04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturmasında gözaltına alınan Nizamettin Afşar'ın FETÖ'cü Enver Altaylı'yla bağlantısı olduğu ortaya çıktı

Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturması Nuri Gökhan Bozkır'ın Ukrayna'da paketlenip Türkiye'ye getirilmesi ile hızlandı. Bozkır dün "silahlı örgüt üyeliği" ve "tasarlayarak adam öldürme" suçlarından tutuklanırken, suikastta parmağı bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan diğer 6 şüphelinin sorguları ise sürüyor. Şüphelilerin bağlantıları da ortaya çıktı. ENVER ALTAYLI'YA ÇOK YAKIN Yeni Şafak'ın haberine göre; Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Nizamettin Afşar, "siyasi ve askeri casusluk" ve "silahlı terör örgütüne üyelik" suçlarından 23 yıl hapis cezası alan FETÖ/CIA ajanı Enver Altaylı'nın yakın adamı. Hablemitoğlu suikastinde de adı geçen Altaylı, 2019 yılında verdiği ifadede Afşar için şu ifadeleri kullandı: 26 YILLIK ADAMI "Nizamettin Afşar'ı 26 yıldır tanırım. 15 Temmuz günü (darbe girişiminin yaşandığı gece) Ankara'da Nizamettin Afşar'ın Çankaya Turan Güneş Bulvarı üzerinde bulunan ikametindeydim. Nizamettin Afşar benim 26 yıldan bu yana tanıdığım, evladım gibi sevdiğim, ailemden gördüğüm bir şahıstır. Benim her şeyimle ilgilenir. Ankara'da bulunduğum süre içinde şoförlüğümü de yapar." PARALAR AFŞAR'DAN GEÇİYOR Afşar'la Altaylı'nın bağlantıları bununla da sınırlı değil. 2019 yılında Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan bir raporda da Enver Altaylı'ya Nizamettin Afşar üzerinden para transferi yapıldığı belirtildi. Aynı şekilde Altaylı'nın da yine Afşar üzerinden para transferleri yaptığı iddia edilmişti.

2 yıl önce

MİT ve emniyetten göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti yapanlara operasyon: 30 adet sahte belge ele geçirildi

Van Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, il genelinde göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti yapan şahıs/şahısların deşifresine ve düzensiz göçmenlerin yakalanmasına yönelik yürütülen çalışmaların devam ettiği belirtildi. Açıklamada, "Yapılan çalışmalar kapsamında; 10 Şubat 2022 tarihinde ilimiz İpekyolu ilçesinde tespit edilen bir otelde MİT ve emniyet müdürlüğümüzce yapılan ortak operasyonda; 30 adet sahte belge (5 pasaport, 24 ikamet izin belgesi, 1 adet uluslararası koruma belgesi) ele geçirilmiş, 3 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. Yapılan işlemlerin ardından 1 şahıs adli makamlarca tutuklanmıştır" denildi.

2 yıl önce

“Karanlık odaların politika planlayıcısı”: Ümit Özdağ

Önce MHP’den ardından İYİ Parti’den kovulduktan sonra Zafer Partisi’ni kurarak, siyasi rant sağlamak adına sığınmacıları hedef alan ve nefret paylaşımları yapan Ümit Özdağ’ın karanlık geçmişini ve kirli ilişkilerini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin danışmanı Yıldıray Çiçek daha önce deşifre etmişti. “KARANLIK ODALARIN POLİTİKA PLANLAYICISI” Son zamanlarda sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda Türkiye’de bir iç savaş çıkarmak istercesine ‘nefret kusan’ Özdağ’ın çok iyi bildiği manipülasyon teknikleri ile milliyetçi gençleri sığınmacılara karşı tahrik ederek, sokağa çekmek istediği iddia ediliyor. FETÖ ile derin bağları bulduğu idda edilen Özdağ’ın çıkardığı dergide yazar kadrosunda firari Emre Uslu başta olmak üzere FETÖ’cü pek çok isim yer alıyor. EMRE USLU’NUN HOCASI Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın ders verdiği düşünce kuruluşlarında pek çok FETÖ’cü isim gibi Emre Uslu da ders almış. Özellikle FETÖ’cülerin uzman olduğu ‘medyada algı yönetimi’ derslerinin Ümit Özdağ tarafından verildiği biliniyor. Özdağ aynı zamanda FETÖ medyasının da önde gelen kalemlerinden ve yorumcularındandı… İşte, Ümit Özdağ’ın kirli geçmişine ışık tutan Yıldıray Çiçek’in o yazısı:   “Ümit Özdağ, sen Türkiye’nin en iyi ‘cambaza bak cambaza’ oynayanı, manipülasyoncususun, vefasızı, nankörü, karanlık odaların politika planlayıcısı, siyasetin en sinsi adamısın…” dersem, tarifi az ama net yapmış olurum. Tarifini az yaptık ama bu kişinin adı Ümit Özdağ desek, siz daha fazla tarifler yaparsınız. Ajandasındaki yol haritasını kim veriyor tam olarak bilmiyoruz. Ama deşifre edilmesi gereken yönleri olduğuna kesinlikle inanıyoruz. MHP’YE NASIL SIZDI? 2003-2004 yılları arasında MHP ve Ülkücü Hareket’te fiziken görünür olmaya başladı. Tam da “Acele işe şeytan karışır” atasözündeki gibi, görünür görünmez hemen MHP Genel Başkan adayı olmak için kapalı kapılar ardında planlara, sinsi propagandalara başladı. Ergenekon davasında yargılanan ve tutuklanan Veli Küçük’ün ortaya çıkan telefon görüşmelerinde yapılan tüm planların, Ümit Özdağ’ın MHP Genel Başkanı yapılması üzerine olduğunu göreceksiniz. Veli Küçük mahkemede verdiği ifadesinde “Ümit Özdağ’ın aile dostu olduğunu, Ümit Özdağ’ın daha önceden MHP içerisinde bir faaliyeti olmadığını, 2004 yılındaki görüşmenin yapıldığı tarihlerde Ümit Özdağ’ı siyasi arenada iyi bir yerde görmek istediklerini, bu nedenle Ümit Özdağ’ın Milliyetçi Hareket Partisi içinde etkin olmasını arzuladığını, bu konuda telefon görüşmesinde isimleri geçen tüm gazetecilerle görüşerek destek olmalarını istediğini, Ümit Özdağ’ın MHP’nin genel başkanı olması için çalışmasının tek sebebinin Ümit Özdağ’ın yönetime girmesini arzulaması” olduğunu beyan etmiştir. PİYASAYA SÜREN VELİ KÜÇÜK Veli Küçük bir telefon görüşmesinde aynen “BEN DEVLET BAHÇELİ’NİN YERİNE ÜMİT’İ GETİRCEM DİYE ŞEY YAPIYORUM ÜMİT’TE HEVESLİ BU İŞE”  cümlesini kuruyordu. İlginçtir, Veli Küçük ve onunla oturan- kalkan herkes Ergenekon davasından hapis yatarken, bu Ümit Özdağ bunlarla her toplantıda başköşede iken, onlarla her plan içindeyken ona dokunan olmamıştır. Oysa emekli komutan Veli Küçük “Ben evet dedim mi, Ümit hayır demez yani…” diyerek Ümit Özdağ’ın kendisinin adeta hizmet eri olduğunu ifade ediyordu. Ümit Özdağ’ın Veli Küçük’le başlattığı MHP üzerindeki hesapları hiç bitmedi. MHP kendisine parti içinde hizmet etme alanı açmış olsa da hep nankör davranmış ve hançerleyen olmuştu. Akrebin doğası dedikleri karakter, Ümit Özdağ’da hayat buluyordu. MHP’de MYK üyesi, milletvekili, genel başkan yardımcısı görevlerine dahi getirilse de o hep gizli ajandasına göre hareket etti. MHP temkinli ama komplekssiz  bir şekilde ona alan açsa da, o hep hançeri nasıl saplayacağını hesap etmiştir. Son hançeri de MHP’deki görevlerinden istifa ederek sözde muhaliflerin arasına katılmış ve daha sonra da Meral Akşener’in kurduğu İP isimli partide kurucu üye, genel başkan yardımcısı, milletvekili olmuştur. CANAN KAFTANCIOĞLU İLE KANKALIK MHP’den ayrılırken, AKP ile yakınlaşmayı bir suçlama olarak gösteren Ümit Özdağ’ın, kendi gittiği yeni oluşumun CHP-HDP yakınlığından çok mutlu olduğu görülmektedir. Barajı aşamayan partisi, CHP sayesinde milletvekili çıkarmıştır. Ümit Özdağ da onlardan biridir. MHP’den ihraç edildikten sonra ve İP isimli parti kurulmadan önce de CHP Genel Merkezi’ne adeta kamp kurmuştu. Sürekli Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşmeler yapıyordu. Sürekli MHP’nin AKP ile olan yakınlaşmasını sorgulayan Ümit Özdağ’ın, CHP’nin PKK ve HDP ile yakınlaşmasına dair hiç sorgulama yaptığını gören ve duyan var mı? Alın işte son yerel seçimlerde CHP-HDP ve Ümit Özdağ’ın partisi İP, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da, Mersin’de, Adana’da ve birçok yerde ittifak yaptı. Ümit Özdağ bir gün rahatsız oldu mu? Asla olmadı. Hatta İstanbul’da PKK-HDP sevdalısı Canan Kaftancıoğlu ile “omuz omuza yoldaş” misali, CHP’ye oy toplama programlarına katılıyordu. Manevi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, resmi lideri Meral Akşener’in, yoldaşı Canan Kaftancıoğlu’nun, Ekrem İmamoğlu’nun, Tunç Soyer’in gayrimilli eylem ve söylemlerine bir gün olsun eleştiri getirememiş bu adamın tek derdi, AKP ve MHP’dir. İP’ini tutanlardan mı, gizli ajandasından mı, görevlendirilmiş halinden mi bilinmez, Türk devletinin yaptığı çeşitli operasyonlarda ortaya çıkıp, sürekli tarifindeki gibi “hileli yönlendirme” yapıyor, “cambaza bak” oynuyor ve atılan adımları “sulandırmaya” çalışıyor. ZEYTİN DALI OPERASYONUNU SABOTE ETMEYE ÇALIŞTI Bunu Türk devletinin yaptığı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu’nda çok denedi. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda “Türk askerleri Suriye sınırları içinde aç, susuz haldeler, giymeye giyecek, yemeye yiyecek, banyo yapmaya yer bulamıyorlar” diyerek, Türk ordusunu adeta düşmanları karşısında aciz göstermeye çalışmıştı. TSK o günlerde “Bir kısım çok da iyi niyet taşımayan ferdi girişimleri dikkate alarak yapılan haberler, bizden önce halkımızı üzmektedir. Devlet bütün gücünü o bölgeye cömertçe seferber etmektedir” açıklaması yaparak adeta Ümit Özdağ’ı fırçalamıştı. Sonra, Zeytin Dalı Operasyonu’nda ortaya çıkmış ve “Afrin’i almak için ne verdiniz sorusunun sorulması gerekiyor” kara propagandasını yapmıştı. 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü ve Afrin’e huzur getiren operasyonda kime, ne verilmiş oldu? 4600 YPG’li terörist öldürülerek sadece CHP’ye üzüntü verilmiştir. CHP, HDP ve partisi İP, bu operasyona karşıydı ve aklınca onların düşüncelerini böyle propagandalarla güçlendirmeye çalışıyordu. Çok böyükkkkk Türk milliyetçisi olduğu söylenen Ümit Özdağ, Türk ordusunun operasyonunu sulandırıyordu ama terör örgütü YPG ve PYD’ye de aşk derecesinde sahip çıkan CHP’ye çıtını çıkaramıyordu. Geçen günlerde de, İdlib meselesini sulandırmak için ekranlardaydı. Bu durumu fark eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın sosyal medyadan bu haline suçüstü yapmış ve “İdlib’de Türk askeri büyük bir beka mücadelesi ve şehitler verirken televizyon ekranlarına çıkıp provokasyon yapan, toplumu kaos ve infiale sevk etmeye, Türkiye düşmanlarının lehine algı operasyonu düzenlemeye yeltenen Ümit Özdağ’ın gerçek yüzünü gösterme zamanı geldi” paylaşımını yapmış ve Ümit Özdağ’ın ilişkilerine yönelik oldukça çarpıcı şeyler söylemişti. DERİN FETÖ BAĞLANTISI Onun ABD-İsrail ilişkilerine, kripto FETÖ destekçisi olduğuna, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olabileceğine dair iddiaları herkesin hafızasında sorgulama alanı açabilecek iddialar olmuştur. FETÖ’cü Emre Uslu’ya çıkardığı dergide yazı yazdıracak kadar olan yakınlığı ve Mümtazer Türköne’nin evindeki kapının arkasına görünmemek için saklanmaya çalışması bu şüpheleri hep canlı tutmuştur. MHP’de genel başkan yardımcısı iken şahitlerin huzurunda bana “ Devlet Bey 2004 yılında bana bir oda, bir makam verse muhalif olmazdım” demesi ve 15 dakika sonra “Türkiye’de farklı şeyler oluyor, olacak” demesi ve bu diyalogdan 2 hafta sonra MHP’den istifa ederek arkasına bakmadan çekip gitmesi, 15 Temmuz’u bunlar sayesinde biliyor muydu şüphesini bende de doğurmuştur. Çünkü en büyük makamı ve odayı almış bir adam, neden yeniden muhalif olmuş ve MHP’de hep büyük hesaplar yaparken, niye arkasına bakmadan kaçıp gitmiştir? Ve Fethullah Gülen’e büyük sevgisiyle bilinen Meral Akşener’in kurduğu partide görev almıştır? MHP’ye yönelik yaptığı eleştirilerin hepsi şimdi kendi partisinde yaşanırken, Polyannacılık oynaması bir tesadüf müdür? Partisinin HDP ittifakına susan, genel başkanı Meral Akşener’in “HDP, Kürt siyasal hareketinin temsilcisidir” sözüne bön bön bakan, ittifak ortakları CHP’nin PKK’nın siyasi kampı haline gelmesi karşısında üç maymunu oynayan Ümit Özdağ tamamen açığa düşmüştür. Fakat ya kendinin farkında değil, ya da rolünü İYİ oynamak adına hâlâ artistlik peşindedir. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın ciddi suçlama ve tespitlerinin o gün canlı yayında kendine sorulmasına “İçki şişede durduğu gibi durmuyor” diyerek hem iftirayla, hem saygısızca cevap vermiştir.   Biz Ümit Özdağ’ın özel hayatı hakkında söylenenler üzerinden yaptıklarını değerlendirecek olsaydık, Ümit Özdağ evinin yolunu bulamazdı. O yüzden olayın ciddiyetini kavramalı ve iftiralı içki şişesi muhabbetini dilinden düşürmelidir. Ümit Özdağ’ın bu üslubunu kullanan 2-3 müptezel daha vardır. Ne zaman köşeye sıkışsa aynı gevşekliği göstermektedirler. Ne oluyor bu cümleyi kurunca, gerçekler ortadan mı kalkıyor? İçki sizin midelerinize girince şişede durduğu gibi mi duruyor? Yoksa siz içmeden sarhoş olduğunuz için mi HDP ile ittifaka ses çıkarmadınız? Yoksa içtiniz de şişede durduğu gibi durmadığından dolayı mı HDP ile yol yürüyorsunuz? HDP’yi “Kürtlerin siyasi temsilcisi” yaptığınıza göre sadece şişelik değil sizdeki hadise! DEMİRTAŞ’A METHİYELER Ümit Özdağ seçimlerden sonra “Galiplerden birisi de hiç şüphesiz Selahattin Demirtaş’tır. Selahattin Demirtaş, Öcalan’ı yendi” diyerek, zaten sadece şişelik olmadığını göstermişti. “Batıda CHP ve İYİ Parti adaylarını destekleyeceğiz”, “Bugün için, Sn. İmamoğlu’nun söyleminin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biz birlikte güzeliz.” ve “Sn. Öcalan’ın demokratikleşme ve barış için alacağı her türlü inisiyatifin yanında olacağımdan, başarısı için samimi çaba sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın“ diyen terörist Demirtaş kazandıysa, terör örgütü PKK ve siyasi yaltakçısı HDP kazanmış olmuyor mu? Senin ki, şişe değil, büyük bir fıçı herhalde Ümit Özdağ? Ümit Özdağ her yönüyle şüpheli bir şahıstır. Gizli ajandasını hangi güçler yazıp eline veriyorsa ortaya çıkarılmalıdır. Böylelikle Türkiye’de şeytani plan ve propaganda yapanların bir sacayağı çökertilecektir. Hem Ergenekoncu denilenlerle, hem FETÖ’cülerle aynı anda iyi olan, PKK’nın partisi HDP ile de aynı hedeflere hizmet etmek için buluşan birinin mutlaka gizli bir ajandası vardır. MHP kurtuldu, Türkiye’nin de bu adamdan kurtulması gerekiyor.

2 yıl önce

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın “Afgan mafya liderine Türkiye’de vatandaşlık verildi” yalanı

https://twitter.com/umitozdag/status/1495703636567105541?s=21 Türkiye’deki yasaları çok iyi bilen Ümit Özdağ, bulunduğu ülkede suça karışmış bir kişinin Türkiye’de vatandaşlık alamayacağını çok iyi biliyor. Türkiye’den vatandaşlık isteyen herkese uygulanan arşiv araştırması ile “Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığı, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydı ve hakkında herhangi bir sınırlama olup olmadığı” tespit ediliyor. FETÖ terör örgütü üyelerine “algı yönetimi” dersleri veren Ümit Özdağ’ın “Bir ülkeyi karıştırmak için neler yapmalısınız” dersinde FETÖ’cü talebelerine anlattığı taktikleri, bugün Türkiye’de kullanmasını hayretle takip ediliyor.

2 yıl önce

Şarkıcı Çelik, Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’ne katıldı

Şarkıcı Çelik, Zafer Partisi’ne katıldı. Haberi partinin Kayseri İl Teşkilatı sosyal medya hesabından duyurdu. Partiden yapılan açıklamada “E tabi devir değişti ama Çelik değişmedi. Sanatçı Çelik Erişçi artık Zafer Partisi’nde” denildi. Çelik’e partide bir görev verilip verilmeyeceği ise bilinmiyor. Şarkıcı Çelik, geçtiğimiz aylarda Zafer Partisi’nin “Suriyeliler Suriye’ye” kampanyasına destek verdiğini açıklamıştı. ‘YAKIŞAN YERE GİTMİŞ’ YORUMLARI Son zamanlarda şarkılarından çok çıplak pozları ve kadın kıyafetleri giymesi ile gündeme gelen şarkıcı Çelik’in Zafer Partisi’ne katılması sosyal medyada “Ümit Özdağ, kendine yakışanı bulmuş” yorumlarını da beraberinde getirdi.

2 yıl önce

Ümit Özdağ’ın ‘yalan çetesi’nin “Şarkıcı Çelik, Zafer Partisi’ne katıldı” haberi de yalan çıktı

Yalan ve iftirada bir marka haline gelen Ümit Özdağ tarafından kurulan Zafer Partisi, Türkiye’de yaşayan yabancılara karşı ırkçı ve nefret unsuru barındıran açıklamalarıyla gündemden düşmüyor. Kurgu videolar ve senaryolar ile ülkemize sığınan Suriyelileri hedef haline getirmeyi amaçlayan Özdağ’ın pek çok yalanı resmi belgelerle deşifre edilmesine rağmen Zafer Partililer ısrarla yalan haber yaymaya devam ediyor.   Özdağ’ın partisinin Kayseri İl Örgütü, geçtiğimiz günlerde şarkıcı Çelik’in Zafer Partisi’ne katıldığını duyurmuştu. ÇELİK’TEN YALANLAMA Şarkıcı Çelik, Oda TV’ye yaptığı açıklamada ise Zafer Partisi’ne katılmadığını, teklif geldiğini ancak geri çevirdiğini açıkladı. https://twitter.com/genelgundem/status/1499814858732322819?s=21

2 yıl önce

Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’nde ‘seks kaseti’ şantajı: “Patlatmazsam adam değilim!”

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşe yazısında Türk siyasetinde yaşanan bir skandalı aktardı. Bir partinin Genel Başkan Yardımcısının fail olduğu olayı okuyanlar “Bu kadar da olmaz” dedi. “Kendisini muhalefet cephesinde konumlandırmış yeni kurulan bir parti…” diyerek parti ismi vermekten kaçınan Pehlivan, parti kurmaylarının toplantısında yaşanan bir olayı aktardı. “İki genel başkan yardımcısı yumruk yumruğa birbirine giriyor. Ve biri diğerini herkesin önünde “Senin de kasetlerini patlatmazsam, ben de adam değilim!” diyerek tehdit ediyor. O anlara tanık kimse sesini çıkarmıyor.” diyen Pehlivan, “Parti yönetimine sorsanız “Beklediğimiz gelişmeler, bir klikti onlar, ayıklandılar” diyor. İstifa edenlerin bazılarına kulak kabarttığınızda ise insanın tüylerini ürperten iddialarla karşı karşıya kalıyorsunuz.” dedi ve hangi birini yazayım diyerek isyan etti. CİNSEL İÇERİKLİ KASETİN Mİ VAR? Pehlivan, üst düzey bir parti yöneticisinin yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “Bir üst düzey yönetici, partideki tüm görevlerinden sessiz sedasız ayrıldı. Konuşulan o ki istifaya giden yolda çok kirli bir tezgâh vardı. Zira başka partiden bir siyasetçiyle ilişkisi olduğu dedikodusu parti içinde yayılmıştı. Bu duruma karşı destek beklerken, o kişi, genel başkanından “Senin cinsel içerikli yazışmaların ve kasetin var mı?” diye telefon alacaktı.” ODALARDA “BÖCEK” İDDİASI Parti genel başkan yardımcılarının odasına takılan saatler içinde ‘böcek’ olduğunu düşünenlerin sayısının arttığını söyleyen Pehlivan, olayın failinin bir genel başkan yardımcısı olduğunu da ekledi. “Herkes tek bir ismi işaret ediyordu.” diyen Pehlivan, o genel başkan yardımcısının daha önce verdiği bir demeçteki şu sözlerini hatırlattı: “Aylardır üzerinde çalıştığım bir sistemle WhatsApp mesaj içeriklerini değiştirebiliyoruz”  ZAFER PARTİSİ’NDE ADEM TAŞKAYA DEPREMİ Pehlivan’ın isim vermeden işaret ettiği kişinin ise Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya olduğu iddia edildi. İYİ Parti’nin eski Medya ve Propagandadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya, İYİ Parti’de üst görevlerde bulunan birçok kişinin ABD Kongresi tarafından fonlanan “Denge ve Denetleme Ağı” (DDA) adlı kuruluşla bağlantılı olduğunu iddia etmişti. https://twitter.com/asinakafkas/status/1501068965359099907?s=21 https://twitter.com/genelgundem/status/1496025736372699136?s=21

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: “Kılıçdaroğlu’nun Patolojik mitomani hastalığı ile uğraşıyoruz”

https://twitter.com/genelgundem/status/1503756100788797452?s=21 Bakan Soylu, “Çocukken büyüklerimiz bize, yalandan ve haramdan uzak durun derdi. İkisi de insanı tüketir ayrıca unutkanlığı da beraberinde getirir... Bir taraftan zehir tacirlerine yönelik mücadele sürdürürken; bir taraftan da Kılıçdaroğlu'nun patolojik mitomani hastalığı ile uğraşıyoruz” dedi ve verileri paylaştı: https://twitter.com/suleymansoylu/status/1503967428119834625?s=21 Kılıçdaroğlu ne demişti? Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye biraz fazla takılmış olabileceğini ifade ederek, "Allah rızası için, hiç mi soru sormuyorsun ya... Türkiye Cumhuriyeti Devleti hapishanelerinde bir tane uyuşturucu baronu var mı? Yoktur. Ama garibanlar oradalar” demişti.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 69 70