10 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

AB'den Rusya'ya yeni yaptırım kararı: SWIFT sisteminden çıkarılıyor

Von der Leyen, yaptığı açıklamada, "Rusya Merkez Bankasının varlıklarını felç edeceğiz. Bu, işlemlerini donduracak, varlıklarını tasfiye etmesini imkansız hale getirecektir." dedi. "SWIFT sistemin çıkarılacaklar" Rus oligarkların finansal varlıklarını AB piyasalarında kullanmalarını yasaklamak için çalışacaklarını bildiren von der Leyen, belirlenen Rus bankalarının uluslararası para transferi sağlayan SWIFT sisteminden çıkarılacağını açıkladı. Daha önce de Rusya'nın 64 önemli kurumuna yaptırım getirilmiş, AB bankalarının, Rus vatandaşlarından 100 bin avrodan daha fazla miktarda mevduat kabul etmeleri yasaklanmış, petrol rafinerileri için gerekli mal, hizmet ve teknoloji gönderilmesi engellenmişti. Rusya, SWIFT'e karşı SPFS'yi geliştirdi Analistler, Rus bankalarına SWIFT'te kısıtlama getirilmesinin, Rusya’nın uluslararası ticaretini olumsuz etkileyeceğini ve Rus şirketlerinin iş yapmasını zorlaştıracağını belirtiyor. Rus bankalarının SWIFT'ten dışlanmasının Moskova'nın sadece Batı ile değil, teorik olarak tüm devletlerle olan ticaretini de zayıflatacağını aktaran analistler, dolayısıyla Rusya'ya karşı SWIFT yaptırımının, yaptırımı uygulayan devletlerin ötesinde “bölge dışı” bir etkisi olacağına işaret ediyor. Rusya'nın SWIFT'i kullanamaması durumumda, mal ihraç ve ithal etmesinin zorlaşacağı ifade ediliyor. Öte yandan, Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, 16 Şubat’ta, "Batılı ülkeler, Rusya’yı SWIFT’ten çıkarırlarsa, bilgi iletimi için farklı yöntemler deneriz, SPFS (mali mesajlaşma sistemi) gibi veya ödemeleri bavulla taşırız.” demişti. SWIFT'ten çıkarılma riski nedeniyle Rusya, 2014'te SPFS'yi geliştirmeye başlamış, Aralık 2017'de kullanıma açmıştı. SWIFT nedir? SWIFT (Dünya Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Birliği), sınır ötesi ödemeleri hızlandıran ve uluslararası ticareti kolaylaştıran güvenli bir mesajlaşma sistemi. 200'den fazla ülkede 11 binden fazla finans kurumu tarafından kullanılıyor. SWIFT, bankaların WhatsApp'ı olarak da biliniyor. 2020'de 140 trilyon dolarlık sınır ötesi havalelerin yüzde 90'ından fazlası SWIFT üzerinden yapıldı. Bu, küresel gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 152'sine denk geliyor. Ödeme transferinde bir banka SWIFT aracılığıyla başka bir bankaya mesaj gönderiyor. Mesajda ödeyici ve alıcının isimleri, hesap numaraları ve bankaların kodları yer alıyor. SPFS’ye katılan ülke sayısı artarsa ve SWIFT’e diğer alternatifler ortaya çıkarsa, ABD dolarının "dünyanın önemli referans para birimi" olarak üstünlüğünü de tehlikeye atabileceği öne sürülüyor. Öte yandan, ABD’nin Rus bankalarını SWIFT'ten çıkarmak konusunda “hızlı” olmamasının bir sebebi de egemen olduğu dolar ağırlıklı küresel sistemin istikrarına zarar gelmesini önlemek olduğu değerlendiriliyor.

2 yıl önce

Zelenskiy: “Rusya'ya müzakerelerin Varşova, İstanbul ya da Bakü'de yapılmasını istediğimizi söyledik”

Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukraynalı temsilciler ile Belarus'ta olası müzakerelere ilişkin bilgi verdi. Rusya'nın müzakerelere başlamaya hazırlandığını belirten Peskov, "Varılan anlaşmalar doğrultusunda, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve diğer bazı kurumların temsilcilerinden oluşan Rus heyeti, Ukraynalılar ile müzakerelere başlamak için Belarus'un Gomel şehrine vardı. Bu müzakerelere Gomel'de başlamaya hazır olacağız." ifadesini kullandı. Peskov "Rus tarafı Gomel'de müzakerelere başlamaya hazır, şimdi Ukraynalıları bekliyoruz." dedi. İSTANBUL OLABİLİR Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, “Rusya'ya müzakerelerin Varşova, İstanbul ya da Bakü'de yapılmasını istediğimizi söyledik. Ama asla Minsk'te yapılmayacak. Belarus Rusya'ya yardım etmeseydi Belarus'ta müzakerelerin yapılmasını kabul edebilirdik.” dedi.

2 yıl önce

Rusya Ukrayna savaşında Bayraktar sahnede: Cehenneme hoş geldin

Ukrayna Rusya savaşı devam ederken bölgeden yeni görüntüler geliyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valeriy Zalujnıy, Herson'da Bayraktar TB2 kamerasından, Rus zırhlıların vurulduğu anı paylaştı. Zalujnıy paylaşımda, 'Hayat veren Bayraktar neler yapıyor! Cehenneme hoş geldin' ifadelerini kullandı. Ukrayna bir süre önce Türkiye'den Bayraktar İHA ve SİHA alımı gerçekleştirmişti.

2 yıl önce

AB hava sahasını Rusya'ya kapatıyor

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Rusya'ya yönelik yaptırımlarla ilgili açıklamada bulundu. Ursula von der Leyen, "Öncelikle tüm Avrupa hava sahasını kapatıyoruz. Hiçbir Rus uçağı, özel ya da ticari, uçuşa açık olmayacak." ifadesini kullandı. Kremlin'in medya araçlarının yayın yapmasını yasakladıklarını belirten Leyen, Sputnik ve Russia Today ile bunlara bağlı medya kuruluşlarının AB'de yasaklanacağını söyledi. AB Komisyonu Başkanı Leyen, "Putin'in iş birlikçisi" olarak tanımladığı Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'ya da yaptırım uygulayacaklarını kaydetti. Rusya SWIFT'ten çıkarılıyor  Leyen, "Rusya Merkez Bankası'nı SWIFT'ten çıkaracak, Rus milyarderlerin mal varlığını donduracağız." dedi. "Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, hepimize umut oldu." diyen AB yetkilisi ayrıca, "Ukrayna'dan gelenleri kucaklayacağız, Ukrayna'dan gelenleri ağırlayacak olan doğudaki üyelerimiz korumak için elimizden geleni yapacağız." ifadelerini kullandı. Borrell: Putin, küresel güvenliğe tehdit AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise "işgalci" olarak nitelendirdiği Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, yalnızca Ukrayna'ya değil, küresel güvenliğe de tehdit oluşturduğunu söyledi. Borrell'in açıklamalarından satır başları şu şekildeydi: -Ukrayna'yı ve halkını somut adımlarla desteklemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. -AB bir savaşa silah sağlama niyetinde değildi ancak bu kez Ukrayna'nın meşru müdafaası için destek vereceğiz. -Tarihimizde ilk kez askeri bir mekanizma kurarak AB üyesi ülkeler ve Ukrayna ordusu arasında etkin iş birliği sağlayacağız. -Daha fazla Rus milyarderini kara listeye alacağız. -Putin sadece toprak işgal etmiyor, zehirli bir mesaj da yayıyor.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ne Ukrayna'dan ne de Rusya'dan vazgeçmeyiz

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan kritik toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: "Milletimizin ve tüm İslam Alemi'nin dün gece idrak ettiğimiz mübarek Miraç Gecesi'ni tebrik ederek başlamak istiyorum. Hayatımızın hayır, hasenat, ibadet ve bereketini çoğaltması dileğiyle bir kez daha milletimizin leye-i miracını tebrik ediyorum. Dün Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın vefatının 11. yıldönümüydü. Bu vesile ile merhum Erbakan hocamızı, rahmet, sevgi, minnet ve hasretle yad ediyoruz. '28 ŞUBAT TARİHİMİZİN KARA SAYFALARINDAN BİRİDİR' 28 Şubat gününün bizim yakın tarihimizde bir başka anlamı, sembolü daha vardır. O da 28 Şubat darbesidir. Türkiye 28 Şubat 1997 tarihinde 27 Mayıs 1960'la başlayan darbeler silsilesinin post-modern diye tabir edilen yeni bir yüzüyle tanışmıştır. 28 Şubat darbesi tarihimizin kara sayfalarından biri olarak tarihimize kazınmıştır. Darbe şakşakçıların desteği ile ortaya çıkan 28 Şubat vakası tüm benzer olaylar gibi zaman içinde milli irade tarafından elbette tasfiye edilmiştir. Türkiye'yi köken, mezhep, meşrep, siyasi görüş, hayat biçimi gibi fay hatlarına sıkıştıran müsebbipler yargıda hesabını vermiştir. 28 Şubat sürecinde yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını düşünenlerin hesap günü gelip çattığında sergiledikleri pespayelik ibreti alemdir. 'TSK ARTIK GÜÇLÜ DURUŞUYLA GÜNDEM OLMAKTADIR' Daha sonra 27 Nisan, 15 Temmuz darbe girişiminin de milli irade tarafından adeta cevaplandırılarak adeta boğulmuş olması ülkemizde bir devrin kapandığının işaretidir. TSK artık darbe, cunta, bildiriyle değil sınırlarımızı korumadaki, sınır ötesi harekatlarındaki güçlü duruşu, başarıları ve etkisiyle gündem olmaktadır. Ülkemizin son 1 asrında milli mücadele ve Kıbrıs Barış Harekatı sonrasındaki en büyük başarılar bu dönemde elde edilmiştir. Suriye'de, Libya'da, Karabağ ve işgal altındaki toprakları için mücadele eden Azerbaycan'ın yanında yer almamız ülkemizin ve TSK'nın tarihine altın harflerle geçen zaferlerdir. Ordusu, devletinin ve milletinin emrinde olmayanların kendi içinde birlik, beraberliğini sağlayamayanların sonuçta hem istiklallerini hem geleceklerini kaybettikleri dönemde Türkiye siyasi, ekonomik, diplomatik olarak yükselen bir güç sıfatıyla dünyadaki yerini almıştır. Temennimiz darbe ve darbe girişimlerin siyasi ve sosyal ayağını teşkil eden kesimlerin aynı yerli, milli, sivil, vizyoner yaklaşıma kavuşmalarıdır. 'DARBELERLE NETİCE ALMA DÖNEMİ KAPANDI' 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, sonrasında yaşadıklarımız bu kesimlerin henüz demokratik olgunluğa ulaşamadıklarını ortaya koymuştur. İnsanlarımızın inancı ve değerleriyle mücadelesini aksi yöndeki tüm iddialar, beyan ve şovlarına rağmen bilinç altlarında hala sürdürenler var. Ellerine fırsat geçtiğinde neler yapabileceklerine ilişkin birçok emareye sıkça rastlıyoruz. 28 Şubat'ın ardından Türk siyasetindeki revizyonun mesajını hala alamayanlar olduğunu anlıyoruz. Hakka, demokrasiye, adalete, özgürlüğe saygıyı bu medeniyete, bu topraklara, bu halkın bendesi olmayı öğrenemeyenlere milletimiz asla teslim etmemiştir, etmeyecektir. Darbelerle, uluslararası operasyonlarla netice alma dönemi kapandığı için halkın rızası ile yönetime gelme dışında yol, yöntem usul kalmamıştır. Tek parti faşizmi, darbe ve cunta dönemleriyle alışkanlıklarıyla yola çıkıp da ham hayaller peşinde koşanların sonu hüsrandır. Üzerinden çeyrek asır geçen 28 Şubat darbesinin muhasebesinin bize verdiği mesajlar bunlardır. Türkiye'nin son 20 yılında samimiyet ve kararlılıkla uyguladığımız eser ve hizmet siyasetimizin yüzlerce milyonluk dost ve kardeş hanemizle ülkemizi getirdiği yer istikametimizin doğruluğudur. "ASIRLIK GEÇMİŞE SAHİP KÜRESEL YÖNETİM SİSTEMİ ÇÖKÜYOR" Dünya köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Asırlık geçmişe sahip küresel yönetim sistemi çökmektedir. Sistemin temelini oluşturan dünya savaşları hak arama değil paylaşım mücadeleleridir. Biz bu mücadele masada değil menüde yer alan milletlerden biriydik. Cumhuriyetimizi kurarak bu zor dönemde çok ağır bedeller ödedik. 2. Cihan Harbi sonrasında siyasal ve ekonomik işleyiş yaşanan sorunların en önemli sebebidir. Sancılı olan bu sistem soğuk savaşın sona ermesinin ardından iyice dengesizleşmiştir. 'Dünya 5'ten büyüktür' ve 'Daha adil bir dünya mümkün' diyerek ifade ettiğimiz küresel yönetim sistemindeki çarpıklık yaşanan her hadiseyle kendini yeniden gösteriyor. Suriye'de 11. yılına giren trajedi, Afganistan, Irak, Bosna, Ruanda, Arakam, Libya'da dökülen kanların, yaşanan acıların müsebbibi küresel yönetim ve güvenlik sistemidir. Kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyenlerin süslü kavramlar arkasına gizledikleri kirli yüzleri artık tüm çıplaklığıyla ortadadır. Son olarak Ukrayna'da yaşanan gelişmeler bu gerçeği doğrulayan bir mahiyet arz etmektedir. Sorunun tarafı ve hatta sebebi olan ülkelerin BM Güvenlik Konseyi'nde hakemlik ve çözüm mevkiinde bulunmaları işleri içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Türkiye bölgesinde barışı, huzuru, esenliği isteyen bir ülkedir. Bu tavrımızı Irak, Suriye, Kafkaslar, Karadeniz, Akdeniz'den Balkanlara kadar her hadisede gösterdik. Karadeniz'in kuzeyindeki krizde de her ikisini dost olarak gördüğümüz Ukrayna ve Rusya'ya aralarındaki sorunu diyalog yönünde çözmeleri çağrısında bulunduk. Bu konuda arabuluculuk dair gösterdiğimiz samimiyetin şahidi Ukrayna ve Rusya liderleridir. Çok yönlü diplomatik girişimleri kesintisiz sürdürüyoruz. 24 Şubat'ta silahlar patladı. Böyle bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı gerçekten üzüntü duyuyoruz. NATO Liderler Zirvesi başta olmak üzere ülkemizin bu meseleye bakışını ifade etmeye devam ediyoruz. Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımıza, diplomatik misyonlarımıza kayıtlı iletişim numaralarını arayarak ikazlarımızı yaptık. 22 Şubat'ta Ukrayna'nın doğusundaki vatandaşlarımıza bölgeden ayrılmaları çağrısında bulunduk. THY Ukrayna'dan ayrılmak isteyen vatandaşlarımıza ve diğer ülke vatandaşlarına gereken imkanı sağladı. Çatışmanın ertesi gününden itibaren otobüslerle tahliye işlemini başlattık. Çeşitli şehirlerdeki vatandaşlarımızı trenlerle önce Romanya ve ardından ülkemize getirecek çalışmanın içindeyiz. Halen Ukrayna limanlarında bulunan Türk bayraklı gemilerimiz, TIR'larımızın durumlarını yakından takip ediyoruz. 5 bin vatandaşımız ülkemize ve diğer ülkelere geçmiştir. Gelişmelere ve taleplere göre tahliye işlemlerini sürdüreceğiz. Montrö Sözleşmesi'nin ülkemize verdiği yetkiyi krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız. Biz Ukrayna'nın egemenlik, siyasi bütünlük ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesinden yanayız. Rusya'nın saldırısını kabul edilemez görüyor ve Ukrayna halkının mücadelesini takdir ediyoruz. "NE UKRAYNA'DAN NE RUSYA'DAN VAZGEÇERİZ" ABD ve Avrupa'nın dirayetsiz tavrı ibretlik bir vaka olarak kayıtlarımıza aldık. Bunlar bizim sınırlarımız tehdit altında iken tecrübe ettiğimiz hususlardı. Tabii bu süreçte bizim için önemli olan kendi duruşumuzdur. Türkiye BM, NATO ve AB başta olmak üzere içinde yer aldığı kurumlar ve ittifaklar çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirmiştir, bundan sonra da yerine getirecektir. Kendi milli çıkarlarımızdan elbette ödün vermeyeceğiz. Bölgesel ve küresel dengeleri de ihmal etmeyeceğiz. Bunun için ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. Siyasi ekonomik ve askeri ittifaklarımızdan vaz geçmiyoruz. İnsani hassasiyetlerimizi diğer mülahazaların üzerinde tutuyor, bölgemize gelen onca sığınmacıyı barındırmaya devam ediyoruz. Tüm mazlum coğrafyalarla ilişkilerimizi sıkı tutuyoruz. Hiç kimseyi, toplumu, devleti yüz üstü bırakmıyoruz. Türkiye'nin dış politika vizyonunun anlamını ve etkisini görebilmek için bu ülkeye dışarıdan bakma ferasetine sahip olmak gerekir. Bölgesinin ve dünyanın yükselen gücü Türkiye'nin yolculuğuna en küçük katkısı olmayanlardan milli meselelerde serinkanlı yaklaşım bekliyoruz. ELEKTRİKTE YENİ TARİFE Elektrik tarifelerindeki yeni düzenlemeyi bugün netleştirdik. Meskenlerde ve tarımsal üretimde kullanılan elektriğin KDV'si yüzde 18'den 8'e düştü.

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna savaşı öncesinden itibaren diplomatik çabalarıyla öne çıkan Ankara, olası bütün senaryolara Montrö dahil 'milli çıkarlar' öncelikli hazırlık yaptı

Geçen ay dünya gündeminin ilk sıralarına çıkan Rusya-Ukrayna krizi, son 6 günde yaşanan gelişmelerle birlikte artık Ankara'da da 'savaş' olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da kullanılan bu tanım, Ankara'nın üstlendiği diplomatik çabalarına ve geleceğe dair olası senaryolara karşı alacağı tedbirler ve atacağı adımlara yönelik işaretler de veriyor. Savaşın üzerinden bugün itibariyle geçen bir haftada yaşanan gelişmeler ile diplomasi ve güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiler, Türkiye'nin diplomatik çabaları yoğunlaştırmakla birlikte, olası senaryolara karşı da 'milli çıkarlar'ı esas alarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi dahil uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkilerini kullanacağı; yine uluslararası anlaşmalarla sahip olduğu NATO dahil tüm uluslararası kurumlar nezdinde çözüm odaklı çabalarını sürdüreceği yönünde. Ankara bu kapsamda, yıllardır dünyaya uyarıda bulunduğu 'mevcut uluslararası sistemin sorunlara çözüm üretemediği' gerçeğinin de artık anlaşılması gerektiğini, BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası kurumların reformdan geçirilmesi talebini de muhataplarına iletiyor. 5 BAŞLIKTA ANKARA'NIN TUTUMU Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye'nin savaşın öncesinde ve son bir haftada ortaya koyduğu çabalar ile Ukrayna'da yaşanan gelişmeler ve ABD ile Avrupa tarafında atılan adımlar izlendiğinde, Ankara'nın tutumu 5 başlıkta özetlenebilir. 'SAVAŞ' NİTELEMESİ: Ankara, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısını 'uluslararası hukukun ihlali ve kabul edilemez' diye değerlendirdi, 'savaş' diye niteledi. Özellikle de, bu girişimin bölgenin huzur ve güvenliğine hizmet etmeyeceğini vurguladı. UKRAYNA'NIN BÜTÜNLÜĞÜ: Rusya ve Ukrayna dahil tüm muhataplara, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edildiği 2014'ten bu yana "Ukrayna'nın siyasi egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğunu" bildirdi. Ankara, bu tavrını Ukrayna'da süren savaş için de koruyor. DİPLOMASİDEN UMUT KESİLMEDİ: Türkiye, aynı şekilde 2014'ten bu yana barışçıl çözüm için yürüttüğü çok yönlü diplomasiyi, savaş sırasında da sürdürüyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hem Rusya ve Ukraynalı hem de Avrupalı mevkidaşlarıyla görüşme trafiği yürütmeye devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında önkoşulsuz olarak başlatılan görüşmelerden memnun ve en kısa sürede ateşkesle sonuçlanması için gereken desteği vermeye hazır olduğunu taraflara iletti. TÜM SENARYOLAR MASADA: Ankara, bütün süreç boyunca 'işbirliğine dayalı iyi ilişkiler' ve 'savaşın çözüm olmadığı, aksine insani dramlar ürettiği'ne vurgu yaparak çözüm arayacak. Ancak savaşın uzaması veya şiddetlenmesi ya da genişlemesi durumu da dahil, bütün olası senaryolar değerlendirilerek, ülkenin çıkarı ve vatandaşların refahını koruma adına alıncak tedbirler ve atılacak adımlar belirlendi. Kaynaklar, ayrıntı vermeden, bu kapsamda birçok tedbirin alındığını, hazırlıkların tamamlandığını da belirtiyorlar. ÖNCELİK MİLLİ ÇIKARLAR: Ankara'nın bütün senaryolarda önceliği ise Türkiye'nin milli çıkarlarını korumak. Bu temelde bölgenin dengeli ve istikrarlı bir barışa kavuşması için uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkiler kullanılacak. Buna, Montrö Sözleşmesi de dahil. Ankara bu bağlamda kendisini denge ve istikrar unsuru olarak görüyor. YALAN HABERLER ENERJİ TÜKETİYOR Ankara'da üzerinde çalışılan bir başka konu da savaştan etkilenme riski taşıyan Türk vatandaşları, akraba topluluklar ve sığınmacıların güvenliği ile Türkiye aleyhine kampanyaların Ukrayna konusunda bile sürüyor olması. Türkiye, Kovid salgınının başında dünyanın dört bir yanından vatandaşlarını tahliye ederek büyük bir başarıya imza atmıştı. Aynı başarıyı, Ukrayna'dan tahliyelerde de gösterdi. Verilen bilgilere göre Ukrayna'daki 25 bin vatandaşa tek tek ulaşıldı, onlardan 6 bin 600'ü tahliye talebinde bulundu ve 5 bini ilk 6 gün içinde sağ salim tahliye edildi. Kalan vatandaşların güvenliği ve olası tahliye taleplerine karşı da hazırlıklar tamamlandı. Ayrıca, savaşın ilk gününden başlatılan Ukrayna'ya ve sınırdaki Batı ülkelerine göç eden sığınmacılara yönelik insani yardımlar, AFAD ve Kızılay tarafından arttırılarak devam ettirilecek. Bu başarıya rağmen, Türkiye'ye karşı tahliyelerde yetersiz kalındığı, enerji ve gıda arz güvenliğine dair yalan haberler de 'karalama kampanyası' olarak nitelendiriliyor. Ankara, başta Ukrayna ve Rusya'dakiler olmak üzere tüm vatandaşlarına 'resmi kanallardan gelen bilgileri takip etmeleri' uyarısında bulunuyor.

2 yıl önce

Josep Borrell: AB Rusya ile savaşta değil

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, AB'nin tarihinde ilk kez savaştaki bir ülke için silah alımı ve teslimatını finanse edeceklerini söylemişti. AB Konseyi Başkanı Charles Michel de Rusya saldırısı nedeniyle Ukrayna ordusuna gönderilecek silah, mühimmat ve yakıt gibi askeri yardımların yolda olduğu bilgisini paylaşmıştı. "RUSYA İLE SAVAŞMIYORUZ" AÇIKLAMASI Brüksel, Ukrayna'ya askeri destek hamlesinde bulunurken, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'den dikkat çeken bir açıklama geldi. Madrid'den yayın yapan Cadena SER radyosuna konuşan Borrell, "Rusya ile savaşta değiliz ama saldırıya uğrayanlardan yanayız. Nükleer bir savaş hakkında konuşmak son derece sorumsuzca" dedi. 500 MİLYON EURO DEĞERİNDE SİLAH DESTEĞİ Rusya saldırılarıyla karşı karşıya kalan Ukrayna ordusuna AB'nin 500 milyon euro değerinde silah ve askeri ekipman yardımı yapacağı duyurulmuştu. "YAPTIRIMLAR GEREKLİ AMA..." Moskova yönetimine yaptırımlardan söz eden Borrell, "Yaptırımlar gerekli, ancak yaptırımlar kendi içlerinde politik değil, koşullara tepkidir. Çözümlere ihtiyacımız var ve bu çözümler diplomasi ile bağlantılı olmalı" diye konuştu. "BEDEL ÖDEMEYE HAZIR OLMALIYIZ" Borrell, "Yaptırımlar, yaptırım altındaki ülke ekonomisine zarar vermek için uygulanıyor ama karşılığında size de zarar veriyor, bu yüzden bedelini ödemeye hazır olmalıyız" ifadesini kullandı. "AVRUPA ORDUSU" AÇIKLAMASI Öte yandan Borrell, Avrupa ordusu oluşturma konusunun şu anda gündemlerinde olmadığını dile getirdi. Bununla birlikte aynı AB yetkilisi, birliğe üye ülkelerin "silahlı kuvvetleri arasındaki koordinasyonu geliştirmesi ve ortak savunma harcamalarını artırması" gerektiğine dikkat çekti.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye'dir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Çatışma dinamiklerinin yaygınlık kazanması, hakimiyet mücadelelerini yaygınlaşarak ileri bir aşamaya sıçrama emaresi taşıması düşüncemin temelini oluşturmaktadır. Barış ve istikrara duyulan haklı talepler her seferinde kesintiye uğramıştır. Medeniyet ve milletler arasındaki fay hattı, bazen sudan sebeplerle bazen de daha fazlasını elde etme hırsıyla çatlamıştır. Zincirleme felaketleri beraberinde getirmiş, insanlığın umudunu birer birer devirmiştir. Rusya'nın askeri operasyonu uluslararası hukuka, Minsk sürecine bütünüyle terstir. Ukrayna'nın işgali de Soğuk Savaş sonrasının en ciddi krizlerinden birisi olarak sivrilmiştir. Rusya sözünde durmamış, 2014'ten itibaren işgal planlarını aşama aşama takbik etmiştir. Bir devletin toprakları çok tehlikeli bir şekilde saldırıya uğramıştır, bu saldırı bütün vehametiyle sürmektedir. BM, cılız ve zayıf kınama mesajlarından başka hiçbir şey yapamamış, hiçbir irade gösterememiştir. "DONBASS'I UKRAYNA'DAN KOPARMA HAMLESİ BÖLÜCÜLÜKTÜR" Dünya ekonomik yaptırım kararlarıyla oyalanmıştır. Putin'in tarihe yalancı şahitlik yaptırarak işgali haklı çıkarmaya çalışması çelişki içinde bocaladığının göstergesidir. Ayrılıkçı Donbass'ın Rusya'nın parçasının olduğunu söylemesi yanlıştır. Tarihin şahitliğine müracaat edersek Türk milletinin konuşmaya, tarih hatırlatmasının hiçbir devletin ne yüzü ne de cüreti yetecektir. Tarihi gerçekler konuşmaya bir kez başlarsa Türk milletinin okunan fermanını duymayan, dize gelmeyen kalmayacaktır. Değerli arkadaşlarım Donbass'ı Ukrayna'dan koparma hamlesi bölücülüktür. Putin'in Donestk ve Luhansk'ı tanıma kararının ardından ayrılıkçı bölgeye asker sevk ettiği malumunuzdur. Rusya, Ukrayna'nın NATO'ya alınmaması konusunda yazılı güvence talep etmiş fakat alamamıştır. Esasen Ukrayna arada kalmış, güç blokları çemberinde sıkışmış, deyim yerinde filler tepinirken çimenler ezilmiştir. Dün kanlı gündemin üst sıralarında Bosna, Bağdat, Kabil, Şam vardı, bugün Kiev girmiştir. Putin'in muhataplarıyla ters düşmesinden dolayı Ukrayna işgaline mecbur kaldıklarını söylemesi çok yenidir. Ukrayna madem NATO üyesi yapılmayacaktı bunda yıldır ABD tarafından boş vaatlerle avutulmuştur. Bu kapsamda Ukrayna'yı ateş çukuruna çeken bir yanda Rusya iken diğer yanda Batılı ülkeler değil midir? ABD ile AB ülkeleri küresel sahnenin ön tarafında yaptırım kararları açıklarken arka planda müzakere zemini aradıklarını kimse inkar edemeyecek, bize de yutturamayacaktır. Ekonomik, finansal ve siyasi yaptırımların artırılması, Rusya'nın saldırganlığına engel olamamıştır. Batı sürekli top çevirmiş, otomatik pilota bağlanmış kınama mesajlarıyla durumu kurtarmayı zannetmiştir. Bize göre Ukrayna'nın bugüne kadarki talihsizliği bağımsız kararlar alamamış olmasıdır. 2014 yılından itibaren sistematik bir kuşatma, ele geçirme süreci bu ülkeyi rehin almış, felç etmiştir. Donbass bölgesi 8 yıldır kaynayan kazan, patlamaya hazır bombadır. Rusya, Ukrayna üzerinden eski hakimiyet havzalarına tutunmayı hedeflerken ABD de Rus tehlikesine dayanarak ortak tehdit mimarisi etrafında toplamaktadır. Ukrayna kesintisiz devam eden nüfuz ve güç mücadelelerine bahane olan ülkelerden sadece 1 tanesidir. Sürekli savaşlar dönemi kapısı maalesef açılmaktadır. "RUSYA VE UKRAYNA İLE MASAYA OTURABİLECEK TEK ÜLKE TÜRKİYE'DİR" Ukrayna'nın zalim işgali, buna karşı gösterilen etkisiz tepkiler, yeni dünya düzeni hakkında hepimize fikir vermektedir. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi, devletlerarası yeni bir yöntemi de gün ışığına taşımıştır. Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nde kendisiyle ilgili alınan kınama kararını reddetme hakkı olması çarpıklıktır. Bu kuruluşun baştan aşağı reforma ihtiyacı olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. İnsanlığın güvenliği 5 devletin çıkarıyla bir ve aynı görülemez. Geldiğimiz aşamada MHP olarak Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaların ivme kaybetmesi maksadıyla Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğimiz görüşlerimiz şunlardır: Ukrayna'nın egemenlik haklarına mutlak surette saygı duyulmalıdır. Çok acil ateşkes rejimi tesis edilmelidir: Rusya askeri unsurlarını geri çekmelidir. Krizin çözülmesi için tek seçenek diplomasi ve diyalogtur. Rusya ve Ukrayna heyetleri arasında mutabakat arayışları önemlidir. Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye'dir. Dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız mümkün değildir. Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir. Putin haksızdır, fakat bu durum ilişkilerimizi zedelememelidir. Biz ondan bundan medet ummayız, savaşın karşısındayız, kalıcı ve köklü barışın yanındayız. Küreselci, eyyamcı değiliz, Türk milliyetçileriyiz. Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğunu çok iyi biliriz. MUHALEFETE SERT TEPKİ Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması sonucunda Batı'nın ikiyüzlülüğü kanıtlanmıştır. AB, Ukrayna krizinde çürük eleştiriden başka hiçbir şey yapmamıştır. Dünyanın geleceği adına endişemiz daha da katlanmıştır. Türkiye, Ukrayna krizinde milli bir duruş sergilemiştir. Ne var ki zillet ittifakı bundan bile rahatsız olmuştur. Çatışmaları neredeyse hükümete fatura edecek kadar gafil hale düşmüşlerdir. Hükümete kara çalanlar İstanbul'a kar yağdığında iki mahalle arasındaki ulaşımı sağlayamadıklarını ne çabuk unutmuşlardır. Rusya'nın operasyonu esnasında CHP Genel Başkanı ile İP Genel Başkanı S-400 aleyhine açıklamalar yapmışlardır. Zillet ittifakının ana ortakları majestelerinin muhalefeti olarak sivrilmiştir. Demokrasinin güvencesi NATO değil milletin tertemiz iradesidir. "MONTRÖ SÖZLEŞMESİ HUSUSUNDA TÜRKİYE'NİN TUTUMU SAĞLAM" Tehdit nereden geliyorsa S-400'ün yönü oraya dönecektir. Tasa etme sayın Kılıçdaroğlu, üzerinde yaşadığımız topraklar dualıdır, bereketlidir. Ne aç kalırız, ne de açıkta yaşarız. Zillet ittifakı yeter ki gölge etmesin, Allah'ın izniyle karanlıkları yarar da çıkarız. Türkiye hür ve bağımsız bir ülkedir, Kılıçdaroğlu hala bu gerçeğin farkında değildir. Ön sıralarda CHP olmak üzere Montrö'yü kasıtlı olarak yanlış yorumlayanlar, Türkiye'nin elini zayıflatmak isteyen çevreler olarak dikkat çekmiştir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin 19. maddesinin 1. fıkrasında Türkiye'nin savaşsız olduğu durumlarda gemilerin Karadeniz'e çıkabilecekleri tespit edilmiştir. Montrö Sözleşmesi hususunda Türkiye'nin tutumu sağlam ve berraktır. Küresel ve bölgesel gelişmelerin kurşun gibi ağır olduğu bugünkü ortamda Zillet ittifakının çarpık eleştirileri sorumlu muhalefet anlayışıyla da çelişmektedir. ALTI PARTİNİN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM METNİNE TEPKİ Esas olan önce ülkem ve milletim diyebilmektir. 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümünde Ankara'da dizilen güdümlü 6 parti 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır. Metinde Türkiye, Türk milleti, inanç, irade yoktur. Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi güçsüzleştiren Türkiye'nin taslak metnidir. Kılıçdaroğlu'na bakarsak 6 partiye tarih bir sorumluluk yüklemiş. 48 sayfalık metnin içeriği tam takır kuru bakırdır. Bu metni tarihi yapan tek şey 28 Şubat zihniyetine uygun olarak güçlendirilmiş istikrarsızlık bildirisi olmasıdır. Yeni bir 28 Şubat bildirisi olarak tarihe geçecektir. Biz uzlaşamama metni olduğu çok açıktır. Devletin güçsüzleştirilmesi amaçlanmaktadır. 1961 anayasası döneminde olduğu gibi OHAL şartlarında devletin mücadele gücünün zayıflatılacağı görülmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ortaya konulan güçlü devlet modeli tersine çevrilerek, parlamenter sistemde gensoru yöntemiyle düşürülebilen hükümetler hedeflenmektedir.

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 ... 27 28