07 Mayıs Salı 2024
1 yıl önce

Düzensiz göçle Türkiye ve Azerbaycan ortak mücadele edecek

TBMM Dışişleri Komisyonunun son toplantısında, Türkiye ile Azerbaycan Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasını Değiştiren Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi kabul edildi. Komisyonda, milletvekillerine bilgi veren Kıran, Türkiye'nin, Azerbaycan ile güvenlik iş birliğine önem atfettiğini, kolluk makamları arasında her düzeyde karşılıklı temas ve ziyaretlerin gerçekleştirildiğini dile getirdi. Azerbaycan kolluk kuvvetlerine Türkiye'de kurs ve eğitimlerin verildiğini belirten Kıran, "Azerbaycan ile terörle mücadele, uyuşturucu, kaçakçılık, organize suçlar ve asayiş suçlarına karşı ortak mücadele yürütüyoruz. Bunu yaparken afetlerde ve acil durumlarda karşılıklı destek de dahil yeni iş birliği imkanlarını değerlendiriyoruz." diye konuştu. Kolluk makamlarının Azerbaycanlı muhataplarıyla giderek gelişen ilişkileri temelinde 2013'te imzalanan Güvenlik İşbirliği Anlaşması'nın güncellenmesi ihtiyacının ortaya çıktığını hatırlatan Kıran, bu amaçla 2020'de ek protokol imzalandığını belirtti. "Ek protokolle insan ticareti ve göçmen kaçakçılığına ilave olarak zorla çalıştırma ve düzensiz göç, birlikte takip edilecek suçlar kapsamına alınıyor." diyen Kıran, terör suçları, casusluk ve yıkıcı faaliyetler, ödeme yöntemleri ve menkul kıymetler sahteciliği, her türlü emtia ve diğer ürünlerin kaçakçılığı, vatandaşların hayatlarına, sağlığına, onur ve haysiyetine yönelik suçlar, mal varlığına karşı suçlar ile yasa dışı organ, doku ve hücre ticaretiyle mücadele gibi suç türlerinin de yeni iş birliği alanları olarak anlaşmaya eklendiğini ifade etti. Kıran, anlaşmanın eğitim ve ortak operasyonlara ilişkin hükümlerinde yer alan "polis" ifadelerinin Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığını da içerecek şekilde "kolluk" olarak değiştirildiğini kaydetti.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Türkiye ile Avusturya arasında, İngiltere, Almanya ve birçok ülke ile yürüttüğümüz, ortak mekanizma kurma kararı aldık

Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ve Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner, Dışişleri Bakanlığı Fatin Rüştü Zorlu Salonu'nda ortak basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Soylu, bölgeyi ve dünyayı etkileyen krizlerin üstesinden gelmek için ikili ve bölgesel iş birliklerinin öneminin her geçen gün arttığına işaret ederek, toplantıda hem son dönemde yaşanan gelişmeleri hem de iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdiklerini belirtti. Sonuca yönelik bir toplantı olduğunu söyleyen Soylu, şunları kaydetti: "Türkiye ile Avusturya arasında, İngiltere, Almanya ve birçok ülkeyle çok başarılı olarak yürüttüğümüz bir ortak mekanizma kurma kararı aldık. Bakanların koordinasyonlarında ve ilgili yetkilendirilecekleri kişi ve heyetlerle birlikte bunun Avusturya ve Türkiye'nin gerek güvenlik gerek terörle mücadele gerek uyuşturucuyla mücadele gerek kaçak göçle mücadele ve diğer göçle mücadele gerek mali suçlarla gerek bilişim suçlarıyla gerekse sanal kumar dahil olmak üzere birçok sınır aşan suçlarla mücadelede önemli bir adım olduğunu değerlendirmek isterim. İnanıyorum ki bu mekanizma, Avusturya ile Türkiye arasındaki güvenlik alanında hem yeni iş birliklerinin hem yeni pencerelerin hem de yeni adımların atılmasına vesile olacaktır." Süleyman Soylu, toplantıda terörle mücadele konusunun da ele alındığını belirterek, "PKK, KCK, PYD ve aynı zamanda FETÖ, DHKPC, MLKP gibi birçok örgütle ortak mücadele etmenin zeminini bir şekilde karşılıklı değerlendirdik. Yine aynı zamanda Türkiye'nin DEAŞ ile yapmış olduğu mücadeleyi hep birlikte konuştuk." dedi. Toplantıda, sermaye aktarımının, Bitcoin gibi kripto paralar üzerinden yapıldığı mali suçlara karşı alınacak tedbirlerin öneminin vurgulandığını aktaran Bakan Soylu, "Bütün bunlarla birlikte, ülkelerimizin ve nesillerimizin en önemli meselelerinden birisi olan uyuşturucuda bugüne kadar ortaya koyduğumuz iş birliğinin, bugünden sonra da aynı şekilde devam edilmesinin altı da çizildi." diye konuştu. Soylu, Türkiye'nin hem düzensiz göç hem de iç savaşlar ve vekalet savaşlarından kaynaklanan kitlesel göçle mücadele için yaptıklarının görüşüldüğünü belirterek, göçün kaynağında durdurulması gerektiğinin altını çizdi. "MUTABAKATIN GÜNCELLENMESİNE İHTİYAÇ VAR" Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki göç ve Suriyeli sığınmacılar konulu 18 Mart mutabakatının güncellenmesi için Türkiye ve Avusturya'nın ortak bir adım atması bekleniyor. AB'nin, maddi taahhütlerin doğrudan sivil toplum kuruluşlarına aktarılmasını istemesine ilişkin düşünceniz nedir?" sorusu üzerine, göçün bir sınır meselesi olmadığını, bütün dünyanın bu konuda yapması gerekenler bulunduğunu ifade etti. Ortak mutabakatla göçü kaynağında engelleyebilecek bir iradenin ortaya koyulması gerektiğini söyleyen Soylu, "Eğer bu yapılmazsa, eğer bu bilinen gerçek, bütün dünya ülkeleri tarafından kabul edilen gerçek yapılmazsa 21. yüzyılın en yakıcı meselelerinden birisi göç olmaya elbette ki devam edecek." dedi. Süleyman Soylu, 18 Mart mutabakatının güncellenmesi gerektiğini belirterek, "Çünkü 18 Mart mutabakatının şu anda görünürde olduğu ve işlemediği apaçık ortadadır. 18 Mart mutabakatının yükünün, Türkiye'nin üzerinde olduğu da apaçık ortadadır. Bu herkes tarafından da bilinmekte ve anlaşılmaktadır. Muhataplarımıza da bunu defalarca izah etmeye çalışıyoruz, anlatıyoruz. Bence karşılıklı ilişkilerimizde onlar da anlıyorlar. Ben önümüzdeki günlerde bunun kaçınılmaz olduğuna ve bunun gerçekleşebileceğine inanıyorum." diye konuştu. Türkiye'nin göçle mücadele için elinden gelen gayreti gösterdiğine işaret eden Bakan Soylu, "Onun için 18 Mart mutabakatını tekrar değerlendirmek elbette ki en önemli önümüzdeki süreçlerden birisi olarak durmaktadır." ifadesini kullandı.

1 yıl önce

Millet İttifakı ortakları Deva Partisi ile Gelecek Partisi birbirine girdi: “En büyük hatamız sizi adam yerine koymak…”

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1550709129144057856?s=21&t=ItI0vKYmhZmAxGtVnosGgA Millet İttifakı’nda sular durulmuyor. Saadet Partisi’nin İstanbul Sözleşmesi ile alakalı CHP ve İYİ Parti’den ayrışan açıklamaları sonrası şimdi de Deva Partisi ile Gelecek Partisi birbirine girdi. Saadet Partisi ve Gelecek partisi ile olası bir ittifakı kibirli bir dille reddeden DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın “Sayın Davutoğlu, "Saadet, Gelecek ve DEVA ittifak yapalım" diye önerdi. Partinin yetkili organlarına götürdük. Başkanlık kurulunda 21'de 21 reddedildi. Bir kişi bile desteklemedi. İstemiyor arkadaşlarımız.” açıklamasının ardından. Gelecek Partisi kurucular kurulu üyesi Abdülkadir Baykay’dan, 6’lı masaya birlikte oturdukları ittifak ortakları Ali Babacan’ı aşağıladı. Baykay, “En büyük hata sizi adam yerine koyup teklif götürenlerdedir.” dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1550868511878258691?s=21&t=ItI0vKYmhZmAxGtVnosGgA

1 yıl önce

CHP'li belediyelere karşı AK Parti'den ortak açıklama: Beceriksizliklerini örtmelerine geçit vermeyeceğiz

CHP'li 11 büyükşehir belediyesinin AK Parti grup başkanvekilleri, belediye başkanlarına, yönettikleri şehirlerin sorunlarını çözmek yerine "beceriksizliklerini" örtmek için gündem değiştirmelerine geçit vermeyeceklerini, bu şehirlerde milleti "Ak belediyecilikle" buluşturmak için gece gündüz çalışacaklarını ifade etti. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla, Tekirdağ, Hatay büyükşehir belediye meclislerinin AK Parti grup başkanvekilleri, AK Parti İzmir İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Toplantının ortak açıklamasını okuyan İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, CHP'li belediye başkanları tarafından yönetilen 11 büyükşehrin her geçen gün geriye gittiğini, belediyecilik adına bir tane somut projeyi kamuoyuna duyuramadıklarını, algı, mazeret ve yalanda birlik motivasyonuyla hareket ettiklerini savundu. CHP'li büyükşehirlerin zor günde vatandaşın yanında olmadığını, olan biteni seyredip, bunu siyasi ve ekonomik fırsata çevirdiğini ileri süren Hızal, İzmir'de de üçüncü sınıf belediyecilik anlayışıyla gerçek ihtiyaç ve beklentilerden uzak, idari ve mali disiplinden yoksun, liyakat ve ehliyetten nasibini almamış, partizanlığın ve adam kayırmacılığın zirve yaptığı, şeffaflığın olmadığı bir yönetimle karşı karşıya olduklarını ifade etti. Hızal, şunları kaydetti: "AK Parti meclis gruplarının temel misyonu, bu noktada dikkatleri yerele çekmek, seçmen adına hesap sormak, vaatlerin takipçisi olmak, algı-manipülasyon oyunlarına karşı uyanık olmak, kamuoyunu uyarmak ve halkımızın menfaatine olan projelerin ivedilikle halkımıza ulaşmasıdır. İzmir'den tüm halkımızın huzurunda Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Mersin, Muğla, Tekirdağ büyükşehir belediye başkanlarına bir kez daha soruyoruz. Yönettiğiniz şehirlerde belediye meclislerine herhangi bir proje getirdiniz de AK Parti Meclis Grupları olarak 'hayır' mı dedik? Ya da merkezi idareden gelen kaynaklarda tek bir kuruşunuz eksik mi geldi? Bu soruların cevaplarını dürüst bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaya ya da belirledikleri mecralarda milletimizin huzurunda tartışmaya davet ediyoruz. Başkanların, yönettikleri şehirlerin sorunlarını çözmek yerine 'beceriksizliklerini' örtmek için gündem değiştirmelerine geçit vermeyeceğiz. Bu şehirlerde milleti 'Ak belediyecilikle' buluşturmak için gece gündüz çalışacağız." Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Hızal, Menderes Belediyesine yönelik soruşturmanın hatırlatılması üzerine, "Burada asıl algıyı yapan CHP'li yöneticiler. CHP'li ilçe belediyelerinde ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz. Urla'da FETÖ ile iltisaklı ve yargı kararı ile ortaya konmuş bir belediye başkanı görevden alındı. Menemen'de yolsuzluktan dolayı görevden alınmış bir belediye başkanı var. Menderes'te rüşvet soruşturması sonucunda görevden alınma var. CHP'li yöneticilerin İzmir halkına 'Bu kişileri kimler aday gösterdi' hesabını vermesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı. Kentte yaşanan koku sorununun Çiğli Arıtma Tesisi'nin kapasitesinin çok üzerinde çalışmasının en büyük sebeplerden biri olduğunu dile getiren Hızal, Körfez'in can çekişmesinin temel nedeninin ise CHP'li belediye başkanları olduğunu ileri sürdü. Esenler Belediye Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu ise bir gazetecinin, "İzmir'e en son ne zaman geldiniz? İzmir'i belediyecilik hizmeti açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "İzmir'e 20 yıl önce geldim, değişen bir şey yok." yanıtını verdi.

1 yıl önce

CHP’nin olağanüstü toplantı çağrısına gizli ortak HDP’den tepki

HDP, CHP’nin TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmasına tepki göstererek 1 Ağustos’ta TBMM’ye gelmeyeceklerini duyurdu. Siyaset gündeminde CHP’nin TBMM’yi olağanüstü toplama çağrısı var. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SORUNLARINI GÖRÜŞMEK ÜZERE TOPLANACAKLAR CHP 1 Ağustos günü sağlık çalışanlarının sorunlarını görüşmek üzere Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop Meclisi, Anayasa’nın 93 ve Meclis İçtüzüğü’nün 7’nci maddeleri gereğince, 1 Ağustos Pazartesi günü saat 15.00’te toplantıya çağırdı. “CHP BİZİMLE İLETİŞİME GEÇMEDİ” Bu gelişmeye HDP’den tepki geldi. HDP Grup Başkan Vekili Meral Daniş Beştaş, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Beştaş, Genel Kurul’a katılmayacaklarını duyurdu. “1 AĞUSTOS’TA BURADA OLMAYACAĞIZ” HDP’li Beştaş şöyle dedi: “Bizim sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili görüşümüz nettir. Onlardan yana olduk. CHP sağlıkta şiddet konulu bir yasa teklifi hazırladı ve Meclis’e sunuldu. Maalesef CHP bu teklifle ilgili bizimle hiçbir şekilde iletişime geçmedi. İletişim konusunda bir teşebbüsü olmadı. Bunu görüşme şansımız da olmadı. Biz; CHP’nin bu konuda siyasi nezaket kurallarına uygun davranmadığı görüşündeyiz. Önerilerimizi sormamasını talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Biz 1 Ağustos’ta burada olamayacağız.”

1 yıl önce

Erdoğan ve Putin görüşmesi sonrası sekiz maddelik ortak bildiri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi'ye yaptığı günübirlik çalışma ziyareti kapsamında Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir araya geldi. Heyetlerarası görüşmenin ardından iki lider baş başa bir araya geldi. Görüşme dört saat 10 dakika sürdü Dünyanın gözünü çevirdiği zirve sonrası Türkiye ve Rusya sekiz maddelik ortak bildiri yayınladı. İşte o maddeler: İki lider, Türkiye-Rusya ilişkilerinin, mevcut bölgesel ve küresel tüm sınamalara rağmen, karşılıklı saygı ve mütekabil çıkarların tanınması temelinde ve uluslararası yükümlülüklerle uyumlu olarak ilerletilmesi yönündeki ortak iradelerini teyit etmişlerdir. Bu anlayış çerçevesinde Türkiye-Rusya ikili ilişkilerinin gündeminde yer alan konular üzerinde kapsamlı istişarelerde bulunan Liderler; iki ülke arasındaki ticaret hacminin tespit edilen hedefler doğrultusunda ve dengeli bir temelde artırılması; ekonomi ve enerji alanlarında iki ülkenin birbirlerinden beklentilerinin mütekabiliyet çerçevesinde karşılanması; ulaştırma, ticaret, tarım, sanayi, finans, turizm ve inşaat gibi sektörlerde uzun süredir iki ülke gündeminde bulunan konularda işbirliğinin güçlendirilmesi yönünde somut adımlar atılması üzerinde mutabık kalmışlardır. İSTANBUL MUTABAKATI YAPICI ROL OYNADI Bölgesel konular bağlamında, liderler, Türkiye ile Rusya arasında var olan samimi, açık sözlü ve güvene dayalı ilişkilerin bölgesel ve uluslararası istikrarın tesisi açısından taşıdığı kilit öneme işaret etmişledir. İki lider bu çerçevede, Ukrayna limanlarından tahıl ve gıda ürünlerinin emniyetli taşınmasına yönelik İstanbul Mutabakatına varılmasında iki ülke arasındaki yapıcı ilişkilerin rol oynadığını teyit etmişlerdir. İki lider, Rusya'nın tahıl, gübre ve gübre üretimi için gerekli hammaddenin kesintisiz ihracı dahil, İstanbul mutabakatının lafzı ve ruhuna uygun şekilde tam olarak uygulanması lazım geldiğinin altını çizmişlerdir. SURİYE'DE TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI ORTAK MÜCADELE Suriye'deki son gelişmeler üzerinde durulan görüşmede Liderler, ülkede kalıcı çözüme ulaşılması için siyasi sürecin ilerletilmesine atfettikleri önemin altını çizmişlerdir. Liderler, Suriye'nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına atfettikleri öneme işaretle, Suriye'de tüm terör örgütlerine karşı mücadelede dayanışma ve eşgüdüm içinde hareket etme kararlılıklarını teyit etmişlerdir. İki lider, Libya'nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılıklarını vurgulamışlardır. Libyalılar arasında mümkün olan en geniş mutabakat temelinde serbest, adil ve muteber seçimlerin düzenlenmesinin önemini vurgulamış ve BM himayesinde yürütülen Libya liderliğindeki ve Libya sahipliğindeki siyasi sürece desteklerini yinelemişlerdir. Liderler, Türkiye-Rusya Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin müteakip toplantısının Türkiye'de gerçekleştirilmesi üzerinde mutabık kalmışlardır. 'BÖLGEYE RAHATLAMA GETİRECEK' İki lider bir araya gelemden önce ortak basın toplantısı düzenlemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Suriye'deki gelişmeleri bu vesileyle özellikle ele almamız inanıyorum ki bölgeye ayrıca rahatlama getirecektir." dedi. Görüşmenin basına açık bölümünde konuşan Başkan Erdoğan, Putin'e teşekkür ederek Tahran ziyaretinin ardından 17 gün aradan sonra tekrar bir araya gelişleri sebebiyle memnuniyetini ifade etti. PUTİN: AVRUPA, TÜRKİYE'YE MİNNETTAR OLMALIDIR Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise şu açıklamada bulunmuştu: "Bugünkü Soçi toplantısından önce ekonomik konulardan sorumlu Rus kurum ve kuruluşlarımız davetiniz üzerine Türkiye'ye geldi. İkili işbirliğimizin tüm önemli kilit boyutlarını Türkiye'deki bu görüşmelerde ele aldılar. Görüşülmesi gereken birçok konu var. Ticaret hacmimiz bu yıl yüzde 70 oranında arttı. Hatta yılın ilk çeyreğinde 2 misli artmış bulunuyor. Bizim gerçekleştirdiğimiz birçok stratejik proje de var örneğin Akkuyu Nükleer Güç Santrali. Enerji sektöründe de birtakım projelerimiz var. Türk akımı proje hattını tamamladık. Rus gazını Avrupa'ya sevk edebileceğimiz önemli boru hatlarından biri haline geldi. Türk akımı eksiksiz şekilde çalışmaya devam ediyor. Türkiye sadece doğalgaz sevk etmiyor, Avrupa'daki tüketicilere de gazımızı aktarıyor. Avrupa'daki tüketiciler, Rus gazını Türkiye'den alabildikleri için Türkiye'ye minnettar olmalılar. Türkiye'ye sıkıntı çekmeden petrol, kömür ve doğalgaz ihraç ediyoruz."

1 yıl önce

İzmir'deki kötü koku Fatih Portakal’ı çıldırttı, Tunç Soyer’e sert tepki: Yazık

Uzun zamandır CHP’li belediye başkanları tarafından yönetilen İzmir’de temizlik ve alt yapı ile ilgili sorunlar bir türlü çözülemedi. Bu durum, CHP’ye olan desteğiyle bilinen gazeteci Fatih Portakal‘ı bile çileden çıkardı. PORTAKAL’DAN SOYER’E: YAZIK Sıcak havalarda daha hissedilir olan kötü kokuya Twitter hesabından isyan eden Portakal, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i eleştirdi. Paylaşımında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni de etiketleyen Portakal, “Bornova ağaçlı yolda işim vardı. Yürürken bu pis, kokan kanal yatağı dikkatimi çekti. Bundan 30 dk önce de belediyenin citta slov duyurusunu ışıklı panoda görmüştüm. Fotoyu çekip paylaşmak istedim. Bir unvanı hak etmek gerekiyor. Yazık! Laf boş görüntü gerçek” ifadelerini kullandı. https://twitter.com/fatihportakal/status/1558063764901076993?s=21&t=195_eJ4TT7_TvObMf-4n8A

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı adayını henüz belirleyemeyen 6'lı masa ortakları, göç konusunda da ayrıştı

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda henüz uzlaşıya varamayan 6'lı masada, sığınmacılar konusunda da çatlak var. 6'lı masanın bugüne kadar 3 kez toplanan Göç Komisyonu'nun İP ve DP'li üyeleri sığınmacıların hemen ülkelerine gönderilmesini savunuyor. Saadet, DEVA ve Gelecek ise bunun zamana yayılmasından yana. CHP yöntem konusunda kararsız. Cumhurbaşkanı adayını henüz belirleyemeyen 6'lı masa ortakları, göç konusunda ayrıştı. Güçlendirmiş parlamenter sistem için yola çıkan CHP, İP, SP, DP, Gelecek ve Deva, sorun gördükleri konuların çözümü için komisyonlar da kurdu. Yeni Şafak'ın haberine göre, Bugüne kadar 3 defa toplanan göç komisyonunda sığınmacıların dönüşü konusunda 6 partinin hemfikir olduğu dikkat çekilse de bunun şekil ve yöntemi konusunda detaylarda kriz yaşandığı öğrenildi. Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi konusunda DP ve İP hemen gitmelerini istiyor. SP, DEVA ve Gelecek Partilerinin ise bu konunun zamana yayılarak çözülmesinden yana olduğu ileri sürülüyor. Bu partilerin gönüllü ya da isteğe bağlı dönüş mekanizmasına sıcak baktıkları kaydediliyor. Masanın büyük ortağı ve kamuoyuna yaptığı açıklamalarla Suriyelileri her fırsatta göndereceğini açıklayan CHP'nin ise komisyonda yöntem konusunda kararsız kaldığı bildirildi.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 25 26