05 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

128 milyar dolar nerede? AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş tek tek anlattı

1- Günlerdir asılsız bir karalama kampanyası ile başlatılan “128 milyar dolar nerede?” sorusunu gelin birlikte cevaplayalım. 2- Ekonomide hiçbir şey durduk yere ortaya çıkmaz ya da ortadaki değerler bir anda buhar olup yok olmaz. Varlıklar mevcut durumlara göre sürekli olarak el değiştirirler. Bu durum ekonomik hayatın rutin bir sürecini oluşturmaktadır. 3- Öte yandan, döviz işlemi çift taraflı bir işlemdir. Bu karalama kampanyasını başlatanlar, bir para birimi verilirken diğer para biriminin alındığını ya bilmiyor ya da milletimizi kandırmaya çalışıyorlar. 4-Merkez Bankası bilançosundan da anlamadıkları için bilançoda bir varlığın azalması halinde yerine başka bir varlık girdiğinden de haberleri yok; buharlaşmadan bahsediyorlar.Sanki Merkez Bankası rezervlerinin karşılıksız olarak birilerine verildiği algısı yaratmaya çalışıyorlar. 5-Halbuki, son 3 yılda maruz kalınan jeopolitik riskler ve pandemide oluşan dış açık,sermaye çıkışı,firmalar ile hanehalkının döviz ve altın talebi ile oluşan kur baskısı nihayetinde ödemeler dengesi açığının finansmanının doğal sonucu olarak rezervlerdeki değişim söz konusudur. 6- Ocak 2020'den itibaren dünyayı, Mart ayından sonra ise Türkiye'yi etkisi altına alan Covid-19 pandemisi nedeniyle Türkiye, 2019'a göre, mal ihracatında 12 milyar, hizmet ihracatında ise 30 milyar dolarlık bir kayıp yaşamıştır. 7- Bu nedenle, tarihimizde ilk kez, 2019'da yıllık bazda 6,8 milyar dolar fazla veren cari işlemler dengesi, 36,7 milyar dolar açık vermiştir. 2019'a göre cari işlemler dengesinde 45 milyar dolar sapma yaşanmıştır. Bu sapmanın tamamı TCMB'nin döviz rezervleriyle karşılanmıştır. 8- Covid-19'un ilk şokunun yaşandığı dönemde, dünyada ülkelerin kapanması sonrasında uluslararası ticaretin daralması nedeniyle dolar likiditesinin sıkıştığı anda, ödemeler dengesinin devamlılığını sağlamak için döviz ihtiyacının Merkez Bankası tarafından karşılanması elzemdi. 9- Bu yaşanan olumsuz süreçte döviz talebi TCMB tarafından karşılanmasaydı, istihdam, büyüme, reel sektör, bankacılık kesimi dahil her sektörü etkileyen bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalınabilirdi. Her kriz ortamında dillendirilen faiz artışlarıyla bu süreç atlatılamazdı. 10- Pandeminin getirdiği belirsizlik tüm dünyada güvenli liman olarak bilinen dolara ve altına yönelimi artırmıştır. Aynı şekilde Ülkemizde de yabancı para mevduatında son derece ciddi bir artış yaşanmıştır. 11- 2019 yıl sonu itibarıyla Türkiye’de yerleşik gerçek ve banka dışı tüzel kişilerce mevduat ve katılım bankalarında tutulan yabancı para mevduat düzeyi 194,4 milyar dolardan 2020 yıl sonu itibarıyla 234,9 milyar dolara yükselmiştir. 12- Bu dönemde risklerin artması nedeniyle özel sektör yabancı para borç stokunu azaltma eğiliminde olmuştur. 2019 yıl sonunda 189,2 milyar dolar olan özel sektörün (finansal+finansal olmayan) yurt dışından sağladığı kredi borcu 2020 yıl sonunda 173,9 milyar dolara gerilemiştir. 13- Ayrıca ülkemiz için önemli bir gelir kaynağı olan turizm gelirleri yine olumsuz olarak etkilenmiştir. 2019 yılında 34,5 milyar dolar olan turizm gelirlerimiz 2020 yılında 12,06 milyar dolara gerilemiştir. 14- Covid-19'la mücadele verilirken, sadece ödemeler dengesi üzerinden 41 milyar dolarlık net döviz çıkışı TCMB'nin rezervleriyle finanse edilmiştir. 2018 yılından 2020 sonuna, reel sektör ve finans kurumlarının dış borçlarında net kapatılan borç 21 milyar doların üzerindedir. 15- Dövize artan talebi karşılamak için Türkiye ya IMF’e gidecekti ya da faizleri şok bir biçimde arttırarak kendi reel sektörüne zarar verecekti. Ancak, Türkiye bu yolları tercih etmemiş ve reel sektörün döviz ihtiyacını karşılamak için TCMB rezervlerini kullanmıştır. 16- TCMB rezervleri, Türkiye’nin üretim ve ihracatını sürdürebilmesi için, reel sektörün hammadde, ara mamul ve makine ithalatını gerçekleştirmesini sağlayacak döviz likiditesi için harcandı. 17-  Verilen destekler sonucunda, tüm olumsuz koşullara rağmen 2020’nin son 4 ayında Cumhuriyet tarihi aylık ihracat rekorları kırıldı. İhracatta yaşanan artış 2021’in Ocak, Şubat ve Mart aylarında da devam etti. Hatta, tarihte ilk kez, aylık ihracat 18 milyar doları aştı. 18- Türkiye, G-20’de Çin’le birlikte pozitif büyüyen yegane ekonomidir. TCMB’nin üretimi destekleyici politikaları olmasaydı, bu büyüme rakamlarına ulaşamazdık. 19- Dünya standartlarında tutulan veriler ve TCMB bilançosu bu kadar şeffafça ortadayken, buharlaşan veya kaybolan bir TCMB döviz rezervinden bahsetmek anlamsızdır. 20- Öncelikle, en az 41 milyar doları 2020 yılının ödemeler dengesi açığını kapatmak adına, en az 30 milyar doları da reel sektörün, bankacılık sektörünün açık pozisyonunu azaltmak amacıyla ve hane halkının döviz talebi nedeniyle kullandırılmıştır. 21- Türkiye, bütün finans, döviz, para piyasalarının dengesini bozma potansiyeli taşıyacak derecede büyük boyutlu bir finansal operasyonla başa çıkabilmiştir. Şubat 2021 itibariyle döviz rezervi ise 95,5 milyar dolar iken, Nisan ayı başında 87,6 milyar dolardır. 22- Türkiye, büyüme oranlarına göre incelendiğinde, 2020 yılında G-20 ülkeleri arasında 2’inci, dünyada ise 4’üncü ülke olmuştur. Bu gerçeği yok sayarak 128 milyar dolar nerede? sorusunu soracak cesareti bulmak ekonomi cehaletinden başka bir şey değildir. 23- Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki ekonomi üst yönetimimiz tüm kurumlarıyla enflasyonda kalıcı düşüşü sağlama hedefi doğrultusunda, kalıcı iyileşme yoluyla makroekonomik istikrarın olumlu etkisiyle yatırım, üretim + 24- İstihdam ve ihracatı arttırıcı sürdürülebilir büyüme için gerekli tüm koşulların oluşması adına var gücüyle çalışmaktadır. “İstiklalden İstikbale” vizyonuyla Ekonomi Reformları bu vizyonun tavizsiz kararlı yol haritasıdır.

3 yıl önce

Türkiye'nin F35 programından çıkarılmasına Bayraktar'dan yanıt: İnsansız savaş uçağımızın ilk prototipi 2023'te göklerde

ABD'li üst düzey yetkili, dün yaptığı açıklamada, 2006'da katılımcıların imzasına açılan ve Türkiye'nin 26 Ocak 2007'de imzaladığı Ortak Mutabakat Zabtı'nın feshedilmiş olduğunun ve yeni mutabakat metnine Türkiye'nin dahil edilmediğini belirtti. Yetkili, 2006 tarihli mutabakatın geride kalan 8 ortakla güncellendiğini ve programa yeni herhangi ortak katılımcının eklenmediğini söyledi. Daha önce Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alması nedeniyle yaptırım kararı alan ABD'nin kararının ardından Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, Telegram hesabından "F-35'ler ve Milli İnsansız Savaş Uçağı üzerine" bir yazı paylaştı. "F-35'leri vermiyor olmaları en hayırlı işlerden biri olabilir" Milli İnsansız Savaş Uçağı projesi hakkında da bilgiler veren Bayraktar şu ifadeleri kullandı: "F-35'leri vermiyor olmaları bugün bizim için dezavantaj gibi gözükse de yarın milli savunma sanayiimiz için en hayırlı işlerden biri olabilir. Zira yurt dışından tedarik edeceğimiz yazılımına tümüyle vakıf olamadığımız dijital bilgisayarların yönettiği, pilotun bastığı tetiğin ne yapıp yapmayacağına karar veren yabancı görev bilgisayarı ve yazılımı olan böylesine bir sistem, bizi bağımsız kullanım açısından ciddi kısıtlamalara maruz bırakabilir. Bunun yanında tedarik, işletme, bakım maliyetleri düşünüldüğünde yıllara sari on milyarlarca dolarlık bir projeden bahsediyoruz.

2 yıl önce

Milli savaş uçağı ASELSAN teknolojileriyle donatılacak

Türk savunma sanayisinin lider şirketi ASELSAN, sahip olduğu kabiliyetler ve geliştirdiği teknolojilerle Milli Muharip Uçağı'nı (MMU) donatacak. MMU Geliştirilmesi Projesi’nde ana yüklenici konumundaki Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), 2030'lu yıllarda Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesi amaçlanan uçakların geliştirilmesine yönelik çalışmalarını sürdürüyor. TUSAŞ bunun yanında uçağın üretim sürecinde ihtiyaç duyulan sistem ve alt sistemlerin geliştirilmesi için Türkiye'deki ekosistemden en üst seviyede yararlanacak. Türkiye'den temin edilecek sistemlerde ASELSAN çözümleri önemli bir yer tutuyor. Tam hareket yeteneği kazanacak ASELSAN, uçak için milli radar, elektronik harp ve elektro-optik sistemler geliştirecek. Yürütülecek çalışmalarla MMU için ihtiyaç duyulan kritik görev sistemlerinin milli olarak geliştirilmesi ve projenin ilerleyen süreçlerinde uygun aşamalarda tam harekat yeteneği kazanacak şekilde uçağa entegre edilmesi hedefleniyor. Uçağın hava haberleşme sistem ihtiyaçları için ASELSAN ve TUSAŞ arasından geçen yılın sonunda Milli Muharip Uçak Bütünleşik Haberleşme Seyrüsefer Tanıma-Tanıtma Projesi başlatıldı. Bu kapsamda, MMU Ön Tasarım Gözden Geçirme Aşaması'na kadarki çalışmaların teslim edilmesi hedefleniyor. Bunun yanı sıra sözleşme veri istek listesi dokümanlarının çalışmalarına başlandı. Dedektör geliştirme faaliyeti sürdürülüyor ASELSAN, MMU'nun Bütünleşik Elektro-optik Sistem Teknoloji Geliştirme Projesi mühendislik çalışmalarına devam ediyor. Bunun yanında hem MWIR hem LWIR (Uzun Dalgaboyu Kızılötesi) MCT dedektör geliştirme faaliyetleri sürdürülüyor. Elektronik harp sistemleri kapsamında MMU Bütünleşik RF Sistemi Geliştirme Projesi'yle hem kritik teknoloji geliştirme, hem de ürüne yönelik gereksinim tanımlama faaliyetleri devam ediyor. Milli mühimmatlar MMU'ya entegre edilecek ASELSAN'ın yürüttüğü çalışmalar, milli mühimmatların MMU'ya entegrasyonuna yönelik olarak devam ediyor. TUSAŞ ile imzalanan sözleşme kapsamında, Minyatür Bomba, Akıllı Çoklu Salan ve Lazer Güdümlü Bomba'nın MMU'ya entegrasyonu amaçlanıyor. ASELSAN ve TUSAŞ arasında ayrıca Uçuş Kontrol Sistem Sensörleri ve Kaska Entegre Gösterge için sözleşme görüşmeleri yürütülüyor. 2021 içinde sözleşme imzalanmasıyla bu konudaki çalışmaların da başlaması planlanıyor. MMU Projesi ile yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dahili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarındaki çalışmaların sonucunda Türkiye, 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek alt yapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasında yerini alacak.

2 yıl önce

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, CHP’lileri aşağıladı

Program sunucusunun, “sizin kadro ve bürokrat yapılanmanızla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi’nin taban ve seçmen bazında çok ciddi yakınmalar var” aktarımı üzerine CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Şavaş’ın "CHP’de yetişmiş eleman varsa getirin işe alayım" şeklindeki aşağılayıcı ifadeleri tepkilere sebep oldu.

2 yıl önce

Rusya, İngiliz savaş gemisine uyarı ateşi açıldığını duyurdu

Karadeniz'de İngiltere ile Rusya arasında yeni bir kriz yaşandı. Geçtiğimiz haftalarda Karadeniz'e geçen İngiliz savaş gemisine uyarı ateşi açıldı. Hürriyet'in RIA'dan aktardığı son dakika gelişmesine göre, Rus savaş gemisi, Karadeniz'de Rusya sınırına 3 kilometre yaklaşan bir İngiliz savaş gemisine uyarı ateşi açtı. Rusya Savunma Bakanlığı olayı doğrulardı. Bakanlık yaptığı açıklamada, İngiliz Kraliyet Donanması'na ait bir destroyer olan HMS Defender'ın Rusya'nın Karadeniz'deki deniz sınırlarını ihlal etmesinin ardından bir Rus savaş gemisinin uyarı ateşi açtığını duyurdu. Aynı açıklamada İngiliz savaş gemisinin Rus karasularından çıkarılması için savaş uçaklarının kullanıldığı bilgisini de yer aldı. Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, NATO'nun Rus karasuları yakınlarında faaliyetlerinde kayda değer artış olduğunu belirtti ve 'provokatif' olarak nitelediği eylemleri kınadı. Gerasimov, 'Uzun menzilli silahları bulunan NATO savaş gemileri Karadeniz ve Baltık Denizi'nde faaliyet gösteriyorlar. ABD ve müttefiklerine ait bu savay gemilerinin faaliyetleri açıkça provokatifler' dedi. "NATO, AVRUPA'DA FÜZE SİSTEMLERİNİ RUSYA'YA KARŞI KONUŞLANDIRIYOR" Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu NATO'nun Rusya sınırlarındaki faaliyetlerini değerlendirdi Şoygu, NATO'nun askeri eylemlerine yönelik, Avrupa'da güvenlik ile ilgili durumun ABD'nin pozisyonuna bağlı olduğunun altını çizdi Şoygu, ABD'nin daha önce Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan (INF) çekildiğini anımsatarak, "Askeri bakış açısından, füze saldırı ve füze savunma sistemlerinin kombinasyonu ile sadece bölgede değil, tüm dünyada güç dengesini değiştirme kapasitesine sahiptir. Eğer orta menzilli füzelerinin konuşlandırılmasına yönelik karar alınırsa, bu durum Rusya'nın doğu bölgelerine de tehdit oluşturacak." şeklinde konuştu. Avrupa'da güvenlik ile ilgili durumun ABD'nin pozisyonuna bağlı olduğuna dikkati çeken Şoygu, "NATO, yüksek derecede hazırlıklı grupların sayısını artırıyor ve Rusya ile Belarus sınırlarına askeri birliklerinin sevk edilmesine ilişkin rotalar üzerinde çalışmalarını sürdürüyor." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana bir ilk

ABD savaş uçaklarının, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez yabancı bir uçak gemisinden havalanarak muharebe görevi gerçekleştirdiği bildirildi. CNN'in aktardığına göre, ABD Deniz Piyade Kolordusu'na ait F-35B savaş uçakları, İngiltere'ye ait Queen Elizabeth uçak gemisinden havalanarak Ortadoğu üzerinde muharebe görevini yerine getirdi. Haberde bu uçuşun, 1943'ten bu yana bir ilk olduğu kaydedilerek ABD uçaklarının, 78 yıl önce Pasifik Okyanusu'nun güney kısmında, yine İngiltere'ye ait Victorious gemisinden havalandığı anımsatıldı. F-35B savaş uçaklarının hedefinde DEAŞ mevzilerinin olduğu belirtildi. Operasyona İngiliz savaş uçakları da katıldı. Queen Elizabeth uçak gemisinde toplamda, ABD ve İngiltere'ye ait 18 adet savaş uçağı bulunuyor.

2 yıl önce

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy: Yeni savaş gemisinin üretimine Türkiye'de başlandı

Zelenskiy, Odesa kentinde Ukrayna Deniz Kuvvetleri Günü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, "Türk dostlarımız Ukrayna Donanması'nın gemi envanterinin gelişimini de aktif olarak destekliyor. İlk modern korvetimizin gövdesinin inşası Türkiye'de başladı ve 2023'ün sonunda Ukrayna'da tamamlanacak" dedi. Ukrayna'nın yakında Bayraktar İHA'ların sevkiyatını da beklediğini belirten Zelenskiy, "Deniz havacılığımız başarıyla güçlendiriliyor. Yakın zamanda modern ve etkili Bayraktar insansız hava araçlarını teslim almayı bekliyoruz" diye konuştu. Türkiye ile Ukrayna arasında, Ukrayna donanmasının ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ADA sınıfı korvet ve insansız hava araçları alanında anlaşmalar imzalanmıştı.

2 yıl önce

Fransızlar Türkiye'yi örnek gösterdi: İHA savaşlarına hazırlanmalıyız

Fransız Senatosu bünyesindeki Savunma Komitesi, Fransa'nın İHA savaşlarına hazır olması ve drone'lara karşı mücadelenin bir öncelik haline getirilmesine yönelik bir rapor hazırladı. Fransa'da yayımlanan Ouest-France'nin haberine göre, raporda, ülkede 2019'dan bu yana bir kapasite yakalamanın sürdüğü ve Fransa Silahlı Kuvvetleri'nin 2025 yılına kadar birkaç bin uçağı olacağı belirtiliyor. Türk SİHA'larının kullanımından bahsedildi Raporda Türk İHA/SİHA'larının savaş bölgelerinde kullanımına da değinildi. Karabağ, Libya ve Suriye örnekleri üzerinde durularak "Savaş alanında drone'ların artan önemi göz önüne alındığında, riskler yüksek" ifadelerine yer verildi. Habere göre, İsrail ve Çin gibi, Türkiye'nin de drone'ların büyük ölçekli üretimine ve ihracatına başladığı hatırlatılıyor. "Drone'larla mücadele öncelik olmalı" Çoğu sivil olan insansız hava araçlarının sayısının 2017'de 400 bin iken bugün 2,5 milyona yükseldiğine değinilerek "Ulusal topraklar da dahil olmak üzere, insansız hava araçlarına karşı mücadele bir öncelik haline getirilmelidir" deniliyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 29 30