27 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Washington Post: Türkler Osmanlı’dan sonra ilk kez bu kadar güçlü

washington post, Türkiye, osmanlı, en güçlü dönem, amerika, avrupa, doğu akdeniz, mavi vatan, ırak, suriye, libya, azerbaycan,  katar, somali, afganistan, kktc

2 yıl önce

Anaokulunda skandal! Çarşafla korkutup Osmanlı'yı karaladılar

İstanbul Maltepe'de bulunan özel bir anaokulunda yapılan bir etkinliğe ilişkin skandal görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliği düzenlendiği ve bir oyun sahnelendiği görülüyor. Ancak Osmanlı Devleti'ni karalayan, yanlış tarihi bilgiler verilen oyunda, Osmanlı ve padişahlar çocuklara kötüleniyor. Oyunun bir anında erkek rolündeki bir kadının arkasından dört çarşaflı kadın sahne alıyor. Bu sırada ise minik çocuklardan bazılarının korku içinde, "Annemi istiyorum" demeye başladığı duyuluyor. 2015'te CHP'den İstanbul 2. Bölge Milletvekili aday adayı olan Hikmet Dolun Binzinger'in sahibi olduğu anaokulundaki skandal etkinlik velilerin tepkisini çekti. Bir veli, SABAH'a şunları söyledi: Tavsiye üzerine çocuğumu buraya kaydettirdim. Eşim bana bu görüntüleri gönderdi. İzleyince şoka girdim. Anaokulu değil, resmen misyonerlik okulu. Yapılan etkinlikte tarihi gerçekleri yanlış aktarıp padişahlara iftira atıyorlar. Görüntülerde Osmanlı'yı karalayan ise okulun sahibi Hikmet Dolun Binzinger'di. 3-4 yaşındaki bu çocuklara bu şekilde korku dolu, yalan yanlış, beyin yıkama formasyonuyla tarih anlatılması doğru mu? Görüntüleri gördükten sonra çocuğumla konuştum. Çocuğuma da, 'Çarşaf giyen insanlar nasıl insanlar?' diye sordum. Çocuğum 'Kötü insanlar' cevabını verdi. Avukatımla görüştüm, suç duyurusunda bulunacağım.

2 yıl önce

Rumlarda Osmanlı tapusu paniği! Anastasiadis'i korku sardı

KKTC'de mahkeme olarak görev yapan Taşınmaz Mal Komisyonu, 46 yıl kapalı kaldıktan sonra iki yıl önce ziyarete açılan turistik Maraş kentiyle ilgili tarihi bir karar aldı. Buna göre; KKTC aleyhine bir Rum'un açtığı mülk davasında, söz konusu taşınmazın Osmanlı döneminden Abdullah Paşa Vakfı'na ait olduğunu orijinal tapuyla belgeleyen Vakıflar İdaresi davaya müdahil oldu. İçinde iki yabancı üyenin de bulunduğu mahkeme, bugüne kadar yalnızca 1974'teki tapu kayıtlarını, yani Rumların bireysel tapularını geçerli sayıyordu. Osmanlı dönemindeki tapulara ilişkin olarak ise itirazlar dile getiriliyordu. ZAMAN AŞIMI TARTIŞMASI Komisyon geçen hafta, Vakıflar İdaresi'nin söz konusu davaya müdahil olma talebini değerlendirdi. Rum tarafının avukatı, 1940'lı yıllarda bireysel mülk tapusu yapılan taşınmaz ile ilgili Vakıflar Hukuku'na (Ahkam-ül Evkaf) göre itiraz süresinin 36 yıl olduğunu, ancak bu süre üzerinden 80 yıl geçtiğini ve itirazın zaman aşımına uğradığını savundu. Vakıflar İdaresi avukatları ise orijinal tapuların 1990 yılında bir apartmanın bodrum katında bulunduğunu ve itirazla ilgili zaman aşımı süresinin bu tarihten başlaması gerektiğini bildirdi. Böylece Komisyon, tarihinde ilk kez, ihtilaflı bir mülk davasında Vakıflar İdaresi'nin davaya dahil olmasına karar verdi. Vakıflar bugüne kadar ancak davacı kabul ederse davalara müdahil olabiliyordu. 'YAĞMALADILAR' Vakıflar İdaresi Genel Müdürü İbrahim Benter, yaptığı açıklamada davanın devam ettiğini ve alınan kararın hukuk mücadelelerinde önemli bir adım olduğunu belirterek şöyle dedi: "46 yıl kapalı tutulan Maraş kenti 4637 dönümden oluşuyor. Bu alanın tümü Osmanlı döneminden 3 vakfa tapulu. Rumlar 1944'te İngilizlerin mal dönüşüm yasalarını da kullanarak, devredilmesi hukuken mümkün olmayan vakıf mülklerini hileli yöntemlerle bireysel mülk haline getirdi. Maraş'ın tümü Osmanlı mülküdür. Göreve geldiğim günden bu yana mücadele ediyorum, ecdadımızın mirası, yetim mallarını kimseye yedirmeyeceğiz. Kim vakıf malına zarar verirse, Kanuni Sultan Süleyman'ın vakıf bedduası üzerlerine olsun." 'TÜRKLERİN TUZAĞI' Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ise komisyonun kararına sert tepki gösterdi. Rum halkına Taşınmaz Mal Komisyonu'na başvurmama çağrısı yapan Anastasiadis, "Türklerin tuzağı bu. Osmanlı tapularıyla Maraş'ın tümünü almak istiyorlar" dedi. Rum lider, geçen yıl gündeme getirdiği, "Maraş'ı BM üzerinden bize verin, Ercan Havaalanı'nın BM denetiminde uluslararası trafiğe açılmasına izin verelim" teklifini de tekrarladı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise, "Maraş'ın iadesini istiyor, ne münasebet, mümkün değil" karşılığını verdi. İNGİLİZ ÜSSÜNDEKİ MÜLKLERİN DURUMU İbrahim Benter, Kıbrıs'ta İngiltere'nin deniz ve hava üslerinin bulunduğu iki egemen bölgesi olduğuna dikkat çekerek, "İngiltere Ağrotur hava üssündeki arazilerinin önemli bölümünü askeri bölge statüsünden çıkardı. Bu alan İngiliz toprağı kabul ediliyor ancak 1960'taki anlaşmalara göre, vakıf arazilerini bize devretmek zorundalar. İngiliz üsleri komutanı Tümgeneral Robert John Thomson, 2400 dönüm vakıf arazisini Rumlara devretmeyeceği yönünde yazılı taahhütte bulundu. Ancak imar konusunda Rum belediyelerine devretti. Şimdi İngilizleri de dava edeceğiz" dedi. 30 BİN KURUŞA SATIN ALMIŞ MARAŞ'ta Abdullah Paşa Vakfı'na ait 2743 dönüm arazi, günümüzde 5 yıldızlı otellerin bulunduğu sahil şeridinin tümünü kapsıyor. Sadrazam Abdullah Paşa, Kıbrıs Valisi olduğu dönemde hak sahiplerine 30 bin kuruş ödeyerek mülkleri satın almış ve vakfetmiş. TAŞINMAZ MAL KOMİSYONU NEDİR? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yönlendirmesiyle 2005'te kurulan 'mahkeme niteliğindeki' Taşınmaz Mal Komisyonu, Rumların özellikle 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonraki bireysel mülk davalarına bakıyor. Komisyon, KKTC'deki mülk davalarına tazminat, iade ve takas yöntemleriyle çözüm buluyor. Maraş kentiyle ilgili 400'e yakın başvuruya ise iki yıl öncesine kadar 'askeri bölge' olması nedeniyle bakılamıyordu.

2 yıl önce

CHP’den sapkınlığa açık destek: Medeni ülkelerde aynı cinsiyetten kişiler evleniyor Osmanlı'nın kör bakışından bakmamalıyız

Kadıköy Belediyesi CHP'li Meclis Üyesi İrfan Gümrah, LGBT'lilerle ilgili yaptığı açıklamada skandal ifadelere yer verdi. Gümrah, medeni ülkelerde aynı cinsiyetten kişilerin evliliğine izin verildiğini belirterek, 'Artık dünyaya Osmanlı'nın eski o kör bakışından bakmayıp daha modern bakmak gerekir.' dedi.

1 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Osmanlı'ya nefret kusan CHP'li Tunç Soyer'e sert tepki: İflah olmaz bir cahillik

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümü etkinliklerinde işgalci Yunanistan'a tek kelime etmezken, Osmanlı'yı suçladı. https://twitter.com/bugunguncel/status/1568515329181065216?s=46&t=t1YvW9qVSAa7LGZUcQhjaA OSMANLI'YI HAİN İLAN ETTİ "100 yıl önceydi bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi" diyen Soyer, "Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar ve teslim oldular" ifadelerini kullandı. İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Osmanlı'yı hedef almasına tepkiler peş peşe geldi. 'Tedavisi imkansız devşirme hastalığı' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yaptığı açıklamada Soyer'e "İflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır" ifadelerini kullanarak sert çıktı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek kelime edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerinin 9 Eylül 1922 tarihinin 100'üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır" diye konuştu.

1 yıl önce

Yunan aşığı Tunç Soyer’e İlber Ortaylı’dan cevap: ‘Ben Osmanlı İmparatorluğu’nun çocuğuyum’

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı birkaç yıl önce katıldığı bir konferansta Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili olarak açıklamalarda bulunmuştu. “Ben Osmanlı İmparatorluğu’nun çocuğuyum ve benim için Osmanlılık her şeyden daha temeldir” diyen Ortaylı şöyle devam etmişti: “Yani onu inkar etmem mümkün değildir. Biz onun sayesinde varız. Onun sayesinde kültürel kişiliğimiz oluşuyor. Onu anlamayanın kültürel kişiliği kopuktur. İstediği kadar Fransızca bilsin, İngilizce bilsin. Onu anlamayanın İskenderiye hamalı kadar değeri yoktur. Bir münevverin bağlantısı, kişiliği, omurgası, her şeyden evvel bulunduğu vatanla, vatandan da ötede bulunduğu şehir ve köyle kaimdir. Bu çok önemlidir” TUNÇ SOYER’DEN SKANDAL SÖZLER CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in 100. yıl kutlamalarında alenen Osmanlı’ya hakaret ederek, ‘’100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi. Saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar.’’ dedi. Soyer, konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ayaklar altına aldılar, teslim oldular. Bir sabah emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti. Yine o sabah tam da bu bulunduğumuz noktada, kordon boyundan göğü yırtan bir ses yükseldi. İlber Ortaylı’nın yıllar önceki açıklamaları, Osmanlı’ya hain diyen Tunç Soyer’e cevap niyetinde yeniden sosyal medyada gündem oldu. https://twitter.com/ovencomer/status/1568518025338572800?s=46&t=1Qkx1Ri1T9Dj_qnjD-2Gbg

1 yıl önce

Murat Bardakçı, ‘Osmanlı’ya hain’ diyen CHP’li cahil Tunç Soyer’e cevabı çoktan vermiş: ‘Yayınlarsam ortalık karışır’

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Osmanlı’yı hedef alan konuşmasına tepkiler çığ gibi büyürken tarihçilerin bu konudaki açıklamaları da yeniden gündeme geldi. Tarihçi-Yazar Murat Bardakçı, Milli Mücadele’nin ilk adımını, Atatürk’ün Samsun’a gidişini şöyle anlatıyor: “Atatürk’ün Samsun yolculuğu Osmanlı Devleti’nin hazırladığı çok ciddi bir operasyondur, bir kurmay operasyondur. En ince ayrıntısına kadar günler öncesinden hazırlanmıştır. Atatürk’ün gizlice Samsun’a gittiği söyleniyor öyle bir şey yok. Samsun belgeleri 1943’ten itibaren yayınlanmaya başlanmış, yayınlanmayan birçok belge tarafımdan neşredilmiş ve 16 Mayıs 1919’da 79 kişi ile beraber İstanbul’da Samsun’a gitmek üzere yola çıkan Bandırma Vapuru hakkında yolculuğun hazırlık aşamasından itibaren bütün ayrıntıları ortaya konmuştur. Belgelerden görülen, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a sadece kendi iradesi yahut Sultan Vahdettin’in talimatı ile değil, devletin kararı ile gittiği ve seyahatin bir devlet operasyonu olduğudur” https://twitter.com/bugunguncel/status/1568871863828316161?s=46&t=GQoIuyfvnmQPdASYZyyl6w “YAYINLARSAM ORTALIK KARIŞIR” Öte yandan Bardakçı’nın “Sultan Vahdettin’in kendi el yazısı ile yazdığı hatıralar elimizde ama bazı kanunlar nedeniyle yayınlayamam. Yayınlarsam ortalık karışır.” şeklindeki ifadeleri de sosyal medyanın gündeminde.

1 yıl önce

AK Parti’li Ömer Çelik'ten CHP'li Tunç Soyer'in sözlerine tepki: Osmanlı da bizim Türkiye de bizim

Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Yunanistan ve meydan okumalar temelinde bir takım değerlendirmeler yapılıyor. Dış güvenlik ve iç güvenlik bir bütün olarak değerlendiriliyor. Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Tüm öğrencilerimize ve eğitmenlerimize başarılar diliyoruz. Bugün Türkiye'nin kara tarihlerinden bir gün. 12 Eylül darbesi hatıralarımızdan çıkmıyor. Milli egemenlik düşmanlığı, devlet düşmanlığıdır. Bu acı hatıra 15 Temmuz'da milletimizin direnişiyle farklı bir boyuta ulaştı CHPLİ TUNÇ SOYER'İN OSMANLI SÖZLERİ Osmanlı devleti de bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti de bizimdir. Bir takım işgalcilerle bir takım ittifaklara girenlerden bahsediliyor. Güzel İzmir'in işgalinden kurtuluş gününde işgalcilerin söylemediği sözler günümüzde söylenmiştir. İşgalcilere karşı duruşumuza karşı söylenmesi gereken sözler, iç siyasetimize söylenerek şuursuzluk yapmışlardır. Atatürk ve silah arkadaşları, ülkemizin kurtuluşuna büyük bir mücadele vermiş kahramanlardır. AK PARTİ'DEN TEBRİK Bir tebriğimiz yeni seçilen İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa içindir. Kendisi seçimle son derece demokratik bir seçimle işbaşına geldi. Kendisini tebrik ediyoruz. Avrupa'nın göbeğinde olgun bir demokrasi deneyimi olarak kayıtlara geçmiştir. Umarız ki Yunanistan yönetimi Türk azınlığın oradaki bu iradesine gereken saygıyı gösterir. Şimdiye kadar yaptıkları ihlalleri tekrar etmezler. Diyarbakır anneleri dünya tarihinde önemli bir şekilde anılacak vicdan nöbeti, evlatlarıyla buluşma çığlığı, teröre karşı duruştur. Kendilerini bir kere daha buradan selamlıyoruz. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN BALKAN ZİYARETİ Cumhurbaşkanımız yakın zamanda çok önemli Balkan ziyareti gerçekleşti. Balkanlarda vekalet çalışmalarının gündeme getirilmeye çalışıldığını görüyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımız Boşnak, Hırvat, Sırp unsurlarla, Sırbistan, Hırvatistan yönetimleriyle son derece güçlü görüşmeler yaparak burada diyalog ortamının artırılmasına katkıda bulundu. Orada verdiği mesajlar, Saraybosna Zagrep ve Belgrad'daki mesajları dikkatli bir şekilde takip edildi. ABD'DEN YPG İLE SINIRDA TATBİKAT Terörle mücadele açısından güçlü adımlar atmaya devam ediyoruz. Müttefiklerimizin ortaya koyduğu bazı ilkesizliklerle mücadele etmek istiyoruz. ABD'nin teröristler için taziye mesajı yayınlaması bu ilkesizliklerin başında geliyor. Tabii ki bu NATO prensipleri, ABD-Türkiye arasındaki güvenlik mutabakatına aykırıdır. Suriye'deki PYD'nin PKK'nın ta kendisi olduğu net bir şekilde herkes tarafından biliniyor. Müttefiklerimizin DAEŞ'le mücadele adı altında PKK gibi bir terör örgütüne taziye ve ziyaret yaklaşımına girmeleri baştan aşağı ilkesizliktir. YUNANİSTAN'IN PROVOKASYONLARI Tahriklerin farkındayız. Gemiye açılan ateş haydutluktur. Yunanistan masadan kaçmamalı, sorunlar masada çözülebilir. ABD'DEN YPG İLE SINIRDA TATBİKAT Terörle mücadele açısından güçlü adımlar atmaya devam ediyoruz. Müttefiklerimizin ortaya koyduğu bazı ilkesizliklerle mücadele etmek istiyoruz. ABD'nin teröristler için taziye mesajı yayınlaması bu ilkesizliklerin başında geliyor. Tabii ki bu NATO prensipleri, ABD-Türkiye arasındaki güvenlik mutabakatına aykırıdır. Suriye'deki PYD'nin PKK'nın ta kendisi olduğu net bir şekilde herkes tarafından biliniyor. Müttefiklerimizin DAEŞ'le mücadele adı altında PKK gibi bir terör örgütüne taziye ve ziyaret yaklaşımına girmeleri baştan aşağı ilkesizliktir. YUNANİSTAN'IN PROVOKASYONLARI Yunanistan'ın yükseltmeye çalıştığı tahriklerin farkındayız. En son Ro-Ro gemisine ateş açmaları bir haydutluktur. Bizim her zaman söylediğimiz bu şekildeki tacizlere, fiili durum yaratma arayışlarına son vermeleridir. Burası çıkmaz sokaktır. Sorunların masada çözülmesi için Türk diplomasisi yeterli kapasiteye, yol haritasına sahiptir. Yunanistan'ın masadan kaçmayı bırakıp sahada bu tip haydutluklardan uzak durması gerekir.
Bütün sorunların çözüm yeri masadır. Miçotakis yönetiminin iç krizlerinin neticesi Yunanistan'ın meşruiyetten uzaklaşıp haydut devlet olmamalıdır. Gece gündüz kendi ülkelerinde başka devletlerin ne kadar çok üs açtığını anlatmakla meşgul yönetim. Hiçbir şekilde barış için çözüm üretmede bir performans ortaya koyamıyorlar. "CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ABD'YE GİDECEK" Cumhurbaşkanımız 17-22 Eylül'de BM zirvesi vesilesiyle ABD'yi ziyaret edecek. Dünya beşten büyüktür ilkesinin reform olarak hayata geçmesinin ne kadar önemli olduğu görülüyor. 80'e yakın ülkenin herhangi bir güvenlik konseyi üyesi veto hakkını kullandığı zaman, ABD Daimi Temsilcisinin reformla açıklama yapması şimdiki modelin dünyayı taşımadığını gösteriyor. Cumhurbaşkanımızın kıta, inanç, çeşitli siyasi değerlendirmelerle bunun değiştirilmesi gerektiğine dair görüşünün daha çok alan bulduğunu görüyoruz. Son Rusya-Ukrayna savaşında BM tamamen işlevsiz kalabiliyor. Halbuki bu kurumların daha çok işlev üretmesine ihtiyaç vardır. "YURT KAPASİTEMİZ 825 BİNİ GEÇTİ" Şimdiye kadar yapılmış, yapılanlarla birlikte yurt kapasitemiz 825 bini geçti. Bize yaklaşabilen en yakın ülke yurt kapasitemizin yarısına ulaşabildi. Tüm bu tablo konudaki hassasiyeti ve başarıyı göstermektedir. Cumhurbaşkanımızın öğrencilerin dışarıda kalmaması için iradesi neticede bizi 825 binlik yurt kapasitesine ulaştırdı. Öğrencilerimizin hızlı bir şekilde yerleştirilmesi ve böylece hemen hemen en yakın ülkeye iki kat fark atan bir tablonun ortaya çıkması öğrencilerimizin ve velilerimizin lehine bir sonuç olarak gerçekleşmiştir. 6'LI MASADA HDP'YE "BAKANLIK" TARTIŞMALARI Dürüst bir şekilde tezlerini ve düşüncelerini ortaya koymalılar. Birbirine zıt açıklamalar geliyor. Toplumun önüne gerçeklerin konuşulduğu bir tablo konulmuyor.

1 2