02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

CHP’nin Suriye politikasını Mihraç Ural mı belirliyor? Esed’in Hatay planında CHP’nin rolü… Grift ilişkiler yumağı

Esed rejimi ve rejimin Türkiye uzantıları tarafından son aylarda başlatılan Hatay tartışmaları, şehrin CHP’li Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın da devreye girmesiyle farklı bir boyuta taşındı. Aralık 2021’de “Hatay bizim toprağımızdır, geri alacağız” açıklamasını yapan Suriye diktatörü Esed’in ekmeğine yağ çalarcasına şehri tahrik eden ve bir iç savaş çıkması için uğraş veren CHP’li pek çok ismin fikir babası olarak Reyhanlı katliamının da sorumlusu olan ‘Esed Kasabı’ Mihraç Ural’ın adı öne çıkıyor. CHP’nin Suriye politikasına yön veren isim olarak tanımlanan terörist Mihraç Ural’ın CHP ile ilişkisi ise çok eskilere dayanıyor.  MİHRAÇ URAL KİMDİR? Mihraç Ural, 1956’da Hatay’da Nusayri-Arap milliyetçiliğinin egemen olduğu bir ailede doğdu. Baba Zeki el Kasım (Ural) Suriye Baas’ının ideologlarından Vehib el Gamin ve Muhammed el Zerka’nın en yakın arkadaşlarından biriydi. Aslen Nusayri olan Zeki Kasım sosyalist ve aynı zamanda Arap Milliyetçisi bir kafa yapısına sahipti. Hatay ve İskenderun’un Suriye’ye ait olduğu ve Türkiye’nin işgali altında olduğu tezini savunan Zeki Kasım Ural, bu çerçevede faaliyet yürüten Suriye merkezli Uruba hareketi çerçevesinde bu amaç uğruna Türkiye’de çaba sarf eden isimler arasında oldu. Sosyalist anlayışın egemen olduğu bir çevrede büyüyen Mihraç Ural’ın ilk terör faaliyeti 20 yaşında Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi’ne girmesiyle başladı. THKP-C, özü itibarı ile teori ve eylem ilişkisini Mahir Çayan’ın Kesintisiz Devrim yazılarından esinlenerek yeniden yorumlayan yönü ile dikkat çeken bir örgüt. Ankara ve Hatay o dönem örgütün en güçlü olduğu iki bölgeydi. Mihraç Ural, Adana, Hatay ve İskenderun bölgelerinde, bombalama, soygun ve yaralama eylemleriyle kısa sürede örgüt içerisinde yükseldi. 1976 yılında dahil olduğu THKP-C Acilciler Örgütü’nde bir çok terör faaliyetinde bulunan Mihrac Ural, 1980 yılında yakalanarak Adana cezaevine girdi. Ancak aynı yılın Mayıs ayında kaçırılarak Suriye’ye geçmesi sağlandı. ESED DESTEĞİYLE HATAY KURTULUŞ ÖRGÜTÜ’NÜ KURDU Suriye’de Esed ailesinin memleketi Kırdeha kasabasından ve aynı zamanda Cemil Esed’in sekreteri olan Malek Fadel ile evlenen Mihraç Ural, Türkiye’de yaşanan askeri darbe sonrası örgüt faaliyetlerini Suriye’ye taşıma amaçlı girişimlerde bulundu. Baas yönetimi tarafından Lazkiye’de tahsis edilen kampa 20’den fazla THKP-C militanını kaçak yollardan Suriye’ye getirdi. Mihraç Ural, Cemil Esed ve El Muhaberat’ın desteği ile ‘Hatay Kurtuluş Örgütünü’ kurdu. Türkiye’den Suriye’ye geçen birçok THKP-C militanı ve örgütün üst düzey isimlerinin Lazkiye’de karşılaştıkları yapının sosyalist bir devrimci hareketten çok Nusayri-Baas ideolojisine dönük faaliyetler olduğu itirazında bulunmaları girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep oldu. Mihraç Ural ve El Muhaberat tarafından Acilciler Örgütü’nün başta iki önemli yöneticisi Zihni Alan ve Müntecep Kesici öldürüldü. Bölgede 1980-2000 tarihleri arasında faili meçhul olarak kayda geçen ölü sayısı 12 oldu. Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-C, (THKP-C) tüm ölümlerden Mihraç Ural’ı sorumlu tutarken, Ural’ın sosyalist devrim ideallerine ihanet ederek milliyetçi amaçlar için arkadaşlarını öldürttüğünü iddia edildi. ÇOCUK VE KADIN KATİLİ 1980’lerin ortalarında Mihraç Ural seçeneğini donduran Hafız Esed yönetimi tercihini Abdullah Öcalan ve PKK yönünde kullandı. PKK’nın kuruluşunun hemen ardından Suriye’ye kaçan Abdullah Öcalan, 19 yıl terör örgütünü Suriye’de Hafız Esed’in himayesinde yönetti. Öcalan ile PKK bu süreçte farklı bir boyuta evrilirken Mihraç Ural da Suriye’de Esed ailesinin sağladığı imtiyazlar sayesinde bir çok alanda etkin ticari faaliyetler yürüttü. Akaryakıt istasyonlarından inşaatçılığa, uyuşturucu trafiğinden sınırda devam eden insan ve ürün kaçakçılığına, Lazkiye sahil bölgesinde pansiyon ve gece kulübü işletmeciliğinden, deniz ticaretine birçok alana giren Mihraç Ural’ın terörist kimliği ile yeniden ortaya çıkışı 2011 Suriye İç Savaşı ile oldu. Mihraç Ural Mukaveme Suriye isimli bir örgüt kurarak rejimin destek verdiği milis direniş hattına katıldı. Lazkiye Sahili’nde yer alan El Basit Kasabası’nı merkez seçen örgüt ve lideri adını ilk olarak 2 Mayıs 2013 tarihinde Tartus iline bağlı Banyas Kasabası ve Beyda Köyü’nde gerçekleştirdiği katliam ile duyurdu. 384 sivilin katledildiği Tartus’a bağlı Banyas Kasabası ve Beyda köylerinde yaşanan elim olaydan birkaç gün önce yaptığı konuşmada Mihraç Ural, ‘Banyas bölgesine acilen müdahale edilmesi ve kimseye acımadan bölgenin temizlenmesi gerekiyor’ diyordu. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan Banyas mezaliminden sonra aynı isim Reyhanlı Saldırısı ile bir kez daha ortaya çıktı ve El Muhaberat ile birlikte gerçekleştirdikleri saldırıda bu sefer Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 52 sivili katletti. MERCİDABIK’IN İNTİKAMINI ALMIŞ Halen terör örgütü Mukaveme Suriye eğitim kamplarının yer aldığı El Basit’te Mihraç Ural tarafından 2 binden fazla sol terör örgütü mensubuna eğitim verildi. Yağmaya dayalı bir anlayış çerçevesinde faaliyet yürüten Mukaveme Suriye 40’tan fazla Türkmen köyünü işgal ederek yağmaladı. Aynı örgüt tarafından Bayır Bucak bölgesinde 300’den fazla Türkmen de vahşice katledildi. Osmanlı ve Sünni karşıtlığı temelinde propaganda yürüten örgüt lideri Mihraç Ural, Rus hava desteği ve Şii militanların aktif olarak katıldığı Türkmen Dağı savaşlarından sonra 550 yıllık işgalin sona erdiği ve Mercidabık’ın intikamının alındığını’ ifade etti. Türkmen Dağında kafaları kesilmiş Türkmen gençlerle poz vermekten çekinmeyen kanlı örgüt, bölgenin Türkmenlerden tamamen arındırılarak Nusayrilere tahsis edileceğini duyurdu. Lazkiye’de 45 Türkmen köy ve kasabası halen Mukaveme Suriye ve Esed’in şebbihalarının işgali altında bulunuyor. PKK İLE İŞBİRLİĞİ Arap-Nusayri milliyetçiliği temelinde söyleme sahip Mihraç Ural’ın yönettiği örgüt PKK’nın Suriye kolu PYD’ye de destek veriyor. Yıllarca Suriye’de kara para ve uyuşturucu trafiğinin içerisinde yer alan Mihraç Ural’ın Suriye dışında yürüttüğü yasadışı faaliyetlerde en önemli partneri ise terör örgütü PKK oldu. Afganistan-İran-Suriye uyuşturucu hattında önemli bir işleve sahip Mihraç Ural’ın deniz yolu ile Avrupa’ya sevk edilen uyuşturucu trafiğinden yıllık geliri 450 milyon dolar. ‘CHP’NİN SURİYE POLİTİKASINA YÖN VERİYOR’ İDDİASI İyi bir Cumhuriyet okuru olduğunu söyleyen Mihraç Ural’ın, CHP Hatay teşkilatında her daim sözünün geçtiği ve Nihat Matkap, Fuat Çay, Gökhan Durgun ve bir çok ismin kendisi sayesinde bugün bir yerlere geldiği yönünde ifadeleri var. Ural, “Gökhan Durgun, Fuat Çay ve Nihat Matkap’ı ben adam ettim” demişti. CHP Hatay teşkilatına hakim olduğunu söyleyen Ural’ın CHP içindeki bağlantıları bununla da sınırlı değil. Hemen her fırsatta Esed’i öven ve Türkiye’nin Esed ile barışması gerektiğini ifade eden CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Suriye politikasında da Mihraç Ural ile aynı çizgide olduğu ve hatta bu politikanın Ural’ın yönlendirmesiyle ortaya çıktığı iddia ediliyor. CHP’Lİ SAMANDAĞ BELEDİYESİ’NİN KONSERİNDE SKANDAL İSİM Suriye’de yüz binlerce insanı öldüren, milyonlarcasını zorunlu göçe maruz bırakan ve on binlercesini hapseden katil Beşşar Esed’e şarkılar yazan Suriyeli şarkıcı Ali Dik, Hatay’ın Samandağ ilçesinde geçtiğimiz aylarda konser verdi. Türkiye düşmanı Suriyeli şarkıcı Ali Dik, Samandağ’da Ray ve Koçak ailelerinin düğününde sahne almış; CHP’li milletvekillerinin de olduğu düğünde Türkiye ve Erdoğan aleyhine sloganlar atılırken, Mihraç Ural’a övgüler yağdırılmıştı. Samandağ Belediye Başkanı CHP’li Refik Eryılmaz ise , Twitter hesabından yaptığı paylaşımla, şarkıcı Ali Deek’i Hatay’da ağırladığını açıklamış Esed’in en sıkı destekçilerinden biri olan Deek için, “Sanatıyla ve Suriye halkına karşı gerçekleşen emperyal saldırılara karşı dimdik duruşuyla tanıdığımız Suriyeli sanatçı sevgili Ali Dik’le bir araya geldik güzel, hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Kendilerine bir kez daha  ilçemize hoş geldiniz diyorum” ifadelerini kullanmıştı. KILIÇDAROĞLU‘NUN ROZET TAKTIĞI DARBECİ TÜRKER ERTÜRK İLE ESED’İN SARAYINDA 103 emekli amiralin darbe bildirisinde imzası bulunan Türker Ertürk emekli olduktan sonra CHP’de siyasete başlamış, “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” sözleriyle gündem olmuştu. Esed’in kuzeni Rami Mahluf’a ait Dünya Televizyon kanalının davetlisi olarak Suriye’ye giden emekli Tuğamiral Türker Ertürk’ün, Reyhanlı katliamının emrini veren THKP/C Acilciler Grubu lideri Mihraç Ural’la Esed’in sarayında bir araya gelip, hatıra fotoğrafı çektirdiği ortaya çıkmıştı. https://twitter.com/eha_medya/status/1378484208163815428?s=21&t=eyGpuXUvwAV_1Blc8BGLcw CHP’LİLER ÖLDÜ DİYE YAS TUTMUŞTU 2016 yılında Suriyeli muhalif grupların saldırısında Mihraç Ural ağır yaralanmış ve öldüğü haberleri gelmesi üzerine CHP’nin sosyal medya hesapları matem rengi olan siyaha bürünmüştü. CHP tarafından fonlanan Merdan Yanardağ ise 2009 yılında Ural’a düzenlenen suikastı haber yaparken, teröriste övgüler yağdırmıştı.

2 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe: AK Parti politikası Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bize şunu öğretti, 'başka bir dünya mümkün'

Ümraniye Belediyesi ev sahipliğinde "Ukrayna'nın İşgali ve Türkiye'nin Dış Politikası" programı Ümraniye Nikah Sarayı'nda düzenlendi. Program Dr. Murat Yılmaz moderatörlüğünde gerçekleşirken Gazeteci İhsan Aktaş, Prof. Dr. Haluk Alkan ve Diplomasi Vakfı Direktörü Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin konuşmalarını gerçekleştirdi. Programa AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım da katıldı. Konuşmacılar devam eden Ukrayna'nın işgali ve Rusya'nın saldırıları ve bu süreçte ortaya çıkan gelişmeleri ele aldı. Programda ayrıca Türkiye'nin bu süreçteki dış politikası, tutumları ve barış odaklı çalışmaları ele alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya-Ukrayna savaşında yapmış olduğu barış çalışmaları ve gerilim olan diğer bölgelerde yapmış olduğu barış çalışmaları ve alınan sonuçlar ele alındı. "CUMHURBAŞKANIMIZIN DİPLOMASİDE NASIL BAŞARILAR ELDE ETTİĞİNİ HEP BERABER İDRAK EDİYOR VE GÖRÜYORUZ" Program açılışında konuşan Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, "Dünya'da devlet adamının kalmadığı bir zamanda Cumhurbaşkanımızın diplomaside nasıl başarılar elde ettiğini hep beraber idrak ediyor ve görüyoruz. Bu tür konuşmalara, konferanslara, panellere ihtiyacımız var. Bu sebeple il başkanımıza çok teşekkür ediyorum" dedi. "BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN" AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, "Bu günlerde dünyamız önemli bir dönemden geçiyor ve çok farklı hadiseler yaşıyoruz. Herkes kendi döneminde bu cümlenin en anlamlı karşılığını bulduğunu ifade eder. Latifeyi bir kenara bırakacak olursak, dünya kendi hayatımızda gördüğümüz süreçlerden daha farklı zaman dilimlerini ve olayları yaşayarak bu zaman diliminden geçiyor. AK Parti politikası Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bize şunu öğretti, 'başka bir dünya mümkün'" dedi. Dr. Murat Yılmaz, "Hemen hatırlayalım güneyimizdeki 2 ülke bölünüp parçalanma tehlikesinde. Hemen yukarılarında Azerbaycan ve Ermenistan arasında ihtilaf vardı, Ermenistan hiç bir konuda anlaşamayan büyük devletlerin müşterek gayretiyle Azerbaycan'ın topraklarını işgal etti ve 30 senedir bir takım müzayedeler adı altında bu işgali meşrulaştıracak bir tarih seyri içerisindeydik. Hamdolsun Türkiye'nin dirayeti ve gayretiyle bu 30 yıllık işgal sona erdirildi" dedi. Gazeteci İhsan Aktaş, "Azerbaycan'da, Ukrayna'da yada Afrika'da, Kafkasya'da dışarıdaki Türkiye günden güne büyüyor. Dışarıda bir Recep Tayyip Erdoğan var bu da günden güne büyüyor, devleşiyor. Bir de içeride bir Türkiye var, gece gündüz muhalefetin karaladığı. Muhalefetin görevi karalamak. Dolayısıyla ben çoğu zaman dışarıdaki Türkiye ile içerideki Türkiye'nin yakınlaştırılmasına dair her zaman atıf yapmak istiyorum" dedi. Diplomasi Vakfı Direktörü Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin, "Putin'in geçmişine dair bilinen çok fazla bilgi yok aslında bakarsanız bir KGB ajanı. Fakat geçmişine dair bir kaç garip detay var bugün anlatacağım detaylar önemli gelebilir. Dikkat ederseniz Putin sürekli Neo Nazi'ler diyor, bu Nazi imgesi Putin'in aile geçmişinde çok önemli bir bilgi. Çünkü Putin'in babası kuşatmada Naziler ile çarpışırken ağır yaralanmış birisi. Putin'in abisi yine aynı Nazi kuşatmasında ölmüş çocukken. Aile geçmişinde böyle bir Nazi hikayesi var sürekli atıf yapması bu hikayelere tekabül ediyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasını jeostratejik bir felaket olarak tanımlamış ve o dağılan Rusya'dan kopan cumhuriyetlerin hiç bir zaman egemenliğini kabul edememiş, hazmedememiş birisi" dedi.

1 yıl önce

Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin göç politikalarına iftiraları devam ediyor! Bakan Soylu’nun açıklamaları görmezden gelip çarpıttı

Konuşmasının bir bölümünü Türkiye’deki göçmenlere ayıran ve kamuoyunu yanlış bilgilendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İçişleri Bakanı geçen gün açıklama yapıyor. 'AB Türkiye'nin göçmen deposu olmasını istiyor' diyor. Günaydın beyefendi günaydın.” dedi. Oysa ki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Göç Kurulu Toplantısı”nda yaptığı konuşmada batının bu tutumuna isyan etmişti. Bakan Soylu, “Biz batının göçmen deposu değiliz. Batı göçün kaynağında nasıl yönetilmesi gerektiğini o bölgeye giderek öğrenebilir” demişti.

1 yıl önce

Nereden nereye! Ümit Özdağ, CHP ve İYİ Parti’yi mülteci politikasında dansöze çevirdi…

Sosyal medyada popülist ve ırkçı bir tutumla Türkiye’ye sığınan yabancıları hedef haline getiren ve ajans desteği ile etkileşimini artıran Ümit Özdağ, CHP ve İYİ Parti liderlerini kıskandırdı. Birkaç sene öncesine kadar ‘mülteci’ raporları hazırlayan, sığınmacıların kalıcı vatandaşlığa geçmesi, çifte vatandaşlık gibi öneriler sunan CHP ve İYİ Parti, bu hafta mülteci karşıtı olmaya karar verdi. CHP’DEN ‘COĞRAFİ ÇEKİNCE KALDIRILSIN’ TALEBİ Son günlerde yaptığı konuşmalarda Türkiye’nin sığınmacılar tarafından işgal edildiğini söyleyerek, Suriyelileri ülkelerine göndermekten bahseden CHP’li Özgür Özel’in 2016 yılında TBMM’de yaptığı konuşmada “Coğrafi çekincenin kaldırılması ve mültecilik -ki bu bir tercih değildir, bu bir zorunluluktur ve bu bir insan hakkıdır- konusunda, bu hakka saygılı olan hem Türkiye Cumhuriyeti devletinin hem de uluslararası tüm kurum ve kuruluşların üstüne düşeni yapması gerekir.” ifadelerini kullandığı ortaya çıkmıştı. Suriyelilere vatandaşlık verilmesi, iyi bir yaşam standardı sağlanması, Suriyeli öğrenciler için özel okullar yapılması da CHP’nin hazırladığı raporda geçen ifadeler arasında.   İYİ PARTİ’DEN ‘TARİH BİZİ AFFETMEZDİ’ RAPORU Geçmişte Suriyeliler ve Türkiye’nin Göç politikası için övgü dolu sözler kullanan İYİ Partili Bahadır Erdem ise hazırladığı “GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜNDEKİ SURİYELİLERİN SOSYAL, SİYASİ VE VATANDAŞLIK HUKUKU BAKIMINDAN TÜRKİYE’DEKİ DURUMLARI” başlıklı raporda şu ifadeleri kullanmıştı:   Türkiye, Suriyelilerle adeta bir yangının orta yerinde karşılaştı. Savaştan ve ölümden kaçan Suriyelilerle karşılaşınca da mecburen kapılarını açtı. Ülkeden içeriye aldı. Kanaatimce almaktan başka çaresi de yoktu. Savaşın başlangıcındaki ve bugüne kadar süren süreçteki şartlar gözetildiğinde insani olarak doğru olanı yaptı. Aksi bir tutum takınsaydı tarihi bizi affetmezdi. … Türkiye, yabancıları vatandaşlığa sonradan almak bakımından dünyanın hemen bütün Devletleri ile benzer vatandaşlık hukuku hükümlerine sahiptir. Ancak Suriye’deki savaştan sonraki dönem bütün dünyaya, Suriye’den kaçan beş milyona yakın insan kitlesine kapısını açan Türkiye, uluslararası göçmen politikasında, hem Avrupa’ya hem dünyanın bütün devletlerine insani boyutta büyük bir ders vermiştir.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığından 'Türkiye'nin göç politikasına' ilişkin videolu paylaşım

"Temel Stratejimiz: Gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş" ifadeleriyle paylaşılan videoda, Suriye'de yaşanan iç savaşta en az 500 bin sivilin hayatını kaybettiği, 14 milyon insanın yardıma muhtaç hale geldiği hatırlatıldı. https://twitter.com/tc_icisleri/status/1526482463639355394?s=21&t=KgagdRND3iPgsA1of65g9A "İkinci Dünya Savaşından bu yana görülen en büyük insani kriz" olan Suriye iç savaşında 6,7 milyon insanın ülke içinde evini terk etmek zorunda kaldığı, 6,8 milyon kişinin ise diğer ülkelere sığındığı aktarılan videoda, Türkiye'ye yönelen göç hareketlerinin daha sistemli yönetilmesi adına 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun yürürlüğe konularak, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün kurulduğu bildirildi. Videoda, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden Türkiye'ye, Suriye'nin Aynularab bölgesinde terör örgütleri PYD ve DEAŞ arasındaki çatışmalar nedeniyle 194 bin 290 kişinin sığındığı, bu gelişlerin ardından Suriyelilerin Türkiye'deki yasal statülerini tanımlayan Geçici Koruma Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği belirtildi. Suriyelilerin başta barınma olmak üzere eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerine erişimleri ile hak ve yükümlülüklerinin yönetmelikle düzenlendiği, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün 81 ildeki taşra teşkilatının operasyonel hale getirildiği, kişisel verilerin tutulduğu "GöçNet" veri tabanı sistemi kurulduğu da videoda anlatıldı. Türkiye'nin başlattığı operasyonlar Düzensiz göçle mücadele ve sınır güvenliğinin arttırılması için Suriye sınırına yapılan 911 kilometrelik güvenlik duvarının 2020'de tamamlandığı hatırlatılan videoda, buralarda elektro optik kule, sınır aydınlatması ve devriye yolları çalışmalarının hızla devam ettiğine yer verildi. Videoda Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak amacıyla PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin saldırılarına karşı başlattığı Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarına ilişkin veriler de paylaşıldı. Suriye'nin kuzeyindeki harekatlarla bölgede hayatın normalleştirilmesine yönelik yoğun çabalar sonucunda, Türkiye'ye gelebilecek 6 milyon kişinin Suriye içinde tutulmasının sağlandığı, Türkiye'deki Suriyeli sayısının 10 milyona ulaşmasının engellendiği aktarıldı. Düzensiz göçmen sayısı geçen yıl 163 bine geriledi İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesinde AFAD koordinasyonunda 12 sivil toplum kuruluşunun desteğiyle başlatılan briket ev projesine değinilen videoda, sınırda inşa edilen güvenlik duvarları ve etkili sınır tedbirleri de anlatıldı. Türkiye içindeki etkili tedbirler sonucunda 1,4 milyon düzensiz göçmenin yakalandığı kaydedilen videoda, "2019 yılında 454 bin yakalama ile zirve noktasına ulaşan düzensiz göçmen sayısı, etkili sınır tedbirleri, ülke içinde etkili yakalama ile birlikte yüksek sınır dışı oranları sayesinde, ülkemize yönelik baskının azaltılması sonucu 2020 ve 2021 yıllarında ciddi bir biçimde azaldı ve 2021 yılında 163 bin seviyesine geriledi." ifadelerine yer verildi.

1 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Kılıçdaroğlu'na sert tepki: "Dış politikada ne zaman adım atsak devreye giriyor"

Çelik'in açıklamaları şöyle: Kılıçdaroğlu bu iftiraları sistematik olarak dile getiriyor. Dış politikada ne zaman adım atsak Kılıçdaoğlu devrede. AK Parti hukuki girişimde bulunacak. Kılıçdaroğlu Türkiye düşmanlarının propagandasını dillendiriyor, iç kaos oluşturmak istiyor. Ortaya attığı iftira FETÖ'nün kampanyası. Hükümeti kanunusuzukla suçluyor. Cumhurbaşkanlığı makamını tehdit etmeye kalkıyor. Yanıldığı konuların haddi hesabı yok. En dikkat çekici husus şudur. Cumhurbaşkanını açık bir şekilde tehdit etmek. Sinsi bir faaliyet yürütüyorlar. Bundan sonrasında açıklamalarına itibar edilmemesi gerekiyor. Belediyelere derneklere sesleniyor, birilerini suçluyor. Demokrasiyi hedef alıyor. Her zamanki gibi söyleyeceği bir şey yok. Bir siyasi partinin sağdan sola savrulması çok az görülmüş bir şey. Türkiye içeride ya da dışarıda bir atağa kalksa, ardından CHP faaliyeti geliyor. Açık ve şeffaf yapıları illegal yapılarmış gibi hedefe koyuyor. Devlet kuruluşlarını işlevsizleştirmeye çalışıyor. Belgeler elimizde diyor. Bunlar kanun çerçevesinde olan şeyler. Geçtmişte FETÖ'nün kullandığı argümanları bugün Kılıçdaroğlu kullanıyor. "AİLE KAVRAMINI SİSTEMATİK OLARAK HEDEFE KOYUYOR" Hukuki haklarımızı da koruruz, siyasi olarak cevap da veririz. Herkesin ailesi kutsal ve saygıdeğerdir. Aile üzerinden siyaset yapmaya devam ederse sert karşılık görür. Bizim dilimizin ne kadar sertleşebileceğini o tahmin bile edemez. Aileye de saldırdıktan sonra hangi kırmızı çizgiye dikkat edeceksin? Açık kurumlar üzerinden 15 Temmuz'da ölümü göze alan Cumhurbaşkanına iftira atmak ahlaksızlıktır. Aile kavramını sistematik olarak hedefe koyuyor. FETÖ'nün bu öğrenci kardeşlerimize sahip çıkan yapılardan neden rahatsız olduğunu biliyoruz. Peki Kılıçdaroğlu bu yapılardan kim adına ve niçin rahatsız olmaktadır? Demokratik adap içerisinde bu mücadeleyi vereceğiz. Kimse seçilmiş Cumhurbaşkanı'nı tehdit edemez.

1 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Kılıçdaroğlu'nun iddialarına sert tepki: Politik dedikodu ve sistematik yalan üretiyor

Çelik, sosyal medya hesabından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesiyle ilgili açıklamalarına ilişkin paylaşımda bulundu. Kılıçdaroğlu'nun hakkıyla genel başkanlık yapamayınca "politik dedikoduculuk" mesleğine geçtiğini belirten Çelik, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanımızın aile bireylerinin hukuka uygun ve herkese açık şekilde yürüttüğü sivil toplum faaliyetlerini hukuksuz ve şaibeli göstermeye çalışarak politik dedikodu ve sistematik yalan üretiyor. Kılıçdaroğlu'nun köklü bir partinin genel başkanlığını yalan ve dedikodu merkezine çevirmesini izliyoruz. Geçen seferki iddiaları hakkında, bilinen bir FETÖ'cü 'bunları ben yıllar evvel söyledim' diyerek bu iddiaların mülkiyetinin kime ait olduğunu ifşa etmişti. Kılıçdaroğlu politik dedikodu ve yalan üretmek yoluyla 6'lı masanın lideri olma hedefine ulaşabilecek mi göreceğiz. Fakat her iddiasının arkasından 'mutfakta biri var' dedirtmeye devam ediyor. Kılıçdaroğlu'nun önümüze gerçek politika ile çıkmasını bekledik, bunun imkansız olduğunu bir kere daha gördük. Mülkiyeti karanlık odaklara ait politik dedikodu ve yalanlarla varabileceği bir yer yok. Şimdiye kadar olduğu gibi bu iddialarının arkasından da şaibeli odaklar çıkacak. Parti genel başkanlığını terk edip politik dedikoduculuk mesleğine geçişi ile kendisini baş başa bırakıyoruz."

1 yıl önce

Çavuşoğlu: Türkiye'nin dünyadaki gelişmeleri yönlendiren ülke olması, izlediği politikalar sayesinde

Buluşmada, Çavuşoğlu'nun yanı sıra, Kuzey Kıbrıs İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Bakan Yardımcısı Sedat Önal, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Milletvekili Ali Şan, Lapta Belediye Başkanı Mustafa Aktuğ da yer aldı. Çavuşoğlu, Tatar ile görüşecek "Kıbrıs Türk halkı, bizim canımız, her şeyimiz, kıymetlimizdir" diyen Çavuşoğlu, bugüne kadar KKTC ve Kıbrıs Türkü'nü hiç yalnız bırakmadıklarını, bundan sonra da yalnız olmayacağını söyledi. Çavuşoğlu, KKTC temasları kapsamında sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ile buluştuklarını ve faydalı bir görüşme yaptıklarını vurgulayarak, yarın KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve müzakere heyetiyle bir araya geleceklerini, Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri değerlendireceklerini söyledi. "Rum tarafı, müzakereleri sulandırmaya çalıştıkları konuları yeniden ambalajlayıp satmaya çalışıyor" Bakan Çavuşoğlu, "Rum tarafı, 'güven artırıcı adımlar ya da tedbirler' diye eski gündeme getirdikleri, müzakereleri sulandırmaya çalıştıkları konuları yeniden ambalajlayıp satmaya çalışıyor. Bizim tutumumuz belli ama her zaman beraber karar veriyoruz" dedi. Başbakan Ünal Üstel ve koalisyon hükümetinin içerisindeki siyasi parti başkanlarını da ziyaret edeceklerini belirten Çavuşoğlu, yoğun bir tempoda olmasına rağmen halkla buluşmak istediğini, KKTC'ye her geldiğinde farklı kesimden insanlarla buluşmaktan keyif aldığını söyledi. "Türkiye, dünyadaki gelişmeleri yönlendiren ülkelerden" Çavuşoğlu, dünya genelinde önemli gelişmelerin olduğunu, dengelerin değiştiğini, krizler ve savaşların olduğuna değinerek, Türkiye'nin "gelişmeleri yönlendiren" ülkeler arasında olduğunu, bütün dünyanın da bunu böyle gördüğünü aktardı. Bakan Çavuşoğlu, "(Türkiye'nin dünyada gelişmeleri yönlendiren ülke olması) Bu da durup dururken olmaz. İzlediğin ilkeli, dengeli, adil ve objektif politikalar sayesinde olur. Bu aynı zamanda gücünüzle orantılıdır. Oyunu kurabilmek için de güçlü olacaksınız, size karşı kurulan oyunları bozmak için de güçlü olacaksınız. Sahada da masada da güçlü olacaksınız. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın liderliğinde, sahada ve masada güçlü bir Türkiye için çalışıyoruz. Güçlü bir Türkiye demek, güçlü bir KKTC demektir" dedi. Türkiye'de de birtakım sıkıntılar yaşandığını kaydeden Çavuşoğlu, bunların aşılabileceğini, millet olarak çok zor badireler atlattıklarını söyledi. "Bundan sonra egemen eşitlik var, siyasi eşitlik değil" Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta kurulan oyunları bozabilmenin önemine değinerek, şöyle devam etti: "Biz artık Kıbrıs'ta da ezberleri bozduk. Yıllardır federasyon için müzakere yaptık fakat malumunuz, Rum tarafı, sizlerle hiçbir şey paylaşmak istemediği için federasyonla ilgili ortaya çıkan tüm planları, modelleri, çalışmaları ve projeleri reddetti. Masayı da her seferinde devirdi. Crans Montana öncesinde 'son kez federasyon için müzakere ediyoruz' demiştik. Bundan sonra egemen eşitlik var, siyasi eşitlik değil. Yani iki devletli çözüm. Yan yana yaşayacak iki devlet kendi arasında her türlü iş birliğine gidebilir, bu gayet doğaldır. Kıbrıs Türkü'nün egemenliğini herkese kabul ettirmek için çalışıyoruz." Geçen yıl Cenevre'de yapılan 5 1 gayriresmi Kıbrıs toplantısını kendilerinin önerdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, bu görüşmede de düşüncelerini (iki devletli çözüm) net bir şekilde ifade ettiklerini vurguladı. Çavuşoğlu, düşüncelerinin yanı sıra çözüm önerilerini de masaya koyduklarını vurgulayarak, Maraş açılımı gibi hamleler yaptıklarını kaydetti.

1 2 3 4 5 6 7