15 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Ümit Özdağ kışkırtmaya devam ediyor! Paylaştığı videoların insanlıkla alakası yok…

Her fırsatta sığınmacı sorununu kaşıyarak, kışkırtma ve provokasyon yaratmaya çalışan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın paylaştığı videoya vatandaşlar tepki gösterdi.  Ülkemizde sığınmacı olarak bulunan insanların mancınıkla ülkelerine fırlatıldığı görüntülerin yer aldığı videoda MHP'ye de "tekerlek" benzetmesi yapıldı. Özdağ sosyal medya hesabından, "Sevgili Türk gençleri, harikasınız. Ancak vatanlarına yollayacağımız insanlar bizim Suriye’deki dostlarımız olmalı. Onları bir şarkının sözlerinde olduğu gibi “ Güle güle sana yolun açık olsun, güle güle sana seni Tanrım korusun” diyerek yollayacağız." https://twitter.com/umitozdag/status/1521942677448765440?s=21&t=3vWGCxanksbNlZPY_RjBww Vatandaştan Tepki Ümit Özdağ'ın videosuna Berke Berkil isimli vatandaş, "Ne sizin ne paylaştığınız ahlaksız videonun Türk gençliğiyle alakası yok. Anlaşılan o ki siz partinizi de bu üslup ve düzeysizlikle yönetiyorsunuz. Parti denilen de Ümit Özdağ diye bir kışkırtıcıdan ibaret. Bu partinin kurulları(tabi varsa) şu tarzı onaylıyorsa onlara da yazık." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

13 gün işkence 7 milyon dolarlık senet... Furkancıların kaçırdığı İş İnsanı Koray Sarısaçlı konuştu

İş insanı Koray Sarısaçlı'nın geçen yıl 8 Eylül'de 4 kişi tarafından kaçırılıp, 13 gün işkence edilmesine ilişkin açılan dava kapsamında Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul önceki gün tutuklandı.   Koray Sarısaçlı Furkan Vakfı yıllarını ve kaçırıldığında geçen 13 günü Odatv’ye anlattı.  “ELEKTROŞOK İLE BAYILTIP KAÇIRDILAR”  2000’de Furkan Vakfı’na katılan Koray Sarısaçlı 2021’yılına kadar bu grubun içerisinde yer aldı. Sarısaçlı 2003-2007 yılları arasında ise vakfın yönetim kurulu üyesiydi.  Alparslan Kuytul tarafından son dönemde sürekli tehdit edildiğini ve 8 Eylül’de Furkancı 4 kişi tarafından kaçırılarak 13 gün işkence edildiğini iddia eden Koray Sarısaçlı yaşadıklarını şöyle anlattı: “Adana’da yaşayan bir iş adamıyım. Geçen yıla kadar eşimle birlikte Furkan Vakfı’na gidiyordum. Alparslan Kuytul benden sürekli maddi yardım talep ediyordu. Maddi yardımları kestiğim anda ailemle tehdit ediyordu. Bu konuda sorun yaşadığımız bir dönemde geçen yıl 8 Eylül’de saat 17.30 sıralarında, Seyhan ilçesi Yeşilyurt Mahallesi'nde iş yerimden çıkarken yüzünü bez parçasıyla gizlemiş, eldivenli kişilerce otomobile bindirilerek kaçırıldım. Beni kaçıranlar hazırlıklıydı. Elektroşok cihazı verdiler, ellerimi bağladılar. Benim yanımda çalışan Furkancı Ufuk iş yerimden çıkmadan önce beni oyaladı.”  13 GÜN İŞKENCE 7 MİLYON DOLARLIK SENET  Kaçırıldıktan sonra gözleri bağlı olduğu için nereye götürüldüğünü bilmediğini söyleyen Koray Sarısaçlı 13 gün kendisine işkence edildiğini, salıverilme şartı olarak 7 milyon dolarlık senet imzaladığını ifade etti.  Sarısaçlı sözlerine şu şekilde devam etti:  “13 günlük işkencenin sonunda yaklaşık 7 milyon dolarlık senet imzalattılar. Bu senetleri geri alabilmek için bazı mülklerimi üzerlerine geçirdiler. Serbest bırakıldıktan sonra YouTube kanallarına konuşarak sorumlunun onların olmadığını söylememi istediler. Kaburgamı kırdılar, başımı yardılar. Beni nerede tuttuklarını bilmiyorum. Gözlerimi bağlamışlardı. Alparslan Kuytul dün ifadesinde polisin bana baskı yaptığını iddia ediyor. Böyle bir şey yok. Sürekli birileriyle haber göndererek beni tehdit ediyor.”  NE OLMUŞTU  Koray Sarısaçlı, 9 Kasım'da savcılığa giderek Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'nın kurucusu Alparslan Kuytul ile vakıf çalışanlarının kendisini kaçırdığı yönünde ifade verdi. Alparslan Kuytul'un talimatlarıyla kaçırıldığını ve mal varlığına el koyulmaya çalışıldığını iddia eden Sarısaçlı, konuşmaması için ailesiyle tehdit edildiğini öne sürdü. Koray Sarısaçlı’nın ifadesi üzerine inceleme başlatan polis, şüphelilerin kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı ile bağlantılı oldukları öne sürülen Yusuf Tapan, Haydar Akoraler, Rıdvan Taş ile Erol Ardıç olduğunu ve aracın da bölgede birkaç tur attığını tespit etti. Polis, araştırmasında Koray Sarısaçlı'nın eski eşi Asuman S. ve kızı R.S.'ye ait 70 milyon TL değerinde çok sayıda arsa, iş yeri ve laboratuarın satış vekâletinin farklı tarihlerde şüphelilerden Yusuf Tapan'a verildiğini tespit etti. Söz konusu iş yerlerinden birinin satış vekâletinin geçen ay yine Yusuf Tapan'a verildiği, sonrasında Koray Sarısaçlı ile eski eşi Asuman S.'nin notere giderek vekâletin iptalini sağladığı belirtildi. 

1 yıl önce

İnsanlık ayıbına Bolu Valiliği ‘dur’ dedi! Tanju Özcan’ın ırkçı afişleri söküldü!

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1526961007276466177?s=21&t=GpHpFt2G2l3hNV_N4NuBNQ Bolu Valiliği, Tanju Özcan‘ın mültecilere yönelik ırkçı afişlerini reklam panolarından söktürdü. Sığınmacılarla ilgili nefret söylemleriyle gündemi meşgul eden ‘Stajyer Hitler’ Tanju Özcan, bilboardlara astırdığı Türkçe ve Arapça yazılı ilanlarla sığınmacıları hedef almıştı. Özcan’ın sığınmacılara yönelik astırdığı ilanlarda “Artık istenmiyorsunuz, dönün ülkenize” çağrısı yapılmıştı. Skandal afişler toplumun her kesiminden büyük tepki aldı. Bolu Valiliği, Türkiye’nin itibarını zedeleyen insanlık dışı afişlere müdahale etti. Irkçı afişler bilboardlardan söküldü.

1 yıl önce

Hukukçu Rezan Epözdemir: ‘Ekmeğimizi paylaşmak istemiyoruz söylemi insancıl değil’

Suriyeliler konusunun sosyolojik bir durum olduğunu belirten Rezan Epözdemir, ‘Hukuk çerçevesinde can ve mal güvenliğiyle ilgili endişeler ortadan kalktıysa Suriyeliler geri gönderilmeli’ ifadelerini kullandı. İŞTE O AÇIKLAMALAR… Meselenin sosyolojik bir durumu var. Biz mazlum halklara kucak açacağız, onlara toplumsal koşulları sağlamamız lazım. Kayıt dışı çalışma, merdiven altında çalışma… Suriyelilerin durumu da ortada. Mülteci de diyemiyoruz statü veremiyoruz. Cenevre nedeniyle sadece Avrupa’dan gelenlere mülteci diyebiliyoruz. ‘HUKUKİ ŞARTLAR OLUŞTUĞUNDA GÖNDERİLMELİLER’ Hukuki koşullar oluştuğunda gönderilmeliler. Suriye’deki durum önemli. Bazı ülkeler sığınmacıları geri göndermeye başladı. Can ve mal güvenliğiyle ilgili endişeler ortadan kalktıysa Suriyeliler geri gönderilmeli. ‘EKMEĞİMİZİ SİZİNLE PAYLAŞMAK İSTEMİYORUZ’ SÖYLEMİ İNSANCIL DEĞİL ‘Ekmeğimizi, suyumuzu sizinle paylaşmak istemiyoruz’ şeklindeki söylemler insancıl değil. Hukuki şartlar oluşmuştur, Suriyeli sığınmacıların dönüşünde engel yoktur dersiniz bu anlaşılır bir durum. Bunu söylerken kullandığınız dil o insanları takrir etmemeli. İnsan onuruna helal getirmemeli.’

1 yıl önce

HDP, binlerce insanın katili, terörist başı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu

HDP Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada skandal ifadeler kullandı. Günay, binlerce insanın katili, terörist başı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu. Terör örgütü PKK'nın sözcülüğüne soyunan Günay, "Barış" gelmesi için Öcalan'ın serbest kalması gerektiğini iddia etti. Günay, "Bu topraklara barış gelebilmesinin tek yolu ise İmralı kapılarının açılarak Sayın Öcalan’ın barış kurucu rolünü tekrar oynamasından geçiyor" dedi. Günay, şu ifadeleri kullandı: "Biz, bu topraklar üzerinde yaşayan halkların en acil ihtiyaçlarından birinin barış olduğunu biliyoruz. Barış olmadan demokrasi de olmuyor, özgürlük de olmuyor. Bu topraklara barış gelebilmesinin tek yolu ise İmralı kapılarının açılarak Sayın Öcalan’ın barış kurucu rolünü tekrar oynamasından geçiyor. Tüm dünyanın şahitlik ettiği gibi biliyoruz ki, İmralı’nı kapısı ne zaman aralansa bu coğrafyada yaşayan tüm halklar için barış ve özgürlük imkanları artıyor, halkların birlikte yaşama umutları yeşeriyor." TSK'NIN PKK'YA OPERASYONLARINA "SOYKIRIM" DEDİ Ebru Günay, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör örgütü PKK'ya yönelik askeri harekatları için "Soykırım" dedi. Günay, "Kürtleri soykırıma uğratma, varlıklarını ortalıktan kaldırma ve yok etme planıdır. Bu plan sadece Kürtlere değil, bu topraklarda tüm halkların geleceğine yöneltilmiştir. Yaşayan tüm demokrasi güçleri, aydınlar, sanatçılar bu kirli oyuna ses çıkartmalıdır."

1 yıl önce

İnsanlık dışı olay! Zihinsel engelli Suriyeli yaşlı kadına tekmeli saldırı! Gözaltına alındılar…

Suriye uyruklu zihinsel engelli Leyla Muhammed, bankta oturduğu sırada birinin tekmeli saldırısına uğradı. 'Çocuk hırsızı' olmakla suçlanan kadının tekmelendiği anlar, sosyal medyada paylaşıldı. Uzun süre gözyaşı döktüğü de görülen kadının tekmelenme görüntüleri, büyük tepki topladı. Görüntülerin ardından soruşturma başlatıldı. Yapılan çalışma sonucu şüphelinin Şakir Ç. olduğu tespit edildi ve polis ekiplerince gözaltına alındı. Toplanan kalabalığın 'çocuk hırsızı' demesi ile kadına tekme attığını ve pişman olduğunu belirten Şakir Ç., ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Karara başsavcılık, itiraz etti. 'Fuhşa teşvik' dahil 9 ayrı suçtan kaydı olduğu belirlenen Şakir Ç., itiraz sonrası yeniden gözaltına alındı. Şakir Ç.'nin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi. VALİ GÜL: FIRSAT VERMEYECEĞİZ Gaziantep Valisi Davut Gül de sosyal medyadan olay nedeniyle üzgün olduğunu belirterek, "Engelli ve yaşlı teyzemize tekme atan kişi, emniyetimizin titiz çalışması sonucu tespit edilmiş ve savcılığımız tarafından gözaltına alınmıştır. Vali yardımcımız, teyzeyi evinde ziyaret ederek devletimizin sıcak elini uzatmıştır. Kriminal tiplere fırsat vermeyeceğiz. Üzgünüz" paylaşımında bulundu.

1 yıl önce

Afganistan’ın “Tarkan”ı Sancar Güneş’ten Afganlara uyarı: “Türkiye sınırını geçmek mümkün değil, insan kaçakçılarına inanmayın”

Afganistan’ın “Tarkan”ı olarak tanınan Sancar Güneş, Türkiye’nin sınırlarının çok iyi korunduğunu vurgulayarak Afganların insan kaçakçılarının yalanlarına inanmaması gerektiğini söyledi. AFGAN VE PAKİSTANLILARI UYARDI Sancar Güneş, Tiktok hesabından yayınladığı videoyla binlerce Afgan ve Pakistanlı’nın insan kaçakçıları tarafından kandırıldığını anlattı. Türkiye’nin sınırlarını havadan 24 saat izleyerek çok iyi koruduğunu vurgulayan Afgan oyuncu, “Lütfen insan kaçakçılarının oralarda yaptığı reklama inanmayın.” dedi. Sancar Güneş’in ifadelerinin tamamı şöyle: “Son zamanlarda Türkiye’de çok haber görüyorum. Afganlar, Pakistanlılar Türkiye’ye gelmek için insan kaçakçıları tarafından dolandırılıyor. Türkiye’ye girmek mümkün değil. Sınırlarda koruma önlemleri çok arttı. Havadan 24 saat izleniyor. “BİNLERCE AFGAN GERİ GÖNDERİLMEYİ BEKLİYOR” Geleni anında yakalıyor ve geri gönderiyorlar. Ya da kaçakçılar sizi sınıra yakın bölgede ölüme terk ediyor. Şu an Türk güvenlik güçlerinin sınırda yakaladığı on binlerce Afgan geri gönderilmeyi bekliyor. Lütfen insan kaçakçılarının oralarda yaptığı reklama inanmayın.”

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor”

Küresel Parlamenter Göç Konferansı’nda konuşan TBMM Başkanı Şentop, “Düzensiz ve zorunlu göç olgusu bugün ülkelerin veya bölgelerin sorunu olmaktan çıkmış; bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir” dedi. Konferansa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video mesaj ile katıldı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Sayın parlamento başkanları, kıymetli milletvekilleri, değerli misafirler sizlere en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Siz kıymetli parlamenterleri medeniyetlerin ve kıtaların kavşak noktası güzel İstanbul'umuzda ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Konferansın icrasına destek veren, katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum. Gerek burada yapacağınız istişarelerin gerekse gerçekleştireceğiniz görüşme ve temasların başarılı geçmesini diliyorum. Parlamentolar arası birlik, farklı siyasi sistem ve düşüncelere sahip parlamenterler için önemli bir diyalog zemini işlevi görüyor. Halklarımızın temsilcileri olan parlamenterlerin görüşlerini ve tecrübelerini birbirlerine aktarmalarına imkân veren birlik küresel sorunlara çözümler geliştirilmesine de katkı sağlıyor. EKONOMİK SIKINTILAR TÜM DÜNYADA YABANCI KARŞITLIĞINI KÖRÜKLÜYOR Parlamentolar Göç ve Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatlar' temasıyla düzenlenen küresel Parlamenter Konferansı'nın bu bağlamda önemli bir ihtiyacı gidereceğine inanıyorum. Son iki buçuk yılımıza damga vuran Koronavirüs salgınıyla beraber nefret söylemlerinin küresel ölçekte ürkütücü boyutlara vardığını görüyoruz. Ekonomik sıkıntıların başta batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyada yabancı karşıtlığını ve Mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemliyoruz. Bununla eş zamanlı olarak salgının tetiklediği ekonomik krizle birlikte daha fazla insan yurt ve evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 85 milyona, mültecilerin sayısı ise 30 milyona yaklaştı. Rusya, Ukrayna arasında devam eden çatışmalarla beraber mevcut mülteci sayısına 5 milyon kişi daha eklendi. Bu insan hareketliliğinde maalesef içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. GÖÇ VE MÜLTECİLER MESELESİNDE YÜKÜ BİZİM GİBİ ÜLKELER ÇEKMEKTEDİR Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak, güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor. Geride bıraktığımız dönemde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun ise nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı, akıbetlerinin ne olduğu bilinmiyor. Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darp edilen hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz. Esasen göç ve mülteciler meselesinde yükü; sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir. İNSANİ KRİZLER KARŞISINDA HİÇBİR SORUMLULUK ÜSTLENMİYORLAR Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7, mülteci barındırırken, orta ve düşük gelirli ülkeler ise. 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan bir ülke olarak göç olgusu tarih boyunca beşeri ve sosyal hayatımızın bir parçası olmuştur. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlar'daki soydaşlarımız da başları dara düşünce güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındı. TARİHİMİZİN BİZE YÜKLEDİĞİ BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ Birinci Körfez Savaşı'nda, Irak'tan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktığımız gibi, Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da topraklarımızda kabul ettik. Kapımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığı günümüzde hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz. Uluslararası toplum göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemez. Konferans çerçevesinde yapacağınız tartışmaların ortaya koyacağınız fikirlerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını temenni ediyorum.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 20 21