03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic: Kosova, uluslararası hukuka göre Sırbistan'ın bir parçasıdır

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosova'nın bağımsız bir ülke olmadığını, uluslararası hukuka göre Sırbistan'ın bir parçası olduğunu söyledi. Vucic, Sırbistan Radyo ve Televizyonu'nda katıldığı programda bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Pazar akşamı Kosova ile yaşananlarda "felaketin eşiğinden dönüldüğünü" ifade eden Vucic, "En kötü senaryonun önüne geçildi. Bazıları belli ki Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını fırsat olarak görmek istiyor. Sırbistan'ı Rusya'ya bağlı göstermeye, Vucic'i de Batı'nın tepkisini çeken küçük Putin olarak resmetmeye çalışıyorlar." dedi. Vucic, Kosova Başbakanı Albin Kurti ile görüşmek üzere 18 Ağustos'ta Brüksel'e gideceğini ancak Kurti ile barışı sağlamanın mümkün olmadığını savundu. Her zaman barışı savunduğunu aktaran Vucic, "Ancak birileri Sırplara karşı sınırları aştığı zaman da susmayacağım. Kosova bağımsız bir ülke değil dolayısıyla Kosova'ya saldırı diye bir şey söz konusu olamaz. Kosova, uluslararası hukuka göre Sırbistan'ın bir parçasıdır." değerlendirmesinde bulundu. Vucic, Boşnaklarla da bir savaş hazırlığı içerisinde olmadıklarına işaret ederek, herkese karşı el uzattıklarını kaydetti. SIRBİSTAN-KOSOVA GERGİNLİĞİ Kosova'da yaşayan Sırplar dahil herkesin Kosova kimlik kartı ve plakasına sahip olması zorunluluğu getirileceğinin bildirilmesi üzerine Kosova'daki Sırplar, 31 Temmuz akşamı ülkenin kuzeyindeki sınır geçişlerini kapatmıştı. Kosova hükümeti de Sırbistan'la olan sınır kapılarına giden yollara konulan tüm barikatların kaldırılmasının ardından Sırbistan'la krize neden olan uygulamayı 1 Eylül'e erteleme kararı almıştı. Sırbistan, 2008'de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı kendi toprağı olarak görüyor. Avrupa Birliği'nin (AB) arabuluculuğunda 2011'de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci, ilişkilerin normalleşmesini ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanımasını amaçlıyor. Kosova ile Sırbistan arasındaki diyalog süreci, 31 Temmuz akşamı yaşanan gerginlik gibi farklı nedenlerden sık sık kesintiye uğruyor.

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu gibi Özlem Çerçioğlu da hastane yapımına köstek oluyor

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bütçesinin olmadığını iddia ederek, İstanbul Başakşehir’deki Çam ve Sakura Hastanesinin bağlantı yollarını yapmayacağını açıklamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı sonrası Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yolları tamamlamıştı. Benzer bir durum da Aydın’da yaşanıyor. 1400 yataklı Aydın Şehir Hastanesi’nin yapımı hızla devam ederken, CHP’li Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin hastane yolları ve altyapısı ile ilgili hiçbir çalışma yapmadığı ortaya çıktı. 2023’te hizmete açılması planlanan şehir hastanesi ile ilgili altyapı ve yol çalışmalarının inşaat bitirilmeden tamamlanması gerekiyor. 700 DÖNÜM DAHA İSTİYOR Sabah’taki habere göre; Şevketiye Mahallesi’nde 140 bin metrekare alanda yapım çalışmaları süren Aydın Şehir Hastanesi’nin altyapı çalışmaları için yaklaşık bin dönüm arazi tahsisi yapılmasına rağmen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun 700 dönüm tarım arazisinin daha eklenerek toplam 1700 dönüme çıkartılmasını istediği iddia edildi. Konu ile ilgili konuşan AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, “Şehir hastanesi yaklaşık 1 milyar 200 milyon lira maliyetli ve 1400 yatak kapasiteli. 4 bin sağlık çalışanı ile hizmet verecek. Aydın Şehir Hastanesi günde 20 bin insana şifa olacak. Kuşkusuz gönlünde insan sevgisi olan herkes için böyle bir hastanenin Aydın’ımıza kazandırılması büyük bir öneme sahip” dedi. RANT PEŞİNDE Hastanenin altyapı çalışmalarının Aydın Büyükşehir Belediyesi’nce tamamlanması gerektiğini vurgulayan Savaş, “Ancak son günlerde ortaya çıkan gelişmeler bizleri kaygılandırıyor. Milletimize hizmet yerine rant hırsıyla hareket eden bir zihniyet var. Üstelik bu rant, Aydın’ımızın en verimli tarım arazileri üzerinden sağlanmak isteniyor” diye konuştu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Aydın Şehir Hastanesi’nin altyapı hizmetleri için bin dönüm arazi tahsis ettiğini hatırlatan Savaş, “Ancak Özlem Çerçioğlu, tahsis edilen bin dönüm arazinin yeterli olmadığı iddiasıyla, ilave 700 dönüm daha birinci sınıf tarım arazisinin tahsis edilmesini istedi. Projeyle hiçbir ilgisi olmadığı halde bu anlamsız talepkârlık sonucunda istediği tarım arazilerini alamayan Büyükşehir Belediye Başkanı, altyapı çalışmalarını başlatmadı” dedi. AİLENİZİN ARAZİSİ Mİ VAR Savaş, “Sayın Başkan; ısrarla istediğiniz birinci sınıf tarım arazilerinin çevresinde, ailenize veya bağlı şirketlerine ait kaç dönüm arazi var? Israrla istediğiniz ilave 700 dönüm tarım arazisi, daha önce vaat ettiğiniz Işıklı Doğal Yaşam Parkı’nın yapılacağı araziyi nasıl etkileyecek? Birilerinin haksız zenginleşmesini sağlamak uğruna hastanenin faaliyete geçmesini engellemeyi göze alırken vicdanınız rahat mı?” dedi.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Son 2,5 yılda afetten afete koşturduk. Tek bir kişiden, "nerede bu devlet?" sözü duymadık

AFAD ile Almanya Yerbilimleri Enstitüsü (GFZ) arasında 2012'de imzalanan protokolle başlatılan "Kuzey Anadolu Fay'ında Jeofiziksel Gözlemler-GONAF" projesi kapsamında, dünyada ilk uygulamalardan birisi olan son teknoloji Derin Kuyu Sismometre Ağları ile Marmara Denizi başta olmak üzere Marmara Bölgesi'nin deprem aktivitesi hassasiyetle izleniyor. Türkiye ile Almanya arasında yürütülen deprem konusundaki araştırma ve iş birliği faaliyetlerini geliştirmek, yapılan çalışmaları değerlendirmek amacıyla AFAD ile GFZ ortaklığında, "Marmara Bölgesinde Sismotektonik Araştırmalar Konusunda Türkiye-Almanya Ortak Sempozyumu" düzenlendi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bahçelievler'de bir otelde gerçekleştirilen sempozyumun açılış oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Almanya'nın 1980'li yıllardan beri deprem riskinin ve deprem zararlarının azaltılması konusunda ortak çalıştığını söyledi. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçtiğini anımsatan Soylu, "Sesimi duyan var mı?" cümlesinin Türkiye, hatta dünya için bir travma olduğunu ifade etti. Resmi rakamlara göre 23 yıl önce Marmara Depremi'nde 18 bin 373 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Soylu, Türkiye'nin bu afetten büyük ders çıkardığını dile getirdi. AFAD'ın topluma güven veren bir kurum olduğunu aktaran Soylu, AFAD'ın bugün itibarıyla 6 bin personeli, 81 il müdürlüğü, 11 birlik müdürlüğü, 35 ilde toplam 226 ilçe afet yönetim merkezi, Türkiye genelinde 26 lojistik deposu, 54 destek deposu ve tüm dijital altyapısıyla uluslararası ölçekte itibarlı ve yüksek kapasiteli bir kurum haline geldiğini vurguladı. AFAD'ın Türkiye'nin son yıllarda kapasitesini en çok geliştiren ve kendisini alanına en iyi hazırlayan kurum olduğuna dikkati çeken Soylu, Türkiye'nin bilimsel kapasitesini ülkenin afetle karşı karşıya kalacağı bütün risklere göre değerlendirmeye çalıştıklarını kaydetti. "Türkiye'deki toplanma alanlarının yüzde 75'inin altyapısı hazır" İstanbul'da önceki yıllar kişi başı 1,12 metrekare olan afet toplanma alanının bugün 3,37 metrekareye yükseldiğini anlatan Soylu, "Toplam sayı İstanbul'da 1864 idi, şu anda 5 bin 633 toplanma alanı var. Bizim toplanma alanlarındaki önemli özelliğimiz 500 metreye kadar olan alanı bulabilmektir ki zannediyorum yüzde 75'in üzerinde bunu İstanbul'da bulmuş durumdayız." diye konuştu. Türkiye'de 28 bin 474 toplanma alanının yüzde 75'inde, İstanbul'daki toplanma alanlarının ise yüzde 56'sında telefon, elektrik, su, kanalizasyon ve diğer altyapı işlemlerinin hazır olduğunu belirten Soylu, 17 Ağustos 2023'e kadar başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelindeki toplanma alanlarındaki altyapı, kanalizasyon, su ve elektrik gibi ihtiyaçlarının yüzde 100'ünün tamamlanacağını vurguladı. İstanbul'da afet durumlarında barınma kapasitesinin 1 milyon 390 bin 172'ye ulaştığını anlatan Soylu şöyle devam etti: "140 farklı noktada çadır kent veya konteyner kent kapasitesi ise 997 bin kişiye yükseltilmiştir. Dolayısıyla toplamda 2,3 milyon kişilik bir barınma kapasitemiz İstanbul'da hazırlanmıştır. İstanbul'da 2021 yılında lojistik depomuz da hizmete girmiştir. Bu depomuzda çadır, yatak ve diğer ihtiyaçlar da bulunmaktadır. 2021 Afet Eğitim Yılı kapsamında İstanbul'da 7,7 milyon vatandaşımıza afet farkındalık eğitimi için ulaşılmıştır. İstanbul'daki AFAD gönüllü sayımız 108 bin, eğitimi tamamlayan destek AFAD gönüllü sayımız ise 2 bin 120'dir. İstanbul'un 39 ilçesinde AFAD İlçe Merkezlerinin kurulumu tamamlanmıştır. 903 mahallemizde mahalle irtibat ofislerimiz kurulmuş ve gerekli görevlendirmeler yapılmıştır. AFAD İl Müdürlüğü binasında Türkiye'de ilk olarak trafik emniyet kent güvenlik yönetim sistemi, jandarma insanlı keşif uçağı, insansız hava aracı ve emniyet helikopterlerinden aynı anda görüntü aktarımı gerçekleştirilmektedir. Bir ulusal, 2 bölgesel, 3 tematik tatbikat gerçekleştirilmiştir." AFAD'ın dijital uygulamaları ve çalışma sistemlerinden bahseden Soylu, Türkiye'de bugüne kadar 554 bin kişinin AFAD gönüllüsü olmak için başvuru yaptığını, 145 bin 548 kişinin eğitimlerini tamamladığını ifade etti. Türkiye'nin afet yönetiminin tepkisel değil, stratejik olduğunu dile getiren Soylu, son 2,5 yılda afetten afete koşturduklarını, tek bir kişiden, "Nerede bu devlet?" sözünü duymadıklarını, ne olursa olsun anında afet bölgesine ulaştıklarını kaydetti. Soylu, son 2,5 yılda TOKİ ve AFAD iş birliğinde 60 bin 395 konut yapımına başlandığını, 42 bin konutun yapımının tamamlandığını ve sahiplerine teslim edildiğini aktardı. Sempozyumda Marmara'nın deprem tehlikesi ele alınacak İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AFAD Başkanı Yunus Sezer ve GFZ Yönetim Kurulu Bilimsel Araştırmalar Başkanı Prof. Dr. Susanne Buiter da oturumda konuşma yaptı. Bakan Soylu, Susanne Buiter'a Türkiye'nin deprem tehlike haritası ile tablo hediye etti. Gerek Türkiye ile Almanya arasında yürütülen faaliyetlere katkı vermiş, gerekse de Marmara Bölgesi'nin depremselliği konusunda çalışmalar yürütmüş veya yürütmekte olan Türk ve uluslararası katılımcıların davet edildiği etkinlikte, açılış oturumunun yanı sıra 6 bilimsel ve çağrılı konuşma oturumu yapılacak. Bu oturumlarda 35 sunum ile Marmara Bölgesi'nin deprem tehlikesi ve gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların durumu değerlendirilecek. 20'si uluslararası olmak üzere 100'e yakın bilim insanı ve araştırmacının katılacağı sempozyumun, Marmara Bölgesi'nde araştırmalar yürütmekte olan Türk ve uluslararası araştırmacılar için ileriye yönelik iş birlikleri ve ortak çalışma alanları oluşturması açısından da önemli bir fırsat olacağı değerlendiriliyor.

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den terörle mücadele mesajı: Caniler yurt içinde ve yurt dışında köşeye sıkışmıştır

MHP lideri Bahçeli'nin açıklaması şöyle:
Terörle huzur, terörle güvenlik, terörle gelecek arasında üçüncü bir seçenek, bir başka çıkış ve çözüm yolu aransa dahi bulunamayacaktır. Türkiye terörle imrenilecek bir şuurun refakati eşliğinde mücadele etmektedir. Teröristler tutundukları ve yuvalandıkları her sahadan sökülüp atılmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada terörün beli kırılmış, caniler yurt içinde ve yurt dışında köşeye sıkışmıştır. Vatan ve millet bekası için şehit olup kara toprağa düşen kahramanlarımız yüreklerimizi kavursa da haklı ve meşru mücadelede en küçük taviz veya tavsama görülmemektedir.

Gazilerimiz ve şehitlerimiz manevi övüncümüz olarak milli gönüllerde bayraklaşmaktadır. Hepsine şükran borçlu olduğumuz tartışmasızdır.
Terörle mücadelede en önemli güç kaynağı inanç ve moral düzeyinin yüksekliğidir. Çok şükür kahraman askerlerimiz, polislerimiz ve korucularımız bu inanç ve moral gücüne ziyadesiyle sahip olmakla birlikte, muazzam bir cesaret ve dirayetle hainlerin üzerine yürümektedir.

2023 TARİHİ BİR EŞİK OLACAK Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümeti terörle mücadele sürecini milletimizin haysiyet, hissiyat ve hedeflerine müzahir şekilde sevk ve icra etmektedir. 
Son dört yıllık zaman diliminde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin resmen uygulamaya geçmesiyle terörle mücadelede çok etkili sonuçlar alınmıştır. 
Bu hunhar musibet ve melanetten kurtulma zamanı gelip çatmıştır. 2023 yılı bu çerçevede tarihi bir eşik olacaktır. DARBE ÜSTÜNE DARBE VURULUYOR Devletimizin her kademesinde görev yapan asker ve sivil şahsiyetler tam bir uyum ve eşgüdüm halinde mücadelenin akıl, azim ve ahlakıyla bilenmiş haldedir.
 Cumhurbaşkanımızdan en alt rütbe veya mevkide görev yapan kahramanlarımıza varıncaya kadar milli birlik ve dayanışma ruhu devleşerek iç ve dış işgal cephesine darbe üstüne darbe vurulmaktadır. Malazgirt Zaferi’mizin 951’inci yıl dönümünün yaklaştığı şu günlerde, terörle mücadelede eşsiz feragat ve fedakarlığı bulunan bazı isimlerin taltif ve takdir edilmesi kanaatimce çok yararlı ve yerinde bir karar olacaktır.

DEVLET ŞEREF MADALYASI  ÖNERİSİ Bu konuda makul, mantıklı ve akla yatkın en yakın yol ve yöntem de asıl sorumluluğu uhdesinde taşıyan Sayın Cumhurbaşkanımızın alicenap bir tasarrufta bulunmasıdır. Nihayetinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinde devir teslimlerin yaşanacağı ve zaferlerimizin yıl dönümlerinin ardı ardına kutlanacağı günlerde “2933 Sayılı Madalya ve Nişanlar Kanunu”nun 2’inci maddesinin a) fıkrasında bahsedilen “Devlet Şeref Madalyası”nın belirlenecek siyasi ve asker şahsiyetlere Sayın Cumhurbaşkanımızın takdir ve tensibiyle verilmesi düşünülebilecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın kararı ve tevcihi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru, birlik ve beraberliği için yurt içinde veya yurt dışında üstün feragat, fedakarlık, başarı ve yararlık gösteren muhterem isimlere “Devlet Şeref Madalyası”nın layık görülmesi terörle mücadelenin şevk ve iradesini hem destekleyecek hem de mükafatlandıracaktır. Elbette takdir ve yetki Sayın Cumhurbaşkanımızındır.

1 yıl önce

6'lı masanın HDP'ye bakanlık verme planı deşifre oldu! Kılıçdaroğlu'na destek için 3 şart koşulmuş...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde oluşturulan 6'lı masanın, HDP'ye bakanlık verme planı deşifre oldu. SALICI ÜZERİNDEN HDP İLE PAZARLIK  CHP'nin, kamuoyunda tepki görür endişesiyle gizli yürüttüğü HDP ile pazarlık sürecinin, Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı üzerinden koordine edildiği ortaya çıktı. Uzun süredir alttan alta süren görüşmelerde HDP'lilerin, Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığına destek için 3 şart ileri sundukları öğrenildi. O 3 şart şu şekilde: * İmzalanacak protokole Kürt sorununa ilişkin yeni bir 'çözüm sürecinin' yürütülmesiyle ilgili ifade konulacak. * Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ev hapsi kapısı açılacak. 6-8 Ekim olaylarının azmettiricisi Selahattin Demirtaş ise serbest kalacak. * HDP'ye bir bakanlık verilecek. Bu arada, görüşmelerde ön mutabakat zemininin oluştuğu iddia edildi.

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nun köşke çevirdiği tarihi yapıya belediye kasasından 20 milyon TL çıktı!

CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun ikamet olarak kullandığı Rumeli Hisarı’ndaki tarihi köşkün tadilatı için belediye kasasından 20 milyon 39 bin 962,85 TL harcadığı ortaya çıktı. Durum, Sarıyer’den İBB Meclis Üyesi olan Hüseyin Çoşgun’un verdiği soru önergesiyle ortaya çıktı. Coşgun’un önergesine başkanlık makamı adına cevap gönderen Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanlığı köşkün, 20 milyon 39 bin 962 TL’ye restore edildiğini bildirdi. Verilen yanıtta “Onarımlar sonrasında şehrin önemli bir noktasında bulunan tescilli bir kültür varlığı, atıl, kullanılmaz ve çürüyen halinden kurtarılarak Belediyemiz Başkanlık Çalışma ve Yaşam Ofisi olarak kullanılmak üzere restore edilerek, iç mimari uygulamaları yapılmıştır. 8 bin 524 metrekare peyzaj alanına oturan yapının deprem güçlendirmesi, restorasyonu, konservasyonu, iç mimari, uygulamaları, peyzaj ve çevre düzenlemesi, aydınlatması ve güvenlik önlemleri bir bütün halinde tarihi dokuya uygun şekilde ele alınmış ve ihale sözleşme bedeli kapsamında 20 milyon 39 bin 962,85 TL harcama ile tamamlanmıştır. Yapı ve çevre peyzajı ile düzenlenecek etkinlik ve programlarla İstanbul halkı ile eğitim, kültür ve sanat faaliyetleriyle buluşacaktır.” ifadeleri kullanıldı. Coşgun, ocak ayında verdiği soru önergesine “Hisar Üstü Konağı” olarak bilinen yapının köşke çevrildiğini söyledi. İBB Başkanının, Florya’da kendisine tahsisli lojman yerine Boğaz’da müze vasıflı bir yapıyı amacı dışında ailesinin ve kendisinin kullanımına açtığını ifade eden Coşkun, koruma altındaki kültür varlığının tamir ve tadilatının Anıtlar Kurulunun denetimine tabi olduğunu dile getirdi. Yapının ikametgaha dönüştürülmesi aşamasında yapılan harcamalara ilişkin sorular da soran Coşgun, şunları kaydetti: “Hisar Üstü Konağı olarak bilinen koruma altındaki konağın, başkanlık köşküne dönüştürülmek için bütün restorasyon ve renovasyona toplam 200 milyonu aşan bir harcama yapıldığı doğru mudur? Toplamda söz konusu Boğaz’a nazır köşk için ne kadar masrafı yapılmıştır? Restorasyon ve renovasyon yapılması için ilgili koruma kurullarından ruhsat ve izin alınmış mıdır? Alınmışsa, bu ruhsatın tarih ve numarası nedir? Yüksek bedeller harcanarak ikamet amaçlı köşke çevrilen bu taşınmaz için, kamulaştırma amacı dışında kullanıldığı gerekçesi ile iade davası açılması halinde İBB başkanının buna karşı yaklaşımı ne olacaktır?” GÖKSU’DAN TEPKİ İBB AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, İmamoğlu’na “İstanbullular bozuk otobüsleri itip, trafikte çile çekerken, Rumeli Hisarı’nda kendine köşk yaptıran CHP’li İBB Başkanı, trafik sorununu da belediyenin gemisini kendine tahsis ederek çözmüş.” diyerek duruma tepki göstermişti. Ekrem İmamoğlu’nun köşke çevirdiği tarihi yapıya belediye kasasından 20 milyon TL çıktı!

1 yıl önce

İBB’de bir kişiye aynı anda 3 müdürlük! Koskoca İstanbul’da Sinan Gürbüz’den başka adam mı yok?

https://twitter.com/bugunguncel/status/1570991391895064578?s=46&t=Rs5RAGRb4vDQbuN4y6vBdQ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Sinan Gündüz adlı kişiyi, aynı anda Kalite ve Yönetim Sistemleri Şubesi, Hayat Boyu Öğrenme Şubesi ve İnsan Kaynakları Şubesi’ne müdür olarak atadığı ortaya çıktı. BİR KİŞİYE KAÇ MÜDÜRLÜK DÜŞÜYOR? AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Fahri Şahin, 3 şubede birden müdürlük görevi yapan Sinan Gündüz’ün bilgisini Twitter hesabından paylaştı. AK Partili Şahin, mesajında şu ifadeleri kullandı: CHP’li İBB Başkanına soruyorum; Sayın İmamoğlu, İBB’de bir kişiye kaç müdürlük düşüyor?

1 yıl önce

Hükümetin projelerini sızdıran Kılıçdaroğlu ifşa oldu! Köstebekleri tespit edildi...

Hükümetin dar gelirliler başta olmak üzere toplumun her kesimine yönelik attığı ve önümüzdeki süreçle ilgili planlamalarının, kamuoyuna duyurulmasından önce CHP tarafından sahiplenilmesi, kamudaki köstebek bürokrat tartışmalarını yeniden alevlendirdi. superhaber.tv’nin haberine göre; Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) borçlarının faizlerinin silinmesi, icralık borçların tahsilinden vazgeçilmesi, araç alımında ÖTV indirim yapılması planı ve gençlerin bilgisayar ve cep telefonu alımında vergi indirimi yapılması gibi yeni projeler, hükümetten önce CHP tarafından açıklanarak sahiplenildi. Hükümet, diğer bazı projeleri de olgunlaştırıp kamuoyuna duyurmadan önce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirildi. HAVUZDA BEKLEYEN ESKİ BÜROKRATLAR Edinilen bilgilere göre; her bakanlık kendi çalışmasını büyük bir gizlilik içinde yürütmesine rağmen, sızmaların önüne geçemedi. Bunun üzerine bakanlıklar bünyesinde bilgilerin kim tarafından sızdırıldığına yönelik araştırmaların yapıldı ve köstebekler tespit edildi. Bu kişilerin halen "kızak kadrolar" olarak bilinen ve havuzda bekleyen bazı eski bürokratlar olduğu belirtildi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi "Halen aktif görevde bulunan" bürokratlardan bir sızıntı olduğu tespit edilemedi. Bilgi sızdırdığı tespit edilen eski bürokratlardan bazılarının "Müşavir" kadrolarında görev yaptıkları, bir aktif görevleri bulunmadığı öğrenildi. "ÇAKILI KADRODA GÖREV YAPIYORLAR" Bu kişilerle ilgili herhangi bir yasal bir işlem ise yapılamıyor. Bilgi sızdırılan bakanlıklardaki kaynaklar, "Kanun gereği devlet sırrı niteliğinde olmayan bilgi sızdırılmadıkça bir işlem yapılamaz. Çakılı kadroda görev yapıyorlar. İşten atamazsın, ceza veremezsin" dedi. Bakanlıklardaki aktif bürokratlar ise bundan sonraki çalışmalarla ilgili olarak bilgi sızmaması için, "dikkatli olmaları" konusunda uyarıldı. Çalışmaların daha dar bir kadro ile ve titiz bir şekilde yürütülmesi istendi. BOZDAĞ DA KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ GÖSTERMİŞTİ Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun "Köstebeklerim var. Hükümetin içinde bürokratlar bize bilgi aktarıyorlar" sözlerine tepki göstermişti: "Hükümetin alın teriyle ürettiği projeleri, ürettiği eserleri, aldığı kararları kimi bürokrasi içerisindeki ahlak yoksunu kişiler alıp bunu hırsızlık malı olarak çalıyorlar Sayın Kılıçdaroğlu'na götürüyorlar. O da hırsızlık ürününü satın alıyor oradan siyasi kazanç hesabıyla bunu Türkiye'ye servis ediyor. Siyaseten bile olsa hırsızlık malını satmak, siyasi kazanç elde etmek ahlaki mi? Bunun adı kapkaç siyasetidir. Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye'ye kapkaç siyaseti anlayışını da böylelikle kazandırmış oldu. Bürokrasi içerisindeki taraftarları oradan projeyi kapıp kaçırıyorlar, bu da kapıp kaçırılan projeleri öz malı gibiymiş gibi satıyor."

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11