05 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, darbeyi püskürten Cumhurbaşkanı Erdoğan ile vatandaşlara olan kızgınlığını ağzından kaçırdı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı’ndan kaçışına ilişkin itiraf yaklaşık 5 yıl sonra geldi. Kılıçdaroğlu, FETÖ’cü kalkışma esnasında mücadele etme ve tepki gösterme bir tarafa indiği Atatürk Havalimanı’ndan darbecilerin izniyle çıkış yaparak soluğu Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun oturduğu evde almış, geceyi de burada geçirmişti. Darbecilerle anlaşıp, tankların arasından kaçan Kılıçdaroğlu, o kaçışa ilişkin soruya skandal bir cevap verdi. O DA GELİP GEÇSEYDİ Katıldığı bir televizyon programında 15 Temmuz gecesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu’na “Sizin o zırhlı aracın yanından yürüyerek geçmeniz eleştiriliyor” sorusu soruldu. Kılıçdaroğlu, söz konusu soruya şu karşılığı verdi: “Ben geçtim. O da (Cumhurbaşkanı Erdoğan) gelip geçseydi. O da oradan yürüyerek geçseydi. Niye yürüyerek geçmedi? İşin o cephesi ayrı. Onu ayrıca tartışırız.” YOLCU UÇAĞI GİBİ GÖSTERİLDİ 15 Temmuz gecesi darbecilerin baş hedefi olan ve kaldığı otelden ayrıldıktan sonra suikast timinin otelini bastığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Marmaris’ten Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait bir helikopterle Dalaman Havalimanı’na gitti. Erdoğan’ı İstanbul’a götürecek olan TC-ATA uçağı, önce kimliğinin gizlenmesi için THY-8451 koduyla yolcu uçağı gibi İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan kalkarak saat 00.40’ta Dalaman Havalimanı’na iniş yaptı. Erdoğan ve yanındakiler Dalaman Havalimanı’na geldiklerinde helikopterden inip uçağına bindi. Uçak da buradan da gizlilik gereği yine THY-8456 koduyla saat 01.43’te İstanbul’a gitmek üzere havalandı. Darbecilerin kontrolünde olan Ankara Akıncı üssünden kalkan iki F-16 uçağı, o sırada Boğaz üzerinden alçak uçuş yapıyordu. Yakıtları azaldığında tanker uçağa gidiyor, tekrar yakıt alarak alçaktan uçuyordu. 35 DAKİKA HAVADA BEKLEDİ Cumhurbaşkanı’nı taşıyan uçak, saat 02.10’da Biga üzerine geldi. Atatürk Havaalanı’nda kule de darbecilerin elindeydi. Erdoğan’ın uçağı havaalanı darbecilerden temizlenene kadar Biga üzerinde daireler çizerek bekledi. Erdoğan’ın uçağı 35 dakika havada kaldı. O sırada havaalanı kulesi darbecilerden temizlenirken, Erdoğan’ın uçağı da Atatürk Havalimanı’na doğru hareket etti. Boğaz üzerinde uçan F-16’ların yakıtı azalınca tanker uçağına yanaştı. Böylece Erdoğan’ın uçağı saat 03.00’da piste iniş yapabildi. HALKA SESLENDİ O esnada, Atatürk Havalimanı’nda tüm güvenlik tedbirleri alınmış, halk demokrasi nöbetine başlamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hemen havalimanının VIP Salonu’nu koordinasyon merkezine çevirerek, darbe girişimiyle ilgili yetkililerden bilgi aldı. Halkın darbecileri büyük oranda püskürttüğü sabah saat 04.00 sularında ise Erdoğan, Atatürk Havalimanı önünde bekleyen binlerce vatandaşa seslenerek “Sokakları bırakmayın” çağrısını yineledi.

3 yıl önce

KADES butonuna bastı 5 dakikada gelen polisler eski eşinden kurtardı

Olay, dün saat 14.00 sıralarında merkez Nilüfer ilçesi Defne Sokak’ta meydana geldi. Özel bir firmada çalışan H.K., işten çıkıp evine gitmek için metro istasyonuna doğru yürürken, eski eşi A.K. yolunu kesti. A.K.'nin kendisini zorla araca bindirmeye çalıştığı H.K., İçişleri Bakanlığı tarafından kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddeti engellemek amacıyla kurulan KADES uygulamasına girerek yardım butonuna bastı. Bunun üzerine Nilüfer İlçe Emniyet Müdürlüğü ile Suç Önleme ve Soruşturma (SÖS) Büro Amirliği ekipleri ve Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı motosikletli yunus timleri, bölgeye sevk edildi. Yaklaşık 5 dakikada olay yerine ulaşan ekipler, müdahale ederek arabaya binmemek için direnen H.K.’yi kurtardı. A.K. ise gözaltına alındı. H.K., ifadesi ve şikayeti alınmak üzere emniyete götürüldü. Eski eşinin kendisini daha önce de sürekli tehdit ettiğini dile getiren H.K., işlemlerinin ardından yine polis ekipleri tarafından evine bırakıldı.

2 yıl önce

Yunanistan tarafından Türk sularına itilen 8 düzensiz göçmen Sahil Güvenlik Komutanlığınca kurtarıldı

İzmir'de saat 06.30’da, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, İzmir'de lastik bot içerisinde bir grup düzensiz göçmenin bulunduğuna dair haber aldı. 8 DÜZENSİZ GÖÇMEN KURTARILDI Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına geri itilen 8 düzensiz göçmen görevlendirilen Sahil Güvenlik botu tarafından kurtarıldı. Dikili'de karaya çıkarılan 8 düzensiz göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildi.

2 yıl önce

Ayvacık açıklarında 80 kaçak göçmen kurtarıldı

Kuzey Ege Denizi'nde yasa dışı geçişlere karşı mücadeleye devam eden Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerine, Ayvacık ilçesi açıklarında, lastik botlarının motoru arızalanan bir grup kaçak göçmen tarafından yardım talebinde bulunuldu. Bölgeye sevk edilen ekipler, lastik bottaki 55 kaçak göçmeni kurtardı. Ekiplerin bölgede düzenledikleri diğer operasyonda ise Yunan Sahil Güvenlik ekiplerince Türk kara sularına bırakılan 25 kaçak göçmen kurtarıldı. Türk Sahil Güvenlik ekiplerince 2 operasyonda kurtarılan toplam 80 kaçak göçmen, Küçükkuyu beldesindeki Sahil Güvenlik Karakolu'na götürüldü. Kaçak göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık ilçesindeki Yabancıları Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

2 yıl önce

İstanbul'dan Çin'e uzanan bahis operasyonu! 21 adrese baskın yapıldı: Onlarca kişi kurtarıldı

Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği'ne başvuruda bulunan İbrahim Ö. (35) ve Özgür B. (29) 2020'de bir teknoloji şirketinde çalışmaya başladıklarını, Çin ve Tayvan'dan şirkette çalışmak için gelen kişileri İstanbul Havalimanı'ndan alarak şirket sahibi Alimire P'ye götürdüklerini, şirketin de pasaportlarına el konulan bu kişileri çeşitli adreslerde zorla tutarak çalıştırdığını öne sürdü. Şebeke üyeleri, kurdukları pornografik sitelerden sanal bahis sitelerine yönlendirme yaparak çok sayıda kişiyi dolandırdı. İhbar doğrultusunda çalışma başlatan polis, 21 Mayıs'ta Üsküdar, Ümraniye, Fatih ve Sarıyer'de 21 adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Adreslerde bulunan Çin, Tayvan, Singapur, Uganda ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 21'i kadın toplam 115 kişi muhafaza altına aldı. İncelemenin ardından 24 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin, kurdukları online oyun sitesi ve bahis sitesi üzerinden müşterilerine yüksek kazançlı bahis oranıyla para kazanma vadederek hesaplarını boşalttıkları iddia edildi. Adreslerde yapılan aramalarda 4 milyon 876 bin 364 dolar, 11 milyon 908 bin 520 lira, 18 bin 315 avro, 17 bin 510 Çin yuanı, 42 bin 750 Tayvan bahtı, 1705 Birleşik Arap Emirlikleri dirhemi, 3 bin 200 dinar, 50 Malezya ringgiti, 7 bin 800 Hong Kong doları, 254 cep telefonu, 96 dizüstü bilgisayar, 10 tablet, 24 harddisk, 39 taşınabilir bellek, 4 kayıt cihazı, 136 SIM kart, 1 milyon liralık hesap cüzdanı, 1 dijital para için soğuk cüzdan, 2 yüzük, 5 Cumhuriyet altını, 7 Ata altını, 2 yarım altın, 6 çeyrek altın ele geçirildi. Ele geçirilen para ve ziynet eşyalarının yaklaşık değerinin 53 milyon 243 bin 579 lira olduğu öğrenildi. Muhafaza altında bulunan 91 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından Göçmen Kaçakçılığı ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğüne teslim edildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 24 şüpheli ise Çağlayan Adliyesi'ne sevk edildi.

2 yıl önce

AK Partili Göksu'dan su zammı açıklaması: Bu ay İstanbulluları yapılacak zamdan kurtarıyoruz

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Kurulu öncesinde gerçekleştirdikleri grup toplantısının ardından İstanbul Kongre Merkezinde açıklama yapan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, açıklamalarda bulundu. Göksu, "Dünyanın en sayılı kurumlarından olabilecek İBB ve ona bağlı İSKİ'nin genel kurulundaki gündem maddelerinden biri tanesi şu, İSKİ'nin bütün gelirlerini bankaya ipotek edin diyorlar. Yani İstanbul'un geleceğini bankalara temlik olarak verin diyorlar. Bizler İstanbul'un iradesini bankalara temlik ettiremeyiz. Onun için bu maddeyi İstanbullular adına bugün mecliste reddedeceğiz" diye konuştu. ‘Her toplantıda su zammının gündemde olması komik hale geldi’ 15 gündem maddesi bulunduğunu söyleyen Göksu, şunları kaydetti: “Her toplantıda su zammının gündemde olması komik hale geldi. Bugün bize yüzde 50 civarında suya zam teklifi geldi. Yüzde 25 direkt su zammı teklifi var. Yüzde 25 ise metin aralarına saklanmış gizli bir su zammı teklifi var. Bizim teklifimizle kararlaştırılan bedava insani su kullanım hakkı diye bir tanımlama yapıldı. Her ev 0.5 metreküp suyu bedava kullanmalı diye bir karar almıştık. Bu insani su kullanım hakkıdır. Bugün gelen teklifte İSKİ bunun iptal edilmesini söylüyor. AK Parti grubu olarak çok kapsamlı bir değerlendirme yaparak, 2 temel konuda bir karara vardık. Bedava su kullanım hakkını iptal edin talebini AK Parti olarak reddediyoruz. İstanbullular bedava su kullanım hakkından yararlanmaya devam edecektir. Kendisini halkçı diye tanımlayan partinin halkının suyunu kesme talebini reddediyoruz." ‘Zam maddesini Kasım ayında görüşeceğiz’ Bu ay zam olmayacağını belirten Göksu, “İSKİ'nin bugün talep etmiş olduğu su zammını her 3 ayda bir su zammı konuşulmayacağı düşüncesiyle ve İSKİ’nin kaynaklarını, kaynak probleminin de olmadığını dikkate alarak bu maddeyi şimdi değil kasım ayı genel kurulunda görüşülmesine karar verdik. Yani bu ay su zammı konuşulmayacak. Kasım ayında İSKİ’li yetkililer bize ihtiyaç analizlerini sunduktan sonra o gün tartışılarak bir karar vereceğiz. Bu ay İstanbulluları yapılacak zamdan kurtarıyoruz” dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Müsilaj belasından denizlerimizi kurtaracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dünya Çevre Günü kapsamında toplu açılışlarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Marmara Denizi'ni etkisi altına alan müsilaja ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanı'na talimat verdiğini ve sorunun çözülmesi için çalışmalara başlanacağını söyledi. Bisiklet yolu çalışmalarının da devam ettiğini söyleyen Erdoğan, Edirne'den Hakkari'ye kadar kesintisiz bisiklet yolu olacağını ve bunun Avrupa sistemine bağlanacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Gerçekten şehrimize yakışan güzel eseri Zonguldak'a kazandırmaktan memnuniyet duyduk. İstanbul, Aydın, Kars, Malatya, Muş, Trabzon, Mersin ve Adıyaman'daki 10 ayrı millet bahçemizi daha bugün hizmete açıyoruz. Van, Niğde, Batman'daki atık su artıma, Artvin'deki içme suyu tesislerinin açılışlarını gerçekleştiriyoruz. Bugün aynı zamanda Kaş, Pendik, Kulu, Seydikemer ilçelerindeki bisiklet yollarımızın resmi açılışını yapıyoruz. Toplamda 814 milyon lirayı bulan yatırımla tesisleri halkımızın istifadesine sunmuş oluyoruz. Muğla'da 34 mavi bayraklı halk plajımız, Muğla Gökova, Konya Beyşehir, Samsun Kızılırmak'ta 120 koruma izleme alanımız ile ilgili çalışmaların da resmi açılışlarını burada yapıyoruz. Tüm bu eserlerin tesislerin şehirlerimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Hastanelerimiz salgın döneminde milletimizin sağlığını korumada hayati öneme sahipse millet bahçeleri ve yeşil alanlarımız da adeta insanlarımıza nefes borusu görevi görmüştür. Pek çok şehrimize yapışan hava kirliliği sorununun azaltılması, doğal gazın yaygınlaşması ve parkların açılması milletimize faydalı olmuştur. Ülkemizin tamamında toplam 56 milyon metrekarelik alanı bulan 324 millet bahçesi yapmak için kollarımızı sıvamıştık. 61 millet bahçesini tamamladık. 46 ilimizde 80 millet bahçesi şu anda yapım aşamasındadır. Ülke genelinde 183 millet bahçesiyle ilgili çalışmalarımızda sürüyor.  Proje ile sadece yeşil alan değil her kesimin ihtiyaç duyduğu sosyal altyapıyı milletimizin hizmetine sunuyoruz. Cazibe alanları oluşturuyoruz. Millet bahçelerimiz insanlarımıza yürüme mesafesinde erişim sağladığı için afetlerde toplanma alanı olarak da hizmet verecektir. Uzun Mehmet Cami'ni açtık, cami ile birlikte oradan itibaren Karadeniz sahilini adeta bir kordon boyu olarak bitirecek yeni bir projeyi de Zonguldak'ta hayata geçireceğiz. İBB'de görevi devraldığımda ağaç yoktu zaten. Yollarımızın kenarlarına, refüjlere ağaç diktik. Fidan dikmedik, ağaç diktik. Fidanlar zaman alır. Ağaçlandırma merkezlerinden tutun, ithal edene kadar 10-15 yaşında ağaçlarla tamamen döşedik ve bir anda İstanbulumuz ağaçlandırılmış oldu. 81 ilimizin tamamında şehirlerimizi çok daha fazla yeşil alanla buluşturduk. Çevre, yeşil bizim işimiz. Biz bundan sonra da bunu yapmakla kalmayacak bu noktada özellikle ağaçlandırmadaki faaliyetlerimizi daha da hızlandıracağız. EDİRNE'DEN HAKKARİ'YE KESİNTİSİZ BİSİKLET YOLU Bisiklet yollarımızı da hayat kalitesini artıran hizmetler arasında görüyorum. Bisiklet kullanımını teşvik ediyoruz. Tıpkı Konya gibi. Konya bir örnek. Bisikleti tercih edenler kesintisiz ulaşım imkanı sağlıyoruz. Türkiye Bisiklet Yolu Master Planını tamamladığımız Avrupa ile bütünleştirmiş olacağız. Edirne'den bisiklete binen Hakkari'ye kadar güvenli ve kolay şekilde gidebilecektir.  Katı atık toplama tesislerini de artırıyoruz. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarını korumanın önemi artıyor. Çöplerden yayılan metan ve karbondioksit oranlarını kontrol altına almayı başardık. Kartal, Pendik burada da yine metan gazı çöp depolama alanlarıyla bir tehdit vardı. Bu tehditten de Pendik, Kartal'ı biz kurtardık. İnsan sağlığını koruma ve suyun korunması için atık su arıtma tesisleridir. Ülkemizdeki tesislerin sayısını 145'ten 1170'e çıkardık. Artık atık suyun pek çok alanda kullanılma imkanı doğmuştur. MÜSİLAJ İÇİN TALİMAT VERDİM Marmara'da karşımıza çıkan müsilaj gibi sorunların kaynağı arıtılmadan denizlere bırakılan atık sulardır. Bakanıma talimatı verdim. Hiç gecikmeden, İBB niye yapmıyor, Konya niye yapmıyor demeyeceğiz. Çevre Şehircilik Bakanlığı olarak koordinasyonunuza alacaksınız, üniversiteler ile el ele verip bu müsilaj belasından denizlerimizi kurtaracağız. Biz bunu Haliç'te yaptık. Haliç'i nasıl temizlediysek müsilaj belasından da denizlerimizi kurtaracağız. Karadeniz'e yayılırsa bela büyüktür. Gecikmeden bu adımı atmamız lazım. Deniz suyundaki sıcaklık artışının da bunda etkisi var. Kirlilik kaynağı olacak her yerde denetimler sürüyor. Belediyelerden özel sektöre ortak gayretle çözülecek bir sorundur. Tüm kurumlarımızın katkısını alarak bu meselenin üstesinden geleceğimize inanıyorum. Kritik öneme sahip hizmetleri geçmişle mukayese edilemeyecek kadar ileriye taşıdık. Bu hizmetleri her geçen yıl artırarak sürdürmeye kararlıyız. İnsanın en başta gelen görevi de Allah'ın emanetleri olan tabiat, hayvanlara, canlı cansız tüm varlıklara müşfik davranmak, uyum içerisinde hayatını sürdürmektir. Şehirde yaşayanın şehir dışında yaşayanın vahşi olduğu anlayışı bize ait değildir. Tam tersine bizde vahşi nerede yaşarsa yaşasın vahşidir. Medeni de aynı şekilde. Buna karşılık yaşadığı çevreyi tüketen, çirkinleştiren, sadece alan ve ona bir şey vermeyen kişi de medeniyetin dışında demektir. Köylerde nice medeni insana rastlarken şehirdeki vahşileri görebiliyoruz. Rahmetli hocam şöyle derdi: Çocuklar, sakın ha, çevreciliği konuşuyoruz ya arabasında giderken içtiği sigarayı kalkıp da arabasının penceresinden dışarı atıyorsa o bir çevre katliamı yapıyor demektir. Sigara paketini atıyorsa, çevre katliamı yapıyor demektir. Yol kenarına tükürse bile çevre katliamı yapıyor demektir. Kuru toprağı canlı şehir haline getiren ve hayata bakışlar, günlük pratikleriyle içinde yaşayan insanlardır. Yürekler bozulmuşsa hangi malzeme kullanılırsa kullanılsın ortaya çıkan şehirler güzelliği yansıtmaz. Ecdadımızın inşa ettiği şehirlerin altında bu anlayış vardır. MEVLANA'DAN ÖRNEK Ne diyor Mevlana "Her gün bir yerden göç etmek değil, her gün yeni bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan donmadan akmak ne hoş, dünle beraber gitti cancağızım. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım" Biz de maziden Fatih'e kurduğumuz köprüyü her gün yeni şeyler söyleyerek her gün daha çok çalışarak daha ileriye taşımalıyız. Ülkemizi daha güçlendirmeli, şehirlerimizi güzelleştirmeliyiz. Çevre alanında da büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını süratlendirmeliyiz. İçinde bulunduğumuz Pendik Millet Bahçesi tek kelime ile muhteşem. Tüm belediyelerimize diyorum ki, oralarda yaşayan tüm vatandaşlarıma millet bahçeleri hayırlı olsun.

2 yıl önce

ASELSAN'ın hayat kurtaran cihazı OED

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Finlandiya ile oynanan maçta fenalaşan Danimarkalı futbolcu Christian Eriksen'in sahadaki hızlı müdahale ve kalp masajıyla kurtarılması, bu tür acil durumlar için geliştirilen tıbbi cihazların önemini ortaya koydu. ASELSAN, 40 yılı aşan birikimini son dönemde sağlık alanında ihtiyaç duyulan ürünlerin geliştirilmesine yönelik kullanıyor. Şirketin sağlık alanında geliştirdiği ilk ürünlerden biri OED oldu. OED cihazları ASELSAN HEARTLINE markası altında sağlık sektörünün kullanımına sunulmaya başlandı. Yurt dışından da talep artıyor ASELSAN İş Geliştirme Yöneticisi Nil Ateş, OED'nin yazılım ve tasarımıyla Aralık 2018'den bu yana ASELSAN tarafından geliştirildiğini anlatarak, "OED, ilk yardım yönetmeliklerinde zorunlu hale getirildi. Bu yüzden eğitim çok önemli. Sonrasında beklentimiz özellikle ilk yardımcıların ve eğitim almış kişilerin defibrilatörü ihtiyaç duyulan yerlerde kullanabilmeleri. Bu nedenle standart cihazlarımızın üretimine başlandı. Fransa ve İtalya'ya ihracatımız yapıldı. Diğer ülkelerden de güzel talepler alıyoruz. Yurt içinde de taleplere cevap vermeye çalışıyoruz" dedi. İlk 2-6 dakikadaki müdahale çok önemli Ani kalp durmalarının çok farklı noktalarda her an karşılaşılabilecek elektriksel bir durum olduğunu vurgulayan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Kalbin aniden durması söz konusu. İlk 2-6 dakika arasında müdahale edilmesi gerekiyor. Bu müdahalede de elektroşok ve kalp masajı gibi bir uygulama hastanın hayata hızlı geri dönebilmesi için hayati bir önem taşıyor. OED'lerin özellikle kalp krizi geçirme riskinin yüksek olduğu noktalarda, ağır spor, işçilik yapılan yerlerde, kalabalık alanlarda, havaalanları, uçaklar, okullar gibi yer ve araçlarda bulunması gerekiyor. Aslında bir yangın söndürme cihazı gibi düşünülebilir. Zaman içerisinde gerekli regülasyonlarla bu uygulamanın dünyada olduğu gibi Türkiye'de geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Mevzuat üzerinde bildiğimiz kadarıyla Sağlık Bakanlığı çalışıyor. Türkiye'de ilk önce eğitim cihazlarına, ilk yardımcıların eğitim almasına yönelik bir mevzuat yayımlandı. Sonraki mevzuatların daha geniş kapsamlı ve yaygın alanlarda kullanıma yönelik olacağını düşünüyoruz." Cihazlar özel takip sistemiyle izleniyor Nil Ateş, bu cihazların özellikle ABD ve Avrupa'da yoğun olarak kullanıldığını söyledi. Cihazların özel takip sistemleriyle takip edildiğini belirten Ateş, "Ülkede nüfus başına oranlayanlar, iş yerlerindeki yoğunluğa ya da kalabalıkların geçiş noktalarına oranlayanlar var. Çok çeşitli çalışmalar mevcut. Her 100 ila 200 metre arasında konumlandırılan yerler var. Potansiyeli çok büyük. Türkiye'de yapılmış net bir çalışma yok ama yıllık 100-150 bin vakadan bahsediliyor. Umarız hiç olmaz ama olduğu noktada bir defibrilatör ulaştırabilirsek, bunlar uygun noktalara konumlandırılabilirse en mutlusu biz oluruz" dedi. Ani kalp durması yoksa şok vermiyor Defibrilatörün kullanımına ilişkin de bilgiler veren Ateş, uygulamaların ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini anlatarak, şöyle konuştu: "Dünyada ise gönüllülük esasına göre uygulamalar mevcut. OED'ler ani kalp durması yaşamayan kişilere zarar vermediği, herhangi bir risk teşkil etmeyeceği için özellikle gönüllülük teşvik ediliyor. Cihaz normal bir insan düşüp bayıldıysa, kalbiyle ilgili bir sorunu yoksa ancak elektroşok cihazı yerleştirilmişse kişiye zarar vermez. Önemli bir modu var. Ventrikuler fibrilasyon ölçüyor, bu ölçüm ani kalp durması verisidir. Bu veriyi almazsa cihaz kesinlikle şok vermez, bu nedenle de güvenlidir."

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 30 31