26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Putin'e göre NATO'nun güvenlikle ilgili kendilerine 'derhal' garanti vermesi gerekiyor

Putin, başkent Moskova'da düzenlediği yıllık basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması ihtimalini değerlendirdi. "Ukrayna veya başka bir egemen ülkeye saldırmayacağınızı garanti edebilir misiniz ya da bu, Rusya ve ABD ile NATO arasındaki çeşitli güvenlik garantileriyle ilgili müzakerelere mi bağlı olacak?" sorusunu yanıtlayan Putin, şunları kaydetti: "Eylemlerimiz müzakerelerin gidiş hattına değil, Rusya'nın güvenliğinin bugün ve tarih boyunca koşulsuz sağlanmasına bağlı olacak. Bu bağlamda, NATO'nun doğuya doğru ilerlemesinin kabul edilemez olduğunu iyice anlattık. Burada anlaşılmayacak ne var? Biz mi ABD'nin sınırlarına yakın füze yerleştiriyoruz? Hayır. ABD, kendi füzeleriyle evimize geldi. Bu füzeler artık evimizin eşiğinde bulunuyor. Acaba saldırı füzelerinin evimizin yanına yerleştirilmemesini istemek gereksiz talep mi? Burada sıra dışı ne var?" Putin, "Eğer Kanada ve ABD, ABD ve Meksika sınırında füzelerimizi yerleştirmiş olsaydık ABD, buna nasıl bir tepki verirdi? Meksika ile ABD arasında toprak sorunları olmadı mı? Peki California, Texas önceden kime aitti? Bunu unuttunuz mu?" yorumunda bulundu. Ukrayna'nın ne şekilde oluşturulduğunu unutmadıklarını belirten Putin, "Vladimir Lenin, Sovyetler Birliği'ni oluştururken Ukrayna'yı da oluşturdu." ifadesini kullandı. Rusya ve ABD ile NATO arasında yapılacak müzakerelerin gidiş hattının değil, sonuçlarının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Putin, "NATO, 90'larda doğuya doğru ilerlemeyeceğine dair bize söz verdi." dedi. Putin, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Bizi yüzsüzce kandırdılar. Şimdi NATO, 5 kez genişledi. Romanya ve Polonya'da şimdi füzeler yerleştiriliyor. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz. Biz mi ABD'nin ya da İngiltere'nin sınırlarına gittik? Bize geldiler. Şimdi Ukrayna'nın da NATO'ya alınacağını söylüyorlar. O zaman, Ukrayna'da da benzer sistemler olur ya da ikili düzeyde üsler ve saldırı sistemleri orada olacak. Siz bizden garanti istiyorsunuz. Sizin bize derhal garanti vermeniz gerekiyor."

2 yıl önce

NATO’da devir teslim: Türkiye görevini Fransa’ya devretti

Milli Savunma Bakanlığının sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “Ocak 2021’den bu yana NATO’nun ‘NATO Mukabele Kuvveti Kara Unsur Komutanlığı’ görevini yürüten 3’üncü Kolordu (HRF) K.lığımız ile ‘NATO Çok Yüksek Hazırlıklı Müşterek Görev Kuvveti’ olarak görev yapan 66’ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığımız bugün görevi Fransa’ya devretti. Görevlerini başarıyla yerine getiren her iki Komutanlığımızı ve görevli personelimizi kutluyoruz” denildi.

2 yıl önce

NATO'dan Rusya’ya Ukrayna uyarısı: ‘Saldırırsa büyük bedel öder'

Ukrayna-Rusya hattındaki gerilimi düşürmek için Rusya ve NATO, Brüksel'deki NATO karargahında görüşme gerçekleşti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO-Rusya Konseyi Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, "Bu kolay bir görüşme değildi. Ama tam da bu yüzden bu toplantı çok önemliydi" dedi. Düzenlediği basın toplantısında NATO-Rusya Konseyi Toplantısı'nı değerlendiren NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Bu kolay bir görüşme değildi. Ama tam da bu yüzden bu toplantı çok önemliydi. Ukrayna ve çevresindeki durum, Avrupa'nın güvenliği üzerindeki etkileri hakkında çok ciddi ve doğrudan bir fikir alışverişimiz oldu. Bu konularda NATO Müttefikleri ile Rusya arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Farklılıklarımızı aşmak kolay olmayacak ama bu, tüm NATO Müttefikleri ve Rusya'nın aynı masanın etrafında oturup diyalog kurduğunun olumlu bir işareti" dedi. 'AÇIK KAPI POLİTİKASINA' VURGU Stoltenberg, Rusya'nın NATO'dan yeni üyeler almayı durdurması ve Avrupa'nın doğusundaki birliklerini geri çekme talebinde bulunduğunu ifade ederek, NATO'nun 'Açık Kapı Politikası' uyguladığını vurguladı. "Müttefikler, NATO'nun 'Açık Kapı Politikasını' ve her ulusun kendi güvenlik anlaşmalarını seçme hakkını yeniden ifade etti" diyen Stoltenberg şöyle devam etti: "Müttefikler, ittifakın doğusundaki birliklerin varlığı da dahil olmak üzere, birbirlerini koruma ve savunmaktan vazgeçmeyeceğini açıkça belirttiler. Aynı zamanda, hem Rusya hem de Müttefikler diyaloğu sürdürme ve gelecek toplantıların ihtiyacını dile getirdiler. NATO müttefikleri, daha detaylı görüşmeler yapmak için Rusya ile tekrar görüşmeye hazır."

2 yıl önce

FETÖ'nün üst düzey sorumlularından Kaynak Holding'in eski mali işler koordinatörü yakalandı

Kastamonu Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 'silahlı terör örgütü kurma, yönetme veya üye olma' ve 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından aranan, kayyum atanan Kaynak Holding'in eski mali işler koordinatörü ve örgütün üst düzey sorumlularından B.A.'nın yakalanması için çalışma başlattı. Kastamonu nüfusuna kayıtlı B.A.'nın İstanbul'da olduğu belirlendi. Tespit edilen adrese düzenlenen operasyonda B.A. yakalandı. Kastamonu polisi ayrıca 'Silahlı terör örgütü kurma, yönetme veya üye olma' suçundan aranan ve daha önce kente görev yapan eski komiser E.K.'yi Ankara'da, darbe girişimi sonrası askeri okuldan ilişiği kesilen ve hakkında yakalama kararı bulunan S.C.'yi ise Adana'da yakaladı. Kastamonu'ya getirilen 3 kişi, işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

2 yıl önce

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Rusya'nın işgali halinde Ukrayna'ya muharip güç gönderme planımız yok

İngiliz medyasına konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO'nun Ukrayna'ya asker gönderip göndermeyeceği soruldu. Stoltenberg NATO üyesi olmayan Ukrayna'nın Rusya tarafından işgali halinde, Ukrayna'ya muharip güç gönderme planlarının olmadığını ifade etti. NATO Genel Sekreteri, Ukrayna'ya destek verdiklerinin altını çizdi. Stoltenberg "NATO üyesi olmakla NATO'nun güçlü ve çok değerli bir ortağı olmak arasında fark var. Buna şüphe yok" dedi. Rusya Ukrayna'yı işgal etme niyeti olmadığını söylese de sınırda 100 binden fazla kişilik bir yığınak yapmış durumda.

2 yıl önce

Putin-Macron görüşmesi! Putin rest çekti: Ukrayna NATO'ya girerse savaş çıkar

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron "Rusya'nın güvenlik garantileri ve Ukrayna krizi" konularını Moskova'da görüştü. Putin ve Macron Kremlin Sarayı'nda bir araya geldi. 5 saatten fazla süren görüşmenin ardından her iki lider ortak basın toplantısında konuştu. Görüşmenin anlamlı ve faydalı geçtiğini belirten Putin, Macron ile Rusya'nın ABD ve NATO'ya önerdiği güvenlik garantileri meselesi hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. NATO'nun doğuya genişlememesi, 1997'deki sınırlarına geri dönmesi ve Rusya sınırlarına silah yerleştirilmemesi tekliflerinin ABD ve NATO tarafından görmezden gelindiğini kaydeden Putin, "Diğer şeylerin yanında şunu göz ardı edemeyiz: NATO 2019'daki askeri stratejisinde Rusya'yı doğrudan ana güvenlik tehdidi ve düşman olarak adlandırdı. NATO bizi düşman olarak belirledi." ifadelerini kullandı. "NATO, RUSYA'YA DERS VERMEYE ÇALIŞIYOR" NATO'nun askeri altyapılarını Rusya sınırlarına yaklaştırdığını vurgulayan Putin, NATO ve üye devletlerinin Rus silahlı kuvvetlerini nereye ve nasıl konuşlandırılacağı konusunda "ders vermeye çalıştığını" söyledi. Rusya'nın NATO'ya değil, NATO'nun Rusya'ya doğru ilerlediğini savunan Putin, bu yüzden ülkesinin saldırgan davrandığını söylemenin mantıksız olduğuna işaret etti. Rus askeri birliklerin Rusya toprakları içerisindeki hareketinin komşu ülkelere hangi gerekçe ile tehdit olduğunu 'anlaşılmaz' bulduğunu vurgulayan Putin, bu durumun Moskova'ya karşı düşmanca bir politika izlemek için kullanıldığını dile getirdi. Putin, "NATO üyesi ülkelerin kendisi Ukrayna'yı modern silahlarla doldurmaya, Ukrayna ordusunun modernizasyonu için önemli mali kaynaklar ayırmaya ve askeri uzmanlar, eğitmenler göndermeye devam ediyor." şeklinde konuştu. "UKRAYNA NATO'YA GİRERSE RUSYA İLE NATO ARASINDA SAVAŞ ÇIKAR" Ukrayna'nın NATO'ya alınması halinde savaş çıkacağına işaret eden Putin, Fransa dahil Avrupa ülkelerinin Kırım'ı Ukrayna'nın parçası olarak saydığını, Moskova'nın ise Kırım'ı Rusya'nın saydığını hatırlattı. Putin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ukrayna'nın doktrin belgelerinde Rusya 'düşman' olarak tanımlanıyor ve Kırım'ın askeri yollarla geri alınması belirtiliyor. Öyleyse, Ukrayna'nın NATO üyesi olduğunu tasavvur edin. O zaman Rusya ve NATO arasında askeri çatışma meydana gelecek demektir. Biz NATO ile savaşmak mı istiyoruz? Ya da siz Rusya ile mi savaşmak istiyorsunuz? Fransa'nın Rusya ile savaşmasını ister misiniz?" MİNSK ANLAŞMALARI DIŞINDA ALTERNATİF YOK Mevcut Kiev yönetiminin Minsk anlaşmalarını feshetmek için bir yol izlediği kanaatini taşıdığını bildiren Putin, bu anlaşmaların dışında bir alternatif olmadığını vurguladı. Kiev yönetiminin Donetsk ve Lugansk ile doğrudan diyalog yoluyla ülkenin toprak bütünlüğünün sağlanması yönündeki barış imkanlarının tamamını yok saydığını söyleyen Putin, Macron'un bu konuları Kiev ziyaretinde detaylı bir şekilde ele almayı umduğunu dile getirdi ve ziyaret sonrası tekrar telefonda Macron ile görüşeceklerini aktardı. Putin, Macron'un bir dizi fikirlerinin Ukrayna konusunda atılacak adımlar için olumlu olduğunu kaydetti. ABD ve NATO ile güvenlik garantileri konusunda diyaloğun sona ermediğine dikkati çeken Putin, bu husustaki önerilerine yanıt alamadıklarını hatırlattı. Rusya'nın ABD ve NATO'ya güvenlik garantileri konusunda gönderdiği cevaba karşı cevap hazırladıklarını bildiren Putin, "Şimdi kendi vizyonumuzla bir cevap hazırlıyoruz. Cevabı Washington ve Brüksel'e göndereceğiz." ifadelerini kullandı. Ayrıca Ukrayna'nın eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko'nun ülkesinde suçlu olarak yargılandığını anımsatan Putin, Poroşenko'ya Rusya'ya siyasi sığınmacı olarak gelmesi önerisinde bulundu. MACRON: "RUSYA VE AVRUPA BİRLİKTE GÜVENLİK DÜZENİ İNŞA ETME İRADESİ GÖSTERMELİ" Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Rusya ve Avrupa'nın güvenlik garantileri konusunda birlikte çalışması gerektiğini belirterek, "Avrupa'da yeni bir güvenlik düzeni inşa etmek ve istikrar için güvenlik garantileri üzerinde çalışmaya hazır olduğumuz iradesini birlikte göstermeliyiz. Bu, egemen devletler olarak birlikte inşa ettiğimiz temele dayanmalıdır." ifadelerini kullandı. Bölgede istikrarı sağlayacak yeni mekanizmalar inşa etmek gerektiğini vurgulayan Macron, "Ancak bu, son 30 yılın anlaşmaları ve temel ilkeleri revize ederek veya temel Avrupa haklarını sınırlandırarak inşa edilemez" dedi. Rusya ve Avrupa Birliği'nin (AB) gerilimin azalması ve durumun istikrara kavuşmasına yönelik somut önlemler konusunda anlaşması gerektiğine dikkati çeken Macron, Rusya'nın ve Avrupa ülkelerinin kaos istemeyeceğini vurguladı. Ukrayna'daki gerilimi AB ve Rusya'nın çözüme kavuşturması gerektiğini belirten Macron, Minsk anlaşmalarının tam uygulanması ve Donbas'taki ihtilafın çözümü için Normandiya formatı çerçevesinde çalışmaların sürdüğünü hatırlattı. "UKRAYNA MESELESİ ANCAK SİYASİ OLARAK ÇÖZÜLEBİLİR" Minsk anlaşmalarının Ukrayna'daki krizin çözümünde ilerleme sağlamaya neden olacağını, bunu Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'e de söyleyeceğini bildiren Macron, "Ukrayna meselesinin çözümü ancak siyasi olabilir ve bu çözümün temeli Minsk anlaşmalarıdır." dedi. Zelenskiy'in Ukrayna sınırları yakınındaki 125 bin kişilik Rus askeri birlikleri konusunda "gergin" olduğunu da aktaran Macron, Zelenskiy'in buna rağmen "soğukkanlı" davrandığını ve bunun memnuniyetle karşılanması gerektiğinin altını çizdi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) içinde halihazırda sahip oldukları gelişmeleri göz önünde bulundurarak Avrupa'da güvenlik ve istikrarı tesis edebileceklerine emin olduklarını söyleyen Macron, "Ama aynı zamanda yeni çözümler de üretmemiz gerekiyor, bunlar belki de daha yenilikçi olmalı." dedi. Macron, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun ülkeye nükleer silahlar yerleştirebileceği yönündeki sözleri ve bu ülkedeki anayasa değişikliği konusunda rahatsız olduğunu, ancak Putin'in kendisini bu konuda teskin ettiğini dile getirdi.

2 yıl önce

NATO'dan Rusya'ya diplomasi ve diyalog çağrısı

Brüksel'deki NATO karargahında yapılan NATO Savunma Bakanları Toplantısı sırasında bakanların Ukrayna'daki durumla ilgili bildirisi yayımlandı. Bildiride, Rusya'nın askeri yığınağı hakkında derin endişe duyulduğu belirtilerek, "Rusya'ya en kuvvetli şekilde diplomasi yolunu seçme, asker yığma kararını tersine çevirme ve uluslararası yükümlülükleri ve taahhütleri uyarınca kuvvetlerini Ukrayna'dan çekme çağrısında bulunuyoruz." denildi. Rusya'ya karşı caydırıcılığın yanında diyaloğa açık tavrın sürdürüleceği vurgulanan bildiride, Rusya'nın eylemlerinin Avro-Atlantik güvenliğine tehdit teşkil ettiği, bu nedenle NATO'nun doğuda askeri varlığını güçlendirdiği hatırlatıldı. Bildiride, "Savunma ve caydırıcılığa yönelik duruşumuzu daha da kuvvetlendirmeye hazırız." ifadesine yer verildi. Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığına desteğin teyit edildiği bildiride, her ülkenin kendi yolunu seçme hakkı olduğu ve Rusya'nın saldırgan tavrının ciddi sonuçları olacağı yinelendi. Bildiride, "NATO ve müttefikler Rusya ile Avro-Atlantik güvenliği konularında en üst düzey de dahil olmak üzere diplomasi ve diyalog yolunu izlemeye devam etmektedir." ifadesi kullanıldı. NATO bakanları, Polonya'nın AGİT dönem başkanı olarak başlattığı Yenilenmiş Avrupa Güvenliği Diyaloğuna hazır olduklarını ifade ettiklerini, Rusya'ya daha önce güvenlik konusunda yapılan tekliflere yanıt beklediklerini belirtti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: NATO artık ne yapacaksa yapmalıdır. Herkes sadece laf yapıyor, iş yapan yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Afrika ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlarken gündeme dair şu değerlendirmelerde bulundu: 20 Şubat Pazar günü Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile başlatmış olduğumuz Afrika turumuzu tamamladık. Ukrayna’da yaşanan kritik gelişmeler dolayısıyla Gine Bissau ziyaretimizi ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldık. Son iki günde bir taraftan Ukrayna eksenli hadiseleri yakından takip ederken, diğer taraftan da Türkiye-Senegal ilişkilerini perçinleyecek önemli temaslarda bulunduk. Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Macky Sall’in de bize eşlik ettiği Türkiye-Senegal İş Forumu son derece verimli geçti. Ardından gerçekleştirdiğimiz ikili ve heyetler arası görüşmelerde gündemimizdeki tüm konuları değerlendirdik. 2021 senesinde 540 milyon dolara ulaşan dış ticaret hacmimizi 1 milyar dolara çıkarma irademizi teyit ettik. Senegal ile güvenlik, denizcilik, gençlik, protokol, medya ve iletişim alanlarında iş birliğine yönelik toplam 5 yeni anlaşma imzaladık. Ticaretin yanı sıra eğitimden turizme, savunmadan kültüre kadar her alanda iş birliğimizi güçlendirmekte kararlıyız. Cumhurbaşkanı Macky Sall, Türk şirketlerin dürüstlüklerinden, çalışkanlıklarından sitayişle bahsetti. Bugün açılışını yaptığımız Dakar Büyükelçiliği binalarımız ile Senegal Stadyumu iş adamlarımızın başarılı projelerinden sadece birkaçıdır. Kıtada 1962 yılında faaliyete geçen ilk diplomatik misyonlarımızdan olan Dakar Büyükelçiliğimizi böylece konumuyla, mimarisiyle, müştemilatıyla devletimize layık bir hizmet binasına kavuşturmuş olduk. 50 bin kişilik Senegal Stadyumu ise Türk müteahhitleri adına iftihar edeceğimiz, örnek göstereceğimiz bir eser oldu. Senegal’in Afrika Uluslar Kupası’nı kazanmasının hemen ardından bu stadyumun açılması bu törene farklı bir atmosfer kattı. Ayrıca stadyum açılışı vesilesiyle Senegal’de bulunan diğer devlet başkanlarıyla da bir araya geldik. Gambiya Devlet Başkanı Adama Barrow, Liberya Cumhurbaşkanı ve Chelsea’nin eski meşhur futbolcularından George Weah, Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame, Gine Bissau Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo bu kapsamda bir araya geldiğimiz misafirlerdi. Gine Bissau Cumhurbaşkanı Sayın Embalo ile yaptığımız ikili görüşmede, halk iradesine ve kendisine olan desteğimizi vurguladık. Türkiye olarak Gine Bissau’nun demokrasi ve kalkınma mücadelesinde daima yanlarında olacağımızı da teyit ettik. Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Steinmeier ile görüşmemizde ise gündemimizdeki ikili ve bölgesel meseleleri ele aldık. Özellikle Ukrayna konusunda gelinen son durumu ve atılabilecek adımları değerlendirme fırsatı bulduk. Sayın Steinmeier ile bundan sonraki sürece dair iş birliği ve eşgüdüm içinde hareket etme kararı aldık. Ülkemizin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne verdiği önemi, telefonla görüştüğüm Sayın Zelenski’ye de ifade ettim. Minsk anlaşmalarını açıkça ihlal eden hiçbir girişimi kabul etmediğimizin, etmeyeceğimizin de altını çizdim. Krizin daha fazla büyümeden diplomasi ve diyalog yoluyla çözülmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu söyledim. Karadeniz’in güvenlik ve istikrarını tehdit eden mevcut durumu önümüzdeki günlerde NATO müttefiklerimizle de istişare edeceğiz ki bugün NATO Liderler Zirvesi’ni video konferansla gerçekleştireceğiz. Temennimiz, Karadeniz’den komşumuz Rusya ve Ukrayna’nın bir an önce müzakere masasına dönmeleridir. Bu düşüncelerle Afrika turumuzun hayırlara vesile olmasını diliyor, samimi misafirperverlikleri için Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Senegal Cumhurbaşkanlarına tekrar teşekkür ediyorum. 'NATO TAVRINI BELİRLEMELİDİR' NATO Zirvesi nedeniyle gezinizin üçüncü ayağını ertelediniz. Bu NATO Zirvesi’nden beklentileriniz nelerdir? Şu anda tabii Rusya ile liderler çerçevesinde henüz ciddi bir görüşme performansı sergileyen çıkmadı. İşte biliyorsunuz Macron Moskova’ya geldi, tablo ortada. Arkasından Scholz geldi, o tablo da ortada. Biden ile ilgili ‘görüştü, görüşüyor’ vesaire dediler, herhangi bir şey çıkmadı. Olayı devlet veya kurumsal bazda ele alacak olursak, burada da şu anda ortada sadece NATO kalıyor. NATO bu video konferans zirvesiyle beraber artık tavrını belirlemelidir, ne yapacaksa yapmalıdır. Malum, şu ana kadar Ukrayna’ya ciddi manada bir asker gönderme gibi durumla karşı karşıya henüz kalmadık. Herkes sadece laf yapıyor, iş yapan yok. Böyle bir durum söz konusu. Dolayısıyla Rusya artık sınırda ciddi denilebilecek sayıda asker yığınağı yapmış vaziyette. Tabii bu tablo karşısında neticenin ne olabileceğini kestirmek için herhalde kâhin olmaya gerek yok. Bu bakımdan yapacağımız bu video konferansta NATO müttefiki üye ülkelerin liderleri bakalım neler söyleyecek. Biz de tabii söyleyeceğimizi onların da söyleyeceklerine göre belirleyecek, tavrımızı ortaya koyacağız. 'RUSYA’NIN BU TAKINDIĞI TAVRI REDDETTİĞİMİZİ BİLDİRDİK' Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “Ülkelere Sovyetlerden ayrılma hakkını vermek, temeline döşenen bir mayındı” ifadelerini kullanmıştı. Türk Devletleri Teşkilatının kurulduğu bir dönemde Sayın Putin’in bu açıklamaları Türk devletlerini hedef gösteriyor diyebilir miyiz? Ben burada Türk devletlerinin kastedildiğine dair bir ifade görmüyorum. Tabii, Türk Cumhuriyetleri de SSCB’yi oluşturan Cumhuriyetler arasındaydı. Bu tarihi bir gerçek. SSCB dağıldığında diğer Cumhuriyetler gibi onlar da bağımsızlıklarını ilan ettiler. Buradan 15 bağımsız devlet doğdu. Bu da tarihi bir gerçek ve hukuken de teyit edilmiş bir durum. Rusya keza bir Sovyet Cumhuriyeti olarak değil, Rusya Federasyonu olarak yoluna devam etti. Dolayısıyla, burada Türk Cumhuriyetlerinin veya diğer ülkelerin kastedildiğini düşünmek istemiyoruz. Teşkilatımız, Türk Devletleri arasında başta ekonomik, ticari, kültürel ve beşerî konularda iş birliğini ve dayanışmayı artırmayı hedefliyor. Bu hiçbir ülkeye veya teşkilata karşı bir çaba değil. Bunu Sayın Putin de biliyor. Sayın Putin bu ifadeleri Ukrayna’nın doğusunda ayrılıkçıların sözde yönetimlerini tanıyan kararını açıkladığı konuşmasında söylemişti. Tabii bizim Türkiye olarak Kırım’daki tavrımız ne olduysa, buralarda da tavrımız aynı oldu. Nitekim yaptığımız açıklamayla da Ukrayna’nın toprak bütünlüğü noktasında tavrımızı ortaya koyduk ve Rusya’nın bu takındığı tavrı reddettiğimizi bildirdik. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile bir görüşmeniz olmuştu zaten Ukrayna’da. Zelenski de Türkiye’nin arabuluculuğuna hevesliydi, açıkça söylemişti “Türkiye’yi arabulucu olarak istiyoruz” diye. Sizin bunun yanında Putin ile de güçlü bir temasınız var, ikili ilişkiniz çok güçlü. Bu süreçte Putin ile ilişkilerde bir aksama olur mu? Bir de kamuoyunun merak ettiği bir durum var, o da Rusya ve Ukrayna arasındaki olayda kısa ve orta vadede Türkiye herhangi bir zarara uğrar mı? Bu söylediğiniz kesinlikle hesap işi. Elbette bu görüşmeler yapılmalı. Bunların getirisi götürüsü nedir, ne değildir bakılmalı. Bunların kararını böyle heyecanla vermek yanlış olur. Biz burada çok hassas davranmalıyız, çok dikkatli adım atmalıyız. Çünkü önüne gelen garip garip şeyler söylüyor. Bakıyorsun, kimisi doğalgazın bedelini çok ciddi rakamlara çıkarıyor, kimisi doğalgaz vanalarını kapamaktan bahsediyor. Biz burada devlet yönetiyoruz, hassasiyetimizi korumamız gerekiyor. Bu hassasiyet içerisinde de adımlarımızı atmamız gerekiyor. Tabii bütün ilgili arkadaşlarımızla istişarelerimizi en geniş anlamda yapacağız ve bu istişarelerden sonra da neler yapmamız gerekir, ne gibi adımları atmamız gerekirse onu yaparız. Hepsinden öte de bu işin zamanlaması çok önemli. Biz de bu zamanlamaya dikkat ederek adımlarımızı atacağız. Sayın Putin ile görüşme için arkadaşlar şu anda irtibatları kuruyorlar. Kendisiyle de telefon diplomasisini bu arada sürdüreceğiz. Temenni ederim ki inşallah hayırlı neticeler alırız. Türkiye’nin Rusya’ya yönelik askeri, ekonomik veya siyasi bir yaptırımı olabilir mi? Hem Ukrayna ile iyi ilişkilerimiz var hem de Rusya ile birçok alanda birlikte hareket ettiğimiz noktalar var, ayrıştığımız noktalar da var. Bu iki ülke arasındaki net tavrımız kimden yana olacak veya nasıl bir süreç düşünüyorsunuz? İkisinden de vazgeçmemiz mümkün değil. Rusya ile gerek siyasi gerek askeri gerek ekonomik ilişkilerimiz var. Ukrayna ile de aynı şekilde siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerimiz var. ‘Ukrayna’dan vazgeç’ deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. ‘Rusya’dan vazgeç’ deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var. Bizim derdimiz öyle bir adım atalım ki hiçbirinden vazgeçmeden bu işi inşallah çözelim. Bunun için de ekibimizle, heyetimizle görüşmelerimizi yapacağız. Onun için NATO Liderler Zirvesi’ni çok önemsiyorum. Burada bütün liderlerin ne düşündüklerini göreceğiz. Ondan sonra da biz kendi içimizde arkadaşlarımızla çalışmamızı yapacağız. Gelişmelerden sonra Putin ile görüşmeyi NATO Zirvesi’nden önce mi yapmayı planlıyorsunuz? NATO Liderler Zirvesi bizim için bu noktada isabetli olur. O görüşmeyi de ondan sonra yapmak çok daha hayırlı olur. Almanya Cumhurbaşkanı ile bir görüşmeniz oldu. İkili ilişkiler, Ukrayna-Rusya gerilimi dediniz. Biraz daha bilgi verebilir misiniz bu görüşmeyle ilgili? Neler konuşuldu? Almanya-Türkiye ikili ilişkileri noktasında Sayın Steinmeier ile birkaç ay önce bir telefon görüşmemiz olmuştu ama doğrusu uzun zamandır -yani 3 yıldır diyebilirim- yüz yüze görüşme yapamamıştık. Bu telefon görüşmesinden sonra bu ziyaret bir vesile oldu. Burada yaptığımız görüşmede Türkiye-Almanya münasebetlerinde savunma sanayinden ekonomik ilişkilerimize varıncaya kadar birçok konuyu ele aldık. Mülteciler meselesini de yine Sayın Steinmeier ile görüşme fırsatımız oldu. Malum, mülteciler konusunda Almanya Avrupa’da başı çeken ülkelerden bir tanesi. Bunun yanında tabii ağırlıklı olarak Rusya-Ukrayna konusu gündemimize geldi. Bundan sonraki süreçte de daha sık bir araya gelme konusunda birbirimize bir sözümüz oldu. İnşallah Almanya-Türkiye ilişkilerinde çok daha farklı bir sürecin içerisine gireriz. Tabii Sayın Steinmeier ile görüşmede özellikle İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog’un Türkiye ziyaretini de konuştuk. Sayın Herzog’un Türkiye ziyaretiyle Türkiye-İsrail arasında yeni bir dönem başlayacak. Sayın Steinmeier de bundan memnuniyet duyduğunu ve bunun isabetli bir adım olduğunu ifade etti. Körfez’deki gelişmeleri ve özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığımız ziyareti de kendisiyle paylaştık. Bunun da Körfez’e yeni bir heyecan getirebileceğini konuştuk. ERMENİSTAN'LA İLİŞKİLER Ukrayna hepimizin Afrika ziyaretiniz boyunca yakından takip ettiği bir başlık oldu ama onun dışında bölgede önemli başka gelişmeler de var merak ettiğimiz. Özellikle Ermenistan ile son dönemde yeniden başlayan görüşmeler süreci. Bu konuda görüşmelerden beklentileriniz nelerdir? Bunu öğrenmek isteriz. Bir de en önemlisi aslında Azerbaycan bu denklemin neresinde durmakta? Sayın Steinmeier ile yaptığımız görüşmede de bu konu gündemimize geldi. Biliyorsunuz, ben zaten Ermenistan’ın atacağı olumlu adımlara aynı şekilde karşılık vereceğimizi söylemiştim. Barış, istikrar ve refaha ihtiyacı var bu bölgenin. Bu anlayışla ülkemiz ile Ermenistan arasında da bir normalleşme süreci başlatmak için samimi bir çaba içine girdik. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham kardeşim de bunu faydalı buluyor. Ermenistan’ın da bizimle normalleşme yönünde sergilediği iradeden memnunuz. Bu süreci yürütmek için karşılıklı olarak Özel Temsilciler atadık ve 14 Ocak’ta Moskova’da ilk görüşmeyi yaptılar. 24 Şubat’ta da bu defa Viyana’da bir araya gelecekler. Ermenistan’ın sınırların açılması ve diplomatik ilişkilerin kurulması gibi bazı somut beklentilerinin olduğunu da biliyoruz. Ermenistan eğer şu anda Özel Temsilcilerle başlayan süreci devam ettirmekte kararlı olursa bizim için kapıların kapalı kalması diye bir şey söz konusu olmaz. Beşerî münasebetlerin güçlenmesi için aramızdaki doğrudan uçuşların yeniden başlaması kararını da aldık. Tarifesiz uçuşlar İstanbul-Erivan arasında bu ay başında açıldı. Ermenistan’dan da olumlu yaklaşımın devamını bekliyoruz. 6’lı Platform oluşturmak suretiyle de Türkiye-Ermenistan arasındaki bu sıkıntıları aşalım demiştik. Biz bu platformu açmaktan yanayız. Tabii tüm bunlar bir boşlukta olmuyor. Bu manada Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri ile Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci birbirini destekleyerek ilerleyebilir. Keza, bölgesel iş birliği fikrimiz de bu ikili süreçleri destekleyecek ve bu ikili süreçlerden beslenecek. Herkesin bu tarihi fırsatı iyi kullanmak için yapıcı davranması lazım. Biz tüm bu süreçleri, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan ile yakın eşgüdüm içinde yürütmeye devam edeceğiz. CUMHUR İTTİFAKI MESAJI Sayın İmamoğlu, Cem Özdemir ile bir görüşme yaptı ve fotoğrafları medyaya yansıdı. Cem Özdemir de biliyorsunuz sözde Ermeni soykırımı yasasının mimarlarından birisi. Bugün de Sayın Devlet Bahçeli çok büyük bir tepki gösterdi. Bu konuda yorumunuz ne olur? Tabii ben Cumhur İttifakı’nın güçlü bir ortağı olan Devlet Bey’in bu tavrı sebebiyle Allah kendilerinden razı olsun derim. Cumhur İttifak için inşallah 2023 çok daha güçlü neticelenecektir. 'S-400’LER NERDE BEKLEMESİ GEREKİYORSA ORDA BEKLİYOR' Kemal Kılıçdaroğlu’nun “S-400’lerin niye alındığını bilmiyorum, kime karşı kullanacağımız da açıklanmadı” şeklinde ifadeleri oldu. S-400’lerin iade edileceği iması da vardı Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında. Bununla ilgili bir değerlendirmeniz ne olur? Belirsizlik ve tehditlerin hiç azalmadığı bir bölgede Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacı kapsamında tedarik edilen S-400’ler hakkında polemik yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz. Öncelikle akıldan çıkarılmaması, iyi idrak edilmesi gereken en önemli husus şu; savunma ve güvenlik konusu günlük siyasetin dışında tutulması gereken, 84 milyonun tamamını yani ülkemizin bekasını ilgilendiren bir konudur. Özellikle bugün yaşadığımız Rusya-Ukrayna krizi bu silahların gerekliliğini yeniden ortaya koyuyor. “S-400 neden alınmış!” O kadar açıklandı; sebepleriyle, sonuçlarıyla, süreciyle kamuoyu bilgilendirildi. Buna rağmen, böyle ifadeler kullanmak, bölgemizde olup bitenlerden, dünyadan bihaber olmanın bir sonucu. Yaşadığımız coğrafya itibarıyla taktik balistik füzeler, seyir füzeleri, uçak, helikopter, İHA’ları önleyebilecek kabiliyette sistem ihtiyaçları bir zorunluluk. S-400’ün bir savunma silah sistemi olduğu ve bu silah sisteminin tedarikinin bir tercih değil, zorunluluk olarak ortaya çıktığı devamlı olarak her seviyede vurgulandı. Milli Savunma Bakanımız da açık ve şeffaf bir şekilde herkese söyledi; ‘Herhangi bir saldırı, tehdit olmazsa kimseye zararı olmayan bir sistem bu. Önceliğimiz ülkemizin, 84 milyonun güvenliği. Müttefiklerimizin vermediğini Rusya’dan temin ettiğimiz bir sistem.’ Tedarik sürecini değerlendirmemiz gerekirse; ülkemiz Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacını karşılamak üzere yapılan birçok girişime rağmen NATO üyesi ülkelerden bu sistemleri tedarik edemedi. Tedarik sürecinde ‘Biz pazar değil ortağız’ anlayışıyla sistemi sadece satın alma değil yatırım, teknoloji transferi, ortak geliştirme üzerinde duruldu ve maliyet, teslim süresi dâhil tüm faktörler göz önüne alındı. Bu sistem, NATO Komuta Kontrol sistemleri ve NATO’ya entegre millî sistemlere entegre edilmeksizin, müstakil olarak yalnızca Türk personel tarafından kullanılacak. Sistemde Rus personel görev almayacak. ‘Nerede kullanılacak?’ sorusunun cevabı gayet net; kim füzeyle ülkemize saldırırsa orda kullanılacak. Bir de ‘S-400’ler hangarda bekliyor’ deniyor. S-400’ler nerde beklemesi gerekiyorsa orda bekliyor. Tabii gizli konular bunlar. İhtiyaç duyulması halinde, bu sistemin kullanılmasına yönelik tüm hazırlıkların yapıldığı ve sürecin olması gerektiği şekilde ilerlediğini biliyoruz. Bu hususta da gereken açıklamalar yapıldı. Sonuç olarak; ülkemizin bekasını ilgilendiren hususlarda herkesi daha dikkatli olmaya, tarafsız olmaya ve millî menfaatler kapsamında konuyu ele almaya davet ediyorum. F-35 MESELESİNDE SON DURUM Son olarak ABD ile bir süredir F-35 ve F-16 müzakerelerini sürdürüyoruz. Bu konuda son durum nedir? O süreç devam ediyor. Gerek Milli Savunma Bakanım gerek diğer görevli olan askerî erkan, üst kademe yöneticiler Amerikalı muhataplarıyla görüşmeleri devam ettiriyorlar. Şu ana kadar görüşmeler olumlu istikamette yürüyor. İnşallah bittiği anda da zaten gereği yapılacaktır. Burada çerçevemiz şu; ‘Ya bize bu uçaklarımızı verin ya da elimizdeki F-16’ların bakım onarımlarını yapmak, bunun dışında F-16’ların bir üst segmentini vermek suretiyle hesaplaşmaları yapıp yolumuza devam edelim.’

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 17 18