19 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

Mansur Yavaş’tan kar yağışı sonrası kapanan yollar için çözüm önerisi: Trafiğe çıkmayın

Ankara’da 3. kez etkili olan kar yağışı sonrası yine tuzlanmayan yollarda araçlar mahsur kaldı. Buzlanma nedeniyle kazalar meydana gelirken, sosyal medya hesabından açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, vatandaşlardan araçlarıyla trafiğe çıkmamalarını istedi.

3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Diğer konularda dikiş tutturamayınca, şimdi yanlış olduğunu en iyi kendilerinin bildiği '128 milyar dolar nerede?' yalanına sarıldılar."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları: KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ Dün gece hem bir bakanlığımızı ikiye böldük, hem de 3 bakan atamasını yaptık. Ruhsar Pekcan ve Zehra Zümrüt Selçuk'a bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür ediyorum. Üç yeni bakanımıza başarılar diliyorum. Bugüne kolay gelmediğimiz gibi bundan sonrasının da kolay olmayacağını biliyoruz.  Ticaretimizin derinliğinin sığ olduğu dönemlerde yatırıma dayalı uzun vadeli girişimlere cesaret edilemiyordu. Ülkemizin çok küçük dalgalanmalarda dahi ekonomik krize girme durumlarıyla karşı karşıya olduğumuz dönemler geçirdik. 1990'larda aynı oyunu kökenler üzerinden tekrar sahneye sürdüler, bu arada ekonomiyi de hiç boş bırakmadılar. Bir kaç milyar liralık spekülasyonla 1994'de ülkemizi büyük bir krize sürüklediler. BE AHLAKSIZ, BE EDEPSİZ BİZ BU YOLA ÇIKARKEN KEFENİMİZİ GİYEREK ÇIKTIK Ey Kılıçdaroğlu, hafızanı yokla bakalım varsa gecelik faizlerin yüzde 7500'e çıktığı, 20bamkaya el konup faturanın millete yüklenildiği dönemin baş aktörleri CHP yöneticileriydi. Kasım 2002'den beri neler görmedik ki. Arkası karanlık cinayetlerden Cumhuriyet mitinglerine kadar toplum mühendisliği ile karşılaştık. Şimdi çıkmış bir ahlaksız, edepsiz benim akıbetimin de Menderes'in akıbeti gibi olabileceğini ümit ettiğini söylüyor. Be ahlaksız, edepsiz kefenimizi giyerek biz bu yola çıktık. Biz ölümden korkmadık, bizim imanımızın gereği ölümü korkutmaktır. Siz, zaten 'ölüm' dendiği zaman kaçacak delik arayanlardansınız. Menderes'in akıbetinden hoşnut mu oluyorsunuz, memnun mu oluyorsunuz? Çünkü o akıbeti hazırlayanlar da sizdiniz. Şimdi bize de aynı akıbeti mi hatırlatıyorsunuz? Boşuna uğraşmayın, evelallah biz bunların hepsine hazırız. 15 Temmuz'da bunu gördük ve 15 Temmuz'u hazırlayanlara bu ülkeyi mezar ettik, mezar... Sen genel başkanın tankların arasından kaçıp giderken biz milli irade ile beraber tüm dünyaya selam verdik. Biz dik durduk. Ama siz hemen kaçtınız, Bakırköy Belediyesi'nde çay, kahve sohbetine daldınız, oradan seyrettiniz. Daha çok seyredeceksiniz. Kalkıp basın toplantıları ile filan benim akibetimin öyle olacağından hiç bahsetme. Her nefis ölümü tadacaktır, ama sen de tadacaksın. Bu yolculuk bir vatan yolculuğudur. AKIL HOCALARINA YER VE YOL KALMAYACAK Vesayet güçlerinin 1950'lerden beri uyguladıkları yöntemler işe yaramayınca bu defa daha sinsi eylemleri uygulamaya soktular. Tarihimizin en acı hadiselerinden biri olan 15 Temmuz'u yaşadık. Emekli amirallerle kol kola vererek Kılıçdaroğlu, 'Emekli olanlar darbe yapabilir mi?' diyor, 'Ne duruyorsunuz, dökülün sokağa' diyorlar. Siz o akıl hocalarınızla birlikte yürüyorsunuz. Ama bu ülkede her şeyi bitmiş bu akıl hocalarına yer ve yol kalmayacak. Terör örgütlerinin başını sınırlarımız dışındaki asıl kaynaklarında da birer birer ezdik.  Dışişleri Bakanımıza Yunan Dışişleri Bakanı ile yaptığı toplantıda verdiği cevaplar nedeniyle de teşekkür ediyorum. Asla baş eğmeyeceğiz. Baş verip baş eğmeyen bir millet olarak önceliğimiz istiklalimizdir.  NE RAKAM DOĞRU, NE RAKAMA YÜKLENEN ANLAM DOĞRU Sahada terör örgütlerine, uluslararası alanda müstemlekecilere karşı verdiğimiz mücadeleyi, ekonomide de faiz-kur-enflasyon şer üçgenine karşı yürüttük. Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyirci mi kalacaktık? Harekatlarımızın ardından maruz kaldığımız ekonomik tuzaklara seyirci mi kalacaktık. Ağustos 2018'de ABD yönetiminin başlattığı ekonomik saldırılara sessiz mi kalacaktık? CHP'nin ve onun peşine takılanların 128 milyar meselesini işte bu fotoğraf içinde okumak gerekiyor. Ne rakam doğru, ne rakama yüklenen anlam doğru, ne bu rakam üzerinden üretilen kampanya doğru. Ortada gerçekten 128 milyar doların akıbetini anlama arayışı olmadığı için söylenen sözlerde doğru olan hiçbir şey yoktur. Baştan sona yanlış, baştan sona cehalet. Cehalet deyip geçmemek lazım. 3 çeşit cehalet vardır. Birincisi bir şeyi bilmemektir. İkincisi cehaletin karesidir. Öğretim gördüğü için konunun ne olduğunu bilir, eğitimi olmadığı için nasılını bilmez. Bunlara gafil denir. Üçüncüsü ise cehaletin küpüdür. Öğretimden geçtiği için konunun ne olduğunu bilir, eğitimli olduğunu için nasılını da bilir. Bilerek ve isteyerek konunun nedenini harmanlayarak, sürekli senaryo peşinde koşmaktır. Bunların artık gizlemeye dahi ihtiyaç duymadıkları temennileri, Türkiye’nin önce, tıpkı 1994 ve 2001 yılında olduğu gibi çok derin ve keskin bir ekonomik kriz yaşaması, ardından da siyasi değişime maruz kalmasıdır. Uluslararası sermayeye Türkiye'ye yatırım yapmayın diyecek kadar muvazeneyi yitirmişlerdir. CHP'nin etrafında kümelenen bu ekip son dönemde yatırımcıları ürkütmek, milletimizin moralini bozmak için dört bir koldan çalışıyor. Diğer konularda dikiş tutturamayınca, şimdi yanlış olduğunu en iyi kendilerinin bildiği '128 milyar dolar nerede?' yalanına sarıldılar. Erdoğan düşmanlığı, AK Parti düşmanlığı, Cumhur İttifakı düşmanlığı bu cehli mikap kesiminin gözlerini öyle bir kör etmiştir ki ülkenin ve milletin felaketinden medet umar hale gelmişlerdir. Nedir bu diledikleri felaket? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter hesabından da '128 milyar dolar' iddialarına yanıt verdi ve "CHP’nin etrafında kümelenen yıkım ekibi, YANLIŞ ve YALAN olduğunu bile bile “128 milyar dolar” yalanına sarıldı. Şimdi bu meselede kim, kendini rezil etme pahasına ne demiş ve GERÇEK neymiş bir bakalım mı?" ifadelerini kullandı. Bir yalan nasıl şevkle söylenir gördünüz değil mi? CHP'nin başındaki zata sorsanız hesap uzmanıyım der ama geçmişte bilinen tek yönetim hikayesi SSK'yı batırmaktır. Kılıçdaroğlu'nun rehberini öğrendiniz mi? O bayan.. Büyük söyleyeceksin diyor. O da emredersiniz diyor ve büyük söylüyor. BDDK ve ardından o süreç. Şayet bu kişi 128 milyar dolar nerede sorusuna MB bilançolarını okumadan soruyorsa geçmişte kendine tevdi edilen görevlere yazıklar olsun. Bu kampanyanın peşine düşenlerin bir kısmını üzülerek, bir kısmını gülerek takip ediyoruz. Sağa sola pankart asarak, bu yalan kampanyasına figüranlık yapanları gördükçe içimizde acıma duygusu da uyanmıyor değil. Bu meseleye doğrudan girmemek için epeyce sabrettik. Baktık ki birileri önemsememekten kaynaklanan sessizliğimizi korku sanarak yalanların dozunu arttırıyor. Bugün etraflıca meseleye girme kararı aldık. Türkiye bu manzarayı hak etmiyor. Türkiye bu muhalefet üslubunu kesinlikle haketmiyor. Yalanı su içer gibi söyleyebilen bu karikatür tipleri de haketmiyor.  Bırakınız 128 milyar doların ne olduğunu, nasıl yönetildiğini, 128 tuğlayı üst üste koymuşluğu dahi yok olan Kılıçdaroğlu, kalkmış bunları konuşuyor. Ortada 128 milyar dolar diye bir rakam, gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok. Piyasa denilen bu dinamik sistemde belki bu anda bile milyarca dolar el değiştiği için rakam yenileniyor. Her ne kadar MB Başkanımız da, Hazine ve Maliye Bakanımız da meseleyi etraflıca anlattıysa da bunlar duymak isteyen kulaklara ulaşıyor. Kendi arkadaşlarının doğruyu söylemelerine bile tahammüle demedikleri için meseleyi kendi mecralarına çektiler. Sayın Kesici doğruyu söyledi, bir gün geçti Kesici 'Genel Başkanımın söylediğine katılıyorum' dedi. Bayan ne dedi, 'Büyük söyleyeceksiniz' dedi. CHP içinde az biraz bilanço okumayı bilen varsa verilere bakarak bu hesabı kolayca çıkarabilir. CHP içinde bilanço okumayı bilen yoksa partimizden, bürokrasiden bir uzman göndererek kendilerine yardımcı olabiliriz.  Bu sefil kampanya karşısında tereddüde düşen vatandaşlarımız varsa onların kafasındaki soruları birinci elden gidermek istiyoruz. Çeşitli ülkelerin salgınla mücadele için aldığı mali tedbirlerin toplamı 16 trilyon doları bulmuştur. Bu çalkantılı ekonomik iklim ülkemizi de olumsuz etkilemiştir. Cari açık artarken turizm gelirlerimiz de düşmüştür. Son 2 yılda MB kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. 31 milyar dolar yabancı sermayenin çıkışı için kullanılmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak tasarruf tedbirlerinde değişikliğe gitmiştir. 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı 4 kalemde. MB rezervlerinin her kuruşunun ne olduğu bellidir. Rezervin amacı dövize ihtiyaç duyulan işlemlerde ortaya çıkan talebi karşılamaktır. Piyasa döviz talebini kendi içinde karşılayabiliyorsa MB'ye ihtiyaç kalmaz. 128 milyar dolar ne buhar olmuştur ne de haksız hukuksuz yere herhangi birinin cebine girmiştir. Ekonominin aktörleri ve vatandaşlarımız arasında dolaşıma girmiş ve çoğu yurtiçinde kalmıştır. Günün sonunda paranın büyük kısmı MB rezervine geri dönmüştür. 90 milyar dolara yakın rezervi var, ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilir. Bu bir ekonomi politikası tercihidir. 

2 yıl önce

Mehmet Hilmi Güler: Dedikodu yapmayın, karnınızdan konuşmayın

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, son dönemde Büyükşehir Belediyesi ve yöneticileri hakkında haksız, yalan, yanlış ve algı operasyonu şeklinde gerçekleşen söylentilere çok sert yanıt verdi. Başkan Güler, “Dedikodularla, duyumlarla, iftiralarla bir yere varılmaz. Getirin belgeyi gereğini yapayım” diyerek açık ve net konuştu. Ordu Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısında açıklamalarda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Ordu’nun dedikodu ile anılan bir şehir olmasından büyük rahatsızlık duyduğunu söyledi. Bu durumdan artık kurtulmak gerektiğini belirten Başkan Güler, gerek Büyükşehir gerekse yöneticileri hakkında son dönemde haksız, yalan, yanlış ve algı operasyonu şeklinde gerçekleşen söylentilere sert tepki gösterdi. "AÇIK VE NET OLUN, DEDİKODU YAPMAYIN" Biki yılı aşan görev süresi içerisinde siyaset ve iş çevrelerinde iş yapmak yerine dedikodu yapıldığını gözlemlediğini dile getiren aşkan Güler, Büyükşehir Belediyesi ve yöneticileri hakkında söylentilere sert cevap verdi: “Geçmişten bu yana Ordu’da gördüğüm bir şey var. ‘Öyle duyduk, öyle yapılıyor’ şeklinde. Hep bu tür duyumlarla ve dedikodularla hareket etme alışkanlığı giderek yaygınlaşıyor. Bu tür şeylerin bizim gündemimizde olmaması gerekiyor. Her şeyin net ve açık olması gerekiyor. Belgesi olması lazım. Dedikodu ile hareket etmeyecek kadar cesur olmalıyız. Eğer herhangi bir şey varsa belgeyi bilgiyi getirirler, bende gereğini yaparım” dedi. Ordu’nun bu durumunu bilimsel olarak incelettiğini ve bu dedikodu kültürünün sebeplerini ortaya çıkaracaklarını belirten Başkan Güler, “Politik-psikoloji diye bir durum var. Bilim adamaları ile sosyologlarla bu çalışmayı yapıyorum. Ordu’daki bu yanlış alışkanlık herkesi kapsamıyor ufak bir grubun alışkanlık haline getirdiği bir durum. Herhangi bir iddia, iddia edilen tarafından ispat edilir. Öyle bile olsa bana bilgisini belgesini getirin ben kendi elimle bu incelemeyi yaptıracağım, soruşturmayı açacağım. Gerekiyorsa denetim, teftiş ve mahkeme dahil gereğini kendim için dahi olsa, kendime dahi soruşturma açacak kadar açığım. Çünkü biz buraya geldik, bu çalışmaları yapıyoruz. Duyumlarla, iftiralarla eğer böyle bir şey varsa bilgisini belgesini getirin en ufak tereddüttünüz olmasın kendim bu işi başlatır, gereğini de yaparım” diye konuştu. “RANT, ÇIKAR ÇEVRELERİNİN DEĞİL HALKIN CEBİNDE KALDI” Farkında olmadan çok ayağa bastıklarını gördüğünü belirten Başkan Güler, "Görüşmelerden başvurulardan ve ifadelerden anlıyoruz. Ve biz asfaltı geçen yıl eğer böyle bir yol takip etmeseydik Eylül ayına kadar sıfır çekecektik. Bu seferde Büyükşehir iş yapmadı olacaktı. Biz orada bir inisiyatif kullandık, kendi makinalarımız satın aldık mal sahibi olduk. Asfalt plenti aldık mal sahibi olduk. Taş ocağına başvurduk sahip olduk. Ve şimdi cayır cayır iş yapıyoruz. Bunu yaparken çokta ucuza yapıyoruz. Burada gördük ki bayağı büyük bir rant, halkımızın cebinde kalmış oldu. Vatandaşımızın hakkını korumuş olduk. Biz kimseye rakip olmak istemiyoruz. Kimsenin işinde gücünde gözümüz yok. Herkes adam gibi çalışsın başımızın üstünde yeri var. Ama eski alışkanlıklar ben burada olduğum sürece yer yok. Hiçbir şey halkımızın menfaatinden daha üstün değil. Bunu yapacağız, rakip olmayacağız. Gerekiyorsa da usulüne uygun hareket ederlerse bütün şirketlerimizi halkımıza ve iş adamlarımıza devretmeye hazırız. Çünkü serbest teşebbüs bizim için çok kıymetli. Halkımızın rekabet gücüne, helal kazancına biz daima yardımcı olacağız. Biz kalkıp da asfaltı yapalım, turizme ilgilenelim, lokanta açalım, yazalım şirketinde başkasına engel olalım diye düşünmedik. Enerji şirketimizle rüzgarımızdan enerji üretelim istedik, kimsenin işinde gücünde kazancında gözümüz yok.” dedi. “YALANA İNANAN KESİM HUZURU BOZAR” Siyasetin dedikodu ile değil erdemle yapılması gerektiğini belirten Başkan Güler, “Siyaset erdemle yapılmalı, dedikodu ile değil. Varsa bilgi belge getirirler ben gereğini yaparım. Hatta kendim işin içerisindeysem kendim için bile soruşturma açtırırım, açıkça söylüyorum. Bu bakımdan ricam, dedikodularla, bunu diyorlar, şunu diyorlar demek yok” ifadelerini kullandı. Özellikle yalana inanan kesimlerin huzur bozduğunu vurgulayan Başkan Güler, “Politik-psikolojide yalancının payı diye bir pay var. Literatüre geçmiş. Bir yalanı söylüyorsunuz, sonra karşı taraf bunu yemin billah ediyor ortaya koyuyor. Buna rağmen yüzde 15 inanan çıkıyor. Böyle bir yüzde 15 çok büyük sıkıntılara sebep oluyor. Manevi olarak kul hakkı denen bir şey var, insan hakları denen bir şey var, masumiyet karinesi diye bir şey var. Buna rağmen ortamı bozacak, yatırım ortamını huzuru kaçıracak durumlarla karşı karşıyayız. Ben çocuklarımız için torunlarımız için hepimizin geleceği için daha mutlu Ordu’nun olmasını istiyorum” ddiye konuştu. “KARADAKİ MÜSİLAJ COVID'DEN DAHA TEHLİKELİ, TEMİZLEYECEĞİZ" “Müsilaj denilen şey sadece denizde olmuyor, bizde karada da müsilaj belirtileri var. Bunu biz temizlememiz lazım, bu dezenfeksiyonu yapacağız. Bu çok az bir şey, halkta böyle bir şey yok, halkımızın büyük ölçüde çok memnun, kamuoyu araştırması yapıyoruz halkımız meclisimizden de bizden de çok memnun. Ama böyle bir müsilaj durumu var burada, vaziyet var. Dezenfeksiyonu birlikte yapacağız. Bu Covid’den daha tehlikeli. Çünkü hepimizi sıkıntıya sokuyor. Bu sorumluluk hepimizin üzerinde. Ve ben istiyorum ki, her şeyi belgeli bilgili yapalım, herhangi bir şekilde ısrar ediyorsa da ben bu sefer tersinden hukuka başvuracağım. Biz bu ismi kolay yapmadık. Bu duruma kadar tertemiz geldik, sonuna kadar da hata yapmaya hakkımız yok.”

2 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe’den İBB’ye: İş yapamayınca yalana, algıya sarılıyorlar

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, salgın şartları nedeniyle bir süre ara verdiği ziyaretlere yeniden başlayan Kabaktepe, Bahçelievler ve Bakırköy'de vatandaşlarla bir araya geldi. Ziyaretinde açıklama yapan Kabaktepe, " 'İhtiyaç yok' diyerek Silahtarağa Projesi'ni iptal edenler, bugün yaşadığımız müsilaj felaketi nedeniyle projenin önemini ancak anlayabildiler. İstanbul ihmale gelmez. O yüzden çağrı yapıyoruz, İstanbul'un hizmet kalitesini düşürmeyin. İstanbul'da son 2 yılda artan çevre felaketleri ihmalden kaynaklanıyor. İlk televizyon programına çıktığım zaman söylemiştim, 'algı balonlarını tek tek patlatacağız' diye. Balon patlatma işi o kadar tutmuş ki şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendi balonunu kendi patlatıyor." ifadelerini kullandı. Kabaktepe, şunları kaydetti: " 'Silahtarağa Projesi için bu kadar arazi lazımmış, bu kadar para lazımmış, bu yatırım lazımmış.' diye bahane sıraladılar. Büfe kurmuyorsun, ileri biyolojik atık su arıtma tesisi kuruyorsun, tabii ki o kadar arazi, bütçe, yatırım lazım olacak. 'İstanbul'u gereksiz bir masraftan kurtardık.' diye alkışlar arasında övünerek anlattılar. Derken, müsilaj geldi. Şimdi ne diyorlar 'İleri biyolojik atık su arıtma tesisleri yapmamız lazım.' AK Parti döneminde yapılan projelere, yatırımlara çeşitli bahaneler uydurarak iptal edenler, şimdi kendi şişirdikleri algı balonlarını tek tek elleriyle patlatıyorlar. İş yapamayınca yalana, algıya sarılıyorlar. Şehrin ihtiyaç duyduğu yatırımları zamanında hayata geçirmezseniz, bu ihmalin altında ezilirsiniz."

2 yıl önce

Emniyet uyardı: E-devlet üzerinden bayram harçlığı başvurusu paylaşımlarına kanmayın

Dolandırıcıların siber ortamda geliştirdikleri yöntemlerle yaşanan mağduriyetlerin önüne geçebilmek için Emniyet Genel Müdürlüğü, özellikle yaklaşan bayram öncesi yeni bir uyarı paylaşımı yaptı. UYARI SİBERAY'DAN: "BAYRAM HARÇLIĞI BAŞVURUSU PAYLAŞIMLARI ASILSIZDIR" Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının güvenli internet kullanımı için vatandaşlara rehberlik amacıyla başlattığı SİBERAY programının Twitter hesabından yapılan uyarıda, vatandaşlardan sosyal medyada "E-Devlet üzerinden bayram harçlığı başvurusu" ifadesinin bulunduğu ciddiyetsiz ve asılsız paylaşımlara itibar etmemeleri istendi. "KENDİ HESAPLARINIZDAN DA PAYLAŞMAYIN" SİBERAY'ın paylaşımında, "Bu tür içerikleri kendi hesaplarımızdan paylaşarak dezenformasyona alet olmayalım. Kamu hizmeti sağlanan elektronik ortamları bilgi kirliliğinden uzak tutalım." ifadelerine yer verildi.

2 yıl önce

Emniyet’ten sosyal medya uyarısı: Doğruluğundan emin olmadığınız bilgileri paylaşmayın

Güvenli internet kullanımı için vatandaşlara rehberlik amacıyla başlatılan SİBERAY programının sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda, bilgi kirliliğinin, "Doğru bilgilerin yanında veya dışında, yalan, yanlış ya da asılsız bilgilerin listelenmesi, yayılması." olduğu belirtildi. "YANLIŞ BİLGİ DOĞRUSUNA GÖRE ÇOK DAHA HIZLI YAYILIR" Bilgi kirliliğinin nasıl oluştuğuna ilişkin, "Sanal ortam, kullanıcılara kontrolsüz ve sınırsız paylaşım imkanı sağlar. Kontrolsüz ve teyitsiz olarak dolaşıma dahil edilen bilgiler arama motorları, sosyal medya gibi mecralarda yayılır. Acil durum ya da yoğun gündem gibi dönemlerde iletişim mecraları bu yayılmayı hızlandırır. Sonuç olarak bir karmaşa ve 'bilgi kirliliği' ortaya çıkar. Unutmayın, yanlış bilgi doğrusuna göre çok daha hızlı yayılır." ifadelerine yer verildi. Bilgi kirliliğinin zararlarını önlemek için nelerin yapılması gerektiğine ilişkin paylaşımda şunlar kaydedildi: "Sanal ortamdaki içeriklere eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşın. Doğruluğundan emin olmadığınız bilgileri paylaşmayın. Doğru bilgiye ulaşılabilecek kaynakları araştırın. Sosyal medyada hızla yayılan bilgilere şüpheyle yaklaşın, bilgiyi paylaşmadan önce farklı kaynaklardan teyit edin."

2 yıl önce

Kastamonu Bozkurt’ta CHP heyetine şok tepki: “Boşuna uğraşmayın, devletimizi kötülemeyiz”

Kurtuluş Savaşı’nda düşman işgali görmemesine rağmen en fazla şehit veren il olan Kastamonu’da, Halime Çavuş, Şehit Şerife Bacı gibi pek çok kahraman yetişmişti. Vatan sevgisi ve fedakarlık denince akla gelen ilk şehir olan Kastamonu’da milleti devlete karşı ayaklandırma çabaları ters tepti. Bozkurt ve çevre illerde yaşanan sel felaketinden sonra devletin yardım etmediği, halkın sahipsiz bırakıldığı, HES kapaklarının patladığı, insanların aç ve susuz kaldığı yönünde pek çok haber yapıldı. Hatta devlet yerine CHP’li belediyelerin çalıştığı, insanlara yardım ettiği söylendi. PROVOKASYON TUTMADI Kastamonu halkının vatana ve devlete olan sadakatinin ve inancının farkında olmayan pek çok muhalif gazeteci Bozkurt ilçesinde şoka uğradı. Mikrofon uzattıkları herkes, devlete yardımları ve zamanında müdahalesi için teşekkür edince Antalya ve Muğla’da orman yangınları için yardım bahanesiyle gelen militanlarla çektikleri “devlet müdahale edemiyor” tarzındaki haberleri yapamadılar. Bozkurtlu pek çok vatandaş, röportaj esnasında muhalif medyayı ve CHP heyetini tersledi. Vatandaşlar “Canımız ve kayıplarımızla uğraşırken bizden devletimizi kötülememizi istiyorlar. Devlet ilk andan itibaren burada. Her şeyi tam ve eksiksiz yapıyor. ‘Yardım gelmedi, HES kapağı patladı, açız, susuz kaldık’ dememizi istiyorlar. Milletvekilleri gelip bizi tahrik etmeye çalışıyor. Bazı kanallar bize bazı şeyleri söyletmek istiyor. Biz buna kanmayız. Kastamonu’ya gelen herkes önce Kastamonu tarihini bir okusun!” diyerek muhalif basına ve CHP heyetine tepki gösterdi.

2 yıl önce

Adnan Oktar Örgütünün siyasi ayağı Kılıçdaroğlu ve CHP mi? Dilipak CHP’ye kalkan oldu: “Bu işi fazla kurcalamayın, ucu her yere çıkar”

Akit’in haberine göre; Adnan Oktar suç örgütünün siyasi ayağı tartışmaları CHP yönetimine ve Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar uzandı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in mecliste yaptığı basın toplantısında Adnan Oktar Suç Örgütü ile bağlantılı bazı isimleri açıklamıştı. Ancak, Adnan Oktar'ın 'Kedicikler' diye adlandırılan bazı kadın üyelerinin sık sık CHP'li isimlerle buluştuğu ortaya çıktı. Sık sık biraraya geliyorlardı Adnan Oktar Suç Örgütü'nün siyasi ayağı kim? tartışmaları devam ederken, bu sorulara cevap verir nitelikte fotoğraflar ortaya çıktı. Örgütün “kedicikler” olarak adlandırılan kadınlar grubunun sık sık CHP’li önemli isimler ve Kılıçdaroğlu ile görüştüğü tespit edildi. Son görüşme ise CHP’li Maltepe Belediyesi’nde gerçekleşti. Şimdi kamuoyu şu sorulara cevap arıyor Şimdi kamuoyu şu sorulara cevap arıyor. Kılıçdaroğlu ve CHP’li bazı yöneticiler, Adnan Oktar Suç Örgütü üyesi kediciklerle ne konuşuyordu? Kılıçdaroğlu Adnan Oktar örgütünden gizli bilgi ve belgeler aldı mı? Örgüt ve CHP arasında nasıl bir ilişki var? Adnan Oktar Suç Örgütü’nün izini süren CHP’li Özgür Özel, CHP’deki kedicik sempatizanlarını da yakın takibe alacak mı? Dilipak CHP’ye kalkan oldu Öte yandan sosyal medya hesabı Twitter’dan paylaşımda bulunan Dilipak CHP’ye kalkan oldu. Dilipak, “Bu işi fazla kurcalamayın, ucu her yere çıkar. Orduya da, cemaat yapılarına da, sağı solu, alevisi sünnisi yok. her yere.. Patlarsa herkes altında kalır. Bu dün de böyleydi. karşınızda birinin fantezilerinden ibaret bir oluşum yok :( !?” dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8