03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

İzmir'de İHA'lı operasyonda 226 kaçak göçmen ile 10 organizatör yakalandı

İzmir İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığı ekipleri, Foça ilçesindeki koydan çok sayıda kaçak göçmenin İtalya'ya kaçırılacağı bilgisi üzerine harekete geçti. Foça açıklarında göçmenlerin bulunduğu 'Ater Ego' isimli tekne, İHA ile tespit edildi. Foça Fransız Tatil Köyü'nün bulunduğu koydan saat 03.00 sıralarında denize açıldığı belirlenen teknenin bulunduğu bölgeye Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri sevk edildi. Teknede 31'i kadın ve çocuk olmak üzere toplam 197 kaçak göçmen ve onları İtalya'ya götürmeyi planlayan 4 organizatör yakalandı. Kaçak göçmenler ile 4 organizatör, sabah saatlerinde Foça Balıkçı Barınağı'na getirildi. Jandarma, organizatörlerden 6'sının karada olduğunu ve teknenin hareketini buradan takip ettiklerini tespit etti. Yapılan İHA'lı takip sonucu kaçmaya çalışan 6 şüpheli, jandarma ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı. GÖÇMENLERİ BEKLEMEDEN HAREKET ETMİŞLER 197 göçmen ile 10 organizatörün yakalandığı operasyonla ilgili yeni detaylar da ortaya çıktı. Organizatörlerin, takip edildiklerini anlayınca 29 göçmeni beklemeden hareket ettikleri öğrenildi. Foça'ya 5 kilometre mesafe kala jandarma ekipleri tarafından durdurulan araçta ise 29 göçmen daha yakalandı. Böylece yakalanan toplam göçmen sayısı 226'ya yükseldi bildirildi. 10 organizatör ile 226 göçmenin işlemleri devam ediyor.

2 yıl önce

Geri itilen göçmen vahşetinin baş rolünde bu kez Bulgaristan var! 4 kaçak göçmeni darp ettiler…

Edirne’de minibüsle polis aracına çarpınca yakalanan 4 kaçak göçmen, yasa dışı yollardan geçtikleri Bulgaristan’da darp edildikten sonra para, cep telefonları ve ayakkabıları alınarak Türkiye’ye geri itildiklerini söyledi. Göçmenlerin iddiası akıllara, geçtiğimiz günlerde Yunanistan-Türkiye sınırında donarak ölen kaçak göçmenleri getirdi. AYAKKABI VE PARALARINI ALDILAR Edirne’den yasa dışı yollardan Bulgaristan’a geçen Suriye uyruklu 3, Cezayir uyruklu 1 kaçak göçmen, Bulgar polisine yakalandı. Bulgar polisi, iddiaya göre, darp ettiği göçmenlerin ayakkabı, paraları ve üzerlerindeki cep telefonlarını alarak Edirne’ye geri itti. Bulgaristan’a açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı yakınlarına gelen göçmenler, burada henüz ismini bilmedikleri bir kapalı kasa minibüsün Türk sürücüsü ile Edirne kent merkezine götürülmeleri için anlaştı. Göçmenler, 39 MA 0028 plakalı minibüsle Edirne’ye hareket etti. Lalapaşa ilçesi yakınlarında uygulama noktasında jandarma ekipleri durumundan şüphelendikleri minibüse ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan sürücü kaçarken, jandarma ekipleri de takibe başladı. Bu sırada aracın kaçtığının anons edilmesi üzerine polis ekipleri de takibe başladı. SORUŞTURMA BAŞLATILDI Minibüsün sürücüsü yolda yakalanacağını anlayınca araçtan atlayıp tarlalara doğru kaçtı. Bu kez direksiyona Cezayirli Muhammed Bilgelfe geçti ve kaçışı sürdürdü. Yaşanan takip sırasında minibüs, önünü kesen polis aracına çarparak durdu. Araçta bulunan 3 Suriyeli kaçak göçmen ile Cezayirli Muhammed Bilgelfe ve sonradan minibüse dinlenme istasyonunda otostop yaparak bindiğini söyleyen Türk uyruklu Sinan G., gözaltına alındı. Sinan G. hakkında da göçmen kaçakçılığı ticaretiyle bağlantısı ihtimaliyle soruşturma başlatıldı. Jandarma ve polis ekipleri, kaçak göçmenlere ayaklarının üşümemesi için aldıkları çorapları giydirdi. Göçmenler, kaçak olarak geçtikleri Bulgaristan’da yakalandıklarını ve kendilerini polislerin darbettiğini anlattı. Üzerlerindeki para, cep telefonu ve ayakkabılarını Bulgar polislerin aldığını söyleyen göçmenler, zorla Türkiye’ye geri gönderildiklerini söyledi. Bu arada Türk sürücünün inip kaçmasından sonra minibüsü kullanan Cezayirli göçmen Muhammed Bilgelfe’nin yapılan kontrolünde 1.90 promil alkollü olduğu belirlendi ve göçmen kaçakçılığından poliste kaydı bulunduğu ortaya çıktı. Kaçak göçmenlere aralarında ‘Alkollü araç kullanmak, ‘dur ihtarından kaçmak’ suçlarının da bulunduğu çeşitli suçlardan toplam 14 bin 400 lira para cezası uygulanıp, gözaltına alındı.

2 yıl önce

Akaryakıt kaçakçılarına suçüstü

İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri E.K. ve S.B.'nin İstanbul genelinde bulunan TIR parklarına tanker vasıtasıyla kaçak akaryakıt getirerek piyasaya sürdüğü bilgisini aldı. Yapılan fiziki takip sonucunda TIR parklarına kaçak akaryakıtı taşıyan tankerlerin, Kartal'da bulunan bir gemi söküm sahasına sık sık giriş çıkış yaptığı belirlendi. GEMİLERDEN TEKNELERE, TEKNELERDEN TANKERLERE Araştırmalarını bu bölgede yoğunlaştıran jandarma ekipleri kaçak akaryakıtın açıkta bulunan gemilerden küçük teknelere aktarıldığını, gemi söküm sahasına gelen teknelerden de tankerlere yüklenerek piyasaya sürüldüğünü tespit etti. TOPLAM 55 BİN LİTRE KAÇAK AKARYAKIT ELE GEÇİRİLDİ Operasyon için düğmeye basan jandarma ekipleri; gemilerde depoladıkları kaçak akaryakıtı, pompa ve borular vasıtasıyla tanker ve plastik tanklara yükleyen E.K. ve S.B.'yi suçüstü yakaladı. Gemi söküm sahasında yapılan aramalarda 30 bin litre kaçak motorin ile 25 bin litre fuel-oil olmak üzere toplam 55 bin litre kaçak akaryakıt ele geçirildi. Şüpheliler, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Muhalefet suçu kapsamında adliyeye sevk edilirken, olayla bağlantısı olduğu değerlendirilen diğer şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.

2 yıl önce

Kırklareli’nde 11 kaçak göçmen yakalandı

Kırklareli’nde 11 kaçak göçmen yakalandı. Alınan bilgiye göre, Bulgaristan’a ulaşımın sağlandığı Dereköy Sınır Kapısı ile Kofçaz ilçesinde kaçak göçmen olduğu bilgisine ulaşan jandarma ekipleri çalışma başlattı. Ekiplerin bölgede yaptığı araştırmada 11 Suriye ve Fas uyruklu kaçak göçmen yakalandı. Jandarmada işlemleri tamamlanan kaçak göçmenler, Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi’ne teslim edildi.

2 yıl önce

TIR şoförleri: Kaçak göçmenler yüzünden 5 bin avro ceza ödüyoruz

Türkiye'nin Avrupa ülkelerine ihraç yükünü taşıyan TIR'lar, Edirne'den Bulgaristan'a açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda zaman zaman 20 kilometreyi aşan kuyruklarda, Kapıkule Sınır Kapısı'nda ise TIR parklarında günlerce bekliyor. TIR sürücüleri, özellikle Bulgaristan ve Sırbistan'da keyfi trafik cezaları ile araçlarının brandalarını kesip gizlice binen kaçak göçmenler nedeniyle, çok zor durumda kaldıklarını dile getirdi. Bulgaristan'da kendisinden rüşvet istenilen, vermeyince tokat atılan TIR şoförü Muhsin Kazan, Sofya Emniyet Müdürlüğü'ne ifade vermek için Kapıkule Sınır Kapısı'na geldi. Çıkış için sıra bekleyen TIR şoförü Muhsin Kazan'a Kapıkule'den Transport Dünyası Uluslararası ŞoförleriDerneği destek verdi. Dernek Başkanı Hakan Yücel, TIR sürücülerinin yaşadığı sorunları dikkat çekti. Yücel, Türk TIR şoförlerinin Bulgaristan'da rüşvetin yanı sıra yol ücretlendirme sistemi olan 'BGtoll' ile 383 avro cezaya maruz kaldıklarını söyledi. Türk TIR şoförlerinin araçlarına gizlice binen göçmenler nedeniyle de Hırvatistan'ın Bajakovo Sınır Kapısı'nda 5 bin avro ceza ödemek zorunda kaldığını söyleyen Yücel, sorunların çözümü için yetkililerden yardım istedi. Transport Dünyası Uluslararası Şoförleri Derneği Başkanı Hakan Yücel, Muhsin Kazan'ın tokatlanmasının ardından Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök'e olayı intikal ettirdiklerini belirterek, "Olayın takibinde bize avukat listesi gönderdiler. Avukat listesiyle beraber davamızı açacağız ve manevi tazminat davası açılacak. Bu konu hakkında son olsun. Pasaportumuzun yerlere atılması, insanlarımızın tokatlanması, Türk'e vurulmuş bir utançtır. Bu utancı biz, bu dava karşılığında geri almak için var gücümüzle sonuna kadar takip edeceğiz" dedi. 'BİZ DE AĞIR İŞÇİ OLMAK İSTİYORUZ' Türk şoförlerinin Kazan'ın yaşadığı darp sorunu gibi birçok sorunla karşı karşıya kaldığını söyleyen Yücel, "Herhangi bir transport polisi çevirir, rüşvet veririz. Hangara almakla tehdit eder ve senden rüşvet alır. Ya rüşvet vereceksin ya da araçtaki yükler inecek. 'BGtoll' dediğimiz, bir yol ücretlendirmesi birimi var. Bu kurumda, kameranın bir tanesi bir aracı okumadığı zaman 383 avro, kartla çekimde 406 avro şoförlere yansıtılan ceza var. Şoför ne kazanıyor ? Bir servisin harcırahını orada bıraktığı zaman, taşıma şoförü zor durumda. Bu zor durumun da sonun başlangıcı olmasını istemiyoruz. Devlet büyüklerimizden ricada bulunuyoruz. Biz de ağır işçi olmak istiyoruz" dedi. BULGAR POLİSİN TOKATLADIĞI ŞOFÖR İFADE VERMEYE GİTTİ TIR şoförü Muhsin Kazan'ın Bulgar polisi tarafından tokatlandığı anların DHA tarafından haber yapılmasının ardından Bulgaristan Sofya Bölge Savcılığı, basında yer alan haber, görüntüler ve polisin rüşvet isteyip, bedensel zarar verdiği gerekçesiyle polis memuru hakkında soruşturma başlattı.Savcılık, İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Müdürlüğü'ne, genel nitelikteki suçların olası bileşimi hakkında veri oluşturmak için bir inceleme yapması talimatını verdi. Talimat üzerine Sofya Emniyet Müdürlüğü tokat atan ve yanında bulunan polis memurunu görevden uzaklaştırıp açığa aldı ve hakkında soruşturma başlattı. Kazan, Almanya'ya tekstil ürünü götürmek için yeniden yola çıkarken, davet edildiği Sofya Emniyet Müdürlüğü'ne gidip ifade verecek. Sofya Emniyet Müdürlüğü'nden tercüman aracılığıyla telefon edildiğini belirten Kazan, "Görüşmek istediklerini, polislerin açığa alındığını, işlerine son verildiğini, emeklilik tazminatları ve hiçbir şeylerini alamayacaklarına dair açıklama yaptılar. Ben de arkamda Sofya Büyükelçiliği'nin olduğunu, onların nezaretinde geleceğimi söyledim. Emniyette ilk önce bizim yollarda çektiğimiz çilelerden bahsedeceğim. Ondan sonra polisin önce bana ceza yazmak istediğini, sonra cezadan vazgeçip rüşvet istediğini ama arabamda kamera olduğunu ve video çektiğini söyleyeceğim. Bana haksız yere dayak atıldığını, gururumun incindiğini, dünyaya rezil olduğumu dile getireceğim. Hakkımı da sonuna kadar arayacağım" diye konuştu. 'MİNİBÜSLERLE GÖÇMEN TAŞIYORLAR' TIR şoförü Hüsnü Demirezer ise Edirne'nin Bulgaristan'a açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı'na minibüs ile kaçak göçmen taşındığını iddia etti. Demirezer, göçmen korkusu ile şoförlerin uyuyamaz hale geldiğini belirtirterek, "Otoban üzerinde insanlar minibüslerle kaçak göçmen taşıyorlar. TIR'ların olduğu bölgeye geliyorlar, orada dağılıyorlar. Kimlerin arabasına binip, kimin başını yakacaklar? Hamzabeyli bölgesinde minibüslerle insan taşıyorlar. Biz korkumuzdan arabamızda uyku uyuyamıyoruz, sabaha kadar nöbet tutuyoruz. Çözüm bulunmasını istiyoruz" diye konuştu.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Bizim adayımız bellidir, kaçak güreşmeyin siz de ilan edin adayınızı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyorum. Küresel ve bölgesel gelişmelerin seyrine baktığımızda güçlü bir devlete, köklü bir millet geleneğine sahip olmanın ne kadar önemli olduğu daha iyi görülecektir. Hayatın ve siyasetin olağan akışı içinde sorunlar hiçbir zaman eksik olmayacaktır. Asıl marifet dönem dönem yeşeren sorunlara teslim olmak değil, onları çözecek irade maharetini sergileyebilmektir. Meselenin can alıcı noktası çözümün bir parçası olabilmektir. Aziz Atatürk 1937 yılındaki bir demecinde 'Ben 1919 yılı Mayıs'ında Samsun'a çıktığımda elimde hiçbir maddi güç yoktu. Yalnız yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. Ben bu kuvvete güvenerek işe başladım' diyor. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın felaketler ve yokluklar içinde nasıl bir mücadele gösterdiğini detaylarıyla anlatmıştı. Ceplerindeki para 20 yumurta, 1 okka peynir, 10 ekmek almaya güç bela yetmişti. Aldıkları para da borçtu. Bindikleri eski püskü 3 araba vardı. Paraları yoktu, yiyecekleri yoktu, elde yok, avuçta yoktu ancak muazzam bir inançları vardı, taviz vermeyen bir istiklal iradeleri vardı. Esir yaşamaktansa şehadeti göze almış sarsılmaz bir duruşları vardı. Türkiye böylesi bir mücadeleyle taçlandı. "GERÇEKLERİ KÜSTAHÇA ÇARPITIYORLAR" Vatan namustur, namusun fiyatı ve ekonomik değeri ise asla olamayacaktır. Maddi imkansızlıklar içinde kıvranan, düşmanın karşısında imanıyla etten duvar ören askerin ihtiyaçları için Türk milleti seferber olmuştu. Türk milleti bütün maddi ve manevi varlığını vatanı için ortaya koymuştu. Milletten alınan ne varsa cumhuriyetin kuruluşundan sonra hak sahiplerine iade edilmişti. Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde 'Atatürk'ü anlamak' konulu ders verdiği medyaya yansımıştı. Bilmediği ve tanımadığı bir kişiyi anlatmaya çalışmak sadece cahillere özgü bir tutumdur. Bugünkü CHP'nin neresi Atatürk'ün CHP'sine benzemektedir? Atatürk inanmış bir Türk milliyetçisidir, Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı kalpsiz ve kapasitesizdir. İradeleri yalçın kayalıkların ardına hapsedilmiş. Bunların aralarında hiçbir fark yoktur. Dünyayı okuyamazlar, çağın gelişmelerini anlayamazlar. Türkiye'nin nereden nereye geldiğini fark edemedikleri için gerçekleri küstahça çarpıtırlar. EKONOMİDEKİ GELİŞMELER Merhum şehidimiz haksızlığa uğramıştı, maalesef bir komploya kurban gitti. Borcu vardı sızlanmadı, yalnızca görevini yaptı. Türk milleti yeri geldi vefasını gösterdi. 27 Temmuz 1922'de şehit Mehmet Kemal Bey'in eşi ve oğluna aylık bağladılar. Haksızlıklar elbet bir gün telafi edilir, ekonomik sıkıntı varsa elbirliğiyle yaparız, hepsini aşarız. Mağduriyet yaşayan varsa devlet dayanışmasıyla hak ettiği sosyal seviyelere mutlaka çıkarırız. Sabırla, metanetle, geleceğimizin çok daha iyi olacağını bilmek ve buna inanmak zorundayız. Akıntıya karşı kürek çekemeyiz. Mesela az yedik, çok yedik meselesi değildir. Bugün yoksa yarın olacaktır, bugün eksikse yarın tamamlanacaktır. Yeter ki Türk milleti ebediyete kadar yaşasın, dursun. Hayat pahalılığı gelip geçicidir. Müslüman'a karamsarlık haramdır. Türkiye'nin zora girmesini siyasal rant olarak görenler, tek kelimeyle kifayetsizdir. Biz bir tas hoşaf, kuru bir ekmek yiyerek Çanakkale'de direnmiş bir milletiz. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı neyden bahsediyor? Rüyalarının kabusla biteceğini görmeleri mukadderdir. Cumhur İttifakı kalp sefası arayan aziz milletimiz için parlak bir deniz feneridir. Türkiye has bahçemizdir, mıymıntı bir muhalefet olan zillet ittifakı katılaşmış vicdandır, sefalete düşmüş siyasettir. Zamlardan şikayet edip sonra da İstanbul'da ulaşıma yüzde 40 zam yapanlar zillettedir. ADAYLIK TARTIŞMASI Henüz bunlara ajansları icazet vermemiştir. Henüz küresel efendileri bir aday işaret etmemiştir. Bizim adayımız bellidir, peki sizin çürük adayınız ne zaman ortaya çıkacaktır, neyi bekliyorsunuz? Haydi gösterin adayınızı, aciz bir ittifakın Türkiye'yi yönetmesinden bahsetmek mümkün müdür? Bu kadar ayak oyununa, polemiğe ne gerek vardır? Korkmayın, kaçak güreşmeyin, ilan edin adayınızı da boyunuzun ölçüsünü görelim. Devlet memurlarının kapısına dayanan Kılıçdaroğlu ise etap etap Türkiye'nin sabrını test eden zırvadır, zillettir. Türkiye zillete düşmeyecektir. Güvence Cumhur İttifakı'dır. İçinde bulunduğumuz zor günler yakında geride kalacaktır. Suriye'den Ukrayna'ya gördüğümüz gerçekler bu ihtiyacın ne denli mühim olduğunu teyit etmiştir. Devlet, milletiyle güçlüdür. Devlet yoksa barış yoktur, ekonomi yoktur, bağımsızlık yoktur. Bizim yönetim felsefemizin özü devletle millet kaderinin bir ve aynı olmasıdır. "SİYASİ GARABETLET" Geleceği konuşmaktan korkanların geriye takılıp kalmaları bu yüzdendir. Benim onlara da bir tavsiyem olacaktır; gözlerini ufkuna çevirmeseler bile gafil yönetimler elinde zayıflamış milli kimliğin, tahrip olmuş esenliğin, düşülmüş tuzaklarla çözülen millet birliğinin, yabancılaşmayla bozulan değerlerin ve kaybedilen özgüvenin bir büyük milleti nasıl mahkum ettiğini görebilmeleridir. Türkiye ve Türk milleti tarihin en kritik dönemlerinden birisiyle yüz yüzedir. Zillet ittifakının yanlışı da buradadır. Risk ve tehditleri doğru okuyamayan siyasi garabetlerdir. Kuşatılan Türkiye, sarsılan devlet, yozlaşan ahlak, hançerlenen vatan, kaybolan nesiller, çözülen doku maalesef CHP'sinden İP'ine HDP'sinden diğer marjinal partilere kadar hepsinin ortak gayesidir. Önümüzde zorlu bir dönem vardır. Olup biteni seyretmenin, geleceğin analizini yapmadan mevcutla meşgul olmanın kimseye ve Türkiyemize bir katkısı olmayacaktır. Biz hedefleri büyük, hevesleri küçük bir ülke olarak kalamayız. 2023 yılında Cumhur İttifakı'nın kesin zaferinden başka hiçbir siyasi sonuç bizim susuzluğumuzu gideremez. Bizi bilenler bilir, bizi tanıyanlar tanır, biz kendimiz için hiçbir şey aramayız, istemeyiz. Gözlerimiz sonsuzluğa kilitlenirken önümüze çıkan çukurlara düşemeyiz. Heyecanları tükenenlerin, bu hedefi sorgulayacaklarının da farkındayız ancak unutmayalım ki 13 asır önce yola çıkan mesajlar bizi milletler mücadelesinde var edebiliyorsa, bugün söyleyeceklerimiz de neden 13 asır daha taşımasın. Çağlayarak ilerleyen bu yolculuğunda önüne çekilmiş engelleri gün gün aşarak kendi mecrasında büyüyerek akmaya devam edecektir. Mutlaka başarmalıdır, bizim doğru yerde, doğru zamanda ve doğru insanlarla buluşmaktan kastımız da budur. Biz dersimizi tarihten aldık, önümüze tarihi kılavuz olarak koyduk. Partimiz günlük siyasete hiç alet olmamıştır. Popülist siyasetin kirliliğinden hep uzak kalmaya çalışmıştır. Zor, zahmetli bir mücadelenin, sağlam bir karakterin sonucu olacaktır. Bu milliyetçi, ülkücü olmanın kaçınılmaz bir bedelidir. Ancak ve ancak bu bedeli göz önüne alanlar bu yolculuğa çıkabilirler. Sorunlardan ve sıkıntılardan ürkmemek, tuzaklardan ve karanlıklardan uzak durmak lazımdır. Herkes milliyetçi olabilir, hatta olmalıdır. Hepsine saygı duyarız ancak milliyetçiliği hayatın her alanında uygulanabilir bir siyaset olarak benimseyen tek parti MHP'dir. Ülkücüyüm diyen kim varsa ana çatısı MHP'dir. MHP artık bölge ülkelerindeki soydaşlarımızı küresel kargaşadan kurtaracak bir anlayışı da sahiptir. RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan ve 48. güne giren savaşın bir an evvel çözüme ulaşması samimi dileğimizdir. Savaş baronları silahların susmasına karşıdır. NATO Genel Sekreteri savaşın yıllarca devam edebileceğini dile getirmektedir. Türkiye'den başka ikinci bir ülke aransa dahi bulunamayacaktır, Türkiye'nin devrede olması özellikle ABD ve yanında hizalanmış ülkeleri rahatsız etmektedir. Türkiye barış konusunda nettir. Birleşik Krallık Başbakanı'nın Ukrayna'yı ziyaret edip Zelenski'nin üzerinde psikolojik baskı kurması dikkat çekicidir.

2 yıl önce

Türkiye'nin "geri gönderme merkezleri" kapasitesi 20 bine çıkacak

Düzensiz göçmenlerin, kolluk kuvvetlerince yakalandıktan sonra sınır dışı işlemleri tamamlanana kadar barındırıldıkları Akyurt Geri Gönderme Merkezi'nde basın bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda, geri gönderme merkezleri sayesinde sınır dışı işlemleri en kısa sürede gerçekleştirilen düzensiz göçmenlerin temel haklara erişimine de imkan tanındığı vurgulandı. Düzensiz göçle mücadele kapsamında 2016'dan bugüne kadar 320 bin 172 yabancının sınır dışı edildiği bildirildi. Geçen yıl 451 bin 96 düzensiz göçmenin ülkeye girişinin engellendiği belirtilerek, "14 Nisan 2022 itibarıyla 2022'de Türkiye'ye girişi engellenen düzensiz göçmen sayısı 127 bin 256 oldu." bilgisi paylaşıldı. Ülke içindeki yakalama faaliyetlerine hız kesmeden devam edildiği kaydedilerek, "2019'da 454 bin 662, 2020'de 122 bin 302, 2021'de 162 bin 996 düzensiz göçmen yakalandı. 2022'de şu ana kadar yakalanan düzensiz göçmen sayısı ise 55 bin 627'e ulaştı." ifadeleri kullanıldı. HUZUR OPERASYONLARINDA 6 BİN 733 DÜZENSİZ GÖÇMEN YAKALANDI Ülke genelinde düzensiz göçle mücadeleye yönelik her ay Huzur Operasyonlarının yapıldığına işaret edilen bilgilendirme toplantısında, bu yıl gerçekleştirilen 4 Huzur Operasyonunda toplam 6 bin 733 düzensiz göçmenin yakalandığı kaydedildi. Toplantıda, bu yıl yakalanan düzensiz göçmenler arasında en fazla Afganların olduğu, daha sonra sırasıyla Suriye, Filistin ve Pakistanlıların geldiği belirtildi. "ÜLKE GENELİNDE 30 GERİ GÖNDERME MERKEZİ VE 20 BİN KAPASİTEYE ULAŞACAĞIZ" Göç İdaresi Başkanlığı Düzensiz Göçle Mücadele ve Sınır Dışı İşleri Genel Müdürü Ramazan Seçilmiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, düzensiz göçmenlerin kolluk birimlerince yakalanmalarının ardından parmak izleri ve fotoğraflarının Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Göç İdaresi Başkanlığının entegre olduğu ortak veri tabanına kaydedildiğini söyledi. Geri Gönderme Merkezine gelen yabancı uyruklu kişilerle önce kimlik ve uyruklarının tespiti, seyahat belgelerinin bulunup bulunmadığına ilişkin görüşme yapıldığını anlatan Seçilmiş, bu süreçlerin ardından sınır dışı işlemlerinin gerçekleştirildiğini belirtti. Seçilmiş, geri gönderme merkezlerinin 2015'te sadece 1740 kapasitesinin bulunduğuna işaret ederek, "Mayıs ayında açılacaklarla birlikte ülke genelinde 30 geri gönderme merkezi ve 20 bin kapasiteye ulaşacağız. Böylece 1740 kapasiteden 20 bine ulaşmış olacağız, geri gönderme merkezlerinin kapasitesini 10 kattan fazla artırmış durumdayız." dedi. "TÜM AVRUPA'NIN GERİ GÖNDERME KAPASİTESİNİN ÇOK ÜSTÜNDEYİZ" Türkiye'nin, geri gönderme merkezleri kapasitesi noktasında Avrupa ülkelerini geride bıraktığına dikkati çeken Seçilmiş, "İngiltere, Avrupa Birliğinden ayrılmadan önce birliğin geri gönderme merkezleri kapasitesi 21 bin civarındaydı. Şu anda Avrupa Birliği 16 bin kapasiteye sahip yani tüm Avrupa'nın çok üstünde bir kapasitemiz var." dedi. Seçilmiş, bu yıl 21 bin 87 düzensiz göçmenin geri gönderildiğini dile getirerek, "Bunların 9 bin 654'ünü Afgan uyruklular, 4 bin 206'sını da Pakistan uyruklu düzensiz göçmenler oluşturuyor." diye konuştu. "GERİ GÖNDERME ORANIMIZ YÜZDE 50'YE YAKIN" Geri gönderme oranlarının da geçen yıla göre yüzde 74 arttığını söyleyen Seçilmiş, "Genel olarak sınır dışı oranlarına baktığımızda, yakaladığımız her 100 düzensiz göçmenin neredeyse yarısını ülkelerine geri gönderiyoruz, yüzde 50'ye yakın oranımız var. Yine bu oran Avrupa Birliğinde yüzde 18 civarında." dedi. Programda, Akyurt Geri Gönderme Merkezi'nde düzensiz göçmenlerin kayıtlarının yapıldığı alanlar ile yemekhane, kreş, çocuk oyun alanı gibi yerler de basın mensuplarına gezdirildi.

2 yıl önce

CHP’liler bir öyle bir böyle! İzmir Barosu kaçak Afganların sınır dışı edilmesine karşı çıktı

Güvenlik güçlerince İzmir’de yakalanan 100 Afgan düzensiz göçmenin sınır dışı edilme kararına CHP’ye yakınlığı ile bilinen İzmir Barosu karşı çıktı. İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada geri gönderme kararının uluslararası hukuka aykırı olduğu iddia edildi ve kaçak Afgan göçmenlerin serbest bırakılmaları istendi. ‘İŞLEMLERE DERHAL SON VERİLMELİ’ İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada, “İzmir Geri Gönderme Merkezi yetkililerince yürütülen bu işlemlere derhal son verilmesini talep ediyoruz” denildi. Baro ayrıca, geri gönderilmek istenen mültecilere talep etmeleri halinde avukat desteği sunmaya hazır olduğunu bildirdi. Söz konusu açıklama şöyle: “17.04.2022 tarihinde İzmir Geri Gönderme Merkezi’nde, sayıları net olmamakla birlikte 100 kadar Afganistanlı göçmen ve mültecinin işkence ve kötü muameleye maruz bırakılarak “gönüllü geri dönüş belgeleri” imzalamaya zorlandıkları ve zorla parmak basmalarının temin edildiği ihbar edilmiştir. Bunun üzerine 18.04.2022 tarihinde Yönetim Kurulu üyemiz Av. Ayşe Kaymak, Geri Gönderme Merkezi’ndeki bazı yabancılar ile görüşmüştür. Görüşme yapılan kişilerce, 14.04.2022 tarihinde Afganistan Konsolosluk görevlileri tarafından Geri Gönderme Merkezi’nin ziyaret edildiği ve bu ziyaretle birlikte pasaportu olmayan yabancıları Afganistan’a sınır dışı etmek için düzenlenmesi gereken belgeleri imzalamalarının istendiği bildirilmiştir. ‘TALİBAN’A TESLİM EDİLEMEZLER’ Etnik kökenleri nedeniyle zaten yıllardır kötü muameleye uğrayan Hazara kökenli aileler; Afganistan’ın Taliban kontrolüne geçmesinden sonra zorla askere alınmaya çalışılan genç erkekler; zorla evlendirilmeye çalışılan ve eğitim hakları ellerinden alınan kız çocukları ve kadınlar; çeşitli sivil toplum örgütlerinde, insani yardım kuruluşlarında çalıştıkları için hain ilan edilen doktorlar, tercümanlar; devletin farklı kademelerinde görev yapan yetkililer, ülkelerinden kaçmak zorunda kalmışlardır. Bu kişilerin Taliban kontrolündeki konsolosluk görevlileriyle yüzleştirilmeleri dahi insan haklarına aykırıdır. Aydınlatılmış onamları alınmadan, kişilerin her biri için geri gönderilebilecek kişilerden olup olmadıkları yönünde araştırmalar yapılmadan yürütülen sınır dışı işlemleri, kanunlarımıza ve taraf olduğumuz sözleşmelere aykırıdır. Bu hukuksuz uygulama nedeniyle geri gönderilecek insanların göreceği en ufacık zararın, akacak her damla kanın sorumlusunun, görevini yapmayanlar olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 18 19