03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Devlet Bahçeli: CHP'nin ipini tutup diyet listesi dayatanlar Türkiye’nin muazzam yükselişini engelleyemeyecektir

Bahçeli'nin Twitter hesabından yaptığı açıklamaların tamamı şöyle: "Boş kafadan dolu bir sözün çıktığı görülmemiştir. Susulacak yerde konuşmak, konuşulacak yerde susmak insan ruhunu kararttığı gibi korkakça bir duruşun da kanıtıdır. Öyle insan vardır ki, aklına ne eserse onu işler, ardına kim gelirse onu dişler. Bunlar zaaflarının esiridir. "CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI İÇİN AYNI İSİMLERİN TELAFFUZ EDİLMESİ BU ZATLARI PARLATMA GİRİŞİMİDİR" 2021 yılı girdi gireli zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışılmaktadır. Televizyon ekranları özellikle bu tartışmanın odak noktası halindedir. Papatya falları açılırken, talih kuşunun kimin başına konacağı, çekilişten kimin çıkacağı sürekli gündemdedir. Her akşam ekranlara beşlik simit gibi dizilen sözde uzman ve sivri yorumcular bir torbaya doldurdukları isimleri sırasıyla gün yüzüne çıkarmaktadır. Milletimiz bu sakil ve sefil tartışmadan bıkmış usanmıştır. Zillet ittifakı adayının eşgali ve robot resmi bile çizilmiştir. Zillet ittifakı cumhurbaşkanı adayının izi sürülürken ayıplı ve ahlaken ağır kusur içeren bir strateji takip edilmektedir. CHP, HDP, İP Genel Başkanlarıyla iki büyükşehir belediye başkanının devamlı surette telaffuz edilmesi bu sıfatları taşıyan zatları parlatma girişimidir. "BU NASIL BİR SEVİYESİZLİKTİR?" Oyun bellidir, hesap kurnazdır. Kendi piar çalışmalarını maşaları vasıtasıyla yaptıran beş isimden başka hiç kimse yok mudur? Bu çarpıklık mesela CHP’nin, mesela İP’in diğer yöneticilerini, oy ve gönül veren değerli mensuplarını değersizleştirip sıfıra indirmek değil midir? Milletimiz hep aynı şeyleri dinlemekten, hep aynı ezberlerin tekrarından ileri düzeyde rahatsız ve memnuniyetsizdir. Türkiye’nin başka işi gücü kalmadı da zillet ittifakı adayının kimliği ve kim olacağı meselesi mi tek gündem konusu oldu? Bu nasıl bir seviyesizliktir? “O mu olacak? Bu mu olacak? Şu mu olacak?” sorularına cevap arayan gafillerin akıl hocaları boşa düşmüşlerdir. Kuklacıya değil de kuklaya baktırmak için kuyruğa giren bozuk zihniyetler yaş tahtaya basmışlardır. Siyasi kalpazanlar ve milli irade kaçkınları suçüstü basılmıştır. "CHP'NİN İPİNİ TUTUP DİYET LİSTESİ DAYATANLAR TÜRKİYE'NİN MUAZZAM YÜKSELİŞİNİ ENGELLEYEMEYECEKTİR" Zilletin aday meselesi milletin meselesi değildir. Terörist Demirtaş’ın kanlı teklifleri, Sorosçu Kavala’nın kansız tembihleri, dış mihrakların karmaşık tertipleri, PKK/FETÖ kaotik tezvirleri, Kılıçdaroğlu ve diğerlerinin kirli tezgâhları aziz Türk milletine sökmeyecektir. Kendi isimlerini parlatmak için yakın çevrelerini kullanan malum beşli çetenin demokrasiye sürülmüş kara bir leke, Türk siyasetine sirayet etmiş istismar ve izansızlık numunesi olduklarını inanıyorum ki yakın bir zamanda herkes idrak ve ifade edecektir. Zillet ittifakı bir strateji kapsamında aday tartışmasını hem yapıyor hem de yaptırıyorken Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır. Bayağı dedikoduların hepsi bühtan ve beyhudedir. Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, seçimin ne zaman yapılacağı da bilinmektedir. CHP’nin ipini tutup diyet listesi dayatanlar, Türkiye’nin muazzam yükselişini engelleyemeyecektir. Bu CHP’nin milli, manevi, kültürel ve tarihi değerlerimizle arasına kalın bir çizgi çektiği de en son İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin rezilliğiyle teyit edilmiştir. YARI ÇIPLAK SEMAZEN GÖSTERİSİNE SERT SÖZLER: BU SOYSUZLUK NASIL GÖSTERİLMİŞTİR? Be hey utanmazlar, yarı çıplak semazen nedir? Bu soysuzluk nasıl gösterilmiştir? 7,5 asırlık Mevlevi kültürüne bu saygısızlık nasıl hazmedilecektir? Bu kepazeliği izleyen belediye başkanını geçtik de Kılıçdaroğlu hiç mi utanmamış, hiç mi vicdanı sızlamamıştır? CHP’li İzmir Belediyesi edepsizlik çukuruna devrilmiştir. Bir de çıkmışlar, yarı çıplak soytarıyı, Türkiye’yi 50’den fazla ülkede temsil etmiş bir modern dans sanatçısı ve koreograf olarak tanıtmışlar. Neymiş, modern bir dans gösteriymiş. Batsın sizin modernliğiniz! CHP yönetimi, köksüzlüğün bataklığına saplanmıştır. Hz.Mevlana ne güzel de söylemiş: “Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.” CHP çöptedir, nitekim kılavuzları, ortakları, dostları insanlığın yüz karalarıdır. Son sözüm de serok Ahmet’e. Hz.Mevlana; “kalp denizdir, dil de kıyı. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.” Serokun diline vuranlar yozlaşmış ve yosun tutmuş kalbinin eseridir. Türkiye bir musibet tarafından az kalsın felakete uğrayacakmış. Şükür zamanında gereği yapılmış. Bak serok, Amed değil Diyarbakır diyeceksin. İstanbul’u da dünyanın en büyük Türk-İslam kenti olarak söyleyeceksin. Suriye’de federasyon önermen, fiilen Kobanili Ahmet olduğunun delilidir. Haddini bil, haysiyet sahibi ol. Sen ve efendilerin Türkiye’yi geçemez, bunu da unutma.

2 yıl önce

Adnan Oktar Örgütünün siyasi ayağı Kılıçdaroğlu ve CHP mi? Dilipak CHP’ye kalkan oldu: “Bu işi fazla kurcalamayın, ucu her yere çıkar”

Akit’in haberine göre; Adnan Oktar suç örgütünün siyasi ayağı tartışmaları CHP yönetimine ve Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar uzandı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in mecliste yaptığı basın toplantısında Adnan Oktar Suç Örgütü ile bağlantılı bazı isimleri açıklamıştı. Ancak, Adnan Oktar'ın 'Kedicikler' diye adlandırılan bazı kadın üyelerinin sık sık CHP'li isimlerle buluştuğu ortaya çıktı. Sık sık biraraya geliyorlardı Adnan Oktar Suç Örgütü'nün siyasi ayağı kim? tartışmaları devam ederken, bu sorulara cevap verir nitelikte fotoğraflar ortaya çıktı. Örgütün “kedicikler” olarak adlandırılan kadınlar grubunun sık sık CHP’li önemli isimler ve Kılıçdaroğlu ile görüştüğü tespit edildi. Son görüşme ise CHP’li Maltepe Belediyesi’nde gerçekleşti. Şimdi kamuoyu şu sorulara cevap arıyor Şimdi kamuoyu şu sorulara cevap arıyor. Kılıçdaroğlu ve CHP’li bazı yöneticiler, Adnan Oktar Suç Örgütü üyesi kediciklerle ne konuşuyordu? Kılıçdaroğlu Adnan Oktar örgütünden gizli bilgi ve belgeler aldı mı? Örgüt ve CHP arasında nasıl bir ilişki var? Adnan Oktar Suç Örgütü’nün izini süren CHP’li Özgür Özel, CHP’deki kedicik sempatizanlarını da yakın takibe alacak mı? Dilipak CHP’ye kalkan oldu Öte yandan sosyal medya hesabı Twitter’dan paylaşımda bulunan Dilipak CHP’ye kalkan oldu. Dilipak, “Bu işi fazla kurcalamayın, ucu her yere çıkar. Orduya da, cemaat yapılarına da, sağı solu, alevisi sünnisi yok. her yere.. Patlarsa herkes altında kalır. Bu dün de böyleydi. karşınızda birinin fantezilerinden ibaret bir oluşum yok :( !?” dedi.

2 yıl önce

Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, CHP MYK toplantısında disipline sevk edildi

CHP'de MYK toplantı sonrası konuşan Faik Öztrak yaptığı açıklamada, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca'nın küfürlü konuşmaları için disipline sevk edildiğini açıkladı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Bizim terörle mücadelede kullandığımız yöntemi ne PKK takip edebilir ne de onların akıl hocaları, batı istihbaratı takip edebilir

Sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a selam ve başarı dileklerini ileterek başlayan İçişleri Bakanı Soylu, “İki yıl önce de yine bu salonda bir araya gelmiştik. Yine bu salonda; 21. yüzyılın bir güvenlik açığı ortaya koyduğunu ve dünyanın ‘bu açığı nasıl kapatırız’ sorusuna cevap aradığını ifade etmiştim. Bazıları ifadelerimizi veya cümlelerimizi iri bulmuş olabilirler o tarihte. Aradan geçen 2 yılda, dünya buna bir cevap bulamadı. Hatta samimi şekilde cevap aradığını söylemek bile doğru olmaz. Hiçbir şey anlatmasak bile bugünkü tablo birçok şey ifade etmeye yeter. Ortadoğu ve Afrika, bugün hala istikrarsızlık, terör ve bunların doğurduğu kitlesel göçle anılıyor. Covid-19 salgını da bu güvensizlik iklimini şiddetlendirmiş görünüyor. Dünya, iki yıldır, yukarıdaki sorunun cevabını belki bulamadı ama cevabın ne olmadığı hakkında artık galiba bir fikri söz konusu. Küresel güvenlik politikalarının Davos’u olarak anılan ‘Münih Güvenlik Konferansı’nın 2020 yılı toplantısının ana temasının ‘Batısızlık’ kavramı olarak belirlenmesi, bu itirafın en açık örneğidir. Batısızlık; ABD merkezli bir blok haline gelen batı dünyasının, artık kendi içinde bir tutarlılık gösteremediği; batılı ülkelerin küresel çatışmalara seyirci kaldığı ve kendi ürettiği değerleri dünya geneline ihraç edemediğinden hareketle ortaya koyulan bir kavramdır. konferansın açılışını yapan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, konuşmasında ‘artık dünyayı batılılaştırma fikrinden vazgeçelim. Dış politikamızı fazla zorlamamalıyız. Özellikle Avrupa ve Almanya, dünyaya daha az misyoner bir yaklaşımla yaklaşırsa başarılı olurlar’ ifadelerini kullandı ve Batının küresel hegemonya iddiasını kaybettiğini açıkça itiraf etti” dedi.  Batı Dünyası Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Millet Genel Kurulundaki Eleştirilerine İtiraz Edemedi   Soylu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin ev sahipliği yaptığı sempozyumda Batı medeniyetinin yörüngesini kaybettiğini dile getirerek; “Kendi gelecek nesilleriyle ilgili sıkışmışlığı aşamıyorlar; yaşlanan nüfus tehlikesini ön görüyorlar; Uyuşturucu batağındaki genç nesillerini görüyorlar; Ortadoğu’daki ürettikleri istikrarsızliğin, göç ve terör olarak kendilerine dokunmaya başladiğini hem görüyor hem de yaşıyorlar ve kendi istihbarat örgütlerinin, belki seçilmiş yöneticilerden de bağımsız olarak dizayn etmeye çaliştiği dünya modelinin, bir şekilde kontrolden çıktığını; bunun para ve insan maliyetinin giderek arttığını görüyorlar. Alaska’da veya Alplerin arasında, tablo gibi şehirlerde refah içinde yaşayan insanlar, artık PYD’nin silah ihtiyacını vergileriyle finanse etmek istemiyorlar. Bu sonuçlar gün gibi karşılarında olduğu için, yıllardır kendilerini uyaran Cumhurbaşkanımızın önceki gün Birleşmiş Milletler ’de yüzlerine karşı yaptığı eleştiriye, iki gündür pek de büyük bir itiraz ortaya koyamadılar. Çünkü sonuç ortada… Suriye politikasinin; Irak politikasının; Afganistan politikasının; Afrika politikasının çöktüğü ortada. Dolayısıyla Batısızlık kavramının tartışılmasının somut bir altyapısı var ve inanıyorum ki bu tartışma, gelecekte daha da somut bir karşılık bulacaktır.” ifadelerini kullandı.   “Terörle Mücadele Yöntemimizi Ne PKK Ne De Onların Akıl Hocaları Anlayamaz”   “Bizim terörle mücadelede kullandığımız yöntemi ne PKK takip edebilir anlayabilir ne de onların akıl hocaları batı istihbaratları takip edebilir anlayabilir. Bu konuda hepsini susuz getirir susuz götürürüz. Evlatlarımızın kabiliyetine son derece güveniyoruz. Bu meseleyi bitirmek konusundaki azimleri ve iradeleri Sayın Cumhurbaşkanımız der ya “Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı” diye insansız hava araçlarıyla ilgili bizim arkadaşlarımızın ortaya koymuş oldukları bu konuda ciddi girişimle Batı’ya bu konuda nal toplattırır” diyen Soylu, Türkiye’nin teknoloji ve bilgi erişimindeki gelişimine dikkat çekti. “Her birisi ile gurur duyuyoruz. Tabii bir problemimiz var özellikle bilişim konusundaki arkadaşlarımızı özel sektör transfer etmek için çok yüksek paralarla devreye giriyor. Bu da bizim açımızdan yetiştirdiğimiz bir noktaya getirdiğimiz evlatlarımızın bazen tercih yapmalarına sebebiyet teşkil ediyor. Çok yetenekliler bizim evlatlarımız ürettiği el swaplarının yani parmak izlerinin Dünya’da çok az sayıda ülkede olan sayısallaştırma analizlerinin yine bizim evlatlarımız üretti. 4-5 katını veya bazen 7-8 katını batı ülkeleri bize satarken dediğimiz bulut altı görüntü aktarma kabiliyetine sahip olan o İHA sistemlerini zaten taktik İHA’lar Allah’a şükürler olsun onlar apayrı bir kabiliyet ve apayrı bir üstünlük meselesi. Bizim üs bölgelerimizin her birisi bir teknolojik donanım merkezidir ve her birisinin merkezle ve kendi bulunduğu alanlarla bir koordinasyon anlayışı söz konusu buralarda bambaşka bir noktaya geldik. Yine içeride muhalefet bol bol eleştiriyor” sözleriyle yerli ve milli bilgi erişimi kabiliyetinin öneminin altını çizdi.    PKK’dan 2016 Yılından Beri 1016 Kişinin İkna Yoluyla Teslim Olunması Sağlandı   PKK terör örgütüyle mücadele kapsamında teknoloji ve istihbaratın önemini belirten Soylu “Eğer bugün Türkiye’de Bugün kamu düzeni açısından ve bugün Türkiye'de ki etrafımızın Ateş Çemberi olduğunu bu salona söylememe gerek yok, eğer huzur güvenlik vatandaşımızın refahı size tek bir rakam vereceğim; 2016, 2017, 2018, 2019 da Hakkâri’de maalesef Tıp Fakültesi kazanan öğrencimiz yoktu.  Geçen yıl 4, bu yıl 19. Neyin nasıl sonuçlar verdi açısından o kadar önemli ki.  Ağrı Dağı bizim önemli bir yüzümüzdür, efsanemizdir, çok uzun yıllardır Ağrı Dağı’na çıkış unutulmuştu. Başladık Ağustos ayında 600 den aşağı kamp yapan yoktu zirveye kadar. Eğer bu teknolojiler olmasa bu koordinasyon olmasa bu anlayış olmasa bunu yapabilme kabiliyeti oluşturamaz. Açık bulunamaz mı dünyada açık verilmeyen sistem yoktur bu da çok nettir. Elbette ki bu sahanın korunması gereken gizliliği dolayısıyla burada bu konuda yaptıklarımızla ilgili detay vermem mümkün değildir. Ancak terörle mücadelemizde bugün elde ettiğimiz başarılar, PKK’dan 2016 yılından beri 1016 kişi ikna yoluyla teslim olunması sağlanmıştır” dedi.   Sosyal Medyadan Suçlu Tespit Etme Oranı Yüzde 80’e Yükseltildi   “2017 yılında sosyal medya platformlarında suç işleyen yıllık tespit oranı yine önemli bir rakam veriyorum yüzde 40 civarındaydı. Sosyal medya platformlarında 2017 yılında biz ancak suç işleyenlerin 100 kişisinden 40 kişisini tespit edebiliyorduk. Suçların daha çok gizliliğe önem vererek sahte profiller kullanması ve kimlik gizleyen programlar kullanmasına rağmen yani onlar da kendilerini genişlemelerine rağmen, günümüzde tespit oran yurtiçindeki kullanıcı oranında yüzde 80'i aşmıştır.Siber suçların soruşturulmasıyla alakalı olarak 2017 yılında nitelikli operasyon yapma kapasitemiz 3 il ile sınırlıydı. İstihbarat yetkisini düzgün ve anlamlı kullanılması Adalet Bakanlığı ile yapılan koordinasyonlu çalışmalar, eğitim ve seminerler ile bu kapasitenin 81 ile çıkarılması sayesinde operasyon ve tüm operasyonlar sayesinde yüzde yüz beşlik bir artış sağlanmıştır.  Küresel ölçekte geldiğimiz noktayı ise şöyle ifade etmek isterim: Uluslararası Telekomünikasyon Birliği her yıl ülkelerin Siber güvenlik durumlarını değerlendiren bir analiz yayınlanıyor. Bu yıl 15 Kriter üzerinden yaptığı analizler de 75 ülke içerisinde Türkiye 19. Sırada. Aynı listede Fransa 39, Almanya 43, Amerika 44. Sırada olarak görünmektedir. Ebetteki bu konuda pek çok farklı değerlendirmeler yapabilir ama açık bir gerçek var ki Türkiye bu alanda son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetmiştir ve küresel kıyaslama da olumlu bir yere sahiptir.  Tabi bütün bunların yanı sıra konvansiyonel istihbarat hala önemini korumaktadır“ ifadelerini kullandı.  Belge İnceleme Kapasitesi 45 Binden 750 Bine Çıkarıldı   Soylu, siber alanda yaşanan gelişmelerinin altını çizerek; “Yıllık belge inceleme kapasitemizi dikkat edin 45 binden 750 bine çıkardık. Bu ne demektir biliyor musunuz? Sadece belgeye ulaşmak istihbari bir alt yapı oluşturmak değil hukukunda hızlı işlemesini işletilmesini sağlamaktır. 15 Temmuz sonrası ele geçen 2 milyon yüz bin FETÖ ile ilgili materyal incelemeyi bekleyen sadece 85 bin adet kalmıştır. Bazen bir teknik aletin bu bir cep telefon olur, bilgisayar olur, bir veri bankası olur, sökülmesi bile bir buçuk yılı bulur.  Bunlar o kadar kolay bir iş değildir.  Arkadaşlarımız oradaki o ince ayrıntılarla ulaştıkları neticeler bugün Türkiye'nin hukuk sisteminin güçlenmesine demokrasinin ayakları üzerinde daha sağlam basmasına seçilmiş iktidarın geleceğine güvenle bakmasına ve milletimizin verdiği reyin ve milli iradenin hâkim olmasının daha güçlü bir anlayışla ilerlemesine çok büyük katkılar sunmuştur. Siber suçlarla Mücadele Başkanlığımız, terör örgütlerinin eylem yapacağına ilişkin veya doğrudan can güvenliğine hedef alan paylaşımlarla ilgili olarak Twitter Facebook Google Telegram gibi uluslararası servis sağlayıcıları ve ülkelerle karşılıklı anlık bilgi paylaşımı yapmak üzere 7/24 temas noktası olarak görevlendirilmiştir. Ve şunu yine ifade edeyim size, Ben çok iyi hatırlıyorum 15 Temmuz'dan sonra Siber saldırılara karşı kuracağımız duvarlarla ilgili karşı arkadaşlarla hep birlikte dikkatli olalım dedim. Her kurum kendi arasında buna ait ilk önce bazen dışarıdan yararlanıcılarla bazen kendi imkânlarıyla sistemler kurdular” ifadelerini kullandı.    Ortak Koordinasyon Merkezi 10 Ekim’de GAMER Çatısı Altında Faaliyete Geçiyor Bilgi paylaşımında ortak koordinasyonun önemine dikkat çeken Soylu, “Şimdi geldiğimiz nokta Bizim Güvenlik Acil Durum Merkezimiz GAMER diye bir merkezimiz var,  işte 10 Ekim'de açılacak,  tüm bu siber saldırılara karşı İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla Jandarma, Sahil Güvenlik, Emniyet, Nüfus, Göç, Sivil Toplum İşleri Genel Müdürlüğü ve kendi bakanlığımız çerçevesinde tüm birimler hepsini söylememe gerek yok, ortak bir koordinasyon Merkezi oluşturuyoruz Aynen her kurumdaki 7/24 organizasyonu yine bir çatı altında yine orda olmak suretiyle devam ettiriyoruz. Demek ki ihtiyaçlarımız bize yepyeni mekanizmalar üretmeye zorlamaktadır. Ayrıca 2017 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ek 7 maddesi ile İstihbarat yetkisi Siber'e verilmiştir Bu itibarla Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı emniyet teşkilatı içerisinde hem operasyonel hem de istihbari çalışma yapabilen hemen hemen tek birimdir” dedi.   SİBERAY Analiz Portalı 81 İlde Kullanıma Açıldı   “Nasıl bir güvenlik devriyesi var polislerimiz araçlarıyla bazen yaya, bekçilerimiz bir güvenlik devresi yapıyorlar, şu anda bütün birimlerimiz sanal devriye kurdular.  Bu da yetmedi, yani ihtiyacımız bir daha arttı. Yine ifade edeyim çocuklarımızı özellikle bu tehlikelerden koruyabilmek vatandaşlarımız da bu tehlikelerden koruyabilmek için hakikaten iyi çalışan iyi sonuçlar üreten çok genç olmasına rağmen SİBERAY diye Kızılay ve Yeşilay gibi kurumlardan mülhem SİBERAY diye hem uyarıcı hem koruyucu hem de destek olucu yepyeni bir Siber Suçlar Daire Başkanlığı altında bir alan oluşturduk. 81 il Siber Suçlarla Mücadele Şube müdürlükleri ve daire başkanlığı arasında uçtan uca profesyonel ve güvenli networkler oluşturuldu. Ve bu sayede tüm iller merkezdeki imkân ve kabiliyetlerden hızlı ve güvenli bir şekilde yararlanmaya başladı. Ayrıca içeriden ve dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı etkili bir savunma mekanizması olan biraz önce bahsettiğim her birimde Siber Operasyon Merkezi kuruldu. Şimdi 10 Ekim'de tek bir çatı altında tekrar diğer birimlere fayda sağlayabilmek için bulunacaklar. Çoklu veri tabanlarından sorgulama yapabilen ileri seviye dinamik istihbarat analizi yapan SİBERNET Analiz Portalını da 81 ilimizin kullanımına açtık” diyen Soylu, yerli ve milli analiz portalının önemine atıf yaptı.    İstihbarat Alışkanlığı Köklü Bir Türkiye var    Türkiye birçok alandaki gelişmelerine dikkat çeken Bakan Soylu, “21. yüzyıl Türkiye’si, afet yönetiminden tutun, uyuşturucu mücadelesine, terörle mücadeleden göç yönetimine kadar siber saldırılara kadar pek çok alanda, bizatihi Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği vizyon ve ortaya koyduğu icraatla, pek çok alanda küresel ölçekte kapasite üreten bir ülke haline gelmiştir. Bizim istihbarat alışkanlığımız, köklü bir alışkanlıktır” dedi.    Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine uzanan köklü bir bilgi işleme geleneğimiz olduğunu belirten Süleyman Soylu; “Organize bir istihbarat ağı kullanma geçmişimizin, Fatih Sultan Mehmet’e kadar gittiği, pek çok tarih kitabında pek çok makalede yer alan bir bilgidir. Sonrasında Yıldız Teşkilatı ve Teşkilatı Mahsusa gibi yapılar, aslında kendi içlerinde belli istihbarat tavrı geliştirmiştir. Halen Türkiye’de özellikle MİT, Genelkurmay, Jandarma ve Emniyet birimleri istihbarat faaliyeti yürütmektedir. Öteden beri bu dört kurum arasında beni bağışlayın koordinasyon eksikliği bizim en büyük sorunumuzdu. Ve özellikle 2009’lu 2010’lu yıllarda, Türkiye’den vesayetin kalkmasından sonra bu alanda da çok önemli gelişmeler yaşanmaya başladı. 2012 yılında milli istihbarat koordinasyon kurulu oluşturuldu, yani bir zihni beraberlik oluşturuldu. 2013 yılında güvenlik birimlerinin istihbarat paylaş imini sağlamayı hedefleyen müşterek istihbarat koordinasyon merkezi oluşturuldu, ayni zamanda bu koordinasyonda üretilen verilerin hisli paylaşımı için ‘Operasyonel Bilgi Paylaşım Sistemi’ hayata geçirildi ve böylece, koordinasyonun kurumsal altyapısı tamamlanmış oldu” ifadelerini kullandı.   15 Temmuz’dan Sonra Kurumlar Arası Bilgi Paylaşımındaki Sorunlar Ortadan Kalktı   15 Temmuz Hain Darbe Girişiminin ardından istihbarat sistemindeki kurumlar arasında bağlantının güçlendiği ifade eden Soylu “Sistemimiz bizim şöyle işler; Emniyet, Jandarma ve istihbarat verileri gelir. Ve elde ettiği istihbaratı paylaşır. Hem biraz önce bahsettiğim sistem üzerinde Genelkurmay ve MİT ile de paylaşılır. Diğer kurumlarda benzer konularda anlayışı ortaya koyarlar. Aynı zamanda çok ileri istihbaratlar yine özellikle o kadar iyi bir sistem oluşturulmuş ki hem Operasyonel bilgi paylaşım sisteminden yürütüyordur ama direkt kurumlar arasındaki irtibat öyle bir yüksek noktaya ulaşmıştır ki sanki kurumlar tek bir çatı altında bunu gerçekleştiriyorlarmış gibi elde edilen tüm bilgiler hiçbir çekince ortaya koymadan bütün kurumlarımızla hem OBİPAS’tan hem fiziki hem de bazen direkt istihbarat birim başkanlarımız kendi önemli gördüğü acil gördüğü yorumlanmasına gerek duyduğu konular diret paylaşılarak götürülür. Fiziki olarak götürülür. Veya fiziki olarak getirilir. Ve tüm bu yapı, özellikle 15 Temmuz’dan sonra daha yüksek bir istihbarat ve buna bağlı operasyonel bir kapasite oluşturulmasına imkân sağladı. Türkiye’nin başarılı olduğu bir alan da biraz önce bahsettiğim siber teknolojilere hem siber güvenlik hem de istihbarat alanındaki hızlı ve güçlü adaptasyonu olmuştur. Artık siber savaş alanıyla konvansiyonel savaş alanı birbirine sizde takdir edersiniz ki yakınlaşmaktadır. Siber savaşlar, kendilerine hedef olarak sadece bilgisayarınızdaki dosyaları hedef olarak seçmiyor. Üretim tesisleri, elektrik santralleri, su şebeke yönetim sistemleri, hatta elektrik dağıtım sistemlerini, enerji tesisleri gibi doğrudan hayatlarımıza temas eden yapıları kilitlemeyi, oralarda fiziki zarar üretmeyi hedefleyen bir savaş türü haline geliyor” dedi. 

2 yıl önce

Otomotiv sektöründeki çip krizi büyüyor

Koronavirüs salgını, 2 yıl sonunda yarı iletken teknolojilerini de ciddi bir biçimde etkiledi. Fabrikaların işlervlerini yavaşlatması, bazı ülkelerin salgın nedeniyle ticarete kısıtlamalar getirmesi, otomobil sektöründe de çip sıkıntısını büyüttü. 8 MİLYONA YAKIN ARAÇ ÜRETİM KAYBI OLACAK Danışmanlık firması AlixPartners'dan yapılan açıklamada, çip krizi nedeniyle otomotiv sektöründe bu yıl 7,7 milyon araçlık üretim kaybının olmasının beklendiği kaydedildi. Şirketin mayıs ayındaki tahminlerinde üretim kaybının bu yıl 3,9 milyon olması bekleniyordu. ÇİP KRİZİ KAYNAKLI CİRO KAYBI TAHMİNİ 210 MİLYAR DOLAR Açıklamada, küresel otomotiv sektöründe çip krizi kaynaklı ciro kaybının ise 210 milyar doları bulacağının tahmin edildiği aktarıldı. Şirket mayıs ayındaki tahminlerinde söz konusu ciro kaybının 110 milyar dolar olacağını öngörmüştü. KARANTİNA ÖNLEMLERİ, KRİZİ DERİNLEŞTİRDİ AlixPartners'ın Otomotiv ve Endüstriyel Uygulamalar Küresel Eş Lideri Mark Wakefield, çip krizinin şimdiye kadar azalmasının beklendiğini ancak Malezya'daki koronavirüs salgınına karşı uygulanan karantina önlemleri ile diğer yerlerde devam eden sıkıntıların işleri daha da kötüleştirdiğini ifade etti. "OTOMOBİL SEKTÖRÜ İÇİN HATAYA YER YOK" Çip sıkıntısının sektörün karşı karşıya olduğu çok sayıdaki aksaklıktan sadece biri olduğuna işaret eden Wakefield, "Otomobil üreticileri ve tedarikçiler için şu anda hataya yer yok. Her alternatifi hesaplamaları ve yalnızca en iyi seçenekleri uyguladıklarından emin olmaları gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Sedat Peker’in ipini çektiler

Ekim 2013- Temmuz 2016 arası FETÖ’nün dillendirdiği tüm yalan ve iftiraları dillendiren Sedat Peker, artık yazdıklarıyla ne merak uyandırıyor ne de ciddiye alınıyor. Peker’e sadece sınırlı olarak FETÖ medyası destek oluyor. Bunun farkına kendisi de varmış olacak ki attık mesnetsiz iddialarını her fırsatta Türkiye’yi kötüleyen Türkiye’nin DEAŞ’a destek verdiği yalanıyla gündeme gelen Birgün yazarı Erk Acarer paslamış durumda. Geçmişte kendisine destek olan Birleşik Arap Emirlikleri yetkililerininde gözden çıkardığı yeteneksiz Peker’in bundan sonra ki akıbeti merak konusu.

2 yıl önce

AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı, “Nerede Kalmıştık?” projesiyle farklı nedenlerle lise eğitimini yarım bırakmış kadınların lise diploması almalarını hedefleniyor

AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, dün partide düzenlediği basın toplantısı ile ortaokulu bitirdikten sonra liseye gitmeyen veya lise eğitimini yarım bırakmış kadınların eğitimi için başlatılan, “Nerede Kalmıştık?” projesini anlattı. ‘MAKAS KAPANIYOR’ Eğitimin en önemli fırsat eşitliği aracı olduğunu söyleyen Keşir, “Ben üniversiteye başladığımda kız çocuklarının üniversiteye erişimi yüzde yediydi, 2002’de bu oran 13’tü, bugün yüzde 46’yı aştı. Üniversite eğitimi almış kadınların yüzde 71’inin işgücü piyasasına katıldığını görüyorsunuz. 4+4+4 eğitim sistemine geçildikten sonra ortaokulu bitirip liseye kayıt olma oranı yüzde 12 oranında arttı. Bundan önce kadınların yüzde 24’ü ortaokulu bitirdikten sonra liseye kayıt olmuyordu. Bu makas kapanıyor ama geçmişten gelen, ortaokuldan sonra liseye gitmeyen ya da liseyi terk eden kadınlar var. Bu kadınlar liseyi bitirmediklerinde meslek sahibi olma hayalleri kayboluyor. Kadınların eğitimlerinde nerede kaldılarsa oradan devam etmelerini arzu ediyoruz. 20 yaş üstü kadınlarla bu projeyi yürüteceğiz” dedi. Projenin detaylarının, 29 Eylül’de Emine Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşecek programla açıklanacağını ifade eden Keşir, “Müracaat süreçleri ve kurs açılması süreçlerini bizim arkadaşlarımız koordine edecek. İlk etepta 25 bin kadının liseyi bitirmesini hedefliyoruz. Eğitim projesinin yanı sıra istihdam projesi de yürütüyoruz” açıklaması yaptı.

2 yıl önce

FETÖ'nün güdümündeki senatörler HDP'ye sahip çıktı

Haziran ayında terör örgütü PKK ile siyasi bağları süren HDP'ye yönelik kapatma iddianamesinin kabul edilmesinden rahatsız olan ABD'li 10 senatör, ortak bir mektuba imza atarak Başkan Biden'dan Başkan Erdoğan'a iddianamenin geri çekilmesi için baskı yapmasını istedi. Büyük çoğunluğu geçmişte FETÖ ve PKK/YPG'ye destek veren Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörler, Türkiye'nin terörle mücadelesini demokrasiye yönelik tehdit diye adlandırdı. MEKTUPTA TEHDİT DİLİ HAKİM Senatörler, Erdoğan'a yönelik "Türkiye'nin Kürt nüfusunu haklarından mahrum bırakma, siyasi çoğulculuğu ve demokrasiyi baltalama girişimlerinden endişe duyuyoruz" gibi iftira içeren ifadelerle Biden'dan harekete geçmesini ve Avrupalı ortaklarıyla birlikte bu konuda çalışma yütümesini istedi. HDP'ye tam anlamıylas sahip çıkan senatörler "HDP'yi dağıtmak, üyelerini gözaltına almak veya görevden uzaklaştırmak Türkiye için ciddi olumsuz sonuçlar doğuracaktır" mesajıyla mektubu noktaladı. BAĞIŞ ALDILAR DESTEK OLDULAR Mektuba Demokrat senatörler Chris Van Hollen, Ron Wyden, Jeff Merkley, Jeanne Shaheen, Cory Booker, Ed Markey ve Sherrod Brown'ın yanısıra Cumhuriyetçi James Lankford, Thom Tillis ile bağımsız senator Ankus King imza attı. Daha önce FETÖ'den bağış alan Hollen, YPG sözcüsü İlham Ahmed'i Washington'da ağırladı. Wyden, 2019'da FETÖ firarisi Enes Kanter ve Merkley ile Türkiye karşıtı bir tasarıyı Kongre'ye sundu. Shaheen ise Türkiye'ye silah satışı blokesini öngören tasarıyı hazırlamış, Turkic-American ittifakının etkinliklerine katılmıştı. Booker da FETÖ'nün ABD'deki okullarını defalarca ziyaret etti.

1 2 ... 15 16 17 18 19 20 21 ... 95 96