14 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Süleyman Soylu: “Dünyada bizim gibi kapsamlı göç yönetimi olan ülke göstersinler, ben de adımı değiştireyim”

Alçı'nın yazısı şöyle: Salı günü yayınlanan “Yükselen faşizme inat insanlığı savunmak” başlıklı yazımda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bir çağrı yapmıştım… Dediğim şuydu: “ABD’deki Yeşil Kart benzeri bir Turkuaz Kart projesiyle bu ülkede yaşayan ve üreten, kriminal işlere bulaşmamış tüm göçmenler kayıt altına alınsın.” Bu yazım üzerine Süleyman Soylu aradı. “Turkuaz Kart var zaten Nagehan Hanım, 5 yıl önce çıktı. Adı da tam yazdığınız gibi Turkuaz Kart” diyerek girdi söze. Şaşırdım, ismini bile tutturmuşum ama kesinlikle daha önce böyle bir teşebbüsü duymamıştım. “Duymamamış olabilirsiniz' dedi Bakan. İsmi Turkuaz Kart olan bir kart 2016 yılında, Soylu’nun Çalışma Bakanlığı döneminde oluşturulmuş. Bizzat kendi hazırlamış projeyi Süleyman Soylu. Kanuni altyapısı ve tüm hazırlıkları tamammış ancak kanun çıkmasına rağmen henüz uygulamaya geçilmemiş, yani proje olarak hazır ama bu kartlar dolaşımda değil. Bilmeden çok önemli bir noktaya parmak basmışım. Madem 5 yıldır hazır bekleyen, ABD’deki Green Card gibi Turkuaz Kart projesi var. Tam da şimdi, göçmenler meselesi bu kadar tartışılırken neden hayata geçirilmesin? “Evet, kartların her şeyi hazır, bu süreçte aktive edilebilir. Ancak son günlerde yapılmaya çalışılan başka bir şey var. Size rakamları da vereyim Nagehan Hanım zira tamamen algılar üzerinden bir operasyon yapılıyor şu sıra Türkiye’de” dedi ve şunları ekledi: “Ülkemizdeki yabancı sayısı tam 5.5 milyon. Bunun 3 milyon 650 bini Suriye kökenli. Suriyelilerin 1 milyon 150 bini ikametli, 400 bini mülteci, geri kalanı da geçici koruma statüsünde. Toplam sayı içinde kayıtsız yani yasadışı göçmen sayısı sadece 200 bin civarında. Bunların içinde vize vs gibi normal yollarla gelip kalmış olanlar da var." Suriyeliler üzerinden başlayan ama son günlerde Afgan mülteciler üzerinden alevlenen göçmen karşıtlığı dalgası hakkında ne düşündüğünü sordum Soylu’ya. “Afganistan ve Pakistan meselesi son 6 ayın meselesi değil. Yıllardır oradaki kaos ve terörden kaçan insanların oluşturduğu göç dalgaları var. Ancak ABD’nin çekilmesinden sonra Taliban’dan dolayı yeni, ciddi bir göç dalgası henüz oluşmuş değil.” (Bu noktada "Bekliyor musunuz böyle bir dalga?" diye sordum, "Gelişmelere bağlı" diye yanıtladı Soylu-dan) Afgan göçmenlerle ilgili son günlerde giderek artan olumsuz haber ve yorumlarla ilgili; “Afganistan ve Pakistan’dan gelenler bizim insanlarımız Nagehan Hanım. Bize hep kardeş olmuş iki ülkeden bahsediyoruz. Kaldı ki şu sıra oradan gelen büyük bir dalga da yok. 2019’da düzensiz göç kapsamında ülkeye girmeye çalışan 201 bin Afganlı yakalamıştık o yıl yakalanan kayıtsız ve yasadışı göçmenlerin toplamı 400 bindi. Bu yıl ise yasa dışı yollardan girmeye çalışan 70 bin kişi tespit ettik, bunların içinde Afganların rakamı 25 bin. 201 bine 2019’da ses çıkarmayanlar bu gün 25 bin ile ortalığı inletiyorlar. Bu tamamen algılar üzerinden bir operasyon” dedi Soylu. SURİYELİLERİN MİTİNG YAPACAĞI YALANI SİYASİ BİR PROVOKASYON Süleyman Soylu’ya Suriyelilerin bir ‘karşı miting’ düzenleyeceği yönündeki yalan haberleri de sordum. “Maalesef siyasi bir provokasyon ve tamamen asparagas” diye yanıtladı. Sonrasında bana “yazılmamak kaydıyla” bazı bilgiler iletti. Şimdilik, Bakan’ın izni olmadan onları yazmıyorum. Bana göre de bu sahte miting ve sahte afiş işi çok ciddi bir kötülük organizasyonu. Ülke içi bir çatışma ortamı yaratılmak isteniyor. Devletin bu sahte afişi hazırlayıp yayanlarla ilgili acil işlem yapması gerekir. Son yazılarımda göçmen karşıtlığının ırkçılığa varan tedirgin edici yükselişinden bahsediyor ve bu dalganın tehlikesine dikkat çekiyorum. Önceki gün Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan bu dalganın somut bir göstergesi niteliğinde bir öneri attı ortaya. "İNSANLAR KÖTÜLÜĞÜN GÜCÜNÜ GÖRSÜNLER İSTEDİM" Özcan’ın Bolu’da yaşayan göçmenlerden 10 kat elektrik, su faturası alınsın, çağrısını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordum. “Nagehan Hanım siz de yazınızda bu tavrın insanlıkdışı olduğunu belirtmişsiniz. Ben bu insanlığa aykırı çağrıya özellikle sessiz kaldım. İnsanlar kötülüğün gücünü görsün istedim” dedi ve şunları ekledi: “Yabancı düşmanlığı ya da göçmen düşmanlığı bizim özümüzde yoktur. Batı’daki ırkçı akımlardan kaynaklıdır bu. Bizim geleneğimiz, inancımız, kültürümüz din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanı sevmeyi öğretir. Türk töresi bunu gerektirir.” DÜNYADA BU POLİTİKAYI UYGULAYAN TEK LİDER ERDOĞAN, ANLAYAN TEK LİDER MERKEL Bu noktada İçişleri Bakanı’na; "Bugün göçmen karşıtlığı yapanlar biz iktidarın düzensiz, başıboş göç politikasına karşıyız, diyorlar, onlara ne dersiniz?" diye sordum. “Bakın Afrin’de Şifa Hastanesini bombaladılar, yatan hastaları öldürdüler. Bu uluslararası literatürde bir insanlık suçudur. Şimdi Suriyelileri geri gönderelim diyenlere soruyorum: Nereye dönecek bu insanlar? Evleri yıkılmış, yaşam şartları yok, hastaneler dahi bombalanıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Kaldı ki Türkiye İdlib’de milletimizin bağışları ile 50 bin briket ev yaptı, önümüzdeki süreçte 50 bin daha yapılacak. Orada yaşam koşulları oluşturmaya çalışan da yine biziz. Düzensiz göç iddialarına yönelik de rakamlar vereyim Nagehan Hanım: Bakın Avrupa’da toplam geri gönderme merkezi sayısı 21 bin. Bizde ise bu rakam 20 bin. Yani neredeyse Avrupa’nın tamamı kadar geri gönderme merkezimiz var. Bizim göç kurulumuz var. Türkiye insani göç politikaları izliyor. Hem kendini düzensiz göçten koruyor hem de hayatını kurtarmak için bize sığınanlara yönelik insani vazifesini yapıyor. Bu konuda çok iddialıyım Nagehan Hanım, dünyada bizim kadar kapsamlı ve sağlıklı işleyen bir göç yönetimi göstersinler adımı değiştireyim. Bu politikayı yapan ve uygulayan tek lider var: Recep Tayyip Erdoğan. Yapılanın önemini tek anlayan lider ise Angela Merkel.”

2 yıl önce

OGM'nin "hava gücü" filosunun su taşıma kapasitesi 148 bin ton

Türkiye'de 2009'dan itibaren deniz, göl ve barajlardan su alabilen amfibik uçaklar kullanılmaya başlandı. Sadece havaalanlarında su alımı yapabilen (havaalanı dolum) uçaklar 1,5 ton su alabilirken, 2009 yılındaki amfibik uçaklarla bu kapasite 4,5 tona çıktı. 2020-2021'de ilk kez kullanılan amfibik uçaklarla 10 ton su kapasitesine ulaşıldı. Yangınlarla mücadelede 2,5 ton su alabilen helikopterler kullanılırken, helikopter gücünün de kapasitesi artırıldı. 2020-2021'de ilk kez 3,5 ton, 7,5 ton ve 10 ton su alabilen helikopterler hizmete alındı. Bu yıl 3 amfibik uçak ve 39 su atar helikopter kullanılmaya başlandı. Hava araçlarının toplam su kapasitesi 2018'e kadar 80 bin ton iken, 2021 itibarıyla 148 bin tona yükseltildi. UÇAK VE HELİKOPTERLERİN AVANTAJLARI Yangınla mücadelede uçak ve helikopterin ayrı ayrı avantajları bulunuyor. Helikopterler birçok su kaynağından, uçaklar ise sadece deniz, göl ve büyük barajlardan su alabiliyor. Uçaklar hız yaparak özellikle dış yangınlara helikopterlere göre daha erken intikal edebiliyor. Helikopterler ise manevra kabiliyeti yüksek olduğundan her bölgeye rahatça müdahale imkanı sağlıyor. Uçaklar yüksek kapasitede, helikopterler daha düşük kapasitede su alabiliyor. Uçaklar kaynaktan su alamadığı için su atma süresi uzarken, helikopterler birçok kaynaktan su aldığı için seri şekilde su atabiliyor. İHA'LARLA TAKİP OGM bünyesindeki 4 İHA, yangınlarla mücadelede görüntü almak için kullanılıyor. Bu İHA'ların yanı sıra Milli Savunma Bakanlığı bünyesindeki İHA'lardan da destek alınıyor. Bu kapsamda, Türkiye'nin farklı noktalarında son 3 günde çıkan 71 orman yangınıyla mücadelede bakanlık bünyesindeki 5 İHA da kullanılmaya başlandı. Böylece kullanılan İHA sayısı 4'ten 9'a yükseldi. 4 BİN YANGIN HAVUZU Su kaynaklarının olmadığı ve yangın riskinin yüksek olduğu bölgelerde OGM tarafından tesis edilmiş 4 bin 6 yangın havuzu/göleti bulunuyor. Helikopterler en yakın yangın havuzu koordinatına yönlendiriliyor ve birçok yangın bu sayede büyümeden kontrol altına alınıyor. İLK MÜDAHALE "KARA GÜCÜ"NDEN Birçok orman yangınına 12 dakika gibi bir sürede kara araçlarıyla ilk müdahale yapılıyor. 2021'de orman yangınlarına daha erken ve etkili şekilde müdahale etmek için yer ekiplerinde 1078 arazöz, 281 su tankeri, 2 bin 270 ilk müdahale aracı, 176 dozer, 501 diğer araç-iş makinaları ile toplam 4 bin 306 araç ve bu araçlarda görevli 10 bin 550 yangın işçisi, 4 bin 110 teknik eleman, 6 bin 440 memur olmak üzere 21 bin 90 personel görev yapıyor.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Orman yangınlarını siyasi ranta çevirmek için tetikte bekleyen fırsatçıların  derin bir gaflet ve sorumsuzluk girdabına kapıldıkları esefle görülmekte

MHP Genel Başkanı Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada; 30 ilde çıkan orman yangınlarının milleti derinden üzdüğünü, 8 kişinin hayatını kaybettiğini, binlerce hektarlık alanın canlılarıyla birlikte yandığını belirtti. Bahçeli, yangınlarda 62 yerleşim yeri ve 26 bin kişinin tahliyesinin sağlandığını; Adana, Antalya, Muğla, Mersin ve Osmaniye'nin afet bölgesi ilan edildiğini hatırlattı. Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün imkanları harekete geçirilmiş, yangına her saha ve muhitte fedakarlıkla karşı konulmuştur. Böylesi dönemlerde milli birlik ve yardımlaşma duygumuzun canlı tutulması, aklıselim ve kalbi selim bir tutumla felakete direnç gösterilmesi tarifsiz önemdedir. Türk milleti neşe ve sevinçte bir olduğu kadar acı ve tasada da birdir ve beraberdir" dedi. 'TEHLİKELİ ALDATMADIR' Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in yangınlara ilişkin açıklamalarının siyasi etik ve erdemle bağdaşmadığını belirterek, "Türkiye'nin zor günlerinde yangından nemalanma rekabetine tevessül etmek, bununla da yetinmeyerek 'iktidara muhalefet ediyorum' derken felaketle kol kola girmek namertliktir. Bu namert ve nankör siyaset anlayışı zillete düşen muhalefet partileri açısından kaygı ve utanç verici bir rezalettir. Turizm kentlerindeki orman alanlarının betonlaştırmak için yakıldığını, bu maksatla da Turizm Teşvik Kanunu'nda değişiklik yapıldığını iddia etmek akıl ve ahlak dışı bir uydurmadır. CHP Genel Başkanı'nın İP Başkanına benzer şekilde, yanan orman sahalarına 'bir tuğla koyarsanız beni çiğnemek zorunda kalırsınız' sözü saptırma olduğu kadar tehlikeli bir aldatmadır" dedi. 'ÜST AKIL TARAFINDAN KURGULANIYOR' Bahçeli, Türkiye'nin planlı kaos sürecine sokulup, toplumsal mukavemetinin zayıflamasının, sosyal ve ekonomik direncinin zaafa uğramasının hedeflendiğini savunarak, şunları kaydetti: "Bu yolla da her türlü dış tesir ve telkine açık olması, nihayet müdahale edilebilir bir kıvama gelmesi üst bir akıl tarafından kurgulanmaktadır. Orman yangınları münasebetiyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması Türkiye'yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Her türlü felaketle de başa çıkabilecek muktedirliğe ve muvaffakiyete hamdolsun ziyadesiyle haizdir. Ancak bunu hazmedemeyen çevrelerin devletin haysiyet ve hükümranlığını masumiyet pozları vererek tartışmaya açma çabası basit bir kurnazlık, ucuz bir kara kampanyadır. Yönetilmeyen bir ülke tablosunun tesis ve temini amacıyla iç ve dış işgal cephesinin yangın kapısını zorlaması ve bu çerçevede yoğunlaşan ilişki ve irtibatların gün geçtikçe deşifre olması dikkatli hiçbir gözden kaçmamaktadır."

2 yıl önce

Ekşi Sözlük’ün kapatılması talep ediliyor

Sözlük’te, Daha önce de "turkish state of israel" adlı başlıkta Türkiye’yi İsrail'in eyaleti olarak gösterilmişti. Twitter kullanıcıları Sözlük’ün bu tutumuna olan tepkilerini “Ekşi Sözlük kapatılsın” şeklinde dile getirdi:

2 yıl önce

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: HDP'yi kapatmak yetmez her şeyini kapatmak zorundayız

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, HDP'ye açılan kapatma davasına ilişkin yaptığı açıklamada İspanya'dan örnek vererek, 'Orada iki partiyi kapattılar. Hem de terör örgütüne destek verdiği veya sözcülüğünü yaptığı için değil, sadece terörü kınamadığı için kapatıldı. Bizde de sadece partiyi kapatmak yetmez. Terör örgütüyle mücadele için biz de her şeyini kapatmak zorundayız.' ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Bahçeli: Karanlık mihraklar yerli-sığınmacı gerilimini şiddet alanına taşımanın hevesine kapılmışlardır

Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şöyle: "Ülkemiz, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar yaygın ve yoğun şekilde meydana gelen zincirleme felaketlerle uğraşmaktadır. Bir tarafımız yanarken diğer tarafımız sel ve heyelanlarla yıkılmaktadır. Olağan dışı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Orman yangınlarıyla kavrulan milli yürekler, bu kez de Batı Karadeniz’deki afetlerle sarsılmış, hüzünle sarılmıştır. Bartın, Sinop, Kastamonu ve Samsun’da ortaya çıkan taşkın ve seller oluşan heyelanlarla birlikte önüne ne geldiyse yutmuş, ortalığı savaş alanına çevirmiştir. Doğu Karadeniz’den sonra Batı Karadeniz’in de sel altında kalması, daha vahimi Kastamonu’da 25 vatandaşımızın, Sinop’ta 2 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, Bartın’da ise 1 vatandaşımızın kaybolması bizleri ve aziz milletimizi derinden yaralamıştır. Üzüntümüz büyüktür. Dere yataklarına inşa edilmiş binalar bazı yerlerde 4 metre yüksekliğe ulaşan sel karşısında ayakta kalamamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, yöre insanımıza destek sağlamak, gerekli incelemeleri yapmak maksadıyla afet bölgesine bir heyet göndermiştir. Gerek orman yangınlarında, gerekse de sel ve heyelanlar sonucunda vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı, tedavi gören vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. İnanıyorum ki, felaketlerin yaraları el birliğiyle sarılacaktır. Devletimiz meselelere hakimdir ve muktedirdir. Milletimiz sağduyulu ve soğukkanlıdır. Telaşa ve tedirginliğe lüzum yoktur. Allah’ın izniyle bugünler geçecektir. Felaketlerin hasarı, faziletle, ferasetle, fedakarlıkla, fevkalade bir dayanışma ruhuyla ortadan kaldırılacaktır. Türkiye’miz doğal afetlerin neden olduğu tahribatları onarmak, kaldı ki yangınla, salgınla, sellerle mücadele etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmuşken, önce Konya Meram’da, ardından Ankara Altındağ’da yaşanan elim olaylar haklı olarak kaygı ve kuşku yaratmıştır. Provokasyona müsait iklimi lehlerine çevirmek, bu suretle fitne ateşini körüklemek için harekete geçen karanlık mihraklar bir yanda Türk-Kürt ihtilafını kaşımanın, diğer yanda da yerli-sığınmacı gerilimini şiddet alanına taşımanın hevesine kapılmışlardır. ALTINDAĞ'DA YAŞANAN GERGİNLİK Altındağ’da bıçaklanarak katledilen Emirhan Yalçın evladımıza Allah’tan rahmet dilerken, katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyorum. Toplumsal huzuru bozmak için farklı mecralardan tahrik ve ajitasyona kalkışanların bağlantıları da mutlaka araştırılmalıdır. Ülkemiz çok ciddi risk altındadır. İstismar ve ihanet kol koladır. Bunlar oluyorken, İP Başkanı’nın ziyaret ettiği yerlerde, tıpkı bir tiyatro sahnesini andıran danışıklı dövüş tartışmaları ve karşılıklı söz düelloları da başka bir damardan Türkiye’ye kurulmuş tuzaktır. Senaryosunu Türkiye karşıtlarının yazdığı, yönetmenliğini CHP’nin yaptığı, figüranların da İP ve CHP’den seçildiği bu melanet oyunun farklı il ve ilçelerimizde sistematik olarak sahnelenmesi gözümüzden kaçmamıştır. Proje partileri zalimlerin maşası haline gelmişlerdir. Ülkemizi kuşatan husumet ve huzursuzluk sarmalına katkı veren, ön açan, öncü olan siyasi partiler, sözde sanatçılar, buçuk aydınlar ziyandadır, zillettedir. Yalan, riya, iftira, inkar ve hatta ihanet bunların meziyeti, meskeni, beslendikleri zehirli membadır. Gerçekleri alenen çarpıtanlar, milletimizin gözünün içine baka baka yalan söyleyenler günahkar olmakla birlikte planlı bir siyaset propagandasının da ara ve bağımlı aktörleridir. CHP yönetimi yalancıdır, İP yönetimi yalancıdır, diğerleri yalanla yoldaştır. Türk milleti, yalan haberlerden, yalan siyasetten, yalan beyanatlardan, aklıyla alay eden sefil zihniyetlerden bıkmış usanmıştır. Yalancılar korosu artık milli güvenlik tehdidi, milli huzur bozguncusu düzeyindedir. Böyle gelse de böyle gitmemelidir, gitmeyecektir. Yalan ve iftirayla mücadele, yalancılarla ve müfterilerle mücahede milli ve ahlaki ilkeleri olan herkesin başlıca sorumluluğudur. Müslüman Türk’ün yalana tahammül etmesi imkansızdır. Yalanı rehber yapanlar yurdumuzu rezil etmek için kuyruğa giren soytarılardır. Yalancıların ipliği pazara çıkarılmalıdır. Maskeleri indirilmelidir. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu herkes bilmelidir. Yalan uçurumdur, bu nedenle zillet partilerinin istikameti kaybolmuş, alayı uçurumu boylamıştır. Yalanla mücadele etmek, bu konuda temiz toplum-temiz siyaset-temiz yönetim hedefine destek vermek gayesiyle değerli fikir ve hukuk insanlarımızdan teşekkül etmiş “Yalan Haber, Yalan Siyasetle Mücadele Kurulu” adıyla bir heyet kurulmuştur. Mezkur heyetin yapacağı çalışmaların sonucunda; siyaset, sivil toplum ve medya alanlarında yalanı meslek edinmiş çürümüşleri teşhir etmek, insanlarımızın aldatılmasının önüne bütünüyle geçmek için kanuni bir düzenleme ihtiyacı şayet hasıl olursa bunun da gereği yapılacaktır. Yalan, insan haysiyetini çiğnemektir. Doğruluk, dürüstlük insan onurunu yükseltmektir. Milliyetçi Hareket Partisi doğrunun yanında, doğru duruşun içinde, dosdoğru bir mücadelenin safındadır. Yalancıların sonu görünmüştür. Bundan sonra onlar kaçacak, biz de kovalayacağız."

2 yıl önce

İmamoğlu, PR yapacağım derken huzur kaçırdı! Tarihi Yarımada’nın trafiğe kapanmasına tepki…

Bölge esnafı, STK temsilcilerini istifaya davet etti. Öte yandan, istifaya davet edilen STK üyelerine geçtiği bilgi mesajında; Laleli yayalaştıma projesi 26/11/2020 tarih ve 2020/6-3 sayılı UKOME kararıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirildiğini, kendilerinin işle ilgili hiçbir yasal ve hukuki görevi olmadığı belirtti.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Pençe-Şimşek harekatı şehidi Cengizhan Kaplan'ın ailesi ile görüştü: Emrinizdeyiz

Karadeniz Bölgesi’nde meydana gelen sel nedeniyle afet bölgesinde çalışmalarını sürdüren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Irak’ın kuzeyindeki Pençe- Şimşek Harekatı bölgesinde el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Uzman Onbaşı Cengizhan Kaplan’ın ailesi ile telefonda görüştü. Süleyman Soylu, şehidin ailesine “Şehit ailelerimizin 24 saat emrindeyiz” dedi.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 48 49