03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Lafarge tepkisi: Macron'a da anlattım şimdi parlamentosu hesabını sordu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı 12. Enformasyon Bakanları Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılamalarından satırbaşları: Bu yılki konferansın ana temasını Hakikat Ötesi Çağda Dezenformasyon ve İslamafobi ile mücadele teşkil ediyor. Müslümanlar yanında tüm insanları da etkileyen bu iki temel sorunun gündeme alınmasını son derece isabetli buluyorum. Konferansa katkı sunan, içeriğini zenginleştiren, tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. İnancımız sadece habere değil, haberin kaynağına, kimden geldiğine, hangi amaçla getirildiğine dikkat etmemiz gerektiğini emrediyor. Herhangi bir konuda karar almadan, harekete geçmeden önce haberi taşıyanı, yazanı, konuşanı iyi araştırmamız tavsiye ediliyor. Bilhassa iletişim çağında bu ilahi tavsiyelerin ne kadar önemi haiz olduğunu bizzat tespit ediyoruz. Habere ulaşmak kolaylaşırken insanlığın hakikatle bağı giderek zayıflıyor. Medyanın, özellikle sosyal medyanın günlük hayatımızda daha fazla yer edinmeye başlaması avantaj yanında beraberinde hayati riskleri de getirmektedir. Bilgi kirliliği ve dezenformasyon bu tehditlerden en fazla öne çıkanlardır. Yalan, sahte, çarpıtılmış haberler sebebiyle dünyada milyonlarca insan mağduriyet yaşamaktadır. Sınırın, ahlakın, etik değerin, otokontrol olmadığı bu mecralar insanları düşmanlaştıran, kutuplaşmayı artıran, nefret ateşini körükleyen operasyon aygıtına dönüşmüştür. Dijital terör ülkelerin milli güvenliklerine de açık tehdit oluşturmaktadır. Dezenformasyon hibrit savaş kapsamında sık başvurulan araçlardan biri haline gelmiştir. Türkiye olarak siyasetten diplomasi, kamu düzeni ve toplumsal olaylara kadar sıkça karşılaşıyoruz. Dünyada yalan üretilmiş, maksatlı haberlere en çok maruz kalan ülkelerin başında Türkiye geliyor. FETÖ'den bölücü terör örgütüne, marjinal yapılardan uluslararası medya kuruluşlarına kadar ülkemiz karşıt odakların hedefi durumundayız. Bilhassa terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz haklı mücadele tamamı yalan, hezeyan dolu haberlerle yıpratılmaya çalışılıyor. DEAŞ'a karşı zafer kazanan tek ülke olmamıza rağmen aksi yönde ahlaksız suçlamalara maruz bırakılıyoruz. Dün bize iftira atanların DEAŞ'la iş tuttuğu, ticaret yaptığı, teröristlere milyonlarca Avro aktardığı bugün delillerle, mahkemelerle ortaya konuluyor. Fransız çimento devinin Suriye'nin kuzeyinde terör örgütlerine nasıl destek verdiğini, yardımcı olduğunu, onlara tüneller açmak suretiyle oralarda nasıl mikserlerle betonlar döktürdüğünü anlattığımda bunu Fransızlar anlamıyordu. Fransa'nın Başkanı sayın Macron'a bunları anlattım. Şimdi Fransa parlamentosunda Macron'a bunun hesabını sordular. Şu anda gündemdeki en önemli konulardan biri hale geldi. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yalan. Bu yalan tutmadı. Teröre destek veren en önemli kurumlardan bir tanesi olarak artık her şeyiyle açığa çıktı. On binlerce masum sivilin ve Müslüman'ın kanını döken bu vahşi DEAŞ örgütü kimler tarafından desteklendiği bu tür örneklerle net şekilde anlaşılıyor. Aynı riyakâr tavrın PKK; PYD ve FETÖ terör örgütlerine yönelik tutumlarda da sergilendiğini biliyoruz. Ellerindeki masum kanlarına rağmen bu örgütler destekleniyor, korunuyor. Ağızlarını her açtıklarında özgürlük, demokrasi ve insan haklarından bahsedenler akla ziyan bahanelerin arkasına saklanarak bu örgütlere sahip çıkmayı sürdürüyor. Yalan haber ve terör örgütlerine verilen destek madalyonun bir yüzünü oluştururken diğer yüzünde İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı vardır. Müslümanlara yönelik ırkçı saldırılar ve nefret söylemleri pekçok yerde artış göstermektedir. Faşizan düzenleme, antidemokratik mevzuat çalışmalarla ibadet hürriyetleri kısıtlanmaktadır. Başörtüsü, sakal, cübbe, tesettüre müdahaleler normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu vahim tablo İslam karşıtlığı maksadıyla yapılan medya müdahalelerine karşı ortak hareket etmemizi zaruri kılıyor. Medya organları da aynı mesuliyet duygusuyla hareket etmeli, toplumun bir kısmını karalamaya yönelik iftiralardan uzak durmalıdır.

1 yıl önce

PKK'nın iftiraları İngiliz Parlamentosu'nda! Yalanın kaynağı Sezgin Tanrıkulu

Türkiye'nin kimyasal silah kullandığı iftirasını, milletvekilleri Kim Johnson ve Llyod Russell-Moyle, parlamento gündemine taşıdı. Kim Johnson ve Llyod Russell-Moyle, parlamentonun dün ki oturumunda Dışişleri, Commonwealth ülkeleri ve Kalkınma konularından sorumlu Parlamento müsteşarı Leo Docherty’e, Türkiye’nin kimyasal silah kullanıp kullanmadığı konusunda Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nden bir soruşturma yürütmesini talep edip etmeyeceğini sordu.   DOCHERTY: HİÇBİR KANIT YOK   Milletvekillerinin sorularını cevaplayan Docherty, Türkiye'nin kimyasal silah kullandığına yönelik iddiaları duyduğunu belirterek, “Ancak bu iddiaları destekleyecek doğrudan bir kanıta sahip değiliz. Elbette bu türden tüm iddiaları ciddiye alıyoruz ve kimyasal silahlar sözleşmesine bağlı kalmaya kararlıyız.” dedi. Kim Johnson'ın terör örgütü PKK taraftarı açıklamalarına da cevap veren Docherty, İngiltere’nin resmi pozisyonunu tekrar ederek PKK konusunda Londra’nın yaklaşımının değişmediğini söyledi.  İngiltere, 2001 yılında PKK'yi “terör listesi”ne eklemiş ve örgütü, “Türkiye'nin güneydoğusunda bağımsız bir Kürt devleti arayan ayrılıkçı bir hareket” olarak tanımlamıştı. KAYNAK OLARAK CHP'Lİ SEZGİN TANRIKULU'NU GÖSTERDİLER İddiayı savunan bir diğer milletvekili Moyle ise, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun açıklamalarını kaynak göstererek, PKK'nın iftirasını tekrar dillendirdi.  Moyle, "Türk milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ‘İddia edilen kimyasal silahların görüntülerini izledim. Kimyasal silahlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Yarın bu iddiaların doğruluğuna ilişkin bir soru önergesi sunacağım.' şeklinde açıklamalarda bulundu." ifadelerini kullandı. Docherty, İngiltere’nin kimyasal silahlar sözleşmesine bağlı kalması konusunda kararlı olduklarını, İngiliz hükümetinin bu konuları gözden geçirmeye devam edeceğini belirtti.

1 yıl önce

İyi Partili Turhan Çömez'den Sadullah Ergin'e sert sözler: "Parlamentoda hesaplaşacağız"

14 Mayıs seçimleri öncesinde muhalefette ortak listede karar kılındı. DEVA, Gelecek, Demokrat ve Saadet Partisi'nde kontenjan açan CHP, birçok ilde bu partilerden adayları listesine aldı. Bu kapsamda Ankara CHP listesine giren DEVA'lı eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin büyük tepki çekti. Halk TV canlı yayınına konuk olan İyi Parti Genel Başkan Başdanışmanı Turhan Çömez, Sadullah Ergin ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan'a seslendi. "İttifak ortağı olmak, her dediğini onaylamak anlamına gelmez" vurgusunda bulunan Çömez, Ergin'i hedef aldı. "Sadullah Ergin yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını verecek" Hem Sadullah Ergin’e, hem Ali Babacan’a hem de Mustafa Yeneroğlu’na sesleniyorum. Siz eğer böyle alçakça bir davanın (Ergenekon-Balyoz) arkasında durursanız parlamentoda karşınızda beni bulacaksınız. Ve Sadullah Ergin, o dönemin kudretli adalet bakanı olarak Silivri zindanlarında pinpon oynadığı günleri unutmasın. Parlamentoda kendisiyle hesaplaşacağız. Yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını verecek. https://twitter.com/bugunguncel/status/1651084332474220545?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ

11 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'nun kredi vaadine tepki: Sen bir kere parlamentoda yoksun! Nasıl borçları sileceksin?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İl Kadın Kolları Toplantısı'nda Kılıçdaroğlu'nun kredi kartı vaadine değindi. Erdoğan, "Sen bir kere parlamentoda yoksun! Nasıl borçları sileceksin?" dedi.

8 ay önce

İsveç'te aynı alçaklık: 150 polisin korumasıyla parlamento binası önünde Kur'an-ı Kerim'e saldırdılar

İsveç'te Irak asıllı Salwan Momika, parlamento binası önünde Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırı düzenleyerek, İslam dini ülkede yasaklanana kadar provokasyonlarına devam edeceğini söyledi. Provokasyon sonrası olay yerinden zırhlı polis aracıyla ayrılan Momika'ya, 10'u zırhlı olmak üzere 20 polis aracı ve yaklaşık 150 polis eşlik etti.

6 ay önce

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Parlamentosu'nun Karabağ kararını kınadı: Ciddiye almıyoruz

Avrupa Parlamentosu'nun Karabağ ile ilgili kararına yönelik Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ''Bir kesim popülist ve ayrımcı AP üyesinin ülkemizi hedef alan söylemlerini esas alan bu kararı kınıyoruz" ifadelerine yer verildi.

4 gün önce

Irak Parlamentosu eşcinsel ilişkiye 15 yıla kadar hapis öngören yasayı kabul etti

Irak Parlamentosu'nda kabul edilen bir yasayla ülkede eşcinsel evliliklere 15 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.

1 2