27 Nisan Cumartesi 2024
4 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Süleymani'nin öldürülmesi bölgemizin barışı için ciddi bir risk

dışişleri bakanı, mevlüt çavuşoğlu, iran, abd, kasım süleymani, öldürülmesi, bölge barışı, ciddi risk

3 yıl önce

İçişleri Bakan Yardımcısı: Risk nedeniyle terk ettiğiniz binalarınızı polislerimiz bekliyor

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, İzmir'de afet hasarı ya da riski nedeniyle boşaltılan binaların polis ekipleri tarafından korunduğunu bildirdi

3 yıl önce

İzmir'de artçı deprem korkusu: Binlerce bina risk altında

Uzmanlar, artçı depremin sürmeye devam etmesi halinde hasarlı binaların daha da yorulacağı konusunda uyarıyor

3 yıl önce

İstanbul’da toplu taşımada corona riski büyüyor

Bir yılı aşkın süredir İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesindeki ulaşım hizmetlerinde Covid-19 tedbirlerini uygulamaya sokamadı. Özellikle pandemi sürecinde sefer sayıları azaltıldığı için aksayan seferler İstanbulluların toplu ulaşım çilesi her geçen gün daha da artıyor. Görüntüler bu akşamdan... Mahmutbey - Mecidiyeköy metro hattı:

2 yıl önce

İsviçre, Türkiye'yi riskli ülkeler listesinden çıkardı

İsviçre'de federal hükümet, koronavirüs salgınını önlemek amacıyla seyahat kısıtlaması getirdiği riskli ülkeler listesinden Türkiye'yi çıkardı. Türkiye'ye gidiş ve gelişlerde Covid-19 aşısı yaptırmayanlar için test yaptırma zorunluluğu bulunuyor. Federal Sağlık Dairesi'nin aldığı kararla 19 Nisan'dan itibaren Türkiye riskli listeye alınmış ve listedeki ülkelerden İsviçre'ye seyahat edenlerin 10 gün boyunca karantinada olacağı duyurulmuştu. Listede bugün yapılan güncelleme ile yarından geçerli olmak üzere, Türkiye riskli ülkeler listesinden çıkarıldı. Böylece Türkiye'den İsviçre'ye seyahat edenler karantina şartından muaf tutulacak. İsviçre aynı kararı İran, Hırvatistan, Lüksemburg, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Almanya, Fransa ve İtalya'nın bazı bölgeleri için de uygulayacak. İngiltere, Hindistan Belçika, Hollanda, İsveç, Arjantin, Slovenya, Letonya, Litvanya, Şili, Nepal, Tanzanya ve Uruguay gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 30 ülke ise listede kalmaya devam edecek.

2 yıl önce

31 Ağustos'tan sonra Taliban Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikalılara ve risk altındaki afganlara izin verecek

Blinken, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, Afganistan'da devam eden tahliye sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikan vatandaşlarının sayısının 6 bin civarında olduğunu öngördüklerini ve bu sayının 4 bin 500'ünü şu ana dek tahliye ettiklerini anlatan Blinken, ülkeden ayrılmak isteyen hiçbir ABD'liyi ve ailesini geride bırakmayacaklarını vurguladı. ABD'li bakan ayrıca farklı ülkelerde yaşayan Amerikalıların elçiliklere bildirim yapmak zorunda olmadıklarını, dolayısıyla ellerindeki bazı sayıların kesin olmadığını ifade etti. "31 Ağustos'tan sonra da Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikalıların çıkarılması görevimizdir." diyen Blinken, Taliban'ın 31 Ağustos'tan sonra da ayrılmak isteyen Amerikalılara, diğer ülke vatandaşlarına ve risk altındaki Afganlara izin vereceğini belirtti. Yaklaşık 19 bini son 24 saatte olmak üzere 14 Ağustos'tan bu yana yaklaşık 82 bin kişinin Afganistan'dan tahliye edildiğini bildiren Blinken, Taliban'ın "tahliye sürecine karışmama" sözünde durduğunu ve şu ana dek ciddi bir engellemeyle karşılaşmadıklarını kaydetti. "BEN SORUMLULUK ALIYORUM, BAŞKAN DA SORUMLULUK ALDIĞINI SÖYLEDİ" Blinken, tahliye sürecinin kötü yönetildiğine ilişkin ciddi eleştiriler olduğunu ve bu eleştiriler karşısında Biden yönetiminin sorumluluk alıp almadığını soran bir basın mensubuna şu yanıtı verdi: "Ben sorumluluk alıyorum. Başkan da bu konuda sorumluluk aldığını söyledi. Eminim hükümetteki arkadaşlarımın hepsi de böyle hissediyordur. Geriye dönüp baktığımızda son 6 ayda hatta son 20 yılda neyi farklı ve daha hızlı yapabilirdik diye değerlendireceğiz. Ancak şu an odaklandığımız konu tahliye sürecidir." 31 Ağustos'tan sonra da Afgan halkını unutmayacaklarını ifade eden Blinken, uluslararası toplumla birlikte ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. Blinken, Taliban'ın, verdiği sözlere uymasının kendi çıkarına olacağını, eğer uymazlarsa da kendi kararları olacağını ve hem ABD'nin hem de uluslararası toplumun buna göre adım atacağını sözlerine ekledi.

2 yıl önce

Maltepe Kaymakamlığı, cumartesi yapılacak aşı karşıtı mitinge bulaş riski nedeniyle izin vermedi

Kaymakamlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Bazı basın yayın organları ve sosyal medya hesaplarında Maltepe Kaymakamlığı'nın izinleriyle 11.09.2021 tarihinde Maltepe Miting Alanı’nda “Anayasayı Koruma İnisiyatifi Bir Araya Geliyor” konulu bir miting düzenleneceği yönünde haber ve paylaşımlar yapıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu etkinliğin düzenlenmesi için izin verilmesi talebiyle Anadolu Birliği Partisi tarafından 23.08.2021 tarihinde Kaymakamlığımıza yapılan başvuruya; toplu yapılacak etkinliklerin Covid-19 virüsünün bulaş riskini artıracağı ve salgınla mücadele çalışmalarını olumsuz yönde etkileyebileceği değerlendirilerek izin verilmemiştir." denildi. 

2 yıl önce

İngiliz Global Risk Insights: Tüm güçlü devletler, Türkiye ile anlaşmak için sıraya giriyorlar

İngiltere'de bulunan ve dünyanın en iyi üniversitelerinden birisi olarak kabul edilen London School of Economics'in kurduğu Global Risk Insights, Ankara'nın yaptığı hamleleri analiz etti. Artık küresel olarak çok kutuplu bir sisteme gidildiği ve Türkiye'nin bu yeni düzende artan öneminin tüm hesapları karıştırdığının vurgulandığı analizde, ABD'den Suudi Arabistan'a, Avrupa'dan BAE'ye kadar tüm güçlü devletlerin Türkiye ile anlaşma yoluna gitmeye çalıştığı belirtildi. Hugo Blewett-Mundy'nin 'Erdoğan, Afganistan'daki stratejik fırsatı değerlendiriyor' başlığıyla kaleme aldığı analize göre, hiçbir ülke Afganistan'daki krizi Türkiye kadar iyi okuyamadı. Analizde atılan adımlar Taliban'ın kontrolü devralmasının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO müttefikleri tahliyelerini tamamlarken Türkiye'nin Afganistan'da diplomatik varlığını sürdürmesine karar verdi. Türk dış politikasındaki bu gelişme, Ankara'daki stratejik düşüncedeki değişimin bir parçası olarak görülebilir. Afganistan'daki durum kötüleşirken Erdoğan, ülkesinin stratejik bölgesel önemini yeniden canlandırma fırsatını değerlendiriyor. Soğuk Savaş sonrası düzenin değişmekte olduğu açık. Afganistan ve Irak'ta yürütülen maliyetli savaşları, ABD'nin uluslararası güvenlik meselelerindeki üstünlüğünü sorgulanır hale getirdi. ÇOK KUTUPLU SİSTEMDE TÜRKİYE FIRSATI DEĞERLENDİRİYOR Rusya ise sınırlarının dışında hareket etmekten korkmuyor ve Çin de dünyanın en büyük ekonomisi olmak için iyi bir konumda. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ülkesini gelişmekte olan çok kutuplu sistemde önemli bir bölgesel oyuncuya dönüştürme fırsatını değerlendiriyor. Erdoğan, kuzeydoğu Suriye'ye müdahalesinin ardından, Rusya ile Türkiye'nin güney sınırındaki Kürt unsurlarının çıkarılması konusunda başarılı bir anlaşma müzakere etti. Benzer şekilde, Libya'da Ankara, Moskova ile uzun vadeli bir barış anlaşmasında kilit bir arabulucu oldu. Kıbrıs'ın enerji kaynakları meselesine gelince, Trablus'ta BM tarafından onaylanan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (GNA) Türkiye'nin desteği, Ankara'yı deniz sınırının belirlenmesinde güçlü bir konuma yerleştirdi. ERDOĞAN, ABD'Yİ TEKRAR DÜŞÜNMEYE ZORLADI Erdoğan için sorun yaratma riskine rağmen, Afganistan'daki kriz, Ankara'nın koz elde edebileceği yeni bir bölgesel dinamik yaratıyor. Türkiye'nin Afganistan'daki diplomatik varlığını sürdürme kararı, Erdoğan'ın ABD'nin güvenlik endişelerini tekrar ele almasına yol açtı. Bu yılki NATO zirvesinin ardından ilgili Türk ve ABD savunma bakanlıkları, ABD'nin çekilmesinden sonra Kabil'de bulunan Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğinin sağlanması konusunda olumlu görüşmelerde bulundu. Erdoğan'ın Taliban ile havaalanının gelecekteki güvenliğini tartışma girişimi, Türk-ABD ilişkilerini düzeltmeye yönelik önemli bir adımı temsil ediyor. Türkiye, bu tür görüşmeleri yaparken, Biden yönetiminin Afganistan'a insani yardım arzının devam etmesini sağlama hedefini kolaylaştıracak bir konumda. AVRUPA GÖÇ ANLAŞMASINI GÖZDEN GEÇİRMEK ZORUNDA KALDI Türkiye'nin Afganistan'daki taahhüdü, Ankara'ya Avrupa Birliği ile oynadığı önemli rolü yeniden canlandırma şansı da veriyor. Ankara, Avrupa'ya düzensiz göçün yönetiminde Brüksel için önemli bir ortak oldu. Son gerginliklere rağmen, Afgan krizinin bir sonucu olarak mülteci akını riski, Brüksel'in Ankara ile 2016 göç anlaşmasını yeniden gözden geçirme baskısı altında olduğu anlamına geliyor. Bundan tam anlamıyla yararlanan Erdoğan, televizyonda yaptığı bir konuşmada AB'yi ülkesinin 'Avrupa'nın mülteci evi olmak gibi bir görevi, sorumluluğu veya zorunluluğu olmadığı' konusunda uyardı. Ortadoğu'da İran'ın etkisi, Ankara'yı gerilimi azaltmak için iyi bir konuma getirdi. Tahran, Ağustos ayında NATO'nun geri çekilmesinden önce Afganistan'daki varlığını artırmak için hamleler yaptı. TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL ÖNEMİNİN ARTMASI HESAPLARI KARIŞTIRDI Körfez İşbirliği Konseyi, BAE-İsrail anlaşmasının bir sonucu olarak Katar'a yönelik ablukayı kaldırdı. Biden yönetimi İran nükleer anlaşmasını yeniden kurmayı planladığı için, Suudi Arabistan bu yumuşak duruşun Washington ile olumlu ilişkileri körükleyeceğini umuyor. Suudi Arabistan'ın, Afganistan'da İran'a karşı koymak için Türkiye'ye ihtiyacı olacak gibi görünüyor. Afganistan'daki kriz, Türkiye'nin stratejik bölgesel önemini artıran jeopolitik bir yeniden hesaplamayı zorunlu kıldı. Afganistan'daki Türk diplomatik varlığının devam etmesi, bölgeyi istikrara kavuşturmak için Ankara ile çalışmanın AB ve ABD'nin çıkarına olacağı anlamına geliyor. ABD-Türkiye ilişkilerinde bir gerilim kaynağı olmaya devam eden Rusya'dan S-400 füze sistemi alımına rağmen Washington, Türkiye'nin Afganistan'daki istikrar sağlayıcı rolünü memnuniyetle karşılayabilir. Ayrıca, Türkiye'nin Pakistan ile çıkabilecek bir krize yönelik gösterilen çabaları koordine etmesi, Ankara'nın Orta Asya'daki Çin etkisine yanıt vermede de kilit bir rol oynadığı anlamına geliyor. Avrupa Birliği de kendi adına, Türkiye'nin dahiliyetini bölgesel güvenliğin anahtarı olarak görüyor. TÜRKİYE İLE ANLAŞMAK İÇİN SIRAYA GİRİYORLAR Körfez ülkelerine gelince, İran'ın Afganistan'da ortaya koyduğu zorluk, Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini geliştirmek için iyi bir konumda olduğu anlamına geliyor. Katar ablukasının sona ermesi, Türkiye-Suudi ilişkilerinin yeniden inşasının önündeki önemli bir engeli kaldırdı Riyad'ın müttefiki Mısır da Doğu Akdeniz'deki gaz kotaları konusunda Türkiye ile uzlaşmaya varma isteğini dile getirdi. Son olarak, yaz aylarında BAE, ekonomisinin Kovid-19 salgını nedeniyle darbe almasından sonra Türkiye ile yeniden ilişki kurmak için hamleler yaptı. Soru, Erdoğan'ın Batı ve Körfez ile ilişkileri normalleştirme çabalarını geliştirip geliştiremeyeceğidir. Afganistan'daki durum kötüleşirken, Türk Cumhurbaşkanı bunu yapacak güçlü bir konumda bulunuyor. ABD BASINI: BIDEN'IN HEZİMETİ, ERDOĞAN'IN ZAFERİ ABD basınında Başkan Joe Biden'a öfke sürerken, Türkiye'nin bu süreçte attığı stratejik adımların meyvelerini toplamaya başladığını vurguladı. "Biden'ın Afganistan'daki hezimeti, Erdoğan'ın kazanmasıyla sonuçlanabilir" başlıklı haberde şu ifadeler kullanıldı: Afganistan'ın Taliban'ın eline yıldırım hızıyla düşmesi, Biden yönetiminin Trump sonrası bir dünyada ABD'nin itibarını kurtarma çabaları için bir utanç kaynağı oldu. Ancak şu anda Taliban'a aracılık etmeyi teklif eden birkaç ABD müttefiki - yani Pakistan, Katar ve Türkiye - için bu durum bir nimet olabilir. ABD birliklerinin geri çekilmesinden sonra, ABD'nin Taliban ile ilişki kurabilecek, Kabil havaalanını açık tutabilecek ve Taliban rejimi altında bir devletin çöküşünü önlemeye yardımcı olabilecek bölgesel ortaklara ihtiyacı var. En azından Batı kamuoyunun bu fiyaskoyu unutması için zaman kazanmak isteyecektir. Pakistan'ın güvenlik servisleri uzun süredir Taliban'ı destekliyor. Taliban liderliğiyle görüşmelere ev sahipliği yapan ve Kabil havaalanının işletilmesine yardım teklif eden Katar için de bu durum, dünya sahnesinde görünürlüğünü artırmak için bir şans. 'TÜRKİYE, TAHLİYELERDE ÇOK ETKİLİYDİ' Ancak Taliban konusunda en çok merak edilen ülke, uzun laik tarihi ve NATO statüsüyle Türkiye. Afganistan'ın kendisi, Avrupa ve Ortadoğu'nun kıyısında yer alan Türkiye için çok az stratejik değere sahip. Ancak Mayıs ayı başlarında Türkiye hükümeti, ABD'nin çekilmesinden sonra Kabil havaalanını korumak için Türk birlikleri göndermeyi teklif etti. Taliban'ın ülkeyi hızlı bir şekilde ele geçirmesi nedeniyle bu anlaşma artık geçerli değil. Öte yandan Türkler, tahliyelerde son derece etkili oldu, dahası Katar'ın yanı sıra Kabil havaalanını işletmek için teknik yardım da sağlıyorlar. Diğer NATO ülkelerinden farklı olarak Türkiye, burada büyükelçiliğini açık tuttu ve bu da ülkeyle önemli bir bağlantı sağlıyor. Türkiye, yeni Taliban hükümetinin duyuru törenine Rusya ve Çin ile birlikte davet edilen altı ülkeden biri oldu. 'BÜYÜK GÜÇ REKABETİ ÇAĞINDA TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ' Erdoğan, İsrail, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle temasa geçti, Washington ve Avrupa ile de ilişkilerin güçlenmesini istiyor. Ankara, Türkiye'nin Biden yönetimiyle yıpranan bağlarını düzeltebileceğini ve NATO'ya, 'büyük güç rekabeti çağı'nda jeopolitik önemini hatırlatabileceğini doğru hesaplamış görünüyor. KARARLAR MEYVESİNİ VERİYOR Bu karar meyvesini de veriyor. Biden yönetimi başlarda mesafeli davranmış olsa da, tüm bunlar değişmiş gibi görünüyor. Haziran ayı ortasında Kabil havaalanına Türk barış gücü gönderme müzakerelerinin ortasında Biden, Brüksel'de Erdoğan ile bir araya geldi, bu toplantı iyi geçti. Ancak Türk ve ABD'li politika yapıcıların gözden kaçırdığı şey, Türkiye'nin bölgesel çatışmalarda sadece bir güvenlik sağlayıcısı olmaktan çok daha fazlasını sunabileceği gerçeği. Ülkenin gerçek zenginliği, güvenlik bürokrasisinden değil, çeşitlilik barındıran ve çok canlı toplum yapısından geliyor. Ankara, Taliban meselesi üstünden Biden yönetimiyle bağlarını geliştirebilir.

1 2 3 4