Son Dakika:
Korkusuz yazarı Can Ataklı, “İSPARK’ı bekleyen tehlike” başlıklı bugünkü yazısında, “Hafta sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli gelir kaynaklarından biri olan İSPARK’ın yöneticilerinden biriyle sohbet ettim biraz. Belediyenin en kolay gelir sağladığı İSPARK çok ciddi bir zararın içinde. Ve anladığım kadarıyla hiç beklenmedik anda İSPARK’ın konkordato ilan etmesi istenebilir ki; bu da kurumun İBB’nin elinden çıkması anlamına geliyor” diye yazdı. Ataklı, “Neden peki, ne oluyor da İSPARK bu kadar zarar ediyor?” diye sordu.
Güvenlik güçlerinin operasyonlar başarı le devam ediyor. Kahramanlar, terör örgütü PKK'ya göz açtırmazken, Doğu ve Güneydoğu huzura kavuştu. Şırnak'ta yapılan operasyonlar sonucu PKK'nın kökü kazınırken, terör örgütleri yüzünden gölgede kalan Cudi Dağı'nın milli park olması için adımlar atıldı. Terörden kurtarılan Cudi Dağı, vatandaşların aileleriyle geldiği milli parklardan birisi olacak. Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan, Cudi Dağı’nın Milli Park ilan edilmesiyle ilgili incelemelerde bulunmak üzere, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü İsmail Üzmez ile birlikte incelemeler yaptı. CUDİ DAĞI'NIN MİLLİ PARK OLUYOR Heyet, Cudi Dağı güvenlik, tarih, kültür ve doğa projesi kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin Cudi'de bulunan Sefine bölgesinde, yapılan yol ve güvenlik kulelerini ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Vali Pehlivan, Yaban Hayvanları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde tedavisi tamamlanan bir şahini doğal yaşam alanı olan Cudi’ye saldı. 23. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral İdris Acartürk, Belediye Başkanı Mehmet Yarka, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, Doğa Koruma ve Milli Parklar 3. Bölge Müdürü Hacı Ahmet Çiçek ve Şırnak Şube Müdürü Orhan Kalay da heyete eşlik etti.
31 Mart seçimlerinde HDP’nin açıktan destek verdiği CHP’li Küçükçekmece Belediyesi, İstasyon Mahallesindeki Atatürk Parkı’nın tabanına çizdiği yıldız motifi, PKK paçavrasına benzerliğiyle tepki toplamıştı. MAHKEMEYE ÇIKTILAR İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca şikayetler üzerine soruşturma başlatılmıştı. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuksuz sanıklar Deniz Doğan Koca, Gülsüm Güner Mağara ve Yüksel Pehlevan hakkında cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. HAPİSLERİ İSTENDİ Sanıkların, "Terör örgütü PKK propagandası yapmak" suçundan ayrı ayrı 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanıklar ve avukatları, mütalaaya karşı savunma hazırlamak için süre istedi. Süre taleplerini kabul eden mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. İDDİANAMEDE NELER VAR? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 8 Kasım 2020'de Küçükçekmece Belediyesine ait sosyal medya hesabından "Çocuklarımız için parklarımızı yeniliyoruz. İstasyon Mahallesi Atatürk Parkı'nın bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını tamamladık." başlıklı video görselinin paylaşılmasının ardından zemine işlenen boyamanın PKK terör örgütünün sözde amblemi ile birebir aynı olduğu iddiasıyla yapılan şikayetler üzerine soruşturma başlatıldığı anlatılıyor. İddianamede, olayın net bir şekilde aydınlatılması amacıyla PKK silahlı terör örgütünü sembolize eden görsellerin işlendiği, Küçükçekmece Belediyesince yapılan parkın yapım sürecinde bulunan tüm şahısların hukuki lekelenme hakkı da göz önüne alınarak bilgi sahibi sıfatıyla ifadelerinin alındığı aktarılıyor. Küçükçekmece Belediyesince yapılan parkta PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen sembollerin işlenmesi suretiyle gerçekleşen eylem nedeniyle sanıklar Deniz Doğan Koca, Gülsüm Güner Mağara ve Yüksel Pehlevan'ın "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan cezalandırılmaları isteniyor.
Sözcü'den Özlem Güvenli'nin haberine göre; 2020 yılının Aralık ayında İSPARK A.Ş Genel Müdürlüğü görevine getirilen Murat Çakır ile İBB yollarını ayırdı. Ne olmuştu? Korkusuz yazarı Can Ataklı, İBB’ye bağlı en büyük şirketlerden biri olan İSPARK'ın iflasa sürüklendiğini, konkordato ilan edebileceğini yazmıştı. İBB Sözcüsü Murat Ongun da iddiaları yalanlamıştı. Bugün gelinen noktada Genel Müdür Çakır görevden alındı.
Son yıllarda çeşitli bakanlıkların hayata geçirdiği projeler sayesinde adeta altın çağını yaşayan Hakkari'de, yapılan yatırımlar vatandaşların yaşam standardını da yükseltti. Spor, kültür, sağlık ve turizm başta olmak üzere birçok alanda önemli tesislerin inşa edildiği kentte, sosyal hayatın canlanması, çocuk ve gençlerin zaman geçirebileceği alanların oluşturulmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Kırsal alandaki yerleşim yerlerinde yol, sulama kanalı, istinat duvarı, içme suyu hattı çalışmalarını sürdüren İl Özel İdaresi, oyun parkı bulunmayan köylerdeki çocukların keyifli vakit geçirmeleri sağlamak için Valilik koordinesinde "90 Köye 90 Park" projesini başlattı. Bu kapsamda, il merkezi ve ilçelere bağlı 90 köyde, çoğu okul bahçelerinde olmak üzere salıncak, kaydırak ve tahterevalliden oluşan oyun parkları kuruldu. Oyun alanlarına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan çocuklar, parklarda eğlenceli zaman geçiriyor. "KÖYLERDE YAŞAM STANDARDI İYİYE GİDİYOR" Vali ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık, kentte alt ve üst yapı çalışmalarının yanı sıra organize sanayi bölgesi, doğal gaz, TOKİ konutları, eğitim ve sağlığa yönelik projelerin sürdüğünü söyledi. Bu planlamaları yaparken çocukları ve gençleri ihmal etmediklerini vurgulayan Akbıyık, "Valilik, belediye, İl Özel İdaresi ve kaymakamlıklar olarak çocuklara dönük birçok etkinlik ve yatırım yapıyoruz. Valilik ve İl Özel İdaresi olarak '90 Köye 90 Park' projemiz var. Özellikle oyun grubu ve park olmayan 90 köyümüze 90 park yaptık. Köylerdeki çocuklarımız da bu parklarda gönüllerince zaman geçirebilecek." dedi. Kentteki mevcut park ve oyun gruplarını da onardıklarını belirten Akbıyık, her alanda büyük değişim ve dönüşümün yaşandığını vurguladı. Depin bölgesinde yürüme yolları, rekreasyon alanı ve seyir terasına yönelik çalışmaların da sürdüğünü aktaran Akbıyık, şunları kaydetti: "Gola Züryan Sosyal Tesisini bitirdik. Orada yine çocuklarımıza oyun grubu kurduk. Yürüyüş yolları, kafesi ve çevre düzenlemesiyle güzel bir alan oldu. Daha yaşanabilir, daha iyi bir Hakkari için var gücümüzle çalışıyoruz. Projeyi kısa sürede tamamlamayı planlıyoruz. Köylerimizde ayrıca yol, kanalizasyon, içme suyu çalışmaları da yürütülüyor. Köylerimizde yaşam şartları daha iyiye gidiyor. Vatandaşlarımızın rahat yaşam sürmesi için tüm kurumlarımızla imkanlarımızı seferber ediyoruz. Kentte tam bir yatırım seferberliği var. Köylerine park kurulan çocuklar da oyun alanlarına kavuştu. Emeği geçenlere teşekkür ederiz." "PARKLAR ÇOCUKLARIMIZIN EĞLENCE MEKANI OLDU" Şemdinli'ye bağlı Korgan Köyü Muhtarı Necmettin Fırat ise köylerde çocukların eğlenceli zaman geçirebileceği alanların olmadığını belirtti. Parklar sayesinde bu eksikliğin giderildiğini dile getiren Fırat, "Köylerde kurulan parklar çocukların eğlenebilmesi açısından iyi oldu. Oyun alanında güzel zaman geçiriyorlar. Bizim köyde de Üzümkıran İlkokulu bahçesine yapılan park için Valiliğimize şükranlarımızı sunuyorum. Çocuklarımız buraya gelerek oyun oynuyorlar. Güzel zaman geçiriyorlar." diye konuştu. Çocuklardan Zeynep Taşçı da yeni yapılan park sayesinde oyun alanına kavuştuklarını belirterek, "Bizim köyümüzde artık park var. Çok mutlu olduk. Parkta arkadaşlarımızla oyun oynayarak eğleniyoruz. Parkımızı yapanlara teşekkür ederim." dedi. Azam Aksoy da parka kavuştukları için mutlu olduklarını dile getirdi.
Geçtiğimiz temmuz ayında birleştirilen Gezi Parkı ile Çarşı Grubu davasının duruşması başladı. Aralarında Osman Kavala ve Henri Barkey'in de bulunduğu 52 kişi 'hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsle' suçlanıyor. Dört yılı aşkın süredir tutuklu bulunan ve önceki duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlanarak "Duruşmalara katılmam ve savunma yapmam anlamsız" diyen Osman Kavala, bu duruşmaya katılmadı. DAVALAR 30 TEMMUZ'DA BİRLEŞTİRİLDİ Yargıtay, bozma ilamında 'Gezi Parkı ile Çarşı davalarının arasında hukuki bağlantı olduğu' gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini kaydetmişti. 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı göndererek, davaların birleşmesine onay verdiğini belirtmişti. Davalar, 30 Temmuz 2021 tarihinde 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmişti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019 tarihinde Kavala'nın tutukluluğun hak ihlali olduğuna hükmetmiş, 'derhal serbest bırakılması'nı istemişti. AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kavala'nın 30 Kasım'a kadar serbest bırakılması için süre vermişti. Aksi halde Avrupa Konseyi üyesi Türkiye hakkında taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) uymadığı gerekçesiyle ihlal prosedürü başlatacağına dikkat çekilmişti. OSMAN KAVALA DURUŞMAYA KATILMADI Duruşma daha geniş salonu olan 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yoklamayla başladı. Kavala'nın SEGBİS ile duruşmaya katılmadığı görüldü.
İstanbul’da birçok noktada bulunan İSPARK alanları, görevlilerin mesai saatinin bitiminin ardından halk arasında “değnekçi” olarak bilinen kişiler tarafından işgal ediliyor. Vatandaşlardan haksız yere otopark ücreti talep eden değnekçiler, sürücülerden 10 ile 30 TL arasında otopark ücreti adı altında para isterken hem vatandaş hem de esnaf, güvenlik açısından da sorun yaratan bu durumdan büyük rahatsızlık duyuyor. Bulundukları bölgeye göre değişik saatlerde mesaileri biten İSPARK görevlilerinin alandan ayrılmasını bekleyen değnekçiler, genellikle 20.00 ile 23.00 saatleri arası ortaya çıkıyor. Bu şahısların kendilerini İSPARK gece çalışanları olarak tanıttığı ve vatandaşlardan zorla para aldığı ortaya çıktı. Aracını park etmek isteyen şoförlere yaklaşarak ücret talep eden değnekçiler, akşam saatlerinde kendilerinin görevde olduğunu öne sürüyor. Bazı alanlarda görevli yeleğine benzer sarı renkte yelek giyen değnekçiler daha çok otel ya da restoran çevrelerinde bulunuyor. Polisin defalarca operasyonla gözaltına aldığı değnekçiler, son olarak Fatih ve Karaköy’deki bazı İSPARK alanlarında görüldü. “MESAİ SAATİ BİTİNCE ORTAYA ÇIKIYORLAR” Eminönü’nde esnaf olan ve araç sürerken değnekçilere denk geldiğini söyleyen Hakan Yavuz, bu durumun güvenlik açısından da sıkıntı olduğunu ifade etti. Yavuz, “Bulunduğumuz bölge Eminönü, Karaköy bölgesi. Bu bölgede genelde mesai saatleri içerisinde bu tip adamlar pek yok. Ama mesai saati bittiğinde özellikle turistlerinin yoğun olduğu bölgedeki kafe veya restoran çevrelerinde değnekçiler ortaya çıkıyor. İnsanlar aileleriyle balık yemeye geliyorlar kafede oturuyorlar. Bunların haksız para talep etmeleri bir tarafa bir de güvenlik sorunu oluşturuyorlar. Güvenlik konusu maddi kazançtan daha önemli. Güvenlik açısından daha büyük problemler yaşanabilir. Yol kenarına yanaştığın zaman mesai saatinin dışında bu tip insanlarla muhatap oluyorsunuz. Özellikle Süleymaniye bölgesinde daha çok bulunuyorlar.” dedi. 25 yıldır Eminönü’nde esnaflık yapan Levent Tan ise “Buradan Mercan’a çıkan yolda kafeler var. Oraların önünde değnekçilere denk geliyorsunuz. Yasal bir şey değil. Tabii biz de maruz kalıyoruz bu olaya, birilerinin el atması gerekiyor. Haksız bir kazanç. Sahil kesimine indiğinizde de denk geliyorsunuz.” ifadelerini kullandı. “ZORLA PARA ALIYORLAR” Esnaf Atilla Aksu, değnekçiliğin çözülmesi gereken bir güvenlik problemi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Belediye personelleri çekildikten sonra şehir eşkıyası diyebileceğimiz insanlar, zorla para gasbedercesine otoparkçılık yapıyorlar. İSPARK’ın işleyişiyle alakalı İstanbul’un bir sıkıntısı var. Burası mesela Eminönü, bazı yol kenarlarında UKOME kararıyla birinci derecede ulaşım yolu olduğuna dair yazılar var. Ertesi gün bakıyoruz ki orası İSPARK olmuş. Mesela ciddi bir ulaşım yolu. İlçemize gidiyoruz, mahallemize gidiyoruz. Arabamızı park edeceğiz. Bir gün sonra bir gidiyoruz bakıyoruz, İSPARK direk dikmiş, ‘Burada bir saate şu kadar para’ diye. Değnekçi yerine böyle bir şey olması daha makul ama belediyelerin de insanların otopark haklarını maddi bedeller karşılığında elinden almaması gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. EMNİYET SIKI TAKİPTE İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, 2021 yılında vale ve değnekçileri içeren korsan otoparkçılara yönelik 1402 işlem gerçekleştirdi. Karayolu üzeri park yerindeki araçlardan, park yerini tespite yetkili idarece veya bu idare tarafından işletme izni verilmediği halde park ücreti almak veya almaya teşebbüs etmekten 76 kişi hakkında adli işlem gerçekleştirildi. Valelere yönelik ise karayolları yapısı üzerine duba gibi işaret levhaları koymaktan 320 kişiye, yayaların trafiğini engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya bu alanları saygısızca kullanmaları nedeniyle 1006 kişiye toplam 349 bin 504 TL para cezası uygulandı.
Yargıtay tarafından bozulan Çarşı davası ile İstinaf Mahkemesince bozulan Gezi Parkı davasının birleştirilmesinin ardından 52 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması devam etti. Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında verilen beraat kararları ise Yargıtay tarafından bozulmuştu. Yargıtay, bozma kararında Gezi Parkı ile Çarşı davasının arasında hukuki bağlantı olduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği yazıda davaların birleşmesine onay verdiğini belirtmişti. Davalar 30 Temmuz’da birleştirilmiş ve sanık sayısı 52’ye çıkmıştı. Yargıtay'ın bozduğu Çarşı davası ile İstinaf Mahkemesi'nce bozulan Gezi ana davasının birleştirildiği toplam 52 sanıklı davada, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin oy çokluğuyla devamına karar verildi. Üye hakimlerden biri, Kavala'nın adli kontrol kararıyla tahliyesine karar verilmesi görüşünde olduğunu belirterek karara muhalefet şerhi düştü. Bir sonraki duruşma 21 Şubat tarihine bırakıldı.
