02 Mayıs Perşembe 2024
3 yıl önce

Rasim Ozan Kütahyalı: Z kuşağı adı verilen bu jenerasyonun Türkiye’de en sevdiği insanlardan biri benim

Bu aynı zamanda tam 3 sene yasaklı olduğum dönemde bitmek bilmeyen sevgileriyle beni ayakta tutan ve ekranlara dönmemi sağlayan, özellikle 15-21 yaş arası genç kardeşlerime sözüm olsun." 'Z kuşağı adı verilen bu jenerasyonun Türkiye’de en sevdiği insanlardan biri benim' Z kuşağı adı verilen jenerasyonun Türkiye'de en sevdiği insanlardan birinin kendisi olduğunu belirten Kütahyalı, "Onların bu sevgisini küçümsemeye kalkanlara bedelini çok ağır şekilde ödeteceğim. Hiç merak etmesin genç kardeşlerim. Bu son hadisede de sevindiğim tek konu 15-21 yaş kuşağının Orhan Pamuk ismiyle tanışması ve merak etmesi oldu. Şimdi harıl harıl Pamuk kitaplarını merak ediyor bu kuşak" diye yazdı.

2 yıl önce

Filistin’e sosyal medya kuşatması: Facebook, Instagram ve Twitter’dan sansür

İşgal altındaki Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinde yaşayan Filistinlilerin zorla evlerinden çıkarılma planına yönelik olayları belgeleyen yüzlerce gönderi ve hesabın, sosyal medya platformları tarafından silindiği veya kısıtlandığı açıklandı. Sergilenen İsrail yanlısı tutuma ilişkin kanıt topladıklarını belirten araştırmacılar, ABD merkezli sosyal medya platformları Facebook, Instagram ve Twitter’ı, Şeyh Cerrah mahallesi hakkında bilgi paylaşan gönderileri kaldırarak veya paylaşım yapan hesapları askıya alarak, İsrail zulmünün sosyal medyada görülmesine mani olmakla suçladı. İsrail güçlerinin cuma günü Mescid-i Aksa’ya saldırı düzenlediği sırada, ‘El Aksa’ hashtagleri Instagram tarafından gizlendi. İşgalci gücün, şok bombaları ve plastik mermilerle çoğu Filistinli 220 kişiyi yaralamasıyla sonuçlanan baskın anlarında platform, Kudüs ile ilgili paylaşılan içerikleri engelledi. Instagram ve Facebook adına bir sözcü “Hashtaglerin yanlışlıkla kısıtlandığının farkına vardık.”açıklamasını yaparak, İsrail güçlerinin uyguladığı orantısız şiddetin kanıtlarını kararttıklarını itiraf etti. Sözcü, yaşanılan teknik sorunla ilgili özür diledi. İÇERİKLER KALDIRILDI, HESAPLAR ASKIDA Sosyal medya platformlarının olayların üzerinden belirli bir zaman geçtikten sonra içerikleri yeniden göstermeye başladığı görüldü. Arap Sosyal Medya İnceleme Merkezi, 200 kaldırılmış içerik belirlediklerini ve yapılan itirazlar sonucu içeriklerin yeniden erişime açıldığını duyurdu. Filistin merkezli dijital haklar grubu Sada Social ise, Şeyh Cerrah hakkında bilgi paylaşan ve askıya alınan en az 50 Twitter hesabı tespit etti. Olayın duyulmasının ardından Twitter yetkililerinin, otomatik bir spam filtresi tarafından yanlışlıkla bazı hesaplarda yaptırım uygulandığını savunması dikkatlerden kaçmadı. Facebook da, “şehit” kelimesinin geçtiği gönderilerin tehlikeli bireyler ve kuruluşlar politikasına aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırılabileceğini belirtmişti. İslam dünyası için büyük anlam ifade eden ‘şehit’ kelimesini, “terörü yücelten” bir kelime olarak yorumlayan platformun İslam karşıtı tutumu da gözler önüne serildi. Kurum yöneticilerinin, içinde ‘siyonizm’ geçen gönderileri de kaldırmayı düşündüğü gelen bilgiler arasında. İsrail’den özel birim İsrail, Filistin içeriklerini sistematik olarak izleyen Adalet Bakanlığı bünyesinde bir siber birim kurdu. İsrail eyalet savcılığının raporlarına göre İsrail siber birimi tarafından yapılan içerik kaldırma taleplerinin sayısı 2016’da 2 bin 241 iken 2017’de 12 bin 351’e, 2018’de 14 bin 283’e çıkarak üç yılda yüzde 600 oranında arttı. 2017 yılında İsrail polisi, bu birimin raporu doğrultusunda Filistinli bir işçiyi tutukladı. Emniyet güçleri gerekçe olarak ise Filistinli işçinin İbranice ‘saldırmak’ anlamına gelen bir kelime bulunan içerik paylaştığını iddia etti. Aynı kelimenin Arapça’da ‘günaydın’ anlamına geldiği anlaşılınca, işçi serbest bırakıldı.

2 yıl önce

Avrupa'yı Türkiye korkusu sardı

Türkiye’nin Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) destek vermesi uluslararası basının gündeminden düşmüyor. UMH güçlerinin Hafter’e karşı elde ettiği başarılar pek çok habere konu olurken, İngiliz basını bu kez Türk Donanması’nın Libya karasularındaki etkisini yazdı. İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Times, ‘Türk gemileri, Avrupa’nın Libya sularındaki rolünü zorluyor’ başlıklı bir makaleyle bölgedeki durumu okuyucularına aktardı. Türkiye’nin Libya Sahil Güvenlik ekipleriyle birlikte hareket ettiğini vurgulayan makale, 13 Mayıs’ta bir Türk fırkateyninin Libya’nın Khoms şehrinin 28 mil açıklarında göçmen teknelerine müdahale ettiğini aktardı. Bu operasyon sonucunda Libya Sahil Güvenlik ekiplerinin 97 mülteciyi yakaladığı belirtildi. TÜRKİYE KALPLERİ KAZANDI’ Konuyu The Times’a yorumlayan uzmanlardan Roma’daki ISC Direktörü Gabriele Iacovino, “Türkiye boşluğu doldurdu” ifadelerini kullandı. İsviçre merkezli Ulusötesi Organize Suçlara Karşı Küresel Girişim (Global Initiative Against Transnational Organized Crime) analisti Jalel Harchaoui ise Türkiye’nin Libya’da kalpleri ve akılları kazandığını söyledi. Harchaoui, “Ankara tarafından eğitilen bir Libyalı, hayat boyu Türkiye hayranı haline geliyor. Bu durum politik olarak Avrupa için korkutucu” diye konuştu.

2 yıl önce

Teröristbaşı Murat Karayılan çöküşü itiraf etti

Terörist elebaşlarından Murat Karayılan, Mehmetçiğin yürüttüğü harekatın ne denli kapsamlı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı. Sabah'ın haberine göre teröristbaşı Karayılan, TSK'nın Haftanin Vadisinde de birçok bölgeyi ele geçirip askeri üs bölgeleri kurup yerleştiğini belirterek şunları itiraf etti: Adım adım ilerliyorlar. Ancak en kapsamlısı son harekatlar oldu. Savaş ve keşif uçakları, helikopterler, obüsler, tanklar ve toplarla her türlü yeni nesil teknolojiyi ileri seviyede kullanıyorlar. Adım adım ilerliyorlar. Ancak en kapsamlısı son harekâtlar oldu. Savaş ve keşif uçakları, helikopterler, obüsler, tanklar ve toplarla her türlü yeni nesil teknolojiyi ileri seviyede kullanıyorlar. Askeri taktik ve planlarını bazen yanıltıcı yöntemlerle kullanıyorlar. Çağın bütün tekniğini en üst düzeyde kullanıyorlar. Buna bağlı olarak, "Nereye gidersem orayı alırım" diyen bir devlet var karşımızda. Çok kapalı ve taktiksel bir harekat yürütüyorlar. Zendura, Mervanos ve Avaşin'in de birçok noktasına yerleştiler. Buna karşı artık toplu gruplarla mücadele yerine 2'şer ve 3'er kişilik tim savaşı yürütmek zorunda kalıyoruz. Yeraltı tünelleriyle mücadele etmek istedik, ancak bu tünellere de havadan karadan harekâtlar yapıldı. Yani sonuç alana kadar bölgeyi terk etmiyorlar TSK NEREYE GİDİYORSA ORADA KALIYOR Terör örgütünün eksiklikler yaşadığını ve birçok noktada çaresiz kaldığını anlatan Karayılan şu itiraflarda bulundu. Gerçekten ciddi anlamda birçok eksikliğimiz vardır. Bu eksikliklerimizden özeleştirimizi veriyoruz. Şu an en büyük gerçeklik budur. Türk ordusu nereye operasyon yapıyorsa, hiç çıkmayacak şekilde oraya yerleşiyor. Yollar yapıyor, askeri üsler kuruyor. Şu anda da Şemdinli'den başlayarak Irak sınırları içindeki Avaşin-Basyan içinde yer alan Mamreşo Kamp bölgesine karayolu inşa ediyorlar. Mamreşo bizim en önemli barınma merkezlerimizden biriydi. Bu yolu aktif hale getirdiklerinde artık Şemdinli'den yarım saat içinde buraya anlık kara harekâtı yapabilecekler. Irak merkezi hükümeti neden sessiz kalıyor bu duruma bilmiyoruz. Afrin'e de harekât yaptılar ve bir daha çıkmadılar. Oradaki bütün köyleri, yerleşim yerlerini ele geçirip Özerk kantonu yok saydılar. Dört önemli kadromuz MİT'in yerel istihbaratıyla havadan vuruldu.

2 yıl önce

Fetullah Gülen ile Sedat Peker'e fısıldayan aynı "kuş" mu?

Suç örgütü kurmakla suçlanan ve yurt dışında firari olarak bulunan Sedat Peker, yaptığı açıklamalarla Türkiye'nin gündemini değiştirmeye devam ediyor. Sedat Peker, pazartesi akşamı sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Alevi vatandaşlara yönelik bir saldırı girişimi planlandığını öne sürdü. Gaziosmanpaşa'da 1995 yılında düzenlenen saldırıdan daha büyük bir eylemin eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın adamları tarafından organize edildiği iddiasında bulunan Peker, "Planları bir cemevine saldırıdır" dedi. Peker'in bu açıklaması İstanbul Gazi Mahallesi'nde 12 Mart 1995'te üç kahvehanenin taranmasıyla başlayan olaylar 23 kişinin hayatını kaybetmesi, 653 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olayların acı hafızalarını tazeledi. ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİ! Sözcü yazarı Aytunç Erkin ise tam bu noktada çok çarpıcı tespitlerde bulundu. "İstihbarat kuşları ve Gazi Mahallesi" başlığını taşıyan bir köşe yazısı kaleme alan Erkin, Gazi olayları öncesinden gazeteci Ruşen Çakır'ın Fetö elebaşı Fetullah Gülen ile yaptığı röportajı hatırlattı. O röportajda Gülen şu ifadeleri kullanmıştı; “Gaziosmanpaşa hadiselerinden bir buçuk ay kadar önce birisi vasıtasıyla yukarılara bir rapor ilettim. İstihbaratta profesyonel bir dostumun verdiği bu raporda, PKK tarafından Almanya'da büyük hazırlıklar yapıldığı, Türkiye'de bazı hassas yerlerde Alevi ocak ve bucaklarının kundaklanacağı, Aleviler'den bazılarının vurulacağı ve bütün bunlar Sünnilere isnat edilerek Alevilerin ayaklandırılıp, bir Sünni-Alevi çatışması meydana getirileceği bu raporda yazılıydı. (…) Niyetleri, ülkeyi parçalamak, polisi yıpratıp askeri bir cuntaya gel demek, Müslümanları ve milli, dini hizmet veren müesseseleri ezmekti…” İSTİHBARAT KAYNAKLARI AYNI MI? Makalesini, "Yani… Gülen, Ocak 1995'te dönemin Başbakanı Tansu Çiller'e “istihbarat raporu” ilettiğini, Alevi yurttaşlarımıza yönelik provokasyon yapılacağını söylediğini gazeteci Ruşen Çakır'a anlatıyor!" sözleriyle sürdüren Sözcü yazarı Erkin şu soruyu da gündeme getirdi; "Gülen'in “profesyonel istihbaratçı dostu” neden devlete değil de bir imama istihbarat verdi? Gazi olayları birileri tarafından kurgulanmış mıydı? Kim bu raporu veren ‘dost'?" PEKER VE GAZİ OLAYLARI Tam 26 yıl sonra, FETÖ ile ilişkisi olduğuna dair iddialar da ortaya atılan Sedat Peker'in sosyal medya hesabından bu paylaşımı yaptığına dikkat çeken Erkin şunları kaydetti; "Fetullah Gülen'in 1995'te Başbakan Tansu Çiller'e sunduğu ‘provokasyon' raporundan tam 26 yıl sonra Sedat Peker de aynı ‘provokasyon' uyarısında bulundu! Garip değil mi? Ya da ilginç! Belki de şaşırtıcı! Peker'in 2 Mayıs'tan bu yana yayınladığı videolar, iddiaları mutlaka araştırılmalı! Devlet-siyaset-mafya ilişkisi… Gazetecilere ya da siyasetçilere verilen destekler… Kirli ihaleler… Hepsi mutlaka masaya yatırılmalı ve yargı araştırmalı! Ancak… Biz gazetecilere düşen görev satır aralarını okumak! Gerçeğe ulaşmak ve sorulara yanıt aramak! Arşivi hatırlatmak… Bu nedenle Sedat Peker'e ‘istihbari' bilgilerin nasıl ulaştığı da mutlaka ortaya çıkarılmalı!"

2 yıl önce

CHP'li Tanrıkulu’ndan küstah sözler: İşgalci İsrail'i Türkiye ile bir tuttu

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu skandal açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Tanrıkulu, sosyal medya hesabından paylaştığı bir videoda Filistin'i işgal eden işgalci İsrail ile Türkiye'yi bir tuttu. Tanrıkulu, "Türkiye'de ölen çocuklar konusunda neden kimse sesini çıkarmıyor" gibi akıldışı bir ifade kullanarak, dünyaya çağrıda bulundu. İşgalci İsrail'in Filistin'deki barbarlığına en sert tepki Türkiye'den geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yoğun bir diplomasi trafiği yürüterek dünya liderleriyle Filistin konusunu görüştü. Gazze'deki zalimliğin durması masum sivil ve çocukların ölmemesi için dünyaya çağrıda bulundu. CHP'li Sezgin Tanrıkulu ise skandal açıklamalarına yenisini ekleyerek akıldışı ifadelerde bulundu... İşgalcilerin saldırılarında şehit olan çocukları gündeme taşıyan ABD'deki The New York Times gazetesi, "Onlar sadece çocuktu" manşetini attı. TÜRKİYE'Yİ İSRAİL'E BENZETTİ Söz konusu haberi, YouTube üzerinden yaptığı yayında değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İsrail ile Türkiye'yi bir tuttu. Tanrıkulu, Filistin'de çocukları katleden İsrail'i ile Türkiye'yi kıyaslayarak, dünya kamuoyuna "Türkiye'ye neden sessiz kalıyorsunuz?" diye seslendi. AKŞENER'DEN ÇİRKİN BENZETME CHP'nin ittifak ortağı İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener de, benzer ithamlarda bulunarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef almıştı. Erdoğan'ı, işgalci İsrail'in katliamlarının bir numaralı sorumlusu İsrail Başbakanı Netanyahu'ya benzeten Akşener, "Sayın Erdoğan'ın İsrailli versiyonu olan Netanyahu" ifadesini kullanmıştı.

2 yıl önce

Atina'yı Türkiye korkusu sardı: Akdeniz'deki güç dengesini bozabilecek sistemlere sahip

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türkiye'nin sahip olduğu güç sistemlerinden rahatsız olduklarını itiraf etti. Yeni Şafak'ın haberine göre Dendias "Türkiye'nin harekâtlarda kullanabileceği ve Doğu Akdeniz'deki güç dengesini bozabilecek sistemlere sahip olması, Yunanistan ve diğer bölge ülkeleri için endişe kaynağı" ifadelerini kullandı. Bu bağlamda Yunanistan'ın Doğu Akdeniz ve Körfez ülkelerinin çoğuyla işbirliğine gittiğini söyleyen Dendias "Yunanistan artık sadece bir gözlemci değil. O bir 'oyuncu' ve gelişmeleri şekillendiriyor" iddiasında bulundu. "YUNANİSTAN'A KARŞI KULLANILIR MI?" ENDİŞESİ National Herald'ın haberinde, Bayraktar TB2'lerin Yunanistan'a karşı kullanılıp kullanılmayacağına dair bir belirtinin bulunmadığı ifade edilerek, "Ancak SİHA'lar; Azerbaycan, onları Ermeni güçlerini yok etmek ve Dağlık Karabağ'ın kayıp bölgelerini geri almak için kullandığında olduğu gibi kesin avantaj sağlayan kritik bir eşik." ifadesine yer verildi. Haberde; tankları, roketatarları, hava savunma sistemlerini ve radarları yok ettiği anımsatılan SİHA'ların Türkiye'de üretildiği belirtilerek, insansız araçlar için "Ucuz ve ölümcül" tanımlaması yapıldı. Bayraktar TB2'nin diğer ülkelerin ordularına satışının yapıldığı hatırlatılan haberde, "Bu teknolojinin NATO'nun altını oyup oymayacağına dair endişeler var." denildi.

2 yıl önce

Yunan medyası: Türk İHA'ları Yunanistan'ı kuşatıyor

Türk İHA/SİHA'larına devletlerin ilgisi her geçen gün artıyor. Son olarak Arnavutluk, Türkiye'den 8 milyon euro değerinde İHA/SİHA satın alma kararı aldı. Arnavutluk Parlamentosu tarafından yayınlanan belgede İHA satın alımının ulusal güvenliğin artırılmasına yönelik olduğu vurgusu yapıldı. Arnavutluk'a İHA/SİHA satışı Yunan medyasında Bu gelişme Yunan medyasında kendine yer buldu. Yunan SL Press sitesi, Arnavutluk'un Türkiye'den İHA alımı için "Türk İHA’ları Yunanistan’ın etrafını kuşatıyor" başlığını attı. Haberde şu ifadelere yer verildi: Türk insansız hava araçları, Ankara'nın askeri yeteneklerini artırmak isteyen ülkelerle yaptığı savunma anlaşmalarını güçlendirmenin bir aracına dönüşüyor. Edi Rama (Arnavutluk Başbakanı), Tayyip Erdoğan'ın yakın bir müttefiki olduğu ve ülkesini bir Türk himayesine çevirdiği için Arnavutluk da bu kuralın istisnası değil. "Savaşın gidişatını değiştiriyor" Türk Bayraktar TB2 insansız hava araçları Azerbaycan tarafından Dağlık Karabağ savaşında kullanıldı ve Ermenistan'ı teslim olmaya zorlayarak zafer kazandı. Drone'lar savaşın gidişatını değiştirdi. "Bayraktar TB2 üssü haline gelebilir" Arnavutluk’un Vlore kentindeki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı üssü Bayraktar TB2'nin üssü haline gelebilir ve her an Yunanistan'ı tehdit edebilir.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19