03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Hıyarım var diyene tuzla koşuyor! Ümit Özdağ yine trollendi…

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya seslendi. Bir Twitter kullanıcısının esprili bir şekilde ‘kadınlar için askıda öz savunma’ projesini anlattığı paylaşım serisini alıntılayan Ümit Özdağ, Soylu’ya “İstanbul’da kendilerini yollarda yürürken, metro/ otobüste giderken, asansörde iner çıkarken güvende hissetmeyen kadınların özsavunması için değişik ürünlere ulaşmaları için dayanışma başlatılmış. Süleyman Soylu, tik tokçuları, kadınlar kendilerini savunuyor” ifadelerini kullandı. Ümit Özdağ'ın alıntı yaptığı hesap: TROLL ÇIKTI, HESABI DEĞİŞTİRDİ Ümit Özdağ’ın alıntı yaptığı “İlhamiAbi” adlı hesap, bu paylaşımdan sonra hesabını kapattı. Farklı bir kullanıcı adı ile başka bir hesap açtı. İşte Ümit Özdağ’ın trollendiği o paylaşımlar:

1 yıl önce

Nikos Dendias bile bu kadar ileri gitmedi... Türkiye'nin Yunanistan'a verdiği cevabı beğenmeyen Aslı Aydıntaşbaş neyi temsil ediyor?

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın "Bugün Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın, İmparatorluk Kapısı’ndaki Vandalizm gibi camiye çevrilmesi, tarihe saygı duyan herkesi üzüyor" şeklindeki açıklamasına Milli Savunma Bakanlığı'ndan çok sert tepki gelmiş ve “569 yıl önce fethedilen İstanbul’a, Roma İmparatorluğu’nun veya Bizans’ın hayalini kurarak bakmak, kuruntudan ibarettir. 1000 yıl öncesine özlem duyanlar kimin yayılmacı, kimin barışa engel olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu vesile ile 569 yıl önce İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman ordusunu rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” ifadelerine yer vermişti. Bu cevaba çok bozulan gazeteci Aslı Aydıntaşbaş, MSB'nin tepkisini ‘TSK’nın yeni üslubu’ diye eleştirmişti. Türkiye Gazetesi Yazarı Yusuf Alabarda, eski vesayet günlerini özleyen ve askerlerin siyasete dizayn verdiği günleri hatırlatarak Aydıntaşbaş'ın aslında neyin peşinde olduğunu yazdı. Yusuf Alabarda'nın "Balans ayarı veren TSK özlemi ve Ayasofya" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle: Geçtiğimiz hafta İstanbul’un fethinin 569. yıl dönümü, fethe yakışır etkinlikler ile kutlandı. Kutlamalarda Ayasofya-i Kebir Camii için İletişim Başkanlığınca hazırlanan ışık ve gökyüzü haritalama tekniği muazzam bir görsel şölene dönüştü. Gelgelelim, İstanbul şehrine vurulan Müslüman Türk’ün mührü ve buna dair hatırlatmalar Atina’daki müflis muhterisleri son derece rahatsız etti. Hücrelerine kadar işlediğine bizzat içlerinde yaşayarak şahit olduğum Müslüman Türk nefretinin bir tezahürüyle, Yunanistan Dışişleri makamındaki kifayetsiz muhteris “Ulusal hafızamız için kötü bir gün. Bugün Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın, İmparatorluk Kapısı’ndaki Vandalizm gibi camiye çevrilmesi, tarihe saygı duyan herkesi üzüyor” mesajını paylaştı. Ayasofya-i Kebir Camii, 1453 yılında Müslüman Türk’ün idaresine geçtiğinden bu yana, dünya mirasının bir parçası olarak zaten göz bebeği gibi korunuyor, zira ulu mabet aynı zamanda atamız Fatih Sultan Mehmet Han’ın bizlere emaneti. Dendias’ın bu açıklamalarına MSB’lığı resmî sosyal medya hesabından “569 yıl önce fethedilen İstanbul’a, Roma İmparatorluğu’nun veya Bizans’ın hayalini kurarak bakmak, kuruntudan ibarettir. 1000 yıl öncesine özlem duyanlar kimin yayılmacı, kimin barışa engel olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu vesile ile 569 yıl önce İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman ordusunu rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” diyerek cevap verdi. Verdi vermesine lakin cevap Atina’dan değil, duvarlara ‘Zulüm 1453’te başladı’ diyen zihniyetten geldi. Uluslararası medya kartellerinde zaman zaman ‘Erdoğan’ı durdurmak istiyorsanız ülkenin ekonomisine saldırın’ tadında yazılar yazan Aslı Aydıntaşbaş, MSB’lığının ortaya koyduğu tepkiyi ‘TSK’nın yeni üslubu’ diye eleştirdi. Öncelikle anlaması gereken konu, bu türden siyasi paylaşımlar artık ceketin düzgün bağlanmış düğmeleri mucibince, TSK tarafından değil Bakanlık tarafından yapılıyor. Doğrusu da bu zaten. O yüzden mezkûr açıklama, anakronik kafayı temsil eden Aslı Aydıntaşbaş’ın iddia ettiği gibi TSK tarafından değil, Bakanlık tarafından yapıldı.   ALIŞIK OLDUKLARI TSK... Aslı Hanım ve fikirdaşlarının alışık oldukları ve özlemini duydukları TSK artık ortalarda yok. Demokratik bir ülkede silahlı kuvvetlerin konumlanması nasıl olması gerekiyorsa, Türkiye’de de o hâle geldi, gelmeye devam ediyor. Protokolde ana muhalefet partisi liderinin ve bağlı olması gereken Millî Savunma Bakanı’nın bile önünde yer alan, siyasete dair her konuda söylem üreten ve bunu kamuoyu ile pervasızca paylaşabilen, siyasal otonom alanı alabildiğine geniş bir TSK hakikatine dair tek kelime eleştiri getirmeyenler, Bakanlığın açıklamasını eleştirmekle meşgul. Ne acı… Kendisine açılan alan sayesinde dünyaca bilinen platformlarda yazılar kaleme alan bir yazarın düştüğü acınası durum, bir zamanlar ekranlarda ‘ben vurdum mu oturtan genelkurmay başkanı isterim’ diyen kabzımal ile aynı seviyede olmamalıydı. Elbette konu sadece Aslı Hanım ile mahdut değil, yıllardır kendisine amiral gemisi unvanı yakıştırmış bir gazetede her Yüksek Askerî Şûra sonrası ‘nerede o eski güzel günler’ tadında YAŞ yazıları kaleme alan yazar çizer taifesi için de aynı eleştiriler geçerli. İnşallah bir gün ‘Silahlı Kuvvetlerin Demokratik Gözetimi ve Kontrolü’ teması ile, klişe Samuel Huntington misalleri vermeden, günümüzden çağdaş örnekler yazarsınız da okuduğumuza değer.

1 yıl önce

Türkiye, NATO üyeliği için vetonun kaldırılmasını isteyen İsveç ve Finlandiya'ya 10 şart koştu

Terör örgütüne kucak açan İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelikleri tartışılırken, Türkiye iki ülkenin de terör örgütleri ile arasına mesafe koymadan NATO'ya üye olmasını istemiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Son dönemde bize NATO'nun genişlemesi konusunda esnek olmayı telkin edenlerin terör örgütleriyle ilişkilerini sorgulamaktan ısrarla kaçması kararlı duruşumuzun haklılığını ispatlamaktadır. Bu konuda muhataplarımıza deklare ettiğimiz beklentilerimiz karşılanmadan tutum değişikliğine gitmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. TERÖRLE MÜCADELEYE DESTEK Yeni Şafak, Ankara'nın müzakerelerin sürdüğü İsveç ve Finlandiya'ya ilettiği taleplere ulaştı. Edinilen bilgilere göre, muhataplardan istenen talepler 10 maddede toplandı. 1- İki ülkeden, Türkiye'nin PKK, DHKP/C, DEAŞ, FETÖ ve uzantıları dahil terör örgütleriyle yürüttüğü mücadelede destek vermeleri istendi. 2- Terör örgütlerinin savunuculuğunu yapan İsveç ve Finlandiya'nın terörle mücadele için gerekli yasal düzenlemeleri ve hukuki altyapıyı kurmaları gerektiği belirtildi. 3- Ülkelerinde bulunan PKK'nın uzantılarına ait temsilciliklerin kapatılması ve açılması girişimlerinin engellenmesi gerektiği vurgulandı. 4- İki ülkede yapılan FETÖ faaliyetlerine izin verilmemesi, iltisaklı internet sitesi ve medya organlarının kapatılması istendi. 5- İade, mal varlığı dondurma ve terör iltisaklı derneklerin kapatılması taleplerinin karşılanması belirtildi. 6- İsveç ve Finlandiya'da bulunan terörle bağlantılı kişilerin sınır dışı ve iade edilmesi vurgulandı. 7- PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin paçavralarıyla gösteri yapılmasına izin verilmemesi belirtildi. 8- İki ülkenin Türkiye ile istihbarat paylaşımı yapılması istendi. 9- İki ülkeden de Türkiye'ye yönelik savunma sanayii kısıtlamalarının kaldırılması istendi. 10- İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üye olmaları halinde bu taahhütleri yerine getirmeleri gerektiği de belirtildi.

1 yıl önce

Yunanistan Savunma Bakan Yardımcısı Nikos Hardalias, gayri askeri statüdeki Bozbaba Adası'nı ziyaret etti

Türkiye sık sık barış ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi mesajı verirken Yunanistan, Ege Denizi'nde provokatif eylemlerine yenisini ekledi. Yunanistan Savunma Bakan Yardımcısı Hardalias, bugün helikopterle Türkiye'ye 80 kilometre uzaklıktaki Bozbaba Adası'nı ziyaret etti. GAYRİ RESMİ STATÜDE Yunan üst düzey yetkililerin, bu yıl gayri askeri statüdeki adalara 50'ye yakın ziyaret gerçekleştirdiği bildirildi. Yunan tarafının uluslararası sözleşme ve anlaşmalara aykırı bu faaliyetleri sıklaştırmasının "provokasyon" amaçlı olduğu belirtilirken Ege'de binlerce ada varken ziyaret için özellikle bu adaların seçilmesinin başka bir anlamı olamayacağı kaydedildi. Askeri kaynaklar, Yunan yetkililerin tansiyonu artırmak yerine bu tip ziyaretleri durdurmalarının, iki ülke ilişkileri açısından taşıdığı öneme işaret etti.

1 yıl önce

Bakan Çavuşoğlu'ndan Kosova'ya FETÖ uyarısı: 'İlişkilerimizi zedeliyor'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kosova Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Diaspora Bakanı Donika Gervalla-Schwarz ile yüz yüze ve heyetler arası görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Bakan Çavuşoğlu, Kosova'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, beş ülkeyi kapsayan Balkan turunun son noktasında olduklarını, yaptıkları görüşmelerden son derece memnun kaldığını, dün akşam çalışma yemeğinde bir araya geldiklerini anımsattı. KOSOVA'YA FETÖ UYARISI Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili yaptığı dikkat çeken açıklamada ise "Tek sınama diyebiliriz, onun dışında bizim hiçbir problemimiz yok. Çünkü bu FETÖ varlığı ilişkilerimizi zehirlemek için her türlü olumsuz çalışmayı sürdürüyor. Türkiye'de darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün Kosova'daki varlığı bizleri ve Türk halkını derinden üzüyor. Bunu burada söylemeden geçemeyeceğim. Geçmişte ülkemizde uyguladığı stratejinin benzerini, aynısını Kosova'da da uyguluyor, bunları görüyoruz." ifadelerini kullandı.  İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin hızla ilerlediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Serbest ticaret anlaşmamız 2019 yılında yürürlüğe girdi. Bazı art niyetli çevreler bu serbest ticaret anlaşması aleyhine kampanyalar yaptılar, bunu gördük. Ama bu anlaşmaların ekonomik ilişkilerimize katkısı ortada. Geçen sene ticaretimiz yaklaşık yüzde 53 artış gösterdi. Kosova'nın da Türkiye'ye ihracatı ikiye katlandı. Bu sene ilk çeyrekte de yaklaşık yüzde 21 artış var Kosova'nın Türkiye'ye ihracatında. Ama biz bu rakamı yetersiz buluyoruz. Kosova'nın Türkiye'ye satabileceği daha fazla ürün olduğuna inanıyoruz. Türkiye'nin Kosova'ya ihracatı artarken, Kosova'nın da Türkiye'ye ihracatının artırmak için beraber çalışmamız lazım." ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, bu doğrultuda Karma Ekonomik Komisyonu toplantısını bir an önce gerçekleştirmeleri, İş forumlarını düzenli bir şekilde toplayıp iş insanlarını bir araya getirmeleri gerektiğine işaret etti. KOSOVA'DAKİ TÜRK YATIRIMLARI 10 BİNDEN FAZLA KOSOVALIYA İŞ İMKANI SAĞLIYOR Bunu dengelemek için Kosova'daki Türk yatırımlarının artırılması gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Buradaki Türk yatırımları bir taraftan istihdam sağlıyor, 10 binden fazla Kosovalıya iş imkanı sağlıyor. 410 milyon dolarlık bir yatırım var şu ana kadar. Ayrıca Kosova'nın üçüncü ülkelere ihracatını da artırıyor. Dolayısıyla elbette Kosova'nın iş insanlarımıza yatırım imkanlarını, şartlarını artırdıkça ve geliştirdikçe firmalarımız daha da fazla yatırım yapacaktır. Bu konularda da birlikte çalışmaya devam edeceğiz. İş insanlarımızı biz de ticaretimizi ve yatırımları artırmak için teşvik ediyoruz. Bir kahve firmasının da Türkiye'de yatırım yaptığını öğrendim buraya gelirken. Ondan da memnuniyet duydum. Kosova'nın Türkiye'de görünürlüğü bakımından da bu anlamda firma olarak, özel sektör olarak önemli." dedi. "FETÖ VARLIĞI İLİŞKİLERİMİZİ ZEHİRLEMEK İÇİN HER TÜRLÜ OLUMSUZ ÇALIŞMAYI SÜRDÜRÜYOR" Çavuşoğlu, Kosova'daki Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) varlığının ilişkilerin önündeki en büyük sıkıntı olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: "Tek sınama diyebiliriz, onun dışında bizim hiçbir problemimiz yok. Çünkü bu FETÖ varlığı ilişkilerimizi zehirlemek için her türlü olumsuz çalışmayı sürdürüyor. Türkiye'de darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün Kosova'daki varlığı bizleri ve Türk halkını derinden üzüyor. Bunu burada söylemeden geçemeyeceğim. Geçmişte ülkemizde uyguladığı stratejinin benzerini, aynısını Kosova'da da uyguluyor, bunları görüyoruz. Bir taraftan gençleri zehirlemeye devam ediyorlar, bir taraftan medyaya yatırımlarını artırıyorlar. Diğer taraftan devlet kurumlarına sızma çalışmaları aynı şekilde devam ediyor. Yani Türkiye'de ve diğer ülkelerde yaptıklarını yapıyorlar. O nedenle bizim için Türkiye olarak, dost ve kardeş Kosova'da bunları görmek üzüntü verici. Kosova'nın kendi güvenliği ve geleceği bakımından da bunların tehlikeli olduğunu görüyoruz. Siz bakmayın bazı ülkelerin size işte bu FETÖ örgütüne destek verin ya da Türkiye'yi dinlemeyin gibi telkinlerine. Yarın hiçbirisinin size bir faydası olmaz. Dolayısıyla kendi güvenliğiniz bakımından da bu önemli." "TÜRKİYE OLARAK BU BÖLGENİN 90'LARIN KARANLIK GÜNLERİNE DÖNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ" Beş Balkan ülkesine ziyaretine de değinen Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Belgrad'da başladık. Orada da aynı mesajları verdik. Biz Priştine-Belgrad yani Kosova ile Sırbistan arasındaki diyaloğu destekliyoruz. Ve diplomasi yoluyla anlaşmaya varılması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca Bosna Hersek'teki gelişmeler, bölgedeki gelişmeler, Ukrayna savaşının bölgeye olumsuz yansımaları da var, alınacak dersler de var. Bölgede gerginliğin arttığını gördük. Türkiye olarak bu bölgenin 90'ların karanlık günlerine dönmesine izin vermeyeceğimizi defalarca söyledik. Bunun için de her türlü çalışmayı yapıyoruz. Bölgede tüm ülkelerle iyi ilişkileri olan ve herkesle konuşabilen bir ülke olarak bu doğrultuda çabalarımızı sürdüreceğiz. Diplomasiyi ön plana çıkaracağız. Dolayısıyla diyalog bölgedeki kalıcı barış ve istikrar için son derece önemlidir." Bu arada, basın toplantısı öncesinde Bakan Çavuşoğlu ve Kosova Çevre, Alan Planlama ve Altyapı Bakanı Liburn Aliu arasında Uçuş Frekanslarının Arttırılmasını Öngören Sivil Havacılık Mutabakat Zaptı imzalandı.

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu Beyaz Köşkü kendine Pembe Köşkü Dilek İmamoğlu’na tahsis etti

İmamoğlu’nun kendisine tahsis ettiği Emirgan’daki Beyaz Köşk’ün Google’da da kalıcı olarak kapalı olduğu paylaşıldı.

1 yıl önce

PKK itirafçısı, Selahattin Demirtaş'ı köşeye sıkıştırdı: Kandil'den emir alıp sokak çağrısı yaptı!

30 Eylül 2014'te o dönem HDP Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş, beraberindeki milletvekili ve belediye başkanlarıyla, Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan geçerek IŞİD ile PKK/YPG arasında çatışmaların sürdüğü Suriye'nin Kobani kentine gittikten sonra Mürşitpınar Sınır Kapısında açıklama yapmıştı. 6 Ekim 2014'te HDP'de açıklama yaparak, "Kobani'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz" dedi. Demirtaş halka 'sokağa çıkın' çağrısında bulunarak, "Halkımızı hemen şimdi sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz" dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından 6-8 Ekim 2014'te gerçekleşen ve Kobani olayları olarak bilinen eylemlere ilişkin aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 27'si tutuklu 108 sanık hakkında iddianame hazırlandı. 108 sanığın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılanması sırasında Demirtaş bir şok daha yaşadı. DURAN KALKAN'IN ÖZEL KALEMİYDİ 14 yıl PKK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt elebaşlarından Duran Kalkan'ın özel kalemliğini yapan aynı zamanda da 7 kişilik oluşan Bilim Aydınlanma Komitesi üyesi olan Kerem Gökalp, PKK'dan kaçarak teslim oldu. Örgüt üyesi, Kobani soruşturması kapsamında ifade verdikten sonra Kobani davasında tanık olarak dinlendi. Kerem Gökalp, duruşmada önemli bilgiler aktarırken HDP'li Selahattin Demirtaş'ı bir kez daha köşeye sıkıştırdı. PKK terör örgütü üyesi 3 kişinin örgütün ZAP alanında faaliyet gösterirken yanına geldiğini, orada PKK'nın Türkiye sözcüsü Kamuran Yüksek'in de bulunduğu, Yüksek'in alelacele Zap alanındaki Zindan konferansından çıkarılarak Selahattin Demirtaş'ın yanına gönderildiğini söyledi. DEMİRTAŞ SINIR KAPISINDA AÇIKLAMA YAPARKEN YANINDAYDI Tanık PKK terör örgütü üyesi Kerem Gökalp, Selahattin Demirtaş'ın 30 Eylül 2014'te Kobani olayları başlamadan önce Mürşitpınar sınır kapısında açıklama yaparken yanında olan Kamuran Yüksek'in PKK'nın Kobani olaylarını talimatını kendisine ileten isimlerden olduğunu söyledi. Bunun karşılığında şok yaşayan Demirtaş, sorduğu sorulara da cevabını alınca "Tamam, anladım, çok teşekkür ediyorum Kerem Bey" gibi yanıtlar verdi. DURAN KALKAN GARA'DA KOBANİ OLAYLARINI YÖNETTİ Kerem Gökalp, duruşmada Selahattin Demirtaş'ın yüzüne Kandil'de Zap'ta ve Gara'da yaşananları da vurdu. Tanık PKK üyesi, "Duran Kalkan Zap'taki Zindan konferansından sonra, sizin yaptığınız çağrının ardından kısa bir süre sonra, belki bir gün belki bir gece esnasında Zap alanından direk Gara alanına geçiyor. Serhildan komitesini yanına çağırıyor. Gençlik komitesini o zaman Komalen Ciwan'ın sorumlusu Hivda adında bir kadındı. Bunları yanına çağırıyor. Orada sizin yaptığınız çağrı sonrasında oluşabilecek toplumsal hareketliliği koordine edebilmek için Duran Kalkan'ın öncülüğünde ve sorumluluğunda yaklaşık bir haftaya yakın çalışma yürütülüyor. Ta ki Kobani olaylarından sonra yapılan çağrıdan sonra yaşananlar, Yani 6-8 Ekim olarak yaşanan süreçte, sizin de belki çok iyi bildiğiniz şekilde olayları durduran Hatip Dicle açıklamasına kadar" dedi. Selahattin Demirtaş ise Kamuran Yüksek'in zindan toplantısı için ne kadar orada kaldığını sordu. Tanığın bu süreyi tam bilmediğini belirtmesi üzerine Demirtaş "Anladım, Kerem Bey" diye cevap verebildi. O İSİM KIRMIZI LİSTEDE ARANIYOR Demirtaş'a Kandil talimatlarını getirdiği belirtilen Demokratik Bölgeler Partisi eski eş genel başkanlığı yapan Kamuran Yüksek, Mayıs 2021'den bu yana PKK/KCK terör örgütü üyeliğinden İçişleri Bakanlığı'nın "En Çok Aranan Teröristler" listesinin kırmızı kategorisinde aranıyor. Kamuran Yüksek'in yakalanmasına yardım edecek kişi veya kişilere 10 milyon liraya kadar para ödülü bulunuyor. 31 VATANDAŞ HAYATINI KAYBETTİ, 2 POLİS ŞEHİT OLDU HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından 6 Ekim 2014'te yapılan açıklamanın ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşlarının Ayn-el Arab (Kobani) bahanesiyle 35 ilde gerçekleştirdiği şiddet olaylarında Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısıyla yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü ve 3 arkadaşının da aralarında bulunduğu 31 kişi hayatını kaybetti. 2 polisin şehit olduğu olaylarda 139 polis ile 221 vatandaş da yaralandı.

1 yıl önce

Kosova ile Sırbistan savaşın eşiğinde! Novi Pazar'da çatışmaların başladığı iddia edildi

Sırbistan'ın Kosova vatandaşlarını özel bir belge ile ülkeye alma uygulamasına Priştine hükümetinden yanıt geldi. Sırbistan ile Kosova sınırı karşılıklı olarak kapandı ve barikat kuruldu. Kosova'da sirenler çalmaya başlarken, Kosova sınırına yakın Novi Pazar'da Sırbistan ile Kosova arasında çatışmaların başladığı iddia edildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11