04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Ege Denizi'ndeki geri itmelerde suçlanan Frontex'in direktörü istifa etti

Avrupa basınında çıkan haberlerde Leggeri'nin istifa mektubunu Frontex yönetimine sunduğu belirtildi. https://twitter.com/genelgundem/status/1519909434809622530?s=21&t=YN6ug5uTLeraRveISvXzcw AB Komisyonu sözcülerinden Anitta Hipper de günlük basın toplantısında konuyla ilgili soru üzerine, Frontex yönetim kurulunun olağanüstü toplantıda olduğunu, toplantının sonucunun öğleden sonra açıklanacağını söyledi. Frontex ve Leggeri, son yıllarda Akdeniz ve Ege'de AB ülkelerine gitmek isteyen kişilerin geri itildiğine yönelik haberlere sıkça konu oldu. Son olarak dün "Lighthouse Reports", "Der Spiegel", "SRF Rundschau", "Republik" ve "Le Monde" tarafından yürütülen ortak araştırmada, Frontex'in veri tabanında yüzlerce düzensiz göçmenin Ege'de geri itilmesine yönelik kayıtların yer aldığı belirtildi. Ajansın, Mart 2020 ile Eylül 2021 arasında kadın ve çocukların da aralarında olduğu 957 sığınmacının denizde geri itilmesinde rol aldığı, bu vakaların Frontex'in "Jora" adlı veri tabanında "çıkış noktalarından ayrılmanın önlenmesi" şeklinde etiketlendiği kaydedildi. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF), Frontex hakkında Ege'de göçmenlerin geri itilmesi ile taciz ve görevi kötüye kullanma gibi suçlamalar nedeniyle soruşturma başlatmıştı. OLAF'ın Frontex hakkında yürüttüğü soruşturmanın sonuç raporundan bulgular da geçen ay yine Avrupa basınında yer almıştı. Sonuç raporunda Frontex Başkanı Leggeri ve diğer üst düzey yetkililerin, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki geri itmelerini yalnızca bildikleri değil, aynı zamanda örtbas ettikleri iddia edilmişti. Avrupa basınındaki birçok haberde, Frontex'in Yunanistan'ın düzensiz göçmenleri açık denize geri itmesine destek verdiği, uluslararası hukuka aykırı davrandığı, kurtarması gereken mülteci botlarını Türkiye sınırına püskürttüğü ileri sürülmüştü. Leggeri'nin, Yunanistan'ın düzensiz göçmenleri geri ittiğine ilişkin bir olayda delilleri sildirdiği savunulmuştu. Frontex ve Yunanistan makamları, geri itmelerle ilgili iddiaları bugüne kadar reddetti.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu, Trabzon ve Rize’ye bayram tatiline gitmek için partisinin genel merkezinden izin istedi

Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'in haberine göre, CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bayram ziyaretine farklı bir anlam yüklememek gerek. Bizim bilgimiz dahilinde” açıklamasını yaptı. İmamoğlu’nun memleketi ve yakın çevresine yönelik tatilimi aylar öncesinden belirlendi. Torun, ziyaretin çok önceden planlandığını ve bilindiğini dile getirdi.  Torun, şu bilgileri paylaştı: “Buna farklı anlamlar yüklemek, abartmak doğru olmaz. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak ben, bu ziyaretlerle ilgili bilgilendirildim. Ben bilgilendirildiğime göre Genel Başkanımızın da mutlaka bilgisi vardır. Memleketine gitmesin mi? Bayramlaşmasın mı? Hiçbir mahzuru yok. Rize’ye de daha öncesinden söz vermişti. Bu yüzden bölgeye gidiyor ve bayramlaşacak.” İmamoğlu, bugün başlayacağı ziyaretler kapsamında Trabzon, Rize ve Artvin’e uğrayacak.

2 yıl önce

Ümit Özdağ Metropoll Araştırma sahibi Sencar'ı ifşa etti: 'HDP ile işbirliği yapın Erdoğan başka türlü gitmez' demişti

Gazeteci İsmail Saymaz, bugün yayınlanan köşe yazısında Metropoll Araştırma'nın son anketinde Zafer Partisi'nin oyunun yüzde 0.5'te kaldığını İYİ Parti'nin oyunun yüzde 14,6 HDP'nin oyunun ise yüzde 9,7 olduğunu ifade etti. Duruma ilk tepki İYİ Parti'den ayrılarak Zafer Partisi'ni kuran ve ülkücü kanattan gelen Ümit Özdağ'dan geldi. Özdağ, Metropoll Araştırma'nın anketlerindeki HDP oyununu ifşa etti. Metropoll Araştırma'nın sahibi Özer Sencar ile aralarındaki geçen diyalogları aktardı. Özer Sencar'ın anket değil, siyaset mühendisliğini yaptığını belirten Ümit Özdağ, bu sayede HDP-İYİ Parti ittifakına ortam sağlandığını yazdı. 'HDP-MİLLET İTTİFAKINI SAĞLAMAYA ÇALIŞIYOR' Özdağ paylaşımında şunları söyledi: "Sencer Özer/Metropol anket değil, siyaset mühendisliği yapıyor.Sahadan gelen Zafer Partisi'nin oylarını başka partilere dağıtıyor. HDP-Millet ittifakını sağlamak için çalışıyor. İYİ Parti milletvekili iken bana "HDP ile işbirliğine karşı çıkmayın. Erdoğan başka türlü gitmez. https://twitter.com/umitozdag/status/1521410910908305411?s=21&t=ChD4CPsy0QQ7dlxIIEvolw '30 BİN TL İSTEDİ, ÖDEMEDİM' S. Özer'in Zafer oylarını başka partilere dağıtmasının 2. nedeni 2019 yerel seçimleri öncesinde İYİ Parti Gaziantep Bld BŞK adayının yaptırdığı ve ödemediği 30 bin TL'yi benden istemesi. Bende ödeme yapmayı reddettim. Zafer Partisi kurulurken tekrar aradı ve istedi, yine reddettim." https://twitter.com/umitozdag/status/1521411708778074112?s=21&t=DeixazaZguC29w2gM0dCSA Öte yandan Özer Sencar 24 Nisan'da yaptığı paylaşımda da yine HDP vurgusu yaparak, "HDP'yi dikkate almadan yapılan bir aday tercihi baştan kaybetmiş sayılır" demişti.

1 yıl önce

CHP'li Engin Özkoç'tan akıllara zarar 15 Temmuz paylaşımı: CHP Genel Başkanı TBMM’ye gitmek için yola çıkmıştı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında 'kaçmakla' ilgili iddialar ortaya atmıştı. Kılıçdaroğlu'na sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Siz Erdoğan'ı 15 Temmuz'da kaçırtamadınız. Ama sen gece 23.00'de tankların arasından kaçtın." ifadelerini kullandı. Bunun üzerine CHP'den bir açıklama geldi. "15 Temmuz'da Erdoğan saklanırken, CHP'li vekiller TBMM'ye gitmek için yola çıkmıştı" Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, 15 Temmuz'da CHP Genel Başkanı ve milletvekillerinin TBMM'ye gitmek için yola çıktığını söyledi: "Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’da milleti sokağa döküp, kendisi saklanırken; CHP Genel Başkanı ve milletvekilleri TBMM’ye gitmek için yola çıkmıştı. TBMM kapılarını ilk açan CHP vekilleridir!" Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'u televizyon izlemişti Özkoç'un bu ifadeleri akıllara CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz gecesine ait görüntülerini getirdi. Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin olduğu gece Atatürk Havalimanı'nda tanklardan kaçarken görülmüş, darbe gecesini Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun evinde halkın direnişini televizyondan izleyerek geçirmişti.

1 yıl önce

Nikos Dendias bile bu kadar ileri gitmedi... Türkiye'nin Yunanistan'a verdiği cevabı beğenmeyen Aslı Aydıntaşbaş neyi temsil ediyor?

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın "Bugün Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın, İmparatorluk Kapısı’ndaki Vandalizm gibi camiye çevrilmesi, tarihe saygı duyan herkesi üzüyor" şeklindeki açıklamasına Milli Savunma Bakanlığı'ndan çok sert tepki gelmiş ve “569 yıl önce fethedilen İstanbul’a, Roma İmparatorluğu’nun veya Bizans’ın hayalini kurarak bakmak, kuruntudan ibarettir. 1000 yıl öncesine özlem duyanlar kimin yayılmacı, kimin barışa engel olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu vesile ile 569 yıl önce İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman ordusunu rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” ifadelerine yer vermişti. Bu cevaba çok bozulan gazeteci Aslı Aydıntaşbaş, MSB'nin tepkisini ‘TSK’nın yeni üslubu’ diye eleştirmişti. Türkiye Gazetesi Yazarı Yusuf Alabarda, eski vesayet günlerini özleyen ve askerlerin siyasete dizayn verdiği günleri hatırlatarak Aydıntaşbaş'ın aslında neyin peşinde olduğunu yazdı. Yusuf Alabarda'nın "Balans ayarı veren TSK özlemi ve Ayasofya" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle: Geçtiğimiz hafta İstanbul’un fethinin 569. yıl dönümü, fethe yakışır etkinlikler ile kutlandı. Kutlamalarda Ayasofya-i Kebir Camii için İletişim Başkanlığınca hazırlanan ışık ve gökyüzü haritalama tekniği muazzam bir görsel şölene dönüştü. Gelgelelim, İstanbul şehrine vurulan Müslüman Türk’ün mührü ve buna dair hatırlatmalar Atina’daki müflis muhterisleri son derece rahatsız etti. Hücrelerine kadar işlediğine bizzat içlerinde yaşayarak şahit olduğum Müslüman Türk nefretinin bir tezahürüyle, Yunanistan Dışişleri makamındaki kifayetsiz muhteris “Ulusal hafızamız için kötü bir gün. Bugün Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın, İmparatorluk Kapısı’ndaki Vandalizm gibi camiye çevrilmesi, tarihe saygı duyan herkesi üzüyor” mesajını paylaştı. Ayasofya-i Kebir Camii, 1453 yılında Müslüman Türk’ün idaresine geçtiğinden bu yana, dünya mirasının bir parçası olarak zaten göz bebeği gibi korunuyor, zira ulu mabet aynı zamanda atamız Fatih Sultan Mehmet Han’ın bizlere emaneti. Dendias’ın bu açıklamalarına MSB’lığı resmî sosyal medya hesabından “569 yıl önce fethedilen İstanbul’a, Roma İmparatorluğu’nun veya Bizans’ın hayalini kurarak bakmak, kuruntudan ibarettir. 1000 yıl öncesine özlem duyanlar kimin yayılmacı, kimin barışa engel olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu vesile ile 569 yıl önce İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman ordusunu rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” diyerek cevap verdi. Verdi vermesine lakin cevap Atina’dan değil, duvarlara ‘Zulüm 1453’te başladı’ diyen zihniyetten geldi. Uluslararası medya kartellerinde zaman zaman ‘Erdoğan’ı durdurmak istiyorsanız ülkenin ekonomisine saldırın’ tadında yazılar yazan Aslı Aydıntaşbaş, MSB’lığının ortaya koyduğu tepkiyi ‘TSK’nın yeni üslubu’ diye eleştirdi. Öncelikle anlaması gereken konu, bu türden siyasi paylaşımlar artık ceketin düzgün bağlanmış düğmeleri mucibince, TSK tarafından değil Bakanlık tarafından yapılıyor. Doğrusu da bu zaten. O yüzden mezkûr açıklama, anakronik kafayı temsil eden Aslı Aydıntaşbaş’ın iddia ettiği gibi TSK tarafından değil, Bakanlık tarafından yapıldı.   ALIŞIK OLDUKLARI TSK... Aslı Hanım ve fikirdaşlarının alışık oldukları ve özlemini duydukları TSK artık ortalarda yok. Demokratik bir ülkede silahlı kuvvetlerin konumlanması nasıl olması gerekiyorsa, Türkiye’de de o hâle geldi, gelmeye devam ediyor. Protokolde ana muhalefet partisi liderinin ve bağlı olması gereken Millî Savunma Bakanı’nın bile önünde yer alan, siyasete dair her konuda söylem üreten ve bunu kamuoyu ile pervasızca paylaşabilen, siyasal otonom alanı alabildiğine geniş bir TSK hakikatine dair tek kelime eleştiri getirmeyenler, Bakanlığın açıklamasını eleştirmekle meşgul. Ne acı… Kendisine açılan alan sayesinde dünyaca bilinen platformlarda yazılar kaleme alan bir yazarın düştüğü acınası durum, bir zamanlar ekranlarda ‘ben vurdum mu oturtan genelkurmay başkanı isterim’ diyen kabzımal ile aynı seviyede olmamalıydı. Elbette konu sadece Aslı Hanım ile mahdut değil, yıllardır kendisine amiral gemisi unvanı yakıştırmış bir gazetede her Yüksek Askerî Şûra sonrası ‘nerede o eski güzel günler’ tadında YAŞ yazıları kaleme alan yazar çizer taifesi için de aynı eleştiriler geçerli. İnşallah bir gün ‘Silahlı Kuvvetlerin Demokratik Gözetimi ve Kontrolü’ teması ile, klişe Samuel Huntington misalleri vermeden, günümüzden çağdaş örnekler yazarsınız da okuduğumuza değer.

1 yıl önce

AP, AB Komisyonundan Yunanistan'ı yasa dışı geri itmelere karşı uyarmasını talep ediyor

Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği (AB) Komisyonuna Yunanistan'ın sığınmacıları Türkiye'ye doğru geri ittiği ve Yunan polislerinin dahliyle "can kaybı, insanlık dışı muamele, iltica prosedürüne erişimin engellenmesi ve geri göndermelerin" son dönemde arttığına ilişkin bir mektup yazarak Komisyonu sorumluluğunu üstlenmeye çağırdı. Avrupa Parlamentosunun Sivil Özgürlükler Komitesi Başkanı Juan Fernando Lopez Aguilar, AB Komisyonunun göç ve insan haklarından sorumlu Komisyon üyeleri Margaritis Schinas, Vera Jourova ve Ylva Johansson'a hitaben bir mektup yazdı. Mektupta, uluslararası koruma arayan onlarca kişinin Meriç Nehri'nin kara sınırı bölgesinden Türkiye'ye geri itildiğine ilişkin raporlardan söz eden Aguilar, durumun son aylarda tırmanışa geçtiğine işaret etti. Raporların AB'nin dış sınırlarında Yunan polis yetkililerinin dahliyle "can kaybı, insanlık dışı muamele, iltica prosedürüne erişimin engellenmesi ve geri göndermelerin" yaşandığına dair önemli endişeler uyandırdığını ifade eden Aguilar, mektupta AB Komisyonunun "herhangi bir şiddet kullanımını kınama görev ve sorumluluğu" olduğunu anımsattı. Aguilar, Komisyona ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) sığınmacılara insani yardım sağlanması yönündeki tedbir kararlarının uygulanmasını da garanti altına alma sorumluluğu olduğunu hatırlattı. ENGELLEMEYE ÇALIŞTILAR Dosyayla ilgilenen bir AB yetkilisi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in partisi Yeni Demokrasiye ait siyasi grup olan Avrupa Halk Partisinin komite oylamasıyla mektubu engellemeye çalıştığını söyledi. Kaynak, "Girişim başarılı olamadı, mektup en geç yarın AB Komisyonuna gönderilecek." dedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, geçen günlerde insan hakları örgütlerinin açtığı davanın ardından, Yunan makamlarına Meriç Nehri yakınında Türkiye-Yunanistan sınırında mahsur kalan sığınmacılara yiyecek, su ve yeterli tıbbi tedavi sağlama talimatı veren 13 geçici tedbir kararı çıkarmıştı. İnsan hakları savunucuları ve önde gelen medya kuruluşları, Yunan makamlarının uluslararası hukuku ihlal eden yasa dışı geri itmelerini sık sık rapor ediyor. Buna rağmen Yunan makamları, raporları inkar etmeye devam ediyor.

1 yıl önce

Ümit Özdağ ve ırkçı ekibinin hoşuna gitmeyecek hareket! Kocaeli’de Suriyeli kâğıt toplayıcısı çöpteki Türk bayrağını direğe astı

Suriye’de savaşla, Türkiye’de de Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın yalanlarıyla uğraşan Suriyeliler, Kocaeli’de ırkçı çetenin hoşuna gitmeyecek şeyler yapıyor… Cep telefonu kameralarıyla çekilen bir görüntü, tüyleri diken diken etti. Görüntülerde kâğıt toplayıcısı olduğu öğrenilen Suriyeli bir gencin, çöpten bulduğu Türk bayrağını alarak direğe astığı görülüyor. Ay-Yıldızlı şanlı bayrağımızı yerden alarak direğe asan Suriyeli genç, görüntülendiğinden habersiz kâğıt topladığı arabasını sırtına alarak, gözlerden uzaklaşıyor. Söz konusu görüntüler, sosyal medyada yayınlanmasının ardından paylaşım rekoru kırıyor.

1 yıl önce

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski: Ukrayna-Rusya savaşı Kırım'ın kurtarılmasıyla bitmeli

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ülkesindeki savaşın Kırım'da başladığını söyledi. Zelenski, "Savaş, Kırım'ın kurtarılmasıyla bitmeli" dedi. Rusya, Ukrayna'nın parçası olan Kırım'ı, uluslararası toplumun meşru olmadığını vurguladığı bir referandumun ardından 2014'te ilhak etmişti. Zelenski ise son ulusa sesleniş konuşmasını, Kırım'daki bir Rus üssünde meydana gelen ve bir kişinin öldüğü, sekiz kişinin de yaralandığı patlamaların ardından yaptı. Ancak konuşmasında patlamalara değinmeyen Zelenski, "Kırım, Ukrayna'ya aittir. Kırım'dan asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. Zelenski, "Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı savaşın, Kırım'ın işgaliyle başladığını unutmayacağız" diye konuştu. Patlamaların meydana geldiği Novofederika yakınlarındaki Saky Askeri Üssü, Kırım'ın batısında, Rus turistlerin de tercih ettiği tatil beldelerine yakın bir konumda bulunuyor. Rusya Savunma Bakanlığı, üste mühimmat deposunda patlamalar meydana geldiğini, Ukrayna'nın herhangi bir saldırısının söz konusu olmadığını açıkladı. Zelenski'nin danışmanlarından Mykhailo Podolyak da, patlamalarla ilgileri olmadığını söyledi. Görgü tanıkları en az 12 patlama sesi duyduklarını söylerken, sosyal medyada yayımlanan bazı videolarda üs çevresindeki plajlarda bulunanların panik yaşadıkları görüldü. Eski Rusya Devlet Başkanı ve Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitry Medvedev, geçen ay yaptığı konuşmada, Kırım'ı hedef almasının Ukrayna için "kıyamet" anlamına geleceğini söylemişti. Ülkesinin Rusya'yla savaş bitmeden Kırım'ı geri alması gerektiğini söyleyen Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ise daha önce bu konuda farklı açıklamalar yapmıştı. Zelenski, Rusya'nın ülkesini işgale başladığı 24 Şubat'tan önceki mevzilere çekilmesi halinde ateşkesi kabul edeceklerini söylemiş, Kırım'ın Ukrayna'ya geri verilmesini barış koşulları arasında saymamıştı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9