06 Mayıs Pazartesi 2024
1 yıl önce

PKK itirafçısı, Selahattin Demirtaş'ı köşeye sıkıştırdı: Kandil'den emir alıp sokak çağrısı yaptı!

30 Eylül 2014'te o dönem HDP Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş, beraberindeki milletvekili ve belediye başkanlarıyla, Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan geçerek IŞİD ile PKK/YPG arasında çatışmaların sürdüğü Suriye'nin Kobani kentine gittikten sonra Mürşitpınar Sınır Kapısında açıklama yapmıştı. 6 Ekim 2014'te HDP'de açıklama yaparak, "Kobani'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz" dedi. Demirtaş halka 'sokağa çıkın' çağrısında bulunarak, "Halkımızı hemen şimdi sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz" dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından 6-8 Ekim 2014'te gerçekleşen ve Kobani olayları olarak bilinen eylemlere ilişkin aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 27'si tutuklu 108 sanık hakkında iddianame hazırlandı. 108 sanığın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılanması sırasında Demirtaş bir şok daha yaşadı. DURAN KALKAN'IN ÖZEL KALEMİYDİ 14 yıl PKK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt elebaşlarından Duran Kalkan'ın özel kalemliğini yapan aynı zamanda da 7 kişilik oluşan Bilim Aydınlanma Komitesi üyesi olan Kerem Gökalp, PKK'dan kaçarak teslim oldu. Örgüt üyesi, Kobani soruşturması kapsamında ifade verdikten sonra Kobani davasında tanık olarak dinlendi. Kerem Gökalp, duruşmada önemli bilgiler aktarırken HDP'li Selahattin Demirtaş'ı bir kez daha köşeye sıkıştırdı. PKK terör örgütü üyesi 3 kişinin örgütün ZAP alanında faaliyet gösterirken yanına geldiğini, orada PKK'nın Türkiye sözcüsü Kamuran Yüksek'in de bulunduğu, Yüksek'in alelacele Zap alanındaki Zindan konferansından çıkarılarak Selahattin Demirtaş'ın yanına gönderildiğini söyledi. DEMİRTAŞ SINIR KAPISINDA AÇIKLAMA YAPARKEN YANINDAYDI Tanık PKK terör örgütü üyesi Kerem Gökalp, Selahattin Demirtaş'ın 30 Eylül 2014'te Kobani olayları başlamadan önce Mürşitpınar sınır kapısında açıklama yaparken yanında olan Kamuran Yüksek'in PKK'nın Kobani olaylarını talimatını kendisine ileten isimlerden olduğunu söyledi. Bunun karşılığında şok yaşayan Demirtaş, sorduğu sorulara da cevabını alınca "Tamam, anladım, çok teşekkür ediyorum Kerem Bey" gibi yanıtlar verdi. DURAN KALKAN GARA'DA KOBANİ OLAYLARINI YÖNETTİ Kerem Gökalp, duruşmada Selahattin Demirtaş'ın yüzüne Kandil'de Zap'ta ve Gara'da yaşananları da vurdu. Tanık PKK üyesi, "Duran Kalkan Zap'taki Zindan konferansından sonra, sizin yaptığınız çağrının ardından kısa bir süre sonra, belki bir gün belki bir gece esnasında Zap alanından direk Gara alanına geçiyor. Serhildan komitesini yanına çağırıyor. Gençlik komitesini o zaman Komalen Ciwan'ın sorumlusu Hivda adında bir kadındı. Bunları yanına çağırıyor. Orada sizin yaptığınız çağrı sonrasında oluşabilecek toplumsal hareketliliği koordine edebilmek için Duran Kalkan'ın öncülüğünde ve sorumluluğunda yaklaşık bir haftaya yakın çalışma yürütülüyor. Ta ki Kobani olaylarından sonra yapılan çağrıdan sonra yaşananlar, Yani 6-8 Ekim olarak yaşanan süreçte, sizin de belki çok iyi bildiğiniz şekilde olayları durduran Hatip Dicle açıklamasına kadar" dedi. Selahattin Demirtaş ise Kamuran Yüksek'in zindan toplantısı için ne kadar orada kaldığını sordu. Tanığın bu süreyi tam bilmediğini belirtmesi üzerine Demirtaş "Anladım, Kerem Bey" diye cevap verebildi. O İSİM KIRMIZI LİSTEDE ARANIYOR Demirtaş'a Kandil talimatlarını getirdiği belirtilen Demokratik Bölgeler Partisi eski eş genel başkanlığı yapan Kamuran Yüksek, Mayıs 2021'den bu yana PKK/KCK terör örgütü üyeliğinden İçişleri Bakanlığı'nın "En Çok Aranan Teröristler" listesinin kırmızı kategorisinde aranıyor. Kamuran Yüksek'in yakalanmasına yardım edecek kişi veya kişilere 10 milyon liraya kadar para ödülü bulunuyor. 31 VATANDAŞ HAYATINI KAYBETTİ, 2 POLİS ŞEHİT OLDU HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından 6 Ekim 2014'te yapılan açıklamanın ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşlarının Ayn-el Arab (Kobani) bahanesiyle 35 ilde gerçekleştirdiği şiddet olaylarında Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısıyla yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü ve 3 arkadaşının da aralarında bulunduğu 31 kişi hayatını kaybetti. 2 polisin şehit olduğu olaylarda 139 polis ile 221 vatandaş da yaralandı.

1 yıl önce

ABD'den büyük ihanet: TSK geliyor Kandil'i boşaltın

ABD'nin, 18 Nisan'da başlayan Pençe-Kilit Operasyonu'ndan hemen önce terör örgütü PKK'ya mesaj gönderdiği ortaya çıktı. Kandil'in boşaltılmasını isteyen ABD, örgüt karargahının da Suriye'nin kuzeyine taşınmasını istedi. Washington'un, TSK'nın Kandil'e kadar ilerleyeceğini hesaplayıp, elebaşlarını korumak istediği belirtiliyor. Adana'daki PKK/KCK'nın TDÖ yapılanmasına yönelik gerçekleştirilen operasyonda ele geçirilen dokümanlarda yapılan incelemelerde, Pençe-Kilit Operasyonu öncesi ABD'nin PKK'ya Kandil'i boşaltması ve sözde karargahını Suriye'nin kuzeyinde PKKPYD işgali altında olan Rojava'ya kaydırmasını teklif ettiği belirlendi. DÖKÜMANLARDAN ÇIKTI Adana'da PKK/KCK'nın sözde Türkiye Demokratik Örgütlenmesi'ne (TDÖ) yönelik 27 Haziran'da düzenlenen operasyonda KCK/TDÖ sözcüsü Ayşe Irmak, Seyhan Belediye Başkan Yardımcısı Funda Buyruk ve HDP'li yöneticilerin de arasında olduğu 37 şüpheli gözaltına alınmıştı. Adana Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda 4 adet tabanca ve çok sayıda örgütsel dokümana el konuldu. ROJAVA'YA KAYDIRIN Ele geçirilen doküman ve veriler üzerinde yapılan incelemelerde dikkat çeken bilgilere ulaşıldı. Bu bilgiler arasında, TSK'nın 18 Nisan'da PKK terör örgütüne yönelik Irak'ın kuzeyinde başlattığı Pençe-Kilit Operasyonuyla ilgili gelişmeler de var. Yeni Şafak'ın haberin göre, ABD'nin operasyon öncesi terör örgütünün sözde Kandil karargahını boşaltması ve Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD işgali altında olan Rojava'ya kaydırılmasını teklif ettiği tespit edildi. Ancak örgütün bu teklifi reddettiği ortaya çıktı. ÇOCUKLUKTAN AŞILANMALI Ele geçen dokümanlar arasında, örgütün eleman temini ve örgütsel ideolojinin güçlendirilmesi için izlenecek yol haritası da bulunuyor. Örgütün çalışma ve işleyiş şekli, yöntemleri ve örgüt disiplini hakkında çocuklara eğitimler verilmesi, örgütsel konuların çocukların yanında konuşulması, örgüt ideolojisinin kişilere çocukluktan itibaren aşılanması talimatının verildiği görüldü. SİYASETÇİLERE DESTEK Tespitlere göre, PKK/KCK TDÖ yapılanmasına bağlı kurumlar Ayşe Irmak'a bağlı. Irmak, örgüt tarafından 'yürütmeci' olarak görevlendirildi. Ayrıca, örgüt yönetimince TDÖ adına ülke genelinde gündem oluşturma görevi verildi. Örgütsel yapı içerisinde ideolojik alan, birinci dereceden örgütlenme sahası olarak görülüyor. Mutlak suretle örgütsel yapılara-kurumlara eleman kazandırılarak, bu şahısları örgütün hizmetine alınması gerektiği vurgulanıyor. Örgüt kurumlarında faaliyet gösteren siyasetçilerin de milletvekili veya belediye başkanı adaylarının destekleneceğine işaret ediliyor. GENÇLERİ MİLİTANLAŞTIRIN Dokümanlarda örgütün, Türkiye'deki elemanlarından birinci derece talebinin gençlerin militanlaşması olduğu görüldü. Sokak eylemlerine büyük önem veren örgütün, halkın sokağa üç kişiyle çıkmasının dördüncü kişinin de çıkması sonucunu getireceğini, daha sonra bu durumun dalga dalga büyüyerek binlerce kişinin sokağa çıkmasını sağlayacağını belirttiği tespit edildi. Adana'dan örgütün dağ kadrosuna bir katılım dahi gerçekleştirilememiş olmasının eleştirildiği de tespitler arasında.

1 yıl önce

Tanık konuştu, Selahattin Demirtaş sinirlendi: HDP'nin iç tüzüğü Kandil'de yazıldı

30 Eylül 2014'te o dönem HDP Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş, beraberindeki milletvekili ve belediye başkanlarıyla, Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan geçerek DEAŞ ile PKK/YPG arasında çatışmaların sürdüğü Suriye'nin Kobani kentine gitti. Daha sonra Mürşitpınar Sınır Kapısında 6 Ekim 2014'te HDP'de açıklama yaparak, Kobani için halkı sokağa çıkmaya ve çıkanlara da destek vermeye çağırdı. Demirtaş halka 'sokağa çıkın' çağrısında bulunarak, "Halkımızı hemen şimdi sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz" dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca 6-8 Ekim 2014'te gerçekleşen ve Kobani Olayları olarak bilinen eylemlere ilişkin aralarında Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 27'si tutuklu 108 sanık hakkında iddianame hazırlandı, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. "ABC123" PKK-HDP İLİŞKİSİNE DARBE VURDU Kobani soruşturmasının en önemli tanıklarından biri ise "ABC123" kodlu gizli tanık oldu. Soruşturma aşamasında örgütle ilgili çok önemli bilgiler veren gizli tanık, Kobani Davasındaki duruşmada kimliğini deşifre etme kararı aldı. 300 bin lira ödülle "Terörden Arananlar Listesi"nde "gri" kategoride yer alan "Adıl" kod adlı Merdan Rüştü Ovalıoğlu, kendisinin "ABC123" kodu verilen gizli tanık olduğunu, örgütün sözde özel kuvvetler biriminden kaçtığı için PKK'nın hakkında infaz kararı aldığını, kimliğini de saklamasının artık anlamı kalmadığını ifade etti. 2018 yılında PKK/KCK'dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan örgüt üyesine, duruşmada Cumhuriyet Savcısı tarafından PKK-HDP ilişkisi soruldu. SELAHATTİN DEMİRTAŞ, SORUYU DUYUNCA ÇILDIRDI Tutuklu yargılanan Selahattin Demirtaş, "İtiraz ediyorum. Soruya itiraz ediyorum, Sanığa soru soracaksanız, benimle ilgili sorun. Diğer arkadaşlarımla ilgili sorun. HDP'nin tüzel kişiliği, kurumsal kişiliğiyle ilgili bir dava görülmüyor burada" dedi. Dava dosyasında 6-8 Ekim 2014 tarihinde meydana gelen olaylara ilişkin olarak HDP MYK'sının 6 Ekim 2014 tarihinde sosyal medyadan paylaşmış olduğu paylaşımın meydana gelen olaylarla bağlantılı olduğu belirtilerek tanığa HDP-PKK ilişkisi soruldu. "HDP'NİN İÇ TÜZÜĞÜ METİNA'DA YAZILDI" Sabah'ın haberine göre, PKK terör örgütünde 2014 yılında KCK Türkiye masası ve Kuzey merkez koordinasyonu olarak bilinen Metina'daki karargahta şoför olarak görev aldığını belirten Merdan Rüştü Ovalıoğlu HDP'nin iç tüzüğünün örgütün görevlendirildiği isimler tarafından yazıldığını anlattı. Tanık "HDP'nin iç işleyişinin dahi Zerrin, Zafer ve Garzan'ın da dahil olduğu bir grup tarafından yazıldığına ben tanık olmuştum. Hatta Zerrin'in bir iddiası oluyor. Aynı şekilde diğerlerinin bir itirazı oluyor. Burada anlaşamıyorlar. İmralı'ya giden heyet üzerinden bu anlaşma çözülmesi için İmralı'ya soruluyor, Abdullah Öcalan'a soruluyor. Abdullah Öcalan'ın da HDP'nin iç tüzüğünde yani ya Merkez Disiplin kuruluydu. Konunun bile orada değerlendirilip, dağa geldiğinde, yani Metina'ya geldiğinde, Zerrin haklı çıktığı için Zerrinin buna sevindiğine ben tanık olmuşum. Yani HDP'nin iç işleyişi dahi örgüt tarafından belirleniyordu. Yani iç kurumlan, merkez kurumları, işte parti meclisi olsun, milletvekilleri olsun, hepsi dahil benim içerisinde o zaman şoförlük yaptığım komite, karargah tarafından belirlenmekteydi. Hatta o süreçte biz Kandil'deyken, yani daha sonraki süreçte Kandil'deyken, yine HDP'nin seçim çalışmaları, seçim pratikleri, milletvekilliği, milletvekili adayları, aynı şekilde parti meclisi, MKYK orada belirlendiğini, liste gönderildiğini, hatta Selahattin'in de buna itiraz, sürekli itiraz etmesinden kaynaklı da, Selahattin ile örgüt arasında bir anlaşmazlık olduğunu duymuştum. Bütün HDP'nin iç işleyişi ve yapısı örgüt tarafından belirleniyor. Bunu herkes biliyor zaten. Ayrıca kimin aday olup olmayacağından tutun da kimin bir işte hangi alanda faaliyet yürüteceğine, hangi çalışmayı yürüteceğine kadar yine yürütme konseyi ve eş başkanlık tarafından belirlenir. Oraya göre yürütülür" dedi. "DBP'Yİ DE DAĞ KADROSU YÖNETİYOR" Belediyelerin ise örgüt tarafından kurulan DBP tarafından idare edildiğini anlatan Ovalıoğlu "DBP örgütün amaçlan doğrultusunda kadro yetiştirmek ve bölgeye yani kürdistan coğrafyasına amaçlarını yaymak için kurulmuş bir partidir. Amacı yerel yönetimler üzerinden Kürt bölgesinde örgütün ideolojisini yaymak, HDP'nin amacı ise bir çatı partisi görevi görerek farklı etnik ve kültürel bileşenleri de içerisinde göstererek Türkiye partisi gibi faaliyet yürütmekti. Bu şekilde ayrışıyor, ayrıştırmaya başladılar daha sonra. Ama HDP'nin ana omurgası örgüt tarafından belirlenir, yine başka örgütler de var, MLKP'nin olduğu biliyorum, TİKKO'nun TKP/ML'nin içerisinde olduğu örgüt, yine bazı dernek ve bazı radikal grupların da içerisinde faal olduğunu, yine toplantılarda, bu toplantılara da katıldığına tanık oldum. Yani aslında HDP bir çatı partisi, ana yapısını örgüt tarafından belirleniyor. Yanında da diğer radikal örgütler bulunuyor. DBP ise örgün bizzat kadro partisidir. Amacı, zaten isminden de anlaşılıyor, demokratik bölgeler, yani öz yönetim mantığını, kürdistan, yani tabiri caizse kürdistan coğrafyasına yaymak ve geliştirmek için kurulmuş bir yapıdır. DBP, HDP'den daha fazla örgütün kadroları içerisinde bulunuyor. HDP'nin içerisinde ise belli kademelerde, yani daha çok yani ana stratejik yerlerde kadrolar tarafından diğer kesimler yönlendiriliyor" dedi. O İSİMLERDEN 1'İ KIRMIZI LİSTEDE ARANIYOR Merdan Rüştü Ovalıoğlu'nun HDP'nin iç tüzüğünü yazdığını belirttiği isimlerin ise PKK'nın Metina Karargahında görevli üst düzey örgüt yöneticilerinden olduğu belirlendi. HDP'nin iç tüzüğünü yazan kod adı Zerrin olan teröristin Nesrin Deniz, Garzan kod adlı teröristin Nihat Durmuş, Zafer Riha kod adlı teröristin ise Osman Akbaş olduğu öğrenildi. 3 teröristten Zerrin kod adlı Nesrin Deniz'in 10 milyon ödülle kırmızı listede aranan isimlerden olduğu öğrenildi.

1 yıl önce

MHP’li Yalçın’dan Hüseyin Çelik’e: “Cinnet hali içinde olan Hüseyin Çelik’e Kandil yaraşır”

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Cumhur İttifakı’na yönelik yaptığı değerlendirmelerde, "Ben AK Parti'nin Milliyetçi Hareket Partisi’yle iş birliği yapmasını bir cinnet hali olarak değerlendiriyorum. Bunun izahı olamaz” ifadelerini kullanmıştı. Hüseyin Çelik’in Serbestiyet’ten Hilal Köylü’ye verdiği röportajdaki bu sözlerine MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın’dan tepki geldi. Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden, içerisinde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Çelik’e yönelik ifadelerinin de bulunduğu video paylaşan bulunan Yalçın, şunları kaydetti: "Hakikatte Hüseyin Çelik gibilerin layık olduğu parti, PKK’nın siyasi temsilcisi olan partilerdir. Eminiz ki bölücüler güruhundan gelecek teklife H. Çelik kemali memnuniyetle evet diyecektir. Çünkü H. Çelik’in kendini mensup hissettiği ve bir türlü itiraf edemediği yer orasıdır. Şuuraltında yatan bu mensubiyet hissidir ki onu müzmin ve şiddetli bir MHP muhalifi hâline getirmiştir. O bakımdan kanaatimizce cinnet hali içinde olan Hüseyin Çelik’e Kandil yaraşır." 

1 yıl önce

PKK'nın yeni 'Kandil'i! ''Bu Konsey'in var oluş amacına aykırı''

PKK yandaşları Strazburg'daki Avrupa Konseyi binası önünde "Öcalan'a özgürlük" temalı pankartlar açarak gösteri yaptı. Türkiye'nin de üyesi olduğu Konsey'e bir haftalık çalışma toplantıları için gelen AK Parti İstanbul Milletvekili Serap Yaşar, Avrupa Konseyi binası önünde terör yandaşlarının gösteri yapmasına izin verilmesine tepki gösterdi. Yaşar, yaptığı açıklamada, "Avrupa Konseyinin varlık nedeni hukukun üstünlüğü, insan haklarının korunması. Dolayısıyla kendi varlık nedenine aykırı davranıyor. Terörist övmek bir suçtur. Bunun ifade özgürlüğü ile açıklanması mümkün değil. Bana göre hukuka aykırı bir durum söz konusu. Buna göz yumuluyorsa bu da yanlış." dedi. Durumun "hem Konsey hem insan hakları hem de terörle mücadele açısından kaygı verici olduğunu" vurgulayan Yaşar, "Çarşamba günü Türkiye ile ilgili rapor görüşülecek. Her konuda Türkiye'ye akıl veriyorlar ama ciddi bir çifte standart ve ikiyüzlülük söz konusu." değerlendirmesini yaptı. PKK yandaşları, zaman zaman Avrupa Konseyi binası önünde gösteriler düzenliyor.

1 yıl önce

Aylık 600 bin TL HDP'li belediyeler aracılığıyla Kandil'e gidiyor

HDP’li Milletvekillerinin bir görevi daha soruşturma kapsamında deşifre oldu. Kobani olaylarına ilişkin Ankara merkezli başlayan soruşturmada PKK’nın mali yapılanmasına kadar uzandı. PKK'nın elde ettiği parayı, Kandil'deki Murat Karayılan'a milletvekilleri ya da özel kuryeler aracılığı ile aktardığı tespit edildi. 895 SAYFALIK İDDİANAME HAZIRLANDI Kobani olaylarına ilişkin HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da arasında bulunduğu sanıklarla ilgili Ankara merkezli yürütülen Kobani soruşturmasında, gizli tanık ve şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda PKK'nın finans yapılanması deşifre oldu. Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Altun'un yürüttüğü soruşturmada Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı operasyonla yakalanan 18'i tutuklu 89 sanık hakkında 895 sayfalık iddianame hazırlandı. Soruşturmada, PKK'nın HDP'li belediyeler ve milletvekilleriyle kurdukları finans yapılanmasının adeta röntgeni çekildi. 10 yıllık mali verilen incelenmesi sonucu PKK'nın mali yapılanmasında yer aldıkları belirlenen aralarında PKK elebaşı Murat Karayılan ile HDP'li belediye başkaları ve milletvekillerinin de bulunduğu 91 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı. Aralarında talimat veren PKK elebaşlarından Murat Karayılan'ın ve HDP'li eski belediye başkanları ile milletvekillerinin de olduğu 89 sanık hakkında 'Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' ile 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 27,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. GELİR GİDER KAYNAKLARI DÜZENLİ BİÇİMDE DENETLENİYOR İddianamede, PKK'nın finans faaliyetlerine ilişkin olarak, örgütün finans yönetiminin ilk dönemlerde elebaşı Abdullah Öcalan'ın bizzat kendisi ve kontrolündeki Merkez Komite ve bu komiteden görevlendirilen bir üye tarafından kontrol edildiği ancak zaman içerisinde örgütün ihtiyacına ve kaynaklarına göre daha karmaşık hale geldiği anlatıldı. Örgütün 'Ekonomik ve Mali Sistemine' ilişkin, ekonomi ve maliye komitesinin koordinesinde ve bütçe sistemi içinde yıllık bir planlamayla yürütüldüğü, mali alana ilişkin, maliye komitelerinin her alanda örgütlendiği, tüm çalışmaların bu komitelerde merkezileştirilmesi ve denetim kurulu oluşturularak her alanda tüm gelir-gide kaynaklarının düzenli biçimde denetlendiği aktarıldı. ÖRGÜTÜN KAYNAĞI KAÇAKÇILIK, BAĞIŞ, ETKİNLİK VE PARAVAN ŞİRKETLER Örgütün mali yapılanmasında her türlü kaçakçılık, (uyuşturucu, akaryakıt, sigara, insan, silah, emtia) faaliyetiyle uğraştığı, çeşitli yolsuzluk suçları, sözde vergilendirme, haraç, hırsızlık, adam kaçırma vb. eylemlere başvurduğu, çeşitli adlar altında halktan para topladığı ve sosyal etkinliklerden para elde ettiği kaydedildi. İddianamede, illegal finans faaliyetlerinin kaçakçılık ve yolsuzlukların yanı sıra legal görünümlü faaliyetler, sosyal etkinlik gelirleri, paravan şirketler, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve basın yayın faaliyetlerinden de gelir elde edildiği ifade edildi. BİRİNCİ DERECE SORUMLU 'MURAT KARAYILAN' İddianamede yer alan Ulaş isimli gizli tanık ifadesinde, KCK Türkiye maliyesi ve HPG maliyesi yapılanmaları mevcut olup tüm bu maliye yapılanmalarından KCK yürütme konsey üyesi Cemal kod adlı Murat Karayılan'ın birinci derecede sorumlu olduğunu söyledi. KCK Türkiye mali yapılanmasının ikiye ayrıldığını söyleyen gizli tanık Ulaş, "Türkiye metropollerindeki çalışmaları HDP, DBP genel saymanı ve il saymanları, ayrıca görevlendireceği sağlam, örgüte bağlı, güvenilir kişiler oluşturur. Bu kişiler iş insanlarından bağış, yardım adı altında örgüt adına vergilendirme faaliyeti yürütür. Geçmiş dönemlerde iş insanlarından örgüt adına alınan bu paralar direkt vergilendirme adı altında toplanıyordu. 2000 yılından sonra yine örgüt adına alınan bu paralar bağış, yardım adı altında alınmakla birlikte toplanan bu paraların karşılığında herhangi bir makbuz verilmez" dedi.

1 yıl önce

Kandil’in partisinden Fincancı'ya destek!

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK'ya yönelik kimyasal silah kullandığı iftirasının ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın açıklamaları gündeme bomba gibi düşmüştü. Bu asılsın iftiranın ardından tüm Türkiye ayağa kalktı ve emniyet harekete geçti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın konuya ilişkin başlattığı soruşturma kapsamında Korur, bugün İstanbul'da gözaltına alındı. Daha önce birçok kez PKK ve HDP'ye yakın durarak Türk milletini karşısına alan Fincancı, hakim karşısına çıkacak. İlk destek HDP'den Bu kapsamda Fincancı'ya destek, beklenildiği gibi HDP'den geldi. PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin resmi Twitter hesabından, TTB Başkanı için destek açıklaması yapıldı. "Şebnem Hoca Türkiye toplumunun vicdanıdır" Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınması iktidarın suçlarını örtbas etme telaşıdır. Şebnem Hoca Türkiye toplumunun vicdanıdır, bilimin ve meslek onurunun gereğini yerine getirmiştir. Bu saldırılarla gerçeği gizleyemez, toplumu susturamazsınız."

1 yıl önce

Mersin Büyükşehir Belediyesi Kandil’i aratmıyor! PKK’lı otobüs şoförü Asiye Şahin de tutuklandı

CHP’nin HDP ile olan gönül bağı, CHP’li belediyeleri PKK’nın istihdam merkezi haline getirdi. Kandil’de eğitim almış teröristlerin istihdam edildiği İstanbul, Mersin, İzmir gibi CHP’li belediyeler kamu güvenliği için tehdit haline geldi. MERSİN KANDİL’İN İSTİHDAM MERKEZİ OLDU Geçtiğimiz ay İçişleri Bakanlığı, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri personeli arasında 33 kişinin PKK/KCK, 5 kişinin FETÖ/PDY ve 2 kişinin de Hizbullah terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını, 14 kişinin adli makamlarca tutuklandığını ayrıca PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmekte iken ölen ya da terör suçlarından tutuklu/hükümlü bulunan şahısların yakınlarından 33 kişinin halen Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığını açıklamıştı. MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ise, ‘Türkiye için milli güvenlik sorunudur’ dediği Vahap Seçer’in geciktirilmeksizin Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığından el çektirilmesi gerektiğini ifade etmişti. KADIN OTOBÜS ŞOFÖRÜ DE PKK’LI ÇIKTI Mersin Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından iki gün önce yapılan operasyonda gözaltına alınan Asiye Şahin, bugün çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde otobüs şoförü olarak çalıştığı ortaya çıkan Asiye Şahin’in PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini destekleyen sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandığı öğrenildi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1585846627540996096?s=46&t=1pF3M5GGxhnjup4mWSproA

1 2 3 4 5 6 7 8 9