29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: AFAD, Türkiye'de afet yönetimini "Nerede bu devlet?" seviyesinden "Allah devletimize zeval vermesin" noktasına getirdi

Soylu, AFAD'ın 12'nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla AFAD Başkanı Yunus Sezer ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Kabulde yaptığı konuşmada afet ve acil durumların öncesinde gerekli tedbirlerin alınması, bu durumlar yaşandığında etkin müdahale edilebilmesi ve sonrasında iyileştirme çalışmalarının yapılması amacıyla kurulan AFAD'ın 12'nci yılını kutlamaktan gurur duyduğunu dile getiren Soylu, AFAD'ın dünya genelinde hayır duasına mazhar olan, insanlığın yüz akı olan kurumlar arasında olduğunu söyledi. Kendilerinden 100-200 yıl sonra AFAD'ın asırlık kurumlardan olacağını ve asırlık tarihlerinin her gününü dolu dolu yaşayıp başarılara imza atacaklarını ifade eden Soylu, "AFAD Başkanlığımız çok genç bir kurum ama dünyada bu kadar kısa bir sürede bu kadar büyük bir başarı kazanan, hatta küresel ölçekte büyük bir başarı kazanan, Türkiye'den Afrika'ya bu kadar çok insanın hayatına dokunan, bu kadar çok dua edilen, bir ikinci kurum olduğunu düşünmüyorum." diye konuştu. AFAD'ın her afette edindiği tecrübeyi bir sonrakine yansıtmayı başardığını belirten Soylu, şöyle devam etti: "Sahadaki tüm çalışmalarımızda gördüğümüz şudur ki AFAD'ın afet yönetiminde çatı kuruluş olma özelliği, tüm afet bileşenleri tarafından benimsenmiş ve kurumlar arası uyum en üst düzeyde sağlanmıştır. Nihayetinde bu ülkede afet yönetimini, 'Nerede bu devlet?' seviyesinden 'Allah devletimize zeval vermesin.' noktasına getirmiştir. Elbette ki bunu baltalamaya çalışanlar oldu, moralimizi bozmak isteyenler oldu, bu kurumu ve yönettiği sıkıntılı konuları güncel siyasete malzeme yapmak isteyenler oldu ama buna fırsat vermedik." Vatandaşları "AFAD gönüllüsü" olmaya ve takım arkadaşı olarak birlikte çalışmaya davet eden Soylu, şunları kaydetti: "Şu ana kadar 410 bin gönüllü başvurumuz oldu. Bunun 91 bin 965'i en az bir eğitimi tamamladı, 173 bin 862'sinin de eğitimi devam etmektedir. Bir çağrım da afet eğitimleri hakkındadır. 2021 yılını 'Afet Eğitim Yılı' olarak ilan etmiştik ve 51 milyon hedefiyle yola çıkmıştık. Çok şükür, şu an itibarıyla 55 milyon 803 bin rakamına ulaştık. Bunların içinde valiler, kaymakamlar, muhtarlar, sendikalar, kamu kurumları gibi farklı görevlilere verdiğimiz eğitimler de mevcuttur. Buradan da her vatandaşımıza bu eğitimlere katılmayı, en azından internetten eğitim videolarını izleyerek bir afette nasıl davranması gerektiğini öğrenmesini veya tekrar kendine hatırlatmasını rica ediyoruz." Kabulün ardından Soylu ve AFAD heyeti, karşılıklı olarak birbirine hediyeler verdi.

2 yıl önce

Wall Street Journal: Nükleer enerjinin devreden çıkmasıyla, Almanya Rus doğal gazına bağımlı hale geldi

Elektriğinin yüzde 25'ini 17 nükleer santralden sağlamakta iken santrallerin sayısının 6'ya düşmesiyle enerji darboğazına giren Almanya, Rusya'ya bağımlı hale geldi. Wall Street Journal, Rus doğal gazının ülkeye pahalıya mal olduğunu, 1 megawatt-saat enerjinin 50 avrodan 300 avroya fırladığını yazdı. Amerikan ekonomi gazetesi Wall Street Journal (WSJ), önceki gün yayınladığı başyazıda, Avrupa Birliği'nin lokomotif ülkesi Almanya'nın yaşadığı enerji krizini ele aldı. Gazete, 10 yıl önce Almanya'nın elektrik ihtiyacının yüzde 25'inin faaliyetteki 17 nükleer santral tarafından karşılandığını ancak eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Japonya'daki Fukuşima nükleer felaketinden sonra hayata geçirdiği politikalar neticesinde bugün yalnızca 6 nükleer santralin kaldığını belirtti. Mevcut nükleer santrallerden üçünün de yıl sonunda faaliyetlerini durduracağı bildirilirken, ekonomik, jeopolitik ve iklim çerçevesinde kendine zarar veren bir politikanın zor olduğu ifade edildi. ALMANYA RUS DOĞAL GAZINA BAĞIMLI HALE GELDİ Nükleer enerjinin devreden çıkmasıyla, Almanya'nın Rus doğal gazına bağımlı hale geldiğine işaret eden WSJ, 2010-2020 döneminde bir megawatt/saat enerji fiyatı ortalamasının 50 euro olduğuna, 2021 içinde ise altı kat artışla 300 euroya fırladığına işaret etti. Fransa'nın da nükleer enerjiyi devre dışı bırakmaya başlamasıyla benzer bir sorunla karşı karşıya kaldığına dikkat çeken gazete, Berlin'in, ülkede elektrik ihtiyacını karşılamak için Moskova'ya her geçen gün bağımlılığının artığını belirterek, Rusya'nın Ukrayna ve Doğu Avrupa'daki siyasetine karşı cılız çıkışlarda bulunmasını da taraflar arasındaki ilişkilerde yaşanan dengesizliğe bağladı. Ayrıca Almanya'nın nükleer karşıtı siyasetinin Avrupa için yıkıcı sonuçlar oluşturacağı uyarısında da bulunuldu.

2 yıl önce

PKK’nın siyasi uzantısı HDP'den CHP Genel Merkezi'ne ziyaret: Aynı karede yer almaktan çekinmediler

Muhalafet partilerle tek tek görüşme gerçekleştiren HDP heyeti, sabah saatlerinde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile bir araya gelmişti. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, verimli bir görüşme yapıldığını söylemişti İKİNCİ ADRES CHP HDP heyeti, DEVA Partisi ziyaretinin ardından CHP Genel Merkezi'nin yolunu tuttu. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile beraberindeki heyet, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.

2 yıl önce

Karanlık el devrede! Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly: Bu olaylarda iç ve dış unsurların katkısı var

Büyükelçi Saparbekuly, ülkesindeki olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu. Saparbekuly, Kazakistan'da olayların LPG zammı gerekçesiyle Mangistau eyaletinde halkın protestolarıyla başladığını hatırlatarak, "Bu protesto eylemleri bir gün sürdü. Bir gün sonra gece yarısı Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev talimat verdi ve halkın bu taleplerinin, ekonomik şartların kanun çerçevesinde araştırılması talimatını verdi. Bu çerçevede bir hükümet komisyonu oluşturuldu. Bu komisyon üyeleri olayların yaşandığı Mangistau bölgesine gitti. Oradaki protestocu halkla bir müzakere süreci yaptı. Cumhurbaşkanımız halkımızın kendi haklarını açık bir şekilde ifade etmeye hakkı olduğunu, yapılan protestoların kanun dışına çıkmaması gerektiğini belirtti." dedi. Komisyon üyeleri ve protestocular arasında yapılan görüşme sonrası LPG fiyatlarının düşürüldüğünü aktaran Saparbekuly, güvenlik güçlerinin sivillere karşı şiddet kullanmadığını belirterek, "(Başlangıçta) Halka karşı bir güç gösterimi ya da onları dağıtmaya yönelik bir eylem yapılmadı. Halkın barışçıl şekilde gösteri yapması sonrası karşılıklı olarak herhangi bir çatışma yaşanmadı, tabii ufak-tefek çatışmalar müdahaleler oldu ama komple bir şekilde bir müdahale olmadı." ifadesini kullandı. "OLAYLARIN ALMATI'YA SIÇRAMASI SONRASI TALEPLER FARKLI BİR BOYUTA ULAŞTI" Saparbekuly, olayların ülkenin farklı şehirlerine de yansıdığını, ülkedeki birçok şehirdeki protestoların barışçıl şekilde devam ettiğini fakat ülkenin en büyük kenti Almatı'daki bazı protestoların kanun dışına çıkarak provokatif eylemlere dönüştüğünü söyledi. "Protestolar ilk önce basit taleplerle oluştu, öncelikle fiyatların düşürülmesi, halkın ekonomik durumunun iyileştirilmesi, maaşların artırılmasıyla ilgili Kazakistan halkının, herkesin temel arzusu olan temel taleplerle oluştu. Olayların Almatı'ya sıçraması sonrası talepler farklı bir boyuta ulaştı." değerlendirmesinde bulunan Saparbekuly, aşırı uç sayılabilecek taleplerin protestocular tarafından dillendirildiğini kaydetti. "GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ İÇERİSİNDE CAN KAYIPLARI VAR" Saparbekuly, olayların net olarak ortaya çıkarılması için henüz erken olduğunu vurgulayarak, "Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi bu olaylarda iç ve dış unsurların katkısı var. Bunlar Cumhurbaşkanımız tarafından da net olarak açıklandı." dedi. Kazakistan'ın birçok kentinde olayların devam ettiğini belirten Saparbekuly, olayların başladığı Mangistau bölgesinde de eylemlerin çoğunun barışçıl şekilde devam ettiğini, bazı şehirlerde ise vandalizme varan olayların yaşandığını anlatarak, "Güvenlik güçlerine saldırılıyor, güvenlik güçlerimiz içerisinde can kayıpları var. Almatı'da vandalizme varan olaylar gerçekleştiriliyor. Almatı valilik binasının yakılması, bir medya merkezinin basılması gibi bazı olaylar yaşanıyor. Güvenlik güçleri, ulusal muhafızlar ve askeri birlikler ile Almatı'daki kalabalık ve provokatif grupların dağıtılması için müdahaleler sürüyor. Bunlar tabii göz yaşartıcı gaz gibi yöntemlerle sağlanıyor." değerlendirmesinde bulundu. Saparbekuly, güvenlik güçlerinin içerisinde can kayıplarının olduğunu dile getirerek ülkede olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini söyledi. Türkiye Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklama ve Türk halkının sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan memnuniyet duyduğunu belirten Saparbekuly, Kazakistan'ın istikrarının halkın sağduyusuyla gerçekleşebileceğini aktardı. OHAL KARARININ ÜLKENİN TÜM BÖLGELERİNDE GEÇERLİ OLDUĞU DUYURULDU Kazakistan'ın batısında 2 Ocak'tan itibaren LPG'ye yapılan zamlar ve ülkedeki sosyoekonomik durumun kötüleştiği gerekçesiyle başlatılan protestolar ülkenin diğer kesimlerine yayıldı. Sokak olaylarına dönüşen gösterilerde güvenlik güçleri ile protestocular arasında çatışmalar yaşandı. Polis ve askeri araçları ateşe veren ve devlet binalarına giren protestoculara, güvenlik güçleri ses bombası ile müdahale etti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, başlatılan protestolardan sorumlu tuttuğu hükümetin istifasını kabul etti. Protestoların yayılması sonucu önce başkent Nur Sultan, Almatı şehri ve Mangistau eyaletlerinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. Ardından OHAL kararının ülkenin tüm bölgelerinde geçerli olduğu duyuruldu.

2 yıl önce

Almanya Başbakanı Scholz, ABD Başkanı Biden'ın görüşme davetini reddetti

Alman haber dergisi Der Spiegel’in haberine göre ABD Başkanı Joe Biden, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’a Ukrayna krizi nedeniyle Washington’a kısa süreli bir ziyaret gerçekleştirmesini teklif etti. Ancak Scholz’un bu teklifi geri çevirdiği belirtildi. Beyaz Saray’dan gelen teklifi geri çevirme nedeninin önceden planlı İspanya ziyareti ve Almanya’daki korona virüs vaka sayılarının yükselmesinden kaynaklandığı ifade edildi. Scholz’un bu süre zarfında ülkesinde olması gerektiğini söylediği belirtildi. Her iki tarafın da görüşme ayarlamak için çalıştığı, şubat ortasına kadar görüşmenin gerçekleştirilmesinin beklendiği aktarıldı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yönettiği ülkede 'Nerede bu devlet' sözü yok

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen, Çotanak Spor Kompleksi, Aksu Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Doğalgaz Dağıtım Hattı Altyapı Projesi ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde, Dereli ve Doğankent ile bir çok ilçede 20 Ağustos 2020'de sel ve afetle karşı karşıya kalındığını anımsattı. Allah'tan bir daha memlekete, insanlığa böyle bir afet göstermemesini dileyen Soylu, "Sayın Cumhurbaşkanımız afeti duyar duymaz hemen, 'Hemşehrilerimin yanına gideceksiniz' talimatını verdikten sonra, sabah gün ışımadan belediye başkanları, valilerimiz, kaymakamlarımız, milletvekilleri, devletin tüm kurumlarıyla burada birlikte olduk." ifadelerini kullandı. "'HERHALDE BU KÜÇÜK KIYAMET' DEMİŞTİM" Soylu, bölgeye gittiğinde, "Allah'ım herhalde bu küçük kıyamet" dediğini anlatarak, "Bütün dükkanlarımız, evlerimiz sel sularıyla neredeyse alt üst olmuştu. O sabah insanlarımızın, hemşehrilerimizin yüzünün nasıl umutsuzluğa döndüğünü ve nasıl bir olayla karşı karşıya kaldığımızı hissettiğimizden sonra, kıymetli Cumhurbaşkanımızı bir kez daha arayıp durumu arz ettim. Sayın Cumhurbaşkanımız talimat verdi, devlet tüm gücüyle burada oldu." diye konuştu. Sadece Dereli ve Doğankent'in değil, 500 grup yolu, binlerce kilometre kanalizasyonun ve hemen hemen her noktanın afetten etkilendiğine dikkati çeken Soylu, tahkimat duvarları, köprüler ve doğalgazla yepyeni bir anlayış oluşturmak için aylarca gayret ortaya konulduğunu vurguladı. Soylu, geçmişte bir afet olduğunda, "Nerede bu devlet?" denildiğinin altını çizerek, "Hepimiz, 'Nerede bu devlet?' sözüyle büyüdük. Recep Tayyip Erdoğan'ın yönettiği Türkiye'de, 'Nerede bu devlet?' yok, 'Allah devlete zeval vermesin' sözü var." dedi. Alanda bulunanlara, "Bu muhteşem topluluk 2023'e hazır mı?" sorusunu yönelten Bakan Soylu, "2023'te bütün dünya bir olsa da cihan bir olsa da bunları sandıkta mağlup etmeye ve Türkiye'yi istikametinde yürütmeye hazır mı? Cumhuriyetin 100. yılında sandıkların rekorunu kırmaya hazır mı? Allah sizden razı olsun, Allah bizi size mahcup etmesin." diye konuştu.

2 yıl önce

Şehit ağabeyine küfreden Lütfü Türkkan ve Kemal Kılıçdaroğlu birlikte açılışa katıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmit Belediyesince kentte inşa edilen Balkan Dernekleri Yerleşkesi açılışına katıldı. Kılıçdaroğlu'na CHP'li vekillerin yanı sıra İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan da eşlik etti. ŞEHİT AĞABEYİNE KÜFÜR ETMİŞTİ Kasım ayında gerçekleştirdiği Bingöl ziyaretinde şehit ağabeyine küfreden Türkkan, İP Grup Başkanvekilliği görevinden istifa etmiş ve bu olayın ardından uzun süre ortalıkta gözükmemişti. Kılıçdaroğlu ise Türkkan'ı savunarak şehit ağabeyinin 'provokatör' olduğunu öne sürmüştü.

2 yıl önce

Enerjide vazgeçilmez rota Türkiye! Katar için de devredeyiz

İsrail-Mısır-Güney Kıbrıs üçlüsünde üretilen gazı Yunanistan'dan Avrupa'ya taşıyacak proje iptal olunca gözler yeniden Türkiye'ye döndü. Akdeniz'de Ankara'nın olmadığı bir projenin başarılı olmasının mümkün olmadığı tezi bir kere daha tescillendi. Rusya'dan çıkan gaz TürkAkım, Azerbaycan-Şah Denizi çıkışlı gaz ise TANAP hattı ile Türkiye üzerinden dünya piyasasına taşınıyor. İsrail-Mısır-Güney Kıbrıs üçlüsünde üretilen ve daha önce Yunanistan hattından Avrupa'ya taşınacak projenin iptali sonrası bu gazın da Türkiye üzerinden taşınması gündeme geldi. ABD Başkanı Joe Biden'in Avrupa'nın Rusya'ya dönük doğalgaz bağımlılığını bitirme adına Katar'ı işaret etmesinin ardından gözler yeni bir uluslararası nakil koridoru olarak Türkiye'ye çevrildi. Türkiye Gazetesi'ne konuşan eski BOTAŞ Gaz Alımı Daire Başkanı Arif Aktürk, Mısır deltası, Güney Kıbrıs Rum Kesimi Afrodit gaz alanı ve İsrail-Leviyatan yataklarından çıkan gazın pazarlanmasının İsrail için hayati önem taşıdığını ifade etti. Aktürk "Bu gazın Yunanistan üzerinden Avrupa'ya taşınma projesi çöktü. Bu konuda en akılcı adım Türkiye ile çalışmak ve bu rezervleri dünya piyasasına çıkarmak. Geç kalınmış olsa da tüm taraf ülkeler için bu proje tarihî bir fırsattır. Hem Doğu Akdeniz'deki gerilimi sonlandırma şansı da sunuyor" değerlendirmesinde bulundu. İRAN VE RUSYA'YA BAĞIMLILIĞI BİTİRİR Uluslararası Enerji Uzmanı Mehmet Öğütçü de mevcut durumda Türkiye'nin en pahalı gazı İran'dan aldığına dikkat çekti. Öğütçü "İlk anlaşmanın yapıldığı 1996 yılından bu yana İran'la sorun yaşıyoruz. Hemen her yıl kriz yaşanıyor. Şu ana kadar iki defa tahkime gidildi ve Türkiye, hakkını mahkeme yolu ile aldı. Şayet EastMed Projesi hayata geçirilirse Türkiye, taşıyıcı misyon yanında makul fiyatlardan gaz tedarik şansı da yakalar. Bu aynı zamanda Rusya ve İran'a olan bağımlılığı da önemli oranda azaltır" dedi. YILLIK 2 MİLYAR DOLAR KAYBIMIZ VAR İran'la yaşanan son kesintileri değerlendiren Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İran uzmanı Doç. Dr. Serhan Afacan ise şunları söyledi: Resmî açıklamalara göre gaz kesintisinin tek sebebi iç tüketim talebinin artması. Ancak bu 25 yıllık dönem boyunca nakil işlemlerinde sürekli sıkıntı yaşadık. Toplam ihtiyacımızın yüzde 15-20'lik kısmını İran'dan tedarik ediyoruz. Elde ettiğimiz verilere göre Türkiye, her bin metreküp gaz için Rusya'ya 425 dolar, Azerbaycan'a 335 dolar İran'a ise 490 dolar ödüyor. Bu, yıllık tüketim bazında 1,5 milyar doların üzerinde fark ve fazladan rakam demek. Türkiye'nin acil olarak yeni alternatifler bulmasını gerektiriyor. İran'ın gerek üretim, gerekse dağıtım ağı olabildiğince eski. Yenilemesi için 100 milyar dolardan fazla yatırım yapması zorunlu ancak mevcut ekonomik şartları bu yatırımı imkânsız kılıyor. Hatta bu gidişle sahip olduğu zenginliğe rağmen kendisi gaz satın alan ülke olacak. Afacan'a göre Türkiye'ye yönelik gaz kesintisinin döneminin İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Moskova programı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail ile ilgili açıklamaları ve İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzok'un Türkiye'ye yapacağı ziyaretinden de bağımsız değerlendirilmemesi gerekiyor. Uluslararası enerji uzmanı Mehmet Öğütçü, Kuzey Irak'ta çok büyük gaz ve gaz rezervleri olduğunu vurguladı. Tespit edilen rezervin Türkiye için en ideal tedarik unsuru olduğunu kaydeden Öğütçü "Bu zengin potansiyeli gören Ruslar sahaya girdi. Rus Rosnev şirketi Barzani ailesine 3,5 milyar dolar verdi. Bu bölgede BOTAŞ'ın hazır petrol hattı var. Ancak Rosnev'in bu rezervleri işlemesi durumunda dağıtım Gazprom üzerinden yapılacak. Yani adres yine Rusya olacak. Türkiye'nin bu konuda çok ciddi avantajları var ve bu konu ile ilgili harekete geçmemiz gerekiyor' ifadelerini kullandı.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 29 30