17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Macron'un sömürge çıkışı Cezayirlileri kızdırdı: 500 Fransız şirketle ilişkileri kesecekler

Cezayirli Müteahhitler Cemiyeti yaptığı açıklamada, 500 Fransız kuruluşuyla ithalat ve ihracat ilişkilerini kesme girişimini başlatan tüm ekonomik kuruluşlara teşekkür etti. Cemiyetin "Cezayir'in tarihi ve imajına zarar veren her şeye karşı olduğu" ifade edilen açıklamada, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarının da kınadığı vurgulandı. Cemiyet ayrıca, Fransa ile ekonomik ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi çağrısı yaptı. Açıklamada, Cezayirli Müteahhitler Cemiyeti'nin tüm yerel kuruluşlarla, Cezayir'e saygılı olmayan herhangi bir devletle ülke içinde ekonomik tüm ilişkileri koparmak üzerine ulusal bir sivil toplum kuruluşu oluşturmak üzerine çalışma yürüttüğü duyuruldu. Söz konusu cemiyet inşaat, sulama ve genel ticari alanda 2 bin kadar firmayı bünyesinde barındırıyor. Daha önce Cezayir'deki Fransız Büyükelçiliği, ülkeye 6 bin Fransız şirketinin ürün ihraç ettiğini açıklamıştı. Macron'dan Fransa'nın Cezayir'deki sömürge tarihine ilişkin tartışmalı açıklamalar Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2 Ekim Cumartesi günü Le Monde gazetesinde yer alan Cezayir'e yönelik suçlayıcı ifadeleri, iki ülke arasındaki gerginliği yeniden tırmandırdı. Cezayir'de "askeri-siyasi bir sistemin hüküm sürdüğünü ve ülkenin resmi tarihinin tamamıyla yeniden yazıldığını, gerçeklere dayanmadığını ve Fransa'ya düşmanlık üzerine inşa edildiğini" ileri süren Macron, "Cezayir'in bir ulus olarak inşası, izlenmesi gereken bir fenomendir. Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı? Soru bu. (Cezayir'de) Daha önce sömürgeler vardı. Türkiye'nin Cezayir'de oynadığı rolü ve kurduğu hakimiyeti tamamen unutturabilmesi beni büyüledi ve tek sömürgecinin biz olduğumuzu açıklamak, bu harika. Cezayirliler buna inanıyor." ifadelerini kullanmıştı. Bunun üzerine Cezayir Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Macron'un ifadeleri "Fransız sömürgeciliğine karşı direnen 5 milyondan fazla şehidin anısına yönelik kabul edilemez bir hakaret." şeklinde nitelendirilmiş ve kınanmıştı. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un, ülkesinin Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud'u istişare için derhal geri çağırdığı bildirilmişti. Ayrıca Cezayir'in hava sahasını Fransız askeri uçaklarına kapattığı duyurulmuştu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Roma'daki G20 Liderler Zirvesi temasları kapsamında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü. Zirvenin yapıldığı Nuvola Kongre Merkezi'nde iki lider basına kapalı, baş başa bir araya geldi. Görüşme, 50 dakika sürdü.

2 yıl önce

İklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan ve TBMM'de onaylanan Paris Anlaşması bugün itibarıyla Türkiye'de yürürlüğe girdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eylüldeki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olacağını açıklamasının ardından anlaşma, 6 Ekim'de TBMM'de onaylandı. Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin karar 7 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanırken, Türkiye'nin Paris Anlaşması'na ilişkin onayı 11 Ekim'de BM Sekretaryası'na bildirildi. Böylece, onayın sekretaryaya bildirilmesinden sonraki 30'uncu gün olan 10 Kasım itibarıyla anlaşma Türkiye'de yürürlüğe girdi ve Türkiye anlaşmaya taraf olan 192'inci ülke oldu. Paris Anlaşması'nın yürürlüğe girmesi, politikalarda ve yasalarda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun şekilde düzenlenme yapılmasını sağlayacak hukuki ortamı oluştururken, Türkiye ulusal katkı beyanlarına ilişkin güncellemelerini bu çerçevede yapacak. Yasal bağlayıcılığı olan anlaşma kapsamında daha önce emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 21 artıştan azaltma taahhüdünü veren Türkiye'nin, ilk adım olarak, enerji, atık, ulaşım, binalar ve tarım sektörlerindeki emisyon azaltım hedeflerini içeren ulusal katkı beyanlarını güncelleyerek BM Sekretaryası'na sunması planlanıyor. Türkiye'nin güncelleyeceği ulusal katkı beyanlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 2053'te net sıfır emisyona ulaşma hedefine yönelik yol haritasının oluşturulması bekleniyor. ULUSLARARASI KAMUOYUNDAN TÜRKİYE'NİN ANLAŞMAYI ONAYLAMASINA DESTEK Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası İcra Direktörü Patricia Espinosa, İskoçya'nın Glasgow kentinde 31 Ekim'den beri devam eden 26. Taraflar Konferansında(COP26) Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olmasına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin bu adımından duyduğu memnuniyeti dile getiren Espinosa, "Böyle bir anlaşma için herkesi bir araya getirmenin uzun bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Türkiye'nin de anlaşmaya tam bir taraf olmasından dolayı mutluyuz." dedi. Espinosa, Türkiye'nin uluslararası alanda önemli bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Türkiye, büyük bir ekonomi. Bu nedenle, Paris Anlaşması'nın kapsadığı tüm alanlarda Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede yapabileceği katkı çok önemli." diye konuştu. Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol ise 10 Kasım itibarıyla Paris Anlaşması'nın Türkiye'de yürürlüğe girmesinin son derece önemli bir adım olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu adımın Türkiye'nin temiz enerji konusunda daha güçlü ve seri adımlar atmasına vesile olmasını temenni ediyorum. Biz de Uluslararası Enerji Ajansı olarak Türkiye'nin bu attığı adımları ve Paris Anlaşması'nı yürürlüğe koymasını destekliyoruz." Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson ise, Paris anlaşmasını onaylayıp taahhütlerini yerini getiren her ülkenin kendisine fayda sağladığını dile getirdi. İklim değişikliğiyle mücadelede karbon nötr ekonomi oluşturmanın yeni iş olanakları ortaya çıkaracağını ve ekonomik büyüme sağlayacağını aktaran Simson ,"Ayrıca, bu adımlar iklim değişikliğiyle mücadele etmeye yardımcı olacak. Hangi ülke Paris Anlaşması'na katılıyorsa hem kendi vatandaşı için hem de küresel boyutta doğru bir karar vermiş olacak." dedi. 2050'DE NET SIFIR EMİSYON HEDEFLENİYOR Paris Anlaşması, Aralık 2015'te Paris'teki COP21'de imzalanırken, 4 Kasım 2016 itibarıyla yürürlüğe girmişti. Anlaşmanın 197 imzacısı bulunmasına rağmen, onaylayan 191 ülke bulunuyordu. Türkiye'nin de anlaşmayı onaylamasıyla bu sayı 192'ye çıktı. Paris Anlaşması'nı imzalamasına rağmen taraf olmayan 5 ülke (Eritre, Irak, İran, Libya, Yemen) bulunuyor. Küresel emisyonların 2030'a kadar en az yüzde 50 azaltılmasının hedeflendiği Paris Anlaşması ile 2050'de net sıfır emisyon ekonomiye ulaşılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, ülkelerin emisyonları azaltmak için atacakları adımlara yönelik ulusal katkı beyanlarını 5 yılda bir güncellemesi bekleniyor. Paris Anlaşması'nın kabulünün 5'inci yılında ise ülkelerin bir kısmının güncellediği ulusal katkı beyanlarına göre, emisyonların 2030'a kadar yaklaşık yüzde 13 artacağı hesaplanıyor. Bu kapsamda, iklim değişikliğiyle mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için anlaşma kapsamındaki taahhütlerin acilen eyleme dönüşmesine ihtiyaç duyuluyor. Diğer yandan, devam eden COP26 müzakerelerinde Paris Anlaşması'nda eksik kalan konuların ele alınarak tamamlanması hedefleniyor.

2 yıl önce

Merkel, Putin’e Polonya-Belarus sınırındaki sığınmacı krizine müdahale etmesi çağrısında bulundu

Sosyal medya hesabından Merkel-Putin görüşmesine ilişkin açıklama yapan Seibert, "Şansölye Merkel, Polonya-Belarus sınırındaki duruma ilişkin Rusya Devlet Başkanı Putin'i aradı. Merkel, Belarus rejimi tarafından göçmenlerin araç olarak kullanılmasının insanlık dışı ve kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Merkel, Putin'den bu krize müdahale etmesini istedi" dedi.

2 yıl önce

Türkiye kirli planlarını altüst etti! Darbeci dostu Hafter'in bozguna uğratılmasını hazmedemeyen Macron, Türkiye'yi hedef aldı

Ankara, Türk askerlerinin Libya hükümetinin resmi daveti üzerine ülkede bulunması nedeniyle, Rusya'nın Wagner paralı asker grubunun aksine Türk kuvvetlerinin yabancı savaşçı olarak sınıflandırılamayacağına defalarca işaret etti. Ancak desteklediği diktatör Hafter'in bozguna uğramasıyla planları suya düşen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aynı yalanı sürdürmeye devam ediyor. Türkiye hazımsızlığı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris'te düzenlenen Libya konulu uluslararası konferansın ardından yaptığı açıklamada, hazımsızlığını yalanlarla dile getirdi. Türkiye ve Rusya'nın, varlığının bölgedeki güvenliği tehdit ettiğini söyleyen Macron, 'Türkiye ve Rusya'ya bağlı paralı askerler acilen Libya'dan çekilmeli dedi. Macron'un darbeci katil dostu Nisan 2019'da Libya'da binlerce sivili katleden darbeci General Halife Hafter ile Mısır, Rusya, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen güçleri, başkent Trablus'u ele geçirmek için bir saldırı başlattı. 14 aylık plan ve Trablus'taki meşru hükümeti bitirme hayali, Türkiye'nin BM destekli hükümete askeri desteğini artırmasıyla suya düştü. Böylece Trablus'un düşmesi önlendi. Devam eden süreçte, Hafter'i geri püskürten meşru hükümet, kritik noktaları yeniden ele geçirmeye başladı. Hafter destekçileri, kirli planlarını altüst eden Türkiye'ye her fırsatta benzer suçlamalar yöneltiyor.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Macron'un "Türkiye askerlerini çeksin" çağrısı skandaldır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamasından bazı satırbaşları: "Rum-Yunan ikilisinin bütün güçlerini kullanarak KKTC'nin haklarını gasp etme yönündeki saldırgan ve maksimalist davranışları, Kıbrıs Türk davasının ne kadar önemli bir dava olduğunu bir kere daha gösteriyor" "Cumhurbaşkanımızın Türk Devletler Teşkilatı Zirvesi vesilesiyle yaptığı konuşma önümüzdeki dönemin vizyon belgesi olarak tarihe geçmiştir" "Macron'un Türkiye'nin askerlerini çekmesi çağrısı skandaldır. Türkiye eğitim amacıyla oradadır. Yabancı asker statüsünde Türkiye'nin değerlendirmesi yanlıştır" "Türkiye meşru hükümetin daveti üzerine eğitim için oradadır. Macron'un Rusya ve Türkiye'nin Libya'da bulunmasına yönelik açıklamaları skandaldır" "Afrika'yı tapulu mülkü olarak gören Fransa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'ya gitmesini tehdit olarak kabul ediyor" "Kılıçdaroğlu helalleşmeden bahsediyor. Helalleşme önemlidir. Bir iradeyi gösterir, bir iyi niyeti gösterir. Fakat problem şudur: Bu helalleşme dediğinizin altını nasıl dolduracaksınız?"

2 yıl önce

Belarus-Polonya sınırından Avrupa'ya geçmeyi amaçlayan göçmenler, Almanya'da yaşama umuduyla sınır bölgesindeki bekleyişlerini sürdürüyor

Belarus'un Grodno şehrindeki Bruzgi sınır bölgesindeki kişilerin büyük çoğunluğu Irak'ın kuzeyinden geliyor. Vize alarak Belarus'a gelen, Avrupa'ya göçme arayışıyla bu ülkeden de Polonya'ya geçmeye çalışan kişiler, kendileri için ayrılan lojistik merkezindeki kapalı alanda beklerken ümitlerini de kaybetmiyor. Çok sayıda çocuk ve kadının aralarında bulunduğu 2 bin civarındaki kişi, ülkelerindeki zor koşullardan dolayı daha iyi bir yaşam için özellikle Almanya'ya gitme amacıyla ülkelerini terk etmiş durumda. Polonya'nın sınırlarını açarak Almanya'nın kendilerini kabul etmesini bekleyen bu kalabalık, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yaptığı telefon görüşmeleri sonrasında dikkatlerini AB'den gelecek haberlere çevirdi. Lukaşenko, Merkel'e Polonya üzerinden bir koridor açarak sınır boyundaki 2 bin civarındaki göçmenin Almanya'ya gönderilmesi konusundaki mekanizma önerisinde bulunmuştu. Merkel'in bu öneriyi Avrupa Birliği (AB) ile görüşeceği belirtilmişti. GÖÇMENLERİN GEREKÇESİ IRAK'TA YAŞAM KOŞULLARININ ZOR OLMASI Türkmenlerinden Mehmet, Kerkük'ten geldiğini ve Almanya'ya gitmek istediğini belirterek "Irak'ta bize bir şey vermeyecekler. Hakkımız yok orada. O yüzden buraya geldik." dedi. Mehmet, Irak'ın kuzeyinde Türkmenlerin ellerinden haklarının alındığına dikkat çekti. Almanya'da çalışmak istediğini anlatan Mehmet, "Orada iş var, orada çalışırız." diye konuştu. Irak'tan gelen 13 yaşındaki Fırat, Belarus-Polonya sınırına, Almanya'ya gitme hedefiyle geldiklerini söyledi. Fırat, Irak'ta yaşamanın zor, eğitimin de kötü olduğunu belirterek "Ben büyüyünce ne olacağım diye düşününce korkuyorum Irak'ta. Buraya Almanya'ya gitmek için geldim. Hedefim büyüyünce doktor olmak. Irak'ta bizim hakkımızı yiyorlar." diye konuştu. Polonya sınırına yakın ormanlık alanda 20 gün beklediklerini hatırlatan Fırat, "Irak'a gitmek istemiyoruz. Biz Almanya'ya gitmek istiyoruz. Okumak istiyoruz, bir yerimiz olsun istiyoruz." dedi. Irak'ın kuzeyinden gelen Royal Abdulvahid Ahmed, Almanya'ya veya Avrupa ülkelerinden birine gitmek istediğini belirterek "Çünkü benim ülkemde hayat yok." dedi. Ahmed, 10 gün ormanda sınır boyunda yaşadığını ifade ederek kendileri için ayrılan kapalı alanda uyuyabildiğini dile getirdi. Göçmenlerden Iraklı Süleyman da Belarus-Polonya sınırında Almanya'ya gitmek için beklediklerini ifade ederek "Çalışmak için, iyi bir gelecek, iyi bir iş için Almanya'ya gitmek istiyoruz. Benim bütün ümidim bu." diye konuştu. Ülkesinde iyi bir gelecek göremediğini anlatan Süleyman, sınırdaki bekleyişleri esnasında herhangi bir planı olmadığını, geleceklerini Almanya ve Avrupa'nın bildiğini ifade etti. Süleyman, Avrupa'nın kendilerine yardım etmesi halinde iyi bir geleceğe, ümide ve hayale sahip olacağını dile getirdi. Irak'tan Belarus'a gelerek Avrupa'ya gitmek isteyen Muhammed de Irak'ta yaşamak için yeteri kadar para kazanamadıklarını anlattı. Muhammed, "Orada verilen 300-400 dinarla ailemizi geçindiremiyoruz. Sekiz kişiyiz ve kirada kaldığımız için tahammül edemedik." dedi. Suriye'nin Humus şehrinden gelen Yusuf Maruf da Almanya'ya gitmek istediğini belirterek "Suriye'de evimiz yok. Orada hayat kötü. Benim Almanya'ya gitmem lazım. Ardından ailem Almanya'ya gidecek. Çünkü Suriye'de hayat yok." diye konuştu. Belarus-Polonya sınırında 8 Kasım'dan bu yana Avrupa'ya göçme arayışıyla çoğunluğu Irak ve Suriye'den gelerek Belarus üzerinden Polonya'ya geçmeye çalışan kişiler, ormanlık alanda kendi kurdukları kampta ve sınır önünde bekleyişini sürdürüyordu. Bir süre önce bu kişiler sınır boyunda kurdukları kampı tamamen boşaltarak Belarus hükümetinin bölgedeki hazırladığı kapalı alana geçmişti.

2 yıl önce

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan: Amacımız başarılı akademik kariyerlere özenilmesini sağlamak

İlim Yayma Vakfı tarafından düzenlenen 2021 İlim Yayma Ödülleri için geri ayım başladı. Aralık ayında Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşecek olan ödül töreni öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan ilim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, “İlim Yayma Ödülleri'nin tasarlanması, 2 yıllık bir emek” dedi ve “2021'de ödül miktarlarımızı ikiye katladık. Büyük Ödül’ü 600 bin lira, diğer Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri ile Sosyal Bilimler Ödüllerimizi 200'er bin lira olarak tayin ettik” açıklamasında bulundu. İlk olarak Mayıs 2017’de gündeme gelen İlim Yayma Ödülleri, aradan geçen 4 yılda Türkiye’nin saygın akademik ödülü olma yolundaki yapısını güçlendirerek çalışmalarını devam ediyor. Türkiye’nin her coğrafyasından nitelikli başvuruların alındığı Türkiye’nin Akademi Ödülleri, aralık ayında törenle sahiplerini bulacak. TOPLAM 1111 TAMAMLANMIŞ BAŞVURU YAPILDI Bu sene ikinci kez gerçekleşecek ödül programına gösterilen ilgi, İlim Yayma Ödülleri’ne olan güvenin ve inancın tam olarak sağlandığını ortaya koydu. 20 Mayıs 2021 tarihinde başlayan ve 31 Temmuz 2021 tarihinde sona eren İlim Yayma Ödülleri 2021 yılı başvuru sürecinde, toplam 5.021 kişi başvuru sistemine giriş yaptı. Bunlar arasında 159 üniversite ve 34 diğer kurum ve kuruluştan 428’i kadın, 683’ü erkek olmak üzere toplam 1111 başvuru tamamlandı. Tamamlanan başvurularda alınan temel eser türlerinde; Deneysel Araştırma, Tez, Kitap, Makale, Patent, Uygulama ve Ürün Geliştirme yer aldı. 2021 İlim Yayma Akademi Ödülleri için Beşiktaş Four Seasons Hotelde basın toplantısı düzenlendi. Törene İlim Yayma İlim Yayma Vakfı Akademik Danışma Kurulu Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün, İlim Yayma Vakfı Akademik Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İdris Sarısoy ve Vakıf Mütevelli Heyeti ile törene destek veren sponsorların temsilcileri katıldı. Türkiye’nin saygın ve prestijli “Akademik Ödülü” hedefiyle 2 yılda bir düzenlenen İlim Yayma Ödüllerine Türkiye’nin önde gelen kurumları sponsorluk desteği veriyor. Turkcell, Hayat, Tosyalı Holding ve MNG Şirketler Grubu’nun ana sponsorlar olduğu ödüllerde, ASELSAN, Aksa, Emlak Konut, Memorial Platin sponsor; TKBB (Türkiye Katılım Bankaları Birliği), Megasan, EVYAP, Torkam Holding altın sponsorlar olarak yer alıyor. Ödüllerin İletişim sponsorluğunu ise Demirören Medya üstleniyor. Bilal Erdoğan: Ödüllerin uluslararası boyuta ulaşmasını hedefliyoruz İlim Yayma Akademi Ödülleri 2021 basın toplantısında konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, ödüllerin aralık ayında sahiplerini bulacağını söyledi: ‘’İlim yayma ödüllerimizin ikincisini 19 Aralıkta Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştireceğiz. Bu sene çok olumlu gelişmeler var. Bizlerin sizlerden beklentimiz bu ödüllerin başarısı başvuruların kalitesine bağlı. Biz bir değerlendirme kriteri işletiyoruz. Doğru adrese ödülleri teslim edeceğimize inanıyoruz. Her geçen ödülde algoritmamızı daha da geliştiriyoruz. Bu ödüle aday olma ve aday gösterilme akademi dünyasının daha keşfedilmesini istiyoruz. Amacımız başarılı akademik kariyerlere özenilmesini sağlamak. Akademik araştırma denince sadece mühendislik anlaşılmasın, sosyal bilimler de. Başarılı parlak çocukların bu alanda teşvik edilmesi.. Ödül sahiplerimizin tanıtılması önemli… Ödül alan akademisyenlerimizi ödülle destekliyoruz. Araştırma alanları kamuoyuna ne kadar mal olursa özendirici vasfı o kadar desteklenmiş olur. Uluslararası yankısıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bu ödüllerin uluslararası hüviyet kazanması için çalışıyoruz. Doğal süreci olduğunu inanıyoruz hem de uluslararası ülkemizdeki ilim yayma gibi 70 yıllık geleneğin dünyada ilmin yayılmasını ümit ediyoruz. İlim yayma vakfımızı ilim yayma cemiyetimiz kurarken vakfın senede memleket dahilinde ve haricinde ilmin yayılmasına, beynelminel misyon yüklemiş. İnşallah ödüllerimizin gelişimi uluslararası boyuta taşınmasıyla da vakfımızın misyonu tam anlamıyla yerine gelmiş olacak.’’ Yusuf Tülün: Eğitimde gençlerimizin yetişmesine katkı sağlıyoruz İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün ise cemiyetin 1951 yılında kurulduğunu belirterek Anadolu’nun bağrından kopup gelen ilim tahsili için büyük şehirlere gelen çocuklara eğimini destekleyen barınma ve burs ihtiyacını sağlayan bir kurum olduğunu söyledi: ‘’70 yıllık tarihimiz ilme hizmet ibadettir anlayışımızla sürdürdüğümüz çalışmalarımız artık kamuoyunun da malumunda. Eğitim alanındaki eksikleri kapatma hususunda devletimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kendi alanımız ve kendi işimiz dışında başka bir şeyle de ilgilenmeyerek işimize odaklanarak zamanımızı değerlendiriyoruz. Eğitimin her alanında yer alan gençlerimizin yetişmesine geçmişte olduğu gibi bugün de katkı sağlamaya çalışıyoruz. 1973 yılından itibaren yükseköğrenim talebeleriyle de özel olarak ilgilenmeye başlamışız. Bütün fakültelerde okuyan öğrencilere de imkan sağlamaya çalışmışız. Üniversitelerle de işbirliğimizi sürdürüyoruz. Bugün İlim Yayma Cemiyeti’nin Türkiye’de 178 şubesi 189 öğrenci yurdu ve 67 eğitim merkeziyle eğitime ve öğretime hizmet etmeye devam ediyoruz. İlki 2019 yılında verilen İlim Yayma Ödüllerinin bu yılki ödüllerinin gördüğü ilgi bizleri çok memnun etti. Markalaşmış olan bu ödüllerin tüm akademi camiasına motivasyon olması, ülkemiz adına yeni cevherlerin keşfine imkan sağlaması en büyük temennimizdir. ‘’ Prof. İdris Sarısoy: Kadın bilim insanı başvurusunda artış var İlim Yayma Akademik Danışma Kurulu Başkanı Prof. İdris Sarısoy, toplantıdaki konuşmasında, “2017 yılında 30 kişilik ekiple çalışmaya başladık. 2 yıl boyunca dünyada bu alanda ne tür çalışmalar yapılıyor bunları inceledik. Dünyada nasıl bu tarz çalışmalar yapıyor diye araştırdık. Bir ödül sistemi ortaya koyduk” dedi. İlim yayma ödüllerinin benzerlerinden farkını da anlatan Sarısoy, “2019’da 106 üniversiteden başvuru geldi, bugün 159 üniversite başvurdu. Diğer kurumlarda çalışanlar da var. 2019 yılında 15 kurumdan, 2021 yılında da 34 kurumdan başvuru geldi. Toplam 125 bilim insanıyla bu sonuçları değerlendirmiş olduk. 2019 yılından bugüne kadın bilim insanı başvuru oranında da artış oldu. Bu oran 2019’da yüzde 22 iken bugün yüzde 38’e çıktı. Bu gurur ve umut verici” dedi. Başvurular arasından ödül almaya hak kazananlar; çok sayıda seçkin ismin katılımıyla düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 29 30