02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

Kinleri bir türlü bitmedi: CHP’li Kuşoğlu, muhafazakar ve dindarlara yönelik ağır ithamlarda bulundu

Akşam’ın haberine göre; Muhafazakar dindarların Kurtuluş Savaşı'na ve Cumhuriyetin kuruluşuna katılmadığını, devletin yıkılmasını istediğini iddia eden Kuşoğlu, "Yıkılsın bu devlet dedi. 'keşke Yunan kazansa' dedi. Bakın nasıl bir düşmanlık var. Bu zihniyet 20 yıldan beri iktidar" diye konuştu. Kuşoğlu, gazeteci Fatih Atik'e şunları söyledi: YALANA DOYMADILAR "Başörtüsü problemini de çok basit görmemek lazım. Osmanlı'nın son döneminde, Anadolu'yu kurtarmak için bir kurtuluş mücadelesi verildi. Ama kendisini muhafazakar olarak gören bir zihniyet katılmadı. Padişahın yanında yer aldı. Dolayısıyla İngilizlerin yanında pasif bir mücadeleden yana yer aldı. Halbuki Atatürk tam tersine aktif bir mücadele ortaya koydu. Ne kuruluş mücadelesine, ne kurtuluş mücadelesine bu muhafazakar, kendisini dindar olarak gören zihniyet katılmadı. Bu zihniyet 20 yıldan beri iktidar. Buna Türkiye Cumhuriyeti müsaade etti. Kendisini yıkmaya çalışan zihniyetin, kuruluş ve kurtuluş mücadelesine katılmamış zihniyetin iktidar olmasına müsaade etti."

2 yıl önce

Bir milli başarı öyküsü daha! Kritik tesisleri ASELSAN teknolojisi koruyacak

ASELSAN'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlık vizyonu ışığında sivil sahalardaki atılımlarını devam ettiren şirketin, güvenlik sistemleri ürün ailesine ARIN X-ray bagaj kontrol cihazları eklendi. Şirketin, X-ray cihazları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep'te gerçekleştirdiği toplu açılış töreniyle kullanıma sunuldu. Yerli ve milli olarak üretilen cihazı yerinde inceleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ürünün özellikleri hakkında bilgi aldı. X-ray bagaj kontrol cihazları, havaalanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, devlet binaları gibi birçok tesisin güvenliğinin sağlanmasında kritik öneme sahip bulunuyor. Yeni geliştirilmiş cihazlar, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne Gaziantep Havalimanı'nda kullanılmak üzere 18 adet olarak teslim edildi. ASELSAN ve HTR'nin yerli olarak milli imkanlarla 11 ay gibi kısa sürede geliştirdiği ARIN X-ray bagaj kontrol cihazları, etkin atom numarasına göre organik, inorganik, metal madde ayrımı ve 6 renkli gösterim yapabiliyor. Cihazlarda otomatik patlayıcı tespiti, yüksek yoğunluklu bölgeyi görüntüleme, yüksek yoğunluk alarmı, yoğunlukta zoom kabiliyeti (renkli ve siyah beyaz), organik sıyırma, otomatik geometrik ve radyometrik düzeltme fonksiyonu, tünel giriş-çıkışlarının kamerayla izlenmesi ile genişletilebilir kurgusal tehdit kütüphanesi kabiliyetleri bulunuyor. Proje kapsamında Tokat Havalimanı yeni terminal binasına da 12 adet ASELSAN ARIN X-ray bagaj kontrol cihazının 2022'de teslim edilmesi planlanıyor. "Bir milli başarı öyküsü daha" Açıklamada görüşlerine yer verilen ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün, sistemin bir milli başarı öyküsü olduğunu belirterek, "ASELSAN mühendislerinin milli imkanlarla kısa sürede geliştirdiği ARIN X-ray bagaj kontrol cihazlarımız Gaziantep'e ve ülkemize hayırlı olsun. Nerede yüksek teknoloji varsa ASELSAN'ın milli imzası orada olmaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

ODA TV yazarı Atilla, Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattında 4.9 ton kokainin öyküsünü yazı! İşte FETÖ ve Sedat Peker’in üstünü örtmeye çalıştığı gerçekler…

Kolombiya Savunma Bakanı'nın 9 Haziran 2020'de attığı tweet ile gün yüzüne çıkan 4.9 ton kokain vakası 11 Ocak 2022'de İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü'nün 15 kişiyi gözaltına alması, bunların da tutuklanması ile sonuçlandı.  Geride, 16 ay boyunca yapılan yorumlar, yazılar, iddialar kaldı.  Gerçek ise her zamanki gibi sahipsizdi.  O halde,  Bugüne kadar tüm yazılıp çizilenleri unutun. Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattını ve 16 ay boyunca yaşanan film gibi bir öykünün gerçek hikayesi ile baş başa kalın.  2020 NİSAN KOLOMBİYA BUENAVENTURA LİMANI 2020 Nisan'ının ilk günleri... Kolombiya polisine gelen ihbar, Buenaventura Limanı'nda bir gemiye yüklenecek olan konteynırların içinde kokain bulunduğu söylüyordu.  Kolombiya anti-narkotik timleri dakikalar içinde hazırdı.  Liman kuşatıldı, uzun namlulu silahları ile bir grup polis güvenlik çemberi oluşturdu. Bu sırada Narkotik timleri konteynerin içinde aramaya başlamıştı.  Konteyner didik didik edildi. Ortada kauçuktan başka bir şey yoktu. Arama yapanlar umutsuzluk içindeydi.  Tam o sırada... Narkotik köpeği Dora ısrarla tepki veriyor, havlıyordu. Patileri ile kauçukları yırtarcasına adeta kazıyordu.  Görünürde bir şey yoktu ama Narkotik köpeği Dora'nın bu tepkisi boşa olamazdı.  KAUÇUK İÇİNE KARIŞTIRILAN KOKAİN Kolombiya polisi, konteyner içinden 3-5 numune kauçuk aldı. Cali şehrindeki Adli Tıp Enstitüsü'ne gönderdi.  Sonuç pozitifti.  Kokainler, konteyner içindeki 30'ar kiloluk 1733 kanvas içine paketlenmiş granül kauçukların içine karıştırılmıştı.   Kolombiya polisi, 3-5 numune kauçuk üzerinden alınan numunelerden yola çıkarak orantısal bir hesaplama ile kokain miktarının 4,9 ton olabileceğini raporladı.  Bu şu demekti, tüm malzemelerden numune alınmadan, sadece numunelerdeki kokain miktarından yola çıkarak yakalanan malın miktarının 4.9 ton kokain olduğu sonucuna varıldı.  Adli Tıp Enstitüsü'nün raporundan günler sonra da Kolombiya Savunma Bakanı'nın yakalanan uyuşturucuya dair attığı tweet geldi.  Artık dünya bu olayı konuşuyordu.  O SIRADA ANKARA'DA NARKOTİK DAİRE BAŞKANLIĞI Aynı anda Türkiye'de...  Ankara'daki Narkotik Daire Başkanlığı hareketlenmişti. Kolombiyalı Bakan, 4.9 ton uyuşturucu yakalandığını 9 Haziran 2020'de Twitter üzerinden duyurmuş, adresin de Türkiye olduğunu söylemişti.  Ancak o saate kadar kendileri ile resmi bir temas kurulmamış, böyle bir bilgi verilmemişti.  Derhal, Kolombiya polis timleri ile temasa geçildi. Görüntülü bir telekonferans düzenlendi.  İlk alınan bilgiler şu şekildeydi: *Uyuşturucu ihbar üzerine 1 Nisan'da yakalandı.  *Konteyner içinde kauçukların içine karıştırılmış kokain bulundu. *Tüm kauçuklar incelenmedi. İncelenen 3-5 kauçuk üzerinden uyuşturucu miktarı hesaplanmıştı. *Uyuşturucu yüklü konteynerlerin adresi İstanbul Ambarlı limanıydı.  *Yasal yükün sahibi Türk firmaydı.    *Kolombiya'da yakalanan uyuşturucu ile ilgili gözaltına alınan kimse yoktu. Sadece ortada bir uyuşturucu ve onun gideceği yer olan İstanbul Ambarlı limanı adresi vardı.  Birkaç gün sonra Türk Dışişleri Bakanlığı da devredeydi. Kolombiyalı meslektaşları ile temasa geçti.  Ancak Kolombiya makamları resmi bir bilgi paylaşımı içine girmiyordu.  UYUŞTURUCU HATTI FETÖ'CÜLER VE SEDAT PEKER'İN DİLİNDE Tam da o günlerde Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattı gündem oldu. Uyuşturucunun Türkiye'deki alıcısı ve nakliyecisi hakkında yorumlar yapıldı, isimler ortaya atıldı.  Bunların arasında eski bakanlar, bakan çocukları bile vardı. FETÖ'nün yurt dışındaki firari mensupları yayınlar yapıp "Narcos Türkiye" imajını vurguluyordu. Onlara Sedat Peker de eklenmişti.  İSİM BELİRLENDİ Narkotik Daire Başkanlığı ve İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ise Ambarlı limanına getirileceği öne sürülen uyuşturucunun sahibinin peşindeydi.  Ağustos 2020'da ilk kez Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nın izni ile soruşturmaya başlandı.  Hedef isim: Murat Karabaş'tı.  Kolombiya'dan yüklenen legal malın yani kauçuğun sahibi Murat Karabaş gözüküyordu.  Arşivlerde Murat Karabaş ile ilgili bir suç kaydı yoktu. Bir süre gümrük müşavirliği yapmış, sonrasında ticarete atılmış gözüküyordu.  Ancak araştırmalar derinleştirildikçe ilginç ipuçları belirmeye başladı.  İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü adeta iğne ile kuyu kazıyordu.  2018 yılında Murat Karabaş ile ilgili uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair bir ihbar yapılmıştı. İhbar değerlendirilmiş ancak herhangi bir sonuç alınamamıştı.  Araştırma derinleştirildikçe daha da somut bilgiler ortaya çıkmaya başladı.  İLK İPUCU BAHÇELİEVLER'DEKİ YARALAMA Mayıs 2020'da Murat Karabaş, Bahçelievler'de bacağından vurulmuştu. Polis kayıtlarına bu trafik tartışması sonucu çıkan basit bir kavga sonucu meydana gelen yaralama olayı olarak geçmişti.  İstanbul Narkotik polisi, Murat Karabaş'ı yaralayan kişinin uyuşturucu kaçakçılığından sabıkalı meşhur Gün Ailesi'nin bir ferdi olduğunu tespit etti.  Bu basit bir trafik tartışması sonucu meydana gelen bir olay olamazdı.  HAYVAN DERİSİ GETİRDİLER Olayın meydana geldiği tarihte Kolombiya'da uyuşturucunun yakalanmasından 1 ay sonraya denk geliyordu. Bu, Kolombiya'da yakalanan kokainden dolayı bir hesaplaşmayı işaret ediyordu.  İstanbul polisi, Murat Karabaş dahil olmak üzere tüm hedef isimleri mahkeme kararı ile takibe aldı. Artık süreç başlamıştı.  Murat Karabaş'ın Kolombiya'dan bir sonraki ithalatı "hayvan derisi" oldu.  Bu deyim yerindeyse "hayatın olağan akışına aykırıydı". Çünkü Kolombiya'dan getirilen hayvan derilerinin kalitesi düşüktü ve ticari olarak kar getirmiyordu. Bu bir uyuşturucu sevkiyatı olabileceği anlamına geliyordu.  Hayvan derileri Ambarlı Limanı'na getirildi.  Narkotik timleri henüz deriler konteynırlardayken gizlice inceleme yaptı. Sonuç negatifti. Uyuşturucu yoktu.  Yine de takip devam ettirildi.  Hayvan derileri Avcılar'da bir otoparkın boş bir bölümüne istiflendi. Narkotik dedektifleri izlemeyi sürdürüyordu.  Günlerce burada kalan deriler önce İstanbul'da bir gecekonduya ardından da başka bir ile götürüldü. Takip tam 2,5 ay sürdü. Çürümüş haldeki deriler hurda fiyatına satıldı.  KOLOMBİYA-İSTANBUL SEVKİYATINDA KOPTU Narkotik timlerinin değerlendirmesi, Kolombiya-İstanbul hattında bir kopukluk olduğu yönündeydi. Nisan 2020'deki yakalamadan sonra sevkiyat konusunda kaçakçıların tedbirli davrandığı yönündeydi.  Uyuşturucunun buradaki ismi Murat Karabaş'ı gözaltına almak için İstanbul Narkotik polisi sağlam deliller aramaya devam etmeli, ilişkileri ortaya çıkartmalıydı. Yoksa şüpheliler ellerini kollarını sallayarak serbest kalabilirdi.  Bu da uyuşturucu organizasyonunun aklanması anlamına gelirdi.  DELİLLENDİRİLDİ OPERASYON YAPILDI Günlerce süren çalışmalar sonunda Murat Karabaş'ın bir başka uyuşturucu kaçakçısı A.A. ile bağlantısı tespit edildi. Bu kişi, Ankara Narkotik polisinin yaptığı operasyonda, Kolombiya'dan çiçekler arasına koyularak getirilen 24 kilo kokainin, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yakalanan 2,5 kilo kokainin de sahibiydi.  A.A ile Murat Karabaş arasındaki ilişki de tespit edildi. Uyuşturucu organizasyonun tüm bağlantıları delillendirilmiş, ilişki ağları ortaya konmuştu.  11 Ocak 2022'de operasyon için düğmeye basıldı. İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri Murat Karabaş'ın da aralarında bulunduğu 14 kişiyi gözaltına aldı. Sonradan bir kişinin de yakalanmasıyla bu sayı 15'e çıktı.  Hepsi tutuklandı.  Aradan geçen 16 aya rağmen Kolombiya halen Türk makamlarının adli yardımlaşma taleplerine cevap vermedi. 

2 yıl önce

Türkiye mazlumların güvenli sığınağı! Savaştan kaçan 97 Ukraynalı kadın ve çocuk Kuşadası’nda…

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekatı sonrası Kuşadası’ndaki sivil toplum kuruluşları ve iş adamları, bir tur firmasının öncülüğünde Ukrayna’daki savaş mağduru kadın ve çocuklara yardım etmek için çalışma başlattı. Ardından tur firması yetkilileri savaş nedeniyle Kiev’deki evlerinden ayrılıp Moldova’nın başkenti Kişinev’e sığınan Ukraynalı kadınlarla iletişime geçti. 97 UKRAYNALI SİVİL KUŞADASI’NA YERLEŞTİRİLDİ Yetkililer, aralarında çocuk ve bebeklerin de olduğu toplam 97 kişi için saat 20.00’de Kişinev Uluslararası Havalimanı’ndan firmaya ait olan bir uçak kaldırdı. Ukraynalılar saat 23.00 sıralarında İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na indi. Havalimanında firma yetkilileri tarafından karşılanan Ukraynalı kadın ve çocuklar daha sonra otobüslerle Kuşadası’na getirilip otellere yerleştirildi. Ukrayna’da hayat normale dönene kadar Kuşadası’nda kalacak olan savaş mağdurlarının yemek giderleri Kuşadası Belediyesi tarafından karşılanacak. “TÜRKİYE’YE GELDİĞİMİZE HALA İNANAMIYORUM” Kuşadası’na geldiği için çok mutlu olduğunu belirten Natalia Vandysheva (38), “Ukrayna’da devam eden savaş nedeniyle en çok kadın ve çocuklar mağdur oluyor. Türkiye’ye geldiğimize hala inanamıyorum. Birçok akrabam ile yakın arkadaşım Kiev’de kaldı. Bize yardım eden herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. “BURADA KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSEDİYORUZ” Kiev’den Moldova’nın başkenti Kişinev’e 2 yaşındaki kızı Maria ile iki gün önce sığınan Yulia Parno (29) da, “Türkiye’ye geldiğimiz için çok mutluyum. Burada kendimizi güvende hissediyoruz. Kiev’de kalan akrabalarımın güvenliğinde endişe duyuyorum” diye konuştu. “EN İYİ ŞEKİLDE AĞIRLAYACAĞIZ” Tur firmasının Genel Müdürü Fahrettin Çiçek ise “Kuşadası’nda her zaman turist olarak karşıladığımız Ukraynalı kardeşlerimizi maalesef bu kez savaş nedeniyle misafir ediyoruz. Onları Ukrayna’daki hayat normale dönene kadar Kuşadası’nda en iyi şekilde ağırlayacağız. Umarım bu savaş çok uzun sürmez ve bölge bir an önce huzura kavuşur” dedi.

2 yıl önce

CHP’nin ırkçıları nefret kusuyor: Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’tan skandal sözler…

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, geçtiğimizde Suriyelilerle ilgili yapmış olduğu bir açıklamada “Hatay’daki doğumların yüzde 75’ini Suriyeli kadınlar yapıyor. Yeni doğan her 4 çocuktan 3’ü Suriyeli. Savaş psikolojisi hormonları bozmuş. 11 ayda doğum yapan, 6 yılda 6 çocuk yapan Suriyeli kadınlar var. Çoğunun 3-4 eşi var ve hepsi de çok çocuk yapıyor. Demografik yapı bizim aleyhimize gelişiyor. 12 yıl sonra belediye başkanının Suriyeli olması hiçbirimizin hoşuna gitmez” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözler tartışma yaratmıştı. Hatta Valilik, avukat aracılığıyla Hatay başsavcılığına suç duyurusu dilekçesini iletmişti. NEFRET KUSMAYA DEVAM ETTİ Habertürkte yayınlanan Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek programına katılan Lütfü Savaş, tartışma yaratan sözlerinin gerekçelerini anlattı. Savaş’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: “Elimde 1 yıl önce veriler var. Son seçimde 13 bin Suriyeli oy kullandı. 2019 seçimlerinde. 2020 verilerinde oy kullanacak insan sayısı 18 bine çıkmış. Son verilere göre Yayladağ’da üçte bir Suriyeli oy kullanacağını söyledi. Suriyeliler bazı yerleşim yerlerinde isterlerse muhtarlığı kazanabilirler. Son seçimde Reyhanlı’da vatandaş olup seçime girseler rahat rahat kazanırlar. Mesele o değil, bundan sonra insanların gelecek adına plan program yapabilmesi için önünü görebilmesi lazım. Sosyolojik, psikolojik sıkıntıların bertaraf edilmesi lazım. Bunu belediye başkanı yapamaz. Hükümetle işbirliğinde yapmak lazım. Biz bizim insanımıza nasıl destek veriyorsak, onlara da destek veriyoruz. Günde 800 ton daha fazla çöp oluyor. Yeni arıtma tesisi projelendiriyoruz. İçme suyu Kırıkhan, Antakya’da değiştirdik. Trafikte beraberiz. Bunların hepsini biz çözüyoruz. “BİZ ONLARDAN 35-40 YIL İLERİDEYİZ” Bizim insanımızın istihkakı ile Suriyeli kardeşlerimizin ihtiyacına bakıyoruz. Biz Osmanlı’da tebaaydık orada sıkıntı yok. Biz onlardan 35-40 yıl ilerideyiz. Öyle olunca beklentiler, hayat tarzı, eğitim, sosyal anlayış, farklı kültürlerden geldikleri için anlaşmak zor oluyor. Onlar da gettolaşıyor, zaten kaynaşılmıyor. Bizim sayın valimiz ‘sayım yapıldı’ dedi. Muhtarların bazıları ‘bizim mahalleye Suriyeli kaydetmiyorlar’ dedi. Nüfus ileriye doğru gidiyor. Nüfusun artış şekli çok önemli. Nüfus artarken bir, iki, üç diye artmıyor, dramatik artıyor. Doğurganlık hızıyla artıyor. İdlib’ten dedikleri gibi 3 milyon göçmen gelirse işimiz çok zor. Yazın su yetiştiremiyoruz. Belediye başkanlarının kâbusu bu iş. Ben günde 20 kez hava durumuna bakıyorum. Allah’tan bu sene yağmur iyi. “ONLARDAN DOĞAN ÇOCUKLAR DA İŞSİZ KALACAK” Sosyo kültürel ve ekonomik yapısı en düşük olanlar bizde, Kilis, Gaziantep’de. Bizden iyileri İstanbul’da, İzmir’de bulunuyor. İletişimde de sıkıntı yaşıyorsunuz. Bunu çözmek, sorunları derinleştirmekten daha iyidir. Bizde bütün çocuklar okuyor. Herkes çocuğunu okuttuğu için bilgisayar ve masa istiyor. Çoğu işsiz kalıyor. Biz milli eğitim politikalarını geliştirmemiz lazım. 50 yıllık plan yapmak lazım. Şimdi her kişi devletten üç aşağı, beş yukarı yarım, çeyrek, bir maaş para alıyor. Engelli, yaşlı, hasta, bakıcı parası alıyor. Böyle olunca çalışan insan sayısı azalıyor. O ufak parayla yetiniyor. Genç de olsa kahvehaneye gidiyor. Bizim çalışmanın bir ibadet olduğunu anlatmamız lazım. Bu açığı Suriyeliler kapatıyor ama yarın onlara da yetmeyecek. Onlardan doğan çocuklar da işsiz kalacaklar. Tarım, ticaret, iş hayatında çalışacak insanları tasnif edip ona göre davranmamız lazım.”

2 yıl önce

Yunan unsurlarınca geri itilip, Kuşadası açıklarında yakalanan 8 FETÖ üyesi tutuklandı

Aydın İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, sivil girişinin yasak olduğu Dipburun Koyu'nda bir grup kaçak göçmen tespit etti. Ekipler, koyda bulunan 9 kişiyi gözaltına alarak jandarma merkezine götürdü. Burada yapılan parmak izi incelemesinde şüphelilerin, Hava Kuvvetleri Komutanlığından, FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle ihraç edilen ve bu suçtan dolayı yargılanmaları devam eden eski yarbay Ş.A.D., eski astsubay başçavuş M.Y., eski astsubay üstçavuş M.H., eski astsubay başçavuş T.B., eski astsubay üstçavuş G.A., eski astsubay B.S. ve eski üsteğmen F.M.O. ile örgüte ait okullarda öğretmenlik yapmış olan A.D. olduğu belirlendi. Diğer kişinin ise Afganistan uyruklu olduğu öğrenildi. 9 şüphelinin Yunan unsurlarınca geri itildiği ve karaya çıktığı öğrenildi. Gözaltına alınan şüpheliler, işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından sulh ceza hakimliğine çıkarılan 8 şüpheli tutuklanırken, Afganistan uyruklu kişi ise Aydın İl Göç İdaresi Müdürlüğüne gönderildi. FETÖ üyelerinin ifadelerinde konuşmadığı, Afganistan uyruklu düzensiz göçmenin ise ifadesinde 8 kişiyle birlikte Yunanistan unsurlarınca geri itildiklerini söylediği öğrenildi.

2 yıl önce

Ayasofya'da kılınan namaza 'ayak kokusu' iması yapıldı

Koronavirüs pandemisi nedeniyle bir takım faaliyetlerin kısıtlamasına gidilen Ayasofya Camii'nde, 2 yıl sonra teravih izni de çıktı. 86 yıl sonra ibadete açılan camide, Ramazan dolayısıyla bu kez de 88 yıl sonraki ilk teravih namazı eda edildi. Yurdun çeşitli bölgelerinden gelen Müslümanlar, Ayasofya Camii'nde sık saflar oluşturdu. NAMAZ KILINMASINA KİN KUSTU Bununla ilgili yapılan bir haber ise sosyal medya kullanıcısının kin kusmasına neden oldu. Ayasofya'da namaz kılınmasına tahammül edemeyen bir kullanıcı, namazı ter ve ayak kokusu ile bağdaştırarak kinini ifade etti. "TER VE AYAK KOKUSU BURAYA KADAR GELDİ" Genç kullanıcı açıklamasında, "Ter ve ayak kokusu buraya kadar geldi. Murdar ettiler güzelim Ayasofya'yı." cümlesine yer verdi. Bu paylaşım, diğer sosyal medya kullanıcıları tarafından da tepki topladı.

2 yıl önce

Ergün Poyraz: "Bana saldıranlar PKK'lıdır. Bu saldırıyı da azmettiren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel'dir. Hepsinden şikayetçi olacağım"

Oda Tv’nin haberine göre; Aydın Kuşadası'nda önceki gün saldırıya uğrayan Ergün Poyraz yoğun bakımdan çıktı. Saldırı sonrası ilk kez konuştu. Ergün Poyraz "Bana saldıranlar PKK'lıdır. Bu saldırıyı da azmettiren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel'dir. Hepsinden şikayetçi olacağım" dedi.  'BANA SALDIRAN PKK'LIDIR' Ergün Poyraz kendisine düzenlenen saldırının arkasında yatan gerekçenin 750 bin tonluk mıcır ihalesi olduğunu iddia ederek şöyle konuştu: "Bana saldıran Turan Bagı PKK'lıdır. PKK'ya finansör sağlıyorlar. Bunlara belediye tarafından 750 bin ton mıcır ihalesi verdiler ve mıcırı almak için 300 gün süre tanınmış. Bu süre sonunda bu kişilerin 750 bin ton mıcırı teslim etmesi gerekiyordu. Bu adam (Turan Bagı) dört sene öncesine kadar bir firmada gece bekçisiydi. Gece bekçisi bir adam hemen bir firma kuruyor ve 750 bin ton mıcır ihalesi alıyor. Bugüne kadar bir kilo mıcır yapmıyor."  Belediyeye verdiği dilekçelerin Turan Bagı'nın ofisinden çıktığını  ifade eden Ergün Poyraz, "Belediyeye bu şirket sahiplerinin PKK'lı olduğuna dair verdiğimiz dilekçeler bu kişilerin ofislerinde yapılan aramalarda çıktı. Benim verdiğimi dilekçelerden bu kişilerin haberi varmış. Buradan bu çıkar" diye konuştu. BELEDİYEYE CEVAP VERDİ Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel dün yaptığı açıklamalarda Ergün Poyraz'ın kendileri aleyhinde yazdığı yazıların nedeninin 2 yıl önce düzenlenen kitap fuarında Ergün Poyraz'ın istediği haksız talepleri karşılamadıkları için olduğunu söylemişti.  Ömer Gönel'in bu iddiasını da sorduğumuz Ergün Poyraz," Bakın ben kitap fuarını yaptığımda belediye bir bardak çay vermedi. Şimdi yalan konuşuyor. O fuarda 302 bin lira para harcadıklarını söylemişler faaliyet raporunda. Ama o fuarda 302 kuruşluk harcama yapmadılar" diye yanıt verdi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19