Son Dakika:
İskoçya Afetler Acil Durum Komitesi'nin (DEC in Scotland), yardım kampanyasına katılan Sturgeon ve İskoçya parlamentosunda yer alan siyasi partilerin temsilcileri, DEC'nin kampanya videosunda konuştu. Sturgeon, Türkiye ve Suriye'de etkili olan depremle ilgili, "Bir neslin gördüğü en kötü deprem olabilir" ifadelerini kullandı. https://twitter.com/decscotland/status/1623751082244554755?s=46&t=N78UPjIHUDBSCfuxzxRQLg Ölü sayısının artabileceğini kaydeden Sturgeon, "Hepimize düşen görev, yapabileceğimiz en iyi şekilde yardım etmek" dedi. İskoçya Muhafazakar Partisinden Douglas Ross da açıklamasında, kurtarma çalışmalarının kahramanca sürdüğünü belirtirken İskoçya İşçi Partisinden Anas Sarwar ise, "DEC ve yerel ortakları evini kaybedenlere barınak, hasta ve yaralılara ilaç, içme suyunun olmadığı yerlere içme suyu götürerek hayati destek vermeye devam ediyor" diye konuştu. Sarwar, yapılacak en ufak yardımın Türkiye ve Suriye'deki depremzedeler için çok büyük anlam taşıyacağını belirtirken İskoçya Liberal Demokrat Partisi'nden Willie Rennie ise şu ifadeleri kullandı: "Herkes depremin ortaya çıkardığı yıkıcı sahneleri gördü. Sizi, ailenizi, arkadaşlarınızı ve komşularınızı bu kampanyaya finansal destek vermeye çağırıyorum, Çünkü insanların şu anda ihtiyacı var. 5, 10 ya da 20 sterlin bağışlasanız bile bu yıkıcı olayın ardından bir kişinin hayatında büyük fark yaratabilirsiniz." İskoçya Yeşiller Partisinden Lorna Slater de herkesi kampanya kapsamında internet sitesi ya da kısa mesajla bağış yapmaya çağırırken, "Lütfen Türkiye ve Suriye'deki insanlara yardım edin" dedi. DEC, iki kişilik battaniye bağışını 10 sterlin, bir ailenin 10 günlük gıda ihtiyacını karşılamayı 25 sterlin, iki aileye çadır yardımını ise 50 sterlin olarak belirledi. İskoçya'da hükümet Türkiye'deki depremzedelere yardım için 500 bin sterlinlik bir yardım yapacağını da açıklamıştı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisi Rönesans grubunun Ulusal Meclis'teki Genel Sekreterlik görevini yürüten Abisror De Lieme, İstanbul ve Kayseri üzerinden geldiği deprem bölgesi Elbistan'da izlenimlerini paylaştı. Paris'te yaşayan Abisror De Lieme, Türkiye konusunda hassas olduğunu ifade etti. "Türkiye'deki depremi görünce, arama kurtarma faaliyetlerine engel olmadan dayanışmayı, onları unutmadığımızı ve yanlarında olduğumuzu, Fransız halkının tüm dayanışmasını iletmek için geldim." diyen Abisror De Lieme, gelmeden önce yardım kampanyası organize ettiklerini ve yardımları, depremzedelere ulaştırdıklarını aktardı. "İnsanlar mesafelere aldırmaksızın yardım yapmak için birbiriyle yarışıyordu" Yerel yönetimlerle vakıf ve derneklerle görüştüklerinden, köylere gidip beraberlerinde getirdikleri gıda ürünlerini ihtiyaç sahiplerine dağıttıklarından bahseden Abisror De Lieme şunları kaydetti: "(Deprem bölgesinde) Türkiye'nin ve Türk halkının kurduğu muhteşem bir yardımlaşma zincirine şahit oldum. Herkes buradaydı. İnsanlar mesafelere aldırmaksızın yardım yapmak için birbiriyle yarışıyordu. Şöyle insanlar gördüm; arama kurtarma uzmanı değildiler ama depremzedeleri evlerine götürüp misafir etmek için uzaktan gelmişlerdi. Benim de (Elbistan'a) 20 kilometre uzaklıktaki depremde yıkılmayan bir köye gitme fırsatım oldu. Evleri sağlam olanlar bir odaya taşınıp hanelerinin geri kalan kısmında depremzedeleri misafir ediyordu. Bu korkunç felakete rağmen muhteşem bir dayanışma hakimdi." Abisror De Lieme, kurtarma faaliyetlerinin hassas bir şekilde devam ettiğini, bölgeyi ziyareti sırasında oradaki çalışmaları durdurup enkaz altı dinleme yapan ekiplere rast geldiğini anlattı. "Bugün Türkiye'nin yanında yer alma vakti" "(Ekipler) Göçük altından bir kadın sesini duymuşlardı. Yüzlerce ama yüzlerce insan elleriyle molozları, duvarları kaldırıyorlardı. Bu soğukta bu olanlar inanılacak gibi değildi." diyen Abisror De Lieme, buradaki kurtarma faaliyetlerinin yaşamın her şeyden üstün tutulduğunu gösterdiği değerlendirmesinde bulundu. Abisror De Lieme, Fransa'nın yardım gönderen ilk ülkeler arasında olduğunu, arama kurtarma ekiplerinin yanı sıra 1000 metrekarelik alana sahip sahra hastanesi gönderdiğini anımsatarak, "Bugün Türkiye'nin yanında yer alma vaktiydi. Bir Fransız olarak bununla iftihar ettim." dedi. Ülkesinin zaman zaman bu tür dramlara tanıklık ettiğini hatırlatan Abisror De Lieme, uluslararası topluma yardımlara devam etmeleri çağrısında bulundu. Abisror De Lieme, Elbistan'da, 150 bin nüfuslu şehir yerle bir olduğunu gördüğünü, temel ihtiyaç malzemeleri bugün için karşılansa da buradaki ve bölgedeki insanların barınmaya ve normal bir yaşama ihtiyaçları olacağının altını çizdi. "Türk halkının yanındayız" Kurtarma çalışmalarının öncelikli olarak yürütüldüğünü söyleyen Abisror De Lieme, "Fransa'ya döndüğümde aklımda kalacak en önemli sahne gördüğüm yardım seferberliği ve felaketten arda kalanlar." dedi. Abisror De Lieme, korkunç bir duruma, en yakınlarını kaybedenlerin acılarına tanıklık ettiğini ve bunların hepsinin hafızasında kalacağını söyledi. Fransız siyasetçi Deborah Abisror De Lieme, Türkiye’deki Fransız vatandaşlarının, çift vatandaşlığı bulunanların kalplerinin Türkiye ile beraber attığını vurguladı. Alanda Fransız gönüllü bazı kurtarma ekipleriyle karşılaştığını ve derneklerin dayanışmasının mükemmel olduğunu dile getiren Abisror De Lieme, "Ülkemizde olanlar kadar başka ülkede olanlar da bizi alakadar ediyor. Fransız devleti ve derneklerimiz olarak bugün Türk halkının yanındayız." ifadelerini kullandı.
Türkiye, Kahramanmaraş merkezli depremin yaralarını sarıyor. ensonhaber.com’un haberine göre; Bu kapsamda tek yürek olan Türkiye, bölgeye yardımları adeta yağdırdı. Ünlü isimlerin de bölgeye giderek hem yardım hem de moral verdiği süreç devam ediyor. Bölgeye yardım götüren çalışmalara katılan ünlü şarkıcı Sinan Akçıl, Ensonhaber.com YouTube canlı yayınına katılarak izlenimlerini aktardı. "Kendimi korku filminin platosunda gibi hissettim" Depremin ikinci günü yola çıktığını belirten Akçıl, "Hatay çok kötü durumdaydı. Yolculuk hayli zordu. Ciddi bir kaza tehlikesi atlattık. 20 küsür saatte Hatay'a ulaştık. Felaket bir tabloyla karşılaştık. Bir korku filminin platosunda gibi hissettim kendimi." dedi. Daha sonra çadır kent ziyareti yaptığını söyleyen Akçıl, "Çadır kentte çocuklarla buluştum. Kurtarılan hayvanların alanı vardı oraya gittim. Daha sonra Kırıkhan'ı merak ediyordum oraya gittim. Orada maalesef üst üste enkazdan vatandaşlarımızın cenazeleri çıktı. Onlara çok hızlı cenaze namazları yapılıyordu." diye konuştu. "Devleti tam saha görevinin başında gördüm" Daha sonra İskenderun'a geçtiğini söyleyen Sinan Akçıl, sözlerini şöyle sürdürdü: "3'üncü günden itibaren devletin tam saha görev başında olduğunu gördüm. Çünkü çok fazla provokasyon yapılıyor. Ellerinden geleni yapıyorlar. Ertesi gün Osmaniye'de Sayın Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile görüştüm. Bakan Bey buradaki her talimatı gözyaşları içinde veriyordu ve sen ben nasıl yaşıyorsak aynı duyguda yaşıyordu. O yüzden 'ilgilenilmiyor' söylemini asla kabullenemiyorum. İlk iki günün şokunu atlattığı anda inan bana tam saha... Her fabrikaya korumak için bir jandarma taburu gelmişti Kırıkhan'da. Çok hızlı şekilde organizasyonlar yapılmaya çalışılıyordu. Nasıl koordine olmaya çalıştıklarını gördüm. AFAD başarılı bir şekilde işinin başında. Ben bağışımı AFAD'a yaptım. Kimse kendine bir doğal afetten bir kahramanlık çıkartmaya çalışmasın."
Türkiye'yi yasa boğan depremlerin ardından özellikle sosyal medyada büyük bir dezenformasyon başlatıldı. Algı oluşturmak için deprem bölgelerinden çekilmiş fotoğraf veya görüntüler kullanılarak gerçekliği olmayan durumlar yayıldı. Kısa sürede birçok farklı hesaptan hızla paylaşılan yalan haberler, gerçekliği ortaya çıkınca silinip kaldırıldı. Bunlara örnek olarak en son bazı internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında, "İspanya ordusuna bağlı zırhlı araçların İskenderun ve sahil bölgesinde devriye görevi" yaptığı iddiasına ilişkin görüntüler yer aldı. Yardım için gelen araçların görüntüsü Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğunu belirterek, görüntülerin depremin ardından yardım için bölgeye gelen İspanya Silahlı Kuvvetlerine ait araçların arama-kurtarma bölgesine intikali sırasında çekildiğini bildirdi.
"Zimmete para geçirilmesi" iddiasıyla yargılanan ve 2020 yılında Yalova Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Vefa Salman, CHP'den milletvekili aday adaylığı için istifa etti. "ZİMMET" SUÇUNDAN YARGILANIYOR "Denetim görevini ihmal", "irtikaba göz yumma" ve "zimmet" suçlarından 3 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Salman, görevinden istifa etti. CHP'YE GİDEREK BAŞVURUSUNU YAPTI 27 Şubat 2020'de İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılan Salman, milletvekili aday adaylığı için CHP'ye giderek başvurusunu yaptı. Belediye meclisinin, ilerleyen günlerde oylamayla yeni belediye başkanını seçeceği belirtildi.
Seçime az bir süre kala partiler anket çalışmalarını sürdürüyor. Her gün farklı farklı anketlerin yayınladığı süreçte, partiler kendi anketlerinin oranlarını da paylaşmaya başladı. A Haber'de Satır Arası programına konuk olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy oranlarını verdi. "Yüzde 42 oranına çıktı" 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin, 2018 seçimlerinde alınan oy oranının altında kalmayacağını söyleyen Yavuz, şu ifadeleri kullandı: Şunu çok rahat söyleyebilirim. AK Parti'nin oyu bir önceki oy oranından daha az olmayacak gibi duruyor. 2018'de aldığı oyun altına düşmeyeceğini iddia ediyorum. En son Mustafa Şen'in anketinde yüzde 41 çıktığını gördük. Bugün yüzde 41'e çıkması demek seçime kadar birkaç puan daha üstüne koyacağı anlamına geliyor ve hep böyledir bu. Seçime doğru az süre kala kararsızların sayısı azalmaya başladığında AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'a teveccüh artar. Anketlerde yüzde 37, 39, 40'ları gördük. Şimdi 41 ve 42'yi konuşuyoruz. "Yüzde 53 ama daha da artacak" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da oy oranına değinen Ali İhsan Yavuz, şunları söyledi: Şimdi Cumhurbaşkanımız ile ilgili ankette oy oranının yüzde 53 olduğunu gördük. Ben bunun daha da artacağını düşünüyorum. Bizim ARGE Başkanlığımızın anketinde bunu gördük çok şükür. Ama ben bunun da artma eğiliminde olduğunu düşünüyorum açıkçası.. Çünkü bu resim ortaya çıktıkça ve Cumhur İttifakı'nın kimlerle bir araya geldiğini, ne yapmak istediği biraz daha belirginleştikçe daha doğrusu bu taraf belirginleştikçe ve Millet İttifakı'nın da ne yaptığı biraz daha ortaya çıktıkça saflar netleşecek.
Yeniden Refah Partisi Lideri Fatih Erbakan, geçtiğimiz günlerde Cumhur İttifakı'na katıldığını açıkladı. İlk olarak 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere tek başına gireceğini duyuran Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmişti. Ardından kararından vazgeçerek seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığını destekleyeceğini duyurdu. Erbakan, ittifaka katılmalarına ilişkin, "Karşı blokta sol, komünist, sosyalist, ateist fraksiyonların bir araya gelmesi, FETÖ ve PKK unsurlarının destek olduğunu görmemizin etkisi oldu." ifadelerini kullandı. "FATİH'İN BİR TECRÜBESİ YOK" Bu sözler, 6'lı koalisyonun üyesi olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na katıldığı televizyon programda hatırlatıldı. Bunun üzerine parti lideri şu sözlerle yanıt verdi: Saçmalıyor. Bu kadar saçmalık olmaz. Biraz insaf et. Fatih'in bir tecrübesi yok. Cahilliğe bakın. Erbakan Hoca ilk koalisyonu SHP ile kurdu. Ne oldu da 2 gün içerisinde birdenbire değişti. Bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum. Çamur atmak haddine değil. Terbiyesini kuşanması lazım. SÖZLERİNE KARŞILIK GELDİ Açıklamaların ardından Yeniden Refah Partisi cephesinden tepki geldi. Partinin Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz, Karamollaoğlu'na, CHP'lilerin kendi yüzüne sık sık vurduğu Madımak olayını hatırlatarak yanıt verdi. "CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FALAN YAPMAYIN SAKIN" Fatih Erbakan'a yönelik sözlerine tepki göstererek Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na da çağrıda bulunan Altınöz, şu ifadeleri kullandı: Temel Karamollaoğlu bir de Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını söylüyor. Böyle Cumhurbaşkanı yardımcısı olmaz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na da buradan sesleniyoruz, böyle bir insanı Cumhurbaşkanı yardımcısı falan yapmaya sakın kalkmayın. 45 yıl Erbakan Hocamızla çalıştım diyor. Biz Temel Bey'i biliyoruz. CHP'liler Madımak katili diyorlardı. Ne oldu şimdi? Can ciğer kuzu sarması oldunuz. Menfaatiniz öyle olunca bunları söylüyorsunuz. "BU ŞEKİLDE KONUŞMASI HİÇ YAKIŞMAMIŞ" Altınöz sözlerine şöyle devam etti: Biz de Cumhur İttifakı'ndayız diye bizimle alakalı geçmişi yok bilmem ne. Kendisi kaç yaşındaydı milletvekili olduğu zaman? Hangi geçmişi varmış Temel Bey'in de Erbakan Hoca onu milletvekili yapmış? Genç yaşta milletvekili oldu. O zaman Erbakan Hoca derdi ki ya senin geçmişin yok, ya geri dönüşün yok. Temelciğim kusura bakma, biraz daha yetiş. Genel Başkanımız 44 yaşında, her türlü altyapısı var internete girip öz geçmişine bakın. Temel Bey'in torunu yaşındaki genel başkanımıza bu şekilde konuşması hiç yakışmamış. Ben sözlerini aynen kendisine iade ediyorum.
İBB’de İETT otobüsleri ve metrobüslerden sonra cenaze araçları da İstanbulluları canından bezdirdi. Dün yaşanan cenaze aracı arızası sırasında ise şehrin Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, özel jet ile gittiği Sinop’ta miting yapıyordu. CENAZE ARABASI YOLDA KALDI 80 yaşındaki Sündüz Karacan kalp rahatsızlığından dolayı 31 Mart Cuma günü hayatını kaybetti. Yakınları cenazenin defin işlemini yapılması için memleketi Tokat’a götürmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvuru yaptı. Saat 20.00’da 30 kişilik aracın geleceği söylenirken cenaze yakınları o saatte Karacan’ın tabutunu da sokağa taşıyarak beklemeye koyuldu. Araç belirlenen saatte gelmeyince cenaze yakınları sürücüyü arayarak durumu sordu. Kendilerine aracın bozulduğunu ve ne zaman tamir olursa o zaman geleceği söylenen cenaze yakınları, Sündüz Karacan’ın naaşı ile birlikte saatlerce sokakta bekledi. Bir süre sonra Bağcılar Belediyesi’nden araç talep eden vatandaşlar, 25 kişilik aracın gelmesi ile cenazelerini Tokat’a götürmek üzere yola çıktı. “BAŞKA ARAÇ İSTEDİĞİMİZDE OLMADIĞINI SÖYLEDİLER” Konu ile ilgili konuşan cenaze yakını Saffet Gümüş, “Bugün Bağcılar’da bir cenazemiz vardı. İBB’ye başvuru yaptık. Yıkaması yapıldı ve saat 20.00 gibi 30 kişilik aracı göndereceklerini söylediler. Sürücüye konum attım ve yemeğini de ayarladık. İftardan sonra herkes geldi. Dualarımızı ettik ve cenazeyi evin önüne bıraktık. Sürücüyü aradık ‘Aracımız bozuldu’ dedi. Başka araç istediğimizde olmadığını söylediler. Ne zaman yapılırsa geleceklerini söylediler. Cenaze sokakta ve insanlar dışarıda. O zaman bize söz vermesinler. Bağcılar Belediyesi’ni başvuru yaptık. 25 kişilik araç verdi. Nasip olursa birazdan Tokat’a gideceğiz. Son dakika böyle bir durumun olmaması lazım. Hava çok soğuk ve cenaze ortada” dedi.
