26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Terörist başının Kenya'da paketlenip Türkiye'ye getirilmesinin üzerinden 23 yıl geçti

Teröristbaşı Öcalan, 12 Eylül 1980 darbesinden kısa süre önce Türkiye'den ayrılarak Suriye'ye yerleşti. Terör örgütü PKK'nın etki alanını Irak'ın kuzeyine taşımasının ardından yapılan ikinci sözde kongrede Öcalan'ın silahlı talimat eylem talimatının ardından PKK'nın kanlı eylemleri Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde başladı. Türkiye'de yaşayan ve özellikle kırsal kesimdeki Kürt vatandaşları silah ve baskılarla hedef alan terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan vatandaşların haklarını silahla engellemeye çalıştı. Öcalan'ın, "DEP'e (Demokrasi Partisi) oy vermeyenin tavuğunu bile öldürün." sözünün ardından 1987'de Türkiye, PKK'nın katliamlarıyla sarsıldı. Bölücü örgüt PKK mensuplarının masumlara yönelik saldırılarının ardından terör örgütünün elebaşı Öcalan "bebek katili" olarak anılmaya başlandı. Öcalan'ın emriyle düzenlenen kanlı katliamlar 90'lı yıllarda da devam etti. ÖCALAN'IN SIĞINACAK ÜLKE ARAYIŞLARI Öcalan, PKK'nın silahlı ve siyasi faaliyetlerini, 1998 sonbaharına kadar fiilen Suriye'den yürüttü. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Öcalan'ı topraklarında barındırmaması konusunda Şam'a baskı yaptı. Hafız Esed yönetimindeki Suriye'nin PKK'ya desteği ve Türkiye'ye yönelik söylemleri, iki ülke arasında uzun süredir devam eden krizin derinleşmesine neden oldu. İki ülke arasındaki kriz, Türkiye'den yapılan açıklamalarla yeni bir boyut kazandı ve teröristbaşının Türkiye'ye getirilmesi için düğmeye basıldı. Krizin derinleştiği 1998'de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, bazı komşularının Türkiye'nin iyi niyetini ve yakınlığını yanlış değerlendirdiklerini belirterek, "Apo denilen eşkıyayı kendi ülkelerinde barındırıp onu destekleyerek, Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Türk milleti artık bu konuda göstereceği iyi niyetin sonuna gelmiştir." ifadeleriyle yeni dönemin ilk sinyallerini verdi. Suriye'nin tutumuna Türkiye'nin tepkisi sadece Orgeneral Ateş ile sınırlı kalmadı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yaptığı bir konuşmadaki, "Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu ve sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum." sözlerinin ardından Hafız Esed'in kararıyla 9 Ekim 1998'de Öcalan sınır dışı edildi. Terörist Öcalan, önce Yunanistan'a gitti, Atina'nın iltica talebini kabul etmemesi üzerine Rusya'ya sığındı. Moskova ile temasa geçen Ankara, bölücü terör örgütü PKK'nın başındaki ismin teslim edilmesini istedi ama beklediği yanıtı alamadı. Öcalan, Rusya Parlamentosundan sığınma hakkı elde etti ancak diplomatik baskılara dayanamayan Rusya, Öcalan'ı İtalya'ya gönderdi. İtalyan makamları, Türkiye'ye iade edilmeyeceği garantisi vererek PKK elebaşının iltica işlemlerini başlattı ancak sahte pasaport taşımaktan dolayı onu tutukladı. İtalya'da o dönem Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde bulunan Franco Carleone, "İtalyan hükümeti, ölüm cezasıyla karşı karşıya olan birini iade edemez" açıklamasıyla Türkiye'nin tepkisini çekti. İtalya'da çıkarıldığı mahkemede, terörist eylemleri dolayısıyla pişmanlık duyduğunu söyleyen Öcalan'a, İtalyan hakimlerce, "Sağlık durumu ve kaçamayacağı yönündeki kanaatler" doğrultusunda ev hapsi verildi. Öcalan'ın burada bir villaya yerleştirilmesi ve iade edilmemesi üzerine Türkiye'de İtalya'ya karşı tepkiler arttı. Bir boykot kampanyasına dönüşen tepki dolayısıyla çok sayıda vatandaş, Ankara'daki büyükelçilik önüne gelerek İtalya'nın tutumunu protesto etti. İtalya'da da barınamayan Öcalan tekrar 16 Ocak 1999'da Rusya'ya gitti. Burada kendisine 10 gün süre tanınan teröristbaşı, 29 Ocak 1999'da özel uçakla tekrar Yunanistan'a geçti. Öcalan, 31 Ocak'ta Hollanda ve Belarus'a gitmek istese de bu ülkelerden iniş izni alamadı. Öcalan, 2 Şubat 1999'da Yunanistan'dan ayrılarak gittiği Kenya'da Yunanistan'ın Nairobi Büyükelçiliği rezidansına götürüldü. MİT HAREKETE GEÇTİ Öcalan'ın, Kenya'dan Hollanda'ya gitmek istediğine ilişkin istihbaratın ardından MİT harekete geçti. Bu doğrultuda iş insanı Cavit Çağlar'ın uçağı kiralandı ancak Çağlar'a operasyona ilişkin bilgi verilmedi. Yunanistan'ın Öcalan için ayarladığı uçağa benzemesi için boyanarak kuyruk işareti konulan uçak, hazırlıkların ardından Türkiye'den ayrıldı. Pilotlara Mısır'a gideceği yönünde bilgi verilen uçakta 2 pilot haricinde MİT personeli bulunuyordu. Türkmenistan uçağı şeklinde işlemleri yapılan uçaktaki yolcu bilgilerinde ise "muz tüccarları" ifadesi kullanıldı. Aynı tip ve aynı renk uçağın Hollanda'dan Kenya'ya gidecek olması sebebiyle kiralanan uçak için Mısır ve Uganda'ya gideceği şeklinde rota çizildi. Uçak, muz tüccarı gibi davranan yolcularıyla 10 gün Uganda'da bekledi. "LAZAROS MAVROS"UN TÜRKİYE'DE BİTEN YOLCULUĞU "Lazaros Mavros" adına düzenlenmiş Kıbrıs Rum Kesimi pasaportu taşıyan Öcalan'ın yakalanması için 15 Şubat 1999'da harekete geçildi. Hollanda'dan Öcalan'ı almak için gelen uçak henüz havadayken operasyona giden Türk uçağı, Nairobi Havalimanı'na indi. Bir süredir Yunanistan'ın Nairobi Büyükelçiliğinde kalan Öcalan, Hollanda'ya gidecek uçağa binmek üzere korumalarıyla buradan ayrıldı. Havalimanına giden yol güzergahında görev yapan Kenya polisi, Öcalan'ın bulunduğu aracın geçmesinin ardından yolu kesti. Öcalan'ın konvoyundaki diğer araçların başka yola yönlendirilmesi, operasyon ekibine zaman kazandırdı. Nairobi Havalimanı'na geldiğinde bineceği uçağın, Hollanda'dan kendisi için gönderildiğini zanneden Öcalan'ın Türkiye'ye getirilme yolculuğu uçağa adım atmasıyla başladı. Öcalan'ı getiren konvoy ise havalimanına ancak uçak kalktıktan sonra giriş yapabildi. Teröristbaşı Öcalan, uçağa alınmasının ardından kelepçelendi ve gözleri bağlandı. Uçağın havalanmasının ardından gözleri açılan Öcalan'ın ilk duyduğu söz, "Abdullah Öcalan, memlekete hoş geldin." oldu. Türkiye'ye yönelen uçağın hedefinde Bandırma'daki askeri üs vardı. Sis nedeniyle iniş yapamayan uçak sisin dağılması için beklerken yakıt ikmali gerekliliği doğdu. Bu nedenle uçak, Atatürk Havalimanı'na inerek burada kapılarını açmadan yakıt ikmali yaptı ve daha sonra sis dağılınca tekrar Bandırma'daki üsse doğru hareket etti. Öcalan'ın Suriye'den sınır dışı edilmesiyle başlayan kaçış yolculuğu, 16 Şubat 1999'da sabah 03.00 sularında Bandırma'da sona erdi. ÖCALAN TÜRKİYE'DE Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, başarılı operasyonun ardından sabah saatlerinde Başbakanlık Resmi Konutu'nda Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir, Genelkurmay Harekat Başkanı ve Başbakanlık Askeri Danışmanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile bir araya geldi. Basına da Ecevit'in saat 11.00'de basın toplantısı düzenleyeceği duyurusu yapıldı. Ecevit, beraberindeki MİT Müsteşarı Atasagun ile Başbakanlık Merkez Binası'na geldi. Bakanlar Kurulu salonunda "Değerli gazeteci arkadaşlarım, sizlere ve aziz yurttaşlarıma bir haberim var." ifadeleriyle açıklamasına başlayan Ecevit, "Bu sabaha karşı saat 03.00'ten itibaren bölücü terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan Türkiye'dedir." dedi. Operasyona ilişkin bazı bilgileri de paylaşan Ecevit, operasyonu sadece 10 yetkilinin bildiğini, hiçbir sızma olmadığını söyledi. Operasyonun Genelkurmay ile MİT'in tam bir uyum içinde çalışması sayesinde başarıldığını belirten Ecevit, tebriklerini iletti. TERÖRİST ELEBAŞI ÖCALAN'IN YARGILANMASI Öcalan'ın yargılanmasına 31 Mayıs 1999'da İmralı Adası'nda kurulan özel mahkemede başlandı, dava dokuz duruşmada tamamlandı. Davayı, Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi yürüttü. Türk Ceza Kanunu'nun "vatana ihanet" suçunu düzenleyen 125. Maddesine göre Öcalan hakkında idam cezası verildi. Dönemin DSP-ANAP-MHP hükümetinin kararıyla, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyum yasaları gereği idam cezasının kaldırması üzerine Öcalan hakkındaki idam hükmü, "ağırlaştırılmış müebbet" hapse çevrildi. Mahkemenin gerekçeli kararında, "Öcalan'ın, eylemlerinin şiddeti, yoğunluğu ve sürekliliği ve içinde bebek, çocuk, ihtiyar ve kadınların da bulunduğu binlerce insanın öldürülmüş olması ve ülke genelinde ciddi tehlike oluşturması nedeniyle cezai sorumluluğu azaltan maddelerden yararlanmasının uygun görülmediği" açıklandı.

2 yıl önce

Pakistan Başbakanı İmran Han, dışarıdan fonlanan komplonun hükümeti devirmeye çalıştığını açıkladı

Pakistan Başbakanı İmran Han, ülkesinin bağımsız dış politikası sebebiyle muhalefet partilerinin güvensizlik oyu girişiminin hükümete karşı hazırlanan yabancı finansmanlı bir komplonun parçası olduğunu belirtti. Han, kendisine karşı parlamentoda düzenlenmesi planlanan güvensizlik oylaması oturumu öncesi başkent İslamabad'da 150 bin kişinin üzerinde katılımla miting düzenledi. Han, burada yaptığı açıklamada, dış politikalarının aylardır etkilenmeye çalışıldığını ve bu komplonun farkında olduklarını söyledi. Pakistan'ın bağımsız dış politikası sebebiyle muhalefet partilerinin güvensizlik oyu girişiminin hükümete karşı hazırlanan yabancı finansmanlı bir komplonun parçası olduğunu belirten Han, kimseye boyun eğmeyeceklerini ifade etti. Han, kendisine karşı toplanan muhalefete tepki göstererek, "Bize hangi yerden baskı yapılmaya çalışıldığını biliyoruz. Yazılı olarak tehdit edildik ama ulusal çıkarlarımızdan taviz vermeyeceğiz." dedi. Bahsettiği komploya dair ellerinde kanıt bulunduğunu belirten Han, yabancı komployla ilgili çok şey olduğunu ve bunların yakında paylaşılacağını söyledi. Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi de mitingde yaptığı konuşmada, Pakistan'a yönelik dış müdahalenin bulunduğunu ve bununla ilgili sonra konuşacağını belirtti. "GÜVENSİZLİK OYLAMASI" ÖNERGESİ Başbakan Han'a karşı güvensizlik oylaması oturumunun yarın başlaması öngörülüyor. Oturum, 3 veya 7 gün içerisinde sonuçlanacak. Muhalefet partileri, 8 Mart'ta Başbakan Han'a karşı "güvensizlik oylaması" önergesini Ulusal Meclis Başkanlığına sunmuştu.

2 yıl önce

Ukrayna'dan AB'nin Rusya'ya yönelik planlanan beşinci yaptırım paketiyle ilgili açıklama: 'Şu haliyle yetersiz'

Twitter hesabından video mesajı yayınlayan Kuleba, son haftalarda Avrupa Birliği'nin Rusya'ya karşı planlanan beşinci yaptırım paketi üzerinde çalıştığını anımsatarak "Beşinci paket şu anki haliyle Rusya’nın saldırganlığına ve Rus suçuna yeterli bir cevap değildir." dedi. Kuleba, planlanan paketin neleri içerdiğini bildiğini ve şu andaki haliyle kabul edilmesi durumunda alenen konuşmak ve mevcut duruma verilen orantısız tepkinin tarafsız bir değerlendirmesini yapmak zorunda kalacaklarını vurguladı. AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının artırılması gerektiğini savunan Kuleba, AB’nin beşinci yaptırım paketinin daha fazla SWIFT'ten kesilen Rus bankalarını, Rus petrol, gaz ve kömürüne ambargo uygulamaya yönelik önlemleri ve AB limanlarının Rus gemilerine ve mallarına kapatılmasını içermesi gerektiğini ifade etti. Daha önce Kuleba, Rus ordusunun Kiev bölgesinde sivillere yönelik işlediği kasıtlı cinayetlerle ilgili olarak G7 ülkelerine seslenerek Rusya’ya karşı yeni "yıkıcı yaptırımların" uygulamalarını talep etmişti.

2 yıl önce

Pakistan Başbakanı Şerif'ten metrobüs projesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, başkentteki metrobüs terminalinde "İslamabad-Havalimanı Metrobüs Projesi’nin" açılışında yaptığı konuşmada, Çin ve Türkiye’nin toplu ulaşım projesinin tamamlanmasına yardımcı olduğunu belirtti. Şerif, Türkiye ile Pakistan halklarının tarihi kardeşlik ilişkilerine sahip olduğunu anımsatarak, “Türk ekonomisini güçlendiren, Türkiye’yi inşa eden modern bir lider olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sıkıntı ve barış zamanlarında Pakistan’a yardım etti.” dedi. "ANKARA İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE YANIMIZDA" Metrobüs projesi sebebiyle Türkiye’ye teşekkür eden Şerif, Ankara’nın iyi ve kötü günde İslamabad’ın yanında durduğunu kaydetti. Eski Başbakan Navaz Şerif döneminde 2015’de Ravalpindi-İslamabad metrobüs projesi hayata geçirilmişti. Daha sonra 2017'de başlatılan İslamabad-Havalimanı metrobüs projesinin bir kısmı tamamlanmış ancak bitirilememişti.

2 yıl önce

Sığınmacıları dolandıran İstanbul Information isimli şirketin Pakistanlı sahibi tutuklandı

Kontrolsüz göçle ilgili kamuoyunda tartışmalar devam ederken geçtiğimiz günlerde bazı şirketlerin bu kişilere para karşılığı ikamet izni garantisi verdikleri bir sistem kurdukları ortaya çıktı. İstanbul Information adlı şirket tarafından çekilen ve sosyal medyada gündem olan videolarda, oturum izni için sığınmacılara nasıl ‘yardım’ edildiği anlatılmıştı. Söz konusu videolarda yer alan  Avukat Töre Nuhoğlu Odatv’ye konuştu. “VİDEOLAR BENDEN İZİNSİZ PAYLAŞILDI” Nuhoğlu, şirketten birilerinin gözaltına alındığını bildiğini ve sonrasında serbest bırakıldıklarından haberi olduğunu ifade ederek kendisine yönelik herhangi bir gözaltı işlemi olmadığını belirtti. Şirket sahibinin sınır dışı edilip edilmediğini bilmediğini söyleyen Nuhoğlu, “Ben bu olaylar olmadan önce, bu video sosyal medyaya çıkmadan önce işyerinden ayrılmıştım. Ayrılma nedenim ise videoları benden habersiz paylaşmaları” dedi. Şirketin kendinden habersiz videolarını paylaştığı için tepkili olduğunu ifade eden Töre Nuhoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Bana, videoları Türkçe bilen müşterilere göndereceklerini söylemişlerdi. Benden habersiz paylaştıkları için sosyal medyadan öğrendim. Beni gözaltına alınanlardan birinin yakını aradı. Hukuka aykırı bir işlem yapmadılarsa serbest bırakılacaklarını söyledim. Şirkete neden 45 bin lira ceza kesildiğine dair bir bilgim yok. 23 Şubat itibariyle şirkete danışmanlık vermeye başladım. Çalıştığım süre zarfında yasadışı bir şeye şahit olmadım. Benim yaptığım iş yasal. İhtiyaç durumlarında danışmanlık hizmeti verdim. Ofise denetim için polis gitmiş. Orada gözaltı uygulanmış.” ŞİRKET SAHİBİ SINIR DIŞI EDİLDİ İstanbul Information isimli şirkete düzenlenen operasyonla Pakistan uyruklu şirket sahibi M.S.U, Pakistan uyruklu K.S. ve şirket çalışanları E.U, H.U, R.C yakalanarak gözaltına alındı. Pakistanlı şirket sahibinin sigortasız işçi çalıştırıldığı, vergi kanununa aykırı hareket edildiği tespit edildi. İş yerine 45 bin TL para cezası kesildi. Gözaltına alınan şirket çalışanlarından E.U, H.U, R.C., serbest bırakılırken Pakistan uyruklu şirket sahibi M.S.U. ile K.S. ise “Resmi belgede sahtecilik” ve “Vergi kanununa muhalefet” suçlarından sınır dışı sevk işlemleri için Pendik’teki Ara Sevk Merkezi’ne gönderildiği öğrenildi.

2 yıl önce

Kadınların gizlice videosunu çeken Pakistanlı sınır dışı edildi! İşte o görüntüler…

İstanbul'da Pakistanlı uyruklu sapık, sokaklarda gezen ya da toplu taşıma araçlarında seyahat eden kadınların videolarını gizlice çekti, TikTok hesabından paylaştı. Videolar kısa sürede yayılınca, büyük tepki topladı. Görüntüler üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ve Jandarma hemen harekete geçti. BAĞCILAR'DA YAKALANDI Yapılan araştırmalar sonucu "kinglog55" kullanıcı adlı Pakistan uyruklu sapığın, N.M. (30) olduğu tespit edildi. Yapılan operasyonda şüpheli N.M., Bağcılar ilçesi Yıldıztepe Mahallesi'nde yakalandı. SINIR DIŞI EDİLDİ Gizlice video çekerek 'halkı kin ve düşmanlığı tahrik' suçunu işlediği belirlenen şüpheli N.M., sınır dışı edildi.

2 yıl önce

Sosyal medyada silahla paylaşım yapan Pakistan uyruklu kişi gözaltına alındı

Pendik'te yaşayan Pakistan uyruklu S.K.'nın, geçtiğimiz salı günü sosyal medya hesabından silahla çektiği video kaydını paylaştığı öğrenildi. Polis soruşturmasında kimliği belirlenen S.K., evinde gözaltına alındı. Yapılan aramada bir av tüfeği, bir şarjör, 26 kartuş, bir hücum yeleği ele geçirildi. Hakkında 'Ateşli Silahlar Kanununa muhalefet' suçundan işlem yapılan S.K.'nın sınır dışı edilmesi için çalışma başlatıldı.

1 yıl önce

EGM’den açıklama: Kendilerini Afgan, Pakistanlı göstererek yapılan dezenformasyon içerikli paylaşımlara inceleme

Emniyet Genel Müdürlüğü'nden sosyal medyadaki bazı paylaşımlar hakkında yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi: “Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca, kanunların verdiği yetki çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla, internet  ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir. Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında sosyal medya platformlarında açık kaynaklardan kolaylıkla elde edilebilecek provokatif görüntüler ile kendilerini “Afgan, Pakistanlı” hesaplar gibi göstererek ülkemizde iç karışıklık çıkarmak amacıyla dezenformasyon içerikli paylaşımlar yapıldığı görülmüş olup gerekli incelemeler başlatılmıştır. Bu ve benzeri operasyon hesaplarına fırsat verilmeyecektir.”

1 2 3 4 5 6 7 8 9