19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Akit yazarı Karahasanoğlu'ndan Saadet Partisi'ne: Kendinizi rezil ettiniz, Erbakan’a dokunmayın bari!

Karahasanoğlu, Saadet Partisi yöneticilerine “Kendinizi rezil ettiniz, Erbakan’a dokunmayın bari” dedi. Karahasanoğlu'nun "Kendinizi rezil ettiniz, Erbakan’a dokunmayın bari!" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:  “O CHP ile, Erbakan Hoca ittifak kurardı.. ‘Kadın üniversitesi açacağız’ diyen Erdoğan’ı da cumhurbaşkanlığından indirmeye çalışırdı” derseniz.. Kendinizi rezil etmiş olursunuz ama.. Erbakan hocayı tanımayanlar nezdinde, Milli Görüş’ün liderini de, yanlış tanıtmış olursunuz.. Benim SP üst yönetiminden artık bir ümidim yok.. Onlar ki yalan söylüyorlar..  'İttifak kararımız yok' deyip.. 'Sadece parlamenter sistem görüşmeleri yapıyoruz' derken.. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine kadar.. Her konuda CHP’nin yamağı olmayı kabullenmişler.. 'İktidara gelir gelmez, İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz' diyen CHP Genel Başkanı ile birlik olup. O sözleşmeden imzasını geri çeken Erdoğan’ı devirmeye and içmişler.. Ki, kendileri de yıllarca, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması gerekir” diye bizlerle birlikte haykırmışlardı.. Artık bu dakikadan sonra.. O üst yönetim, rezilliği kabul etmişler, demektir.. Ama lütfen, Erbakan Hoca’ya dokunmayın... Kirli zigzaklarınıza, Erbakan’ın ismini karıştırmayın.."

2 yıl önce

Fatih Erbakan, Temel Karamollaoğlu'yla aynı fikirde değil: “Türkiye'nin başına CHP'li bir cumhurbaşkanı getirme projesinin bir parçası olmayın”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda "Necmettin Erbakan hayatta olsa CHP ile birlikte olur muydu" sorusuna "Kesinlikle" yanıtını verdi. Karamollaoğlu, ''Bugün hayatta olsa kesinlikle CHP ile birlikte olurdu. Bugün bizim güttüğümüz politikaları belki de çok ileri bir noktada gündeme getirirdi'' ifadelerini kullandı. FATİH ERBAKAN'DAN MUHALEFETE CHP ÇAĞRISI Saadet Partisi'nden ayrılarak Yeniden Refah Partisi'ni kuran Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın ise, Karamollaoğlu'yla aynı fikirde olmadığı görüldü. Karamollaoğlu'yla yakın zamanlarda CHP ile ilgili muhalefet partilerine çağrıda bulunan Erbakan, "İttifakın içerisindeki özellikle 5 partiye tekrar çağrımızı yineliyoruz. Burada, bu masanın içerisinde bulunup 60 sene sonra Türkiye'nin başına CHP'li bir cumhurbaşkanı getirme projesinin bir parçası olmayın." diye konuştu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu İdlib’de: “Bu dünyanın nimetlerine aldanmayın. Müslümanlar büyük bir sınavdadır”

Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da video konferans yöntemiyle katıldığı "Bir Aradayız İdlib'in Yanındayız" kampanyası kapsamında AFAD koordinasyonunda sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle yaptırılan briket evlerin açılış ve anahtar teslim töreninde, herkesin Ramazan Bayramı'nı kutladı. İnsanlığın, mazlumun ve vicdanın sesi olan Recep Tayyip Erdoğan'dan selam getirdiğini belirten Soylu, "Burası sadece briket evlerin açılışının yapıldığı bir alan değildir. Burası, zenginliğin şımarttığı dünyaya karşı, mazlumların zulümle karşı karşıya kaldıktan sonra sesi çıkmayan dünyaya karşı, iki yüzlü dünyaya karşı itirazın olduğu ve hakkın sesinin yükseldiği alandır. Allah'ın, bizim dinimizin ve inancımızın bize bir emri var; biz kardeşiz." diye konuştu. Türkiye'nin bölgeye "yardım köprüsü" kurduğunu, 77 bin projelendirilen, 57 bin bitirilen, 9 bini devam eden ve 50 binine de taşınılan evlerin açılışını yaptıklarını dile getiren Soylu, "Günün birinde sizler topraklarınızdan sökülüp buraya gönderildiğinizde Sayın Cumhurbaşkanı'mız 'Bizim kardeşlerimiz, kim ne derse desin sahip çıkacağız. Onları yalnız bırakmayacağız. Çoluğu da çocuğu da yetimi de yaşlısı da biz onları yalnız bırakamayız.' dedi. Bu arkadaşlarımızın hepsi harekete geçtiler. AFAD koordinasyonunda, kendi organizasyonlarıyla Hatay Valiliğimizin koordinasyonuyla burada yerel otoritenin ortaya koymuş olduğu faydalılıklarla güçlü bir adım attılar." ifadelerini kullandı. Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada Cumhurbaşkanı'mız talimat verdi, '20 bin briket ev yapılacak' diye. Birlikte rahmet vardır. Biz birlik olunca Cumhurbaşkanı'mız bizi gördü ve dedi ki '50 bine çıkarıyoruz briket evleri'. Şimdi yine birliği gördü, biraz önce konuşmasında söyledi. 'Bu bölgede 50 bin sayısını Allah'ın izniyle 100 bine çıkarıyoruz'. Burada, özellikle Türkiye'den 81 vilayetten valiliklerimizin koordinasyonunda da sivil toplum kuruluşlarının organizasyonda da briket evler yapıldı. Bir gün bakanlar kurulundaydık, kabinedeydik. Cumhurbaşkanı kabinede bakanlar kurulunda, tek tek bakanlara sordu, 'Sen kaç briket ev yapacaksın? Elinizi cebinize atın, aldığınız maaşlardan kardeşlerimize yardımcı olun.' Meclis grubunu topladı, 'Hepinizi göreceğim. Siz kardeşlerimize kaç briket ev yapacaksınız?' dedi. Burada 81 vilayetimizin, bakanlarımızın, vezirlerimizin, milletvekillerimizin her birinin katkısı, desteği, kardeşlik imzası var. Bilesiniz sevgili kardeşlerim, burada 85 milyonluk Türkiye'nin kalbi var." "TÜRKİYE'DE YERLEŞİK BULUNAN SURİYELİ BİR MİLYON KİŞİYE EVLER YAPILACAK" Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye için yeni bir müjde verdiğini anımsatarak, şöyle konuştu: "Cerablus, Azez, El Bab, Resulayn ve Tel Abyad'da, Türkiye'de yerleşik bulunan Suriyeli bir milyon kişiye evler yapılacak. Bunu da hem uluslararası hem kendi hayır kuruluşlarımızla yapacağız. Yine AFAD koordinasyonunda yapılacak inşallah. Allah'ın izniyle projeleri tamamlandı, yakın zamanda başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem G20 hem Birleşmiş Milletler toplantısında bütün dünyaya seslendi. Dedi ki, 'Kuzey Suriye'nin Türkiye'ye yakın olan bandında Suriyeli yerinden edilen kardeşlerimize konutlar yapalım'. Bütün dünyaya ceplerinde çok parası olduğuna iddia edenlere yüzyıllardır dünyayı sömürenlere o 'biz Batı medeniyetiyiz' diye haykıranlara söyledi. Ama onların gözleri yok görmezler, kulakları yok duymazlar, kalpleri katıdırlar anlamazlar. Biz yıllarca birlikte yaşadık, aynı kıbleye secde ettik. Biz üç gün önce Kabe-i Muazzama'daydık Cumhurbaşkanı'mızla. Allah'a niyazda bulunduk; 'Allah'ım bu mazlumlara sen yardım et. Sen yardım edicisin. Sen güç ve kudret sahibisin' dedik. Allah şahittir kardeşliğimiz kıyamete kadar sürecek. Sizi zulme teslim etmeyeceğiz. Kardeşliğimizi kıyamete kadar devam ettireceğiz. Allah bizi dünyaya ve mazlumlara mahcup etmesin." "YIL SONUNA KADAR 100 BİN EVİ BİTİRECEĞİZ" Bölgede yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi veren Soylu, "Burada sadece 77 bin ev projelendirmedik. 57 bin 306 ev tamamladık, 9 bin 700 ev devam ediyor, 10 bin eve başlıyoruz. Recep Tayyip Erdoğan talimat verdi. Yıl sonuna kadar 100 bini arkadaşlarımızla birlikte Allah'ın izniyle bitireceğiz. Burada 50 okul bitirdik, 23 okul devam ettiriyoruz, toplam 73 okul. 26 cami bitirdik, 24 devam ettiriyoruz ve 10 sağlık tesisi yaptık, 13'ünü devam ettiriyoruz. 11 sosyal tesis yaptırdık, 7'sini devam ettiriyoruz. 7 park bitirdik, 18 çocuk parkı yapıyoruz. 21 fırın bitirdik, 13 fırın devam ettiriyoruz. 36 su kuyusu yaptırdık, 4 su kuyusu devam ettiriyoruz." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine bölgeyle ilgili talimat verdiğini dile getiren Soylu, "Briket evlerin içerisinde yollar topraktı. Bana dedi ki 'Çok yakın zamanda bunların hepsini parke yapacaksınız çünkü benim kardeşlerim eksiklik çekmeyecekler'. Birçoğunu yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Yine gelen otoriteyle bir taraftan suyuydu, elektriğiydi, her birini buraya getirdik. Allah sizden razı olsun. Bize bizi tekrar hatırlattınız. Biz Allah'ın nezdinde bir sınavda olduğumuzu biliyoruz. Bu sınavda bizi sınıfta bırakmamaya vesile oldunuz." şeklinde konuştu. "BİRLİK İÇERİSİNDE OLMALIYIZ Türkiye'nin sadece Suriye'nin çeşitli bölgelerine yardım yapmadığını vurgulayan Soylu, şunları kaydetti: "Batı sömürgesine devam ediyor, biz Lübnan'da, Yemen'de, Afganistan'da, Pakistan'da, Bangladeş'te, Arakan Müslümanlarıyla beraber varız. Biz Ukrayna'da varız. Biz dünyada nerede zulüm varsa, Allah şahittir karşısında durarak hep birlikte varız. Eğer biz olmasaydık şu çocuklar bizden hesap sorarlardı, bu dünyada da öteki dünyada da... Buradan vicdanları katılaşmış olanlara sesleniyorum; bu dünyanın nimetlerine aldanmayın. Müslümanlar büyük bir sınavdadır. Batıdan kimse kendisine bir nimet beklemesin. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz. Dünyaya, insanlığa neler yapılması lazım geldiğini anlatmalıyız, onun için birlik içerisinde olmalıyız. Tam da Allah'ın emrettiği gibi." Soylu, konuşmasının ardından dua ederek, diğer kamplara video konferans aracılığıyla bağlandı ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Törende, kampanyaya destek veren sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de konuşma yaparak çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.

2 yıl önce

Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok: Yalanlara inanmayın, sığınmacıların hepsi kayıtlı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin resmi rakamlarına göre dünyada 100 milyona yakın insan savaş, zulüm ve çatışma nedeniyle ülkesini terk ederek sığınmacı olarak yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Coğrafi konumu, uluslararası hukuka ve insani değerlere verdiği önem nedeniyle, mülteciler sorunu ile en fazla yüzleşen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Tüm dünyada Türkiye'nin mülteciler konusunda izlediği örnek politikadan övgü ile bahsedilirken Türkiye'deki bazı muhalefet çevrelerinin sorumsuz davranışları nedeniyle önemli bir sorun haline geldi. Sosyal medyadaki bilgi kirliliği ise bu sorunu bir mülteci düşmanlığına düşmanlığına dönüşmeye başladı. 12 yıldır dünyaya mülteciler konusunda insanlık dersi veren Türkiye'de sorun başka noktalara taşınılmaya çalışıldı. Sabah Gazetesi, bu konudaki bilgi kirliliğini Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok'a sordu. İşte açıklamalardan bazı başlıklar: 5.4 MİLYON YABANCI KAYIT ALTINDA Türkiye'de şu anda toplamda yasal statüde ikamet eden sığınmacı sayısı konusunda elimizde bir rakam var mı? Ülkemizde yaklaşık 5.4 milyon yabancı bulunmaktadır, hepsinin parmak izi gibi biyometrik verileri dahil bütün bilgi ve belgeleri GöçNet sistemimizde mevcuttur. Bunların 3.7'si geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar, 320 bini uluslararası koruma arayanlar, 1.4'si de ikamet izniyle ülkemizde kalanlardır. Elimizde, 192 farklı uyruktan yabancının göçe dair ciddi bir büyük verisi bulunmaktadır ki dünyada bu kadar çok çeşitlilikte verisi olan ülke yoktur. 2022'DE 25 BİN KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ Düzensiz göç konusunda son dönemde tartışma biraz daha alevlendi. Bu konuda elimizde bir rakam var mı? 2022 yılında yaklaşık 25 bin kişi sınır dışı edilmiştir. Bütün AB'nin sınır dışı oranı % 15'ler civarındayken bizde bu oran % 40 civarındadır. Düzensiz göçle mücadelemiz 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' kapsamında kaynağında, sınırda ve içeride devam etmekte ve etkili sınır dışı politikası olarak kurgulanıp, yürütülüp, yönetilmekte ve takip edilmektedir. SINIRDIŞI EDİLENLER ARASINDA PAKİSTANLILAR İLK SIRADA Düzensiz göçmenlerin sınırdışı edilmeleri konusunda sorun yaşanıyor mu? Örneğin Pakistanlı bir düzensiz göçmenin sınırdışı edilmesi konusunda nasıl bir prosedür izleniyor? Pakistan ve Afganistan'ın siyasi durumu belli ancak buna rağmen sınır dışı etme, geri gönderme konusunda işleyen dinamik mekanizmalarımız var. Sayın Bakanımız sürekli mevkidaşlarını arar, daha geçen ay ilgili Genel Müdürümüz oradaydı. Anılan uyruklar sınır dışı ettiklerimiz içinde ilk iki sıradadır. Önceliğimiz düzensiz göçle kaynağında mücadele olmakla beraber bir şekilde ülkemize düzensiz gelen olmuşsa onu da sınır dışı etmekteyiz. Sınır dışı opertasyonlarımız en başarılı olduğumuz alandır. KENDİ SINIRLARIMIZA AİT OLMAYAN GÖRÜNTÜLER SERVİS EDİLİYOR Sosyal medyada toplumun sinir uçlarına dokunan videolarla karşılaşıyoruz. Bu dönemde videoların sıklaşması konusunda ne düşünüyorsunuz? Göç konusunda bir dezenformasyon kampanyası başladığını üzülerek görmekteyiz. Kendi sınırlarımıza ait olmayan görüntülerin dolaşıma sokulduğunu görmekteyiz. Bu konuda gerekli suç duyurularında bulunduk ve hukuki süreçleri sürekli işleteceğiz. Çünkü bu her şeyden önce göç politikalarını yürütmek ve yönetmekle yükümlü kurumlarımızın ve yüz binlerce devlet memurunun da emeğine ve hakkına saygısızlık. Ayrıca kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirebilmek için çalışmalarımız da artarak devam edecektir. Bu konuda yanlış bilinenlerin doğrusunu kurumumuza sosyal medya hesaplarından her gün paylaşıyoruz. O BELGESEL HUZUR BOZMA AMAÇLI Türkiye'deki mültecilerle ilgili bir belgesel ortaya çıktı ve çok tartışıldı. Bu belgeseli izleme imkanınız oldu mu? Bu sorunuz vesilesiyle ifade etmek isterim ki, 'mülteci' kavramı bizim iç hukukumuz ve mevzuatımız gereği bir statüyü ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi kadim coğrafyasından gelen göçmenlere mülteci statüsü vermemektedir. Sadece Avrupa ülkelerinden gelerek iltica talebinde bulunan mülteci sayımız tüm cumhuriyet tarihi boyunca 90 kişi civarındadır. Bahsettiğiniz belgeseli izledim, sayılar yanlış, argümanları temelsiz. Subliminal mesajlarına meşruiyet sağlamak için kullandıkları kurgu akla zarar, ziyan. Sosyal hayata, geleceğe, göçün daha iyi yönetilmesine katkısı olmaz ama amaç huzur bozmaksa o başka. ÇOĞU TÜRK 200 BİN SIĞINMACIYA VATANDAŞLIK VERİLDİ Sığınmacılara verilen vatandaşlık konusunda da bir bilgi kirliği var. Kaç sığınmacıya vatandaşlık verildi? Sayın Bakanımızın da ifade ettiği üzere, kriterleri yerine getiren 200.950 Suriyeli sığınmacıya bu ülkeye hayatın her alanında verebilecekleri katkı ve pozitif değer gözetilerek vatandaşlık verilmiştir. Bunların yaklaşık 87 bini çocuktur. Hemen bu vesileyle hatırlatmak isterim, 100 bin Ahıska Türkü, 17 bin Afganistan Türkü ve 7 bin Uygur Türkü soydaşımıza da vatandaşlık verdi Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğümüz ve vermeye de devam edecek. Sanki sadece sığınmacılara vatandaşlık veriliyor gibi bir algı var bu doğru değil ve yine hatırlatalım ki vatandaşlık alan sığınmacıların büyük bir çoğunluğu ecdadımızın o coğrafyaya iskan ettiği Bayır Bucak Türkmenleridir. 1 MİLYON KİŞİYE DAHA DÖNÜŞ İMKANI PLANLIYORUZ Bugüne kadar kaç Suriyeli ülkesine geri döndü? Bu sayı 500 bin bandına yaklaşmıştır. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği üzere, şartlar hazırlandıkça 'onurlu ve gönüllü' bir şekilde 1 milyonu geçecek bir sayıda Suriyeli muhacirimizin güvenli bölgelere yerleşimini planlıyoruz. OY KULANMALARI SÖZKONUSU DEĞİL Sığınmacıların oy kullanacağı söyleniyor. Böyle bir durum söz konusu mu? Atom bombası patladığı zaman nasıl bir ses çıkarsa o yoğunlukta haykırdığımızı düşünün: Yabancılar siyasi bir hak olan oy kullanma hakkını kullanamazlar! Sığınmacılar oy kullanamaz, kullanmayacaklar! Böyle bir durum söz konusu değildir! Duyanlar duymayanlara da duyursun DEVLET TARAFINDAN MAAŞ İDDİASI GERÇEK DEĞİL Sığınmacılara maaş verildiği, sağlık hizmetinden yararlandıkları konusunda da iddialar var. Ne söylemek istersiniz? Yabancılara herhangi bir iş ilişkisi yoksa devlet tarafından maaş verilmesi söz konusu olamaz. Geçici korunanlara Avrupa Birliği tarafından fonlanan Kızılay Kart ile market alışverişlerinde kullanabildikleri cüzi bir miktar verilmektedir, burada da ulusal bütçeden, devlet hazinesinden, milli kaynaklarımızdan, vatandaşımızın cebinden asla hiçbir ödenek kullanılmamaktadır. Bunu iddia edenlerin asgari ücret üzerinden maaş verildiğini ve sığınmacı sayısının da 10 milyon olarak iddia ettiklerini hatırlatmak istiyorum. 1.BASAMAKLI SAĞLIK HİZMETİ VERİLİYOR Kaldı ki yine söylüyorum böyle bir maaş ödemesi yoktur. Sağlık hizmetlerinde de birinci basamak sağlık hizmetinden herkes yararlanabilmektedir, yabancılar da dahil. Bunun sebebi koruyucu sağlık tedbirini devletin alma zorunluluğudur. Bir salgın olsa bunun ekonomik ve sosyal maliyeti bugün aldığınız tedbire rahmet okutur. Ama diğer basamak sağlık hizmeti için yabancıların da sosyal güvencesi aranmaktadır. DÜZENSİZ GÖÇ ULUSLARARASI BİR SORUNDUR Suriye'deki göç sorunu ile mücadele ederken, Afganistan, Pakistan ve Bangladeş bölgesindeki istikrarsızlık beraberinde yeni göç dalgasını getirdi. Dünya bu mesele ile nasıl mücadele etmeli sizce? Düzensiz Göç çok sektörlü ve paydaşlı bir alandır ve uluslararası işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Şu anda hiç bir ülke sadece kendi politikalarıyla, gücüyle ve kapasitesiyle düzensiz göçle mücadele edemez. Bu nedenle biz de 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' ekseninde göçe kaynak teşkil eden ülkelerle etkin işbirliği yaparak düzensiz göçü kaynağında durdurmayı, etkili sınır tedbirleri ile bir şekilde ülkesinden geleni sınırda durdurmayı, bunu da geçebilen olursa etkili yakalama ve sınır dışı ile kaynak ülkeye döndürmeyi amaçlayan stratejilerle hareket ediyoruz Ama coğrafyamızın durumu da ortadır. Türkiye büyüyor ve güçleniyor, göçün hedefi konumuna geldi, yerleşti. Bulunduğu koordinatlarda geçiş rotası. Gelmesinler, evet gelmesinler ama bu abesle iştigal bir serzeniş. Dünyayı fesada veren bu millet, bu devlet değil. Bin yıldır vatan eylediğimiz bu topraklarda bin yıl daha, kıyamete kadar tutunabilmenin bir külfeti var. Geçmişte başkaydı, bugün başka. Göç ve göçmenler aynı zaman da kamu diplomasisinin bir aracı maalesef. Yerlerinden, yurtlarından edilmeyecekleri iklimi hazırlayacaksınız. Bütün buna rağmen yola çıkarlarsa durduracaksınız. Gelirlerse yöneteceksiniz. Video çekerek, sürekli yalan üreterek, algı operasyonu çekerek göç yönetilmez. SUÇA KARIŞAN 20 BİN YABANCI SINIRDIŞI EDİLDİ Sığınmacıların ve düzensiz göçmenlerin suça karışma oranları nedir? Suça karışanlar, toplumsal huzuru bozanlarla ilgili nasıl bir prosedür uygulanıyor? 6458 sayılı kanunun 54. maddesine göre yabancıların suç işlemeleri halinde cezalarının infazına müteakip sınır dışı edilmeleri gerekmektedir ki prosedür böyle de işlemektedir. Kaldı ki aynı madde uyarınca yabancının hareketleri suç oluşturmasa dahi idarece kamu düzeni ve güvenliği için tehdit olarak yorumlanırsa yine sınır dışı edilmektedir. Bugüne kadar yaklaşık 20 bin yabancı sınır dışı edilmiştir. Suç ve suçlunun uyruğu yoktur, bu evrensel, psikolojik ve etik bir ilke. Ama bizim de suça ve suçluya toleransımız yok, kimse ayrıcalıklı değil. Gereği neyse yapılıyor, yapılacaktır. Zerre kadar kimsenin tereddüdü olmasın. Bunu yabancıların kanaat önderleri ve sivil toplumuyla da sürekli görüşüyoruz. Onlar da, kendi toplumlarının huzuru için kamu düzeni, kamu güveni, kamu sağlığı neyi icap ediyorsa onu yapın, biz size ancak yardım ve dua ederiz diyorlar. Çoğu kendi içlerinde olmakla beraber, binde bir oranında suça karışmaktadırlar ve bu suçlar da genelde adi suçlardır. GÖÇ SORUNU İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ Sığınmacılar meselesi çok boyutlu bir sorun. En önemlisi de insani boyutu. Türkiye toplumuna nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Göç, algılardan büyük bir meseledir. İnsanlık tarihi boyunca da insanlar hareket etmişler ve bu hareketleri en çok himaye eden toplumlar, en çok gelişen de toplumlar olarak karşımıza çıkmıştır. Ulus devletlerle beraber sınır geçişleri göç olarak nitelenmeye başlamışsa da, göç her dönem olmuştur. Mevlanalar, Yunus Emreler hepsi birer göçmendir, eğitim göçleri sosyal göçe dönmüş, ömürleri yettiğince bir durak arayıp durmuşlardır. Çağımızda da göç görünüm değiştirmiştir ama tahminimiz odur ki azalmayacaktır. Biz Türkler yöneteceğimiz işlerden korkmayız. Herkes müsterih olsun, göçü yöneten bir devlet aklı var ve bu dünyanın hiçbir ülkesinin geliştiremediği bir yoğunlukta. Ama zeminimiz de belli; insanlık ve vicdan. Algılara, yalanlara değil memur olarak devletinin hizmetinde bulunan sizin çocuklarınızın emeğine, alın terine, göz yaşına güvenin, devletin ortaya koyduğu gerçeklere, olgulara inanın. Hayat, 200-300 karakterlik sosyal medya operasyonlarına sıkıştırılmayacak kadar kıymetli...

1 yıl önce

CHP’nin 21 Mayıs Canan Kaftancıoğlu mitingi için Kandil’den talimat: “Dostumuzu yalnız bırakmayın!”

Yargıtay tarafından hapis cezası onanan ve siyasi yasaklı konumuna düşen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için CHP yönetimi yarın Maltepe’de miting yapmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz gün yaptıkları “Atatürk Havalimanı” eylemlerinde 750 kişiyi zor toplayarak rezil olan CHP İstanbul İl Örgütü’ne güvenmeyen CHP yönetimi, tüm illerden miting için otobüs kaldırılması talimatı vermişti. KANDİL’DEN BEKLENEN DESTEK CHP içindeki HDP-PKK kanadının önde gelen isimlerinden olan Kaftancıoğlu için “dostları” da seferber oldu. Kandil’deki terör yuvasından HDP Genel Merkezi’nde gönderilen talimatta yarınki mitinge İstanbul’daki HDP teşkilatlarının yoğun katılım göstermeleri istendi. PKK’LI TERÖRİST SAKİNE CANSIZ’A DESTEK CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, teröre desteği ve terörist seviciliğiyle biliniyor. Kaftancıoğlu, geçmiş yıllarda PKK kurucusu terörist Sakine Cansız için destek tweeti atarak,”‘İnsanlık tarihi kadın ile başlar. İnsanlık kadına yapılanlarla kaybeder’ demiş Sakine Cansız. Ve insanlık yine kaybetti” ifadelerini kullanmıştı. DEMİRTAŞ’LA YILLAR ÖNCE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAF HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la geçmişte çekildiği fotoğrafı da ortaya çıkan Kaftancıoğlu, “Halkın iradesiyle seçilmiş herkesle fotoğraf veririm” sözleriyle kendini savunmuş ve Demirtaş’a selam yollamıştı. DHKP-C’Lİ TERÖRİSTE SELAM DHKP-C’li teröristlere desteğini de esirgemeyen Kaftancıoğlu, Marksist Leninist Komünist Parti sözde kurucu liderlerinden Hasan Ocak’a selam yollayarak “Hasan Ocak yaşıyor. Komutana bin selam!” paylaşımı yapmıştı. DHKP-C’Lİ TERÖRİSTİ ANMA TÖRENİNE KATILDI Kaftancıoğlu, DHKP-C’nin talimatıyla ölüm orucuna girmesinin ardından hayatını kaybeden DHKP-C’li terörist Ebru Timtik’in İstanbul Barosu önündeki anma törenine katılmıştı. Kaftancıoğlu, Timtik için taziye konuşması da yapmıştı.

1 yıl önce

Hande Fırat: Bu yaz paranızı Yunan adalarında harcamayın

Neredeyse işgal edilmişcesine ülkesinde birçok ABD üssü açılmasına izin veren Yunanistan, Türkiye karşıtı eylem ve söylemlerine bir yenisini daha ekledi. 16 harita hazırlayarak uluslararası propaganda başlatan Yunanistan, haritaları yurt dışındaki büyükelçiliklere gönderdi. Uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen elinde tuttuğu adaları silahlandıran, son olarak Ege ve Doğu Akdeniz ile ilgili harita hazırlayan Yunanistan, “Türkiye bunları istiyor.” dedi. Hande Fırat'tan tatilcilere: Bu sene Yunan adalarına gitmeyin CNN Türk'te Hande Fırat'ın sunduğu Gece Görüşü'nde, Türkiye ile Yunanistan arasında Ege ve Akdeniz'de artan gerilim de tartışıldı. Programda Yunan adalarına tatile giden tatilcilere de seslenen Hande Fırat, şunları söyledi: "Sevgili Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, bu adalara gidiyorsunuz. Bakın bu adaları silahlandırdılar. Türkiye ile de uğraşıyorlar. En azından bu sene paranızı Türkiye’de harcayın, bunlara harcamayın. Şu Türkler adalara gitmesin bakayım. Çok ciddi para bırakıyorlar. Yunanlılar ‘Türkler gelsin’ diye ağlıyorlar.”

1 yıl önce

Afganistan’ın “Tarkan”ı Sancar Güneş’ten Afganlara uyarı: “Türkiye sınırını geçmek mümkün değil, insan kaçakçılarına inanmayın”

Afganistan’ın “Tarkan”ı olarak tanınan Sancar Güneş, Türkiye’nin sınırlarının çok iyi korunduğunu vurgulayarak Afganların insan kaçakçılarının yalanlarına inanmaması gerektiğini söyledi. AFGAN VE PAKİSTANLILARI UYARDI Sancar Güneş, Tiktok hesabından yayınladığı videoyla binlerce Afgan ve Pakistanlı’nın insan kaçakçıları tarafından kandırıldığını anlattı. Türkiye’nin sınırlarını havadan 24 saat izleyerek çok iyi koruduğunu vurgulayan Afgan oyuncu, “Lütfen insan kaçakçılarının oralarda yaptığı reklama inanmayın.” dedi. Sancar Güneş’in ifadelerinin tamamı şöyle: “Son zamanlarda Türkiye’de çok haber görüyorum. Afganlar, Pakistanlılar Türkiye’ye gelmek için insan kaçakçıları tarafından dolandırılıyor. Türkiye’ye girmek mümkün değil. Sınırlarda koruma önlemleri çok arttı. Havadan 24 saat izleniyor. “BİNLERCE AFGAN GERİ GÖNDERİLMEYİ BEKLİYOR” Geleni anında yakalıyor ve geri gönderiyorlar. Ya da kaçakçılar sizi sınıra yakın bölgede ölüme terk ediyor. Şu an Türk güvenlik güçlerinin sınırda yakaladığı on binlerce Afgan geri gönderilmeyi bekliyor. Lütfen insan kaçakçılarının oralarda yaptığı reklama inanmayın.”

1 yıl önce

Evlerine dönen Suriyelilerden çağrı: Korkmayın gelin

Zeytin Dalı Harekatı sırasında PKK/YPG terör örgütü tarafından zorla Şehba kampına götürülen on binlerce sivilden biri olan Mehmet Horo İzzettin ve eşi Resmiye Halil İzzettin, 4 yıl sonra Afrin Şera Beldesinde bulunan Serincek köyündeki evlerine geri döndü. Evlerine, vatanlarına dönmenin mutluluğunu yaşayan çift, "20 gün önce köyümüze döndük. 4 yıl boyunca çok büyük rezillikler çektik. Şehba kampında çoğunluğunu Afrinlilerin oluşturduğu 60 bine yakın sivil var. Kim, 'Biz Şehba Kampında mutluyuz' diyorsa yalan söylüyor. Korkudan söylüyor. Afrin bizim Afrin'imiz. Afrinliler evinize dönün PKK/YPG'lilerin size anlattığı her şey yalan" diye konuştu. "KORKMAYIN, EVİNİZE DÖNÜN" Zeytin Dalı Harekatı sırasında PKK/YPG terör örgütü militanları ilk önce köylerde yaşayan on binlerce sivili zorla Afrin şehir Merkezine götürerek canlı kalkan olarak kullanmıştı. Afrin şehir merkezini de elinde tutamayacağını anlayan teröristler sivillerin büyük bir kısmını yalan ve tehditle Şehba bölgesinde bulunan kamplara götürmüştü. Bugüne kadar terör örgütünün elinden kurtulan binlerce sivil Afrin'deki köylerine geri dönmeyi başardı. 2018 yılında Afrin'den çıkmak zorunda kalanlardan biri olan Mehmet Horo İzzettin, yıllar sonra köyüne dönmeye karar verdi. Sabah'ın haberine göre, 4 yıl boyunca çok büyük acılar çektiklerini söyleyen İzzettin şöyle konuştu: "2018 yılında PKK/YPG'liler bizi buradan korkutup kaçırdı. İlk önce Şehba kampına gittik yıllarca orada yaşadık. Çok çok zor bir süreçti. Orada yapamadık. Bir süre Halep'e geçtik. İşimiz yok gücümüz yok. Halep'te de yaşayamadık. Afin hayalimizden çıkmıyordu. Köyümüz evimiz cennet gibiydi. Buranın özlemiyle yanıp tutuşuyorduk. Köyde kalan komşularımız ile konuştuk. Onlar her şeyin çok güzel olduğunu söyledi. Evimize geri dönebileceğimizi söyledi. Biz de geri dönmeye karar verdik. Kaçakçılara 500 dolar para ödedik. Önce Münbiç'te bekledik. Zorlu bir yolculuktan sonra köyümüze geldik. Şimdi çok mutluyuz. Keyfimiz yerinde. Evimize, zeytin ağaçlarımıza, Afrin'imize kavuştuk. Burası bizim toprağımız. Evini, yurdunu bırakmış Şehba'da, Halep'te kadar giden tüm halkımıza selam gönderiyorum. Biz o kabustan selametle çıktık. Korkmayın gelin, evinize dönün. Afrin bizim Afrin'imiz" TERÖR ÖRGÜTÜ SİVİLLERİ KORKUTUYOR PKK/YPG'nin Şehba'da yaşayan Afrinlileri korkuttuğunu söyleyen Resmiye Halil İzzettin de, "Biz balık sudan çıktığında nasıl nefessiz kalır boğulursa biz de buradan ayrıldığımızda aynı şeyi yaşadık. Boğulduk, nefessiz kaldık. Şehba kampında yaşamak çok zordu. Kim Şehba kampı güzel diyorsa. Yaln söylüyor, korkudan söylüyor" dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8