04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Orman yangınıyla mücadelede yeni karar! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Görevli olmayanlar bundan böyle yangın mahalline alınmayacaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı kıldığı Çilehane Camisi'nden çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.  Türkiye'de yaşanan orman yangınlarına ilişkin soru üzerine Erdoğan, 28 Temmuz'dan itibaren başlayan bölgedeki yangın sürecinin 9 günü aştığını ifade ederek, "44 ilimizde çıkan 208 orman yangınının 196'sı kontrol altına alınmış vaziyette. 5 ilimizdeki 12 yangının kontrol altına alma çalışmaları devam ediyor. Bu illerimiz büyükşehir olarak başta Antalya, Muğla, Isparta, Aydın ve Denizli illerimiz. Şu anda buralarda yoğun bir yangın söndürme çalışmalarımız var." diye konuştu.  Uçaklar, helikopterler, arazöz ile TOMA'lar ve köylülerin kendi imkanları da dahil olmak üzere yoğun bir çalışmanın devam ettiğini dile getiren Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadele için tüm imkanların seferber edildiğini vurguladı.  Erdoğan, karadan ve havadan müdahale araç sayısının hızlıca artmış durumda olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bu konuyla ilgili olarak özellikle Azerbaycan'ı zikretmek durumdayım. Bugün yine buraya gelmeden önce İlham Aliyev kardeşimizle 11.15'te bir telefon görüşmesi yaptık. Şu an itibarıyla 600'ü aşkın yetişmiş itfaiyeci göndermiş durumlalar. Bunu biraz daha artırabiliriz, araç gerekleriyle beraber gönderebiliriz diyor. Bunlar yetişmiş itfaiyeciler. 'Ben bunları hemen son olarak 100 civarında itfaiyeciyi göndereyim.' dedi. 'İsabetli olur' dedim. Böyle bir ekibi de yine hemen gönderecek. Onlar da büyük ihtimalle bugün gelirler. Bütün bunlarla beraber tabii şu anda 16 ambifik uçak yoğun bir şekilde çalışmalara devam ediyor. Son olarak Ukrayna'dan gelen gece görüşlü olmanın ötesinde gece söndürme kabiliyeti olan 5 helikopter var. Bunlar 24 saat full çalışacak. Havada durma süreçleri de bunların yüksek. Şu anda onlar da çalışmaya başladılar. Onlar da tabii Ukrayna'dan gelenlerle ciddi bir güç kazanmış olduk. Şu an itibarıyla 56 helikopter yangın söndürme faaliyetlerine devam ediyor. Bunlarla beraber 9 insansız hava aracı arazide çalışıyor. 850 arazöz ve su tankeri, 150 iş makinası ki bunlar özellikle mesela termik santralin etrafını açmada dozerlere çok ihtiyacımız oluyor. Bunun etrafını açmak suretiyle özellikle termik santralin buradaki tehlikeden arındırılması lazım. Şu an itibarıyla da termik santraldeki gelişmeler olumlu istikamette." ''YANGIN MAHALLİNE GÖREVLİ OLMAYANLAR ALINMAYACAK'' Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 bin 250 personelle yangınlara etkin şekilde müdahale edildiğini vurgulayarak, yangın mahalline görevli olmayanların bundan böyle kesinlikle alınmayacağını söyledi. Görevli olmayan, bu işi bilmeyenlerle yangın mahallinde mücadele etmenin başka sıkıntılar, bunların yanında yaralanmalar meydana getirebileceğini dile getiren Erdoğan, bunların yaşanmasını istemediklerini kaydetti.  Toplam hava filosunun şu anda 16 uçak 56 helikopterden oluştuğunu belirten Erdoğan, "Orman teşkilatımızda 3 ambifi uçak ve 39 helikopter var. 7 adet jandarma helikopteri, farklı ülkelerden gelen 23 hava aracı söz konusu. Diğer ülkelerden gelen hava araçlarına baktığımızda Rusya 5 tanker uçağı ve 3 helikopter, Ukrayna 3 tanker uçak ve 4 helikopter, bunun yanında İspanya 2 amfibik uçak, Hırvatistan bir amfibi uçak, İran bir tanker uçak ve 2 helikopter, Azerbaycan daha bir amfibik uçak ve bir helikopter göndermişti. Bir de itfaiyecilikte çok iyi yetişmiş elemanlarından bugün 100'ü aşkın bir grubu daha gönderecekler." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün itibarıyla özel sektör ve STK'ların katkılarıyla yurt dışından temin edilen 4 uçak ve 1 helikopterin de yangın söndürme çalışmalarına katılacağını bildirerek, "Yanan alanlarda hasar tespit çalışmaları devam ediyor. Bitkisel üretim ve hayvancılıkta zararlar en kısa sürece giderilecektir." dedi. Anayasa'nın 169. maddesi uyarınca yanan alanların tekrar ağaçlandırıldığını ve başka amaçla kullanılamadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Yanan alanlar tekrar ağaçlandırılır ve başka amaçla kullanılamaz. Maalesef siyasetçilerden bazılarının ifade ettiği gibi yani benim şahsımın 'Buralar da inşaata açılacaktır. Bunların yapımına müsaade edilecektir.' istikametinde onayımın olduğu veyahut da parlamentodan böyle bir şey asla yok. Bu yalandır. Zaten Kılıçdaroğlu'nun yalandan başka bir sıfatı da yoktur. Böyle bir zamanda muhalefet 'Acaba iktidara nasıl yardımcı olacağız?' bunu düşünmesi gerekirken, bunu düşünmeyip tam aksine acaba yangına nasıl körükle gideriz bu işi yapıyorlar. Bunların yaptığı iş yangına körükle gitmek. Yani bunların eline bir körük daha verseniz, inanın 'Ne yapıyorsun?' demez. Onu da alır onunla beraber yangına gider." ''252 MİLYON FİDANI YIL BİTMEDEN DİKECEĞİZ'' Erdoğan, yeni ağaçlandırmanın doğal bitki örtüsüyle uyumlu olacağını vurgulayarak, "Geleceğe Nefes kampanyasıyla her vatandaşımız için 3 fidan olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı yıl bitmeden inşallah dikeceğiz. Yeşil vatanı korumak için cansiperane mücadelemiz devam edecektir. İktidarımız döneminde 5 milyar 400 milyon yetişmiş ağaç diktik. Bunu yapan bir iktidarız biz. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde bu çalışmalarımızı yoğun olarak devam ettireceğiz. Ülkemizi asla çöle teslim etmeyeceğiz, kurak bırakmayacağız." HELP TURKEY SORUŞTURMASI Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün MGK bildirisinde dezenformasyon kampanyaları, milli güvenlik sorunu olarak ifade edildi. Bu ne anlama geliyor?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Son zamanlarda Türkiye'yi fakir fukara, garip gureba göstermek için, insan söylemek de istemiyor, 'Help Turkey' diye bir kampanya başlattılar. Tabii bunun karşısında bizim söyleyeceğimiz ne var? Tek şey var; 'Güçlü Türkiye', biz güçlüyüz. Nitekim fazla dayanamadılar, hemen kısa bir süre içerisinde de 'Help Turkey'i çektiler, sildiler. Türkiye'yi böyle Amerika'dan, Avrupa'dan, belli yerlerden yönetmek suretiyle adeta dezenformasyonla bir terör estirmek, yani benim yalan terörü dediğim şekilde bir terör estirmek suretiyle halkımızı yalana esir etme kampanyası, gayreti içerisinde olanlar var. Bu konuda biz onlara prim vermeyeceğiz, vermedik. Biliyorsunuz Kobani'de bu millet büyük bir imtihan verdi ve Kobani'yi biz çözdük. Kobani'deki bütün o Kürt vatandaşlarımızı biz koruma altına aldık. Şu anda eğer Türkiye'de 4 milyon ağırlıklı olarak Arap ve Kürt mülteci varsa, onlar bizim korumamız altındaysa, göçmenleri koruması altına alan Türkiye herhalde zayıf bir ülke değil. Güçlü olduğu için bu insanları koruması altına alıyor, alırken de bunu mevcut imkanlarıyla alıyor, finansmanı iyi yönettiği için bunu başarıyor. Bundan sonra da yine finansı iyi yönetmek suretiyle bu tür adımları atacağız ve bundan da hiçbir çekincemiz yok. Çünkü biz güçlü Türkiyeyiz, biz darda kalana elini uzatan, koşan bir Türkiyeyiz. 'Biz iktidara gelince burada ne kadar Suriyeli varsa bunların hepsini kovacağız.' diyen bir iktidar olarak gelmedik. O, Bay Kemal'in şahsiyetidir. O, bu tür Türkiye'deki mültecileri kovmanın hesabı içerisindedir. Ama biz böyle bir şeyi asla söylemedik çünkü ülkemize sığınan, bizden elaman dileyen, kendi ülkesindeki yönetimlerin öldürmeye gayret ettiği bu insanlara biz kapımızı açtık ve bunları koruma altına aldık."

2 yıl önce

Suriyeliler yangınla mücadele için gönüllü olarak Türkiye’ye geldi: Türk halkına borcumuzu ödüyoruz

Suriye'deki iç savaşın ardından Türkiye'ye sığınan; ardından da ülkelerine geri dönen Suriyeliler, orman yangınlarıyla mücadele için Antalya'ya gönüllü olarak geldi. 40 Suriyeli, Antalya'nın Manavgat ilçesinde orman yangınlarıyla mücadelede gönüllü olarak görev aldı.

2 yıl önce

Ege ve Akdeniz'de alevlerle mücadele... Bakan duyurdu: Yerleşim yerlerini tehdit eden yangın yok

Bakan Pakdemirli'nin orman yangınlarında son durumla ilgili bilgiler verirken, yangınlarda 102 milyon liralık hasar beyanı olduğunu açıkladı. Pakdemirli şunları söyledi:  YUNANİSTAN'DAN UÇAK TALEBİ Filomuza dışarıdan gelen iki uçak, Yunanistan ve AB'deki yangınların ciddiyetinden dolayı ayrıldı. Yunanistan'ın uçak talebi var. Bunu değerlendirmeye çalışıyoruz. Bizdeki yangınların hafiflemesiyle beraber eğer sağlayabileceksek bunu da Yunanistan'a sağlıyor olacağız. Yatağan ilçesindeki orman yangını rüzgarın sert esmesiyle birlikte Çine ormanlarına sıçradı. Yangına 6 helikopter ve çeşitli personelle müdahale edildi. Muğla'da şu ana kadar 10 bin 400'e yakın sorti yapıldı, 180 bin ton su atıldı. Yangını kontrol altına alma çalışmaları sürüyor. Milas'taki yangın henüz kontrol atlında değil ama özellikle termik santralle ilgili riskler de azalıyor., Kavalıkdere, Köyceğiz yangınları devam ediyor ama hepsinde olumlu gidişat var. Dünyanın en güçlü ülkesi olabilirsiniz ama 15 ülkeyle savaşamazsınız. Biz aslında son günlerde bunu yaşadık ama son günlerde hızlı bir şekilde bu noktaya geldik. Bundan sonra inşallah tabii ki hiç yangın çıkmasın isteriz. Ama sezon bitimine kadar bu yangınlarla uğraşıyor olacağız. 102 MİLYON TL'LİK HASAR BEYANI VAR 19 yılda orman yangınlarıyla ilgili çok ciddi işler yapıldı. Yangınlarda 102 milyon liralık hasar beyanı var. En kısa zamanda yanan yerlerin yeşil bir örtüye kavuşmasını sağlıyor olacağız. TARSİM'le alakalı bir hafta içerisinde tüm ödemeleri gerçekleştireceğiz. Bugün Antalya'ya 9 milyon lira daha gönderdik. 2 işçi soğutma çalışmaları sırasında uçurumdan yuvarlandı. Helikopterle hastaneye kaldırıldılar. Hayati tehlikeleri yok. Sözlerimizle ve davranışlarımızla yangına körükle gitmemek lazım. Adı şükranla anılanlar bu ateşe benzin dökenler değil su taşıyanlar olacaktır. KURUM: YAPILAŞMAYA İZİN VERİLMEYECEK Bakan Kurum konuşmasında, yanan bölgelerde kesinlikle yapılaşmaya izin verilmeyeceğini belirtti. Kurum şunları söyledi: "Yangınlar sebebiyle Antalya'mızdaydık. Antalya'daki orman yangınlarının kontrol altına alınması ve dün başlayan yağışlarla birlikte soğutma işlemleri yürütülüyor. Muğla'da çıkan yangınlarda toplamda 303 mahalleden 37 mahallemiz afetten etkilenmiş durumda. 37 mahallenin hasar tespit çalışmaları yapıldı. 33 mahallede bu çalışmalar tamamlandı. Muğla'da 2 bin 923 bina incelendi,173 bina, 230 bağımsız birimin yangından etkilendiğini, ağır hasarlı ve yıkık olduğunu tespit ettik. Yangının bir kısmı özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanlarında gerçekleşti. Ne özel çevre koruma bölgesi ne doğal sit alanlarında yapılaşmaya izin verilmeyecektir. Özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanları için bilim kurulu oluşturduk. Termik santralimizin bulunduğu bölgeyi, üçü mobil, 10 adet izleme istasyonu ile izliyoruz. Yüksek risk arz eden tehlikeli bir seviye olmadığı tespit edilmiştir" KARAİSMAİLOĞLU: DALAMAN'DAKİ YANGIN ÇOK GÜÇLÜ BİR MÜDAHALE İLE SÖNDÜRÜLDÜ Bakan Karaismailoğu ise Dalaman Havalimanı yakınlardaki yangına müdahale edilerek söndürüldüğünü belirtti. Karaismailoğlu, "Ülkemizin bütün kurumları elbirliğiyle bu büyük afetin üstesinden geldik. Bütün gücümüzü Muğla bölgesine konuşlandırdık. Bugün öğleden sonra Dalaman Havalimanı yakınlarında bir yangın başlamıştı. Çok güçlü bir şeklide müdahale edilerek söndürüldü" dedi.

2 yıl önce

Bakan Pakdemirli: 476 cephede yangınla mücadele ettik

Bakan Pakdemirli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Muğla'da Köyceğiz ve Milas, Aydın'da Bozdoğan yangını devam ediyor. Milas yangınında makilik alanda mücadele sürüyor. Aydın yangını rüzgar artmazsa kontrol altına alınacak. Köyceğiz'de yangın vadiye hapsolmuş şekilde sürüyor. (Yunanistan'daki orman yangın) Yunanistan'ın bizden talebi var. Olumlu bakıyoruz. İki 40 tonluk OGM'nin kullanmış olduğu uçak hazırlanmış olup ilgili ülke (Yunanistan) Dışişleri Bakanlığından işlemleri tamamlanması halinde yola çıkacak. 13 günde 476 cephede yangınlarla mücadele ettik. 270 orman yangınıyla uğraştık, 267'si kontrol altında. Üç orman yangını için çalışmalar devam ediyor. Köyceğiz'de yangın vadiye hapsolmuş şekilde devam ediyor ama kontrol altında diyemiyoruz. 9 ilde, 26 ilçe, 180 köyde, 7 bin 735 çiftçimizin hasar tespit çalışması yapıldı. 173 milyon TL'lik hasar tespiti yapıldı. Yangınlarla mücadelede gönüllü olmak isteyenler e-Devlet üzerinden başvuru yapabilir. Hiç kimse endişe etmesin, ormanlarımız yeniden küllerinden doğacak. Bitkisel üretim alanlarının yeniden tesisi için ihtiyaç duyulan tohum, fide ve fidanı bedelsiz temin edeceğiz. Türkiye'nin çam balı merkezi olan Muğla'da bu konuda yaraları saracağız, yeni bal ormanları tesis edeceğiz. Devlet buradadır, yangından zarar gören kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Özellikle büyükbaş, küçükbaş ve arı kovanı zararlarının tamamını hibe olarak ödüyor olacağız.

2 yıl önce

FETÖ'de taht mücadelesi! Hepsi Gülen'in ölümünü bekliyor

1966'da İzmir Kestanepazarı'nda kurulan FETÖ'de, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz'daki darbe girişimlerinden sonra büyük bir çöküş yaşandı. Elebaşı Fetullah Gülen'in sağlık durumunun bozulduğu son dönemde ise artık gizlenemeyen, hatta açık oynanan bir liderlik, güç ve para savaşı var. Yeni Şafak, Gülen sonrası için hazırlanan 5 kliği ve karşılıklı hamleleri araştırdı. Fetullah Gülen'in 1966'da İzmir Kestanepazarı'nda Mehmet Ali Şengül, Abdullah Aymaz, İsmail Büyükçelebi ve Mehmet Özyurt ile birlikte kurduğu terör örgütü FETÖ, çöküşün eşiğinde. 15 Temmuz'dan bu yana 99 bini aşkın operasyonla elaman ve para kaynaklarını kaybeden örgütte iç savaş patlak verdi. Örgütün elebaşı Gülen'in fiziki ve akli melekelerini yitirmesi ile başlayan liderlik kavgası bu savaşı daha da derinleştirdi. FİTİL 17/25'TE ATEŞLENDİ Örgüt içinde yıllardır devam eden örtülü çatışma ve gruplaşmalar 17/25 Aralık kumpasıyla kendini dışa vurdu. Yurt dışına kaçan elebaşları, Gülen hayattayken ölümü sonrasında lider olabilmek için yatırım yapmaya ve gruplaşmalara hız verdi. Örgütün şaşaalı dönemlerinde 'mahrem' olarak adlandırılan TSK, Emniyet, MİT ve yargıdaki kriptolar ile ekonomik kaynakları kontrol eden elebaşları, liderlik yarışında bir adım öne çıktı. Güvenlik birimlerinin hazırladığı raporlara göre örgüt şimdiden Gelenekçiler, Mustafa Özcan Grubu (MÖZ), Barbaros Koca Kurtçu Grubu ve Dengeciler olarak 4 ayrı gruba bölündü. Lideri olmayan ancak örgütün 'kurumsallaşarak yerelleşmesini' isteyen isimlerle birlikte bu sayı 5'e çıktı. VELİAHTI GELENEKÇİLERİN LİDERİ Örgüt içi ayrışmada en dikkat çeken grup, liderini bizzat Gülen'in belirlediği Gelenekçiler. Terörist başı "Bu üç insan hakkında konuşurken dikkat edin" diyerek, 'kadim abiler' Mehmet Ali Şengül, Abdullah Aymaz ve İsmail Büyükçelebi'yi liderlik yarışında öne çıkardı. Gülen, potansiyel 3 lider adayı arasında bölünme olmasın diye de Büyükçelebi'yi veliaht ilan etti. Gülen, 'kara kutusu' olarak bilinen Büyükçelebi'yi "Her fani gibi öleceğiz. Ancak hareketin başında birisinin olması lazım, ben İsmail Efendi'yi(İsmail Büyükçelebi) uygun görüyorum, vasiyetim gibidir bu böyle biline..." ifadeleriyle veliaht ilan etti. Büyükçelebi, örgütün "Başyüceler" denilen karanlık kurul üyeleri arasında yer alırken aynı zamanda örgütün sözde ABD imamı olarak görev yapıyor. Kırmızı listede arananlar arasında yer alan Büyükçelebi, 'himmet' adı altında toplanan paraları da kontrol ediyor. Lidere sadakati savunan ve örgütün kurucu mollalarından oluşan 'Gelenekçi Grup'a destek verenler arasında geçtiğimiz günlerde Almanya'da koronadan ölen Mehmet Ali Şengül ile örgütü kuran çekirdek kadroda yer alan FETÖ'nün Avrupa imamı Abdullah Aymaz da var. KUMPASÇI İÇEL DE BU GRUPTA 17/25 Aralık'ı kumpasının planlayıcısı Necdet İçel, hala tutuklu bulunan Gülen'in hususi kuryesi Yusuf Bekmezci, Akademi imamı Şerif Ali Tekalan, "Kara Süleyman" olarak da bilinen Alevi İmamı Süleyman Uysal ve yardımcısı Ziya Demirel gruptaki isimler. Kaynak Holding'in eski yöneticilerinden olan çekirdek kadroda bulunan Naci Tosun ile FETÖ'nün Emniyet imamı Osman Hilmi Özdemir'i yönettiği iddia edilen İsmet Aksoy da bu grupta. Diğer önemli gelenekçiler ise şöyle: Tuncay Delibaşı, Mustafa Fidan, Necdet Başaran, Nevzat Ayvacı, Recep Uzunallı, Rıdvan Kızıltepe, Sadettin Başer, Suat Yıldırım, Sait Kaya, Hüseyin Kara, İbrahim Kocabıyık, Mehmet Yaşa, Mehmet Çavdar, Mehmet Erdoğan Tüzün, Muammer Türkyılmaz, Çetin Özgür, Ergun Çapan, Faruk İlk, Bahattin Karataş, Abdullatif Tapkan, Abdulkadir Aksoy, Rasim Öz, Aysal Aytaç, Kutbettin Gülen, Taner Nakıboğlu, İlhan İşbilen, Ramazan Çingil. ÖRGÜTÜN EN KARANLIK EKİBİ İkinci grubun lideri ise örgütün en karanlık ismi Mustafa Özcan. Örgüte 1967 yılından sonra giren ikinci kuşakta yer alan Özcan, sıra ile İstanbul, Hava Kuvvetleri ve Türkiye imamlığı yaptı. Gülen ABD'ye gittikten sonra Türkiye'de açıktan liderliğe oynadı. Yakın adamlarına, örgütte sadece Gülen için kullanılan "Efendim" hitabını kendisi içinde kullanmaları yönünde talimat verdi. Örgüt içerisinde "Bir gün gelecek hizmetin başına ben geçeceğim" dediği de biliniyor. Raporlarda, MİT'teki yakın adamlarını kullanarak rakiplerini bir bir devre dışı bıraktığı, örgütün ekonomik kaynaklar ile 'paralel bir yapı' kurduğu belirtiliyor. ADİL ÖKSÜZ DE MÖZ'CÜ Liderlik yarışında Özcan'a destek verenler de en az onun kadar karanlık isimler. Yüksek yargı imamı Fatih Elcik, İstanbul il imamlarından Ahmet Kirmic, Balyoz kumpasının tezgahlandığı 2010'da örgütün yargı imamı olan Ahmet Kara, Karlov suikastinin emrini veren Emniyet İmamı Temel Alsancak, Kimse Yok mu Derneği Başkanı Ali Cingöz, yurt dışında bulunan örgüte ait eğitim kurumlarının sorumlusu Ali Ursavaş, Kırgızistan'da yakalanarak Türkiye'ye getirilen Orhan İnandı, TUSKON'un başkanı Rızanur Meral, Özcan'ın en sadık adamları arasında. 15 Temmuz kalkışmasının karakutusu TSK imamı Adil Öksüz de Özcan'ın safında yer alanlardan. Diğer MÖZ'cüler ise şunlar: Ali Çelik, Celil Yaka, Mustafa Arslan, Erdem Aydın, Ahmet Beyaz, Remzi Meziroğlu, Enver Taner Baltacı, Mustafa Muhammet Günay, Mustafa Fidan, Faruk Güllü, Vehbi Yıldız, Cemal Türk, Mustafa Talat Katırcıoğlu,Sadık Kesmeci, Süleyman Tiftik, Rıdvan Akovalı, Selman Kuzu, Ali Candan. GİZEMLİ HAŞHAŞİLER MÖZ'CÜLERE HASIM Olası bir parçalanmada ayrı bir örgüte dönüşecek gruplardan birisi olan 'Barbaros Kocakurt' ve ekibi örgütün bütün karanlık işlerinde yer aldı. 'Gizemli Haşhaşi' olarak da adlandırılan Kocakurt, örgüt üyesi askeri ve polis öğrencilerin ilk mahrem abisi ve 17/25 Aralık kumpasında polisleri dakika dakika yönlendiren isimdi. Mustafa Özcan'ın hasımlarından ağırlıkta olduğu bu gruptakilerin önemli bir bölümü de örgüt içinde 'mahrem' görevlerde bulunan isimlerden oluşuyor. Grubun en büyük destekçisi ise örgütün İngiltere'de yaşayan 3 ismi olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, el konulan Koza Holding yöneticisi Hamdi Akın İpek ve FETÖ'nün Kuzey Irak İmamı Talip Büyük. Örgütün MİT imamı 'Doktor Sinan' kod adlı Murat Karabulut, Hakan Şükür'ün AK Parti'den istifa dilekçesini yazan sözde basın imanı Süleyman Sargın ve Cihan Haber Ajansı eski Genel Müdürü Reşit Haylamaz da Kocakurt'çu. Gruptaki diğer isimler ise şöyle: Osman Karakuş, Suat Yiğit, Mahmut Akdoğan, Bekir Baz, Cemil Koca, Ahmet Çağlayan, Ahmet Yiğit, Ahmet Can, Fetin Kazancı, Mehmet Sungur, Orhan Keskin, Özer Yerkazanoğlu, Ömer Yerkazanoğlu, Ergün Çapan, Hazım Sesli, Hamdullah Bayram Öztürk, Mehmet Ergene, Veysel Ayhan, Sait Aksoy, Said Kaya, Mustafa Muhammet Günay, Mehmet Ali Büyükçelebi. DENGECİLER BEKLEMEDE Örgüt içindeki diğer oluşum ise tüm gruplarla arasını iyi tutan, güç dengesine göre pozisyon belirleme arayışında olanlar. Gülen'in en yakınındaki isimlerden bazıları da bu grupta yer alıyor. Gülen'in özel sekreteri ve örgütün milyonerleri arasında buluna Cevdet Türkyolu ile onun birkaç önce dövdüğü Osman Şimşek bu grupta yer alıyor. Örgütün İsrail İmamı Harun Tokak, FETÖ'nün firari emniyet imamı "Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil ve MİT kumpası davasında adı geçen Marmara İmamı Ali Rıza Tekinkaya da tarafını seçmek için bekleyenlerden. Diğer 'dengeciler' ise şöyle: Mehmet Hanifi Sözen, Hüseyin Yağmur, Yılmaz Yiğit, Mehmet Enes Ergene, Bayram Murat, Şemsettin Ayyıldız, Ahmet Çiçek, Ahmet Bedir, Ahmet Sait Tunç, Yener Öztürk, Cengiz Tüccar, Ali Rıza Tekinkaya, Mustafa Özkara, Murat Gündüz, Turgut Karabulut, Ahmet Said ve Mehmet Hanefi Sözen... BUNLAR DA YENİLİKÇİLER Örgütte lideri olmayan bir diğer grup ise Yenilikçiler. Örgüt içerisinde gelenekçi grubun tezatı olarak ortaya çıktılar. Örgüte yeni bir ideoloji ve strateji gerektiğini savunuyorlar. Yaşanan sıkıntıları örgüt liderinin yanında bulunan yöneticilere bağlıyorlar. Bu grubun tanınmış isimleri ise şöyle: Önder Aytaç, Özgür Koca, Bülent Keneş, Emrullah Uslu, Gökhan Bacık, Halit Esendir, Ahmet Kurucan, 8. Ahmet Tuba Kuru, Ali Aslan, Ali Selçuk Gültaşlı, Sevgi Akarçeşme, Musa Hub, Ahmet Dönmez, İhsan Yılmaz.

2 yıl önce

Putin ve Şi, Afganistan'daki tehditlerle mücadeleye yönelik çabaları artırma konusuna anlaştı

Kremlin'in açıklamasına göre Putin ve Şi, Afganistan topraklarından yükselen terör ve uyuşturucu tehditleriyle mücadeleye yönelik çabaları artırmaya hazır olduklarını vurguladı. Afganistan'da barışın en kısa sürede tesis edilmesinin ve istikrarsızlığın diğer bölgelere yayılmasının önlenmesinin önemine dikkat çeken liderler, bunun için Şangay İşbirliği Örgütü'nün potansiyelini de azami düzeyde ortaya koymaları gerektiğini kaydetti. Putin ve Şi, başta dışişleri bakanlıkları olmak üzere ikili temasların ve yakın koordinasyonun kurulmasını kararlaştırdı. 'Stratejik ortaklık kademeli ve dinamik bir şekilde gelişiyor' Bu yıl 20. yıldönümü kutlanan iki ülke arasındaki İyi Komşuluk, Dostluk ve İşbirliği Anlaşması kapsamında ikili ilişkileri ele alan Putin ve Şi, stratejik ortaklığın kademeli ve dinamik bir şekilde geliştiğini belirtti. 'İkinci Dünya Savaşı'ndaki olaylarla ilgili gerçekler korunmalı' Taraflar, İkinci Dünya Savaşı'nın yaklaşan 76. yıldönümü vesilesiyle o yıllarda yaşanan olaylarla ilgili gerçeklerin korunmasına ve tarihi çarpıtma girişimlerinin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: DEAŞ’a karşı dünyada kararlı mücadele eden tek ülke vardır, o da Türkiye’dir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna-Hersek ve Karadağ ziyareti sonrası medya mensuplarıyla bir söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: Bosna Hersek ve Karadağ’a gerçekleştirdiğimiz ziyaretler çerçevesinde temaslarımızı tamamladık. Ziyaretimin ilk durağı olan Saraybosna’da Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi üyeleriyle bir araya geldik.

2 yıl önce

3 gün üst üste FETÖ ile mücadele mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Sırbistan Yeni Pazar Başkonsolosluğu'nun açılış törenine gönderdiği video mesajda, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'e başkonsolosluğun açılış sürecinde verdiği destek için teşekkür etti. Erdoğan, "Yeni Pazar Başkonsolosluğumuzun açılışı, Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin daha da gelişmesine katkıda bulunacaktır. Başkonsolosluğumuz yalnızca vatandaşlarımızın değil, siz Sancaklı kardeşlerimizin de hizmetinde olacaktır. Sancaklı kardeşlerimizi Türkiye ile Sırbistan arasında bir dostluk köprüsü olarak görüyoruz. Aramızdaki güçlü gönül bağının ikili ilişkilerimiz üzerindeki olumlu etkilerini hep birlikte müşahede ediyoruz. Başkonsolosluğumuz gerçekleştireceği faaliyetlerle bu bağın daha da pekiştirilmesini sağlayacaktır. Sırbistan ile iş birliğimiz kazan-kazan temelinde her alanda günden güne gelişiyor. İş adamlarımız Sırbistan'ın her bölgesinde istihdam oluşturan, ülkeye katma değer sağlayan yatırımları hayata geçiriyor. Sancak'ın altyapısının geliştirilmesine yönelik çalışmalar da tüm hızıyla sürüyor. Yeni Pazar-Tutin yolu inşallah önümüzdeki yıl hizmete girecek. Belgrad-Saraybosna otoyolu ve hayata geçirilecek diğer ulaştırma projeleri de Sancak'ın bölgeyle bütünleşmesini sağlayacak. Biz müteşebbislerimizi Sırbistan ve Sancak bölgesinde yatırım yapmaları konusunda teşvik etmeye devam edeceğiz. TİKA'mızda kalkınma projeleri gerçekleştiriyor. Tüm bu konularda verdiği destekten dolayı değerli dostum Sayın Vucic'e teşekkür ediyorum" diye konuştu. 'İLK DESTEK VEREN LİDERLERDEN BİRİ DE SAYIN VUCİC OLDU' Erdoğan, Sancaklı vatandaşlara 15 Temmuz darbe girişiminde sergiledikleri dayanışmanın aralarındaki kardeşlik hislerini bir kez daha gösterdiğini belirterek, şöyle konuştu: "15 Temmuz gecesi bize ilk destek veren liderlerden biri de Sayın Vucic oldu. Sayın Vucic'in ülkemiz için kritik bir zamanda sergilediği bu cesur duruşu asla unutamayız. El birliği içerisinde çalışarak FETÖ ihanet çetesini Balkanlardan da söküp atacağız. Balkan coğrafyasındaki Sırp, Hırvat, Boşnak, Arnavut ve diğer tüm kesimleri asırlarca birlikte yaşadığımız, gelecekte de yine her alanda iş birliği içinde olacağımız dostlarımız olarak biliyoruz. Balkan haklarının dostluk, dayanışma ve iş birliği ruhuyla hareket ettikleri takdirde müreffeh bir geleceğin onları beklediğine inanıyorum. Bu düşüncelerle Başkonsolosluğumuzun ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." 3 gün üst üste FETÖ ile mücadele mesajı

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 26 27