03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

CHP'de kumpas iddiası... Menemen Belediyesi eski Başkanı Serdar Aksoy'a kumpas kurduğu iddia edilen 3 CHP'li milletvekili kim?

CHP Merkez Yönetim Kurulu, 16 Kasım’da Aksoy’u oy birliğiyle “kesin ihraç” istemiyle “tedbirli” olarak Yüksek Disiplin Kuruluna sevk etmişti. Aksoy ise 18 Kasım’da partisinden istifa ettiğini, görevine devam edeceğini duyurmuştu. Ardından Menemen Belediyesine yönelik “zimmet ve irtikap” iddialarına ilişkin soruşturma başlatıldı. Operasyonun kapsamında Serdar Aksoy da vardı. Aksoy 24 Kasım 2020 tarihinde tutuklandı. Aksoy’la birlikte 11 kişi de tutuklandı, 7 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında İYİ Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı O.Y. ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Karabağlar Belediye Meclis Üyesi T.F.Ç’nin de bulunduğu, bu kişilerin hurda satışı işiyle bağlantılı olduklarının iddia edildiği öğrenilmişti. Aksoy’un da aralarında bulunduğu 10 kişi 7 Temmuz 2021’de adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Aksoy,  İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alındı.  PARTİ İÇİNDE KUMPAS KURULDUĞUNU İDDİA ETTİ Serdar Aksoy, yaşanan süreçle ilgili özellikle de partisi ve bazı milletvekilleriyle ilgili Veryansın Tv’ye çarpıcı iddialarda bulunmuş, kendisine kendi partisi içinden kumpas kurulduğunu öne süren Aksoy, sahte imzayla tutuklatıldığını belirtmişti. Aksoy, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan‘la ilgili de dikkat çeken iddialar ortaya attı. Askoy, Seyrek'teki ihaleyle ilgili şu ifadeleri kullandı: “Seyrek, deniz kenarı olan bir yer değil ama körfezi görüyor, şu an çok rağbet gören Foça’ya yakın, üniversitelere komşu cephesi olan bir yer. Parsellenmiş imara açık bir yer, 1 milyon m2. Projede, bin 300 adet villa, Bornova Forum tarzı yatay bir AVM ve bir de benzinlik ihalesine çıkacaktım. Tamamen kendi projem ve belediyeyi ayağa kaldıracak bir proje. Belediye başkanı olarak açık ihale ile ihaleye çıkmak istedim. Kim fazla verirse o alacak şekilde. AVM’nin tamamını belediyeye alacağız, benzinlik belediyeye, villalardan da bir miktarını alacaktık. Belediyenin hiçbir borcu kalamayacak ve sürekli bir gelir kaynağı direkt belediyenin kasasına akacaktı. Menemen Seyrek cazibe merkezine dönüşecekti. 2000- 2500 civarı elit bir kesimi İstanbul, Ankara’dan ve birçok farklı kentten Menemen’e getirecektik. Talep çok yoğun oldu ihale için…” Proje ses getirdi adeta Menemen konuşulur oldu İzmir genelinde. Birkaç gün içinde Bayraklı’da bir plazaya gelmem için davet etti iki CHP’li milletvekili. İsimlerini paylaşmak istemiyorum şu anda, ama zamanı gelince hesaplaşacağım mahkemede. İkisi de İzmir milletvekiliydi… Davet ettiler. Gaziantepli bir firma vasıtası ile 6 ayrı şirket varmış, ama 6’sı da sanki farklı firmaymış gibi. ‘Açık ihale olmasın’ dediler. Sanki farklı şirketler girmiş gibi pazarlık usulü olsun yönünde telkinde bulundular. YALÇIN BAYER: O İSİMLER AÇIKLANSIN Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, Aksoy’un 3 vekilin sahte imzası ile tutuklandığı iddialarına değinerek, söz konusu isimlerin açıklanmasını istedi. Twitter hesabından paylaşım yapan Bayer, şunları söyledi: “İzmir Menemen Bel. Baş., eski bir milletvekilinin oğlu olan Serdar Aksoy Veryansıntv’de nasıl tutuklandığını anlatırken CHP ne durumlara düşmüş! Sahte imza ile kendisini tutuklatan 3 milletvekili kimdir? Makamını AKP’ye kaptıran Aksoy, kimlere tazminat davası açacaktır, bilinsin.”

2 yıl önce

FETÖ'nün kaset kumpas davasında karar çıktı

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Sanıkların son sözlerinin dinlenmesinin ardından hükmünü açıklayan mahkeme heyeti, 120 sanığı, 6 yıl 3 ay ile 92 yıl 10 ay arasında değişen sürelerde hapis cezasına çarptırdı. Davada sanıklar Sedat Zavar 92 yıl 10 ay, İlker Usta 81 yıl, Gürsel Aktepe ise 72 yıl 3 ay hapisle cezalandırıldı. Baykal'a yönelik eylemleri nedeniyle sanıklardan Yener Dönmez'e 21 yıl, Fatih Ünel'e de 13 yıl hapis cezası verildi. Önceki celse duruşmaya katılmayan sanıkların son sözlerinin dinlenilmesinin ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Tokyürek dosyanın tamamlandığını, toplanacak başka delil bulunmadığını belirterek hükmü açıkladı. Buna göre suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanlığında şube müdürü olarak görev yapan Gürsel Aktepe, "siyasal hakların kullanılmasını engellemek", "konut dokunulmazlığını ihlal", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi" ve "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçlarından 72 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklardan, istihbarattan sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Hami Güney, "özel hayatın gizliliğini ihlal", "konut dokunulmazlığını ihlal", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi" suçlarından 9 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı. Sanıklardan gazeteci Yener Dönmez, "silahlı terör örgütüne üye olma", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma", "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçlarından 21 yıl hapis cezası aldı. Mahkeme, Dönmez hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Sanıklardan Fatih Ünen, eski CHP Genel Başkanı Baykal'a yönelik eylemleri nedeniyle, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "özel hayatın gizliliğini ihlal" ve "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi" suçlarından 13 yıl hapisle cezalandırıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde çalışma ofisine dinleme cihazı konulması davasında da hüküm giyen sanıklar İlker Usta 81 yıl ve Sedat Zavar da 92 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Usta ve Zavar, Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntüleri kaydeden cihazları yerleştirenler arasında yer alıyordu. MAHKUM EDİLEN SANIKLAR Mahkemenin, "silahlı terör örgütüne üye olma", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği", "siyasal hakların kullanılmasını engellemek", "konut dokunulmazlığını ihlal", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi", "özel hayatın gizliliğini ihlal" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından 6 yıl 3 ay ile 92 yıl 10 ay arasında hapisle cezalandırdığı sanıklar şunlar: "Abdülhalim Sönmez, Ali İhsan Tezcan, Arif Tuncal, Cebrail Cıcık, Davut Ersoy, Emrah Kanmaz, Erhan Sazil, Gürsel Gündüz, Hakan Kırdağ, Hayati Başdağ, İzzet Yılmaz, Mustafa Alptekin, Mustafa Süngü, Mustafa Tokmak, Nurettin Sağdaş, Ömer Demir, Sinan Altıparmak, Şaban Albayrak, Süleyman Bağlan, Tolga Güzeltaş, Yusuf Dağdelen, Şahin Çelik, Osman Oktay Ilıcan, Erol Demirhan, Ersin Erdin, Fatih Taşpınar, Mehmet Demirbilek, Fatih Ünen, Rüstem Atik, Yener Dönmez, Sinan Akkaya, Okan Aytekin, Cengiz Söğüz, Ahmet Yılmaz Ekiz, Akif Buyrukoğlu, Fatih Aydın, Murat Yöney, Latif Harun Pişkin, İlker Usta, Ertan Aslan, Sedat Zavar, Gürsel Aktepe, Hami Güney ve Yiğit Uyar." DİĞER SANIKLAR HAKKINDAKİ KARARLAR Mahkeme, aralarında FETÖ elebaşı Gülen'in de bulunduğu firari 46 sanığın dosyasını ayırdı. 3 sanığın dosyasını tefrik eden heyet, 2 sanık hakkında ise ölüm nedeniyle düşme kararı verdi. Heyet, Eski EGM İstihbarat Başkanı Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu 76 sanığa, üzerine atılı suçlardan herhangi bir ceza vermedi. Mahkeme tutuksuz sanıklardan 14'ü hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı, bunlardan biri tutuklandı.

1 yıl önce

MHP lideri Devlet Bahçeli'den Bakan Soylu’ya destek, Ümit Özdağ'a sert tepki! 'Pis bir kumpas, küstah bir tertip...'

MHP liderinin açıklamaları şöyle; “Türkiye’miz maksadı bulanık, meşrebi buruşuk, meselesi bunalım çıkarmak olan müflis odaklar eliyle karanlık bir ortama sürüklenmek, kavga ve kargaşa iklimine sokulmak istenmektedir. Kaldı ki dış tazyik ve telkinlerin refakatiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okunmaktadır. Türk milleti gelişmeleri kaygıyla takip etmektedir. Nereye ve hangi çevrelere hizmetkarlık yaptıkları sır olmayan menfur zihniyetlerin siyasi kamuflaja bürünerek sokak üslubuna heveslenmeleri, bu vesileyle toplum huzurunu zehirleme teşebbüsleri çok ciddi bir tehdittir. Sayın İçişleri Bakanımızın ve İçişleri Bakanlığımızın hedef alınması, saat 11 randevusuyla bakanlık çevresine yığınak yapılması vaka-ı adiyeden bir olay şeklinde görülemeyecektir. Bu pis bir kumpas, bayağı bir tezgah, küstah bir tertip ve beyhude bir çırpınıştır. Şu hususu herkes bilmelidir: Türkiye’nin terörle mücadeleyi yurt içinde ve yurt dışında kararlılıkla ve kahramanca icra ettiği bir dönemde milli güvenliğimizi müdafaa, milli bekamızı muhafaza eden kurum ve kuruluşların iğrenç polemiklerin içine çekilmesi alçak bir komplodur. Türkiye’nin terör kamburundan kurtulması için insanüstü bir çaba sarfeden devlet ve siyaset adamlarımızı, tıpkı terör örgütlerinin ağzıyla hedef tahtasına koyanlar tarih huzurunda büyük bir vebalin altındadır. Hiç kimse terbiyesizlik yapmasın, herkes sınırını ve yerini bilsin. Başta İçişleri Bakanımız olmak üzere terörle mücadeleyi inançla, imanla ve iradeyle yürüten kim varsa milletimizin desteği sonuna kadar arkalarındadır. Bu saygın isimlere kim ya da kimler hakarete yeltenmişse hepsini birden şiddetle kınadığımız ve kınayacağımız tartışmasızdır. İçişleri Bakanımızın ismi Süleyman Soylu’dur. Bakanlık önünde pespaye görüntüler eşliğinde magandalık yapanlar, anarşist yöntemlere müracaat edenler ateşle oynayan provokatörlerdir. Türk milleti Soylu duruşu da bilmekte, lekeli ve gölgeli müfterileri de görmektedir. Biz herkesin ederini de, giderini de, ciğerini de iyi biliriz. Sudan sebeplerle, fuzuli polemiklerle, sipariş gayelerle Türk devletine cephe açıp terör örgütlerinin ümidi olanlara bu aziz vatanı heba ve heder ettirmeyiz.” Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Maliye Bakanı’ndan Soylu’ya destek Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya destek ziyaretinde bulundu. Ne olmuştu? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT ekranlarında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın göçmemlerle ilgili yalanlarını teker teker ortaya çıkarmıştı. Bunun üzerine Ümit Özdağ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu tehdit etmişti.

1 yıl önce

Kılıçdaroğlu’nu koltuğa oturtan kumpas! Deniz Baykal ve MHP’lilerin görüntüleri ile ilgili aranan 2 firari enselendi

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Deniz Baykal ile bazı eski MHP’li yöneticiler ve milletvekillerinin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin basın yayın yoluyla dağıtılması soruşturması kapsamında operasyon düzenlendiği belirtildi. CEVAEVİNE GÖNDERİLDİLER Açıklamada, “Silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarından 9 yıl 6 ay hapis cezası ile yargılanan ihraç eski polis memurları A.Y.E. ve A.B. Tekirdağ’da saklandıkları örgüte ait hücre evinde yakalandı. 23 Mayıs’ta Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen şüpheliler tutuklanarak Tekirdağ Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi.” ifadeleri kullanıldı. FETÖ’NÜN KUMPASIYLA KILIÇDAROĞLU KOLTUĞA OTURDU FETÖ 2010 yılında CHP ve Türk siyasetini dizayn için bir kaset darbesi yaptı. Örgüt, usulsüz olarak dinlediği CHP lideri Baykal’a ait bazı uygunsuz görüntüleri 6 Mayıs 2010’da bazı internet siteleri üzerinden yayımladı. Baykal görüntülerin yayınlanmasından 4 gün sonra istifa etmek zorunda kaldı. Baykal’ın kaset kumpasıyla devrilmesinin ardından koltuğa Kemal Kılıçdaroğlu oturdu. KASET KUMPASI DAVASINDA KARAR AÇIKLANMIŞTI Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internette yayımlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in de sanıkları arasında bulunduğu davada karar 27 Nisan 2022’de açıklandı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Önceki celse duruşmaya katılmayan sanıkların son sözlerinin dinlenilmesinin ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Tokyürek dosyanın tamamlandığını, toplanacak başka delil bulunmadığını belirterek hükmü açıkladı. Buna göre suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanlığında şube müdürü olarak görev yapan Gürsel Aktepe, “siyasal hakların kullanılmasını engellemek”, “konut dokunulmazlığını ihlal”, “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi” ve “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlarından 72 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklardan, istihbarattan sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Hami Güney, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “konut dokunulmazlığını ihlal”, “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi” suçlarından 9 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı. Sanıklardan gazeteci Yener Dönmez, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlarından 21 yıl hapis cezası aldı. Mahkeme, Dönmez hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Sanıklardan Fatih Ünen, eski CHP Genel Başkanı Baykal’a yönelik eylemleri nedeniyle, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi” suçlarından 13 yıl hapisle cezalandırıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde çalışma ofisine dinleme cihazı konulması davasında da hüküm giyen sanıklar İlker Usta 81 yıl ve Sedat Zavar da 92 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Usta ve Zavar, Baykal ile bazı eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntüleri kaydeden cihazları yerleştirenler arasında yer alıyordu. MAHKUM EDİLEN SANIKLAR Mahkemenin, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği”, “siyasal hakların kullanılmasını engellemek”, “konut dokunulmazlığını ihlal”, “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçlarından 6 yıl 3 ay ile 92 yıl 10 ay arasında hapisle cezalandırdığı sanıklar şunlar: “Abdülhalim Sönmez, Ali İhsan Tezcan, Arif Tuncal, Cebrail Cıcık, Davut Ersoy, Emrah Kanmaz, Erhan Sazil, Gürsel Gündüz, Hakan Kırdağ, Hayati Başdağ, İzzet Yılmaz, Mustafa Alptekin, Mustafa Süngü, Mustafa Tokmak, Nurettin Sağdaş, Ömer Demir, Sinan Altıparmak, Şaban Albayrak, Süleyman Bağlan, Tolga Güzeltaş, Yusuf Dağdelen, Şahin Çelik, Osman Oktay Ilıcan, Erol Demirhan, Ersin Erdin, Fatih Taşpınar, Mehmet Demirbilek, Fatih Ünen, Rüstem Atik, Yener Dönmez, Sinan Akkaya, Okan Aytekin, Cengiz Söğüz, Ahmet Yılmaz Ekiz, Akif Buyrukoğlu, Fatih Aydın, Murat Yöney, Latif Harun Pişkin, İlker Usta, Ertan Aslan, Sedat Zavar, Gürsel Aktepe, Hami Güney ve Yiğit Uyar.” DİĞER SANIKLAR HAKKINDAKİ KARARLAR Mahkeme, aralarında FETÖ elebaşı Gülen’in de bulunduğu firari 46 sanığın dosyasını ayırdı. 3 sanığın dosyasını tefrik eden heyet, 2 sanık hakkında ise ölüm nedeniyle düşme kararı verdi. Heyet, Eski EGM İstihbarat Başkanı Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer’in de aralarında bulunduğu 76 sanığa, üzerine atılı suçlardan herhangi bir ceza vermedi. Mahkeme tutuksuz sanıklardan 14’ü hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı, bunlardan biri tutuklandı.

1 yıl önce

Bukalemun gibi sızan FETÖ 11 Alevi derneği kumuştu: Amaçları iftira ve kumpas

İftira ve yalanı yaşam biçimi haline getiren FETÖ kullandığı "renklendirme" taktiği ile bukalemun gibi toplumun farklı kesimlerinin içine sızarak kendini gizliyor. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, FETÖ'nün sadece muhafazakar kimlikle değil solcu, liberal ya da Atatürkçü gibi göründüğüne dikkat çekerek, 11 Alevi derneği ve bir adet Alevi Federasyonu kurduğunu hatırlattı. Nedim Şener'in "Bir FETÖ taktiği: Çokların içerisinde azları kaybettirmek" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: Bir FETÖ’cü sadece örgüt amaçlarına odaklanmış; yalan, iftira ve kumpası yaşam biçimi haline getirmiş, ailesine, dinine, milletine, bayrağına ihanet eden bir haindir. Mesleği; örgütsel amaçları için kullanacağı bir araç, taşıdığı sıfat ise kamuflajdır. ALEVİ DERNEKLERİ BİLE KURDULAR Kullandıkları “renklendirme” taktiği bukalemun gibi ortama uyarak gizlenmeyi sağlar. O yüzden, sağcı, solcu, Atatürkçü, muhafazakâr, ülkücü, liberal benzeri kimlikler yanında her tarikat ve cemaatçi görünümünde FETÖ mensubu vardır. Sözde Sunni bir “dini cemaat” görüntüsü altındaki FETÖ’nün, 11 Alevi derneği ve bir adet Alevi Federasyonu kurduğunu hatırlarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsanız. FETÖ GÜNDEMİNİ SOKUŞTURUYOR Sadece devletin değil, toplumun kılcal damarlarına sızıp buraları operasyonel faaliyet alanına çevirmek temel taktiğidir. Toplumun tartışma yaratan alanlarındaki fay hatları üzerinde oynayarak kaos çıkarmak temel stratejisidir. Bunu yaparken de günümüzde en yaygın olarak kullandığı araç, sosyal medyadır. Dikkat ederseniz, her siyasi, sosyal ve ekonomik tartışmada, provokasyona yönelerek, çözüme gidecek konuyu içinden çıkılmaz hale getiren ve çözümsüzlüğe mahkûm eden unsurlardan birisi de FETÖ’cülerin bu tutumudur. “Çokların içerisinde azları kaybettirmek” gibi gizlenme taktikleri vardır. Bu yolla, masumların arasında kendi suçlarını gizlerler. Bana yapılan sosyal medya saldırısı sırasında, darbeye karışan askeri öğrenci ve onlarla ilgili çekilen belgesel ile KHK’lıları gündeme getirmeleri de bu taktiğin yansımasıdır. Eğer başaramıyorlarsa en haklı talepleri gerçek tartışma zemininden çıkaran fitneci FETÖ mensupları toplumsal kutuplaşmanın fitilini ateşlerler.

1 yıl önce

FETÖ’nün kumpasçı Mehmet Baransu'nun tahliyesine hükmedildi! Fakat tahliye olamayacak…

Balyoz davasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 13 yıl hapse mahkum edilen Mehmet Baransu'nun davasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi bozma kararı verdi. Daire aynı zamanda Baransu'nun yasal tutukluluk süresi dolduğu için tahliyesine hükmetti. Başka suçlardan tutuklu bulunan Baransu'nun serbest kalmayacağı öğrenildi. Beraat kararıyla sonuçlanan "Balyoz planı" davasında yargılanan bazı sanıklara kumpas kurulduğu gerekçesiyle yargılanan Mehmet Baransu, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'un yargılandığı dava geçen Mart ayında karara çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanık Mehmet Baransu'nun "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etme", "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçundan 13 yıl hapse çarptırıldı. Diğer sanıklar Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur da "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgilerini temin etme" suçundan 3 yıl 4'er ay hapisle cezalandırdı. TAHLİYE EDİLDİ AMA CEZAEVİNDEN ÇIKAMAYACAK Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi tarafından incelendi. Daire, yasal tutukluluk süresi dolduğu gerekçesiyle Mehmet Baransu'nun bu dosya kapsamında tahliyesine karar verdi. Ancak Baransu; Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki farklı bir davasından dolayı cezaevinden çıkamayacak. USULÜ BOZMA Daire ayrıca dosyada bozma kararı verdi. Bazı tanıkların dinlenmesi ve usulü eksiklikler nedeniyle bozma kararı veren dairenin başkanlığını kıdemli üye Yılmaz Kaya'nın yaptığı, asıl başkanı Bülent Dalkıran'ın ise dosyaya yerel mahkemede baktığı gerekçesiyle usulen İstinaf aşamasında imzasının bulunmadığı öğrenildi.

1 yıl önce

FETÖ'cü Önder Aytaç itiraf etti: MHP, Deniz Baykal, Cübbeli Ahmet Hoca kumpasları…

FETÖ içindeki iktidar kavgası büyüyor. Örgüt içi kavga büyüdükçe itiraflar geliyor. Son olarak Firari FETÖ'cü Önder Aytaç ile Mustafa Yeşil ve Mustafa Özcan'a bağlı örgüt üyeleri Twitter'dan birbirlerine girdi.  ÖNEMLİ BİR İTİRAF GELDİ! Yaşanan tartışmanın ardından olarak Firari FETÖ'cü Önder Aytaç önemli bir itirafta bulundu. Aytaç, "Ve çok üzgünüm bunu söylerken ama MHP milletvekillerinin kasetlerini de, Cübbeli Ahmet Hoca’nın kasetlerini de, Kemalettin Özdemir’in ve Deniz Baykal’ın kasetlerini de ortaya saçan asla ve asla cemaat değil ama cemaatin içinde odaklanmış ve 'menfi mesulleri'ni idare eden ve yönlendiren derin pisliklerle ilişki içinde olan Mustafa Yeşil ve Temel Alsancak çetesidir" diye yazdı. 

1 yıl önce

Kumpas deşifre oldu: Habertürk bilinçli algı operasyonunu kabul etti

İstanbul Şişli'deki kasapta karne alan ilkokul öğrencisi çocuğa annesinin kendisine karne hediyesi olarak et aldığını söylettiği ortaya çıkan Habertürk muhabiri Fatmanur Boylu işten çıkarıldı. Kanal yönetiminin ham görüntüleri inceleyerek Boylu'nun çocuğa telkinde bulunduğunu tespit edildi. Habertürk'ten yapılan açıklamada şu satırlara yer verildi: Habertürk TV'de 23 Ocak 2023 tarihinde yayınlanan ve sosyal medyada çeşitli yönlerden "Karne hediyesi et alan çocuk" başlığıyla tartışılan haberle ilgili olarak haberin oluşumunda çocuğun ailesinin iddia ettiği gibi gazetecilik ilkelerine aykırılık oluşturacak şekilde çocuğun konuşmasına muhabir müdahalesi olup olmadığına dair Habertürk TV yönetimince inceleme ve soruşturma başlatıldığı kamuoyunun bilgisine sunulmuştu. Bu kapsamda olmak üzere; haberin tüm ham bantları yetkililerimizce incelenmiş, inceleme öncesi ve sonrası muhabir açıklaması ve savunması alınmış, haberle ilgili süreçte yer alan tüm yetkililer dinlenmiştir. "ÇOCUĞUN BU YÖNLENDİRME DOĞRULTUSUNDA KONUŞTUĞU MAALESEF TESPİT EDİLMİŞTİR" Neticede incelenen ham kayıtların açıkça gösterdiği üzere; muhabirimizin haberde konuşan çocukla gazetecilik ilke ve kurallarına tümüyle aykırı olarak, çocuğa nasıl konuşacağına ilişkin dikte edici ve yönlendirici nitelikte ön konuşma yaptığı ve çocuğun bu yönlendirme doğrultusunda konuştuğu maalesef tespit edilmiştir. Muhabir savunmasında haberin konusunun çocuk olmadığı, çocuğu ailesiyle rastlantı sonucu mağazada gördüğünü ve habere sıcaklık ve neşe katmak için çocukla şaka mahiyetinde konuştuğunu, ancak bu kısa konuşmanın sosyal medya ve diğer medya mecralarında bağlamından koparılarak çarpıtıldığını ve haberdeki bağlamın tamamen dışında bir çerçeveye sokularak kendisinin ve Habertürk'ün aleyhine bir şekle dönüştürüldüğünü ve olayın iradesi dışında getirildiği noktadan büyük üzüntü duyduğunu belirtmiş ise de bu açıklama ve savunma gazetecilik ilke ve kurallarına aykırılık oluşturacak şekilde çocuğa nasıl konuşması gerektiğini dikte eden ön konuşmayı izah ve ikna edici nitelikte bulunmamıştır... Bu haberde muhabirimizin, çocuğun konuşması/konuşturulması ile ilgili kısımda aldığı tutum bu ilkelerin açıkça ihlali niteliğinde görülmüş olduğundan kendisiyle iş ilişkimiz bugün itibarıyla sonlandırılmıştır.

1 2 3 4