16 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

İran göç akınına kör oldu: Pikapla sınır devriyesi

Türkiye, Afgan göçüne karşı sınırda tedbirlerini en üst noktaya çıkarırken komşu İran’ın yeterli önlem alıp almadığı tartışılıyor. Taliban’ın başkent Kabil’de kontrolü ele geçirmesi sonrasında beklenen göç dalgasına karşı Türkiye, İran sınır hattı boyunca karada duvar, hendek, tel örgü, elektronik sistemler ve gözetleme kuleleriyle havada ise İHA’larla yasa dışı geçişlere karşı kontrolünü sıkılaştırdı. Buna karşın gözlerin çevrildiği sınır komşusu İran’a yönelik bölge kaynaklarının gözlemi dikkat çekiyor. GELEN GEÇİYOR Sınır güvenliği için İran’ın yer yer motosikletli devriyeleri yeterli gördüğü, devriyelerin bazen de pikaplarla gerçekleştirildiğine dikkat çekilirken, yasa dışı geçişlerin görmezden gelindiği ifade ediliyor. Bu çerçevede İran karakolları yakınından geçen Afgan gruplara askerin müdahalede bulunmadığı bildiriliyor. Buna ilişkin tespitlerin sınırda gözlem yapan İHA’lar tarafından da kayda geçirildiği öğrenildi. YÜRÜME YOK Bölge kaynakları, yakalanan göçmenler için “Yürüyerek gelmiş görüntüleri yok. Saç ve sakalları uzamamış, bitkin bir halleri yoktu” tespitini yapıyor. Afganistan’dan Türkiye sınırına kadar 2 bin kilometrelik mesafenin olduğunu anımsatan kaynaklar, İran topraklarından rahat bir şekilde yürüyerek gelinmesinin zor olduğunu ifade ediyor. Bu çerçevede göçmenlerin araçlarla sınıra yakın noktalara bırakıldığı da vurgulanıyor. İnsani hassasiyet dorukta Sınırda önlemlerini en üst noktaya taşıyan Türkiye, ülke içinde tespit ettiği mültecilerin yakalanmasında da hassasiyeti elden bırakmıyor. Geçtiğimiz yıl yakalanacaklarını anlayan göçmen kaçakçıları içinde çok sayıda göçmenin olduğu tekneyi Van Gölü’nde batırmıştı. Bu nedenle insani hassasiyet de en üst noktaya çıkarıldı. Van Gölü’nden kaçak geçiş yaptığı tespit edilen tekneler, İHA’larla takip altına alınıyor. Göçmenlerin can güvenliği için tekne karaya ulaşana kadar hiçbir müdahalede bulunulmuyor. Karaya ayak basan kaçakçılar ve göçmenler, Jandarma veya Emniyet güçlerince kıskıvrak yakalanıyor.

2 yıl önce

Eren-13 operasyonları kapsamında 3 terörist etkisiz hale getirildi

Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle; Eren-13 operasyonları kapsamında, Şırnak-Merkez İlçe Gabar Dağı Güleşli bölgesinde, Şırnak Jandarma Bölge Komutanlığı koordinesinde, İl Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Komando birliklerince J-SİHA ve Hava Kuvvetlerinin desteğinde gerçekleştirilen operasyonda, 3 bölücü örgüt mensubu silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Bölgede operasyonlara devam edilmektedir.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dün Kabil'de gerçekleştirilen o felaketi, o kapsamlı terör saldırısını milletçe telin ediyoruz, kınıyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bosna Hersek ve Karadağ'ı ziyaret etmek üzere birazdan bölgeye hareket ediyoruz. Bu yıl içinde 3. kez bir araya gelmiş olacağız. Bosna Herkes güvenlik, istikrar ve kalkınmasına büyük önem verdiğimiz kilit bir ülkedir. İki ülkenin ortak iradesiyle, bu iradeye inşa ettiğimiz mükemmel ilişkilerimiz mevcut. Ziyaretimizde işbirliğimizi daha da ilerletmek için birlikte atacağımız adımları konuşma fırsatı bulacağız. Altyapı ve yatırım konuları olmak üzere son durumu değerlendireceğiz. Temaslarımızı tamamladıktan sonra cumartesi günü Karadağ'a geçeceğiz. Karadağ'a ilk resmi ziyaretimi gerçekleştirecek olmaktan bahtiyarlık duyuyorum. Görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konuları ele alacağız. Ziyaretim vesilesiyle ayrıca Tuzi şehrinde Sultan Fatih döneminde inşa ettirilmiş Nizan Camii ile Osmanlı şehitliğini de ziyaret edeceğiz. Türkiye olarak Balkanların tümüyle refah, huzur ve barış içinde kalkınmasına büyük önem veriyoruz. Bosna Hersek ve Karadağ ile ilişkilerimizin Balkanların istikrarına katkı sağladığına inanıyorum. SORU - CEVAP Afganistan'da tahliye süreci nasıl gidiyor? Öncelikle dün Kabil'de gerçekleştirilen o felaketi, o kapsamlı terör saldırısını milletçe telin ediyoruz, kınıyoruz. 72 kişinin şu ana kadar belirlenen insanın öldüğü bize gelen bilgilerde... Taliban'dan da ölenler söz konusu. DEAŞ üstlendi, DEAŞ'ın böyle bir süreç içerisinde bu adımı atmış olması da bölgede ve dünyada nasıl tehlikeli bir örgüt olduğunu ortaya koyuyor. Afgan halkına milletçe geçmiş olsun diyoruz. Bu menfur saldırıda Afganistan'da güvenliğin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Önceliğimiz vatandaşlarımızın Afganistan'dan tahliyesidir, yoğun bir şekilde çalışmalar sürüyor. TSK personelimizin tahliyesi de malum devam ediyor. Güzergahımız daha çok Kabil Askeri Havaalanı'ndan İslamabad'a gidip, oradan da THY uçaklarıyla ülkemize getiriyoruz. 20 yıldır Türkiye gerek devletiyle, gerek sivil yatırımcılarıyla hep Afganistan'da yer almıştır. Tüm çalışmalarda da gerekli adımları atmıştır. Biz tahliyeleri en hızlı şekilde tamamlayacağız, ilgili birimlerimiz en ufak bir rehavete kapılmadan bu adımları atıyor. Taliban ile temas devam ediyor mu? Taliban ile temas edilmesi konusunda eleştiriler var. Bu konuda değerlendirmeniz ne olur? Kimlerin nasıl, ne tür bu noktada eleştiriler yaptığını bilemem. Herkesin eleştiri hakkı vardır, istediği eleştiriyi yapabiliriz. Bizim de biriyle görüşmek için kimseden izin almak gibi lüksümüz yoktur. Büyükelçilikte 3,5 saat görüşüldü. Gerekirse yine bu tür görüşmeleri yapma fırsatımız olacak. Bu tür görüşmelerle süreci sağlıklı yürütmenin gayreti içindeyiz. onların beklentileri nedir, bizim beklentimiz nedir? Bütün bunları görüşerek yapacaksınız. Diplomasi nedir? Diplomasi işte budur. Şu anda da arkadaşlarımız bunu kararlılıkla yürütüyor. Merkel'in açıklamalarını nasıl buluyorsunuz? Bazı şeylerde çok geç kaldıkları ortada... Türkiye ile çalışma tespiti geç alınmış bir karar. Herkes Afganistan'ı terk ederken, biz terk etmedik. Göç baskının en yakın olduğu ülke Türkiye... Ama Türkiye'nin içindeki bazı mahfiller var ki, hep söylüyorum ya yalan terörü, bunlar yalan terörü estiriyorlar. Şu anda İçişleri Bakanlığımızın kayıtlarında mevcut Afgan göçmen sayısı 300 bin. Bay Kemal ve onun izinde gidenler 1,5 milyon olarak açıklıyorlar. Bunların hepsi yalan, adamların işi gücü yalan. Bir şaklaban da bulmuşlar, yalan terörünü sürdürüyorlar. 1 Eylül'den sonra Türkiye'nin oradaki tutumu nasıl olacak? Afganistan'daki tabloyu, durumu görmemiz lazım. Afganistan'da şu anda ciddi bir yönetim boşluğu söz konusu. Önce yönetiminin belirgin hale gelmesi, ondan sonra da biz o zaman kararımızı vereceğiz. THY şu anda bizim sivil asker neyse, nereden gidip alıyor İslamabad'dan gidip alıyor. Biz devletiz, devlet olarak da olması gereken neyse onu yapıyoruz. Taliban bize 'Havaalanının işletmesini siz yapın' teklifini yaptı, henüz karar vermedik. Şu anda uçak seferlerinin başlamasıyla ilgili acelemiz yok. Afgan halkı bizim asırlarca kardeşimiz olmuş ve onun dil, din vesaire bizimle aynı dünyayı paylaşmış olan insanlardır. Biz onlarla ayrı düşünemeyiz. İngiltere Savunma Bakanlığı mülteciler konusunda bir açıklama yaptı. Muhalefetten bu algıya destek geldi. Muhalefetten özür bekliyor musunuz? Siz bu muhalefetin bu tür yalanlarda hiçbir zaman geri dönüş yaparak özür dilediğinizi duydunuz mu? Bunların karakterinde böyle bir şey yok. Her şeyleri bunları yalan... Hayatları yalan. Bir de bulmuşlar bir kadın, yalan makinesi. Çıkartıyorlar televizyona, ona bol bol yalan söyletiyorlar ve onunla adeta sanki güç buluyorlar. BBC'nin yalan söylemesi normal karşılarım da bunları öyle görmek istemezdik. Bu ülkenin ana muhalefetisin, o kadar yangın, sel felaketleri oldu. Bu iktidar buralarda dünyanın hiçbir yerinde icra edilmemiş operasyonlar icra etti. Bir lehte açıklamalarını duydunuz mu? Tam aksine AFAD'ın yardım toplanmasına bile karşı çıktılar. Bunlar böyle kepaze bir takım! Şu anda AFAD'a destek olacak olanlar, göğüslerini gere gere AFAD'a yardımcı olabilirler. AFAD topladığı yardımlarla her türlü afet mücadelesini yürütüyor. Devletin, AFAD'a verdiği destek yok mu? Var tabii... 

2 yıl önce

İstanbul İl Sağlık Müdürü: Yeni bir kapanmanın gündeme geleceğini düşünmüyorum

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü verilerine göre Kovid-19 pandemisinde en yüksek vaka sayıları ve hastaneye yatışlar, geçtiğimiz yılın Ekim-Aralık ayları ile bu yılın Mart-Mayıs aylarında yaşanan piklerde görüldü. Bayramdan hemen sonra tekrar vaka artışları yaşansa da, aşılamaların da etkisiyle sağlık sistemi çok da zorlanmadan bu süreci atlattı. İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, şu anda İstanbul'da yoğun bakım ve servislerdeki doluluk oranlarının, Kovid dışı vakalar da dahil olmak üzere yüzde 50-60'lar bandında gittiğini belirterek aşılanmalar ve toplumun da hastalığa karşı daha uyumlu olması sayesinde büyük bir artış beklemediklerini söyledi. "GENÇLERİN 65 YAŞ ÜSTÜ GRUBU ÖRNEK ALMASI LAZIM" "Yüz yüze eğitim olmazsa olmaz" diyen Prof. Dr. Memişoğlu, "O nedenle bütün çocuklarımızın okula gidebilmesi için her türlü hazırlığı yaptık. Bütün testleri istendiği anda yapabilecek kapasitemiz var. Salgın başladığında İstanbul'un toplam günlük test kapasitesi 2 binlerde bile değildi. Şu anda günlük 150 binin üzerinde PCR tetsi yapabiliyoruz. Eskiden test sonuçlarının çıkması 24 saati geçiyordu, şu anda 4-6 saat içinde sonuçları verebilir haldeyiz. Dolayısıyla eğitimcilerde haftada 2 PCR testini her an yapabilecek altyapımız hazır. Ama bizim tercihimiz, buna gerek kalmadan bütün öğretmenlerimizin, eğitimcilerimizin aşı olması" dedi. Prof. Dr. Memişoğlu, İstanbul'da 65 yaş üstü grubun "tamö aşılanma oranının yüzde 91'in üzerine çıktığına ve gençlerin de bu kesimi örnek alması gerektiğine dikkat çekerek "Bu çok büyük bir oran, onlara teşekkür ediyorum. Gençlerin de onları örnek almasını istiyorum" diye konuştu. "AŞI KARŞITI HEKİMLERE EN BÜYÜK CEZA ONLARIN KENDİ VİCDANLARI OLUR" Son günlerde sosyal medyada da oldukça fazla gündemde olan "aşı karşıtı" söylemlerde bulunan sağlıkçıların yarattığı polemiklerle ilgili de konuşan Prof. Dr. Memişoğlu, bu kişilerin bilimin flu alanlarından yararlanarak aşılarla ilgili polemik yarattığını söyledi. Prof. Dr. Memişoğlu, "Maalesef her meslek grubunda olduğu gibi hekimlikte de eğitimcilerin arasında da, hukukçularda da uyumsuz kesimler olacaktır. Bu kesim, sağlıkla ilgili bilimin flu alanlarından yararlanıp bunu kullanıyorlar. Şimdi düşünün, penisilin iğnesi yaptırmayın diyen biri hekim olabilir mi? Artık biliyoruz ki penisilinle ilgili flu alan yok, mikrobik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Ama penisilin yaptırdığın zaman alerji olma riskin var? Kimse çıkıp da alerji yapabilir, insanlar ölebilir, bunu diyecek bir bilim insan yok. Aşı da aynı şekilde. Şu anda aşı ile ilgili spekülasyon yapalanlar işte bu uç noktaları kullanıyorlar. Tabii ki bu arkadaşlarımıza ceza da verilebilir. Ama en büyük ceza, bunların vicdanı ile kendilerini başbaşa bırakmaktır. Çünkü bugün baktığınızda, yoğun bakımımızda yatan hastaların yüzde 60'ı aşısız kesimden. Ölenlerin ve yüzde 80'i aşısız. Bu insanlardan bir tanesini bile kötü niyetli olarak etkilemişlerse, aşı olmamalarına sebep olmuşlarsa, bunların yoğun bakımı düşmesi ya da daha sonra ölmesine sebep olmuşlarsa en büyük ceza onların kendi vicdanları. Tabii ki devletimiz de bunlarla ilgili gerekli soruşturmaları yapacaktır. Ama sonuçta aşı, insanların kendi kişisel inisiyatifi ile yaptırması gereken bir şey" dedi. AŞI KARŞITLARINA ÇAĞRI: YOĞUN BAKIMLARDAKİ HASTALARIN KAÇI AŞISIZ BERABER GÖRELİM Aşıların çok kısa sürede geliştirildiğine ilişkin polemiklere de değinen İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Memişoğlu, aşı karşıtı hekimlere de çağrıda bulunarak şunları söyledi: "Çok kısa sürede geliştirildi vs diye speküle ediliyor ama kısa sürede değil, 7-8 ay, bir sene uğraşıldı bu aşıların geliştirilmesi için. Kaldı ki yeni çalışmalar da değildi çoğu. Hem çalışma hem laboratuvar olarak altyapıları zaten vardı. Şimdi BioNTech aşısına da FDA normal ruhsatını verdi, acil kullanım onayından çıkararak. Diğer aşılarla ilgili süreç de devam ediyor bu konuda. Bütün bunlara rağmen aşı karşıtlığında bulunan hekim arkadaşlarımız, yoğun bakımlara gelsinler, kaç tane aşılı, kaç tane aşısız hasta var beraber tespit edelim. Ondan sonra çıkıp açıklama yapsınlar. Bu kadar net konuşuyorum." "AŞILAR ÖLÜM VE YOĞUN BAKIM SAYILARINI AZALTIYOR" İnsanlara zorlama ile aşı yaptırılamayacağını ama aşı olmadıkları zaman başkalarına da bulaştırma riskleri olacak alanlarda diğerlerini korumanın da devletin mükellefiyetinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Memişoğlu, "Salgın ne zaman bitecek kimse bilmiyor. Ama şu anda şu gözüküyor, dalgalı bir seyir var, bu salgında ölüm oranlarını da ve yoğun bakım oranlarını da hasta yükünü de en çok azaltan aşı, bu ispatlamış durumda. Bunun haricinde eğer siz kişisel olarak maske mesafe kurallarına dikkat ederseniz, toplu alanlarda kendinizi korursanız, hastalanmıyorsunuz. İstanbul'da son 15 gündür bir durgunluk var vaka sayılarında, yatan hastalarımızda da. Eylül-Ekim aylarındaki insanların davranışları ve aşılanmanın da yaygınlaşmasıyla beraber bu aylarda bir yükseliş olsa dahi geçmişteki gibi çok yüksek bir trend yaşanacağını düşünmüyorum. Ama yükselse dahi bunu hem aşılanma ile hem sağlık sistemimizin güçlü olması sayesinde, hem de insanlarımızın uyumuyla çok rahatlıkla yönetebileceğimizi düşünüyorum" dedi. "OKULLARIN TEKRAR KAPANMASI GÜNDEMDE DEĞİL" Prof. Dr. Memişoğlu, yeni bir kapanmanın gündemde olmadığını da vurgulayarak sözlerini şöyle noktaladı: "Salgının ilk zamanlarında vaka sayıları pik yaptığında dünyanın bazı gelişmiş ülkelerinde insanlar sokaklarda tedavi edilirken, İstanbul gibi bir mega kentte hiçbir hastamız mağdur olmadı. Aşısız olduğumuz, hastalığın yeni farkına vardığımız o zamanlarda bile kimse tedavisiz kalmadı. Biz bu şekilde bir daha kapanma olacağını tahmin etmiyoruz ve bunu umut ederek yolumuza devam ediyoruz. Dünyada da zaten şunu gösterdiler, okullar gibi çok hareketli alanlardaki kısıtlamaları uzun süre yaptığınız zaman, bu sefer ev içi bulaşlar, okul dışı bulaşlarda artış yaşanıyor. O nedenle okulların tekrar kapatılmasının bundan sonra gündemde olacağını düşünmüyorum. Kapalı alanların da insanlar dikkat ettiği sürece, havalandırmaları gerektiği şekilde yapıldığı sürece kapanacağını ön görmüyoruz. Biz insanları iyileştirmek, onlara faydalı olmak için çalışan bir meslek grubuyuz. Benim hekimime, hemşireme, sağlık memuruma, şoförümden temizlik elemanlarıma ya da laborantıma, bu toplumun gerçekten çok büyük bir minnet borcu var. Özellikle şiddet olaylarında toplumun sağlık çalışanlarına sahip çıkmasını istiyorum"

2 yıl önce

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: PKK tarafından kurulan HDP kapatılmalıdır

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. "PKK'NIN KURDUĞU HDP KAPATILMALIDIR" Buradaki konuşmasının bir bölümünde HDP'ye açılan kapatma davasına değinen Destici, partinin terör örgütü PKK tarafından kurulduğunu vurgulayarak, "Ben çok net ifade ediyorum, terör örgütünün tersi olan ve bizzat terör örgütü tarafından kurulmuş, Kandil tarafından bütün listeleri hazırlanmış, İmralı tarafından onaylanmış ve zaten meşru bir siyasi parti hiç olmayan HDP, uluslararası hukuka göre de bizim anayasamıza ve hukukumuza göre de kapatılmalıdır." dedi. "CHP'Yİ ANLIYORUZ DA İYİ PARTİ'YE NE OLUYOR" Destici, HDP ile ittifaklarını gizleyen CHP ve İYİ Parti'ye de yüklenerek, "CHP'yi anlıyoruz. İYİ Parti'ye ne oluyor? Hiç siz İYİ Parti Genel Başkanı'nın ya da üst düzey yöneticilerin ağzından HDP'nin PKK'nın siyasi uzantısı olduğunu, PKK tarafından kurulduğunu ve bunun için de kapatılması gerektiğini duydunuz mu?" ifadelerini kullandı. "HEPİMİZ ORTAK BİR DURUŞ SERGİLEYECEĞİZ" HDP'yi kapatmanın bir vatan borcu olduğunu vurgulayan Destici, "Mehmetçik nasıl o dağlarda terörle mücadele ediyor ve şehit oluyorsa biz de siyasi zeminde bu mücadelemizi yapacağız. Eğer PKK bir siyasi parti kurmuşsa bunun kapatılması için hepimiz ortak bir duruş sergileyeceğiz. Bu anlamda Anayasa Mahkemesi’nin de elini güçlendireceğiz" diye konuştu.

2 yıl önce

CHP’de adaylık kapışması İmamoğlu mu? Kılıçdaroğlu mu?

İmamoğlu, son verdiği röportajında cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin, “Şu an benim aklımdan geçen ve amacım, İstanbul’da görevini en iyi yapan bir belediye başkanı olmaktır. Dahası hedefim, İstanbul’da tarihin en başarılı belediye başkanı olmaktır, daha ötesi yok” ifadelerini kullandı. İmamoğlu’nun bu sözleri parti içinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na gönderme yaptığı şeklinde değerlendirildi. TERS DÜŞMEMEK İÇİN AÇIKLAMA YAPTI Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının adaylıklarına ilişkin yaptığı bir değerlendirmede, “İkinci dönem de devam etmeliler” demişti. İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla kamuoyunda ters düşmemek için bu ifadeleri kullandığı konuşuluyor. Kulislerde, İmamoğlu’nun konuşmasının devamında söylediği, “Birilerinin dediği gibi ‘İstanbul’u alan Türkiye’yi alır’ tezine de damga basmış olacağım. Benim yapmak istediğim budur. İnşallah az önce ifade ettiğim gibi İstanbul’un en başarılı belediye başkanı olurum” cümleleri ile de cumhurbaşkanlığı adaylığına kapıları kapatmama mesajı verdiği ifade ediliyor. ORTAKLARLA ARAYI TUTACAK Kulislerde, İmamoğlu’nun geri planda kalarak adaylık çalışmalarını gizli yürüteceği dillendiriliyor. İmamoğlu’nun Millet İttifakı ortakları HDP ve İYİ Parti ile de arayı iyi tutarak adaylık çalışmaları yürüteceği belirtiliyor. GENEL BAŞKAN YARDIMCISI KILIÇDAROĞLU’NU İŞARET ETMİŞTİ Öte yanda, 2023 yılında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu "Cumhurbaşkanı adayımız Kılıçdaroğlu" şeklinde açıklama yapmıştı.

2 yıl önce

Diyarbakır’da Evlat nöbeti tutan ailelerden Davutoğlu’na tepki: HDP kapatılmasın mı?

Çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan, HDP Diyarbakır İl Binası önünde evlat nöbeti tutan aileleri ziyaret eden Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu tepki ile karşılandı. Evlat nöbetindeki baba Süleyman Aydın Davutoğlu’na “HDP kapatılmasın mı?” sorusu üzerine sinirlenen Davutoğlu, “O ayrı bişey” diye cevap verdi.

2 yıl önce

Çavuşoğlu'ndan Afganistan açıklaması: Kapsayıcı bir yapı kurulmasını umuyoruz

Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından çevrimiçi olarak düzenlenen "Afganistan’daki İnsani Durum" konulu Yüksek Düzeyli Bakanlar Toplantısında konuşma yaptı. Toplantının kritik bir zamanda gerçekleştiğini kaydeden Çavuşoğlu, Afganistan'daki geçiş sürecinin tüm etkilerinin izlenmeye devam edileceğini söyledi. Afgan halkına krizin yönetilebilmesi için her türlü desteğin verilmesi gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, "Şimdilik insani alan önceliğimiz olmalı. Endişe verici rakamları hepimiz duyduk. Afgan halkının üçte biri açlıkla karşı karşıya, neredeyse yarısının acil insani yardıma ihtiyacı var." dedi. Çavuşoğlu, bu durumun alarm veren ekonomik krize işaret ettiğine de dikkati çekerek, "Türkiye, 1920'lerden beri kız çocuklarının eğitimi, kadınların güçlendirilmesi de dahil olmak üzere Afganistan'ın istikrar ve kalkınma çabalarına destek veriyor. Bugün de Türk Kızılay aracılığıyla insani yardımlara devam ediyoruz. Sahadaki durum iyileştikçe bu desteğimizi de sürdüreceğiz." diye konuştu. Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliğinin insani alanda çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Çavuşoğlu, atılacak adımların toplu şekilde atılması gerektiğini söyledi. BM Genel Sekreterinin etkili müdahale çağrısına destek verdiklerini de aktaran Çavuşoğlu, "Bunun ise ön koşulu güvenliktir. İnsani yardım kuruluşları çalışmalarını güven içinde ve ihtiyaç sahibine sorunsuz ulaşacak şekilde yürütebilmelidir. Umarız Afganistan'daki mevcut yönetim de bu konuda üzerine düşen rolü oynar." ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, Kabil Hamit Karzai Uluslararası Havalimanının işlemesinin de yardım çalışmaları için hayati olduğuna değinerek, "6 yıldır yaptığımız gibi, bu konuda tecrübemizi ve uzmanlığımızı Katar'la birlikte sunmaya hazırız." dedi. Gerçekçi ve uzun vadeli bir bakış açısına sahip olmak gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, "Sürdürülebilir bir çözüm için işleyen devlet kurumları gerekir. Yakın zamanda geçici hükümet açıklandı. Taliban, bunun bir geçiş hükümeti olduğunu belirtti. Toplumun tüm kesimlerini temsil eden, gerçekten kapsayıcı bir yapı kurulmasını umuyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Afgan halkına insani yardımın ahlaki bir görev olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Ülkelerimiz ile Afganistan arasındaki mesafe bizi yanıltmamalı. Afganistan'daki bir insani ve güvenlik krizi dünyaya doğrudan etki edecektir. Bu yüzden şimdi birlikte hareket etmeliyiz." diye konuştu.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 48 49