03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Gaz dağıtım merkezi iş için tabii ki Trakya en önemli yer olarak görülüyor. Talimatı Putin'le birlikte verdik. İki taraf da çalışmayı yapıp bize sunacaklar."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan ziyareti dönüşünde medya temsilcileriyle bir söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Astana'daki zirveyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: Kazakistan'a gerçekleştirdiğim iki günlük ziyareti hamdolsun başarıyla tamamladık. Ziyaretimin ilk gününde değerli kardeşim Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ile birlikte Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin Dördüncü Toplantısına başkanlık ettik. Heyetimde yer alan bakanlarımız da mevkidaşlarıyla çeşitli alanlarda iş birliği konularını ele aldılar. Kazak kardeşlerimizle yaptığımız ikili ve heyetlerarası görüşmelerde ilişkilerimizi ve bölgesel gelişmeleri değerlendirme imkânı bulduk. İşbirliğimizi her alanda derinleştirme kararlılığımızı bir kez daha teyit ettik. Önümüzdeki dönemin yol haritasını belirledik. Muhtelif alanlarda imzalanan 6 yeni anlaşmayla iş birliğimizi daha da güçlendirdik. Daha önce Mayıs'ta Sayın Tokayev’in yapmış olduğu ziyarette 14 anlaşma imzalamıştık. Bununla beraber 20 anlaşmayı aramızda gerçekleştirmiş olduk. Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev'in şahsıma takdim ettiği Birinci Derece Dostluk Devlet Nişanını ülkemiz ve milletimiz adına kabul ettik. Başta Türk Devletleri Teşkilatımız olmak üzere, uluslararası kuruluşlardaki mevcut dayanışmamızı geliştirme hususunda mutabık kaldık. Konseyimizin Dördüncü Toplantısının hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Yeniden Asya Girişimimiz kapsamında, Kıta'daki bölgesel ve uluslararası forum ve teşkilatlarla ilişkilerimizin geliştirilmesine özel önem atfediyorum. Bu platformların en öne çıkanlarından biri de Asya'daki İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı'dır. Konferans, kardeş ülke Kuveyt'in de katılımıyla 28 üye devlet, 8 gözlemci ülke ve 5 gözlemci uluslararası kuruluşla Asya'da barış, güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesine büyük katkı sağlıyor. Kuruluşundan itibaren Konferans'ın önde gelen üyelerinden olduk. 2010-2014 yılları arasında dönem başkanlığını başarıyla yürüterek, üst düzeyli muhtelif toplantılar ve forumlar düzenledik. Dönem başkanlığımız sırasında İş Konseyi ve Gençlik Konseyi kuruldu. Konferansın “Askeri ve Siyasi Boyutu” ile “Yeni Sınamalar ve Tehditler”, “Ticaret ve Yatırım” ve “KOBİ’ler” öncelik alanlarının koordinatörlük veya eş koordinatörlük görevlerini yürütüyoruz. Bu yıl Konferansın 30'uncu kuruluş yıldönümü olması zirvemize tarihi bir anlam kattı. Konferansın mevcut yapısından, uluslararası teşkilata dönüşüm sürecini başlattık. Ekonomi, çevre, insan, yeni sınama ve tehditler ve askeri-siyasi boyutta ülkemizin izlediği politikaları mevkidaşlarımla paylaştım. İnsan odaklı dış politikamıza ilişkin önceliklerimizi ve hassasiyetlerimizi, teröre karşı yürüttüğümüz mücadeledeki haklı duruşumuzu vurguladım. Bölgemizi ilgilendiren en önemli mesele olarak gördüğüm güvenlik ve istikrarın sağlanması için iş birliğine verdiğimiz önemi hatırlattım. Bu vesileyle Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Rusya Devlet Başkanı Putin, Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko ve Vietnam Devlet Başkanı Yardımcısı Anh Xuan ile ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizde izlediğimiz politikaların, üye ülkeler tarafından ilgi ve takdirle karşılandığını görmekten büyük memnuniyet duydum. Kazakistan'da yaptığımız tüm görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı: Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir görüşmeniz oldu. Putin, “Avrupa için Türkiye’de büyük bir gaz merkezi kurulabilir’ dedi. “Gaz tedarikinde Türkiye, Avrupa Birliği (AB) için çok önemli bir güzergah” açıklamasında bulundu. Gazprom yöneticilerinden de bazı açıklamalar geldi, “gaz ticaret merkezi Türkiye ile AB sınırı olabilir, oraya kurulabilir.” dediler. Türkiye’nin böyle bir projeye bakışı nasıl olur? Kimi uzmanlar projenin “barış vanası” olabileceğine dair görüşler belirtmeye başladılar. Ukrayna’daki bu çatışmaların sona ermesinde ve daha istikrarlı bir bölge siyaseti inşa edilmesine böyle bir şeyin katkısı olabilir mi? Bir de son dönemde Putin, Türk Akımı’nın güvenliğiyle ilgili endişelerini dile getiriyor. Hakikaten böyle bir endişe var mı, Türkiye’nin önlemleri neler? İfade edildiği şekliyle, böyle bir dağıtım merkezi için, bu iş için tabii ki Trakya en önemli yer olarak görülüyor. Biz başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımıza ve Rusya tarafında ilgili kuruma müşterek bir çalışma yapmaları talimatını Sayın Putin ile birlikte verdik. Orada bu çalışmayı yapacaklar. En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız. Bizim ulusal anlamda bir dağıtım merkezimiz var ama tabii şimdi bu uluslararası bir dağıtım merkezi olacak. Bu konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ile Rusya tarafı çalışmayı yapıp bize sunacaklar ve ondan sonra da adımı atmış olacağız. Burada bekleme diye bir şey yok. Kararı bugün hemen süratle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımıza verdik. Aynı şekilde aynı anda Rusya'dan (Gazprom Başkanı) Miller de bu toplantıdaydı, o da talimatı aldı. Şimdi arkadaşlarımız birbirleriyle görüşmek suretiyle çalışmaya başlayacaklar. Güvenlik noktasında biz her türlü adımı atarken tabii ki burada da güvenlik neyi gerektiriyorsa bu güvenlik ağımızı da süratle kuruyor ve ona göre çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devamını daha ziyade ABD ve İngiltere’nin istediği, Kıta Avrupası’nın bundan biraz zararlı çıktığı görülüyor. Sayın Putin ile yaptığınız son görüşmeden sonra Kremlin, “Henüz Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili Türkiye hala barış noktasında merkezi önemde bir ülke, başka imkan yok gibi görünüyor.” dedi. Bu konuda bir gelişme olacak mı? Aramızda yaptığımız görüşmede bu kanaat aslında gücünü koruyor. Yani Türkiye'nin arabuluculuğu hususunda Rusya'nın da diğer bazı ülkelerin de Türkiye'ye olan güvenleri aynen devam ediyor. Bu konuyla ilgili, Kerç Köprüsüyle ilgili hassasiyetleri de yine kendisiyle paylaştık. O da bize bazı teknik bilgileri de verdi ve bu konuda biz aynı hassasiyeti koruyarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Türkiye'ye olan güvenin devam etmesi de bizi ayrıca mutlu etti. Burada barış için önemli adımlar atıyorsunuz ancak bir süredir Ege’de bazı şeyler yaşanıyor. Dedeağaç’tan başlayarak Midilli üzerinde, Ege Adaları üzerinde ABD destekli silahlandırmalar kamuoyunu meşgul ediyor. Bu konudaki yorumunuz nedir? Tabii bu konuda uyarılarımızı yapıyoruz. Amerika'yla da bu konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığımız muhatabıyla görüşüyor. Hatta şu anda NATO Savunma Bakanları Toplantısı vardı. Bakanımız da bu toplantılarda muhataplarıyla bu konuları etraflıca görüşme fırsatını buldu. Neticesini dönünce Hulusi Paşa'yla görüşeceğiz. Dedeağaç’ta veya farklı adalarda yapılanları elbette görüyoruz. Biz zırhımızı kuşandıktan sonra tedbirlerimizi aldıktan sonra bize bunlar hiç ürküntü vermez. Tedbirimiz var, her şeyimiz hazır. Dolayısıyla da adımlarımızı buna göre atıyoruz. O düşünsün. Sabrımızın taştığı sınır var mı? Bu işin tarihi olmaz. Bir gece ansızın gelebiliriz o ayrı. Tarihi kayda girecek. Ama burada tarih verilmez. Nerede, ne olacağı, ne zaman olacağı konuşulur mu? ABD ile F16 sürecinde bir ön koşul vardı. O ön koşulun kaldırıldığını duyurdular. Yaklaşık bir yıl oldu bu süreç. Onunla birlikte bugünkü görüşmeyle ilgili, Putin ile yaptığınız görüşmede Ukrayna-Rusya çatışmasının gündeme gelip gelmemesiyle alakalı Kremlin’in açıklaması olmuştu. Değerlendirmenizi merak ediyorum? Özellikle F16 konusunda bu son atılan adımlar veya son gelişmeler bir şeylerin değiştiğini gösteriyor. Tabii bütün bu adımları aynı anda Rusya da takip ediyor. Ne oluyor, ne gidiyor? Şimdi bize düşen de tabii burada ilgili arkadaşlar gerek Dışişleri Bakanımız, gerek Milli Savunma Bakanımız gerekse bunun dışında bizim liderlerle yaptığımız görüşmelerde bunları konuşuyoruz, paylaşıyoruz, Hatta hatta son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na gittiğimizde orada tabii Amerikalı senatörlerle de görüşmeler yaptım. Onlarla da bu konuları görüştüm. Yani az önce söylediğim ifadeyle bunu bütünleştiriyorum; bunların hepsi tedbir paketinin içerisinde yer alan konulardır. Bunları da orada Cumhuriyetçi, Demokrat senatörlerle görüştük. Hatta Efkan Bey ve arkadaşlarımızı orada bıraktık. Onlar orada yaklaşık bir hafta daha kaldılar. Onlar da Kongre üyeleriyle görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerle de aradaki ilişkileri sıcak tuttuk, sıcak tutuyoruz, tutmaya da devam edeceğiz. Ermenistan Başbakan’ı Paşinyan ile Prag’da görüştünüz, baş başa bir görüşme oldu. Hala Zengezur Koridoru ile ilgili sorunların olduğunu biliyoruz. Prag’daki görüşmeden sonra Paşinyan’ın kendi ülkesinde kamuoyunu bu konuda ikna edebileceğini düşünüyor musunuz? İkincisi orada Zengezur Koridoru ile ilgili bir görüşme oldu mu? Şimdi orada bir dar kapsamlı görüşme yaptık. O dar kapsamlıda Paşinyan, aynı zamanda İlham Bey ve Macaristan Başbakanı Orban da vardı. Ondan sonra bir de tabii heyetler arası yaptık ve bu konuları tabii ki görüştük. Ama Zengezur Koridoru ile ilgili olarak ben herhangi bir sıkıntı görmüyorum. Dün yapmış olduğunuz ortak basın açıklamasında 'Kazakistan'la Orta Koridor'un geliştirilmesi için çalışmayı sürdüreceğiz' ifadelerini kullandınız. Ev sahibi mevkidaşınız Tokayev ise 'Taşımacılık ve transit alanında orta koridorun geliştirmesi büyük önem arz etmektedir” açıklamasında bulundu. Türkiye konumu itibariyle çok önemli bir noktada. Marmaray gibi Asya ve Avrupa yakasını birleştiren tüm projeler aslında bu büyük adımın da bir parçası. Burada akıllara Kanal İstanbul projesi de geliyor. Kanal İstanbul projesinin Orta Koridor'a olası katkısı üzerine görüşmeleriniz oldu mu ya da projenin bir parçası olacağı düşünülebilir mi? Yakın dönemde Orta Koridorla ilgili hangi adımların atılmasını öngörüyorsunuz?" Şu anda dünyadaki ticaret hacmi 12 milyar ton. 2030'a geldiğimizde bu 25 milyar tona çıkacak. Ticaret hacminin hareketliliğinin yüzde 90'a yakını denizden sağlanıyor. Sonuçta bugün İstanbul Boğazı'ndaki sıkıntılar belli. Önümüzdeki yıllarda bu çok daha artacak. Ayrıca bizim doğu-batı aksında Orta Koridor'daki hedeflerimiz var. Kuzey Koridor'da yaşanan sıkıntılardan dolayı Orta Koridor'a büyük bir yük binecek. Bunların hepsi düşünüldüğünde, özellikle kuzey-güney aksında Kanal İstanbul olmazsa olmaz. Önümüzdeki günlerde, yıllarda bu çok çok daha gündemimizde olacak. Bizim de bir taraftan planlamalarımız, fizibilitelerimiz devam ediyor. Dünyanın şu anda en çok odaklandığı konu çevrecilik. Biz Kanal İstanbul ile çevrecilikte de dünyaya örnek bir ders vereceğiz. Boğaz'da bir defa ciddi manada bir çevre tehdidi var. Her an, her şey olabilir. Biz, hiçbir zaman Sarayburnu'ndaki, Selimiye'nin önündeki Independenta yangınını unutmayız. Zaman zaman yalılara bindiren gemileri unutmayız. Ama şimdi bizim Kanal İstanbul ile bütün bu sıkıntıları ortadan kaldırmış olacağız. Bugün Bakırköy, Samatya sahillere baktığınızda günlerce beklemeler, birikmeler var. Bir de Karadeniz'deki birikmeler var. Yarın bunlar çok çok daha artacak. Bir de gemi boyutları çok büyüdü. Yüzde 30'u da tehlikeli madde taşıyor. Riskin boyutları çok daha arttı. Bundan 10 yıl önceki 3 tane gemi, şu anda tek gemi oldu. Sayı bir miktar azaldı ama risk daha da büyüdü. Gemi sayısı azaldı ama taşınan yük miktarı tam yüzde 40 arttı son 10 senede. Başörtüsüne anayasal zırh çerçevesinde çalışmalar var. Meclis gurubu da çalışıyor. Kaç madde olacak? İçinde aile maddeleri olacak mı? Bir de neden Anayasa 24 ve 10 üzerinden ilerleniyor? Diğer taraftan CHP'nin verdiği bir yasa teklifi var. Siz Anayasa teklifi verdiniz. Bu denkleme baktığımız zaman, yasa teklifinin AK Parti'ye, Anayasa teklifinin de CHP'ye ihtiyacı var. Kemal Bey’in tavrı ortada. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz? Burada madde noktasında, fazla madde olmasından yana değiliz. Arkadaşlar şu anda çalışmayı sürdürüyor. Efradını cami ağyarını mani şekilde ama az maddede bunları toparlamayı planladık. Konu olarak da olayı sadece başörtüsü olayı değil, bir de bunun yanına en önemli derdimiz olan aile konusunu da yine bu düzenlemenin içerisine koyalım istiyoruz. Ve bu çalışmayı da arkadaşlarımız yine yürütüyorlar. Bu çalışmayla birlikte de süratle, vakit kaybetmeden hemen bunu Meclis'e sunmanın gayreti içerisinde olacağız. Biz döndükten sonra arkadaşlar bize bir sunum yapacaklar. Bu sunumu yaptıktan sonra da fazla gecikmeden hemen istiyoruz ki bunu Meclis'e sunalım. Aile maddesi de çok tartışılıyor. İçeriğe ilişkin bizimle paylaşabileceğiniz bir şey var mı? Bizim sunduğumuz her madde tartışılır. Zaten tartışılmazsa demek ki bir iş yapmıyoruz. Tartışılacak ki bir iş yaptığımız ortaya çıksın. Çünkü bunlar hayati. Yoksa Türkiye'nin gündeminde başörtüsü diye bir konu mu vardı? Yanımda başörtülü var. Böyle bir dert var mı? Kimse sana niye takıyorsun dedi mi? Bunların hepsi aşıldı, geçti. Ama gündemde böyle bir şey yokken bayram değil, seyran değil meselesi. Böyle bir noktaya geldi iş. Adamın derdi de yok aslında. Niye bunu gündeme getirdi, bunu anlamak da mümkün değil. Şu an itibariyle biz hazırlığımızı yapacağız. Ki yine birileri çıkıp zaman zaman 'başörtüsü' demesin, 'aile' demesin diye gelin artık Anayasa değişikliğini yapalım, adımı ona göre atalım. Eğer hakikaten güveniyorsanız kendinize, dürüstseniz, samimiyseniz yapalım. Çünkü yasal bir değişikliğe zaten ihtiyaç yok. Yasal olarak her şey, düzenlemeler de yapılmış zaten var. Ama burada onların niyeti sadece bir şeyleri bulandırmak, güya 'bak ben savundum ama destek vermedi' demek… Sana Altılı Masa bile destek vermiyor. Türkiye'nin böyle bir düzenlemeye ihtiyacı yok. Aile maddesi, LGBT'nin muhalefet partileri tarafından siyasallaştırılmasına ön alma gibi bir şey içerecek mi? Öyleyse demek anlamışlar. Güçlü aile, güçlü milleti oluşturur. Davetiniz üzerine eski CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi artık AK Parti vekili oldu. Bundan sonra da çeşitli isimlere davetleriniz olacak mı? Her şeyden önce bizim davetimiz her zaman bakidir. Kapı açık. Biz, kapımızı kimseye kapayamayız. Yeter ki gelenin milli ve yerli yanı güçlü olsun. Mehmet Ali Bey kendisi de açıklama yaptı. İnşallah Çarşamba günü grup toplantısında da rozetini bizzat takacağım. Ve böylece şu anda resmen AK Parti'ye girmiş olsa da o gün grup toplantısında herkesin huzurunda rozetini takarak çok daha farklı bir anlamda o ruhu istiyorum ki grubumuz da yaşasın. Bir de KKTC Büyükelçisi olarak tanınmış bir isim, Metin Feyzioğlu'nu atadınız. Feyzioğlu'nu KKTC'ye atamanızda Doğu Akdeniz ve uluslararası hukuk denkleminde özel bir anlam var mı? Metin Bey bir defa iyi bir hukukçu. İyi bir hukukçu olmanın yanında özellikle uluslararası hukuk alanında ve Kıbrıs meselesinde baro başkanıyken bizimle gayet güzel çalışmaları oldu. Kendisine bu teklifi yaptığımda o da 'bunun için çok müteşekkir olurum' dedi. Metin Bey’in özellikle Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs adasındaki gelişmelere vukufiyeti var. Sadece bir büyükelçi değil, aynı zamanda akademisyen olarak da orada çok önemli işler başaracağına inanıyorum. 500 bin konut, 250 bin arsa, 50 bin iş yeri kazandıracak olan 'İlk Evim İlk İş Yerim' kampanyasını başlattınız. Esnafa destek paketi açıkladınız. Bu kampanyalar çok büyük ilgi gördü. Önümüzdeki dönemde bu kampanyaları yeni müjdeler izleyecek mi? Aslında ilk yaptığım açıklamadan sonra bu sürece yönelik yeni açıklama arsa üzerinde oldu. Ne dedik? Arsadaki sayıyı ilk etapta 1 milyon olarak düşünüyoruz. 1 milyon arsa. Bunu da nasıl yapacağız? Kura çekimiyle oradaki dağıtımları yapacağız. Derdimiz altyapısı yapılmış arsalara kendi imkanıyla, bankaların vereceği düşük faiz krediyle gelsin benim vatandaşım evini oraya kendisi yapsın. Bu, Türkiye'de ayrı bir sıçramayı getirecek. Bu, zemin artı 1 veya sadece zemin; bu şekilde 1 milyon arsayı inşallah vatandaşlarımıza ucuz imkanlarla verme anlayışını getiriyor. Bu konuyla ilgili de iki gün önce bakanımla görüştüm. O da 'biz bütün hazırlıkları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak yaptık, hazırız, her an bununla ilgili adımı atabiliriz' dedi. Şu an itibariyle inşallah Bakanlığımızın takibinde bu adımı da atacağız. “Yeni yüzyıl, Türkiye yüzyılı olacak” dediniz. 28 Ekim'de AK Parti'nin seçim stratejisinin ilk adımı olan Seçim Vizyon Belgesi'ni açıklayacaksınız. Bu belgede neler var? Her şeyden önce, iddiası olmayan müddei olamaz. Önce iddianız olacak ki müddei olasınız. Biz, iddia sahibiyiz, öyle çıktık yola. Gayet güzel bir çalışma var. Bu çalışmayı arkadaşlarımız yürütüyorlar. O gün de orada çok farklı bir sunumla inşallah tüm ülkemize hitap edeceğiz. Asgari ücret konusunda beklentilerle ilgili farklı rakamlar konuşuluyor. Bu konuyla ilgili siz neler söylersiniz? Şu anda bu konuyla ilgili çalışmaları başta Vedat hocamız olmak üzere arkadaşlarımız yapıyorlar. İnşallah bundan öncekilerden çok daha farklı bir hazırlığın içinde olduğunu biliyorum. Ama biz, havada uçuşan değil de yere sağlam basan adımları atacağız ki zihinlere iyi yerleşsin.

1 yıl önce

Putin: Cumhurbaşkanı Erdoğan'a esir değişimindeki rolü nedeni ile minnettarız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Erdoğan, Ukrayna ile ilgili esir değişimi dahil birçok konuda kilit rol oynadı. Bu nedenle kendisine minnettarız. Erdoğan tahıl koridorunun açılmasında da etkili oldu ama maalesef tahıl fakir ülkelere gitmiyor. Dün kendisiyle bu konuyu da konuştuk" dedi. Putin, "Kiev eskiden müzakere talep ediyordu, şimdi resmi karar aldıklarını ve müzakere yapmayacaklarını söylüyorlar. Biz İstanbul'da belirli anlaşmalar sağladık ama Rus askerleri Kiev'den uzaklaşınca müzakere istekleri yok oldu" diye konuştu. BIDEN'LA OLASI GÖRÜŞME Putin, ABD Başkanı Joe Biden'la ilgili ise, "G20'de görüşmeye hazır olup olmadığını Joe Biden'a sormalı. Biden ile görüşmeye gerek olmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Almanya Başbakanı Scholz'a döner fiyatları üzerinden protesto: Putin’le konuşun döner yine 4 euro olsun

Başbakan Olaf Scholz’a döner fiyatları üzerinden yapılan bir protesto sosyal medyada gündem oldu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1584766109319716864?s=46&t=KFAHBMRwIBXXW6QOuVy-ow Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde Scholz'un Münih'teki temasları esnasında bir kişi, "Sevgili Scholz döner 8 euro oldu. Putin’le konuşun döner yine 4 euro olsun" diyor. Scholz'ın hayat pahalılığını protesto eden kişiye gülümsedikten sonra makam aracına binerek alandan ayrıldığı görülüyor. Öte yandan Almanya'nın doğusundaki pek çok şehirde binlerce kişi yine yüksek enerji fiyatlarını ve federal hükümetin politikalarını protesto etti. Polis 12'den fazla şehirde yaklaşık 6 bin göstericinin meydanlarda toplandığını bildirdi.

1 yıl önce

Vladimir Putin, nükleer saldırı tatbikatını denetledi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, durum merkezinden kara, deniz ve hava stratejik caydırıcı güçlerin yıllık tatbikatını izledi. Rus ordusunun, Ukrayna'ya nükleer saldırı düzenleyebileceği iddia ediliyor. Putin’in kimyasal ve taktik nükleer silahları kullanma ihtimali sorulan ABD Başkanı Joe Biden, "Sakın, sakın, sakın. Savaşın çehresini 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana hiçbir şeye benzemeyen şekilde değiştirirsin." uyarısında bulunmuştu. Nükleer saldırı misillemesi görevleri icra edildi Kommersant'ın aktardığına göre, Rus Silahlı Kuvvetleri, muhtemel bir düşman nükleer saldırısına yanıt olarak büyük nükleer saldırı misillemesi görevlerini icra etti. Tatbikat sırasında Putin, Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun raporunu dinledi. Rusya'dan dikkat çeken tatbikat Kremlin'e göre, Plesetsk'ten Yars kıtalararası balistik füzesinin ve Barents Denizi'nden Sineva balistik füzesinin fırlatılması Kamçatka'daki Kura test sahasında gerçekleştirildi. Tatbikatta kullanılan Tu-95MS uzun menzilli uçaklarının da seyir füzeleri fırlattığı kaydedildi. Kremlin: Tüm füzeler, hedeflerine ulaştı Askeri komuta ve kontrol organlarının hazır olup olmadığı, komuta ve kontrolü organize etmede liderlik ve operasyon personelinin becerilerinin kontrol edildiği belirtildi. Kremlin'den yapılan açıklamada, "Stratejik caydırıcılık kuvvetlerinin eğitimi sırasında öngörülen görevler eksiksiz olarak tamamlandı. Tüm füzeler, belirtilen özellikleri teyit ederek hedeflerine ulaştı." denildi. "Ukrayna topraklarını biyolojik deneyler için test alanı yaptılar" Vladimir Putin, yaptığı açıklamada, Ukrayna topraklarının "askeri biyolojik deneyler için test alanı" haline getirildiğini savundu. Stratejik caydırıcı güçlerin, hipersonik ve nükleer silahlar dahil balistik füze fırlatma tatbikatları en son 19 Şubat'ta yapılmıştı. Vladimir Putin, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile birlikte tatbikatı izlemişti. Putin: Blöf değil Rusya Devlet Başkanı, 27 Şubat'ta, Savunma Bakanlığı'na Rus caydırıcı güçlerini özel savaş görevi moduna geçirmesini emretmişti. Öte yandan Putin, "Rusya'yı korumak için elimizdeki tüm araçları kullanacağız, bu bir blöf değil." açıklamasında bulunmuştu.

1 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Putin: Erdoğan güçlü bir lider

Putin, Uluslararası Valday Tartışma Kulübü'nün yıllık toplantısında, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkileri değerlendirdi. "İki yıl önce Erdoğan hakkında olumlu şeyler söylediniz. Düşünceleriniz değişti mi?" sorusunu yanıtlayan Putin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlü ve sağlam bir lider, Türk halkı, ekonomisi ve Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Bunu, Erdoğan'ın enerji, TürkAkım doğal gaz boru hattının inşası konularındaki pozisyonu doğruluyor." dedi. Türkiye'de Avrupalı tüketiciler için gaz merkezinin oluşturulmasını teklif ettiklerine dikkati çeken Putin, "Türkiye'nin kendi çıkarları doğrultusunda bu teklifi kabul ettiğini" belirtti. Turizm, inşaat, tarım sektörlerinde Rus ve Türk çıkarlarının örtüştüğünü söyleyen Putin, "Bu nedenle, Erdoğan, kendine yük olunmasına ve üçüncü bir ülkenin çıkarları doğrultusunda hareket edilmesine izin vermiyor. Bizimle diyalog sürecinde de kendi çıkarlarını savunuyor. Türkiye ve Erdoğan, bu anlamda basit bir ortak değil. Kararların birçoğu, uzun ve basit olmayan müzakerelerde alınıyor. Her iki tarafın da anlaşma arzusu var ve anlaşabiliyoruz. Bu anlamda, Erdoğan tutarlı ve güvenilir ortak. Bu, onun en önemli özelliği." değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan'ın ülkesinin çıkarlarını savunduğunu ve bu durumda Rusya'ya yönelik bir problem oluşturmadığını belirten Putin, şu şekilde devam etti: "Erdoğan, hükümeti tarafından uygun görülen kararlar için mücadele ediyor. Biz de alınan kararların kendimiz için uygun olması için mücadele ediyoruz. En hassas konularda bile çözüm bulabiliyoruz: Suriye, güvenlik, ekonomi, altyapı. Şimdiye kadar bunu yapabildik. Eğer zor bir yoldan geçerek anlaşma sağlayabildiysek, bunun uygulanacağından emin olabiliriz. İlişkilerimizin en önemli özelliği, güvenirlik ve istikrardır."

1 yıl önce

Putin'den yeni doğal gaz atağı: Hızlı bir şekilde Türkiye'de kurabiliriz

Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Soçi'de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Soçi'deki üçlü zirve sonucunda bazı konularda anlaşma sağlanmadığına işaret eden Putin, "Basının ve kamuoyunun, anlaşma sağlanamayan konulara odaklanmasının gerekli olmadığını düşünüyorum. Sakince ve özel bir şekilde anlaşma sağlamalıyız. Her iki taraf için de hassas konular ve ortaklarımızın onayı olmadan bu konulara ışık tutmaya hakkım olduğuna inanmıyorum." diye konuştu. "ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE TÜRKİYE'DE BİR GAZ MERKEZİ KURABİLİRİZ" Kazakistan'ın başkenti Astana'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede dile getirdiği, "Türkiye'de büyük bir ikmal merkezi kurabiliriz" önerisini tekrarlayarak, "Çok hızlı bir şekilde Türkiye'de bir gaz merkezi kurabiliriz." dedi. Azerbaycan ve Ermenistan arasında olası bir barış anlaşmasıyla ilgili sürece ilişkin konuşmak için erken olduğunu anlatan Putin, "İki ülke arasındaki sınırların belirlenmesi en önemli konu. Zirvenin ardından yayımlanan bildiride ön anlaşmalar olmasa da bu anlaşmaların sağlanabileceği ön koşullar bulunuyor." dedi. Rusya'nın, askıya aldığı Ukrayna tahıl çıkışını sağlayan anlaşma kapsamında gönderilen tahılların yoksul ülkelere gitmediğini belirten Putin, "Ancak askıya alınmasının ana sebebi bu değil. Sebebi, Ukrayna tarafından Rusya'nın Karadeniz'deki filosunun gemilerine karşı başarısız da olsa başlatılan saldırıdır. Hem su altındaki hem de havadaki insansız araçlar, Ukrayna tahılının taşındığı koridoru kısmen kullandılar." diye konuştu. Putin, söz konusu durumun Rus savaş gemileri ve sivil gemilere yönelik tehlike oluşturduğunu vurgulayarak, "Tahıl anlaşmasına katılımımızı durdurduğumuzu söylemiyoruz, hayır. Ara verdiğimizi söylüyoruz. Birleşmiş Milletler bu anlaşmanın taraflarından. Ukrayna ile çalışsınlar ve Ukrayna, sivil gemilere veya Rus tedarik gemilerine herhangi bir tehdit yaratmayacağını garanti etmelidir." dedi. "CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SÖZÜNÜN ERİ" Rusya'nın Türkiye'de doğal gaz merkezi kurulmasına yönelik teklifiyle ilgili gelişmeleri de değerlendiren Putin, "Neden Avrupa'ya gaz sevkiyatları için Türkiye'de olası bir merkez kurulmasını teklif ettiğimizin açık olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupalı ortaklarla doğrudan çalışmak çok zor. Ayrıca, boru hatlarının bombalanmasıyla ilgili trajik olayları da biliyoruz. Avrupalılar, neredeyse her zaman olduğu gibi çıkarlarına temelden zarar veriyor olsa da sessiz kalıyorlar." diye konuştu. Kuzey Akım boru hattında yaşanan patlamayı bir terör saldırısı olarak niteleyen Putin, "Tüm bunlar Danimarka, İsveç ve Almanya'nın münhasır ekonomik bölgesinde yaşandığı için bunları kontrol etmemiz zor. Bu anlamda Türkiye ile çalışmak bizim için daha kolay. Birincisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sözünün eri olduğu için anlaşmamız belki bazen zorlu olsa da onunla eğer bir konuda anlaşırsak, gerçekleştirmeye çalışırız. İkincisi ise Karadeniz sularını kontrol etmemiz daha kolay." değerlendirmesinde bulundu. Putin, Türkiye'de bir doğal gaz merkezi kurulması halinde söz konusu gaz için alıcılar bulunacağından emin olduğunu vurgulayarak, "Bakalım bu kış ve önümüzdeki kış neler olacak. Ama yeni sözleşmelerin imzalanacağından eminim." dedi.

1 yıl önce

Putin'den Cumhurbaşkanı Erdoğan için çarpıcı sözler: 'Sözünün eri bir lider'

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Soçi'de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Azerbaycan ve Ermenistan arasında olası bir barış anlaşmasıyla ilgili sürece ilişkin konuşmak için erken olduğunu anlatan Putin, "İki ülke arasındaki sınırların belirlenmesi en önemli konu. Zirvenin ardından yayımlanan bildiride ön anlaşmalar olmasa da bu anlaşmaların sağlanabileceği ön koşullar bulunuyor" dedi. "TAHIL ANLAŞMASINDAN TAMAMEN ÇEKİLMEDİK" Rusya'nın, askıya aldığı Ukrayna tahıl çıkışını sağlayan anlaşma kapsamında gönderilen tahılların yoksul ülkelere gitmediğini belirten Putin, "Ancak askıya alınmasının ana sebebi bu değil. Sebebi, Ukrayna tarafından Rusya'nın Karadeniz'deki filosunun gemilerine karşı başarısız da olsa başlatılan saldırıdır. Hem su altındaki hem de havadaki insansız araçlar, Ukrayna tahılının taşındığı koridoru kısmen kullandılar. Tahıl anlaşmasına katılımımızı durdurduğumuzu söylemiyoruz, hayır. Ara verdiğimizi söylüyoruz. Birleşmiş Milletler bu anlaşmanın taraflarından. Ukrayna ile çalışsınlar ve Ukrayna, sivil gemilere veya Rus tedarik gemilerine herhangi bir tehdit yaratmayacağını garanti etmelidir" dedi. "NEDEN TÜRKİYE'Yİ TEKLİF ETTİĞİMİZ AÇIK" Rusya'nın Türkiye'de doğal gaz merkezi kurulmasına yönelik teklifiyle ilgili gelişmeleri de değerlendiren Putin, "Neden Avrupa'ya gaz sevkiyatları için Türkiye'de olası bir merkez kurulmasını teklif ettiğimizin açık olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupalı ortaklarla doğrudan çalışmak çok zor. Ayrıca, boru hatlarının bombalanmasıyla ilgili trajik olayları da biliyoruz. Avrupalılar, neredeyse her zaman olduğu gibi çıkarlarına temelden zarar veriyor olsa da sessiz kalıyorlar" diye konuştu. "ERDOĞAN SÖZÜNÜN ERİ BİRİ" Kuzey Akım boru hattında yaşanan patlamayı bir terör saldırısı olarak niteleyen Putin, "Tüm bunlar Danimarka, İsveç ve Almanya'nın münhasır ekonomik bölgesinde yaşandığı için bunları kontrol etmemiz zor. Bu anlamda Türkiye ile çalışmak bizim için daha kolay. Birincisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sözünün eri olduğu için anlaşmamız belki bazen zorlu olsa da onunla eğer bir konuda anlaşırsak, gerçekleştirmeye çalışırız. İkincisi ise Karadeniz sularını kontrol etmemiz daha kolay" değerlendirmesinde bulundu. "BAKALIM BU VE ÖNÜMÜZDEKİ KIŞ NASIL OLACAK!" Putin, Türkiye'de bir doğal gaz merkezi kurulması halinde söz konusu gaz için alıcılar bulunacağından emin olduğunu vurgulayarak, "Bakalım bu kış ve önümüzdeki kış neler olacak. Ama yeni sözleşmelerin imzalanacağından eminim" dedi.

1 yıl önce

Erdoğan Putin'i nasıl ikna etti? Dünyada ilk haber

Rusya'nın hafta sonu Türkiye'nin öncülüğünde imzalanan tahıl koridoru anlaşmasını askıya alması, günlerdir dünya gündeminin ilk sırasında. Moskova, Kırım Yarımadası'nın en büyük şehri Sivastopol'daki donanma gemilerinin Ukrayna tarafından saldırıya uğradığı gerekçesiyle anlaşmayı rafa kaldırdı. Rusya'nın yaptığı duyuru dünyadaki gıda fiyatlarının aniden yükselmesine yol açtı, yeni hafta başladığında Ukrayna limanlarından ayrılan tahıl yüklü bazı gemiler İstanbul Boğazı'na ulaştı. ABD ve Avrupalı ülkeler Vladimir Putin'den anlaşmaya geri dönmesini isterken, aynı çağrı Birleşmiş Milletler'den de (BM) geldi. Gözlerin çevrildiği Türkiye ise, krizin çözüldüğünü bugün en yetkili ağızdan açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, meclisteki parti grup toplantısında şu ifadeleri kullandı: "Yeni bir müjde de şu Sayın Putin ile yaptığımız görüşme üzerine Sayın Şoygu, Sayın Akar'ı arayarak bugün saat 12'den itibaren tahıl sevkıyatının devam edeceğini açıkladı. Öncelikle Afrika'nın fakir ülkelerine bu koridoru işletecek, Cibuti, Sudan'ı ele almayı tavsiye etti bunu da yapacağız." Gazetecilerin Rusya lideri Vladimir Putin'i nasıl ikna ettiğini sorması üzerine, Erdoğan, "Onu biraz bana bırakın, önce Biden'a sonra size anlatacağım" yanıtını verdi. UKRAYNA'DAN YAZILI GARANTİ! Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleriyle aynı anda Moskova'dan peş peşe açıklamalar geldi. Kremlin, Ankara ve Moskova arasında arasında iletişimin sürdüğünü kaydetti. Dakikalar sonra Rusya Savunma Bakanlığı, tahıl koridoru anlaşmasının süreceğini ilan etti. TASS haber ajansı, Ukrayna'dan tahıl koridoru rotası üstünde Rusya'ya askeri operasyon düzenlenmemesi yönünde yazılı garanti alındığını bildiriyor. Rusya Savunma Bakanlığı'nın açıklamasında Türkiye'nin Kiev'den güvenlik garantisi alınmasında adı açıklanmaya uluslararası bir örgütle yardımcı olduğu vurgulandı.  Ukrayna'dan yapılan açıklamada ilk açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a minnettarlık duyulduğu belirtildi. İsmini açıklamayan üst düzey Ukraynalı yetkili, Türkiye sayesinde sonuç alındığını, Rusya'nın anlaşmaya geri döndüğünü kaydetti. Ukrayna Altyapı Bakanı Oleksandr Kubrakov da, Türkiye lideri Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e oynadıkları rol nedeniyle teşekkürlerini iletti. AL JAZEERA MUHABİRİ: TÜRKİYE 'FİİLİ ARABULUCU' Rusya'nın anlaşmaya geri dönmesi, uluslararası haber ajansları tarafından 'acil' koduyla dünyaya geçildi. Agence France-Presse (AFP), 'Rusya Ukrayna ile tahıl anlaşmasının devam edeceğini söylüyor' başlığını kullandı. 'Rusya savaş zamanında Ukrayna'dan tahıl ihracatı anlaşmasına yeniden katılıyor' diyen Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişmeyi duyurduğunu aktardı. AP, Erdoğan'ın İstanbul Boğazı'ndan geçecek gemilerin özellikle Afrika ülkelerine gideceğini vurguladığını, Somali, Cibuti ve Sudan'ı saydığını bildirdi. New York Times gazetesi, 'Rusya, güvenlik garantisi aldıktan sonra tahıl anlaşmasına tekrar katıldığını söylüyor' başlığını kullandı. Rusya-Ukrayna canlı blogunda konuya geniş şekilde yer veren New York Times, Erdoğan ile Putin arasında Salı günü bir telefon görüşmesi gerçekleştiğini hatırlatıyor. CNN Internatinoal, 'Rusya tahıl anlaşmasına geri döndüğünü söylüyor' manşetini attı. Manşetinden 'Türkiye'nin araya girmesinden sonra Rusya Ukrayna tahıl anlaşmasına yeniden katılmayı kabul etti' diyen Al Jazeera, canlı blog sayfasında Moskova'nın gelişmeyi doğruladığını yazdı. Al Jazeera'nın İstanbul muhabiri, Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasında 'fiili arabulucu' olduğu yorumunu yaptı. Al Jazeera muhabiri Resul Serdar, televizyon yayınında "Görünen o ki, anlaşma bir kez daha hayatta kalıyor ve çalışıyor" dedi. GIDA FİYATLARI YENİDEN DÜŞÜŞE GEÇTİ Rusya'nın anlaşmaya geri dönmesiyle gıda fiyatları yeniden düşüşe geçti. Chicago Ticaret Borsası'nda (CBOT) buğday vadeli işlemleri yüzde 6 düşerek 8,47 dolara geriledi. Mısır ve soya fasülyesinde de düşüş görüldü. Ukrayna ve Rusya’nın dünyanın en büyük buğday üreticileri olması nedeniyle savaşın buğday fiyatlarına etkisi büyük. Tahıl Koridoru Anlaşması, Ukrayna ve Rusya’nın tahıl ve diğer gıda ürünlerini dünya pazarlarına ihraç etmesini sağlıyor. Anlaşma şimdiye kadar 9,7 milyon metrik tondan fazla tahıl ve diğer gıda ürünlerinin Ukrayna limanlarından ayrılmasına izin verdi. Anlaşmayı yürütmek ve gözlemlemek üzere Temmuz ayında İstanbul'da Müşterek Koordinasyon Merkezi kurulmuştu. Türkiye’nin başkanlık ettiği merkezde Rusya, Ukrayna ve BM’nin temsilcileri yer alıyor. İmzalanan anlaşma, küresel bir gıda krizine karşı önlem olarak görülüyor.

1 2 ... 9 10 11 12 13 14 15 ... 18 19