26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti kararlılıkla sürüyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 652'nci gününde sürüyor. Anne Güzide Demir, 4 yıl önce 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Aziz için oturma eyleminde yer aldığını, yaklaşık iki yıldır çocukları için eylemde olduklarını ve evlatları gelinceye kadar oturma eylemini sürdüreceklerini söyledi. Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'nin sorumlu olduğunu aktaran Demir, "Oğlum Aziz, neredeysen çık gel. Seni çok özledim. Hastayım oğlum, ölmeden seni göreyim. Yüzüne hasret kaldım. Gel, ağabeylerin, kardeşlerin seni bekliyor. Evladımı kandırdılar. Çocuğumu HDP'den istiyorum." diye konuştu. Kütahya'dan gelerek kızı Fadime için evlat nöbeti tutan anne Hatice Levent de eylemi kararlılıkla sürdürdüklerini belirtti. Evlatları için sonuna kadar eyleme devam edeceklerini dile getiren Levent, şunları kaydetti: "Çocuklarımızın üstünden elinizi çekin. HDP ve PKK denilen lanetler çocuklarımızı dağlara, mağaralara götürdünüz. Ne istiyorsunuz bizim yavrularımızdan? Çocuklarımızı bırakın. Bize dünyayı verseniz bizim gözümüzde değeri yok. Sadece çocuklarımızı istiyoruz. Evlatlarımız o mağaralardan çıksın. Çocuklarımızın elleri kalem tutuyordu. Kalemleri attırıp silah verdiniz. O silahları yerin dibine gömün Fadimem. Ne olur bana gel. Dizimin dibi senin yerin. Senin oralarda işin yok."

2 yıl önce

Diyarbakır annelerinin evlat eylemi kararlılıkla devam ediyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 680'inci gününde sürüyor. Kızına kavuşana kadar eylemi sürdüreceğini ifade eden Arslan, "HDP'liler kızımı kandırarak götürdü. Evladımı versinler. Evladımı HDP'den istiyorum. Çocuğumdan vazgeçmeyeceğim. Evladımı nasıl kopardılarsa öyle de versinler." dedi. Kızına seslenen Arslan, "Beni görüyor ve duyuyorsan güvenlik güçlerine teslim ol. Kapım sana sonuna kadar açık. Artık yeter bu hasret bitsin. 7 yıldır hasretini çekiyorum." ifadelerini kullandı. Hakkari'nin Çukurca ilçesinden 8 yıl önce 15 yaşında dağa kaçırılan kızı Kadriye için eylem yapan Nazmi Türan ise kızından bugüne kadar hiç haber alamadığını belirtti. "Eylemimizde kararlıyız. Evladımı HDP'den istiyorum. Çocuğumu geri getirsinler." diyen Türan, kızına güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Her ne kadar bizlerin burada sergilediği birlik, beraberlik, kardeşlik iklimi Amerika'da birilerini rahatsız etmiş olsa da, biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz."

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47’nci yıldönümü törenlerine katılmak üzere bugün Lefkoşa’ya gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, KKTC Meclisi’nde vereceği ‘müjde’ merakla bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, merakla beklenen konuşmasında müjdeyi açıkladı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bugün bizim için çok ama çok anlamlı bir gün. Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47'nci yıl dönümünde KKTC'de bulunmanın bahtiyarlığı içindeyim.  Bugün Türkiye ile KKTC arasındaki, gücünü şehitlerimizin kanlarından alan ebedi ve ezeli kardeşliğimizi tüm dünyaya isteseler de istemeseler de bir kez daha ilan ediyoruz. Yine bu ziyaret vesilesiyle ülkelerimiz için son derece önemli bazı müjdelerimizi kamuoyu ve dünya ile paylaşma fırsatı bulacağım.  Cumhuriyet Meclisi, Kıbrıs Türk'ünün azmini, iradesini ifade eden bir kurumdur. Cumhuriyet Meclisi, Kıbrıs davasına güç katmıştır. Kuruluşundan bugüne Kıbrıs davasını savunan tüm Meclis üyelerine buradan bir kez daha şükranlarımı ifade ediyorum. BUGÜNLERE BİRİLERİNİN İHSANIYLA DEĞİL BEDEL ÖDEYEREK GELDİK Kıbrıs davası gelecekte de sizlerin omuzlarında yükselmeye devam edecektir. Bu dava öksüz, garip, sahipsiz değildir. Kıbrıs davası büyük bir davadır. Bu dava, tarihiyle büyük, vicdanıyla büyük, mücadelesiyle büyük, 1974'te yazdığı kahramanlık destanıyla büyük bir milletin davasıdır. Kıbrıs davasının sahibi, yavru vatanıyla, anavatanıyla, büyük Türk milletinin tamamıdır. Bu davanın sahibi şehitlerimiz, gazilerimizdir. Bu dava için 1974'te ülkemizin dört bir yanından 498 Mehmedimizi şehit verdik. Kıbrıs Türk halkı 170 evladını kara toprağın bağrına emanet etti. Türkiye nasıl dünyanın en büyük şehitliği ise KKTC de her karışında bir kahraman yatan şehitler yurdudur. Biz burada özgürce nefes alabiliyorsak bunda en büyük pay bu toprakları şehitler yurdu yapan kahramanlara aittir. Bugünlere birilerinin ihsanıyla, lütfuyla değil bedel ödeyerek geldik. Bu topraklarda elde ettiğimiz her başarıyı çein mücadelelerin sonucunda adeta söke söke kazandık.  KARŞILARINDA KIBRIS TÜRK HALKININ ÇELİKTEN İRADESİNİ BULDULAR Haksızlık karşısında sessiz kalanlardan olmadık. Hukuksuzluklara eyvallah edenlerden olmadık. Başkalarına değil kendi bileğimizin gücüne güvendik. Sırtlarını dayadıkları güçlere güvenerek Kıbrıs Türkü'nü yok edeceklerini sananlar, karşılarında Kıbrıs Türk halkının çelikten iradesini buldular. BİZLERİN BURADA SERGİLEDİĞİ KARDEŞLİK AMERİKA'DA BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETMİŞ OLSA DA... Kıbrıs davasının sancaktarlığını yapan tüm kurumların dayanışmasını güçlü tutması çok önemlidir. Kıbrıs davasını içerden çökertmek için yapılan hamleler de Kıbrıs Türk'ünün feraseti ile boşa çıkmıştır. Birlik ve beraberliğimizi hedef alan belli çevrelerin kardeşliğimize fitne mayası çalmasına müsaade etmeyeceğiz. Kimi gafillerin zehirli ayrılık oklarını Kıbrıs Türk halkının kalbine saplamasına fırsat vermeyeceğiz. Yaptığınız her çalışmada yanınızda olacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Her ne kadar bizlerin burada sergilediği birlik, beraberlik, kardeşlik iklimi Amerika'da birilerini rahatsız etmiş olsa da, biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz. Artık sıkıntı olmayacak derken Amerika'da birileriyle ortak mahfiller oluşturmak suretiyle yeniden ortalığı karıştırmayı çalışanları iyi biliyoruz. Yarınki konuşmamda da bunlara değineceğim. Adada kimin işgalci zihniyeti temsil ettiğini gayet iyi biliyoruz.  BİR 50 YIL DAHA KAYBETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakereler bir sonuca ulaşamadı. Konuşulmadık konu kalmadı. Artık bizim bunlara inanmamız, bir 50 yıl daha kaybetmemiz mümkün değildir. Rum tarafının kendilerini adanın tek sahibi olarak görmeleri çözümsüzlüğü getirdi.  Adada iki ayrı devlet, iki ayrı halk var. Uluslararası toplum da bu gerçeği er ya da geç kabul edecek. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Cenevre'de sunulan öneriye desteğimiz tamdır. Taviz vermeyiz, veremeyiz. Kıbrıs Türk'ünün önünde kurulmaya çalışılan tuzakları hep birlikte bozacağız. Aydınlık geleceğimizi de birlikte inşa edeceğiz. Rum tarafı Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türk halkının müktesep haklarını yok saymayı ısrarla sürdürüyor. Doğu Akdeniz'deki işbirliği alanlarını ele almak üzere AB'ye bölgesel bir konferans düzenlenmesini önerdim. Yapıcı teklifimize henüz yanıt alamadık. Bizim kimsenin toprağında, hakkında gözümüz yoktur. Niyetimiz gerginlik değil. Rum tarafının Kıbrıs Türk'ünün hakknı yok sayarak atacağı her adımın karşısında olduğumuzun altını çiziyorum.  MÜJDEMİ VERMEK İSTİYORUM Sizlere bir kaç gündür gündemde olan müjdemi vermek istiyorum. KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın ne doğru düzgün Cumhurbaşkanlığı binası veyahut da doğru düzgün parlamento binası var. Bunu KKTC'ye yakıştırmıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki bina malum İngilizlere ait bir gecekondu. KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili adımın proje çalışmaları bitti ve inşasına da inşallah yakında başlıyoruz. Nerede başlıyoruz? Metehan bölgesinde TSK ile görüşerek 500 dönüm araziyi bu iş için tahsis ettik. Bu arazide külliyeleri yapacağız. Bir de muhteşem bir millet bahçesini orada yapalım, gerçekleştirelim. Devlet olmanın işte ifadesi budur. Bu projeyi hayata geçirerek, nasıl bir Kuzey Kıbrıs devleti varmış birilerinin görmesi lazım. Mimarımız güzel bir çalışma ile projeyi ortaya çıkardı. Bizzat ben de takip ettim. Ardından hemen işin statiklerine ve inşaatına gireceğiz. Fazla zamanımız yok. KKTC'nin ilan edildiği bu tarihi binanın da müze haline getirilerek yeni nesillere bırakılmasının isabetli olacağını düşünüyorum.

2 yıl önce

Diyarbakır anneleri evlat nöbetini kararlılıkla sürdürüyor

Diyarbakır anneleri, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmak için HDP İl Başkanlığı binası önündeki oturma eylemini kararlılıkla sürdürüyor. Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 712. gününde devam ediyor. Oğlu Aziz için eylem yapan Güzide Demir, evladının evden çıkıp bir daha geri gelmediğini söyledi. Yaklaşık 6 yıldır çocuğunu görmediğini belirten Demir, "Çocuğumun yüzüne hasret kaldım." dedi. "HDP çocuğumu kandırıp PKK'ya teslim etti." ifadesini kullanan Demir, şöyle konuştu: "Çocuğum yetimdi, yetimden ne istediler? Onları Allah'a havale ediyorum. Oğlumu götürdüler, benden ciğerimi kopardılar. Çocuklarımız gelene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Bir çocuk dağda kalmayana kadar mücadelemize devam edeceğiz." Oğluna seslenen Demir, "Neredeysen eve dön, seni çok özledim. Ölmeden seni bir kere göreyim. Güvenlik güçlerimize teslim ol." ifadelerini kullandı. Anne Aynur Panay da oğlu Emrah için eylem yaptığını belirtti. Oğlunun HDP tarafından kandırılarak PKK'ya teslim edildiğini anlatan Panay, "Oğlumu onlardan istiyorum, evladımı göndersinler. Oğlum gelmeden buradan kalkmayacağım. Anneler ve babalar olarak eylemden vazgeçmeyeceğiz." dedi. Panay, "Oğlum orası senin yerin değil. Gel, güvenlik güçlerimize teslim ol, kaç gel." şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Evlat nöbeti kararlılıkla sürüyor

Diyarbakır'da oğlu Mehmet Akar'ın terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını düşünerek HDP Diyarbakır il binası önünde oturma eylemi başlatan Hacire Akar'ın evladına kavuşması, diğer aileler için de umut oldu. Hacire Akar'ın da çağrısıyla çocuklarını bulmak isteyen aileler, 3 Eylül 2019'da HDP binası önünde oturma eylemine başladı. 233 ailenin 749 gündür sürdürdüğü evlat nöbetinde Hacire Akar ile birlikte çocuklarına kavuşan aile sayısı, 32 oldu. 'BARIŞ, HDP ÖNÜNDEKİ ÇADIRDA' HDP binası önündeki oturma eylemini, 5 yıl önce kaçırılan oğlu Özkan için sürdüren Süleyman Aydın, 3 yıldır HDP'nin kendilerinden kaçtığını söyledi. Aydın, şöyle konuştu: "3'üncü yıla girdik, eylemimiz devam ediyor. HDP de bize açıklama yapamıyor ve bizden kaçıyor. Şimdi de CHP tutturmuş 'Barış sürecinde HDP muhatap alınsın' diye. HDP daha korkudan bizim çocuklarımızı isteyemiyor PKK'dan, barış sürecini nasıl yönetecek? Ellerini vicdanlarına koysunlar, HDP ve CHP gerçekten barışı istiyorlarsa barış, buradadır; HDP'nin kapısının önündeki bu çadırdadır. Gelsinler, çocuklarımızı PKK'dan istesinler. Gerçekten cesaretleri varsa gelip önce bize sahip çıksınlar. Bir çocuk katili muhatap alınır mı? HDP de diyor ki 'Muhatap İmralı'dır'. Böyle bir şey olabilir mi? Yürekleri varsa gelip çocuklarımızı istesinler. Buradaki aileler feryat ediyor, bu feryadımızı duymazlıktan gelip kulaklarını tıkıyorlar. Ey CHP, sen bir gün bize sahip çıkmadın. HDP'nin kapatılacağını biliyorlar, o yüzden HDP'nin oylarının peşine düşmüşler. Biz anne babalar olarak nefretle kınıyoruz CHP'yi. Biz sonuna kadar buradan kalkmayacağız. Eğer oğlum beni duyuyor ya da görüyorsa güvenlik güçlerine teslim olun. Bak, 32 çocuk teslim oldu ve hepsi anne babalarının kucağına gitti. Siz de sesimizi duyuyorsanız korkmayın; gelin, güvenlik güçlerine teslim olun, bu hasretlik bitsin artık. Biz anne ve babalarınız olarak mücadelenizi sonuna kadar vereceğiz."

2 yıl önce

MGK'dan terörle mücadele vurgusu: Terörle her türlü mücadele kararlılıkla sürdürülecektir

Milli Güvenlik Kurulu, toplantısı 3 saat sürdü. Toplantıda terörle mücadele, Suriye, Libya başta olmak üzere bölgesel konular değerlendirildi. Terör örgütlerine taviz verilmeyeceği vurgusu yapıldı. Ayrıntılar birazdan…

2 yıl önce

Türkiye'den Bosna-Hersek'e destekte kararlılık mesajı

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Bosna-Hersek’in iki entitesinden biri olan Sırp Cumhuriyeti Ulusal Meclisinin aldığı kararlar hakkındaki soruya, “Türkiye, Balkanlar'da ve özellikle Bosna-Hersek'te barışın sürdürülmesi ve refahın artırılmasına yönelik çabalarda her zaman en ön saflarda yer almıştır. Sırp Cumhuriyeti Ulusal Meclisi'nin 10 Aralık 2021 tarihindeki özel oturumunda alınan kararlarla ilgili endişeleri Bosna-Hersek’in tüm dostları gibi biz de paylaşıyoruz. Entite Meclisinde alınan söz konusu kararların, anayasal ve hukuki çerçeve ve dolayısıyla Bosna-Hersek vatandaşlarının fazlasıyla hak ettikleri barışçı ve müreffeh gelecek için zararlı olduğunu değerlendiriyoruz. Bu durum aynı zamanda Balkanların ve Avrupa’nın tümünün barış ve istikrarı için de bir sınama teşkil etmektedir” cevabını verdi. Sözcü Bilgiç cevabının devamında, “Bosna-Hersek’in gerçek gündemi olan ekonomik kalkınma yoluna bir an evvel dönmesi için uluslararası toplumla birlikte gayret göstermeye devam edeceğiz. Bu anlayışla, barışa ve refaha zarar verme sorumluluğunu taşıyacak olanları, tek taraflı eylemler yerine, anayasal ve hukuki çerçeveye riayet etmeye ve diyaloğa başvurmaya çağırıyoruz. Türkiye, Bosna-Hersek'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde desteklemeye kararlıdır” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den yüz yüze eğitim açıklaması: Aynı kararlılıkla yüz yüze eğitim sürecek

Bakan Özer’in NTV’deki açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 5 ayı çok başarılı şekilde Yüz Yüze Eğitim kesintiye uğramadan devam edebilme durumumuz oldu. Zor bir süreçti. Hem öğrenciler, hem de öğretmenler açısından. Kurallara uymak ve maskeyle ders dinlemek her iki taraf için de zor bir süreçti. Aynı kararlılıkla ve aynı önlemlerle ikinci yarıya da yarın devam edeceğiz. KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL Şu anda Kovid salgını ile ilgili alınabilecek tüm önlemleri alıyoruz. Bir de öğretmenlerimizin aşılanma oranı çok yüksek. En az bir doz aşı olmuş öğretmen oranımız yüzde 94. Biz aynı önlemlerimize dikkat ederek süreci inşallah başarılı şekilde yöneteceğiz. Artık kapatmak çözüm değil. Tüm dünya okulları açık tutmak için çok ciddi çaba sarf ediyor. 2 haftalık tatil vardı. 2 haftada vakalar azalmadı tam tersine yükseldi. Okullar kapalıydı ama vakalar pik yapmaya devam etti. Neden kapanma denince akla okullar geliyor. İLKBAHAR TATİLİ Bilim Kurulu'nun aldığı kararlara göre rehberlerimizi güncelliyor ve 81 ile gönderiyoruz. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sağlığını önemsiyoruz. 1.5 yıl fedakarlık yapıldı, bundan sonra bilimsel verileri de dikkate alarak süreci yönetiyoruz. 11-15 Nisan arasında bir haftalık ara tatilimiz var. 11 Nisan'a kadar süreci başarılı şekilde yöneteceğiz. Okullarda biz bu önlemleri alırken eğer okul dışı sosyalleşme ortamlarında bu önlemlere hassasiyet göstermezlerse vaka sayısı okullara yansır. Bir vaka olursa öğrenci ve öğretmende sadece o kişi karantinaya alınıyor. Okullarda hızlı antijen kitini de devreye sokmak istiyoruz. ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU Kanuni düzenleme talebi 1960'lı yıllara gidiyor. 7. Milli Eğitim Şurası'ndan itibaren böyle bir kanunun hazırlanmasıyla ilgili sürekli gündemde tutulmayla ilgili bir 60 yıllık süreç var. Biz bu süreçleri yönetirken 60 yıllık deneyimden yararlandık. Şuralar, 26 bölgede tüm STK'ların, öğretmenlerin herkesin katılımıyla şeffaf bir süreçle ilerledi. Ankara'da herkese açık 1-3 Aralık'ta bir Milli Eğitim Şurası yapıldı.  Süreçlerle ilgili, haklarla ilgili bir ayrım yok. 3+1 kalmak koşuluyla öğretmenlerimize ilave haklar getirdik. Birinci gündemimiz yasanın uygulanmasıyla belirsizliği ortadan kaldıracak yönetmelik çalışması. Bunu tamamladık. Tüm paydaşların görüşünü alarak hazırladığımız yönetmeliğe son şeklini vereceğiz. Önemli olan mümkün olduğu kadar asgari müşterekte bir araya gelinerek yapılan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun olmasıdır. Kanun, öğretmenleri bölen, parçalayan bir kanun değildir. Mesleki gelişimlerini değerlendiren ve ödüllendiren bir kanundur. Mevcut öğretmenlerin hiçbir hak kaybı olmadığı gibi özlük haklarında iyileştirmelerin olduğu düzenleme mevcut. ADAYLIK DEĞERLENDİRME KOMİSYONU Adaylık için minimum bir, maksimum 2 yıllık süre öngörülüyor. Öğretmenlerimize son atadığımız 15 bin öğretmen hariç, bundan sonraki atamalarda öğretmenlerimiz okullarına gidecekler ama hemen dersten sorumlu olmayacaklar. 240 saatlik bir oryantasyon alacaklar. Sınıf içi, okul dışı uygulamalar öngörüyoruz.  Öngördüğümüz şeyi bir sene içinde tamamladıkları zaman danışman öğretmen, okul müdüründen oluşan bir komisyon olacak. Öğretmen 240 saat eğitimi tamamlamış mı, evraklar tamam mı, tamamsa kadroya geçecek. Bir senenin sonunda bakılacak. Eğer mazereti varsa 2 yıla çıkacak.  UZMAN VE BAŞÖĞRETMENLİK SINAVLARI Sınav kaldırılsın diye bir talep oldu. Öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerini sürekli desteklemek istiyoruz. Öğretmenlerin lisans üstü eğitime yönelimlerini teşvik etmek. Uzman öğretmenlikte 10 yılı tamamlamış öğretmenleri en az 180 saati kapsayan bir eğitim öngörüyoruz. Sonra bir sınav olacak. Yazılı sınav. Bunu MEB yapacak. 180 saatlik eğitimin dışında herhangi bir şey sorulmayacak. Öğretmenimiz lisans üstünü tamamlamışsa uzman öğretmenlikteki sınavdan muaf olacak. Eğitim ve sınav süreçleri başlayacak. Şu anda 500 bin öğretmenimiz uzman öğretmen olabilme hakkına sahiptir. Şu anda eğitim sistemimiz içinde 78 bin tane uzman öğretmen var. 88 tane de başöğretmen var. 10 yılını dolduranlar master yapma durumuna göre 500 bin öğretmenimiz bu süreçten başarılı şekilde geçerse uzman öğretmen olacak.  Öğretmenler arasında hiyerarşi kurmuyoruz. Uzman öğretmen normal öğretmenden daha değerlidir değil, kendi içinde bir kariyer değerlendirmesi. Ders ücretlerinde falan değişiklik yok, özlük haklarında değişiklik var.  ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİ Uzman ve başöğretmenlik, gerekse kadrolu öğretmenler, sözleşmeli öğretmenler, özel kurumlardaki öğretmenleri de kapsıyor. Tüm öğretmenlerimiz sınavlara girebilir ve sertifikasını alabilir.  ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER Ücretli öğretmen diye bir tanımlama yok. Öğretmenimizin hastalanması durumunda derslerin boş geçmemesi için derse giren insandır.  ÖĞRETMEN ATAMALARI Mutlaka öğretmen atamaları yapılacak. Eğitim sistemimiz çok büyüdü. 1.2 milyon öğretmenin olduğu bir sistem var. Vatandaşın olduğu her mahalleye yatırım yapılmış. Hükümetlerimiz son 19 yılda eğitime en fazla bütçe ayıran hükümetlerdir. İhtiyaç olması durumunda 2022'de de öğretmen atamasına devam edilecek. LGS'DE DEĞİŞİKLİK YOK LGS'de hiçbir değişiklik yok. Sınav tarihini açıklamıştık zaten. LGS'ye girecek öğrencilerimizi örnek sorularla destek vermeye devam edeceğiz, herhangi bir sürpriz yok. YAZ TATİLİ İÇİN TELAFİ PROGRAMI VAR MI? Okulları açık tutuyoruz, son 1.5 yılın oluşturduğu öğrenme kayıpları ile ilgili telafi mekanizmaları oluşturuyoruz.  İlk defa destekleme ve yetiştirme kurslarına yönelik olarak kazanım değerlendirme testleri uyguladık. Yardımcı kaynaklarla ilgili ciddi bir şekilde öğretmen ve öğrencilerimizin yanında yer almaya devam ediyoruz. 

1 2 3 4