederek, protestolarına devam ediyor. İngiltere Son 41 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla karşı karşıya olan İngiltere'de geçen senenin ikinci yarısıyla birlikte grevler ile zam taleplerinin dile getirildiği protestolarda da artış yaşanıyor. Hükümetin teklif ettiği maaş oranlarını, özlük haklarını ve çalışma koşullarını protesto eden birçok sektörden kamu ve özel sektör çalışanlarının öncelikli talebi, teklif edilen zammın yüzde 10'u aşan enflasyonun üzerinde olması. İş bırakma eylemine katılanlar arasında pratisyen hekimler, hemşireler, öğretmenler, otobüs şoförleri, liman işçileri, gazeteciler, kamu personelleri, ceza avukatları, demir yolu, havalimanı, üniversite, havacılık ve posta servisi çalışanları başta olmak üzere, çok çeşitli meslek grupları yer alıyor. Özellikle şubat ve mart ayında iki büyük grevle birçok sektörün iş bıraktığı ülkede demiryolu çalışanlarının martta 4 gün iş bırakması ülkede yıllardır görülmemiş bir ulaşım kaosuna neden oldu. Grevden hastaların etkilenmemesi için nöbetleşe greve çıkan yaklaşık 300 bin hemşire ile 70 bin pratisyen hekimin aksine sayısı binlerle ifade edilmesine rağmen kilit bir sektör olan pasaport ofisi çalışanlarının grevleri birçok seyahat planının aksamasına neden oldu. Öte yandan, İngiltere’de Kamu ve Ticari Hizmetleri Sendikası (PCS), Londra Heathrow Havalimanı'nda güvenlik personelinin mayısta 8 gün daha greve gideceğini duyurdu. PCS, ayrıca Londra, Liverpool ve Glasgow dahil olmak üzere İngiltere’nin çoğu havalimanlarında pasaport kontrol personelinin 3 Nisan'dan 5 Mayıs'a kadar grev gideceğini açıkladı. Havalimanlarında sınır Gücü personelinin de 28 Nisan'da greve gitmesi bekleniyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11