05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

27 Mayıs iftiralarla geldi: O iftiracılar yine işbaşında

Darbeye giden süreç, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde başladı. 27 yıllık tek parti CHP’si ağır bir yenilgi alarak yönetimi, Demokrat Parti’ye Adnan Menderes ve arkadaşlarına bırakmak zorunda kaldı. Menderesle birlikte Türkiye’nin yükseliş dönemi başladı. İktidara geldiği ilk günden itibaren ekonomide liberal bir politika izleyen Menderes, serbest piyasa ekonomisine geçişe hız verdi. İthalata getirilen kısıtlamaları kalktı, enflasyon düştü, kredi faizleri düşürülerek özel sektörün önü açıldı. Tarımda makineleşme altın dönemi yaşadı. MİLLETİN DEĞERLERİ İLE BARIŞILDI Artan traktör sayısı ile toprağını daha işleyen çiftçinin mahsulü arttı. Türkiye yabancı sermaye ile de gerçek manada Menderes döneminde tanıştı. Yeni sanayi tesisleri ve bankaların da kurulduğu bu dönemde Türkiye’nin gayrisafi milli hasılası yılda ortalama yüzde 10’lara varan büyümeler yakaladı. Milletin değerleri ile kavgaya da bu dönemde son verildi. Arapça ezanı serbest bırakılması bu adımlardan birisi oldu. Eğitim, sağlık ve ulaştırma alanlarında da önemli icraatlara imza atarak halkın beğenisini topladı. Tüm bu adımlarla sarsılan vesayet odakları, yeniden iktidarını tesis etmek için 1950 ile 1960 yılı arasında defalarca girişimde bulundu. 10 yılda 11 cunta kuruldu, 6 müdahale girişiminde bulunuldu. SUİKAST GİBİ KAZA, PROVOKATİF GEZİLER Algı koalisyonunun yanı sıra bugün bile hala soru işaretleri barındıran meçhul girişimler yaşandı. Kıbrıs Antlaşması’nı imzalamak üzere Londra’ya giden Menderes ve heyetinin içinde bulunduğu uçak, 17 Şubat 1959’da iniş yaptığı sırada düştü. Menderes kazadan sağ kurtuldu. Ortam ısıtılırken İnönü, 1959 Nisan ayında “Büyük Taarruz” adı verilen ziyaretlere Uşak’ta provokasyonlarla başladı. CHP’ye yakın gazeteler ilde yaşanan olayları “İnönü’ye saldırı” diye lanse etti. Darbe hazırlıklarını hisseden Demokrat Parti 18 Nisan 1960’ta, CHP’nin seçim dışı yollar ile iktidara gelme çabasının araştırılması için Tahkikat Komisyonu kurulmasını istedi önerge kabul edildi. CHP lideri İsmet İnönü’nün “Şartlar tamam olduğu zaman ihtilal meşru bir haktır. Bu yolda devam ederseniz sizi ben de kurtaramam” ifadeleri 27 Mayıs’a giden yolun işaretlerinden biri oldu. ÖĞRENCİLER KULLANILDI Üniversiteler de kışkırtıldı. Ankara ve İstanbul’da öğrenci olayları başladı. DP hükümeti aleyhine gösteriler yapan üniversite öğrencileri, sokağa çıktı. “Yüzlerce öğrencinin öldüğü, kuyulara atıldığı, yakıldığı ve kıyma yapıldığı” yalanlarıyla gösterilerin şiddetlenmesi istendi. Şartlar olgunlaşınca dış destekli darbe için düğmeye basıldı. Türkiye, 27 Mayıs 1960 sabahı darbeye uyandı. 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, “DP’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıyla 27 Mayıs’ta sabaha karşı yönetime el koydu. Yassıada’daki yargılamalar, 14 Ekim 1960’ta başladı. Yargılamalar sonucunda Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de sabaha karşı, Adnan Menderes ise İmralı Adası’nda 17 Eylül 1961’de saat 13.21’de idam edildi. İftiralar hiç durmadı İktidara gelişi ile birlikte yerleşik bürokrasi ve yönetimin hedefi olan Menderes ve arkadaşları sistemli bir yıpratma politikasına karşı da mücadele verdi. “Ekonominin iflas ettiği” propagandasıyla halk karamsarlığa itilirken İsmet İnönü, “pahalılık, yokluk, kıtlık” gibi bugünü aratmayan ifadelerle hükümetlere yüklendi. Bununla yetinilmeyerek medya devreye sokuldu. Halkın, hükümete olan güvenini sarsmak için aslı olmayan yolsuzluk haberleri servis edildi. Darbeye giden süreçte “Menderes’in kasası yolsuzluk evrakı ve vesikalarla dolu”, “Polatkan’ın zimmetinde 4 milyon lira çıktı”, “Polatkan’a ait yolsuzluklar açıklandı” manşetleri atıldı. Bu yalanların hiçbiri ispat edilemezken, iftiralar darbe sonrasında da devam etti. Menderes ve parti yöneticilerinin, darbe sonrası 12 uçak dolusu altın mücevherat ve parayla kaçmaya çalışırken yakalandığı yalanı ortaya atıldı. Darbeden sonra da yalanların ardı arkası kesilmedi. Adnan Menderes’in devletin kilitli kasasında erotik resimler ve kadın külodu bulundurmakla suçlandı. Bu iddia Yassıada dosyalarına da girdi. Menderes’e sanatçı Ayhan Aydan üzerinden de bir çok iftira atıldı. “Bebek Davası” bu iftiralardan birisi oldu. Menderes, Aydan’ın karnındaki bebeği öldürtmekle suçlandı. Bebeğin doğum sırasında eceliyle öldüğü tespit edilince dava düştü. Menderes’in örtülü ödenekten usulsüz harcamalar yaptığı iddiaları da medyada çarşaf çarşaf işlendi. İsmet İnönü: Menderes’i asın! 27 Mayıs’a giden süreçte CHP ve lideri İsmet İnönü de aktif rol oynadı. Darbe hevesli askerlere zaman zaman görüşmeler yapan İnönü, Uşak gezisi gibi Menderes’i hedef alan düzmece olayların da merkezinde yer aldı. Menderes ve arkadaşlarının idamında İnönü’nün etkili olduğu, İnönü’nün bu konuda ABD ile pazarlıklar yürüttüğü MBK Genel Sekreteri Albay Mehmet Şükran Özkaya’nın arşivinden çıkan bir itirafla ortaya çıkmıştı. Özkaya 15 Ağustos 1961’de daktilo ettiği bir yazıda İnönü’nün duruşunu şöyle özetlemişti: “İnönü idamlara ilişkin, Yüksek Adalet Divanı’na iletmek üzere ABD, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya, İran ve Pakistan’dan idamların önlenmesine ilişkin yoğun baskı gördüklerini ifade eden bir yazıyı, MBK Başkanı Cemal Gürsel’e iletti. İletilen notun altında, ‘Diğerlerini ömür boyu hapis, Menderes, Zorlu, Polatkan’ın idamını onaylamanızı istirham ederim’ notu diğer sanıklardan Bayar ve arkadaşlarını idamdan kurtarmıştır.” Sivil ‘cumhur’a askeri reis 27 Mayıs’la birlikte üniformalı cumhurbaşkanlarının dönemi de başladı. İlk olarak parlamento dışından aday olabilme imkanı getirilerek askerlere yol açıldı. Ardından da 1961 Anayasası’nın yürürlükte kaldığı sürede 1961, 1965 ve 1973’te cumhurbaşkanı seçimleri yapıldı. Her üç seçimde de asker kökenli olan Cemal Gürsel, Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk cumhurbaşkanı seçildi. Ardından darbe ile gelen Kenan Evren de eklenince Türkiye tam 29 yıl boyunca asker Cumhurbaşkanları tarafından yönetildi. Vesayet kurumsallaştı Darbeden sonda atılan adımlar 27 Mayıs’ı askeri müdahalenin de ötesine taşıyarak ‘darbelerin anası’ haline getirdi. Cuntacıların ihdas ettiği yeni kurum ve kuruluşlar, vesayeti kurumsallaştırdı, bir ucu 15 Temmuz’a kadar uzanan darbe/girişimlere zemin hazırladı. Millet iradesinin tecelli ettiği yasama organı olan TBMM, darbecilerin kurduğu Cumhuriyet Senatosu ve Anayasa Mahkemesi ile vesayet altına alındı. Cumhuriyet Senatosu 1980 anayasası ile kaldırılsa da Anayasa Mahkemesi’nin bazı kararları hala tartışmalara yol açıyor. Çankaya krizleri Darbecilerin kurduğu vesayet sistemi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de tam bir krize dönüştürdü. 1961 seçimlerinde partilerin cumhurbaşkanlığı seçiminde aday göstermesi cuntacıların dayattığı protokolle yasaklanarak Cemal Gürsel, Çankaya’ya kuruldu. Seçimlerde aday olmak isteyenlerde zorla engellendi. Çankaya Köşkü için 1973 yılında yapılan seçimler o dönem ülkeyi gerdi. Görevi sona eren Cevdet Sunay koltuğunu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler’e bırakmak istedi. Gürler görevinden ayrıldı ve TBMM üyesi oldu, 13 Mart’ta seçim süreci başladı. Adalet Partisi (AP) ve DP, Gürler’in adaylığına karşı çıkarak kendi adaylarını gösterdi. Gürler’in karşısında AP’li üyelerce aday gösterilen Tekin Arıburun ve DP’li üyelerce aday gösterilen Ferruh Bozbeyli yer aldı. Arıburun ve Gürler, ilk altı turda seçilmek için gerekli oyu sağlayamayınca 21 Mart’ta adaylıktan çekildi. En çok oy alan iki adayın çekilmesi üzerine iki büyük parti, bir ara çözüm üzerinde anlaşarak görevdeki Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın görev süresini iki yıl uzatacak Anayasa değişikliği üzerinde anlaştı. Ancak bu değişiklik, Millet Meclisi ve Senato tarafından reddedildi. O dönemdeki partiler anlaşamayınca yeni bir aday arayışına girdiler. AP, CHP ve CGP Fahri Korutürk’ün adaylığı üzerinde anlaşma sağladı. Korutürk, 6 Nisan 1973’teki oturumda yapılan 15. tur oylamada Cumhurbaşkanı seçildi. 367 garabetinde 27 Mayıs izi 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri krizinin kökleri de 27 Mayıs darbesine dayanıyor. 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seçilmesinden önce Türkiye’de, gergin ve tartışmalı günler ile 367 krizi yaşandı. Gül, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda, 357 oy aldı. CHP, oturuma 367 milletvekilinin katılmadığını gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 27 Mayıs ürünü bir kurum olan AYM seçimin ilk turunu iptal etmesi üzerine seçim yenilendi ancak Gül adaylıktan çekildi ve seçim sonuçsuz kaldı. Gül, 22 Temmuz 2007 milletvekili seçiminin ardından yapılan Anayasa değişikliği sonrasında, 28 Ağustos 2007’de yapılan seçimde üçüncü turda Cumhurbaşkanı seçildi. Mağdurlar için komisyon TBMM’de geçen yıl kabul edilen bir teklifle tarihe kara leke olarak geçen Yassıada yargılamaları yok hükmünde getirilirken, mağdurları için de komisyon kurularak hak arama yolu sağlanmıştı. 1960 darbe mağdurlarının zararlarının tazmini amacıyla Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan başkanlığında oluşturulan komisyona başvurular önceki gün sona erdi. Birkan, Komisyonun, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığından 346 bin 510 sayfa, TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığından ise 247 bin 168 sayfadan oluşan dijital belge temin ettiğini bildirdi. Birkan, “Karar vermeye elverişli hale getirilen dosyalar gündeme alınarak karar verme sürecine geçilecektir” dedi. Türkiye büyümesin diye düğmeye basıldı 1960 darbesine ilişkin çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Serhan Yücel, Batı’nın darbeye katkısını şu ifadelerle anlattı: “Türkiye, ekonomik açıdan Batı desteğini alamaması üzerine rotayı Sovyetler Birliği’ne çevirdi. Darbe olmasaydı Menderes, temmuz başında Sovyetler’e gidecekti. Bu tek başına darbenin sebebi değil ama bu gezi en tepedeki faktörlerden biri. Öte yandan Türkiye’nin dış dünyada söz sahibi olmaya başlaması, büyümesi Batı’da rahatsızlığa neden oldu. Bu durumun tehdit olarak görülmesi üzerine Batı’lı güçler düğmeye bastı. Dış dinamikler böyle bir darbeyle ‘Türkiye büyümesin’ düşüncesini sağlayabilmek için Menderes hükümetini uzaklaştırdılar..”

2 yıl önce

Türkiye'nin 28 Mayıs koronavirüs tablosu açıklandı: Vaka sayısı yeniden 8 binin altında

Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, "covid19.saglik.gov.tr" adresinden paylaşıldı. Sağlık Bakanlığı son 24 saatte 164 kişinin hayatını kaybettiğini, 7 bin 773 kişiye ise koronavirüs tanısı konduğunu açıkladı.

2 yıl önce

Türkiye'nin 30 Mayıs koronavirüs tablosu açıklandı: Vaka sayısında hedefe az kaldı

Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, "covid19.saglik.gov.tr" adresinden paylaşıldı. Sağlık Bakanlığı son 24 saatte 134 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 bin 933 kişiye ise koronavirüs tanısı konduğunu açıkladı.

2 yıl önce

CHP'li Aykut Erdoğdu İnönü'nün 27 Mayıs darbesi öncesi Menderes'e söylediği söz üzerinden Erdoğan'ı tehdit etti: Sizi biz bile kurtaramayız

Daha önce yaptığı bir açıklamada 104 emekli amiralin darbe imalı bildirisini savunan ve iktidara yönelik "Ben onların mahkemelerde yargılandığını göreceğim. Bütün bu yargılamaları da TRT'den canlı vereceğiz. Uluslararası dillerde de vereceğiz" ifadelerini kullanan CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu yine hükümeti hedef aldı. "SİZİ BİZ DE KURTARAMAYIZ" İsmet İnönü'nün 27 Mayıs darbesi öncesi Adnan Menderes iktidarına "Bu yolda devam ederseniz sizi ben bile kurtaramam" sözlerine atıfta bulunan Erdoğdu, "Türkiye Cumhuriyeti'ne, bu 82 milyon güzel insana bu kötülüğü yaparsalar samimi söylüyorum sizi biz de kurtaramayız. Onun için akıllarınızı başlarınıza toplayın." ifadesini kullandı. "DİYECEKLER Kİ İSMET PAŞA'NIN LİSANINI KULLANIYOR" "Diyecekler ki İsmet Paşa'nın lisanını kullanıyor. " diyen Erdoğdu, "Ama bu yaptığınızın sonu yok. Karşıda gördüğünüz ışık trenin sonu değil. Tren üstünüze geliyor." açıklamasında bulundu.

2 yıl önce

3600 ek göstergede takvim netleşiyor! Mayıs ayında meclise gelebilir…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, binlerce kişinin merakla beklediği 3600 Ek Gösterge konusunda yapılan teknik görüşmelerde sona yaklaşıldığını açıkladı. Teklifin mayıs ayında TBMM’ye sunulacağını kaydeden Bilgin, 3600 ek göstergede adalet duygusunun zedelenmeyeceğini belirterek, “Şubatta açıklama yapabiliriz” dedi. Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin ardından çalışma hayatını yakından ilgilendiren başlıklarla ilgili soruları yanıtlayan Bakan Bilgin, son dönemde 3600 ek gösterge meselesine yoğunlaştıklarını kaydetti. Bu konuda kurumlar arasında görüş alışverişinde bulunduklarını dile getiren Bakan Bilgin, “Mayıs ayında 3600 ek gösterge Meclis’e gelebilir. Kurumlar arası teknik çalışmalar devam ediyor. Tahmin ediyorum şubat ayında bir açıklama yapılır” diyerek şunları söyledi: ADALET DUYGUSUNU ZEDELEMEYECEK “Dört meslek grubuyla birlikte başka grupları içine alan statüler var. Avukatlar var, hukukçular var, il müdürü var mesela. Ona bağlı birisi mesela sağlık şube müdürü. Bu statüleri yeniden adil şekilde çalışıyoruz. Ama o düzenlemeyi yapacağız. 3600’de dediğim gibi biz adalet duygusunu zedelemeyen bir düzenleme yapmak istiyoruz. İl müdürü 3600, ona bağlı memur 3600 olmaz. Daha kapsamlı, adalet duygusunu zedelemeyen, statüler arası farklılaşmayı koruyan, onların dışında başka rakamlar ek göstergeler koyabiliriz. Biz alternatif şeyler yapıyoruz. En adil, en uygun düzenlemeyi yapıyoruz. Çok alternatif var ama bunu teke indirmeye çalışıyoruz.” ENFLASYON FARKI VAR Ek zam bekleyen kamu işçileriyle ilgili de kısa bir açıklama yapan Bilgin, “Biz enflasyon farkını orada da memurlarımızda olduğu gibi işçilerimize taahhüt ettik” dedi.

2 yıl önce

İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlanıyor

Hak-İş İstanbul İl Başkanlığı korteji, Gümüşsuyu Caddesi'nden "Hak-iş yürüyor mücadele büyüyor", "Yaşasın 1 Mayıs İşçilerin Bayramı", "İşte Hak-İş, İşte 1 Mayıs" sloganları atarak Kazancı Yokuşu'na geldi. Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylar sırasında hayatını kaybedenlerin anısına Kazancı Yokuşu'na karanfil bırakan gruptakiler, daha sonra Taksim Cumhuriyet Anıtı'na geçerek buraya çelenk sundu. Burada konuşan HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, birlik, mücadele ve dayanışma gününde Taksim'de olduklarını anlatarak, "Bu mekan bundan tam 45 yıl önce bir kaosun, bir katliamın, bir ihanetin olduğu yerdir. Birlik, mücadele ve dayanışma için bu alanı dolduran emekçiler ne yazık ki kirli bir organizasyonun ve komplonun kurbanı edilmişlerdir." dedi. Birlik mücadele dayanışma gününü kardeşçe, dostça, birlik, beraberlik içerisinde kutlayan işçilerin, bir provokasyonla bu alanda sıkıştırıldığını aktaran Arslan, 34 emekçinin 29'unun boğularak ve ezilerek, 5 emekçinin de kurşun yarasıyla hayatını kaybettiğini ifade etti. "BİZİM İÇİN TAKSİM'İN SEMBOLİK BİR ANLAMI VAR" Mahmut Arslan, aradan 45 yıl geçmesine rağmen hala bu ihanetin faillerinin bulunamadığına dikkati çekerek, "Bu organizasyon ülkemizi 12 Eylül 1980 darbesine götüren sürecin başlangıcı olmuştur. Bu kirli, bu hain eller ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından henüz tespit edilememiştir. Biz ülkemizin emekçileri olarak ülkemizin kardeşliğine, barışına, dostluğuna, birliğine inanmış Hak-İş olarak bu ihaneti gerçekleştirenlerin bir an evvel bulunmasını ve bunların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. " ifadelerini kullandı. Emekçilerin, başka meydanlarda birlik, mücadele ve dayanışma gününü kutlamayı da öğrendiğini dile getiren Arslan, "Hak-İş, bu meydanda olduğu gibi Türkiye'nin her köşesinde birlik, mücadele, dayanışma gününü geniş katılımlı çalışmalarıyla geniş etkinlikleriyle gerçekleştirmeyi başarmıştır. Onun için, bizim için Taksim'in sembolik bir anlamı var. Burada kaybettiğimiz kardeşlerimizin anısına her yıl Kazancı Yokuşu'nda onları anacağız." diye konuştu. Gruptakiler yapılan açıklamanın ardından alandan ayrıldı. PANKART ASAN İKİ ŞÜPHELİ GÖZALTINA ALINDI Bu arada, Şehit Muhtar Mahallesi Anaçeşmesi Sokak'taki bir binaya çıkan bazı kişiler buraya pankart astı. Çevrede güvenlik önlemi alan polis ekipleri, binaya girerek pankart asan iki kişiyi gözaltına aldı. Polis aracına bindirilen şüpheliler, daha sonra polis merkezine götürüldü.

2 yıl önce

İstanbul Valiliği'nden 1 Mayıs açıklaması: 164 kişi gözaltına alındı

İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada, "İstanbul'da '1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü' kapsamında bugün Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunmak, Kazancı Yokuşu'na karanfil bırakmak ve basın açıklaması yapmak, Maltepe Etkinlik Alanında miting yapmak amacıyla talepte bulunan sendika ve sivil toplum kuruluşlarına, valiliğimizce gerekli izinler verilmiştir" denildi. Ancak izinsiz grupların Taksim'e çıkmak istediği belirtilen açıklamada, "Beyoğlu, Beşiktaş ve Şişli kaymakamlıklarımızca 2911 Sayılı Kanun uyarınca alınan kararlara aykırı olarak; izinsiz toplantı ve gösteri yapmak amacıyla yürüyüş yapan ve slogan atan, güvenlik güçlerimizin uyarılarına rağmen dağılmayan ve mukavemetle karşılık veren toplam 164 kişi yakalanmış ve haklarında işlem başlatılmıştır" bilgileri yer aldı.

2 yıl önce

LGBT sapkınları polise zor anlar yaşattı: Maltepe'de 1 Mayıs miting alanı girişinde gerginlik

Maltepe'de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün kutlanacağı miting alanı girişinde Marmaray ile İdealtepe istasyonunda inen bir grup LGBTİ üyesi, kurulan polis kontrol noktasından geçerken çantalarının aranmasına karşı çıktı. Üyeler ile polis arasında uzun süren tartışmaların ardından LGBTİ üyelerinin çantalarındaki pankartların kontrol edilmesi üzerine alana giriş yaptı. https://twitter.com/genelgundem/status/1520727791666409473?s=21&t=mQcyJnnwX3ZNo2rBEx7V7g

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 12 13