03 Mayıs Cuma 2024
3 yıl önce

Yunanistan'ın sığınmacı tutumu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşındı

Washington merkezli Suriye Adalet ve Hesap Verilebilirlik Kuruluşu, kötü muameleyle ilgili tanık ifadeleri ve görüntüleri mahkemeye sundu. Kanıtların, Yunanistan sınırındaki ve ülkedeki sığınmacılara polis şiddeti ve kötü barınma koşullarını ortaya koyduğuna dikkat çekildi. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden sığınmacılara uygulanan kötü muamelenin soruşturulması talep edildi

3 yıl önce

CHP’lilerin, İBB’nin T3 Vakfı’na 41,1 milyon lira para aktardığı iddiasının asılsız olduğu mahkeme kararıyla tescillendi. İddianın ilk sahibi Orhan Uğuroğlu, T3 Vakfı’na 15 bin lira tazminat ödeyecek

TEK KURUŞ VERİLMEDİ SİHA’ları üreten Baykar Makina’nın teknik müdürü Selçuk Bayraktar, “T3 Vakfı’na İBB’den tek kuruş dahi para aktarıldığı iddiası iftiradır” diyerek bu haberlere tepki göstermiş ve yargıya başvuracaklarını söylemişti. CHP’li Veli Ağbaba yalanlamalara rağmen asılsız iddiaları günlerce gündemde tuttu. Bunun üzerine Bayraktar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na çağrı yaparak Ağbaba’yı tekzip etmesini istedi. İmamoğlu sonunda “İBB para aktardı mı, aktarmadı mı? Bu işin içinde T3 yok, doğru. Zaten mahkeme bunu sordu. Para aktarıldı mı? Hayır dedik” diyerek para aktarılmadığını ifade etti. MANEVİ TAZMİNAT Dava süreci geçtiğimiz günlerde İstanbul Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sonuçlandı. Asılsız iddiaların sahibi olan Yeniçağ gazetesi köşe yazarı Orhan Uğuroğlu’nun T3 Vakfı’na 15 bin lira manevi tazminat ödemesine karar verildi.

3 yıl önce

KADEM’den Tuma Çelik açıklaması: Kamu vicdanının kabullenemediği bu beraat kararının üst mahkemece bozulacağı umuduyla davayı takipteyiz

Eski HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik'e cinsel istismar suçlaması ile yargılandığı Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davadan beraat kararı verildi. Çelik'in beraat kararı hakkında Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) bir açıklama yaptı. "ÜST MAHKEMECE BOZULACAĞI UMUDUYLA DAVAYI TAKİPTEYİZ" KADEM, konuyla alakalı "Eski HDP Milletvekili Tuma Çelik'in cinsel saldırı suçundan yargılandığı davada hâkim, delil yetersizliği gerekçesiyle beraat kararı verdi. Yurt dışı yasağını da kaldırdı. Kamu vicdanının kabullenemediği bu beraat kararının üst mahkemece bozulacağı umuduyla davayı takipteyiz" ifadelerini kullandı. NE OLMUŞTU? Geçen yıl, Mardin'in Midyat İlçesi'nde yerel seçim çalışmaları esnasında bir dernekte tanıştığı kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiası nedeniyle HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik partisinden istifa etmek durumunda kalmıştı. Milletvekili olduğu için 7 Ekim 2020'de TBMM'den Çelik'in milletvekilliği dokunulmazlığı da kaldırılmıştı. Dokunulmazlığı kaldırılan Çelik hakkında "nitelikli cinsel saldırı" suçundan dava açılmıştı.

2 yıl önce

Avusturya Mahkemesi: Korkmaz'ın iadesine ilişkin süreç belirsiz

Viyana Eyalet Ceza Mahkemesi iade sürecinde Sezgin Baran Korkmaz'ın tutuklu kalıp kalmamasına karar vermek için toplandı. TRT Haber’in aktardığı bilgiye göre; Cumartesi günü gözaltına alınan Sezgin Baran Korkmaz hakkında geçici tutuklama kararı verildi. Kararda Korkmaz'ın tutuklu olarak iade sürecini geçirmesine hükmedildi. İadenin içeriğine ilişkin bir karar vermeyen mahkemede Korkmaz'ın ABD'nin talebine yönelik bir beyanda ve de hukuki itirazda bulunmadığı belirtildi. Mahkemeden yapılan açıklamada iade kararının ne zaman verileceğinin şu an için söylemenin mümkün olmadığı belirtildi. Benzer süreçlerdeki tecrübelere göre ABD'den ek belgeler istenmesinin mümkün olduğu kaydedildi. İade işlemleri için süreç başlamıştı Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, Sezgin Baran Korkmaz'ın iade işlemleri için süreci başlattıklarını söylemişti. 19 Haziran'da yakalandı Türkiye ve ABD tarafından aranan, SBK Holding ve 6 şirketine yönelik kara para aklama soruşturması kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Sezgin Baran Korkmaz, Avusturya'da 19 Haziran'da yakalanmıştı. Korkmaz, kara para aklama suçundan ABD tarafından da aranıyordu. Hakkında Interpol'ün kırmızı bültenle arama kararı bulunan Korkmaz'ın 5 Aralık 2020'de yurt dışına çıktığı tespit edilmişti. 132 milyon dolar kara para aklanmıştı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, geçen yıl SBK Holding ve holdinge bağlı 6 şirketin hesaplarında yaptığı incelemelerde, 132 milyon dolar kara para aklandığını belirlemişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, SBK Holding ve alt şirketlerinde yönetici olan 19 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Sezgin Baran Korkmaz'ın da arasında bulunduğu 8 şüphelinin yurt dışında olduğu tespit edilmişti. 7 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor. Korkmaz; gerçeğe aykırı belge düzenlemek, kara para aklamak ve ABD hazinesini 511 milyon dolar zarara uğratmak gibi suçlamalardan yargılanıyor. Korkmaz hakkında "mal varlığı değerini aklama" suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

2 yıl önce

İmamoğlu'nun Vali Seddar Yavuz'a hakaret davasında karar: Mahkeme, İmamoğlu'nun Yavuz'a 20 bin TL manevi tazminat ile birlikte faizinin ödemesine hükmetti

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 Haziran 2019 tarihinde Ordu - Giresun Havalimanı'nda ekibiyle VIP'den geçerken bir tartışma meydana gelmişti. İmamoğlu'nun bu sırada eski Ordu Valisi Seddar Yavuz'a hakaret etmişti. İBB Başkanlığı seçimleri döneminde yaşanan olay nedeniyle İmamoğlu aleyhine açılan manevi tazminat davası sonuçlandı.  İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 9. duruşması görülen davada mahkeme, İmamoğlu'nun Yavuz'a 20 bin TL manevi tazminat ile birlikte faizinin ödemesine hükmetti.  Vali Seddar Yavuz'un avukatı Resul Yılmaz, "İmamoğlu, Vali Yavuz’a 20 bin TL tazminat ile birlikte bu tutarın faizini ödeyecek" dedi.

2 yıl önce

CHP'lilerin mahkemeye verdiği şehit babası: Gururu bana, utancı onlara yeter

15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümüne yaklaşırken , şehit ailelerinin acıları ilk günkü tazeliğini koruyor. Darbe girişimi sırasında Özel Harekât Daire Başkanlığına düzenlenen hava saldırısında şehit düşen Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit'in babası Yahya Kemal Yiğit, 2 yıl önce 18 Mart Şehitleri Anma Gününde HDP ile örtülü ittifak yapan CHP'li yöneticilere tepki gösterdi. 30 Mart yerel seçimleri öncesi yaşanan olayda şehit babasını CHP Kayseri İlçe Başkanı Okan Marzıoğlu ve Belediye Başkan Adayı Mustafa Navruz hakaret ve darp iddiasıyla mahkemeye verdi. Davanın ilk celsesine ise CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer bir otobüs partili ve 10 avukatla gelerek şehit babasına karşı gövde gösterisi yaptı. "BU GURUR BANA O UTANÇ ONLARA YETER" Sabah'ın haberine göre, Şehit Babası Yahya Kemal Yiğit, "hakaret" suçundan 2 bin 180 lira adli para cezası ödemeye mahkum edildi. 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünün yaklaştığı günlerde açıklamalarda bulunan Şehit Babası Yahya Kemal Yiğit; "Ben mahkemede hakime de söyledim. Eğer ki bu davadan dolayı bana bir ceza verirseniz, bu cezayı bir ömür boyu şeref madalyası olarak taşıyacağımı belirttim. Yazacağınız gerekçeli kararı da evimin altına yapmış olduğum müzedeki şehit kızımın fotoğrafının yanına çerçeveletip asacağım dedim. Bu canıma da mal olsa onlarla mücadeleye devam edeceğim. Vatanımı bölüp, 40 bin evladımızı şehit edenlerle gizli ittifak yapacaksın, sonra çıkıp şehitler gününde şehitliğe gelip boy göstereceksin. Ben bir şehit babası olarak bunu gururuma yediremeyip tepkimi gösterdim. Benim 1. namusum vatan. 2. namusum al bayrağım. 3. namusum ise Türkiye Cumhuriyeti devleti. Gerisi vallahi teferruat. Biz bu vatanın sırtında yaşıyorsak birinci namusumuz bu vatan toprakları olmak zorunda. Bu vatan toprakları olmasa bir mezarımız bile olmaz. Bunun bilincinde olduğumuz için ben onlara namussuz dedim ve demeye de devam edeceğim. Bu sözüm yüzünden bana 2 bin 180 lira para cezası verildi. Gerekçeli karar çıktı ve ben bu gerekçeli kararı o günde dediğim gibi şehit kızımın fotoğrafının yanına çerçeveletip asacağım. Çünkü bu karar benim için gurur CHP için bir utanç tablosudur. Bu gurur bana o utanç onlara yeter" diye konuştu. "CHP HANGİ ŞEHİDİN CENAZESİNE BİR OTOBÜS DOLUSU GİTTİ?" Bu dava sürecinde ilk duruşmada CHP'liler seçim otobüsüyle geldiler. Milletvekili, 10 avukat, il başkanı, ilçe başkanları ve partilileri toplayıp gelmişler. Daha sonra ben SABAH'a verdiğim demeçte, "Bu gövde gösterisini şerefinizi haysiyetiniz varsa gidin PKK'ya karşı yapın dedim. Buna istinaden CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer, basın açıklaması yapıp bana şımarıklık yaptığımı söylüyor. Kendilerinin şehit aileleri ve gazilerle hiç bir sorunlarının olmadığını söylüyor. İlk defa doğru söylüyor. CHP'liler bugüne kadar hangi şehit cenazesine ya da ailesine bir otobüs dolusu gittiler. Benim cenazeme gelmediler. Taziyeme gelmediler, bir telefon dahi açma gereksinimi duymadılar. Gitmedikleri yerde tabi ki sorunları olmaz" dedi. "ATATÜRK KABRİNDEN KALKSA KILIÇDAROĞLU'NU DENİZE DÖKER" Baba Yiğit şu ifadeleri kullandı: "CHP Genel Merkezi duruşmamıza 3 avukat gönderdi. Bu avukatlar duruşmada benim CHP kurumsal kimliğinden özür dilemem durumunda şikayetlerini geri çekeceklerini söylediler. Bırakın özür dilemek, bizim çocuklarımızı şehit eden alçak teröristlerden kurşun yemeyi şeref sayarım ama onlardan yine de özür dilemem dedim. Benim için o teröristlerle onlara yandaşlık yapının hiç bir farkı yok. Selahattin Demirtaş, bebek katili Apo'nun heykelini dikeceğiz diyor, Kılıçdaroğlu da meclisin kürsüsünden Demirtaş saygın ve teröre mesafeli bir siyasetçi diyor. Sanki 40 bin vatan evladını o PKK katletmemiş gibi. Bunlar Atatürkçü falan değil. Bunlar Atatürk'ü hiç mi hiç sevmiyorlar. Ama kendilerine maske edinmişler arkasında her türlü melaneti yapıyorlar. Atatürk kabrinden kalksa vallahi o Kılıçdaroğlu'nu aynı Yunanlıları nasıl denize döktüyse o şekilde İzmir'de denize döker." TANKLARIN ARASINDAN KONTROLLÜ GEÇTİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'un kontrollü darbe olduğunu söylediğini belirten Şehit Babası Yahya Kemal Yiğit; "O Atatürk Havalimanından kimin kontrollü geçtiğini biz çok iyi biliyoruz. O tankların arasından kontrollü bir şekilde geçip Bakırköy Belediye Başkanının evinde ayak ayak üstüne atıp, kahvesini yudumlayıp, ellerini ovuşturarak televizyondan darbeyi izleyen Kılıçdaroğlu değil miydi? Bunlar bizim zekamızla alay ediyor. Bunlara artık ilkokul talebesi bile inanmıyor" diye konuştu.

2 yıl önce

Avusturya mahkemesinden Sezgin Baran Korkmaz kararı

Sezgin Baran Korkmaz, kara para aklama soruşturması kapsamında aranıyordu. 19 Haziran'da Avusturya'da yakalandı. Yakalandığı Wels kentinde ikinci kez hakim karşısına çıktı. Wels Yüksek Mahkemesi Korkmaz'ın 5 Ağustos'ta yapılacak bir sonraki duruşmaya kadar tutuklu kalmasına karar verdi. Korkmaz'ın 3. duruşması yine Wels Yüksek Mahkemesi'nde görülecek.  Korkmaz, 21 Haziran'da Avusturya Viyana Eyalet Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme Korkmaz hakkında geçici tutuklama kararı vermiş, aldığı yetkisizlik kararı ile dosyayı ilk gözaltı işleminin yapıldığı Wels kentine göndermişti.

2 yıl önce

Bahçeli’den Anayasa Mahkemesi’nin Gergerlioğlu kararına itiraz

“Anayasa’nın 14’üncü maddesine göre; Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Hakkın kötüye kullanımı haksızlıktır, bu haksızlığı aklamak, temize çıkarmak adalet ilkelerine kast etmek, hukukun evrensel kaidelerine kara çalmaktır. Bunun yanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 17’inci maddesini açın bakın görüp göreceğiniz de aynısıyla budur. Hak, insanın ve insanlığın onurudur. Bu onurun çiğnenmesi, bu onura gölge düşürülmesi aynı zamanda insana yapılabilecek en vahim kötülüktür. Hak ile haksızlık yer değiştirilirse, yani haklı olana haksız, haksız olana da haklı muamelesi yapılırsa dünyanın temelleri sarsılır. Özellikle ve altını çizerek ifade etmeliyim ki, terör örgütü propagandası yapmanın hakkı olamaz, haklı yanından bahsedilemez. İnsanın malına, canına, varlığına husumet duyan terör örgütlerini düşünce planında bile olsa savunmaya kalkışmak işlenmiş suçlara taammüden iştiraktir. Tüm yargı kurumlarının görevi hakkı ve hukuku her makam ve mevkii karşısında korumak, hiçbir dayatma ve telkine aldırmadan millet nam ve hesabına güvence altında tutmaktır. Bölücünün hakkı olmaz, teröristin hakkı olmaz, ihanetin hakkı olamaz. Lafım Anayasa Mahkemesi’nedir. Hak, çok geniş cepheli bir değerdir. Bu değerin yalnızca bir tarafını görmek hiçbir şeyi görmemektir. Anayasa Mahkemesi’nin, HDP’li Gergerlioğlu hakkında vermiş olduğu hak ihlali kararı milletin hakkına riayet ve hürmet değil, terörizme örtülü destektir. Hakkındaki mahkûmiyet kararının 17 Mart 2021 tarihinde Gazi Meclis’te okunmasıyla milletvekilliği düşen Gergerlioğlu, müteakiben 2 Nisan 2021 tarihinde de Sincan 2 No. lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na koyulmuştur. Çok geçmeden devreye giren Anayasa Mahkemesi, bu bölücünün “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkıyla ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine, üstelik de bu şaibeli şahsa 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine” hükmetmiştir. Yani tam bir haksızlık vücut bulmuştur. Bizim Anayasa Mahkemesi’yle ilgili görüşümüz değişmemiştir. Bu mahkemenin yeni ve sivil nitelikli bir anayasa yazımıyla yeni baştan yapılandırılması millet vicdanının yegane arzu ve beklentisidir. Bu kervan böyle gitmez, bu devran bu şekilde süremez. Anayasa Mahkemesi, büyük Kürdistan’ı hak olarak görüyor mu? PKK’lı teröristler toplanıp müracaat etseler onları da hak ihlali şemsiyesi altına alacak mı? O halde, Karma Komisyon’da bekletilen dokunulmazlık dosyalarını görüşmeye ve karara bağlamaya ne gerek var? HDP’li Gergerlioğlu, hakkındaki kararın bugün TBMM’de okunmasıyla tekrar milletvekilliğine dönmüş, Genel Kurul’daki sırasına oturmuştur. Ama yok sayılan hak ve hukuk olmuştur. Hakikaten derin ızdırap verici bir süreç maşeri vicdanı kanatmıştır. Sebep olanlar utanmalıdır. Cezaevinden çıkar çıkmaz “nerede kalmıştık” diye soran Gergerlioğlu’nu heyecanla alkışlayanlar PKK’lı ve FETÖ’cü alçaklardı. Kaldığı yer melanetin yeriydi, rezaletin iniydi, karanlığın meskeniydi. Artık oradan devam etmesinin önü de Anayasa Mahkemesi tarafından açılmıştır. Açılan bir şey zamanı geldiğinde kapatılır. Bu hesap da elbet bir gün muhataplarına sorulur. Hak zayi olmaz, heba olmaz, gecikse bile hakkın teslimi eninde sonunda tarafını ve yerini bulur. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na tavsiyem bu sözlerimi aklından çıkarmamasıdır.”

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11