19 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

Tarihçi Murat Bardakçı’dan Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İBB’ye tepki: Mimar Sinan’ın eseri betonun altına gömüldü

Üsküdar sahilinde bugünlerde hummalı bir tarih ve kültür cinayeti var: Büyükşehir Belediyesi, Mimar Sinan’ın en zarif eserlerinden ve İstanbul’un en şık yalı-camilerinden olan 440 senelik Şemsipaşa’nın önündeki Sinan’ın yaptığı orijinal rıhtıma beton döktü

3 yıl önce

Erdoğan'dan yatay mimari mesajı: Türkiye'nin çehresini orta ve uzun vadede tamamen değiştireceğimize inanıyorum

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bu müzenin mimarisi ve içindeki eserlerle İstanbul'a ayrı bir değer kattığına inanıyorum. 3 yılda çok ciddi yol alındı. Dönem mimarisinin en nadide eserlerinden biri olan bu müzeyi ülkemize kazandırmaktan memnuniyet duyuyoruz. Ülkemizde bir dönem ecdat mirasına çok hoyrat davranılmış, nice güzel eserler yerle yeksan edilmiştir. Dolmabahçe'deki harap haldeki binaları restore ederek önce Başbakanlık, şimdi de Cumhurbaşkanlığı için kullanıyoruz. Yıldız Sarayı Mabeyin Köşkü'nü restore ederek ülkemizin sembol eserlerinden biri haline getirdik. Tarabya'daki harap halde olan Huber Köşkü ile Vahdettin Köşkü'nü de yeniden ayağa kaldırdık. amacımız tüm bu mekanların sağlıklı ve hızlı şekilde restore edilmeleridir. Yeni yapılan binaların Osmanlı ve Selçuklu mimarisini yarınlara taşımak ve modern mimari yorumlarla inşasını temin etmektir.  Ülkemize uzunca bir süredir hakim olan çirkin, ruhsuz, kimliksiz yapı inşası dönemini sona erdirerek, gelenekle geleceği harmanlayan yeni bir devri başlatmayı hedefliyoruz. Kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, kendinizi gecekonduların, çirkin betonarme binaların arasında bulursunuz. Yatay mimariyi yaygınlaştırmak suretiyle Türkiye'nin çehresini orta ve uzun vadede tamamen değiştireceğimize inanıyoruz. Artık pek çok şehrimizde sadece kamunun değil kişilerin ve özel sektörün de projelerini aynı anlayışla sürdürdüğünü görüyoruz.  Her fırsatta altını çizerek tekrar ettiğimiz bir hususa yeniden dikkatinizi çekmek istiyorum. Yaşadığımız coğrafyada yaklaşık bin yıllık bir geçmişimiz var. Sahip olduğumuz bu büyük tarih ve medeniyet mirasına hakkıyla sahip çıkamadığımız acı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Kültür, sanat gibi hususlar bir anda üretilemediği gibi bir anda da ortadan kaybolmuyor. Kültür ve sanat eserlerinin her biri diğerini de ayakta tutan unsurlar olduğu için gerileme başlayınca hiçbir alan bunun dışında kalamıyor. Son asırlarda arka arkaya maruz kaldığımız çöküntüler bizi beka mücadelesine öylesine yoğunlaştırdı ki diğerlerine yeteri kadar zaman ayıramadık. Kültür-sanatta da sadece kopya çeken durumunda kalarak özgürlüğümüzden uzaklaştık. Bilhassa tek parti döneminde tamamen baskıcı bir zihniyetin esiri olduk. Son yıllarda takdire şayan kültür sanat eserleri ortaya konmuştur. Mesele bunların sınırlı alanlarda kalmış olmasıdır.  Kendi edebiyatınızı, müziğinizi üretemezseniz küresel dalgaların içinde kaybolur gidersiniz. Aile ile temeli güçlendirilmemiş, eğitimle kalıcı hale getirilmemiş, kültür sanatla tahkim edilmemiş bir kalkınmanın bizi götüreceği yer zevksizliktir, sevgisizliktir, nobranlıktır, bataklıktır.

2 yıl önce

Irak savaşının mimarlarından ABD'nin eski Kara Kuvvetleri Komutanı Odierno kanserden öldü

Irak'ta 3 kez görev yapan Odierno, evlerin kapılarını kıran, Iraklıları evlerinden alarak sokaklarda sürükleyen, sert yöntemlere başvuran ve tutukluları Ebu Gureyb Cezaevi'ne atan 4. Piyade Tümeni'ne de komuta etti. Ebu Gureyb Cezaevi, ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgalinin ardından ABD askerlerinin tutuklulara yaptığı işkenceler ve tecavüz olaylarıyla gündeme gelmişti. Odierno, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin yakalandığında "Direnemeyeceği bir çukurun dibindeydi. Sıçan gibi yakalandı." sözlerini kullanmıştı.

2 yıl önce

Çankaya Belediyesi'nde mimar olarak çalışıyor… 7 yılda sadece 60 gün çalıştı! 3,7 milyonu kaptı!

Sabah'ın haberine göre, Ankara'nın Çankaya Belediyesi'nde mimar olarak çalışan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan'ın bankamatik olduğu belgelendi. Sabah'ın haberine göre; Ankara'nın Çankaya Belediyesi'nde mimar olarak çalışan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan'ın bankamatik olduğu belgelendi. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği, Tezcan Karakuş Candan hakkındaki ön inceleme raporunu tamamladı. Belediyedeki mesaisine gitmeyerek üst amirlerini yanıltan ve haksız kazanç elde eden Tezcan Karakuş Candan hakkında soruşturma izni verilmesine karar verildi. Bakanlığın soruşturma izninin, aralarında Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Kiraz Gülsün Bor Güner'in de bulunduğu 8 belediye görevlisini kapsadığı bilgisine ulaşıldı. Müfettişlerin hazırladığı rapora göre, 6 Mayıs 2014-04 Ekim 2021 arasındaki son 7 yıl 5 ay içinde sadece 60 kez işe gittiği ortaya çıkan Candan'ın, göreve başladığı 11 Ağustos 1993'ten bugüne kadar bin 567 gün izin ve rapor izni kullandığı, bu sürelerinin toplamının yaklaşık 4,5 yıla karşılık geldiğine dikkat çekildi. Raporda Candan'ın, Dış İlişkiler Müdürlüğü'nde imza mesai takip çizelgelerinin incelenmesi neticesinde, görev yaptığı 22 Mayıs 2015'ten 23 Eylül 2019'a kadar olan 4 yıl 4 ay içinde 109 tam gün, 217 yarım gün mesaisine geldiğine dair imzasının bulunduğu, buna karşın 23 Eylül 2019'dan bugüne kadar görev yaptığı Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünde bulunan imza takip cetvellerinde hiçbir imzasının bulunmadığına dikkat çekildi. 11 Ağustos 1993'ten bu yana Çankaya Belediyesi'nde çalıştığı kaydedilen Candan'ın belediyeden 11 bin maaş aldığı ifade edildi. 28 yıl 6 aydır belediyede görevde bulunan Tezcan Karakuş Candan'ın bugün aldığı maaş üzerinden belediyeden aldığı maaş hesaplandığında bugüne kadar 3 milyon 762 bin TL aldığı ortaya çıkıyor. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği'nin raporunda; Tezcan Karakuş Candan'ın 2014 yılından itibaren gerek TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanlığı görevi gerekse Atılım Üniversitesinde ders vermesi nedeniyle görevini ihmal ettiği, her ne kadar Atılım Üniversitesinde ders vermesi için onay alınmış ise de ders saatleri dışında belediyedeki görevi başında olması gerekirken Dış İlişkiler Müdürlüğünde bulunan imza takip cetvellerinde 109 gün tam gün, 217 yarım gün imzası olduğu, buna karşın Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'nde görev yaptığı süre içerisinde imza takip cetvellerinin imzasız olduğu, bu nedenle görevine gelmediği kanaatinin oluştuğuna dikkat çekildi. SORUŞTURMA İZNİ VERİLEN İSİMLER: Dış İlişkiler Müdürlüğü ile Kültür ve Sosyal İlişkiler Müdürlüğünden sorumlu Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Kiraz Gülsün Bor Güner Dış İlişkiler Eski Müdürleri Ayşe Berrin Aydın ve İbrahim Ethem Torunoğlu (halen Kültür ve Sosyal İşler Müdürü), Fen İşleri Eski Müdürleri Özkan Bozdoğan ve Mürsel Kaygısız, Kültür ve Sosyal İşler Eski Müdürü Şebnem Erol, Dış İlişkiler Müdürlüğü Üst Sorumlusu Nuri Tunga Köroğlu, Fen İşleri Müdürlüğü Eski Üst Sorumlusu Atilla Kızılarslan, Fen İşleri Müdürlüğü Yapı Bölümü Eski Sorumlusu Özcan Ergün ve mesaisine gelmeyerek üst amirlerini yanıltan ve haksız kazanç elde eden Tezcan Karakuş Candan.

1 yıl önce

Hatay’daki Rönesans rezidansın mimarı Mehmet Yaşar Coşkun yurt dışına kaçmak isterken yakalandı

Depremin vurduğu Hatay Antakya’daki en lüks yapılardan biri olarak gösterilen ve Antis Yapı tarafından 2012 yılında yapımı tamamlanan Rönesans Rezidans depremden sonra yerle bir oldu. 12 katlı 250 konutun yerle bir olduğu yapıdaki daireler yaklaşık 1.5 milyon lira ile 3 milyon lira arasında satışa sunuluyordu. Depremde yerle bir olan rezidansı inşa eden şirket iki kardeş Mimar Mehmet Yaşar Coşkun ve İnşaat Mühendisi Hüseyin Yalçın Coşkun’a ait olduğu öğrenilirken iki kardeş kayıplara karıştı. Hüseyin Yalçın Coşkun’un 2017 yılında şirketleri Antis Yapı’nın merkezini taşıdıkları Karadağ’da olduğu iddia edildi. KAÇMA HAZIRLIĞINDA İSTİHBARATI Rezidansın yerle bir olması üzerine Coşkun kardeşler hakkında soruşturma başlatılarak yakalama kararı verildi. Soruşturma birimleri, mimar Mehmet Yaşar Coşkun’un yurt dışına çıkış hazırlığında olduğu yönünde istihbari bilgi edindi. HAVALİMANINDA YAKALANDI Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla harekete geçen ekipler yurt dışına çıkmak isteyen mimar Mehmet Yaşar Coşkun’u İstanbul Havalimanı’ndayken yakalayarak gözaltına aldı.

1 yıl önce

Lütfü Savaş, 1000 kişinin öldüğü Rönesans Rezidans'ın mimarını savundu: "İdealist bir insandır"

Kahramanmaraş depremi Türkiye'de büyük bir yıkıma yol açtı. 7.7 ve 7.6 şiddetindeki deprem sonrası 10 ilde büyük hasar meydana geldi. Enkaz altında kalan vatandaşlar için arama kurtarma çalışmaları ise gece gündüz devam ediyor. "CENNETTEN KÖŞE" DENİLEREK SATILDI 10 YIL SONRA YIKILDI Hatay'ın Antakya ilçesinde 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans, depremde yıkıldı. Enkaz altında 800 kişinin olduğu öğrenildi. Rezidansı yapan şirketin, 2013'te sosyal medyadan fotoğraflarını paylaştığı rezidans için 'Cennetten bir kare' yazdığı ortaya çıktı. Depremde yerle bir olan Rönesans Rezidans'ın mimarı Mimar Mehmet Yaşar Coşkun, yurt dışına kaçmak isterken İstanbul Havalimanı'nda yakalandı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla yakalanan Coşkun gözaltına alınarak emniyete götürüldü. CHP'Lİ LÜTFÜ SAVAŞ MEZAR OLAN REZİDANSIN SAHİBİ SAVUNDU: "İDALİST BİR İNSAN" CHP yönetimindeki Hatay Büyükşehir Belediyesinin Başkanı Lütfü Savaş, katıldığı canlı yayında, vatandaşlara mezar olan Rönesans Rezidans'ın mimarını, "İdealist bir insan" diyerek aklamaya çalıştı. Savaş, "Orası Eski Mimarlar Odası Başkanımızın yaptığı bir bina. Büyük ihtimal deprem yönetmeliğine göre yapmıştır. Bu arkadaşımız gerçekten idealist bir insan. Şiddetin büyüklüğünün de hesaba katılması gerekiyor." diye konuştu. Savaş sözlerinin devamında ise kendisini aklamaya çalışarak sorumluluk kabul etmediğini dile getirdi ve şunları söyledi: "Bu arkadaşımız gerçekten idealist bir insan. Büyük ihtimal şartlara, deprem yönetmeliğine uygun yapmıştır. Bilim yönüyle konuşuyorum. Bu deprem hiç kimse kimseye kusur aramasın, 2000 yılında 3 defa böyle bir deprem olmuş. Yeryüzüne 7 kilometre yakında oldu. Yıkıcılığı 9-10 şiddeti gibi gelir. Yeryüzüne yakın olduğundan ivme çabuk yükselip yeryüzünde büyük etki yapıyor. Eğer dağ varsa dağa çarpıp yeniden gelip sizi çarpıp diyor uzmanlar. Antakya'da, İstanbul'da, Eskişehir'de depremlere yakalandım, tüm depremleri toplayıp hepsinin toplamı bizdekinin 4'te biri kadardır. Arada 0.1 farklılık olmasına rağmen ilk deprem 10 kat daha fazla hasar oluşturdu. Aradaki 8 kilometre fark olmasına rağmen ben ikinci epremde evden çıkma gereği duymadım. Birincisi küçük bir kıyametti. Belediye mevzuat sorgulanırsa onlara yazık etmiş oluruz."

1 yıl önce

Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Milletçe 6 Şubat'ta yaşadığımız iki depremin devamında gelen 12 bin artçı sarsıntının etkilerini yaşadığımız sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Depremler 11 şehirde büyük can kayıplarına ve ağır yıkımlara yol açtı. Hayatını kaybeden 45 binin üzerindeki her bir vatandaşımızın, yaralanan 115 bin insanımızın acısı yüreklerimizdedir. Yaklaşık 14 milyon insanımızın hayatını doğrudan etkileyen, bunların 3,5 milyonunun ülkemizin diğer yerlerine göç etmesine yol açan bu felaketin yaralarını sarmak için gece gündüz çalışıyoruz. Arama kurtarma işlemlerini, enkaz kaldırma faaliyetleri onu da yeniden inşa ve ihya çalışmaları takip ediyor. Hasar tespit çalışmaları bitince şehirlerimizde yapacağımız yeni konutların ve köy evlerinin sayıları netleşecek. Şu anda yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 214 bin binada 608 bin bağımsız bölüm belirledik. Depremzede vatandaşlarımızı şimdilik çadır kentlerde, konteyner kentlerde, yurtlarda, otellerde misafir ediyoruz. Ayrıca köylerine ve diğer şehirlerde kiraladıkları veya kendilerine tahsis edilen evlere giden çok sayıda vatandaşımız da var. Bu kadar büyük bir yıkım karşısında hayatı süratle normalleştirmek için önce insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamamız şart. İlk anda bu ihtiyaçlar arama kurtarma yardım ekibiydi. Bunu ekmek, çorba su gibi gıda tedariki ihtiyacı takip etti. Hemen ardından battaniye, giyecek, çadır, konteyner gibi barınma ihtiyacı geldi. Depremin ilk iki haftası geride kaldığında kalıcı barınma ihtiyacını süratle giderecek adımları atma mecburiyeti ile karşı karşıyaydık.  Bu arada NATO'dan gelen gerçekten çok çok kalite bunun yanında benzer İsviçre'den gelen çadırlar bunlar kompleks halinde burada yerini aldı. Bunun için zemin ve etüt çalışmaları bitmiş projelerden başlayarak hızla yeni konutların, yeni yaşam alanlarının inşasına başladık. Yeni yerleşimleri planlarken şehirlerimizin yönünü ovalardan dağlara zemini sağlam yerlere döndürüyoruz. "YATAY MİMARİDEN TAVİZ VERMEYECEĞİZ" Kadim şehir yerleşimlerimizi ise tarihi ve kültürel varlıklarımızı da yaşatacak aynı zamanda afetlere karşı güçlendirecek bir anlayışla ihya etmeyi hedefliyoruz. Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz. TOKİ'nin inşa edeceği konutlar zemin artı 3 veya 4 katlı. 3 oda 1 salon olarak yapılarak hak sahiplerine verilecektir.

1 yıl önce

HDP Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki’den CHP'ye 'Kürt sorunu' çıkışı: Mimarı CHP'dir!

HDP Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi ve Batman Milletvekili adayı Mehmet Rüştü Tiryaki, Kürt sorununun CHP döneminde ortaya çıktığının altını çizerek  CHP döneminde çocuklarına kendi dillerinde isim bile veremediklerini ifade etti. Tiryaki, "Kürt sorununun mimarı CHP'dir. Burada tartışılacak bir şey yok." dedi. HDP'Lİ TİRYAKİ'DEN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLMA  CHP ile seçim ittifakına giren HDP'den çok konuşulcak bir açıklama geldi. HDP Batman Milletvekili adayı Rüştü Tiryaki, CHP'nin Kürt sorununun sorumlusu olduğunu ifade etti.  "BU KONUDA TARTIŞILACAK BİR ŞEY YOK" Tiryaki katıldığı yayında şu açıklamalarda bulundu.  Bu ülkede Kürt sorunu dediğimiz sorunu yaratan mimarlar kimdir diye sorarsanız, Kürt sorununu yaratan CHP'dir. Bu konuda  tartışılacak bir şey yok. Kürtlerin kimliğinin inkarı o dönemde atıldı. Kürtlerin adının, dilinin, tarihinin değiştirilmesinin temeli o dönemde atıldı. Çocuklarımıza o dönemde isim bile veremedik. Kürt sorununun mimarı onlardır. Bu sorunu yaratan onlardır. ALTILI MASA, HDP İTTİFAK KARARI ALMIŞTI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa'ya adaylığını onaylatır onaylatmaz TBMM'de HDP Eş Genel Başkanlarını ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, HDP'nin şartlarını kabul edince, HDP aday çıkarmama kararı aldı. Kılıçdaroğlu, HDP ile yaptığı görüşme sonrasında kayyum uygulamasına son vereceğini ve Kürt sorununu çözeceğini söyledi. HDP, Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini açıklarken, özerklik ve terörist başı Abdullah Öcalan'ın serbest kalmasını da şart olarak ortaya koydu.  https://twitter.com/bugunguncel/status/1650197622609567746?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ

1 2