05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

HDP'li LGBT üyesi avukat önce saldırdı sonra hedef gösterdi

Levent Pişkin, LGBT aktivizmi ve eşcinsellik hakkında bilimsel açıklamalar yapan alanında uzman isimleri hakaret ederek hedef gösterdi. Pişkin Twitter'daki paylaşımında, hocaların sosyal medya hesaplarını etiketleyerek şu ifadeleri kullandı: “Şu homofobiklere hep beraber siz kimsiniz köpekler çekelim” dedi. GERÇEKLER PİŞKİN'İ ÇILDIRTTI ‘Onur’ adı verdikleri yürüyüşleriyle meşruiyet kazanmaya çalışan, kendilerine saygı duyulması iddiasıyla her alanda propagandalarını yaparak çocuklara dahi cinsiyetsizliği dayatan LGBT aktivizminin iddialarını, alanında uzman ve cesur 6 isim Yenisafak.com'a verdiği röportajlarında bilimsel açıklamalarıyla yalanladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Dr. Mustafa Merter, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Ahmet Akın ve Dr. Şöhret Karaduman, eşcinselliğin toplumların ikna edilmeye çalışıldığı gibi doğuştan olduğunu değil, sonradan meydana geldiğini ve eşcinsellik geninin olmadığını söyledi. HDP İstanbul İl Yöneticisi olmakla birlikte, terörden ceza alan HDP’nin tutuklu eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da avukatlığını yapan Levent Pişkin’in daha önce de Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçundan ceza aldığı öğrenildi. Röportajda yer alan Ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar, ‘Eşcinsellik genetiktir’ iddialarının doğru olmadığını ve kanıtlanamayacağını Twitter hesabından, kendisine 'yalancı' diyen Levent Pişkin’e cevap vererek ifade etti. “KİMMİŞ YALANCI?” Pişkin’in, “Herkesin erişip okuyabileceği bir makale hakkında açıkça yalan söylüyorsun, utanmıyor musun?” twitine, Prof. Dr. Bayraktar, “Hadi göster bu makalede bu ifade nerede imiş? Gösteremezsin çünkü yok, kimmiş yalancı?” şeklinde yanıt verdi. Levent Pişkin ayrıca, Yeni Şafak’ın ‘LGBT Dosyası’ haberini paylaştığı içeriği alıntılayarak, Türk Tabipleri Birliği’ni de paylaşımına dahil etti. Pişkin, TTB’ye Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Dr. Mustafa Merter, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Ahmet Akın ve Dr. Şöhret Karaduman’a disiplin süreci başlatılmasını talep ederek kariyerlerini hedef aldı.

1 yıl önce

Şiddete karşı olan 'Sağlık Çalışanları' polise saldırdı

Türk Tabipleri Birliği, Dr. Ekrem Karakaya'nın görev başında öldürülmesinin ardından doktoralara yönelik şiddete karşı 7-8 Temmuz'da grevde olacaklarını duyurdu. Sağlıkçılar, birçok hastanede iş bıraktı. Şiddete karşı olan 'Sağlık Çalışanları' görevini yerine getirmeye çalışan bir polis memurunun yaralanmasına sebep oldu. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1544976804062035969?s=21&t=NroENfP2_Snke8vUnrGsTg Ne olmuştu? Konya'da doktor Ekrem Karakaya, hasta yakını Hacı Mehmet Akçay tarafından öldürüldü. Saldırgan aynı tabancayla hayatına son verdi. Saldırganın bir ay önce ameliyat edilen annesinin ölümünden doktoru sorumlu tuttuğu öne sürüldü.

1 yıl önce

Türk Tabipleri Birliği üyeleri polise saldırdı

Meslek örgütü gibi davranmak yerine terör örgütlerinin sözcülüğüne soyunan Türk Tabipleri Birliği, Konya'da Doktor Ekrem Karakaya'nın silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmesini protesto için toplandığı İstanbul Çapa Tıp Fakültesi önünde, polislere saldırdı.

1 yıl önce

Provokatörlerin 'Suriyeliler polise saldırdı' yalanı bozuldu: Kahramanmaraş’ta polise saldıran üç kişi Türk vatandaşı çıktı

Kahramanmaraş'ta meydana gelen olay, dün akşam saatlerinde Onikişbuat İlçesi Mağralı Mahallesi'nde yaşandı. Öğrenilen bilgiye göre, mahalleye gelen 3 alkollü şahıs etrafa bağırıp çevredeki esnaf ve vatandaşlara saldırı girişiminde bulundu. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri 3 kişiyi engelleyip gözaltına almak istedi ancak alkollü şahıslar polis ekiplerinin görevini yapmasını engelleyerek 2 polisin de yaralanmasına neden oldu. Yaşanan olay sonrası gözaltına alınan İ.T., T.T. ve S.T. isimli 3 şüpheli çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. IRKÇI PROVOKATÖRLER SAHNEYE ÇIKTI Gelişmelerin ardından sosyal medyada #sessizistila etiketiyle gündem yaratmaya çalışan bazı provokatörler, polise saldıran 3 kişinin Suriyeli olduğunu öne sürdü. Suriyeliler üzerinden ırkçı paylaşımlar yapan provokatörlerin oyunu çok geçmeden bozuldu. Polise saldırıda bulunan İ.T., T.T. ve S.T. isimli 3 şüphelinin Türk vatandaşı olduğu ve uyuşturucudan suç kayıtlarının bulunduğu ortaya çıktı.

1 yıl önce

MSB'den Musul Başkonsolosluğu açıklaması: Kimin sivillere saldırdığı bir kez daha görülmüştür

MSB'den saldırıya ilişkin yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Musul Başkonsolosluğumuza yönelik alçakça saldırıyı kınıyoruz. Bu saldırı ile kimin sivillere ve sivil hedeflere saldırdığı bir kez daha görülmüştür. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden de er ya da geç diğer teröristler gibi hesap sorulacaktır. Iraklı kardeşlerimizle terörle mücadele ve sınır güvenliği için iş birliğine hazırız. Teröristlerin tuzaklarını başlarına yıkacak, bölgeyi kana boğma hayalleriyle birlikte onları kazdıkları hendeklere gömeceğiz."

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın yalanlarına yetişemiyoruz: “İzmir’de metalci gence Afganlar saldırdı” haberi de sahte çıktı

Dün sosyal medya hesabından paylaşım yapan Ümit Özdağ bir sosyal medya kullanıcısının paylaşımını alıntılayarak “Afganistan’dan gelip Türkiye’de kime nasıl giyineceğini, nasıl yaşayacağını dikte söylüyor. Hoşuna gitmeyeni dövüyor. Korkma, gidecekler” sözleriyle İzmir’de yaşam tarzı yüzünden bir gencin Afganlar tarafından dövüldüğünü iddia etmişti. DÖVÜLEN GENÇTEN AÇIKLAMA: “AFGAN DEĞİL TÜRK” Ümit Özdağ’ın “Afganlar dövdü” diye açıklama yaptığı genç ise sosyal medya hesabından kendisine saldıran kişinin Afgan değil Türk olduğunu açıkladı. Sığınmacılar aleyhine sosyal medyada gördüğü her paylaşımı sorgulamadan alıntılayan ve geniş kitlelere yayan ırkçı provokatör Ümit Özdağ, son bir ayda 40’tan fazla yalan haber paylaştı. AMACI HALKI SOKAKLARA DÖKMEK Yalan olduğunu bildiği haberi önce paylaşan ve FETÖ sosyal medya timi üzerinden geniş kesimlere yayılmasını sağlayan Özdağ, yalanı ortaya çıkınca ise özür dilemek ve doğrusunu duyurmak yerine sessiz sedasız paylaşımını silmeyi tercih ediyor. Özdağ’ın asıl amacının Türk milletini sığınmacılara karşı ayaklandırarak bir iç savaş çıkarmak olduğu artık biliniyor. Irkçı provokatörün her gün sosyal medyadan yaydığı yalanlara kendi takipçileri bile artık şüpheyle yaklaşır oldu.

1 yıl önce

Cemal Enginyurt canlı yayında gazeteci Latif Şimşek’e saldırdı

DP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, skandallarına bir yenisini daha ekledi. Daha önce küfür, hakaret ve tehditleriyle sürekli gündem olan Enginyurt, bu defa da katıldığı canlı yayında gazeteci Latif Şimşek’e saldırdı. HASTANEYE KALDIRILDI Canlı yayında ve sonrasında gazeteci Latif Şimşek’e saldıran Enginyurt ve koruması, usta gazeteciyi hastanelik etti. KANAL YÖNETİMİNDEN KINAMA Cemal Enginyurt’un ve korumasının Latif Şimşek’e saldırısına TV100 yönetiminden kınama geldi. https://twitter.com/tv100/status/1556006155947851776?s=21&t=-d2LJAZBwrcSAKm8BJ7tOw

1 yıl önce

FETÖ’cülerin saldırdığı Hande Fırat 15 Temmuz gecesi yaşananları tek tek yazdı: Cumhurbaşkanı Erdoğan yayına böyle bağlandı

15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı facetime üzerinden canlı yayına bağlayarak çok önemli bir görev üstlenen Hande Fırat FETÖ'cülerin hedefi oldu. Hain darbe girişiminin yaşandığı gece CNN Türk'te canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Fırat'a FETÖ'cülerin iftiraları sonrası çok sayıda destek mesajı gelmişti. Söz konusu iddialar yıllar önce çıkmış ancak yalan olduğu ortaya çıkmıştı Hande Fırat, Hürriyet gazetesinde yazdığı yazıda 15 Temmuz gecesi yaşananları maddeler halinde yazdı. Fırat, Aydın Doğan'ın ya da yöneticilerin Erdoğan'ın yayına çıkacağının haberinin olmadığını belirterek, "Asıl o gece İstanbul rejide oturan Sema Bingöl anlatsın. Benim bağırmam, el sallamam, dönün bana demem üzerine; beni yıllardır tanıdığı için kendisi inisiyatif kullanıp yayına beni aldı" ifadelerini kullandı: Hande Fırat'ın "FETÖ'nün altı yıl önceki yalanı, FETÖ'cüleri unutanlar ve yalanlara inananlar" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle: 1- Nuh Yılmaz dönemin MİT Basın Danışmanı idi. Darbeden bir gün önce kendisiyle görüşmedim. Bu durum gayet basit bir şekilde telefon sinyallerinden (HTS kayıtları) anlaşılabilir. Haydi çıkarın kayıtları! 2- Gazeteci, her kurumun basın danışmanıyla görüşür. Özellikle darbe gecesi kaçmak ya da saklanmak yerine işe giden ben; doğal olarak tüm basın danışmanlarını, tüm siyasileri, tüm kurumların yetkililerini gece boyu aradım. 3- Evdeki kıyafetlerimle fırladım ofise... Jetler uçarken; takım elbise giyip makyaj yapmak da aklıma gelmedi. 4- Cumhurbaşkanı’nın Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Hasan Doğan’ı da gece boyu sürekli aradım. Başkaları da arasalardı... Sosyal medyada, “Erdoğan öldü, kaçtı” saçmalıkları yayılınca ve kapıda yaptığı açıklamayı göremeyince de “Bana bağlanın” dedim. YAYIN, DÜĞÜN, FATURALAR VE KOMEDİ Darbe girişiminden çok sonra Altın Kelebek Ödülleri’nde “Hande, sen bir de yayını yaparsan sana düğün yaparım” diyen eski ve saygıdeğer patronum Aydın Doğan’a gelelim. FETÖ’cünün dediği gibi Aydın Doğan 70 yaşında. Yine FETÖ’cünün deyimiyle ağzından kaçırdığı “doğru” değildi. Sadece yaptığı konuşmaların tarihlerini karıştırmıştı. Aydın Doğan’ı orada bozmak da bana yakışmaz, kendisine saygısızlık olurdu. 5- 15 Temmuz yayınından kimsenin haberi yoktu. Ne Aydın Doğan ile ne de dönemin Genel Yayın Yönetmeni ile konuşacak vaktim ya da fırsatım oldu. Aydın Doğan, Mehmet Ali Yalçındağ, Ferhat Boratav, Erdoğan Aktaş konuşabilirler. Asıl o gece İstanbul rejide oturan Sema Bingöl anlatsın. Benim bağırmam, el sallamam, dönün bana demem üzerine; beni yıllardır tanıdığı için kendisi inisiyatif kullanıp yayına beni aldı. 6- O gece darbe bildirisinin kim tarafından yayına verildiği, biz “Vermeyin” deyince nerede, ne kavgalar çıktığını ise tarihin karanlıklarına bırakıyorum. Benim karanlıklarla işim olmaz. 7- Aydın Doğan dahil kimsenin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız bağlantıdan haberi yoktu. Saniyeler içinde gelişen bir olaydı. Ben, Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ankara’da açık ofiste benimle çalışan arkadaşlarım o birkaç saniyeyi beraber yaşadık. 8- O yayından ve darbe gecesinden bir ay sonra İstanbul’da Aydın Doğan ile sohbet ederken: “Hande, şimdi bir de gerçek anlamda yayına alırsan düğünün benden” dedi. 9- Tanışıp evlenmeye karar verdiğim eşim ise zaten böyle bir teklifi asla kabul etmezdi, etmedi de... Faturalar bilginize sunulmuştur. YALANLARA İNANMAK İşin üzücü tarafı; sormadan, okumadan, dinlemeden hâlâ bu örgütün yalanlarına inanmaktır. Bu ülke o örgüt yüzünden neler yaşadı, kimler hayatlarını boş yere kaybettiler, kimler boş yere hapislere atıldı, kimlere kumpas kuruldu unuttunuz mu? Hepsinden öte bu ülkeye, ülkemize kumpas kuruldu. Durduk yere, seçimlere giderken, yalanları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirmek bu ülkeyi sevmemektir. Üstelik darbesever ve darbe çığırtkanı sosyal medya mesajları olanların bunları gündeme getirmesi sadece zavallılıktır. Tüm saçma kutuplaşmaları bir kenara bırakarak, tüm fikir ayrılıklarına rağmen, bu ülkeyi sevenler o sevgi etrafında birleşmelidirler.

1 2 3 4 5 6 7