07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Rüşvet istenen AVM sahibi Veli Çelik: Bilecik Belediye Başkanı Şahin rüşveti biliyordu

CHP’li Bilecik Belediyesi’nde yaşanan rüşvet skandalı ile ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. Rüşvet istendiği için satışı uzun süre yapılamayan AVM’yi yapan inşaat firmasının sahibi Veli Çelik konuştu. Yeni Şafak’ın haberine göre; AVM’yi 2019 sonunda teslim etmeyi planladıklarını ancak belediyenin sürekli engeller çıkardığını aktaran Çelik, “2019’da belediye yönetimi değiştikten sonra rüşvet alabilmek için burnumuzdan getirdiler, sözleşmeyi feshederiz diye bizi tehdit ettiler. Hissemizi satmak ya da kiralamak istedik ‘5 milyonu ver, istediğini’ yap dediler. Konuyu 3 kez Belediye Başkanı Semih Şahin’e söyledim. ‘Burayı ben yönetiyorum, her şey kontrolümde’ dedi” diye konuştu. YARI FİYATINA BİLE SATARLARDI Veli Çelik şunları anlattı: “2019’un sonunda AVM’yi açma planımız vardı. Belediyede yönetim değişikliği olduktan sonra adamlar gelir gelmez; ‘Biz AVM’yi kiraya vermeyiz, sattırmayız, bu sözleşme geçersiz’ dediler. 9 ay kendimizi anlatmaya çalıştık. Rüşvet istediler, kabul etmediğimiz için arkadaşlarımızın iş yerlerine bile zabıtalarla tacizde bulundular. Zor zamanlar yaşatarak bir anlamda yıldırma politikası izlediler. Tek istedikleri şuydu; ‘5 milyonu ver, ne istiyorsan yap…’ Bunlar 5 milyonu alsalar belediyenin AVM’deki hissesini yarı fiyatına satmaya bile razıydılar.” CHP’Lİ VEKİLLERLE DE KONUŞTUM “Tutuklanan danışman Selçuk Erdağı’nın AVM için rüşvet istediğini defalarca Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin’e aktardım. Şahin’le 3 kez görüştüm. ‘Danışmanın benim alıcılarımla masaya oturuyor, rüşvet istiyor’ dedim. ‘Bilgim var, burayı ben yönetiyorum’ dedi. Bu görüşmelerin şahitleri de var, mahkeme gerek duyarsa başvurabilir. Bugüne kadar her kapıyı çaldım. CHP’nin tüm yetkili organlarına durumu anlattım, CHP milletvekillerine de gittim, ama kimse beni dinlemedi, bir şey yapmadı, bir sonuç alamadık.” ŞAHİN’İN SÖZLERİ GERÇEK DIŞI Belediye Başkanı Semih Şahin’in ‘Sözleşme hukuksuz’ açıklamasına da tepki gösteren Veli Çelik, “Hukuksuz olan bir şey varsa o da tarafımızdan istenilen hukuka aykırı bedellerdir” dedi. Çelik, Belediye Başkanı Semih Şahin’in proje ve sözleşmeye ilişkin beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek projenin AVM, meydan ve katlı otopark olmak üzere iki ayrı ruhsatı olduğunu, belediyenin AVM’de yüzde 18, meydan ve kat otoparkta ise yüzde 32 olmak üzere toplam yüzde 50 hissesi olduğunu sözlerine ekledi. Resmen haraç Veli Çelik, herkesten zorla para alındığını belirterek şunları anlattı: “Bilecik’te resmen haraç topluyorlar. Bakınız rüşvet demiyorum haraç. Rüşvet karşılıklı menfaat ilişkisi içerisinde olur ama haraç zorla almaktır. Bunların yaptığı da budur. İnsanlara iş ve işlemleri karşılığında zorluk çıkararak para alıyorlar. Herkesten istiyorlar. Daha işe başlamadan rüşvet istenenler var.” Soruşturma kapsamında Başkan Semih Şahin’in danışmanı Selçuk Erdağı, tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Nakit nakit nakit! Kendisinden rüşvetin ısrarla nakit olarak istendiğini belirten Veli Çelik, “Biz, 2019’da, istenilen 5 milyonluk rüşveti vermeyi kabul etseydik emin olun bugün bu işi yarı fiyatına kapatırdık. Ama biz hakkımız neyse onu istedik, bir kuruş da kimseye yedirmeyiz. Rüşvet vermek yerine ‘Belediyeye yapmamız gereken bir şey varsa yapalım’ dedik. ‘Bilecik halkına hizmet edebilecek cenaze aracı ya da iş makinesi alalım’ diye teklif ettik ama adamlar hiçbir şeyi kabul etmediler; ‘Nakit, nakit, nakit’ dediler. Sonra nakiti de dolara çevirdiler” dedi.

2 yıl önce

Beşiktaş’ta ağaç katliamı! Aslı Aydıntaşbaş 134 yıllık erguvan ağaçlarını kesmek isteyen Belediye’ye sordu

İstanbul Beşiktaş'ta bulunan 134 yıllık erguvan ağacı, belediye ekipleri tarafından kesilmek istenmiş, mahalle sakinleri karar sonrası İstanbul 4 Numaralı Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu'na başvurmuş, mahalleli için çok önemli olan ağaçlar kesilmekten kurtulmuştu. Bugün Beşiktaş’ın başka bir mahallesinde 2 ağacın kesildiği sosyal medyada gündeme geldi. Gazeteci Aslı Aydıntaşbaş Beşiktaş Belediyesi’ne, “Ağaç kesiminin nedeni nedir?” diye sordu. https://twitter.com/genelgundem/status/1490662288914796544?s=21

2 yıl önce

Elektrik tüketim desteğinden faydalanıyordu! CHP'li başkanın 'elektrik' yalanı mahkemeye taşınıyor: Yalvaç Kaymakamlığından suç duyurusu

Isparta'nın Yalvaç ilçesinde yalnız yaşadığı ikametinde ölü bulunan Ramazan Nazlı isimli kişinin, kent genelinde yaşanan elektrik arızası nedeniyle ısınma ihtiyacını gideremediği için öldüğü iddia edilmişti. Vatandaşın evindeki elektrik akımının faal olduğu ve solunum yetmezliğine bağlı kalp durması sonucu hayatını kaybettiği belirlenmişti. Başta muhalefet kanadının propaganda malzemesi haline getirdiği olay sonrası Yalvaç Kaymakamlığı da bir adım attı. CHP'Lİ BAŞKAN İÇİN SUÇ DUYURUSU 5 Şubat'ta evinde ölü bulunan Ramazan Nazlı ile ilgili yerel bir gazeteye, "Nazlı'nın elektrik parasını ödeyemediği için elektriğinin kesik olduğu" yönünde açıklama yaptığı kaydedilen CHP Yalvaç İlçe Başkanı Ali Arı hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. CHP'LİLER 'ELEKTRİĞİ KESİLDİ' DEMİŞTİ: KESİK DEĞİL, TÜKETİM DESTEĞİ DE ALIYORDU İnceleme sonucu Nazlı'nın elektriğinin kesik olmadığı, engelli maaşı alması sebebiyle elektrik tüketim desteğinden faydalandığının tespit edildiği dilekçede aktarıldı. Nazlı'nın ayrıca Yalvaç Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na yardım başvurusunda bulunmadığı belirtilen dilekçede, Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi kapsamında aylık 1000 lira nakdi yardım aldığı da kaydedildi. Dilekçede CHP Yalvaç İlçe Başkanı Arı'nın beyanlarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesinde düzenlenen "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçunu oluşturduğu, bu nedenle Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığınca gereğinin yapılması gerektiği belirtildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: O Tunceli'deki Ali Boğazı'nı bilirim. İki bin terörist orada antrenman yapıyordu. Şimdi adam oynatmıyoruz adam

Samsun Asarcık Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin Derebahçe Sosyal Tesisleri'nde düzenlediği etkinlikte konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın zor bir coğrafya olduğuna işaret etti. Soylu, Macaristan, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin etrafındaki ülkelerle Türkiye'nin etrafındaki ülkeler karşılaştırıldığında bunun daha iyi anlaşılacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "PKK, DEAŞ, PYD, Irak ve Suriye'nin devlet otoritesini altüst etmiştir. Yanı başımızda İran var, on yıllardır Amerika ve Batı ambargosuyla karşı karşıya. 2000'li yılların başında bizim coğrafyamız olarak nitelendirebileceğimiz Afganistan, Amerika tarafından işgal edilmiş, milyonlarca insan toprağından edilmiştir. Yine Suriye'de milyonlarca insan toprağından edilmiştir. Geçen hafta İdlip'teydim. On binlerce insanla karşılaştım. Şu millet olmasa oradaki millet aç be aç kalır. Şu insanlar olmasa oradaki yetim evlerine kimse bakmaz. Şu aziz millet olmasa belki de tarihin en önemli dramları yaşanır." "NEREDE OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ" Türkiye'nin bulunduğu yeri çok iyi bildiğini ifade eden Soylu, şunları söyledi: "Doğu'nun altı, Batı'nın üstü zengin. Doğu'nun üstü fakir, Batı'nın altı. Yüzyıllardır bu senaryoyu uygulamaya çalışıyorlar. Bu senaryoya karşı çıkan bir tek yapı var o da burası, Anadolu. Samsun bunun en canlı şahididir. Nerede olduğumuzu biliyoruz. Nasıl zor bir coğrafyada yaşadığımızı biliyoruz. Nasıl sıkıntılar içerisine bize gark etmek istediklerini biliyoruz. Hangi süreçten geliyor, hangi süreçten geçtiğimizi biliyoruz. Biz bugün Almanya ile rekabet etmeye çalışıyoruz. Almanya'da son 50 yılda kaç darbe oldu? Bana bunu söyler misiniz? İngiltere'de son 50 yılda kaç darbe oldu? Bana bunu söyleyebilir misiniz? Henüz 15 Temmuz darbesini yeni atlattık. Yani 6 yıl oldu. Hala travmaları kafamızda, hala uçakların bombalamaları kafamızda. Hala acımasız bir şekilde helikopterlerin insanları katletmeleri kafamızda. Kim verdi bu kararı? Batı, Amerika olmadan adım atabilir mi kimse? Bunu bilmiyor muyuz yani." - " EĞER ÜRKSEYDİK VE KORKSAYDIK ŞU ANDA PYD, O GÜNEYİMİZDEKİ TERÖR KORİDORUNU KURMUŞTU" Türkiye'nin önemli bir yolculukta olduğunu, bu süreçte PYD, FETÖ, PKK, DEAŞ'ın güneyde bir terör koridoru açmaya çalıştığını anlatan Soylu, şunları aktardı: "Ürkecek miyiz? Korkacak mıyız? Ne zamana kadar korkacağız? Eğer ürkseydik ve korksaydık şu anda PYD o güneyimizdeki terör koridorunu kurmuştu. Afrin'e girmeseydik, Zeytin Dalı Operasyonu'nu yapmasaydık, Fırat Kalkanı Harekatı'nı yapmasıydık, Irak'tan tuttukları halklarla birlikte oradaki koridoru kurmuşlar ve kendi devletlerini ikame etmişlerdi. Ne yapacaktık? Gelecek nesle, güneyimizde bir terör devletinin kurulduğu bir miras mı bırakacaktık? Bu şerefle mi yaşayacaktık. Bizim yaptığımız budur. Dünyada kim olursa olsun biz buna direnmek zorundayız. Sonu ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun. Biz biliriz ki eğer biz buna direnirsek geleceğimiz bize beddua değil, dua eder. Biz buna direnirsek, terör örgütünü kendi coğrafyamız içerisine koymazsak, huzurumuzu, sükunumuzu, barışımızı kardeşliğimizi, ekonomik büyümemizi sağlayabilme kabiliyetine sahip olabiliriz." "BİZ MİLLETİMİZİN EMRİNDEYİZ, BİZ MİLLETİMİZİN YANINDAYIZ" Soylu, her yıl PKK'nın 2,5 milyar dolar Avrupa'da uyuşturucu ticareti yaptığına, Amerika'nın binlerce tır PYD ve PKK'ya malzeme verdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Altı yüz yıl boyunca bütün dünyada hüküm süren bir ecdadın ahvadıyız biz. Biz Müslümanız. Bu coğrafyanın çocuklarıyız. Asil bir milletin evlatlarıyız. 'Eğer yeniden silkinip ayağa kalkarlarsa, haksızlıklara meydan okurlar.' diyecek kadar bizden korktuklarını biliyoruz. Siz Afganistan'a gittiniz, 10 birim afyon üretilirken 200 birim afyon ürettiniz de dünyayı uyuşturucuyla karşı kaşıya bıraktınız diye hesabı soracağımız için. Eğer korksaydık biz Libya'da olamazdık. Eğer korksaydık biz Doğu Akdeniz de bizim burada hakkımız var, bu bizim milletimizin hakkıdır diyebilecek cesareti ortaya koyamazdık. Eğer biz Amerika'nın emir uşağı olsaydık bize 'otur' derdi, 'dur' derdi, 'hareket etme' derdi. Biz milletimizin emrindeyiz, biz milletimizin yanındayız. Rusya ile Amerika arasında denge kursaydık, Azerbaycan Karabağ'a giremezdi. Biz giremezdik. Eğer biz korksaydık on yıllarca bize ambargoyla tehdit ettikleri Kapalı Maraş'ı açamazdık. Hem de en zor zamanlarımızda bunu yaptık." "TÜRKİYE ŞUNU YAPTI, KENDİSİNİ KÜRESEL GÜÇLERE TESLİM ETMEDİ" Bakan Soylu, zorlukların elbette olacağını ancak Türkiye'nin ileriye mi, yoksa geriye mi gittiğine bakılması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin insansız hava aracı üreten bir ülke konumuna geldiğine ve dünyanın bunu konuştuğuna işaret eden Soylu, şunları kaydetti: "Bugün biz Atak helikopteri üreten bir ülkeyiz. Bütün dünya bunu tartışıyor. Bugün biz iki üç yıl içinde nükleer santralleriyle beraber karşı karşıya kalabilecek bir ülkeyiz. Elbette eksikler yok mu? Eksiklerimiz vardır tabii. Eksiksiz olan Cenab-ı Allah'tır. Bizim inancımız budur. İmkanlarımız çerçevesinde riskleri alarak elimizden gelen her şeyi ortaya koymaya çalışan bir çabayı yürütmeye gayret gösteriyoruz. Elbette eksiklerimiz olabilir. Tam 2,5 yıldır bütün dünya pandemiden geçiyor. Hep beraber yaşıyoruz bunu. Ne oldu Çin? Hadi üretsin de Avrupa'yı görelim bakalım. Hadi göndersin. Hadi taşıma fiyatlarını absorbe etsin. Hadi Avrupa yapsın bakalım. Doğal gaz tehdidi yaşıyorlar. Rusya'dan mı alalım? İran'dan mı alalım? Şuradan mı alalım? Acaba bu bağımlılık bizi nereye kadar götürebilir? Göç meselesinde bütün dünyayı yalnız bıraktılar. Ekonomik kriz meselesinde bütün dünyayı yalnız bıraktılar. Bu Twitter'ı Facebook'u biz mi icat ettik? İnsanların itibarlarını altüst ediyorlar. Küresel bir saldırıyla bütün dünyayı karşı karşıya bırakıyorlar. Salgına bir çare bulama, göçe bir çare bulama, küresel sosyal medya saldırılarına bir çare bulama, vekalet savaşlarına bir çare bulama. Peki ne yapacaksınız? Türkiye şunu yaptı, kendisini küresel güçlere teslim etmedi. Tam tersine etrafındaki coğrafyalarla ve ülkelerle birebir ilişkiler kurdu. Tarihin bize emanet ettiği ilişkileri devam ettirdi. Afrika'dan dünyanın bir başka notasına kadar Türkiye emin bir devlet olabilmek için bu ortamın içinde çaba sarf etti. Elbette bunun bir maliyeti oluyor." "TÜRKİYE'NİN BİR TEK VESAYETİ KALDI O DA EKONOMİK VESAYET" Soylu, savunma sanayi ve yenilenebilir enerjide dışa bağımlılığın azaldığını, o nedenle Türkiye'nin daha rahat hareket ettiğini de belirtti. Türkiye'nin vesayetlerden kurtulduğunu vurgulayan İçişleri Bakanı Soylu, "Darbe vesayetini bitirdi Türkiye. Medya vesayetini bitirdi. Türkiye yargı üzerinden kendisine uygulanan vesayeti bitirdi. Türkiye'de siyaset tanzim edilerek oluşturulan vesayet bitti. Türkiye'nin bir tek vesayeti kaldı o da ekonomik vesayet. Türkiye onun altyapısını da o ekonomik vesayeti de ortadan kaldırabilmek için evet iyi hazırlandı. Terör bizim ekonomik vesayetle mücadelemizdeki en önemli sıkıntılı unsurlarımızdan bir tanesiydi. Hadi bakalım çıksınlar da yapsınlar yapabileceklerini. Üç gündür Jandarma Genel Komutanımız Orgeneral Arif Çetin, Şırnak'tan Cizre'ye kadar, Tunceli'ye kadar Hozat'a kadar... O Tunceli'deki Ali Boğazı'nı bilirim. İki bin terörist orada antrenman yapıyordu. Şimdi adam oynatmıyoruz adam. Hareket ettirmiyoruz. Nasıl geldik bu tabloya? Sözle, lafla gelmedik." dedi. Programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti Samsun Milletvekilleri Ahmet Demircan, Yusuf Ziya Yılmaz, Fuat Köktaş, Orhan Kırcalı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve vatandaşlar katıldı. Bakan Soylu, programlarının ardından Samsun'dan ayrıldı.

2 yıl önce

Avrupa Merkez Bankası yüksek enflasyon öngördü

Lagarde, Strazburg'da gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda konuştu. Avro Bölgesi'nde hızla yayılan Omicron varyantı ve alınan tedbirler nedeniyle büyüme hızının yavaşladığını anlatan Lagarde, "Arz darboğazları ve yüksek enerji maliyetleri gibi etkenlerin kısa vadede ekonomik aktiviteyi azaltması bekleniyor." diye konuştu. Lagarde, son Kovid-19 dalgasının ekonomiye etkisinin öncekilerden daha az olduğuna dikkati çekerek arz darboğazlarının hafiflediği yönünde de işaretler aldıklarını, bu yılın devamında güçlü ekonomik toparlanma beklediklerini anlattı. Avro Bölgesi'nde enflasyon oranının son aylarda hızla arttığını hatırlatan Lagarde, "Muhtemelen enflasyon yakın gelecekte yüksek kalacak. Enerji fiyatları enflasyondaki artışın ana nedeni olmaya devam ediyor." dedi. Lagarde, ocak ayı enflasyonunun yarıdan fazlasının enerjiden kaynaklandığına işaret ederek, "Enerji maliyetleri de birçok sektörde fiyatları yukarı çekiyor." diye konuştu. Lagarde, "Mevsimsel faktörler, artan nakliye maliyetleri ve gübre fiyatları nedeniyle gıda fiyatları da arttı." ifadesini kullandı. Jeopolitik gerilimlerin arttığını anımsatan Lagarde, sürekli yüksek seyreden enerji maliyetlerinin tüketim ve yatırımı baskıladığını belirtti. Lagarde, orta vadede yüzde 2'lik enflasyon oranı hedeflediklerini anımsatarak, "Net varlık alımlarımız bitmeden faiz artırımı yapılmayacak. Politikamızda yapılacak herhangi bir ayarlama aşamalı olacak." dedi. ECB'nin ne yapıp ne yapamayacağı konusunda açık olması gerektiğini vurgulayan Lagarde, "Para politikamız boru hatlarını gazla dolduramaz, limanlardaki yığılmayı gideremez veya daha fazla kamyon şoförü yetiştiremez." değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Esed sonunda bunu da yaptı! BM yardım kolilerine el koyup katil ordusuna dağıttı…

Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye’de rejim ve PKK kontrolündeki bölgelere gönderdiği milyonlarca koli insani yardım buhar oldu. Mağdur durumdaki insanlara ulaştırılamayan yardımların akıbeti bilinmiyor. Suriye’de rejim güçlerinin uluslararası yardımları kendi çıkarlarına kullandığı bölgedeki kaynaklar tarafından doğrulanıyordu. Bu iddialar önemli bir araştırma raporuyla da kanıtlandı. Amerikan siyasetine yön veren düşünce kuruluşlarından Centre for Strategic & International Studies (CSIS) tarafından yayınlanan “Suriye’de Yardımları Kurtarmak” başlıklı raporla, insani yardımların buharlaştırıldığını ortaya çıktı. BM yetkilileri ve Suriye’deki insani yardım çalışanları ile yapılan görüşmelere dayanarak hazırlanan 70 sayfalık rapor, rejimin yardımları yeni bir ekonomik kaynak olarak değerlendirdiğini gözler önüne serdi. REJİM KENDİNE YARDIMLARLA EKONOMİK SEKTÖR OLUŞTURDU! “BM’nin Suriye’ye para girişinin başlıca yollarından biri ve ekonomiyi canlandırmada büyük bir rol oynuyor. Bu sebeple rejim, savaş üzerinden yeni bir ekonomik sektör oluşturdu” ifadelerine yer verildi. Raporda, Kasım 2021’de Türkiye’den 1 milyon 3 bin koli erzak gitmesine rağmen ihtiyaç sahiplerine sadece 43 bin 500 kolinin ulaştığına dikkat çekildi. HIRSIZLIĞIN ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR Araştırma rejim, PKK ve muhalefet tarafından kontrol edilen farklı bölgelerde gerçekleştirildi. Özellikle SDG/PKK’nın kontrolündeki bölgelerde büyük sorunlar yaşandığının altı çizildi. Sınır ötesi sevkiyat olarak bilinen Suriye’nin kuzeybatı ve doğusundaki çatışma hatları üzerinden yardım taşınması sırasında hırsızlıkların önüne geçilemediğine ve tıbbi ekipmanların rastgele dağıtıldığına vurgu yapıldı. Ayrıca yardım görevlilerine yönelik cinayet, tehdit, keyfi tutuklama ve işkence vakalarının arttığı belirtildi. TARİHTE ÖRNEĞİ YOK Raporu kaleme alan Natasha Hall şunları kaydetti: Korkunç suçlar işleyen buna rağmen iktidarda kalıp, yardım kuruluşunu kontrol eden bir liderin tarihte çok fazla örneği yoktur. İnanılmaz bozuk bir döngü var. Eğer Esed kalmaya devam edecek ise yardım dağıtımı konusunun acilen adil bir şekilde yapılması için harekete geçilmesi gerekiyor.   SUÇLULARA DAĞITIYOR Geçen yıl yaklaşık 13.4 milyon insan, bir önceki yıla göre yüzde 21 artışla insani yardıma ihtiyaç duydu. CSIS’e göre, Batılı hükümetler son 10 yılda insani yardıma yılda yaklaşık 2,5 milyar dolar katkıda bulundu. Esed hükümetinin 10 yıldan fazla bir süredir yardımları, muhaliflerden alıkoyup müttefiklere yönlendirdiği ifade edildi. Ese d rejiminin vize onayları da dahil olmak üzere yardım kuruluşlarına erişim konusunda tüm yetkilileri elinde bulundurmasının büyük bir istismar kapısı açtığına vurgu yapıldı. BM’deçalışanların büyük bölümünün ise üst düzey rejim yanlılılarının akrabası olduğu tespit edildi. ESED KARDEŞİNİ FONLUYOR BM gıdalarının orduya dağıtılmasının ötesinde, insan hakları ihlallerinden doğrudan sorumlu kişiler bundan faydalandığı belirlendi. Raporda, katil Esed’in kardeşi Maher Esed ve 14. Tümeni’ne yakın bir işadamı olan Muhammed Hamşo’nun, rejim tarafından geri alınan bölgelerdeki madenleri çıkarmak ve yeniden işleyip Hadeed Maden İşleme Şirketi’nde satmak için BM ile satın alma sözleşmeleri aldığı ortaya çıktı.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nun piar çalışması elinde patladı! “Siz hiç "Elinde ekmek ile" temel atma törenine katılan vatandaş gördünüz mü?”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevi hariç her işi yapan, icraatlarından çok skandallarıyla gündeme gelen, her fırsatı reklam olarak kullanan Ekrem İmamoğlu’nun, Avcılar Yeşilkent Mahallesi'nde temel atma töreninde ayakta kalan bir vatandaşı kendi koltuğuna davet etmesi yeni bir piar çalışması olarak yorumlandı. PİAR ÇALIŞMASI İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avcılar Yeşilkent Mahallesi'nde atık su, yağmur suyu kanalı ve dere ıslahı inşaatı temel atma töreninde konuştu. İmamoğlu, temel atma töreni sırasında konuşurken, ayakta kaldığını fark ettiği bir vatandaşı kendi koltuğuna davet etmesi piar çalışmalarına özen gösteren İmamoğlu’nun reklam çalışması olarak yorumlamlandı. https://twitter.com/ibbhaberleri/status/1493871913550110723?s=21 Görüntüleri kendi hesabında paylaşan bir sosyal medya kullancısı, “Siz hiç "Elinde ekmek ile" temel atma törenine katılan vatandaş gördünüz mü?” diye sordu. https://twitter.com/envercelaleddin/status/1493910480360022020?s=21

2 yıl önce

Putin yedek askerleri orduya çağırdı

Rusya Yasal Enformasyon İnternet Portalı'nda Putin’in yayımlanan kararına göre, Rusya Silahlı Kuvvetlerinde, Rusya Ulusal Muhafız Birliklerinde, devlet güvenlik kurumlarında ve Federal Güvenlik Servisi kurumlarında askerlik görevi ile ilgili olarak yedekte bulunan Rusya Federasyonu vatandaşlarına 2022 yılında eğitime alınmaları için çağrı yapıldı. Ayrıca karar ile bakanlar kuruluna ve federal bölgelerin yönetimlerine, yükümlü vatandaşların askerlik eğitimine çağrılması ve ilgili faaliyetlerin uygulanmasını sağlama konusunda talimat verildi. Rus Federal Yasalarına göre, yedekte olan yükümlüler 3 yılda bir defadan fazla eğitime çağrılamıyor.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 24 25