18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Kadına Şiddetle Mücadele Günü' mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün, en başta inancımızın, medeniyetimizin, değerlerimizin karşısında durduğu bu sorunun tamamen ortadan kalkmasına vesile olmasını diliyorum. Bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddet ne yazık ki tüm dünyanın sorunudur. Türkiye bu soruna karşı en kapsamlı ve etkili mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır" ifadelerini kullandı. Erdoğan, değişen şartlar ve ihtiyaçlara bağlı tedbirlerin süreceğini belirterek, mesajına söyle devam etti: "Geçtiğimiz Temmuz ayında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4'üncü Ulusal Eylem Planı'nı açıklamış, 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet belirlemiştik. Değişen şartlara ve ortaya çıkan ihtiyaçlara bağlı olarak gereken her türlü yasal ve idari tedbiri almayı sürdüreceğiz. Aziz milletim, unutmamalıyız ki kadına yönelik şiddetle mücadele aynı zamanda annemizin, eşimizin, kızımızın hakkını, hukukunu, onurunu korumanın da mücadelesidir. Bu sorunun ortadan kalkması tüm kesimlerin inancı, çabası ve mutabakatıyla mümkündür. Bugüne kadar kadınların her alandaki hak arama mücadelelerinde yanlarında olduk, bundan sonra da olacağız. Kadına karşı şiddeti insani ve ahlaki değerlerimizi güçlendirerek inşallah tamamen ortadan kaldıracağız."

2 yıl önce

Diyarbakır anneleri engelli çocuklarıyla dağa kaçırılan evlatları için mücadele ediyor

Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmak için HDP İl Başkanlığı binası önündeki oturma eylemi 816'ncı günde kararlılıkla devam ediyor. Ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla bekleyişlerini sürdüren anneler, evlatlarını terörün pençesinden kurtarıncaya kadar eylemi sürdürmekte kararlı. Annelerden Pınar Biçer ve Ayten Elhamam, her sabah engelli çocuklarıyla HDP İl Başkanlığı binası önüne gelerek eylemi gün kararıncaya kadar sürdürüyor. Eylem çadırında dağa kaçırılan ve hasret kaldıkları çocuklarının yolunu gözleyen anneler, bir yandan da zihinsel engelli çocuklarıyla ilgileniyor. "ÇOK ZOR GÜNLER GEÇİYORUZ" Van'dan gelen Pınar Biçer, 6 yıl önce 18 yaşındayken Adana'dan kandırılarak dağa kaçırılan kızı Gülcan için evlat nöbetinde yer aldığını belirterek, kızının HDP tarafından terör örgütü PKK'ya teslim edildiğini söyledi. Kızı kandırılarak dağa götürüldükten sonra hastalandığını, rahatsızlığına rağmen 26 yaşındaki zihinsel engelli kızı Mihriban ile eyleme katıldığını kaydeden Biçer, kar kış demeden eylemi sürdürdüklerini dile getirdi. Mihriban'ın da kız kardeşini kurtarmak için eylemde yer aldığını ifade eden Biçer, şöyle konuştu: "Zihinsel engelli kızım, sabah uyanır uyanmaz, 'Çadıra gidelim, Gülcan'ın fotoğrafını göreceğim.' diyor. Kız kardeşi için sürekli dua ediyor. Sürekli bize 'Kardeşim ne zaman gelecek?' diye soruyor. Kızım Gülcan, ablan engelli, ben de hastayım. Çok zor günler geçiriyoruz. Ablan senin için sürekli dua ediyor. Seni sayıklıyor. Kızım neredeysen sesimizi duy, gel." "SÜREKLİ KIZ KARDEŞİNİ SAYIKLIYOR" Baba Necmettin Biçer de kızının dağa kaçırılmasından sonra eşinin de rahatsızlandığını, hasta eşi ve engelli kızıyla eylemi sürdürdüklerini anlattı. Eşinin, engelli kızını evde yalnız bırakamadığını, bu nedenle eyleme birlikte geldiklerini belirten Biçer, şunları dile getirdi: "Çok zorluk çekiyorum. Dağa kaçırılan kızımın yanımızda olması gerekiyordu. Annesi ve ablası hasta. Engelli kızım, sürekli kız kardeşini sayıklıyor. 'Kardeşim gelmeden burada ayrılmayacağım, sen öldüğünde kim bana bakacak baba?' diyor. O kadar özlüyor ki sürekli dua ediyor. 'Bugün dua ettim, Gülcan kardeşim gelecek. Rüyamda kardeşimin geldiğini gördüm baba.' diyor. Ne olursa olsun buradan ayrılmayacağız. Çocuklarımız için eylemi sonuna kadar sürdüreceğiz." DOWN SENDROMLU OĞLUYLA NÖBETTE Anne Ayten Elhamam da 7 yaşındaki down sendromlu oğlu Ömer ile 4 yıl önce kandırılarak dağa kaçırılan evladı Bayram'a kavuşmak için eylemini sürdürüyor. Çok zorluk yaşadıklarını ifade eden Elhamam, çocuğunu haftanın belirli günlerinde devletin yardımıyla özel okula gönderdiğini söyledi. Ömer'i okula gitmediği günlerde evde kimse olmadığı için mecburen kendisiyle eylem yerine getirdiğini anlatan Elhamam, "Dağa kaçırılan oğlum, engelli kardeşine çok düşkündü. Ne suçumuz vardı, evlatlarımızdan ne istediler? 4 yıldır evladıma, kokusuna hasret kaldım. Engelli çocuğumla burada bekliyorum." ifadelerini kullandı. Ömer'in evde ağabeyinin fotoğraflarını görünce dönmesi için dua ettiğini dile getiren Elhamam, hem Ömer ile ilgilendiğini hem de evlat mücadelesi verdiğini kaydetti. Elhamam, "O zalimlerin elinden inşallah evladımı kurtaracağım. Onların hiç mi vicdanı yok? Evlatlarımızı versinler." dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uluslararası iş birliği terörle mücadelede hayati önemdedir

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 5 milyondan fazla insanın hayatına mal olan salgın ekonomik, ticaret ve Turizm başta olmak üzere her alanda etkilerini sürdürüyor. Zirvemizin dayanışmamızın daha da güçlenmesine vesile olmasını diliyorum. Şimdiye kadar aralarında 160 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım ulaştırdık. Yerli aşımız Turkovac için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. Süreç tamamlanınca aşımızı tüm insanlığın hizmetine sunacağız. Ticaret hacmimizi 100 milyar dolar seviyesine çıkarmak için gayretlerimizi yoğunlaştırmalıyız. Tüm bölgemizi etkileyecek mülteci göçünün önlenmesi için Afgan ekonomisinin ayağa kaldırılması gerekiyor. İran'a uygulanan tek taraflı yaptırımların son bulması bölgemizin ekonomik refah ve istikrarına katkı sağlayacaktır. TERÖR İLE MÜCADELE Bölgesel ve uluslararası iş birliği terörle mücadelede hayati önemdedir. Mücadelemizi terör örgütleri arasında ayrım yapmaksızın sürdürmeliyiz. Bölgemiz PKK, YPG, FETÖ, DEAŞ gibi eli kanlı terör örgütlerinden temizlendikçe huzur, istikrar ve ekonomik kalkınma da hızlanacaktır. Kıbrıs meselesinde Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözümün anahtarıdır. Tüm dost ve kardeş ülkelerin KKTC'nin çözüm vizyonunu ön yargısız bir şekilde değerlendirmesini istiyorum.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan İYİ Parti'li Dervişoğlu'na tepki: Terörle mücadele konusunda bir cümle sarf etmediniz

2022 bütçe görüşmeleri İçişleri ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri ile devam ediyor. Bakan Soylu, İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun kendisine ilişkin, kirli ve karanlık ilişkilerin ağının içinde olduğu iddialarına cevap verdi. Bakan Soylu şöyle konuştu: “Hak savunmak, iftiraya karşı direnç göstermek yalana karşı savaşmak bir insanın en onurlu hakkıdır. Bu hak bakan olduğu için kişiye verilmez, bu hak suç örgütlerinin yapmış olduğumuz mücadelede onların kolunu büktüğümüz, sırtını yere vurduğumuz için onların her biriyle ilgili büyük bir mücadeleyle içinde olduğumuz için karşı karşıya kaldığımız bu iftirada bu hak bize insan olduğumuz için verilir. Bana ahlaklı siyasetten bahsettiniz. Türkiye dört bir yanında terörle mücadele ediyor. Bir tek cümle sarf etmediniz. Belediyelerde bürokratları tehdit ettiğimi söylüyorsunuz. Ama HDP'nin, CHP'nin, PKK'nın şehir yapılanması olduğu belediyelerde payandalık yaptığınızı ahlaklı siyasetle bağdaştırıyorsunuz.” Daha sonra HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Belediyelere atanan kayyumlarla ilgili konuştu. Beştaş ile Soylu arasında tartışma yaşandı.

2 yıl önce

BM'den Türk polisine uyuşturucuyla mücadelede 'kalite ve güven' teşekkürü

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ile Mücadele Suç Ofisi (UNODC) uyuşturucuyla mücadelede kaliteli ve başarılı kriminal inceleme faaliyetleri dolayısıyla, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kriminal Daire Başkanlığına teşekkür etti. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Birleşmiş Milletler ülkemizde uyuşturucu ile mücadelede önemli bir konumda bulunan Kriminal Daire Başkanlığı ve bağlı laboratuvarlarını Güven, Kalite, Performans ve Analiz çalışmaları bakımından denetlemiştir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ile Mücadele Suç Ofisi (UNODC) denetimlerde elde edilecek sonuçların kalitesinin ve güvenilirliğinin insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması, kamu güvenliğinin ve kanunların etkili bir şekilde uygulanmasının sağlanması açısından çok önemli olduğunu belirterek, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığına bağlı laboratuvarların kalite, güven performans ve analiz çalışmaları bakımından en üst seviyede bir başarı sağladığını açıklamıştır. Bu başarı sayesinde Uluslararası İşbirliği Çalışmaları Programına katılım sertifikası ICE almaya da hak kazandığını duyurmuştur” denildi. TÜRK POLİSİNE TEŞEKKÜR Açıklamanın devamında, “Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ile Mücadele Suç Ofisi (UNODC) ülkemizin Birleşmiş Milletler ile mevcut iş birliği içerisinde uyuşturucuyla mücadele konusunda konuları ele alma ve inceleme çabalarındaki kaliteli ve başarılı kriminal inceleme faaliyetlerinin mevcudiyetinin sağlanmasında katkı gösteren Kriminal Daire Başkanlığına ve bağlı Bölge Kriminal Polis laboratuvarlarımıza teşekkür etmiştir. Bilim ve teknolojinin tüm imkanlarından faydalanmakta uluslararası düzeyde güven, kalite, performans ve analiz çalışmalarındaki başarımız ile de suç ve suçlulara mücadelemizdeki kararlılığımızı sürdürmekteyiz” ifadelerine yer verildi.

2 yıl önce

İBB ağustos ayında da karla mücadele edecekmiş! Sayıştay şaşkın…

Sayıştay'ın İBB'nin hesap ve işlemlerinin kanunlara uygunluğunu tespit etmek amacıyla hazırladığı 2021 raporuna sıra dışı bir olay damga vurdu. İstanbullunun adeta yanıp kavrulduğu, vatandaşların sığınacak gölge aradığı Ağustos ayında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin "karla mücadele" ettiği ortaya çıktı. 26 FİRMA İLGİLENDİ, İSFALT ALDI İBB'nin Sayıştay raporlarında "bulgu" olarak resmi kayıtlara geçirdiği usulsüzlük, bu kadarına da pes dedirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Makine İkmal Şube Müdürlüğü, 01 Kasım 2019'da "Kış Şartları İle Mücadele Çalışmaları Hizmet Alımı" adıyla ihale açtı. 01 Aralık-31 Mart 2020 tarihleri arasını kapsayan hizmet için çeşitli koşullar yer aldı. Teknik şartnamede, şu şartlar koşuldu: "63 adet kar küreme ve tuz serpme aracı, ön ve yan kar bıçaklı 20 kamyon, 193 büyük kamyon, 22 kamyonet, 15 kazıcı yükleyici, 15 loder, 5 ekskavatör, 6 greyder, 29 vinç, 4 çok maksatlı kar mücadele aracı, 147 traktör ve 582 personel." 150 GÜN UZATILDI Yaklaşık maliyeti 99 milyon 330 bin 320 lira olan ihale ile ilgili 26 firma doküman satın aldı. Sadece 2 firmanın teklif verdiği ihaleyi, 91 milyon 961 bin 11 lira karşılığında İstanbul Asfalt Fabrikaları Sanayi ve Ticaret A.Ş. (İSFALT) kazandı. 122 gün sürmesi planlanan karla mücadele hizmeti için tuhaf bir şekilde 60 ve 90 gün olmak üzere toplamda 150 gün süre uzatım verildi. Uzatılan günlerin ardından kış şartları ile mücadele çalışmaları 272 güne çıkarıldı. Kar küreme, tuz serpme gibi işlemlerin Mart ayında bitmesi gerekirken, Ağustos ayının sonuna kadar uzatılması kafalarda soru işaretine neden oldu. SAYIŞTAY DA ŞAŞTI Yurdun tamamını yaz sıcakları sararken, İBB'nin aynı süre zarfında İstanbul'da olmayan karı temizlemeye çalışması; Sayıştay'ı da şaşkına çevirdi. Sayıştay denetçileri, şaşkınlarını şu şekilde ifade etti: "Yollarda biriken karların kürenmesi ve yollara tuz serpilerek kış şartları ile mücadele esasına dayanan işin süresinin Ağustos sonuna çekilmesi hayatın olağan akışı ve ülkemiz iklim yapısına aykırıdır."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TÜSİAD'a çok sert tepki: Hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfınca Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2021 İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde, ödül sahiplerini tebrik etti. Kendisinin de İlim Yayma Cemiyeti'nden hizmet aldığını ve o hizmetle yetiştiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Rahmetli Menderes'in hakim kıldığı demokrasi ve özgürlük ikliminde, cemiyetimizin öncülüğünde ülkemizin ilk imam hatip okulu açılmıştır. Vakfımızın kurucularından birinin de rahmetli Turgut Özal olduğunu hatırlatmak isterim. Nesiller boyunca elden ele taşınan bu hizmet bayrağı inşallah bizden sonra da aynı şekilde dalgalanmaya devam edecektir. Bugün de cemiyetimiz öğrenci yurtlarıyla eğitim merkezleriyle burslarıyla ödülleriyle yerli ve milli duruşuyla ülkemiz sivil toplum kuruluşları arasında öncü bir role sahip. Mutluyum, özellikle de büyük ödülü, herhangi bir torpil söz konusu değil, Prof. Dr. Zekai Şen hocamızın almış olmasından dolayı da mutluyum. Zira İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Zekai Şen hocamızdan İSKİ'de çok istifade ettik. Zira Veysel Eroğlu hocamızla birlikte onlar da o zaman İSKİ'yi gerçekten tırmandırdılar ve susuz İstanbul'u suya kavuşturdular. Kendilerinden Allah razı olsun." İki gün önce Türkiye Afrika Liderleri Zirvesinin kapanışının yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İstiyorduk ki bu buluşma, bu birliktelik, bu dayanışma nasıl ki buradan farklı bir şekilde hitama erdi yine buradan ayağa kaldırdı. İnsanlığın asırlardır türlü şekilde karşısına çıkan vahşetle, zulümle, sömürüyle, riyakarlıkla, adaletsizlikle yüzleştiği bir dönemde bu elbette çok büyük sorumluluktur. Nitekim attığımız her adımda bu ağır yükün kimi zaman gönül ferahlatan, kimi zaman can acıtan tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Mazlum ve mağdurların gözlerinde beliren umut ışığı bizi ne kadar ferahlatıyorsa çarpık düzenden nemalanan zalimlerin pervasız saldırıları da o derece canımızı yakıyor." "Ekonomik sancılar salgınla birlikte hızlandı" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziya Paşa'nın şiirindeki "Bir abd-i Habeş dehre olur baht ile sultan/Dahhakın eden mülkünü bir Gave perişan/İkbaline idbarına bel bağlama dehrin/Bir dairede devredemez çenber-i devran/Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir/Elbette olur ev yıkanın hanesi viran" dizelerini seslendirerek, insanlara zulmedenlerin o çok güvendikleri evlerinin bir gün viran olmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Tarihin kendini dünyanın ve insanlığın hakimi sanan nice kudret budalasının hüsranına şahitlik ettiğini belirten Erdoğan, bugün o kifayetsiz muhterislerin isimlerini kimsenin hatırlamadığını söyledi. Erdoğan, günümüzün zalimlerin sonunun da farklı olmayacağını dile getirerek, şöyle konuştu: "Küresel yönetim ve ekonomi düzeninde bir süredir zaten yaşanmakta olan sancılar salgınla birlikte hızlanmıştır. Bizim de tek gayemiz işte bu süreci yani dünyanın devranının dönüşündeki değişimi mazlumlar ve mağdurlar lehine yönlendirebilmektir. Elbette bu mücadelenin çok derin ve geniş bir arka planı bulunuyor. Coğrafyamızda Anadolu'nun kapılarının ecdada önce güneyden sonra doğudan açılmasıyla başlayan çok çarpıcı bir hikayemiz var. İstanbul'un fethiyle çağ açıp çağ kapatacak mahiyet kazanan bu hikaye Yavuz'un hilafeti devralmasıyla birlikte oldukça farklı bir seviyeye ulaştı. Anadolu'daki varlığımızı Haçlı seferleriyle başlayıp Çanakkale Savaşlarına, Milli Mücadelemize ve nihayet günümüze kadar uzanan nice badirelere rağmen sürdürmeyi başardık. Çok çile çektik, çok fedakarlık yaptık, çok bedel ödedik ama hamdolsun mücadele sancağını asla yere düşürmedik. Bilhassa son iki asrımız sürekli bir uçtan diğerine savrulduğumuz arayışlarla geçti." Erdoğan, İlim Yayla Cemiyetini kuranların ve onlardan bayrağı devralanların yüreklerini yakan ne kadar mesele varsa hepsinin de yaşanılan bu savrulmaların eseri olduğunu kaydetti. Kudüs davasından, geçtiğimiz yılın temmuz ayında nihayete erdirilen -Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin müzeye çevrilmesi konusuna kadar bunun pek çok örneğin sayılabileceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim düşmana karşı verdiğimiz mücadele vatan topraklarıyla birlikte tüm kutsallarımızı koruma mücadelesiydi. Bizim vesayete karşı verdiğimiz mücadele tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim darbecilere karşı verdiğimiz mücadele varlığımızın gayesi olan özgürlüğümüze, geleceğimize, haysiyetimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim emperyalizme karşı verdiğimiz mücadele hakkı, adaleti, hukuku, hakkaniyeti üstün tutma, insanlığımızı koruma mücadelesiydi. Hangi unvanı taşırsak taşıyalım, hangi görevde bulunursak bulunalım amacımız buydu. Bugün de aynı mücadeleyi veriyoruz. Yarın da inşallah aynı yolda yürümeyi sürdüreceğiz." "Türkiye'nin son 19 yılı yeni bir safhaya geçişin sembolü" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 19 yılının Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim bir mücadelede yeni bir safhaya geçişin sembolü olduğunu vurgulayarak, ülkede sadece demokrasiyi güçlendirmekle, sadece hak ve özgürlükleri genişletmekle kalmadıklarını aynı zamanda asırlık özlemleri de dindirdiklerini söyledi. Attıkları her adımla bu ülkenin insanlarının inançlarıyla değerleriyle kültürleriyle vatan topraklarında var olma azminin asla bitmeyeceğini gösterdiklerini belirten Erdoğan, ülkede eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten spora kadar her alanda kurulan güçlü altyapıyla milleti hak ettiği hayat standartlarına kavuşturduklarını anlattı. "Aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer artık Türkiye küresel krizlere karşı bu derece dayanıklıysa krizleri fırsata çevirme konusunda bu derece özgüven sahibiyse gerisinde işte bu güçlü altyapı vardır. Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz. Aslında son 8 yıldır yaşadığımız her hadisenin bir tarafında ekonomi hep vardı. Gezi olayları sırasında ağaç bahanesiyle hedef alınan projelerimizi tüketmeyin, ekonomiyi çökertin kampanyalarını ekranları başında bizi izleyenlere söylüyorum, hatırlayın. O gün yine ekonomi demiyorlar mıydı? FETÖ ihanet çetesinin 17/25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar başlattığı tüm darbe girişimlerinde ekonomimizi sinsice kıskaca alma çabalarını hatırlayın. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz sınır ötesi harekatları engellemek için uluslararası alanda ekonomimize kur ve faiz üzerinden kurulan kumpasları hatırlayın. Ülkemizin diplomatik ve güvenlik hassasiyetlerini savunduğumuz için ekonomimize mahvetmek amacıyla alenen savrulan tehditleri hatırlayın. Büyüme rakamlarımızla üretimimizle istihdamımızla ihracatımızla bütçe dengelerimizle tüm göstergeler ülkemiz bakımından küresel çapta bir başarıyı işaret ederken kurda yaşanan dalgalanmaları da bu çerçevede değerlendirmemiz gerekiyor. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu." Erdoğan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz rakamları ile enflasyon rakamları arasındaki fark 10 katı bulmuşken, yaptıkları sınırlı faiz indirimlerinin bu tablonun gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, "Amerika'ya bakın, Avrupa'ya bakın. Hepsinde durum bir felaket. Coğrafyamızdaki iki asırlık kavganın gerisinde ne varsa, bugünkü gelişmelerin gerisinde de o vardır. Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan tarihindeki kalkınma hamlelerimizin önünün kesilmesinin sebebi neyse, bu gelişmelerin sebebi de aynıdır." ifadelerini kullandı. "19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon bu durumda değil miydi? Buydu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Biz, aldığımız kararlarla attığımız adımlarla faizi de enflasyonu da ve hatırlayın 6 sıfırı attığımız zaman bana karşı çıkanlar 'Taksim Meydanı'nda anırırım' diyen köşe yazarları şimdi yine aynı şeyleri söylüyorlar. Anırdılar mı? Hayır. Ama bunlar şu anda hala köşe yazarı. Aynı şeyleri bunlar yine yazıyorlar. Anırsalar da anırmasalar da elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil. Diğer ülkeler hayata geçirdiğinde alkışlanan her adım, Türkiye teşebbüs ettiğinde akıl dışı bir saldırıyla karşılaşıyor. Ülkemizin yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyümesi yerine, sanayisiyle, teknolojisiyle, finansıyla, alt yapısıyla dışarıya bağımlı kalmasını isteyenler, var güçleriyle direniyor." Bu kadar altyapı, üstyapı çalışmalarıyla 19 yıldır bir mücadele verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bir yere koymak mümkün mü? Havalimanları, 26 havalimanından 56'ya çıkarken artık Anadolu'dan evine yarım saat mesafede gidebilme imkanını yakalama lüksüne ulaşmış bir Türkiye varken, kimse bunu konuşmuyor. Türkiye büyüyor, kimse bu büyümeyi konuşmuyor. Sıkıntılar var ama unutmayın ki Allah'ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımızdan ben şüphe duymuyorum." dedi. "Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum..." Erdoğan, daha önce vesayetin kirli oyunlarına, dün sınırlara dayanan terör örgütleri üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan karanlık senaryolara hangi inanç ve iradeyle direnildilerse bugün de ekonomide aynı mücadeleyi verdiklerini dile getirdi. Fiyat artışlarının, insanların günlük hayatları üzerinde yol açtığı sıkıntıyı elbette bildiklerini ifade eden Erdoğan, "Kurdaki dalgalanmanın, fiyatlar üzerinde oluşturduğu istikrarsızlığın ve bunun yol açtığı belirsizliklerin elbette farkındayız ama vesayete, terör örgütlerine, darbecilere, küresel güç baronlarına nasıl direndiysek, bunlara karşı da direneceğiz. Şimdi buradan sesleniyorum, çekinme yok. Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum, tek göreviniz var; yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bunda ne yapıyorsunuz? Önce onu ortaya koyun. Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını, versiyonlarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de gayet iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka ama bizim derdimiz bambaşka. Biz, vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle yürüyoruz. Siz ise 'Acaba biz bu hükümeti nasıl çökertir de isteyeceğimiz, sömüreceğimiz bir yönetimi iş başına getirtiriz.' bunun için gayret ediyorsunuz. Bu millet size bu fırsatı vermeyecek." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dün millet olarak kendi canımız ve kanımız pahasına, ülkemizin istiklalini ve istikbalini korumuştuk. Bugün de malımızla, paramızla aynı fedakarlığı yapacağız. Koronavirüs salgını esnasında bu söylediğim kurum, kuruluşlar acaba ne kadar milletin yanında yer aldılar? Acaba kaç tane hastane kurup da devlete yardım ettiler? Biz, en zor anda bile şehir hastanelerimizi kurduk. Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar bunları yaygınlaştırdık, acaba bunlar ne yaptı? Hiç." Türkiye'nin ekonomide olağanüstü hale ihtiyacı olabileceği değerlendirmesinin akıl karışıklığının ötesinde bir durum olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkeyi, emperyalistlerin çizdiği haritaların cazibesine kapılıp bölmeye çalışanların silahlarından çıkan kurşunlara terk etmedik ve terk etmeyeceğiz. Bu ülkeyi 1 dolar karşılığında vatanlarını satanların ellerine de bırakmadık bırakmayacağız. İnşallah bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden şekillendirmek isteyenlere de teslim etmeyeceğiz. Bu vesileyle, sorunsuz açıklamalarla, milletimizi karamsarlığa sürüklemek, yalan yanlış haberler yayarak piyasaları korkutmak isteyenlere itibar edilmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum." ifadelerini kullandı. Hükümetin uyguladığı ekonomi politikasının, kur tarafındaki konjonktürel dalgalanmalar dışında tamamen belirledikleri doğrultuda ilerlediğinin altını çizen Erdoğan, Türk ekonomisinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edeceğini kaydetti. "Döviz kurundaki istikrarı, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız" Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı şekilde kontrollü 'Kambiyo rejimi' gibi zırvalıkları gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz. Döviz kurundaki istikrarı, bu tür zırva yöntemlerle değil, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız. Ekonomide bir kural vardır, dere yatağında akar ve bizim de şu anda takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma, ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin ve hükümetlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almaları çağrısında bulunuyorum. Geldiğimiz noktada sırf daha çok kazanç hırsıyla, fiyatları şişirmekle, stokçuluk yapmakla, dün ülkemizi darbe ile esir almaya çalışanlara destek çıkmak arasında bir fark kalmamıştır. Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. Pazartesi gününden itibaren, ciddi manada finans dünyasında sıkıntılar yaşanacakmış. Ya bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. 'Biz nasıl ayakta dimdik duracağız' demiyor, pazartesiden itibaren bu tür sıkıntıların olacağından bahsediyor. Bunlar aynı zamanda keramet ehli galiba. Merak etmeyin, böyle bir durum söz konusu değil, biz dimdik ayaktayız." Göreve geldiklerinde, Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatan Erdoğan, o dönem Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum, Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyar doların üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette. Toparlayacağız, daha yukarılara bu rakam çıkacak. Herhalde George, Hans bunlar gelip de bizim Merkez Bankamızın döviz rezervini yükseltmeyecek. Biz yükselteceğiz, bundan hiç endişeniz olmasın. Nasıl 27,5 milyar dolardan döviz rezervini alıp buralara getirdiysek şimdi yine aynı şekilde daha yukarılara bunu çıkaracağız ve çıkarıyoruz. Bizim kasamız boş değil, kasa mevcudumuz gayet iyi. Türkiye'ye karşı oynanan oyunun en etkili silahı haline gelen döviz kurunu dengeye oturtmak da fiyatları makul seviyede tutmak da bizim elimizdedir. Şayet bugün, her birimiz üzerimize düşeni yaparsak emin olun birkaç ay içerisinde çok daha güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'nin kapılarının önümüze açıldığını göreceğiz. Biz buna yürekten inanıyoruz. Bize inanan, bize güvenen her vatandaşımızı da seferberlik ruhuyla ülkemizin gelecek yarım asrının, bir asrının belirleyicisi bu vizyona sahip çıkmaya davet ediyoruz."

2 yıl önce

Soylu Cudi Dağı'ndan, Akar sınır hattından terörle mücadeleye ilişkin önemli mesajlar verdi

Soylu ve Akar, terörle mücadeleye ilişkin önemli mesajlar verdi. 'PKK, BATI'NIN, EMPERYALİZMİN ÜRÜNÜDÜR'  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yeni yıla 2 bin 100 rakımlı Cudi Dağı'ndaki Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Halit Özçelik Modüler Güvenlikli Üs Bölgesi'ndeki jandarmalarla girdi. Üs bölgesinde brifing alan ve incelemelerde bulunan Soylu, jandarma personeline hitabında, bölgede 2 yılda 22 kule ve üs bölgesi yapıldığını belirtti. Modern cihazlarla donatılan Cudi Dağı Üs Bölgesi'nin bölgeye hakim olduğunu ifade eden Soylu, savunma sanayiinde ve üs bölgeleri noktasında iyi bir noktaya gelindiğini bildirerek, "Mücadele ettiğimiz PKK terör örgütü, herkesin bilmesi gerekir ki bu toprakların ürünü değildir. PKK, Batı'nın, emperyalizmin, burada hesabı olanların ürünüdür. Sadece biz bir terör örgütünün kifayetsizleriyle, hainleriyle mücadele ediyor değiliz, onların arkasındaki devletlerle de mücadele ediyoruz. Biz onları yendiğimiz zaman o devletleri de mağlup ediyoruz." diye konuştu.  Soylu jandarmalara şöyle seslendi: "Sizin burada güçlü durmanız, Türkiye’nin ekonomisine, turizmine, üretimine, geleceğine, üniversitelerine, okullarına, hastanelerine, esnafına, tüccarına, sanayicisine, gencine güç, kuvvet, huzur vermektedir. Herkes geleceğe daha rahat bakmaktadır. Tedirgin olup ayaklarının önüne bakan bir milletten 2023’leri, 2053’leri, 2071’leri hesap edebilen, proje üretebilen bir ülkeye dönmüş durumdayız. Sadece bu topraklarda değil, etrafımızdaki coğrafyada tek bir terörist bırakmayana kadar bize rehavet yok." Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde TSK Komuta Kademesi ile 2021 yılının son gününde Şanlıurfa'ya giderek sınır hattındaki birliklerde denetlemelerde bulundu. Akar burada A Haber'in gündeme dair sorularını cevapladı. 2021 yılında tüm terör unsurlarıyla, PKK’yla, YPG’yle, PYD’yle, DEAŞ’la ve FETÖ ile mücadelelerini aralıksız sürdürdüklerini kaydeden Akar, "Türklerin ve Kürtlerin kardeş olduğunun altını çizmek istiyorum. Bunun da en güzel göstergesi örneğin, şehitliklerimizde örneğin, Çanakkale Şehitliğimizde yatan kahramanlardır. Bunlar yan yana yatıyor, Türkler, Kürtler, Araplar orada yan yana yatıyor, şehitlerimiz. Dolayısıyla bu anlayışla mücadelemizi sürdürüyoruz. 4 yıldan beri bu asil milletimizin başına bela olan terör belasından asil milletimizi kurtarmaya kararlıyız. Bunun için mücadelemizi artan bir şiddet, artan bir tempoda sürdürmeye devam ediyoruz ve bu mücadelede en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar bu mücadele sürecek." ifadelerini kullandı.  '33 BİN 259 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ'  Terörle mücadeleye ilişkin bu faaliyetlerin 24 Temmuz 2015’te başladığını hatırlatan Akar, "O tarihten itibaren bu mücadele yoğun bir şekilde sürüyor, bu yeni konsept çerçevesinde. O günden bu güne kadar da 33 bin 259 terörist etkisiz hale getirildi. 1 Ocak’tan itibaren baktığımızda da 2 bin 779 terörist etkisiz hale getirildi ve dolayısıyla bu artan bir şiddet, artan bir tempoda yaz, kış demeden dağ, bayır demeden arkadaşlarımız büyük bir kahramanlıkla büyük bir fedakarlıkla mücadeleyi sürdürüyorlar. En önemlisi de bu şehitlerimizin ve gazilerimizin aileleri var, onlar büyük bir fedakârlık gösterdiler, onlar bizim baş tacımız, onlarla biz gurur duyuyoruz, onların biz üzüntülerini giderip gururlarını yaşamaları için elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik, gösteriyoruz." şeklinde konuştu.  'BİZİM İÇİN HUDUT NAMUSTUR'  Hudut güvenliğiyle, terörle mücadelenin zaten iç içe gelişmekte olduğunu kaydeden Akar, "Biz bu teröristlerin peşinden gitmek suretiyle hudutlarımızın güvenliğini sağlamaya çalıştık. Herhangi bir şekilde hudutlarımızın ötesinde bizim hudutlarımızın güvenliğini tehdit eden teröristleri kaynağında kurutmak için Mehmetçik, Mehmetçiğin nefesi teröristlerin ensesinde, bu kovalamaca devam ediyor. Hudut bizim için namustur. Bu gerçekten oradaki personelimizin Mehmetçiğin emeği gerçekten son derece saygıdeğerdir. Yaptığımız çalışmalarla örneğin, bu yıl 99 bin 538 kişi yakalandı ve onlar kolluk kuvvetlerine teslim edildi. Diğer taraftan da 307 bin 701 kişi de engellendi. Nasıl engellendi? Fiziki tedbirlerimiz var, biraz önce bahsettiğim gibi. Bunlar modüler beton duvarlar, hendekler dört metre derinliğinde, dört metre genişliğinde hendekler, bunların arkasında tel örgüler var, kulelerimiz var, gece ve gündüz görüş cihazlarımız var, kameralarımız var, bunlarla birlikte bunlarla tespit edilen hedeflerin engellenebilmesi için hudut gerisinde yapılan yollar var, bu yollara ulaşabilmek için zırhlı araçlar var. Dolayısıyla çok süratli bir şekilde müdahale edilmekte ayrıca içeri doğru girmekte olanları da diğer kolluk kuvvetleriyle koordine etmek suretiyle onlar engellenmektedir. Dolayısıyla hudutlarımızın güvenliği gerçekten çok çok yüksek düzeyli olduğunu herkesin bilmesi lazım ve oradaki Mehmetçiğin emeğine de herkesin saygı göstermesi lazım" değerlendirmesinde bulundu. 

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 26 27