27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Demirtaş’tan ittifaka can simidi

İstanbul terörle mücadele ekipleri, sabah saatlerinde, DHKP-C terör örgütüne yönelik 14 adrese operasyon yaptı. Operasyonda aranan 16 şüpheliden 8'i gözaltına alındı. 8 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların da sürdüğü belirtildi. Yakalanan şüphelilerin, terör örgütü bağlantılı Direnişler Meclisi ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği içerisinde kamuoyu oluşturma çalışması yürüttüğü belirtildi. Operasyon kapsamında, çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyale de incelenmek üzere el konuldu.  

2 yıl önce

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu doğruladı: Millet İttifakı’na katılanların sayısı artabilir

AK Parti'den ayrıldıktan sonra parti kuran Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ile yaptıkları görüşmelerin ardından Millet İttifakı'na katılım hazırlıkları yapıyordu. DEVA Partisi ve Gelecek Partisi, Millet İttifakı ile geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda ilk kez resmi olarak masaya oturdu. Partilerin 2023 yılında yapılması planlanan seçimlere Millet İttifakı çatısı altında girmesi bekleniyor. KILIÇDAROĞLU: SAYI ARTABİLİR Konuyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan da açıklama geldi. Cumhuriyet Gazetesi'nden Mustafa Balbay'a konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Millet İttifakı’na katılanların sayısı artabilir. Ama mesele sayı değil. Elbette her partinin genel başkanının farklı değerlendirmeleri olacaktır. Ama hedef odaklı beraberlik sonuç alacak. Bundan en ufak bir şüphem yok. Bunu söyleme şekli değişik olabilir. Ben, “Dostlarımızla geleceğiz” diyorum; Meral Hanım, “13. cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak” diyor." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

HDP'li Taşçıer'den Kılıçdaroğlu'na 'ittifak' şartı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Türkiye'de bir 'Kürt sorunu' olduğunu belirterek, çözüm yolunun HDP'den geçtiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu'nun, "Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. Devlet dediğiniz kurum gayrimeşru bir organla muhatap olmaz. Meşru organ kimdir? HDP'yi meşru organ olarak görebiliriz. Dolayısıyla eğer bu sorun çözülecekse meşru bir organla da biz bu sorunu çözebiliriz; bu düşüncedeydim" sözlerini değerlendiren HDP vekili İmam Taşçıer, 'Kürt sorununun' çözümü için doğru bir tartışma yaratılması gerektiğini dile getirdi. "ANAYASANIN İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMEZSE KÜRT SORUNU TARTIŞILMAZ" Kılıçdaroğlu'nun çözüme ilişkin projesini açıklaması gerektiğini vurgulayan Taşçıer, "Anayasanın ilk dört ile 40 ve 41’inci maddesi değiştirilmezse, bazı kanunlardaki çekinceler kaldırılmazsa, Kürt sorunu tartışılamaz. Kürtlerin talepleri de bellidir." diye konuştu. ANAYASANIN İLK DÖRT MADDESİ NEDİR? HDP'nin değiştirilmesini talep ettiği Anayasanın ilk 4 maddesi şöyle: I. Devletin şekli Madde 1 - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. II. Cumhuriyetin nitelikleri Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. III. Devletin bütünlüğü, Resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti Madde 3 - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır. IV. Değiştirilemeyecek hükümler Madde 4 - Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

2 yıl önce

İşte HDP’ye gönderilen mektup: Kandil'den ittifak talimatları

Kandil’den HDP teşkilatları ve PKK’nın şehir yapılanması KCK’ye gönderilen mektuba ulaşıldı. PKK’nın Kandil’deki sözde üst yönetimi tarafından hazırlanarak gönderilen mektupta HDP’nin kapatma davasını gerekçe göstererek sokakları hareketlendirmesi istendi. Ayrıca teröristlere geniş katılımlı cenaze törenleri ve mezarlıklarda anma törenleri düzenlenmesi talimatı verildi. SOKAK HAREKETİ İSTEMİŞLER Mektupta, HDP İzmir İl Başkanlığı’na düzenlenen ve Deniz Poyraz adlı partilinin öldüğü saldırıdan ‘kitleleri ayaklandırmak için kaçırılan büyük bir fırsat’ olarak bahsedildi. Deniz Poyraz’ın ölümü sonrasında marjinal sol kesimin HDP’ye sahip çıktığının belirtildiği mektupta HDP’ye “benzer durumlarda kitleleri sokağa dökün” denildi. FIRSATLARI KÖRELTMEYİN MESAJI Mektupta bunun nasıl yapılacağı da anlatıldı: “Ortaya çıkan fırsat ve olanaklar böyle köreltiliyor. Yaşanan olayın ardından tüm il ve ilçe teşkilatlarını kısa bir talimatla ayaklandırıp, kitlede oluşmuş duygusal atmosferi de biraz besleyerek, halkı demokratik bir kalkışa seferber edebilirlerdi. Hem siyasi alan yönetimi hem de toplumsal alan yönetimi bu tür durumlarda halkı seferber etmeye odaklanmalıdırlar.” YENİ TEZGAH KAPATMA ÜZERİNDEN Deniz Poyraz’ın ölümü sonrasında istediği kaos ortamını oluşturamayan PKK’nın sözde Kandil yönetiminin, HDP’ye açılan kapatma davası üzerinden sokak hareketleri başlatmak istediğine de belgede yer verildi. “HDP’yi savun” sloganı ile planlanan mitinglere kitlelerin katılması gerektiğinin vurgulandığı mektupta “CHP’nin TV kanallarından bile bu mitinglerin reklam ve duyurusu yapılıyor. İzmir mitingi çok iyi örnek oldu. Bu fırsat ve ortamı çok iyi kullanmaları gerekiyor” denilerek HDP ve CHP arasındaki ilişki bir kez daha deşifre edildi. Mektupta HDP teşkilatlarına ve KCK’lı teröristlere, “HDP’nin kapatılması gündemi etrafında kitleleri seferber etmek için kendilerinden emin ve cesurca çalışmaları gerekiyor” mesajı da verildi. BÜYÜK CENAZE TÖRENLERİ DÜZENLEYİN Yine sokakları hareketlendirmek için terörist cenazelerinin kullanılması istendi. Öldürülen teröristlerden ‘şehitler’ diye bahsedilen mektupta şu ifadelere yer verildi: “Şehitlere sahip çıkmada ciddi zayıflıklar vardır. Cenazeleri törenle kaldıramıyorlar. Bu konuda çok sıkı tedbirler alındığı belirtiliyor. Yine de zorlamak gerekir. Sadece tören esnasında değil sonrasında mezar ziyaretleri toplu-kitlesel olarak örgütlenebilir.” Halk HDP’ye destek vermiyor Mektupta halkın HDP’ye artık destek vermediği de vurgulandı. HDP teşkilatlarında örgütlenmenin zayıf olduğu ve kapatılmayla karşı karşıya olmasına rağmen kitlesel eylem yapmaktan kaçındığı eleştirileri de yer aldı. Diyarbakır’daki eylem ve miting çağrılarında bile halkı sokağa dökemediğinden şikayet edilen HDP’nin halktan kopukluğunun ciddi düzeyde arttığı da Kandil’den gönderilen perspektif belgesinde anlatıldı. ‘Resmi ittifak dayatmasını’ da masaya yatırın Kandil’den gönderilen talimatlarda HDP’nin 2023’ün seçimlerinin il turunda aday çıkarması isteniyor. Mektupta şu ifadelere yer veriliyor: “Cumhurbaşkanı adaylığı için bir hazırlık olmalıdır. Her hâlükârda birinci tura kendi adayımızla gireceğimiz için, düşünülmüş bir adayı şimdiden hazırlamak gerekir. İkinci tur adayı için de ilke ve prensiplerimizi şimdiden oluşturmamız iyi olur. Yine genel seçimlerde ittifak siyasetimiz ne olacak? Resmi ittifak mı dayatacağız, yoksa 31 Mart’taki gibi dışardan destek vermekle mi yetineceğiz, yeni kurulan muhalefet partilerine yaklaşımımız ne olacak vb. konularda sizlerin de bir görüş ve hazırlığının olması süreç açısından önemli olmaktadır.” CHP ve İYİ Parti’ye: Biz olmadan yapamazlar Mektupta 2023 seçimleri öncesinde CHP ve İYİ Parti ile olan ittifakın nasıl yürütüleceği de açık açık anlatıldı. Talimat mektubunda şu ifadelere yer verildi: “CHP ve İYİ Parti gibi partiler HDP’yle açık ilişkiye girmezler. Fakat HDP’nin seçimler açısından onlar için çok önemli olduğunu biliyorlar. HDP olmadan seçimleri kazanamayacaklarını, AKP ve MHP’den kurtulamayacaklarını biliyorlar. HDP bu partilere bize doğru yaklaşırsanız biz de yerel seçimlerdeki gibi yaklaşabiliriz, aksi takdirde kaybedersiniz, biçiminde onlara hem umut vermeli hem de böyle bir politika yürütmemiz için bizleri cesaretlendirecek yaklaşım göstermelisiniz demelidir. Yani karşılıksız bir yaklaşım göstermelerinin böyle bir tutumu ortaya koymayı zorlaştıracağı biçiminde uygun uyarılar olabilir. Tabanımızın sizlerden böyle bir beklentisi var, mesajını vermeliler. HDP yürüteceği siyasetiyle bunları kendine muhtaç getirebilir ve bunlardan yararlanabilir.”

2 yıl önce

HDP’den İYİ Parti ve CHP’ye çağrı: Gizli ittifak istemiyoruz

Başını CHP ve İYİ Parti'nin çektiği Millet İttifakı üyesi siyasi partilerin gizleme çabalarına rağmen, HDP'den 'gizli ittifak yapmayacağız' açıklamaları gelmeye devam ediyor. "GİZLİ SENARYOLARDA YOKUZ" Antalya'da konuşan HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, "Seçimlerde ne yapacağımızı açıkladık. Kapı arkasında gizli senaryolar içinde yokuz biz" dedi. "KİMSE DESTEK BEKLEMESİN" Daha önce HDP'li Pervin Buldan, "Bundan sonraki süreçte kimse bizden aynı tavrı beklemesin" diyerek 31 Mart yerel seçimlerindeki gibi destek vermeyeceklerini söylemişti. "KAPIMIZ MUHALEFETE AÇIK" Buldan, bir başka konuşmasında ise "Artık kimse kapalı kapılar ardında HDP ile ittifak görüşmeleri yapmayacak, yapamayacak. Açık bir ittifak için kapımız bütün muhalefet partilerine açıktır" demişti.

2 yıl önce

Millet İttifakı'nda 'tezkere' krizi! İYİ Partili Dervişoğlu: CHP'nin durumu tartışılır

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, katıldığı canlı yayında CHP'nin Suriye ve Irak tezkeresine "hayır" demesine ilişkin konuştu. CHP'nin 2019'da evet dediği tezkereye şimdi hayır demesini eleştiren Dervişoğlu, "CHP'nin durumu tartışılır." ifadesini kullandı. Mehmetçik'in gerektiğinde Irak ve Suriye'ye gönderilmesi konusunda Cumhurbaşkanına verilen yetkinin 2 yıl uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, CHP ve HDP'nin "hayır" oylarına karşı AK Parti, MHP ve İYİ Partinin "evet" oylarıyla kabul edildi. CHP'nin tezkereye "hayır" demesi gizli ittifak ortağı HDP tarafından olumlu karşılansa da diğer ortağı İYİ Parti'nin tepkisini çekti. CNN Türk ekranlarında CHP'ye tepkisini dile getiren İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, "4 Ekim 2019 tarihli tezkere ile hükümetin TBMM'nin gündemine getirdiği ve oylattığı diğer tezkere arasında herhangi bir fark olmadığını göreceksiniz. En önemli ve en belirgin fark bu tezkerenin iki yıllık olmasıdır." dedi. "CHP'NİN DURUMU TARTIŞILIR" Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşi siyasallaştırmadan anlatmaya çalışayım; bu iki tezkere arasında üzerinde tartışılacak bir şey yok ise ilk tezkereye evet deyip bugün hayır diyenin durumu tartışılır. CHP'nin durumu tartışılır"

2 yıl önce

Türkiye'ye karşı şer ittifakı kurdular! 2023 için hain plan ortaya çıktı

Yahudi sermayesinin finansörlüğünde, eski Mossad başkanı tarafından kurulan Turkish Democracy Project (TDP) adlı psikolojik harekât platformu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 2023 seçimlerinde devirmek için harekete geçti Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hedeflerine emin adımlarla ilerlemesi, Türkiye düşmanı çevreleri rahatsız ediyor. Şimdiye kadar tüm çabalarına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı deviremeyen uluslararası örgütler, bu kez tek bir çatı altında birleşerek harekete geçti. Sabah'ın haberine göre, finansörlüğünü Yahudi sermayesinin yaptığı ve eski Mossad başkanlarının kurduğu Turkish Democracy Project (TDP) adlı düşünce kuruluşu ve psikolojik harekât platformunun Erdoğan'ı 2023 seçimlerinde devirme planı deşifre oldu. PLANIN İLK ADIMI Plan kapsamındaki en büyük adım geçtiğimiz Haziran ayında atıldı. Türkiye'de siyasi ve ekonomik kriz için kolları sıvayan Turkish Democracy Project (Türk Demokrasi Projesi), ABD'de faaliyete geçirilen UANI, CEP ve JFK adlı kuruluşların bünyesinde yer alan, bürokrasi ve istihbarat geçmişi olan kişiler ile FETÖ mensuplarının katkılarıyla 23 Haziran 2021'de ABD'nin New York şehrinde kuruldu. Bu üç think-tank kuruluşunda yer alan ve TDP'yi kuran isimlerin ortak özelliği, ABD'nin siyaset, dış politika ve istihbarat alanlarında görev yapmış, karar alma mekanizmalarında yer almış kişilerden oluşması. MOSSAD BAŞKANLARI KURDU TDP'nin kurucuları arasında ise İsrail Gizli Servisi Mossad'ın eski başkanları Meir Dagan, Tamir Pardo yer alıyor. Kuruluşun danışma konseyinde yer alan John Bolton, Eski İç Güvenlik Konseyi Bakanı Frances Townsend ve eski Florida Valisi Jeb Bush'un da aralarında olduğu 7 üyenin aynı zamanda TDP'nin Danışma Konseyi'nde de yer alması dikkat çekiyor. TDP'nin yönetim yapısında 1 başkan, 9 kişilik danışma konseyi ve 1 kıdemli danışmandan oluşuyor. KİMLER VAR? Başkanlığını ABD'nin eski BM Büyükelçisi Mark D. Wallace üstlendi. Yönetimde ise şu isimler yer alıyor: ABD'li eski senatör Joseph Lieberman, Eski İç Güvenlik Konseyi Bakanı Frances Townsend, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın İç Güvenlik Danışmanı John Bolton, Eski ABD Başkanı George W. Bush'un kardeşi eski Florida Valisi Jeb Bush, eski ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanı David L. Phillips, CIA'in eski İran uzmanı Norman T. Roule, CIA eski Operasyon Direktör Yardımcısı Robert G. Richer, ABD'nin eski BM Daimi Temsilcisi eski Büyükelçi Alejandro D. Wolff, İtalya'nın eski ABD ve İsrail Büyükelçilisi Giulio Terzi di Sant'Agata, danışman ve analist Diliman Abdulkader, yönetici Madeleine Joelson. FETÖ VE BAE DESTEKLİ TDP, faaliyetlerini "turkishdemocracy. com" isimli internet sitesi ve "turkish_ project" adlı Twitter hesabından haber ve yazı paylaşarak sürdürüyor. İnternet sitesinde, FETÖ menşeli Ahval, Duvar English, Al Monitor, The Jerusalem Post gibi ülkemiz aleyhindeki yazılara yer verdiği bilinen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail destekli yabancı medya organlarının haber/ analizleri yayımlanıyor. Sosyal medya hesaplarından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hakkında negatif algı oluşturma amaçlı kaleme alınan yazı, yorum ve raporlar paylaşılıyor. Özellikle Ahval ve Al Monitor gibi FETÖ/PDY ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklenen medya organları ile etkileşim içinde olunması dikkat çekiyor. TDP'nin arka planında ise 2 farklı aktör var. Bunlardan ilki Pensilvanya merkezi FETÖ/PDY'nin mensuplarından firari Aykan Erdemir ve eski Polis Akademisi öğretim görevlisi firari Süleyman Özeren. Bu iki ismin TDP bünyesinde görev aldıkları yönündeki haberler nedeniyle TDP'den ayrıldıkları öne sürülüyor. Ahval isimli örgüte müzahir sitenin Temmuz ayında Youtube hesabında 'TDP Türk halkı için çalışıyor' başlığıyla TDP CEO'su Mark D. Wallace ile yapılan bir röportaj yayınlanması, örgütün TDP'ye arka plandan verdiği desteği gözler önüne seriyor. ARTIK TEK ÇATI ALTINDALAR TDP yönetiminin en önemli özelliği, ABD'nin siyaset, dış politika, güvenlik ve istihbarat alanlarında resmi olarak görev yapıp ardından ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik planlamaları doğrultusunda faaliyet gösteren kuruluşlarında yönetici ve danışman olarak yer alan isimlerden oluşması oldu. Örgüt, ABD'nin politikaları ve milyarder Thomas Scott Kaplan'ın Ortadoğu'ya yönelik çıkarları doğrultusunda bir araya gelen alanında uzman kişiler tarafından kuruldu. Türkiye karşıtı faaliyet gösteren kuruluşlardaki isimler TDP bünyesinde tek çatı altında bir araya geldi. YAZIŞMALAR ELE VERDİ TDP'ye FETÖ'nün dışında destek veren ikinci aktör ise BAE. İsrail lobisi ile ilişkisi bulunan BAE'nin Washington Büyükelçisi Yousef Al Otaiba'ya ait e-posta yazışmaları 2017'de açık kaynaklara sızdı. Otaiba'nın, UANI CEO'su M. D. Wallace ile 2014 itibarıyla bağlantılı olduğu ortaya çıkarken, Wallace'ın UANI tarafından yapılacak bir organizasyonun finansmanı hakkında Otaiba ile yaptığı mesajlaşma, kuruluşun ABD'nin İran'a yönelik politikasını yakından takip eden BAE'nin çıkarları doğrultusundaki faaliyetleri destekler nitelikte.

2 yıl önce

TSK temizliyor, Fransızlar besliyor! Kirli ittifak: Terör tünellerine Lafarge damgası

Barış Pınarı Harekatı'nın ardından imha edilen yüzlerce kilometre uzunluğundaki tüneller, terör örgütünün Lafarge'dan aldığı yardımın büyüklüğünü gözler önüne seriyor. TRT Haber, Suriye'de bu şirketin yardımıyla PKK/YPG tarafından inşa edilen terör tünellerinin olduğu bölgeye girdi. Suriye'de Türkiye sınırı ile M4 otoyolu arasındaki alanda faaliyet gösteren bir çimento devi; Lafarge, 2011'de başlayan iç savaşla birlikte Suriye'deki faaliyetlerini durdurmadı. Barış Pınarı Harekatı'na kadar YPG ile doğrudan tahkimat amaçlı iş birliği yapan şirket, terör örgütünün askeri kapasitesini artırmaya yönelik çalışan bir sivil ortağa dönüştü. Fabrika belgeselinde yayınlanan belgeler, terör örgütü PKK/YPG'nın kazdığı terör tünellerinin üzerindeki Lafarge damgasını netleştirdi. Tel Abyad'daki yaklaşık 150 kilometrelik tünel hattı, şehir merkezinden askeri üslere, oradan da Ayn-El Arus'a kadar uzanıyor. Bu tünel gibi daha onlarcasının temelini Fransız şirketi attı. "FRANSIZLARA BÖLGEDE ETKİ ALANI AÇACAK HER TERÖR ÖRGÜTÜ DESTEKLENİYOR" Terör örgütüne ait sözde karargahların inşasında da yine La Farge'ın büyük katkısı oldu. Fransa'nın kendi çıkarları için bu şirket aracılığıyla terör örgütlerine yardım ettiğini belirten Tel Abyad Mahalli Meclis Başkanı Salih Hacı Abdullah, "İsim fark etmiyor. İster DEAŞ ister YPG... Fransızlara bölgede etki alanı açacak her terör örgütü destekleniyor." dedi. Teröristle girilen kirli pazarlığın ortasında kalan siviller yıllarca bu terör tünellerinin yanı başında yaşadı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin düzenlediği harekatların ardından terör tünelleri tek tek temizlendi. Çimento devinin fabrikası ise halen farklı bölgelerde teröre hizmet ediyor.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 35 36