30 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu: AK Parti'yi destekleyenler gayri millidir

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Olağanüstü MYK Toplantısı sonrası basın açıklaması yaptı. Konuşmasını döviz kurundaki yükselişe ayıran CHP lideri, AK Parti'ye oy verenleri hedef aldı Hükümeti kastederek TL'nin değerini koruyamayanların milliyetçi olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, destek verenlerin de benzer şekilde "gayri milli" olduğunu söyleyerek AK Parti'ye oy verenleri hedef aldı. "DESTEKLEYEN MİLLİ DEĞİL" Kılıçdaroğlu, "Dolar baronlara hizmet edenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet edemezler. TL’nin değerini koruyamayan kişiye milliyetçi denemez. Bunlar gayri millidir. Destekleyenler de gayri millidir" dedi.

2 yıl önce

Milli Muharip Uçak TF-X Amerikan basınında: ABD ve Rus teknolojisi yerli savaş uçağında birleşiyor

ABD merkezli DefenseNews gazetesi, Türkiye'nin beşinci nesil savaş uçağı TF-X projesiyle ilgili dikkat çeken bir makale yayımladı. Makalede, projenin Amerikan-Rus teknolojilerinin bir birleşimi olacağı belirtildi. Star.com.tr'de yer alan habere göre, Makalede, Türkiye'nin, TF-X programı kapsamında ilk etapta General Electric'in yan kuruluşu GE Aviation tarafından üretilen art-burning turbofan jet motoru olan F110 motorunu kullanacağı belirtilirken, General Electric'in F118 motorunun, Türkiye'de halihazırda devlet kontrolündeki bir şirket olan Eskişehir TUSAŞ Motor Sanayii'nde lisans altında üretildiği ifade edildi. TF-X İLK ETAPTA F-110 MOTORU Makalede, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in 4 Aralık'ta TF-X ile ilgili bazı açıklamalarına yer verildi. Demir bu açıklamasında, TF-X programının bir sonraki aşamasının modifikasyonlar, geliştirmeler, iyileştirmeler ve yerli üretime geçişi içereceğini söyleyerek, şu ifadeleri kullanmıştı: 'Yerli olarak üretmek istediğimiz[TF-X]parçaları hakkında Rusya ile görüşeceğiz... F110 motor tedariki konusunda herhangi bir sorun yok.' Ancak makalede, Kongre'nin büyük olasılıkla Türkiye'ye motor satışlarını desteklemeyeceğine dikkat çekildi. RUSYA'DAN ALINACAK TEKNOLOJİLER İddiaya göre, TF-X'i tasarlayan, geliştiren ve inşa eden Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nden bir kaynak, isminin açıklanmaması kaydıyla Defence News'e konuştu. Kaynak, "Rusya aeroakustik, aerotermodinamik ve savaş uçağı inşa edecek altyapıya sahip. Rusya, beşinci nesil bir turbofan motoru üretmek için teknolojiye sahip. İş birliği ayrıca aviyonik, tahrik sistemi, radar, sensörler, fırlatma koltuğu ve veri bağlantı sistemlerini de içerecek." dedi. Savunma Sanayii Başkanlığı geçtiğimiz günlerde TF-X'e güç sağlayacak yerli bir motorun geliştirilmesi için Türk şirketlerine bir teklif talebinde bulundu. Demir, teklif talebinin Türkiye'de savaş uçağı motoru teknolojisi geliştirmek için bir yol haritası oluşturmayı hedeflediğini söyledi. Demir, "Teklif talebi, ulusal motor geliştirme çabamızda yeni bir adımdır." dedi. ABD'NİN ŞANTAJI TF-X'İ HIZLANDIRDI Temmuz 2019'da ABD, Ankara'nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemini satın alma kararından vazgeçirmek için tehdit ve şantajlara başladı. ABD, tehdit ve şantajlara boyun eğmeyen Türkiye'yi, Amerikan liderliğindeki çok uluslu F-35 Müşterek Taarruz Uçağı programından çıkardı. Türkiye o zamandan beri TF-X programına hız verdi. Hükümet, TF-X programının 1. Aşaması için ek 1,3 milyar dolar ayırdı. Program üzerinde toplam 6.000 mühendis çalışıyor ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, uçak için ilk hangarını yakında inşa edeceğini duyurdu. Türkiye, ilk TF-X'i 2023'te hangardan çıkarmayı ve 2025 veya 2026'da uçurmayı hedefliyor.

2 yıl önce

TÜBİTAK SAGE imzalı DATA ile milli denizaltılarda yeni dönem başladı: Test istasyonları da yerlileştiriliyor

Geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK SAGE'nin kamuoyuyla paylaştığı haber Türkiye'nin gemisavar füzeleri ve bilhassa milli denizaltı inşası sürecinde değerli bir kabiliyet kazandığını göstermesi açısından son derece önemliydi. DATA olarak adlandırılan Denizaltı Test Altyapısı ile envantere girecek güdümlü mermilerin denizaltından atışı test edilebilecek. Ayrıca sualtı test düzeneği ile Sub-Atmaca güdümlü gemisavar füzesi gibi mühimmatların denizaltına entegrasyonu öncesinde test ve fizibilitesi yapılacak. Milli denizaltı için oldukça zorlu bir çalışma süreci geçiren Ankara, testleri kendi yapacak seviyeye gelmesiyle DATA ile bilgilerin Türkiye dışına çıkmaması konusunda göz alıcı bir kabiliyete kavuşmuş olduğunu gözler önüne serdi. Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, DATA hakkında merak edilenleri TRT Haber'e anlattı. TÜRKİYE 'ANAHTAR TESLİM' BİR ÜRETİCİ OLUYOR Erkan, DATA'nın denizaltı tasarımı konusunda da avantaj sağlayacağını belirterek, "Ülkemiz artık sadece bir silah üreticisi değil aynı zamanda bu silahların kullanılacağı platformları da üreten 'anahtar teslim bir sistem üreticisi' oluyor." dedi. Türkiye'nin ürettiği her türlü silahı denemek ve eksik yönlerini iyileştirmek için söz konusu test sistemlerinin öneminin altını çizdi. SON DERECE STRATEJİK VE SATIŞLARI KISITLI ÜRÜNLER Erkan, Ankara'nın yeni hedefinin teknolojik test sistemlerinin de milli olarak geliştirilmesi olduğunu belirtti. Öte yandan torpidolara da değinen Erkan, çok yüksek teknoloji içerdiğinin altını çizerek, torpidoların da denizaltılarla birlikte 'stratejik silahlar' olduğunu söyledi. Deniz altından atılan füzelerin gizlilik içerisinde nerede, ne zaman ateşleneceği bilinmeyen oldukça tehlikeli ve önemli sistemler olduğunun altını çizen Erkan, "Dünyada pek çok ülkede bu gelişmiş stratejik sistemlerin satışında dahi kısıtlamalar uygulanıyor. Bu derece stratejik bir ürünü geliştirmeyi başaran ülkemiz, TÜBİTAK SAGE imzalı DATA altyapısı sayesinde ürünlerini çok daha ucuza ve en önemlisi güvenli olarak ölçme/test etme imkanına sahip oldu." ifadelerini kullandı. BİR ÜLKEDEN DAHA 'İZİN ALMA' DÖNEMİ SON ERDİ Geliştirilen sistem öncesi mevcut denizaltılarının mühimmatlarının eğitim versiyonlarının atılmasıyla testlerin yapıldığını söyleyen Erkan, yeni gelinen noktayla ilgili de "Özellikle denizaltı modernizasyon projemiz ile şimdi farklı bir süreç yaşanıyor. Kendi denizaltı savaş yönetim sistemi ve yerli atış sistemlerimiz sayesinde Almanlardan herhangi bir izin veya bilgi paylaşımı yapmadan bunu başarabiliyoruz" diye konuştu. AKYA VE GEZGİN'İN DENEME ATIŞLARINI DATA İLE YAPABİLİRİZ Erkan, "DATA sayesinde denizaltıyı yormadan farklı manevra derinlik ve açılarda denemelerimizi yapabileceğiz. Bu imkanı kazanmamız sayesinde yakında AKYA torpidolarımızın, denizaltından atılan ATMACA füzelerimizin ve yakın gelecekte GEZGİN füzelerimizin deneme atışlarını yapabileceğiz. Bunları denemek çok önemli. Ancak gözlerden kaçmaması gereken bir husus daha var. Her test kendi içerisinde bir dizi veri doğurur. Sizin ürettiğiniz füzenin teknik verileri, hangi durumda nasıl bir sonuç verdiği gibi çok farklı alanlarda elinizde veriler oluşur. Eğer siz bu testleri yurt dışında yaparsanız, bu teknolojik veriler haliyle o ülkenin de veri tabanına işlenir. TÜBİTAK SAGE'nin DATA'sı Türkiye'yi bu riskten de kurtaracak ve testler sırasında elde edilen veriler yine bizim ülkemizde kalacak. Bu son derece kritik..." MİLLİ DENİZALTI PROJESİ İÇİN KİLOMETRE TAŞI Erkan, DATA sisteminin sadece bir test alt yapısı olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, "Üzerine denizaltı konulmamış bir torpido odası olarak düşünün. Türkiye daha önce 'Section 50' adındaki denizaltının en zorlu kısmının inşasını başarmıştı. Şu anda o inşa edilen kısmın içinin donatılmasıyla ilgili çok önemli bir kısmı önce test istasyonu olarak görüyoruz. Bu sistemi şimdilik test için kullanacak olsak da gelecekte denizaltı atış sistemi olarak dahi kullanılabilir" şeklinde konuştu. ANKARA ÖRTÜLÜ AMBARGOLARDAN BİR BİR KURTULUYOR Bu gelişmelerin nihai olarak savunma sanayiindeki örtülü ambargolardan kurtulmak için de birer kilometre taşı olduğunu ifade eden Erkan ve sözlerini şöyle tamamlıyor: "Son yıllarda bir kaç özel durum hariç bu tip engellemelerin genel olarak etkisi kritik olmaktan çıkmaya başladı. Test atışı için Türkiye kendi çözümünü buldu. Ambargo konusunda işler genelde şöyle ilerler; örneğin Almanlar size önce ambargo uygular. Daha sonra sizin o ürünü kendinizin üretmeye başladığını gördüklerinde 'Ambargoyu kaldırdık, isterseniz size eskisinden çok daha ucuza satabiliriz' der. Milli denizaltı projesinde bu süreci sıkça yaşayacağımıza inanıyorum. Özellikle denizaltı konusunda geliştireceğimiz yerli ve milli her çözüm bizim için alt sistem ambargolarının oluşma ihtimalini de sıfırlıyor. Şu anda bir denizaltıyı baştan kıça yapmaya başladık. Yakın gelecekte havadan bağımsız sevk sistemlerinde de belli bir yere varabilirsek gecikmelerin ya da engellemelerin bir anda biteceğini ve ürünlerin hemen uygun fiyatlarla teslim edileceğini görebilmemiz olasıdır."

2 yıl önce

Emine Erdoğan: Yerli ve millî antijen kiti üreten meslek lisesi öğrencilerimiz, sizler ülkemizin umudu ve gururusunuz

Erdoğan, "Yerli ve millî antijen kiti üreten meslek lisesi öğrencilerimiz, sizler ülkemizin umudu ve gururusunuz. Sağlık Bakanlığı onayının ardından bu kitlerin ayda 30 milyon üretim kapasitesine ulaşacağını da memnuniyetle öğrendim. Başarılarınızın devamını diliyor, tebrik ediyorum" mesajını yazdı. Erdoğan ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) konuya ilişkin sosyal medya paylaşımına da yer verdi. Paylaşımda Kovid-19 hızlı antijen test kitinin yerli ve millî üretim, 15 dakikada sonuç ve düşük maliyet özellikleriyle ayda 5 milyon üretim kapasitesine dikkat çekildi.

2 yıl önce

Yerli ve milli Turkovac aşılarının üretim tesisinden Halk Sağlığı depolarına ilk sevkiyatı gerçekleşti

Acil kullanım onayı alan ve seri üretimi başlayan yerli Koronavirüs aşısı Turkovac'ta Halk Sağlığı depolarına ilk Sevkiyat gerçekleşti. Bakan Koca, Turkovac aşısının yıl bitmeden yaygın kullanımına başlayacağını açıklamıştı. Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir laboratuvarda seri üretime geçilen Türkiye'nin yerli aşısı Turkovac'ın ilk sevkiyatı, Ankara'ya yapıldı. ALKIŞLAR EŞLİĞİNDE UĞURLANDI Üretilen Turkovac aşılarının ilk partisi ambalajlanarak özel nakliye aracına yüklendi. 150 bin adet aşının yüklendiği araç, çalışanların alkışları eşliğinde Ankara'ya yola çıktı.

2 yıl önce

Bir milli başarı öyküsü daha! Kritik tesisleri ASELSAN teknolojisi koruyacak

ASELSAN'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlık vizyonu ışığında sivil sahalardaki atılımlarını devam ettiren şirketin, güvenlik sistemleri ürün ailesine ARIN X-ray bagaj kontrol cihazları eklendi. Şirketin, X-ray cihazları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep'te gerçekleştirdiği toplu açılış töreniyle kullanıma sunuldu. Yerli ve milli olarak üretilen cihazı yerinde inceleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ürünün özellikleri hakkında bilgi aldı. X-ray bagaj kontrol cihazları, havaalanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, devlet binaları gibi birçok tesisin güvenliğinin sağlanmasında kritik öneme sahip bulunuyor. Yeni geliştirilmiş cihazlar, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne Gaziantep Havalimanı'nda kullanılmak üzere 18 adet olarak teslim edildi. ASELSAN ve HTR'nin yerli olarak milli imkanlarla 11 ay gibi kısa sürede geliştirdiği ARIN X-ray bagaj kontrol cihazları, etkin atom numarasına göre organik, inorganik, metal madde ayrımı ve 6 renkli gösterim yapabiliyor. Cihazlarda otomatik patlayıcı tespiti, yüksek yoğunluklu bölgeyi görüntüleme, yüksek yoğunluk alarmı, yoğunlukta zoom kabiliyeti (renkli ve siyah beyaz), organik sıyırma, otomatik geometrik ve radyometrik düzeltme fonksiyonu, tünel giriş-çıkışlarının kamerayla izlenmesi ile genişletilebilir kurgusal tehdit kütüphanesi kabiliyetleri bulunuyor. Proje kapsamında Tokat Havalimanı yeni terminal binasına da 12 adet ASELSAN ARIN X-ray bagaj kontrol cihazının 2022'de teslim edilmesi planlanıyor. "Bir milli başarı öyküsü daha" Açıklamada görüşlerine yer verilen ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün, sistemin bir milli başarı öyküsü olduğunu belirterek, "ASELSAN mühendislerinin milli imkanlarla kısa sürede geliştirdiği ARIN X-ray bagaj kontrol cihazlarımız Gaziantep'e ve ülkemize hayırlı olsun. Nerede yüksek teknoloji varsa ASELSAN'ın milli imzası orada olmaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Stratejik yatırımların açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli mesajlar: Milli Muharip Uçağı 2023'te hangardan çıkacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: Yaklaşık 2 ay önce elim bir Trafik kazasında kaybettiğimiz TUSAŞ kurumsal pazarlama ve iletişim müdür Serdar Demir kardeşimizi rahmetle yad ediyorum. Milattan önce 3. yy bunların menzil ve darbe gücü yüksek, çift kavisli yayları imal ettiğini biliyoruz. Birçok alanda tarihimizde kendi döneminin ilki mahiyetinde çalışmalar gerçekleştirilmiştir. "TAM BAĞIMSIZ SAVUNMA SANAYİİ İÇİN İMKANLARI SEFERBER ETTİK" Asırlar boyunca top, tüfek gemi başta olmak üzere birçok sevkiyat Cumhuriyet'in ilk yıllarında kalkınma hamlesiyle savunma sanayimiz özel bir yere sahiptir. Sonuçta savunma sanayimiz neredeyse tamamen dışa bağlı hale getirilmiştir. Kıbrıs Barış Harekatı döneminde önce tehditle başlayan sonra ambargoyla devam etmiştir. Hayata geçen ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN gibi kurumlar bu sürecin önemidir. Hükümete geldiğimiz de her alanda olduğu gibi savunma sanayide olduğu gibi "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" dedik ve adımları atmaya başladık. Tam bağımsız savunma sanayii kurmak için tüm imkanları seferber ettik. Bugün Türk savunma sanayi Cumhurbaşkanlığına bağlı yüklenicileri, araştırma kuruluşları, geliştirdiği özgün ürünleri ve ihracatıyla ülkemizin en önemli sektörlerinden biri haline geldi. Savunma sanayii alanında faaliyet gösteren firmaların sayısı 56'dan bin 500'e çıkmıştır. Savunma sanayii projelerinin bütçesi 5,5 milyar dolardan 75 milyar doklara, sektörün yıllık cürosu 1 milyar dolardan 10 milyar dolara yükselmiştir. Kara ve deniz araçlarında dost ve müttefik ülkelerinin de ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke haline geldik. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın 3 ülkesi içindeyiz. Türkiye küresel tedarikçilerin çıkardıkları tüm zorluklara, iç ve dış tehditlere rağmen bu seviyeye gelmiştir. İHA istedik vermediler. Biz de Bayraktar'ı Akıncı'yı Aksungur'u yaptık. Artık çıtayı daha yukarıya çıkararak geleceğin harp ortamına da ülkemizi hazırlıyoruz. Yüksek teknoloji gerektiren sistemleri birer birer hayata geçiriyoruz. İHA'dan yapay zekaya, elektro manyetik sistemlerden lazer silahına kadar, savunma sanayiinde olmamız gereken hangi teknoloji alanı varsa orada olmaya hazırız. İhracına başladığımız ATAK taarruz helikopterin bir üst modelinin de çalışmaları devam ediyor. GÖKBEY'i bu sene teslim etmeye başlıyoruz. Bayraktar TB2 AKINCI TİHA'larla beraber hem ürün zenginliğimiz artıyor hem de dünyadaki özgünlüğümüz artıyor. "MİLLİ MUHARİP UÇAĞI 2023 YILINDA HANGARDAN ÇIKACAK" Eğitim uçağımız HÜRKUŞ'un teslimatları sürerken HÜRJET eğitim uçağımızın da çalışmaları devam ediyor. Sura Milli Muharip uçağımızda. Açılışını yaptığımız yerde Milli Muharip uçak projemiz inşallah kalbi olacaktır. Milli Muharip Uçağımızı inşallah 2023 yılında hangardan çıkarıp bütün dünyaya göstereceğiz Özellikle ilk uçuşunu fazla geciktirmeden en kısa zamanda gerçekleştirmeyi planladığımız bu adım hızla devam ediyor. 2025'te ilk uçuşunu gerçekleştirilecek Milli Muharip uçağı test kontrollerinden sonra 2029'da göklerdeki yerini alacaktır. Havacılık sektörü için çok önemli olan kompozit malzemelerinin imalatının yapılacağı tesisi de bugün ülkemize kazandırıyoruz. Hava araçlarının parçalının bakım, onarım ve yenileme çalışmalarının yapılacağı merkezi de bugün hizmete alıyoruz. ROKETSAN'ın mikro uydu fırlatma projesi kapsamındaki testlerde sonda roketimiz uzaya erişen ilk Türk aracı oldu. DELTA firmasının roketi de çalışmasını gerçekleştirdi. Yerli ve milli unsurların kapsamıyla yapılan TÜRKSAT 5B uydumuzun uzaydaki yolcuğu devam ediyor. "TEKNOHUB 15 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK" Halen faaliyet gösteren uzay sistemleri ve test merkezine destek güç olacak yeni merkezi de devreye sokuyoruz. Uzay sistemleri merkezi ülkemizin uzay yolcuğuna önemli katkı sağlayacaktır. Başbakanlığım döneminde başkentimizi en önemli savunma sanayi merkezlerinden birini yapacağını söylemiştim. Yatırımcılarımız buraya beklediğimiz ilgiyi gösterdi. Arsa tahsislerinin neredeyse tamamı doldu. Yatırımlar da başladı. HUB'da yatırımı tamamlanmış 18 tesis, yatırımı devam eden 50 tesis bulunuyor. Tüm yatırımlar tamamlandığında 150'si sanayi kuruluşu olmak üzere 300 işletmeyle HUB'ın istihdama katkısı 15 bin kişiyi bulacaktır. TEKNOHUB'ın pek çok ulusal ve uluslararası şirketi bölgeye çekeceğine inanıyorum. Yeni ve ileri teknoloji üretmek isteyenlere çok özel imkanlar sunulacak. Tüm unsurlarıyla savunma sanayiini ayrı bir yere koyuyoruz. Savunma Sanayiini her zaman siyaset üstü bir alan olarak gördük. Ama son dönemde dozu artan bir şekilde konu çarpıtma ve yalan kampanyalarının artırıldığını görüyoruz. Son olarak bir milli sanayi şirketimizin küresel ülkelere satıldığı yalanını dolaşıma soktular. Bu haberi herkes yalanlamasına rağmen tezvirata devam ediyorlar. Buradan tüm yalancılara, sahtekarlara sesleniyorum; Biz ülkemize ve milletimize hizmet etmekten asla yorulmayacağız ama siz bir gün yalanlarınızda boğulacaksınız. Gençler mühendislerimiz buradalar. Hepsi adeta 7-24 çalışıyorlar. Niçin; bu ülke savunma sanayide adeta erişilemez hale gelsin diye. Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarikine izin vermeyeceğiz. Savunma sanayindeki hedeflerimize en kısa sürede ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Yatırım bedeli 700 milyon lirayı geçen bu tesislerimizde yaklaşık 5 bin kişiyle yürüteceğimiz projeler inşallah TUSAŞ'ın ve savunma sanayimizin gücüne güç katacaktır.

2 yıl önce

Türkiye gizli ambargoları bir bir aşarak 400 ürünü millileştirmeyi başardı

Savunma Teknojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM) Thinktech Merkezi, "Türk Savunma Sanayiinin Yükselişi ve Ambargolar" başlıklı bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Savunma Sanayii Başkanlığı, Roketsan, Aselsan, BAYKAR, Meteksan, Havelsan ve TUSAŞ gibi savunmanın göz bebeği kurum/kuruluşlar ile üniversitelerden 23 uzman katıldı. Yeni Şafak'ın haberine göre; Toplantıda anlatılanlar daha sonra raporlaştırıldı. Türkiye'nin savunma serüveni hakkında bilgiler veren katılımcılar, uygulanan ambargolar hakkında çarpıcı örneklerler verdi. STM Deniz Projeleri Grup Yöneticisi Mehmet Selahattin Deniz, Türkiye'ye yönelik "aleni", "gizli" ve "yavaşlatma" şeklinde 3 tür ambargo uygulandığını aktardı: FRANSA HİZMET VERMEDİ ALMANLAR EL KOYDU "Mesela bugün Türkiye'ye resmi olarak hizmet, hatta insan gücü dahi iletmeyen ülke Fransa. Fransa hem Pakistan, hem Türkiye'deki projelerimiz için hizmet göndermeyeceğini bize resmi olarak deklare etti. Bunun yanı sıra İngiltere ve Almanya resmi olarak bildirmese de ihraç lisans izinlerinin süreçlerini çok uzattı. Eskiden 2 ayda aldığımız izinler 10 aya çıktı. En son bununla ilgili yaşadığımız örneklerden biri şu oldu: MİLGEM için Almanya'dan tedarik ettiğimiz ama İngiltere'de dökümü yapılan şaft sisteminin braketlerini İngiltere'den Almanya'ya geçiş sırasında gümrükte tuttular. Türkiye'deki bir sisteme ait olduğu için bunlara el koydular. Bunun belli bir deklarasyonu yok, ihraç lisansına tabi değil ama böyle bir inisiyatif kullanıldı." ABD İZİN ALMA SÜRESİNİ UZATTI SSB Uzmanı Mete Arslan ise hem platformların, hem alt sistemlerin Türkiye'ye yönelik ambargolardan etkilendiğini söyledi. Arslan, "S-400 nedeniyle ABD sadece F-35'leri bize vermemekle kalmıyor. Bizim genelde vakıf kuruluşlarımızın veya diğer savunma sanayii kuruluşlarımızın, örneğin ASELSAN'ın ABD'den getirdiği malzeme, alt bileşen var. Bunlar ihraç lisansına tabi. Bunlarda ihraç izinleri alma süresi uzadı. Eskiden 3 veya 6 ayda alınan ihracat izinleri 1 yıla kadar uzadı. Ambargolar nedeniyle, belki de belirli bir noktada bunları alamaz hale geleceğiz" ifadelerini kullandı. KARABAĞ AMBARGOSU! Ayrıca Meltem uçak projesinde bazı ekipmanların Fransız Thales firmasına ait olduğunu ifade eden Aslan, "Şimdi Thales gerekli desteği vermiyor. Telefonlara bile çıkmıyor. İlk uçak olan Meltem 2 uçağında gecikmeler yaşandı; ilk sistem yurt dışında entegre edilecek, diğerlerini de TUSAŞ'ta biz entegre edeceğiz. Ama şu anda entegrasyonda sorun yaşıyoruz" dedi. Aselsan Genel Müdür Danışmanı Ali Rıza Kılıç ise İsveç'in de Türkiye'ye ambargo uyguladığını aktardı. Kılıç, "Bir İsveç firması CAATSA yaptırımlarını bahane ederek bize satış yapamayacağını söyledi. Bunu kılıf ya da bahane olarak kullanmak isteyenler kullanıyor" dedi. AB'nin Türkiye'ye herhangi bir yaptırım kararı almamasına rağmen bazı hükümetlere firmaların engeller çıkardığını belirten Kılıç, şunları söyledi: "Bunun canlı bir örneği, dünyanın önde gelen tümleşik devre üreticilerinden biri olan XYLINX firması. Azerbaycan'daki harekatı bahane ederek bir anda 'Ben savunma sanayiine satmıyorum' dedi. Bunun aslında CAATSA'yla da bir ilgisi yok ama firmaların tamamen kendi politikalarının sonucu." 400 ÜRÜN MİLLİLEŞTİRİLDİ Rapora göre engelleme çalışmaları Savunma Sanayii Başkanlığı'nda başlatılan yerli üretim seferberliği ile aşıldı. Sadece 2020 yılında öncelikli ürünler belirlenip ilan edilerek "Ben bu işi yaparım" diyen firmalar görüşmelere çağırıldı. Yaklaşık 900 civarında yerli firma başvuru yaptı. Ön incelemeler sonunda 131 ürünün siparişi yerli firmalara verildi. 400 ürün Türk mühendisin çabalarıyla millileştirildi. İSRAİL SÖZLEŞMEYE RAĞMEN YAN ÇİZDİ SSB Uzmanı Mete Arslan toplantıda İsrail'le ilgili bir anekdotu paylaştı. Arslan, "2009 yılında İsrail'in Taktik Keşif Pod'ları vardı. ASELSAN ana yükleniciliğinde İsrail'den Elbit elektro-optik podu ve Elta'dan sar podu alıyorduk. RF-4 ve F-16 uçaklarına takacaktık. Sözleşmeyi 2008'de imzaladık. 2009'un Ocak ayında efektif oldu, ihraç lisansını aldı. Gönderdiler bize. Ama Ocak ayının sonunda Davos'ta Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'One minute' olayı gerçekleşti, İsrail'le aramız bozuldu. Biz ihraç lisansını almıştık ama şimdi İsrail hükümeti bunu tekrar yürürlükten kaldırıyor" dedi. TUSAŞ eski Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı ise modernizasyon süreçlerinde de engellemelerle karşılaştıklarını kaydetti: "'C130 modernizasyonunu İsrailliler yapmasın, TUSAŞ yapsın' denildiğinde Northrop Grumman firmasından radarla ilgili teklifini biz alamadık. Bir başka Northrop Grumman projesinde bize radar teklifi vermediler. Paramızla teklif alamadık." ABD VERMEYİNCE KENDİMİZ YAPTIK SSB Deniz Araçları Daire Başkanı Alper Köse, engellenmeye çalışılan ve millileştirilen ürünlerden bir örnek verdi: "Mesela MİLGEM beşinci gemide dikey atım sistemi olarak ABD yapımı Mk 41 kullanacaktık. Ancak ihracat izni çıkmadı. İşin garip tarafı hiçbir zaman 'Vermiyoruz' da demediler, oyaladılar. Ayrıca ihracat izni çıksa bile bazen yine de vermiyorlar. Atış kontrol radarı tedarik edilen ülke henüz ambargo koymamıştı, ancak bekliyorduk. Bu nedenle ambargoyu beklemeden çalışmalara başladık. Neticede ASELSAN kendi Atış Kontrol Radarı olan AKREP-D'yi geliştirdi. Daha sonra da ambargo geldi."

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 17 18