19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Milli İrade Platformu'ndan Suriyeli mültecilere ilişkin açıklama: Kardeşliğimizi zedeleyecek adımlar atmadık ve atmayacağız

Aralarında Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Hak-İş Konfederasyonu, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD), Memur-Sen, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), İlim Yayma Cemiyeti, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve Ensar Vakfı'nın da bulunduğu Milli İrade Platformu; Suriyeli mülteciler konusunda açıklamada bulundu. Milli İrade Platformu tarafından yapılan açıklamada, Türkiye'nin devlet ve millet el ele vererek Suriye krizinde de mazlumların yanında yer aldığına dikkat çekildi. https://twitter.com/milliiradeplatf/status/1522852836144566274?s=24&t=-20fcbWd0GP2hBejeEDmJg TARİHİ SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRİYORUZ… Milli İrade Platformu'nun açıklaması şöyle: "Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün de dünyanın neresinde, hangi dine ve ırka mensup olursa olsun, mazlumların yanında yer almıştır. 2011 yılından bugüne Esed rejimi tarafından zulmüne uğrayan Suriye halkının 12 milyondan fazlası yerlerinden edilmiş ve bunların yarısı, Türkiye'nin de içerisinde olduğu bölge ülkelerine sığınmıştır." "Suriye'de milyonlarca insan katledilme riskiyle karşı karşıyayken, çatışmalardan kaçarken, cansız bedenleri sahillere vururken, botları batırılmaya çalışılırken Batı ülkeleri bu duruma seyirci kalmış, bu zulmün dolaylı veya doğrudan müsebbibi olmuştur. Türkiye ise topraklarına sığınan Suriyelileri din, mezhep, ırk ayrımı yapmaksızın kabul etmiştir. Devletimiz ve STK'larımızın desteği ile milletimizin feraseti ve kardeşlik ruhu sayesinde 11 yıldır Suriyeli kardeşlerimizin ülkemizde sorunsuz, güvenli ve onurlu bir yaşam sürmeleri sağlanmıştır." "Bu süreçte Suriyeliler üzerinden defalarca çeşitli provokasyonlar yapılmış ve toplumsal huzur bozulmaya çalışılmış ancak devletimizin çabaları ve milletimizin feraseti sayesinde hiçbir girişim başarıya ulaşmamıştır. Son dönemde mülteciler üzerinden ülkemizin sağduyusuna, birliğine ve bütünlüğüne yönelik çok çirkin oyunlar oynandığını müşahede ediyoruz. Tekil örnekler veya manipüle edilmiş haberler üzerinden bazen ırkçılık, bazen yabancı düşmanlığı bazen de İslam düşmanlığı yapılmakta ve toplumsal huzur bozulmaya çalışılmaktadır. Elbette ülkemizin kanunlarına, geleneklerine ve töresine herkes uymak ve saygılı olmak zorundadır. Kim olursa olsun, aksi bir tutum takınan kişilere karşı da devletimiz gereğini yapmaktadır." "Öte yandan Suriye krizinin çok boyutlu olması dikkate alındığında, henüz kapsamlı bir çözüm üretilememiş olmasına rağmen Türkiye kendi çözümlerini üretmeye çalışmış ve terörden arındırarak oluşturduğu güvenli bölgelere 500 binden fazla Suriyelinin geri dönmesini sağlamıştır. Ayrıca 1 milyon Suriyelinin gönüllü geri dönüşü için de çalışmalar devam etmekte ve gönüllü ve güvenli geri dönüşlerin ilerleyen dönemlerde hız kazanması beklenmektedir." "Sonuç olarak devlet ve millet el ele vererek Suriye krizinde de mazlumların yanında yer aldık ve bugüne kadar bize yakışanı yaptık. Toplumsal huzurumuzu ve kardeşliğimizi zedeleyecek adımlar atmadık ve atmayacağız. Bu vesileyle mülteciler meselesinin, farklı amaçlara hizmet eden siyasi polemik konusu yapılmasını kınıyor ve milletimizi bu konu üzerinden toplumsal huzurumuzu bozma maksadıyla kurgulanan oyunlara karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz." Milli İrade Platformu'nda 296 vakıf, dernek ve sivil toplum örgütü yer alıyor.

1 yıl önce

CHP, İslam düşmanlığında taktik değiştirdi: Hedef İslamiyet, rehber sapkın fenomenler, malzeme mülteciler

Türkiye’de sosyal medya üzerinden başlatılan ırkçılık ve nefret söylemleri furyası, Türk gençliği için tehlikeli bir hal almaya başladı. Kendilerini ‘fenomen’ olarak tanıtan ve İslam düşmanları tarafından el üstünde tutulan bazı isimler, Türk gençlerine Deizm ve Ateizm propagandası yapıyor. Çocuklar ve gençler tarafından ilgiyle takip edilen ve sosyal medyanın kanaat önderleri olarak konumlandırılan sapkınların en popüler malzemesi ise işkenceden ve ölümden kaçarak Türkiye’ye sığınan Müslümanlar. ÇİZDİKLERİ MÜSLÜMAN İMAJI Dini inanışları “sapkınlık” olan sosyal medya ünlülerinin İslamiyet’i aşağılamak için gün boyu sosyal medya hesaplarından paylaştıkları Afgan, Pakistanlı ve Suriyeli videolarıyla çizmek istedikleri “Tüm Müslümanlar böyle” algısı, başta CHP olmak üzere İslamiyet ile derdi olan her kesim tarafından destekleniyor. Kendilerini takip eden çocuklara ve gençlere İslamiyet’i aşağılayan paylaşımlar yapan sosyal medya ünlüleri, diğer bir taraftan ise Ateizm ve Deizm propagandası yapıyor. “İSLAMİYETSİZ TÜRKLÜK” PROJESİ VE CHP Kendi sapkın inanışlarını Türk çocuklarına ve gençlerine yaymak için hiçbir fırsatı kaçırmayan sapkınlar, inanışlarını yaymak için Türkçülük maskesi takmayı da ihmal etmiyor. “Müslümanlıktan koparılmış bir Türklük” için uğraşan sapkınlara en büyük destek ise CHP ve medyasından geliyor. Kurumsal olarak varlığını İslamiyet ile mücadeleye adayan CHP’nin strateji değiştirdiğini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu daha önce defalarca ifade etmişti. “Helalleşme” adı altında eski hatalarını fark ettiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu; kendisinin ve parti yönetiminin söylem olarak bıraktığı İslam düşmanlığını, sosyal medya sapkınları vasıtasıyla yürütüyor. Müslümanlıkla olan kavgası bitmeyen CHP, Deizm ve Ateizm gibi sapkın inanışların en büyük destekçileri arasında. Türk çocuklarını küçük yaşta zehirlemeye başlayan ve gençlerin İslamiyet’ten uzaklaşmasını hedefleyen “İslamiyetsiz Türklük” projesine destek olmak için CHP’li isimler hiçbir fırsatı kaçırmıyor. SAPKIN FİKİRLERİNİ YAYMAK İÇİN MÜLTECİLERİ KULLANIYORLAR Ateizm ve Deizm propagandası yapmak için Türkiye’ye sığınan Müslüman mültecileri hedef alan sosyal medya sapkınlarının “Türkiye işgal altında, Ülkemizi Araplar bastı” gibi ifadelerle başlayan paylaşımları daha sonra sapkınlık propagandasına dönüşüyor. “Müslümanlar dünyanın her yerinde böyle, İslam zaten kokuşmuşluktur” gibi skandal ifadelerle CHP’nin eski tezlerini yeni malzemelerle servis etme görevini alan sosyal medya sapkınları, maksatlarına ulaştıklarını ve ne kadar başarılı olduklarını ise kendi yaptıkları anketlerle patronlarına duyuruyor. CHP “OY KAYGISI” İLE SUSTU, SOSYAL MEDYA SAPKINLARINA SÖYLETİYOR Oy kaygısı ile İslam düşmanlığı söylemlerini terk eden CHP’de ise bu vazife parayla besledikleri sosyal medya sapkınlarına devredildi. CHP’nin maddi destek sağladığı sosyal medya sapkınları, gün boyunca sosyal medyadan CHP’nin eski söylemlerini Müslüman mültecileri kullanarak tekrarlıyor. İşte O Söylemlerden Bazıları: “İslamiyet denince aklıma çorap kokusu gelir.” (CHP E. Milletvekili Falih Rıfkı Atay) “Din zehirdir. Türkiye’den dini tamamen atabilmek için bize 30 sene lazım.” (CHP’li E. Başbakan Şükrü Saraçoğlu) “İslâm 14 asırlık sakat bir inançtır. İslâmiyet ilerlemeye engeldir. Bu dinle yürünmez, mahvoluruz.” (Eski Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt) “Ayetler bizi alakadar etmez.” ( CHP E. Milletvekili Şemsettin Günaltay) “Allah’ı da , Sultan’la birlikte tahtından indirdik. Bizim mabedlerimiz fabrikalardır.” (CHP E. Milletvekili Refik Ahmet Sevengil) “Kâbe Arab’ın olsun, bize Çankaya yeter” ( CHP E. Milletvekili Kemalettin Kamu) “Başörtüsünü Sümerler’de fahişeler takardı.” ( CHP E. Milletvekili Canan Arıtman) “Arap erkekleri 7. yüzyılda 9 yaşındaki kızları koynuna alıyordu.” ( CHP E. Milletvekili Hüseyin Aygün) “Bizim yalancı Muhammed’e ve onun uydurduğu (haşa) Tanrı’ya ihtiyacımız yok.” (Seyhan Belediye Meclis Üyesi Ali Aydoğan) “Din yok milliyet var. Felsefemizde din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılıktır.” (CHP E. Milletvekili Ruşeni Barkın)  “Biz otuz sene sonra gençliğin kafasını Allah ve Peygamber gibi boş laflardan kurtarmış olacağız.” (Eski Dışişleri Bakan Müsteşarı Tevfik Kamil Köperler)

1 yıl önce

Kılıçdaroğlu 'Mültecileri göndereceğiz' dedi, Mansur Yavaş sahip çıkmıştı: O röportaj yeniden gündeme geldi

https://twitter.com/eha_medya/status/1425595345925509121?s=21&t=CVjnH3NI3eN0L2AWwF6fIQ CHP içindeki çelişkiler bitmezken bunlara bir yenisi daha eklendi... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, her fırsatta Türkiye'deki mültecilerin büyük bir sorun olduğunu dile getirirken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın 28 Temmuz 2021 yılında mültecilerle ilgili verdiği röportaj, kafaları karıştırdı... MANSUR YAVAŞ, DESTEK VERMİŞ Yavaş, mültecilerle ilgili verdiği röportajda "Ülkemizin her yerinde mültecilerle yerel halk arasında tartışmalar artmaya başladı. benim belediye başkanı olarak böyle bir bakışım yok. küçük yaşta olan mültecilerin eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. belediye olarak 30 bin suriyeli aileye bakıyoruz" açıklamalarını yaparak akıllarda soru işareti bıraktı.  Kılıçdaroğlu'nun ise Mansur Yavaş'ın bu düşüncelerinden haberdar olup olmadığı merak konusu oldu... 

1 yıl önce

İngilizlerden insanlık dışı uygulama: Mültecilere elektronik kelepçe takacaklar

İngiltere, İngiliz Kanalı üzerinden veya hükümetin "tehlikeli rotalar" dediği diğer yollardan küçük teknelerle gelen bazı sığınmacılara elektronik kelepçe cihazları yerleştirmeye başlayacak. TRT Haber'in Washington Post' dayandırdığı haberde; İngiltere'ye yasa dışı şekilde giren göçmenleri, sığınma başvurusu değerlendirme sürecinde Ruanda'ya gönderme planı AİHM tarafından durdurulan Boris Johnson hükümeti, yeni planı devreye soktu. İngiliz Kanalı üzerinden veya hükümetin "tehlikeli rotalar" dediği diğer yollardan küçük teknelerle gelen bazı sığınmacılara elektronik etiketleme cihazları yerleştirmeye başlanacak. Ruanda'ya gönderilmelerine itiraz İçişleri Bakanlığı'nın bir yıllık pilot olarak nitelendirdiği ve bu hafta başlayacak plan, sınır dışı edilmekle karşı karşıya kalan yetişkinleri kapsayabilir, bazılarına sokağa çıkma yasağı uygulayabilir veya yeni kurallara uymayanların gözaltına alınmasına ve yargılanmasına izin verebilir. İçişleri Bakanlığı açıklamasında, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) durdurma kararına rağmen, Ruanda'ya gönderme icraatından vazgeçmeyen hükümetin bir sonraki uçuşa hazırlandığı' vurgulanarak şöyle denildi: "Yasaların izin verdiği kadar çok sayıda kişiyi gözaltında tutacağız, ancak mahkeme, geçen salı günkü uçuşta olması gereken bir kişinin serbest bırakılmasına karar verirse, eğer uygunsa o kişiyi elektronik takibe alacağız" dedi. İçişleri Bakanlığı açıklamasında, 'Ruanda'ya gönderilme kararına itiraz edenlere' de elektronik kelepçe takılabileceğine işaret edildi.

1 yıl önce

Yunanistan'ın bazı çetelerle işbirliği yaparak mültecilere eziyet edip Türkiye'ye gönderdiği dünya medyasının raporuna yansıdı

İngiltere merkezli Guardian, Fransa merkezli Le Monde, Almanya merkezli Der Siegel ile ARD Report München medya kuruluşları ve Hollandalı bilgi edinme üzerine faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Lighthouse Reports; Yunanistan'a geçmeye çalışan mültecilerin uğradığı eziyeti ortaya koyan soruşturma raporunu açıkladı. Buna göre, Yunanistan polisi bazı çetelerle işbirliği yaparak mültecilerden bazılarını alı koyup bu kişilere Türkiye'den Meriç Nehri'ni geçen diğer mültecileri zorla dövdürdüğü, soydurduğu ve lastik botlarla yasadışı bir şekilde nehrin karşı kıyısına geri gönderdiği belirtildi. Bugün yayınlanan basın açıklamasında "Sığınmacılar, gözaltı yerlerinden polis kamyonlarıyla nehir kıyısına götürülüyor ve burada Yunan polisinin gözü önünde kar maskesi giyen adamlar tarafından zorla lastik botlara bindiriliyorlar. Sonra bu maskeli adamlar onları diğer tarafa taşıyor" denildi. '25 GÜNLÜK VİZE KARŞILIĞINDA DİĞER MÜLTECİLERE SALDIRMAK ZORUNDA KALIYORLAR' Mültecilerin ifadelerine, fotoğraflara ve videolara dayandırılan soruşturmada; 'bazı mültecilerin', alı konularak zorla Yunanistan polisiyle çalıştırılıp 25 günlük geçici vize karşılığında diğer mültecileri soydukları, dövdükleri ve saldırdıkları ifade edildi. Kendilerine 'köle' diyen bir mültecinin ifadesine göre, bu kişiler operasyonlar arasında Meriç Nehri çevresindeki üç farklı Yunanistan polis karakolunda gözetim altına tutulduğu belirtildi. Raporda bu karakollardan iki tanesinin Tychero ve Neo Cheimonio olduğu vurgulandı. 'YA POLİSLE ÇALIŞACAK YA DA HAPSE GİRECEKTİ' Soruşturma raporunda "Görüştüğümüz altı adamın, geri gönderme operasyonları sırasında telefonlarını yanlarında bulundurmalarına izin verilmedi. Ancak bazıları Tychero'daki karakolun içinden bazı fotoğraflar çekmeyi başardı ve diğerleri polisle birlikte çalışan Suriyeli gangsterin fotoğraflarını çekti. Bu görseller, eski kölelerin bize anlattığı hikayeleri doğrulamamıza yardımcı oldu" ifadelerine yer verildi. Raporda "Bassel, korkunç bir seçimle karşı karşıya kaldığında yarı çıplak, yaralanmış ve dövülmüştü. Ya kendisini kaçıranlar için, Yunan polisi için çalışmayı kabul edecekti ya da insan kaçakçılığıyla suçlanıp hapse girecekti" denildi. HERKESİN BİLDİĞİ BARİZ SIR Mültecilerin Yunanistan'a geçmek için insan kaçakçılarına 5 bin Euro ödedikleri belirtilen raporda ayrıca "Sınıra yakın Rum köylerinin sakinleri de kaçakların polis adına geri itmeler yapmasının bölgede 'bariz bir sır' olduğunu ifade etti. Meriç'teki yasak bölgeye girmelerine izin verilen çiftçiler ve balıkçılar, mültecilerin işlerini yaparken defalarca gözlemledi" ifadeleri yer aldı.

1 yıl önce

'Mültecileri Türkiye'ye göndereceğiz' diyen bakana Türkiye'den cevap: “Türkiye herhangi bir ülkenin sığınmacı kampı veya sınır muhafızı olmayacak”

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Liz Truss’un Birleşik Krallık basınında Türkiye’ye ilişkin yer alan iddialarına ilişkin küstah açıklamalarına cevap verdi. 'TÜRKİYE, HERHANGİ BİR ÜLKENİN SIĞINMACI KAMPI DEĞİLDİR' Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, "Birleşik Krallık basınında, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Liz Truss'ın Başbakan olması halinde Ruanda'yla yapılan sığınma alanındaki işbirliği anlaşmasının bir benzerinin ülkemizle de yapılmasını talep edeceği yönünde haberler yer almıştır. Sayın Truss’a atfen basında yer alan bu iddiaların asılsız olmasını ümit ediyoruz. 8 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkemizin üçüncü ülkelerin talebi üzerine daha fazla yük alması, bunun da ötesinde iltica hakkı konusundaki uluslararası düzenlemelerle bağdaşmayan bir yaklaşımın içinde yer alması söz konusu değildir. Türkiye herhangi bir ülkenin sığınmacı kampı veya sınır muhafızı olmayacak, üçüncü ülkelerin uluslararası yükümlülüklerini hiçbir şekilde devralmayacaktır. Kaldı ki, bu tutumumuzu, geçtiğimiz yıl Afgan sığınmacılar konusunda çıkan benzer haberlerin ardından da kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu çerçevede, tüm ülkeleri, göç konusunda uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye ve eşit sorumluluk üstlenmeye davet ediyoruz” dedi.

1 yıl önce

BM'den Polonya'yı mülteciler üzerinden eleştirdi: Çifte standart uygulanıyor

Rusya ile Ukrayna arasında çıkan savaşın ardından milyonlarca Ukraynalı, ülkelerinden ayrılarak Polonya'ya göç etti. Ukrayna'dan gelenleri alan Polonya, özellikle Orta Doğu ve Asya'dan göç eden mültecilere uyguladığı çifte standartla biliniyor. Birleşmiş Milletler (BM) Göçmen Hakları Uzmanı Felipe Gonzalez Morales, Polonya ve Belarus'a yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında, Polonya'nın 2 milyondan fazla Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yaptığını anımsatarak, bu kişilere çalışma izninin yanı sıra sağlık ve eğitim hizmeti sunduğunu belirtti. "Üçüncü ülke vatandaşlarına farklı davranılıyor" Polonya'nın Ukrayna-Rusya Savaşından kaçan üçüncü ülke vatandaşlarına farklı davrandığını ifade eden Morales, "Bu çifte standartlı yaklaşım, (mültecilerin) ayrımcılığa uğradıkları hissine yol açmıştır." dedi. Morales, Polonya yasalarının izin vermesine rağmen Ukrayna'da tecavüze uğrayan kadınların Polonya'da kürtaja erişiminin "pratikte" olmadığını savundu. Polonya-Belarus sınırında 19 kişinin öldüğüne ve birçok mültecinin kayıp olduğuna dikkati çeken Morales, Polonya'nın göçmenleri Belarus'a zorla geri gönderdiğine vurgu yaptı. Polonya, göçmenleri zorla Belarus'a itiyor Morales, "Göçmenler her iki tarafın inkar etmesine rağmen bugün hala ileri geri itiliyor. Polonya'nın çelik duvar örmesinin ardından bölgeye muhabir, sivil toplum ile insani yardım kuruluşu temsilcilerinin erişimi de iyice sınırlandırıldı. Dolayısıyla oradaki göçmenlerin durumunu anlamak da zorlaşıyor." diye konuştu. Hamile kadın ve çocukların her iki tarafta da aylarca gözaltında tutulduğuna dikkati çeken Morales, "İhlal edilen uzun bir insan hakları listesi var." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Ankara-Şam müzakereleri! Al Monitor’den Suriyeli mülteciler üzerinden algı operasyonu

Ankara ile Şam arasında başlayan yeniden diyalog kapsamında Rusya'da kritik bir görüşme gerçekleştirildi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Moskova'da üçlü Türkiye-Rusya-Suriye zirvesine katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelişmelere göre kendisinin de Esad ile bir araya gelebileceğini söyledi. Suriyeli mülteciler üzerinden algı operasyonu: Endişeliler ABD merkezli Al Monitor, Ankara-Şam hattındaki duruma yönelik algı oluşturmaya çalıştığı haberinde, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin yaşananları "endişeyle" izlediğini öne sürdü. Haberde, "Türkiye'deki Suriyeliler, Erdoğan Esad ile diyalog kurarken sığınma haklarını kaybetmekten endişe ediyor." denildi. "Mülteci meselesi, Moskova'daki toplantının üst sıralarındaydı" "Erdoğan, Esad ile görüşmeye hazır olduğunun sinyalini verdi." denilen haberde, öncesinde Savunma Bakanları düzeyinde görüşme gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Mülteci meselesinin, dönüm noktası niteliğindeki toplantının gündeminde üst sıralarda yer aldığı belirtilerek, birçok Suriyeli mültecinin "gergin" durumda olduğu iddia edildi. 500 bin Suriyeli güvenli bölgelere yerleştirildi Geri dönüşlere ilişkin verilere işaret edilerek, yaklaşık 500 bin Suriyeli'nin 2016'dan bu yana ülkenin kuzeyinde Türkiye tarafından kurulan güvenli bölgelere yerleştiği kaydedildi. 1 milyon gönüllü dönüş projesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, yeni konut projelerinin 1 milyon Suriyeli'nin daha gönüllü dönüşünü sağlayacağını söylediği ifade edildi. Aynı haberde, "Aralık sonu itibarıyla geçici koruma kapsamında olduğu resmi olarak kaydedilen yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli Türkiye'de bulunuyor." bilgisine yer verildi.

1 2 3 4 5