29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

DEVA Partili Metin Gürcan'ın yabancı ülkelere yazdığı raporlar ele geçirildi

DEVA Partisi kurucu üyeleri arasında yer alan emekli asker Metin Gürcan, "siyasal ve askeri casusluk" iddiasıyla gözaltına alındı. Gürcan'ın, bazı NATO üyesi ülkelere Türkiye'deki askeri gelişmelerle ile ilgili raporlar yazdığı tespit edildi. Metin Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020 tarihli soruşturması kapsamında İstanbul'daki evinde gözaltına alındı. Evde yapılan aramanın ardından sağlık kontrolünden geçirilen Gürcan, Ankara'ya götürüldü. ASKERİ-SİYASİ CASUSLUK "Siyasal ve askeri casusluk" suçlaması yapılan Gürcan, 1998-2014 yılları arasında TSK bünyesinde çeşitli görevlerde bulundu. Edinilen bilgiye göre; casusluk suçlamasıyla yaklaşık 1 yıldır süren titiz soruşturmanın ardından gözaltına alınan Gürcan'ın, bazı NATO üyesi ülkelere Türkiye'deki askeri faaliyetler hakkında raporlar yazdığı ortaya çıktı. Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Bir yıldır süren soruşturma kapsamında Gürcan'ın yabancı ülke temsilcileriyle yazışmaları, temasları tek tek deşifre edildi. ÇUVALCI ASKERLERE ÇAY Metin Gürcan'ın, 2003 yılında Süleymaniye'de Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayının ardından, Türk karargahını basan Amerikalı askerlere "Çay Partisi" verdiği için Özel Kuvvetler'den uzaklaştırıldığı da iddia edildi. ÖZEL KUVVETLER BÜNYESİNDE ÇALIŞTI 1976 Osmaniye doğumlu olan Gürcan, 1998-2014 yılları arası TSK'nın değişik birimlerinde çalıştı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Irak, Afganistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da görev yaptı. Özel Kuvvetler bünyesinde yetişen Gürcan, 2008-2010 arası ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü'nde 'Bölgesel Kürt Yönetimi ile Bağdat merkezi yönetimi arasındaki çevre-merkez ilişkisi' adlı teziyle Güvenlik Çalışmaları alanında master derecesi aldı. Ocak 2015'te kendi isteğiyle emekli oldu.

2 yıl önce

CHP'li Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin tahrip borcu 264 milyon lira! Sayıştay raporunda ortaya çıkan skandal

Belediye Başkanı Serhat Oğuz, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), ASKİ ve EGO'nun 2022 yılı bütçelerinin oylandığı büyükşehir belediye meclisinin kasım ayı oturumunda yaptığı konuşmayla konuyu gündeme taşımıştı. Oğuz, Kahramankazan Belediyesi'nin ABB'den 10 milyon TL tutarında zemin tahrip bedeli alacağı olduğunu belirterek, bu tutarın hakları olmasına rağmen geride kalan 2.5 yıllıksüreçte kendilerine ödenmediğini söyledi. Oğuz, "Burada peşin olarak tahsil edilmiş bir paradan bahsediyoruz. Kanun gereği bu para Büyükşehir Belediyesi'nin kasasına giriyor. Siz de bu parayı hakkı olan ilçelere dağıtmakla mükellefsiniz. Kanun gereği de 15 gün içinde dağıtmanız gerekiyor" demişti. Başkan Oğuz'un bu yöndeki çıkışına benzer bir tespit de Sayıştay'ın, ABB ile ilgili hazırladığı 2020 denetim raporunda yer aldı. 24 Aralık 2020 tarihinde ilgili yönetmelikte yapılan değişiklikle ilçe belediyelerinin sorumluluğunda olan alanlarda yapılacak tüm kazılardan elde edilecek gelirlerin doğrudan ilgili ilçe belediyesince gelir olarak kaydedilmesi kararlaştırılmıştı. GÖZLER BÜYÜKŞEHİR'E ÇEVRİLDİ Sayıştay da raporunda, bu tarihten önce ABB hesaplarına yatırılmış bulunan ve sokaklarda yapılan kazı çalışmalarına ilişkin olarak tahsil edilen zemin tahrip bedellerinin ilgili ilçe belediyelerine aktarılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Sabah'ın haberine göre Sayıştay raporunda, "Bazı ilçe belediyelerine aktarılması gereken zemin tahrip bedellerinin yıllar itibari ile arttığı ve 2020 yılı sonu itibarı ile ilgili belediyelerin 264 milyon 625 bin 935 TL tutarında zemin tahrip payı alacağı olduğu tespit edilmiştir" ifadesi yer aldı. Şimdi ABB'nin zemin tahrip bedellerini ne zaman ödeyeceği merak konusu oldu.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'nın Belçika'yı Avrupa'da merkez olarak kullandığı istihbarat raporunda belirlendi

Belçika istihbarat ve güvenlik kurumu VSSE'nin 2020 yılı hakkındaki raporunda PKK, dış kaynaklı aşırıcılık başlığı altında ele alındı. Dış kaynaklı aşırıcılığın Belçika için doğrudan tehdit olmadığı ancak sorunlu bir alan olduğu belirtilen raporda, PKK'nın AB'nin terör örgütleri listesinde yer aldığı, örgütün bazen amaçlarına ulaşmak için aşırı şiddet kullandığı ifade edildi. Buna karşın örgütün Avrupa'da ve Belçika'da "imajını korumak" adına şiddeti desteklemediği savunularak, PKK'nın asıl amacının Avrupa'nın terör listesinden çıkmak olduğu vurgulandı. Raporda, "Belçika, PKK'nın Avrupa yapılarında merkezi bir rol oynamaktadır." denildi ve Belçika'daki PKK yapılanması hakkında bilgi verildi. "Devrim vergisi" topluyor Belçika istihbaratı, PKK'nın yerel dernekler gibi araçlarla siyasi ve mali faaliyetler yürüttüğünü belirtti. Bu faaliyetler içinde "devrim vergisi toplanması" da yer aldı. PKK'nın ayrıca Belçika'da bazı medya şirketlerinin sahibi olduğu, bu şirketler aracılığıyla kendi televizyon ve radyo kanalları için propaganda üretildiği bilgisi verildi. "PKK'nın ülkemize yönelttiği ana tehdit aşırıcılıktır." ifadesine yer verilen istihbarat raporunda, PKK'nın aynı zamanda Belçika'daki diğer aşırı sol örgütlerle bağlarının bulunduğu kaydedildi. Örgüt gerçek amacını gizliyor Örgütün istediğinde kalabalıkları harekete geçirmesinin kamu düzenini bozabildiği ve Belçika'daki Türk toplumu ile bazen şiddet olaylarına varan gerginliğe yol açtığı belirtildi. Belçika istihbaratı ayrıca şu değerlendirmede bulundu: "PKK'nın birçok yapısı ve organının mevcudiyeti aynı zamanda müdahale tehdidine yol açmaktadır. Pek çok uluslararası kuruma ev sahipliği yapan Brüksel, PKK için önemli bir siyasi arenadır. PKK, siyasi amaçlarına ulaşabilmek adına ülkemizde sivil topluma verilen destekten faydalanmaktadır. Bunu yaparken gerçek amacını gizlemekte, sahte isimler ve kılıflar kullanmakta, tüm Kürtleri temsil ettiğini ileri sürmektedir." DEAŞ ve radikalleşme hala tehdit Belçika istihbarat raporunda DEAŞ terör örgütünün yenilgiye uğratılmasının terör tehdidini bertaraf etmediği, radikalleşmenin ve radikalleşmeye neden olan faktörlerin halen devam ettiği vurgulandı. Suriye ve Irak'taki krizin bu bölgeden gelen sığınmacıların artmasına neden olduğu, Belçika'da terör suçlarından hüküm giymiş ve cezalarının sonuna yaklaşan, artık terör tehdidi oluşturmayan önemli sayıda kişiyi topluma yeniden kazandırma zorluğuyla karşı karşıya olunduğu kaydedildi. Kovid-19 salgınının ideolojik aşırıcılık için verimli bir zemin teşkil ettiği, silahlanma eğiliminin arttığı ve hükümetlerin aşırı siyasi kanatlarca giderek daha fazla meşru hedef olarak görüldüğü belirtildi. Raporda ayrıca, Suriye ve Irak’taki savaşın etkilerinin ve sonuçlarının bölgede uzun yıllar hissedileceği ifade edilerek, bunun en yüksek göç alan ülkelerden Belçika için de geçerli olduğu, bazı sığınmacıların Belçika’nın güvenliğine tehdit oluşturduğu, Suriye’de sınırlı sayıda Belçikalı yabancı terörist savaşçının hala bulunduğuna dikkat çekildi. 2020 yılında çatışma bölgesinden kurtulan Belçikalı yabancı terörist savaşçıların çoğunun hapishanede veya PYD/YPG tarafından kontrol edilen kamplarda bulunduğu kaydedilen raporda, Suriye ve Irak'tan 130'dan fazla yabancı terörist savaşçının Belçika'ya döndüğü bilgisi yer aldı.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'na tepki

Dışişleri Bakanı Sözcüsü Tanju Bilgiç, ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'nda Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadelesinin ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkılarının hakkaniyetle değerlendirilmediğini vurgulayarak, raporun bu konuda eksik ve ön yargılı olduğunu söyledi. ''120’DEN FAZLA MASUMUN ÖLÜMÜNE YOL AÇAN  TERÖR SALDIRILARINA YER VERİLMEMESİ KABUL EDİLEMEZ'' ''Türkiye, terörizme karşı mücadelesini terör örgütleri arasında ayrım yapmadan, hukuk temelinde yürütmekte, güvenlik-hak ve özgürlükler dengesini hassasiyetle gözettiğini belirten Bilgiç, şunları söyledi: ''Raporun Suriye bölümünde, PKK iltisaklı grupların ülkemizin Suriye’deki öncelikli terörle mücadele kaygısı olduğunun belirtilmesi, bu gruplar ismen zikredilmese dahi, SDG/PYD/YPG’nin PKK ile aynı olduğunun ikrarıdır. ABD’nin DEAŞ ile mücadele kisvesi altında destek verdiği sözde “SDG”nin PKK’nın güdümünde olduğunu ABD’li muhataplarımız da gayet iyi bilmektedir. Bu nedenle, PKK iltisaklı grupların Suriye’de hastaneler dahil sivilleri hedef alan ve son bir yılda 120’den fazla masumun ölümüne yol açan terör saldırılarının raporda yer bulmaması kabul edilemez. Diğer yandan, sözde “SDG”nin YTS’leri Suriye’de gözetim altında tutmasına atıf yapılan bölümde, uluslararası basınca da belirtildiği üzere örgütün YTS’leri rüşvet karşılığında serbest bırakmasına değinilmemiş olmasını da örgütün gerçek niyetlerini örtbas etme çabası olarak değerlendiriyoruz.'' ''FETÖ FAAL OLDUĞU HER ÜLKENİN GÜVENLİK VE İSTİKRARI İÇİN BİR TEHDİTTİR'' Raporda, Türkiye’nin hain terör örgütü FETÖ’ye karşı haklı ve meşru mücadelesinin, bu sinsi örgütün giriştiği kanlı darbe girişimi ve örgütlü suç faaliyetleri dikkate alınmadan önyargıyla değerlendirildiği söyleyen Bilgiç, sözlerine şu şekilde devam etti: ''FETÖ’nün acımasız bir terör örgütü ve suç şebekesi olduğu somut delillerle ve yargı kararlarıyla ortaya koyulmuştur. FETÖ, sadece ülkemiz bakımından değil, faal olduğu her ülkenin güvenlik ve istikrarı için de bir tehdittir. ABD’den beklentimiz, daha fazla gecikmeden ülkesindeki FETÖ mevcudiyetine ve faaliyetlerine son vermesi, FETÖ elebaşı dahil FETÖ mensuplarına melce sağlamaması, bu alanda Türkiye ile somut işbirliği yapmasıdır. Türkiye, ABD ve müttefiklerinden terörle mücadelede tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım beklentisini muhafaza etmektedir. Bunun dışında kalan tutum ve söylemler, terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi çabaları ve müttefiklik ilişkisinin ruhuyla bağdaşmamaktadır.''

2 yıl önce

Sakarya Gaz Sahası için ÇED raporu olumlu sonuçlandı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünün web sitesinde, Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Filyos Endüstri Bölgesinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığınca yapılması planlanan "Sakarya Gaz Sahası Denizaltı Üretim Tesisleri, Denizaltı Nakil Hatları ve Kara Doğal Gaz İşleme Tesisi Entegre Projesine" ilişkin ÇED raporunun, İnceleme Değerlendirme Komisyonunca değerlendirildiği kaydedildi. İlanda, şu bilgilere yer verildi: "Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince komisyon çalışmaları ve halkın görüşleri dikkate alınarak, Bakanlığımızca 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararı verilmiş olup, Zonguldak Valiliği (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü) tarafından kararın halka duyurulması gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu projeye ait nihai ÇED Raporu ve eklerinde belirtilen hususlar ile 2872 sayılı Çevre Kanunu'na istinaden yürürlüğe giren yönetmeliklerin ilgili hükümlerine uyulması, mer'i mevzuat uyarınca ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli izinlerin alınması gerekmektedir."

2 yıl önce

FETÖ'nün kirli raporu ortaya çıktı! Elebaşı Gülen'in ömrünü uzatmak için çalışmışlar

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, FETÖ'nün derneklerine ilişkin rapor yayımladı. OHAL Komisyonunun raporunda, 15 Temmuz 2016'da FETÖ mensuplarınca darbe girişiminde bulunulduğu ve Anayasanın öngördüğü düzenin ortadan kaldırılmasına teşebbüs edildiği anımsatıldı. Ardından kanun hükmünde kararnamelerle örgütle iltisaklı kişilerin kamu görevlerinden çıkarıldığının hatırlatıldığı raporda, FETÖ güdümündeki dernek, vakıf, sendika, federasyon ve konfederasyonlar, özel sağlık kuruluşları, özel öğretim kurumları, vakıf üniversiteleri, basın kuruluşları, yayınevleri ve dağıtım kanallarının kapatıldığı kaydedildi. Söz konusu kamu görevinden çıkarma, kurum ve kuruluşları kapatma işlemlerine ilişkin yapılan başvuruları değerlendirip karara bağlamak üzere OHAL Komisyonunun kurulduğunun belirtildiği raporda, FETÖ'nün tüzel kişilikler üzerinden yaptığı faaliyetlere yer verildi. Komisyona yapılan başvurulardan örneklerin yer aldığı rapora göre, inceleme sonucunda UYAP sisteminden alınan bilgilerde bir şirketin, FETÖ'nün il mali yapılanması içerisinde yer aldığı, şirket adına başka bankadan kredi çekilerek destek amacıyla Bank Asyaya yatırıldığı, şirketin banka hesabından örgütle bağlantılı yurt dışı merkezli kuruluşa para transferi gerçekleştirildiği belirlendi. Örgüt üyelerinin de şirkete ortak olurken ve hisselerini devrederken herhangi bir sermaye koymamalarına rağmen "hisselerimden vazgeçiyorum" şeklinde alınan feragatnameyle yönetim ve ortaklıktan çıkarıldıkları tespit edildi. Şirketin resmi muhasebe kaydının yanı sıra ikinci bir muhasebe programı kullanarak FETÖ adına toplanan paraların buraya kaydedildiği ve örgüte aktarıldığı belirlendi. KAMU DESTEK PROJELERİNDEN ÖRGÜTE GELİR SAĞLANDI Komisyona yapılan bir başka başvuruya ilişkin inceleme raporuna göre, kapatılmasına karar verilen bir okulun FETÖ'nün eğitim şirketi olarak kurulduğu, şirket müdürünün aynı zamanda örgütün il sorumlusu olduğu ve ilde FETÖ adına toplanan paralar ile elde edilen gelirlerin bu şirketin kasasında toplandığı saptandı. Okulun hesabına aktarılan paraların öğrenci geliri olarak gösterildiği, paraların şirket hesabına aktarılmasında sahte faturalar düzenlendiğinin ifade edildiği rapora göre, kamu kurumlarının destek verdiği projelerden FETÖ'e kaynak sağlanmaya çalışıldığı, fiilen uygulanmayan bu projelerden alınan paraların örgüte aktarıldığı belirlendi. Söz konusu okul müdürünün, kurumda çalışanlara FETÖ'nün yayın organlarına abone olmaları ve örgütün düzenlediği toplantılara katılmaları yönünde telkinlerde bulunduğu da öğrenildi. Bir başka okul adına yapılan başvuruda ise okul personelinin maaşlarından kesinti yapılarak örgüte aktarıldığı, okulda, öğretmenler ve FETÖ'nün ilçe sorumlusunun da katıldığı velilere ve esnaflara yönelik örgütsel toplantılar düzenlendiği de incelemeler sonucu belirlendi. BAĞIŞÇILARI SAHTE FOTOĞRAFLARLA KANDIRDILAR Dernek adına komisyona yapılan bir diğer başvurunun inceleme raporuna göre de FETÖ elebaşının talimatı üzerine kurulan söz konusu derneğin asıl hedefinin, örgütün yurt içi ve dışı faaliyetlerini organize etmek, örgüt mensuplarının ihtiyaçlarını karşılamak, yurt dışında faaliyet göstererek örgütün küresel ölçekte büyümesini ve FETÖ'ye yeni elemanlar kazandırılmasını sağlamak olduğu tespit edildi. Derneğin banka hesabına birçok iş adamı tarafından farklı tarihlerde dernek yöneticilerinin talepleri üzerine para yatırıldığı belirlenirken, evini satarak elde ettiği parayı Afrika'da su kuyusu açılması ve katarakt ameliyatı yapılması şartıyla derneğe bağışlayan ve bunun için belge isteyen kişiye, internet arşivlerinde yer alan ve daha önce katarakt ameliyatı olanların eski fotoğraflarının üzerine bağışçı ismi yazılarak verildiği ortaya çıktı. Raporda, söz konusu usulsüzlüklerin, toplanan kurban paraları için eski kurban resimlerinin tarihlerinin değiştirilerek bağışçılara verilmesi suretiyle de yapıldığının belirlendiği kaydedildi. ÖRGÜT ELEBAŞININ ÖMRÜNÜ UZATMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPMIŞLAR OHAL Komisyonuna yapılan bir başka dernek başvurusunun raporunda ise derneğin yönetim kurulu başkanının FETÖ'nün "sağlık hizmetlerinden sorumlu imam" ve elebaşı Fetullah Gülen'in özel doktoru olduğu ifade edildi. Dernek faaliyetleri kapsamında örgüt elebaşının talimatı doğrultusunda kök hücre projesiyle ilgilenildiğine işaret edilen raporda, "FETÖ'nün tıp alanındaki mütehassıs isimlerini dernek çatısı altında topladığı, belli hastalıkları olan ve örgütün içerisinde 'mesih' olarak görülen örgüt elebaşına kök hücre nakli yapılarak ömrünü olabildiğince uzatmak amacıyla çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir." ifadesine yer verildi. KAPATILAN SENDİKAYA İLİŞKİN BAŞVURU DA RAPORDA YER ALDI Kapatılan bir sendikaya ilişkin başvurunun incelenmesi sonucu da raporda, sendikanın Gülen'in talimatıyla kurulduğu, 6 ayda 30 binden fazla üye sayısına ulaştığı, bunun sendikal bir başarı olmadığı ve örgütsel talimatlı bir hareketten kaynaklandığı anlatıldı. Rapora göre, sendikanın FETÖ'ye ait kurumlara yönelik soruşturmaları protesto etmek amacıyla ülke genelinde gösteri ve eylemler düzenlediği, sadece örgüte ait kurumlarla protokol anlaşmaları yaparak üyelerini FETÖ çatısı altında tutmaya çalıştığı, sendika temsilcileri ve yönetim kadrosunun da örgüte bağlı il sorumlularınca belirlendiği ortaya çıktı. Sendikanın kuruluş tüzüğünde örgüt elebaşının sözlerine yer verdiği, amacının FETÖ'ye yeni üyeler kazandırmak ve örgütten kopmaların önüne geçmek, üyelerden toplanan aidat ve diğer bağışlarla da örgüte mali destek sağlamak olduğu tespit edildi.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu'nun HDP'li Semra Güzel'le ilgili iddiası HTS raporlarıyla çürüdü

Adıyaman'da 2017'de etkisiz hale getirilen PKK'lı Volkan Bora ile fotoğrafları ortaya çıkan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan ek fezlekenin detaylarına SABAH ulaştı. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu işlediği gerekçesiyle dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle hazırlanan fezleke Meclis'e ulaşmasının ardından TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu gönderildi. Komisyon tarafından Güzel'in dosyası 20 Ocak'ta görüşülecek. HDP'Lİ GÜZEL'İN HTS KAYITLARI FEZLEKEDE Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, geçtiğimiz hafta Semra Güzel'i kırsalda Volkan Bora ile görüştüren Hasan Doymaz'ın verdiği ifade sonrasında ek fezleke hazırladı. Hasan Doymaz'ın ifadesinin yer aldığı fezleke, HTS raporlarına da yer verildi. 29-30 Nisan 2016'da terörist Volkan Bora ile görüştüğü tespit edilen ve gözaltına alınan Hasan Doymaz ile HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in toplam 25 kez iletişim kurduğu, Doymaz'ın ifadesinde de söylediği gibi 20 Mayıs 2016'da Diyarbakır'da baz verdiği ortaya çıktı. Sabah'ın haberine göre, Güzel'in 21 Mayıs 2016'da Şanlıurfa'nın Bozova ilçesi sınırlarında ve aynı gün Adıyaman il merkezinde baz verdiği tespit edildi. Güzel'in 21 Mayıs'ta Hasan Doymaz ile 38 saniyelik iletişim kurduğu, aynı günde Akçalı Kötü civarında baz verdiği, kesintisiz olarak saat 20:27'ye kadar Akçalı Köyü'nde toplam 36 kez baz verdiği, aradan geçen süre içerisinde Akçalı bölgesi dışında baz veren herhangi bir baz istasyonu kullanmadığı belirlendi. 22 Mayıs'ta ise 21:16 sıralarında Adıyaman Merkez'de baz vermeye başladığı ardından Kahta Siverek yolu üzerinden Diyarbakır'a döndüğünün tespit edildiği kaydedildi. Semra Güzel'in 5 -6 Haziran 2016'da ikinci kez Adıyaman'a giderek kesintisiz bulunduğu ve toplamda 89 kez baz verdiği anlaşıldı. ÖRGÜT ÜYELİĞİNDE EYLEM YOĞUNLUĞU HDP 27. Dönem Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan ek fezlekede, örgüt üyeliği bağlamında Hasan Doymaz'ın ifadesi ve baz bilgileri birlikte değerlendirildiğinde PKK silahlı terör örgütü üyesi Volkan Bora ile sık sık görüştüğü, Doymaz yardımıyla örgüt mensuplarıyla buluşarak belli bir zaman kırsalda kaldığı anlatılırken, Doymaz aracılığıyla terörist Volkan Bora'nın göndermiş olduğu gizli örgütsel notu teslim aldığı bu sebeple örgüt üyeliği hususunda eylem yoğunluğunun bulunduğu aktarıldı. KIRSALA GİTTİĞİ BULUŞMA FEZLEKE YER ALDI Hasan Doymaz'ın fezlekede yer alan ifadesinde "Volkan Bora, Semra Güzel'i Azikan köprüsünün oraya getirmemi istedi. Orda ben gelip sizi alacam dedi. Aracımla bir petrol istasyonunda beklerken Semra Güzel beni aradı. Bulunduğum yeri sordu. Bende anlaştığımız gibi petrolde olduğumu söyledim. Semra Güzel, kendi aracıyla tek basına petrol istasyonuna yanıma geldi. Benim aracım ile gidelim dedim. Aracı ile getirdiği 3-4 tane içerisinde yiyecek olduğunu gördüğüm poşetleri de aldı. Aracım ile Volkan Bora'nın önceden anlaştığımız yer olan Azikan (Yazıbası) Köprüsünün oraya geldik. Aracı durdurdum. Aşağıya indik, Semra Güzel poşetleri aldı ve kırsala doğru yürümeye başladık. Bu sırada uzaktan bizi izleyen Volkan Bora arazi içerisinde yanımıza geldi. Yanında Nurhak kod adlı Fırat Berkpınar da vardı. Birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar. Hatta Nurhak kod adlı terörist Fırat Berkpınar'da Semra Güzel ile sarıldılar. Bir müddet yanlarında kaldım. Volkan Bora ertesi gün yine aynı saatlerde bu saatlerde gel Semra Güzel'i götür dedi. Ertesi gün aksam üzeri Azikan köprüsünün oraya gittim kırsaldan Volkan Bora ile Semra Güzel geldi. Sarılıp vedalaştılar. Tekrar Adıyaman merkez Karapınar mahallesindeki petrol istasyonuna Semra Güzel'i bıraktım" dedi. TERÖRİSTLERE ERZAK TAŞIMIŞ Terörist Bora ile iletişiminin olduğunun tespit edilmesi üzerine gözaltına alınan Doymaz'ın ifadesinde, Semra Güzel'in kendisi ile buluştuğunda yanında üç dört siyah poşet içerisinde erzak olduğu, bu erzakları kırsal alana götürdüğünü belirtmesi üzerine fezlekede 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet suçu'nu işlediği de belirtilerek suça ilişkin de dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, AKPM raportörlerini kabul etti

Bakan Soylu, AKPM Denetim Komisyonu Eş Raportörleri John Howell, Boriss Cilevics ve AKPM Denetim Komisyonu Sekreteri Sylvie Affholder ile Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nde bir araya geldi. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ile AK Parti Denizli Milletvekili ve AKPM Türk Delegasyonu Başkanı Ahmet Yıldız'ın da katıldığı görüşme basına kapalı gerçekleştirildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 11 12