Son Dakika:
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından huzurun ve kamu düzeninin devamının sağlanması amacıyla ülke genelinde özellikle vatandaşlarımızın yoğun olarak bulundukları yerlerde (cami, hastane, terminal, gar, park, bahçe, vb.) eş zamanlı olarak “Mal ve Hizmet Satmak Suretiyle Halkı Rahatsız Eden Şahıslara ve Dilencilere Yönelik Uygulama” yapıldı. 10.707 kara, 9 deniz ve 2 hava aracı olmak üzere toplam 10.718 ekip, 136 dedektör köpek ve 39.645 personelin katılımı ile gerçekleştirilen uygulama sonucunda; 590 aranan şahıs yakalandı, 39 şahıs gözaltına alındı. 4'ü dilendirmekten olmak üzere toplam 257 şahsa adli işlem yapıldı, 16 çocuk ailesine teslim edildi. 9 şahsa fuhuştan, 119 şahsa dilencilikten, 37 şahsa mal ve hizmet satmak suretiyle rahatsız etmekten, 88 şahsa diğer kabahatlerden (sarhoşluk, çevreyi rahatsız etme vb.) olmak üzere toplam 253 şahsa idari işlem uygulandı. Mal ve Hizmet Satmak Suretiyle Halkı Rahatsız Eden Şahıslara ve Dilencilere Yönelik Uygulama'da, 121.007 araç kontrol edildi, 3.106 araca idari para cezası uygulandı, 519 araç trafikten men edildi, 27 aranan araç yakalandı. 12.814 işyeri denetlendi, 48 işyerine adli ve idari işlem yapıldı. Uygulamada, 3 adet ruhsatsız tabanca, 3 adet av tüfeği, 1 adet kurusıkı tabanca, 705 adet mermi/av tüfeği kartuşu, 11 adet kesici/delici alet, muhtelif miktarda uyuşturu madde, 5.400 paket kaçak sigara, 7.355 litre kaçak içki ele geçirildi.
Cumhuriyet Gazetesi'nin 24 Aralık günü, çocukların camiye götürülmesinden rahatsız olduğunu ortaya koyan haber, "Laik eğitim yine hiçe sayıldı İlkokul öğrencilerini camiye götürdüler" başlığıyla servis edildi. BÜTÜN VELİLERDEN İZİN İSTENDİ Söz konusu haberde İstanbul Tuzla'daki İhsan Hayriye Hürdoğan İlkokulu 4. sınıf öğrencilerinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi kapsamında düzenlenen okul gezisi kapsamında ilkokul çocuklarının camiye götürüldüğü belirtilerek bir öğrenci velisinin sözlerine yer verildi. 'ÇOCUKLARI KORKUTUYORLAR' İDDİASI Haberde ismi açıklanmayan velinin, "Bizim ailemiz reşit olana kadar hiçbir dini kuruluşun altına girmemizi istemedi. Bu çocuklar oyun yaşında. Onlara sosyal bir etkinlik sağlamayıp din baskısı kurmak doğru bir şey değil” dediği iddia edildi. Ayrıca Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde öğrencilere anlatılan dini bilgilerin çocukları korkuttuğu öne sürüldü. Haberde velilerden okul gezisi için izin kâğıdı talep edildiği bilgisine de yer verildi. CUMHURİYET'E TEPKİ YAĞDI Cumhuriyet'in haberi sosyal medyada tepkiyle karşılandı. Cengiz Ateş, "Bunların gerçek yüzü bu, din düşmanlığı yaparlar. Parti olarak CHP'yi desteklerler, din olarak İslamiyet'e düşmanlık ederler. Laiklik bunların her zaman kamuflajlı olmuştur. Bol bol okuyun, okuyun ki illa ki bir yerlere düşman olun" ifadelerini kullandı. Muhammed Durmaz isimli sosyal medya kullanıcısı ise Cumhuriyet'in başlığıyla ilgili olarak, "Sizin yaptığınız İslam düşmanlığıdır, Müslüman düşmanlığıdır, Cami düşmanlığıdır, Çocuk düşmanlığıdır" yorumunda bulundu. Mücahit Ateş isimli sosyal medya kullanıcısı haberi paylaşarak, "Camiye Götüren hocalarımızın bunlara verdiği rahatsızlıktan gurur duyuyor, teşekkür ediyorum" dedi. 'Meseleniz derdiniz İslam dini' Faruk Güneş isimli sosyal medya kullanıcısı Cumhuriyet'in bu başlığına tepki göstererek, "İslam düşmanlığınız hiç bitmeyecek değil mi?" sorusunu yöneltti. Turgut Balcıoğlu isimli sosyal medya kullanıcısı ise "Kimlik kartlarından çıkarılsa da, dini İslam olan bir milletin ve çocuklarının Yaratıcısının/Allah'ın evine gitmesinden kim neden rahatsız olur? Meseleniz ne çocuklar ne eğitimi! Meseleniz din de değil. Meseleniz derdiniz İslam dini" ifadelerini kullandı. Mehmet Kazancıoğlu, "Artık yemiyor millet sizin laiklik safsatanızı… Ne Atatürk ne laiklik ne ulusalcılık ne demokrasi özgürlük adalet gibi arkasına saklandığınız kamuflaj sizin Türk-İslam düşmanı olduğunuzu gizleyemiyor" diyerek tepkisini dile getirdi.
Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı yapılan açıklama şöyle; “Bazı basın yayın organlarında; “İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni teftiş eden müfettişlerin neden değiştirildiğine” ilişkin maksatlı yazıların yer aldığı görülmüştür. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur: Bilindiği gibi, terörle mücadelemiz uzun yıllardır kararlı bir şekilde sürdürülmektedir. Bu mücadelemizin bazı kesimler tarafından farklı şekillerde engellenmeye ve akamete uğratılmaya çalışıldığı da bir gerçektir. Terörle mücadele bağlamında Bakanlığımıza yapılan ihbarlar üzerine Mülkiye Teftiş Kurulu'nun, görev alanındaki kurum ve kuruluşlarda inceleme, teftiş ve soruşturma yürütmesi izahtan varestedir. Mülkiye Teftiş Kurulu görevleri kapsamında, FETÖ, PKK/KCK ve tüm terör örgütleriyle ilgili yüzlerce soruşturma dosyasını, sorumluluk duygusuyla alnının akıyla tamamlamıştır. Mülkiye Teftiş Kurulu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yürüttüğü teftiş ve soruşturmalar ile ilgili defalarca açıklama yapılmasına rağmen mesnetsiz olarak kamuoyunu yanıltmaya yönelik yazılar yazılmaya ve paylaşımlar yapılmaya devam edilmektedir. Bu defa, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde özel teftiş yürütmekle görevli bir müfettişin, görevden affını istemesinin” polemik konusu yapılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bakanlık Makamının 20/12/2021 tarihli onayı kapsamında 5 Mülkiye Müfettişi, 1 Ticaret Müfettişi, 1 Hazine ve Maliye Müfettişi ile 1 MASAK Uzmanından müteşekkil 8 kişilik teftiş heyeti tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde özel teftiş yürütülmüştür. Her onay kapsamında yapıldığı gibi bu onay kapsamında da görevi layıkıyla tamamlayacak sayıda müfettiş görevlendirilmiştir. İnceleme, teftiş ve soruşturma için görevlendirme yapılırken müfettişlerin üzerindeki iş yükü ve Kurulun iş yoğunluğu dikkate alınmaktadır. Yine işin durumuna göre ilave müfettiş görevlendirmesi yapıldığı gibi müfettişlerin mazeretlerine binaen üzerlerindeki görevler de alınabilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi özel teftişinde 24/12/2021 tarihinde görevlendirilen ve gündeme getirilen Müfettişimiz 11/04/2022 tarihli dilekçesiyle “kendisinin ve eşinin sağlık sorunları bulunması ve tedavi süreci” gerekçesiyle teftiş görevinden affını talep etmiştir. Müfettişimizin, İzmir Çalışma Grubunda görevli olduğu, tedavi ve kontrollerinin İzmir’de devam ettiği göz önünde bulundurularak bu görevden ayrılması ve teftişin diğer görevli müfettişlerce tamamlanması Kurul Başkanlığımızca uygun görülmüştür. Sağlık, eğitim veya ailevi durumlar gibi gerekçelere bağlı olarak yapılan görev değişiklikleri yıl içinde diğer teftiş ve soruşturmalarda da uygulanmıştır. Müfettişimizin insani ve ailevi durumunun polemik konusu haline getirilmesi ve Teftiş Kurulumuzun zan altında bırakılmaya çalışılması fevkalade üzüntüyle karşılanmıştır. Bu durumun yürütülen teftişin yeri ve konusuyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Kurulumuzun olağan çalışma usulleri içerisinde yapılan rutin bir uygulamanın farklı yönlere çekilmesi ve farklı anlamlar yüklenmesi asla kabul edilemez. Mülkiye Teftiş Kurulu bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da görevini hukuka bağlı olarak layıkıyla yerine getirmeye devam edecektir.”
Muhalefetin kurduğu 6’lı masanın dört küçük ortağı, CHP-İYİ Parti sürtüşmesinin rahatsız. DEVA, Saadet Partisi (SP), Gelecek ve Demokrat Parti (DP), İYİ Parti-CHP arasında zaman zaman ortaya çıkan ve Saraçhane sonrası kızışan karşılıklı atışmalar sonrası ses yükseltti. Küçük ortaklar arasında, adaylık tartışmalarının masadaki yapılan birçok çalışmayı gölge düşürdüğü görüşü hakim. Söz konusu 4 parti, tansiyonun iyice yükselmesinin masada dağınık bir görüntü imajına neden olduğunu belirtiyor. 4 parti, bu durumun seçmen nezdinde de sıkıntıya neden olacağı endişesini taşıyor. ÇOK SESLİLİKTEN RAHATSIZLAR Öte yandan DEVA, Gelecek, DP ve SP kulislerinde CHP ve İYİ Parti atışmasının yanı sıra iki büyük ortağın iç işlerindeki gelişmeler de yakından izleniyor. İki partinin iç kaynaklı gelişmelerinden dolayı seçim sürecin olumsuz etkilememesi isteniyor. CHP’nin içindeki çok seslilikten rahatsız olan ortaklar, vekillerin, genel merkez yöneticilerinin zaman zaman masada 6 ortak birlikte hareket etmiyor gibi açıklamalar yaptığını vurguluyor. Ayrıca CHP’lilerin, diğer partilerin hassasiyetini gözetmediği ve söylemleri ile masaya zarar verdiği tespitleri yapılıyor. PAZARLIKLAR ZARAR VERİYOR Dört ortak, İYİ Parti’nin kongreler, seçimler yaklaşırken oluşacak pazarlıklardan kaynaklı ve kurmayların yaptığı açıklamaların masaya zarar verdiği düşüncesinde. Kongrelerde teşkilatlarda yaşanacak rekabet ve değişiklikler ile seçime yönelik liste hesaplarının seçim süreci performansına etki etmesinden çekiniliyor. Dokunsan yıkılacak gibi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, 6’lı masa için “Birisi parmakla dokunsa yıkılacak gibi” dedi. Dağ, Kanal 7’deki yayınlanan programda muhalefetin henüz aday belirlememesine ilişkin soruya cevap verdi. 6 muhalefet partisinin adaya ilişkin kendi içlerinde farklı söylemlerinin olduğunu belirten Dağ, muhalefetin adayıyla ilgilenmediklerine, kendi adaylarının ve rotalarının belli olduğunu ifade etti. Muhalefetin “Adayı yıpranmasın diye açıklamıyoruz” ifadesine değinen Dağ, “Muhalefet kendi içinde verdiği mesajlarla potansiyel isimlerini yıpratıyor” dedi. SENFONİ YOK KAKOFONİ VAR AK Parti’li Dağ, altılı masanın çalışmalarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Altılı masayı bilardo masasına benzetecek olursak, eline istekayı alıp sayı yapmaya çalışan ve kuralları kendi belirleyen bir masa. Altılı masa diyoruz ama masanın altında yedi ayak var. Yedi ayaklı bir masa. Akşener-Kılıçdaroğlu görüşmesinden sonra yedi ayak iki ayağa düştü. Birisi parmakla dokunsa yıkılacak gibi. O masadan kamuoyuna verilen mesajlara bakılınca ortada senfoni yok kakofoni var. 40 günde bir araya gelip fotoğraf vermekle masa devam ediyor mesajı vermenin, hiçbir siyasi karşılığı yok. Bir araya gelip hiç anlaşma yapamayanlar birbirleriyle uğraşan pozisyonuna geliyorlar.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna ile Rusya arasında izlediği politika, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin ortaya koyduğu şartlar ABD'li John Bolton'ı rahatsız etti. İngiliz Daily Telegraph’ta kaleme aldığı makalede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar seçilmemesi gerektiği imasında bulundu. 'NATO ÜYELİĞİ TARTIŞILMALI' ABD eski başkanlarından Donald Trump'ın danışmanlarından John Bolton, "Finlandiya ve İsveç şaşırtıcı bir karar alarak NATO’ya girmek istediler fakat Rusya’nın ticari ve askeri partnerleri ihtiyaç zamanında onları terk etmedi ve maalesef buna eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar seçilirse 2023’te NATO üyeliği tartışmalı hale gelecek Türkiye de dahil” ifadesini kullandı.
Aydemir, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti TBMM Grup Toplantısı'ndaki açıklamalarından dolayı vatandaşlardan teşekkür telefonları aldıklarını söyledi. "Biz, milletin talebi neyse onun üzerinde yoğunlaşır ve gereğini yaparız, bugüne kadar hep öyle yaptık." diyen Aydemir, muhalefetin ise tam tersini yaptığını belirtti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, EYT düzenlemesine ilişkin olarak, "Sandık korkusu işte böyledir." dediğini aktaran Aydemir, "Meral Akşener, EYT'nin çözülmesinden rahatsız, tıpkı Ayasofya'nın açılmasından rahatsız olduğu gibi." ifadesini kullandı. İbrahim Aydemir, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın "Türkçeye ek olarak, eğitim ve öğretimde anadilinin kullanılması ve geliştirilmesi hakkının anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğine" yönelik sözlerini hatırlatarak, "Sen sükut ediyorsun. MHP'den ayrılırken 'MHP, milliyetçilik yapmıyor' diyordun. Şimdi senin, sandık korkusundan bırak Ali Babacan'ı, Kılıçdaroğlu'nu PKK'lılara sesin çıkmıyor. Sandık korkusu, ülkeyi böleceklerini açıkça söyleyen, 'özerk yönetim anlayışını getireceğiz' diyenlere karşı seni sessiz bırakıyor mu bırakmıyor mu?" dedi. AK Parti Mersin Milletvekili Hacı Özkan ise düzenlediği basın toplantısıyla Mersin'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünü kutladı
6'lı masada yeni gündem büyük ortaklar CHP ve İYİ Parti arasında isimlerin yıpratılması. CHP koridorlarında İYİ Parti ve Akşener'in çıkışları ve verdiği karelerle hem Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi başkanları hem de Kılıçdaroğlu'nu yıprattığı düşünülüyor. Onuncu toplantısında cumhurbaşkanı adayı ile ilgili istişarelere başlandığını duyuran 6'lı masa söz konusu adayın açıklanmamasına gerekçe olarak Cumhur İttifakı'nca yıpratılacağı endişesine bağlarken kendi içinde de yıpratma tartışması yaşıyor. Yeni Şafak'ın haberine göre, Bu konuda CHP'den İYİ Parti'ye yönelik eleştirel değerlendirmeler dikkat çekiyor. CHP koridorlarında büyükşehir belediye başkanları aday olacaksa bile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in kazanabilecek aday çıkışı ve Saraçhane olayından sonra bu isimlerin çok yıprandığı ileri sürülüyor.
Seçimlere az bir süre kala aday krizinin yaşandığı altılı masanın ortaklarından İYİ Parti'de İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı olan Aytun Çıray, Diyanet İşleri Başkanlığı atamaları ile ilgili ilginç bir tweet attı. ATAMALARDAN RAHATSIZ OLMUŞTU Çıray, yaklaşık üç sene önce Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan imam atamalarından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş "450 bin öğretmen atama bekliyor ama 3500 imam ataması yapılıyor" ifadelerine yer vermişti. SEÇİM ÖNCESİ ATAMA İSTEDİ Aynı Çıray, bugün yaptığı paylaşımda ise seçim öncesi sınava giren tüm imam adaylarının atanmasını istedi. Çıray, paylaşımında "Sn Erdoğan, 2022 itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açmış olduğu sınavlara giren İHL, önlisans, önlisans hafız ve Lisans KKÖ olarak 116 bin din gönüllüsü adaylarının hakkını verin. Onları daha fazla mağdur etmeyin." ifadelerini kullandı.
