28 Nisan Pazar 2024
1 yıl önce

Savcıdan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili skandal talimat! "Savcım istedi dersin..."

Skandal olay, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında yaşandı. İddiaya göre, İstanbul'da daha önce hakkında FETÖ soruşturması yürütülen Cumhuriyet Savcısı Fatih N., 21 Eylül'de birlikte çalıştıkları kadın zabıt kâtibi E.K.'ye, "Sana bir TC kimlik numarası vereceğim. Gir bakalım ne tepki vereceksin" dedi. superhaber,tv’nin haberine göre; Savcının verdiği kimlik numarasını UYAP üzerinden o sırada çalıştıkları soruşturma dosyasına taraf olarak ekleme butonuna giren zabit kâtibi, gördükleri karşısında şok yaşadı. TC kimlik numarasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait olduğunu ve kimlik bilgileri ekranında gören kâtip E.K., "şüpheli" yada "mağdur" olarak işleme devam etmeden hemen ekranı kapattı.  "SAVCIM İSTEDİ DERSİN" Gördüğü bilgiler karşısında şaşkınlık yaşayan kâtip E.K.'ya Cumhuriyet Savcısı gülmekle yetindi. Paniğe kapılan ve "Başıma bir şey gelir mi?" diye soran kâtibe, Cumhuriyet Savcısı Fatih N., "Hiçbir şey olmaz. Olsaydı ülkede adam kalmazdı. Sana bir şey sorarlarsa savcım istedi dersin" cevabını verdi. SORUŞTURMA AÇILDI Yaşadıkları karşısında şaşkınlık yaşayan Kâtip E.K. durumu İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı'na bildirdi. Savcılık, ifade sonrasında hazırlanan raporu Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) bildirirken, iddialar hakkında soruşturma izni verdi. Olayla ilgili soruşturma açıldı.

1 yıl önce

Halk Tv’den Seyhan Avşar’dan “Süleyman Soylu’dan başsavcıya Sedat Peker telefonu” yalanı

TBMM’den yeni geçen dezenformasyon yasasına rağmen muhalif tetikçilerin yalan haberden vazgeçmeye niyeti yok! Halk Tv’den Seyhan Avşar bugün kaleme aldığı yazısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Anadolu Cumhuriyet Başsavcısını telefonla arayarak Fikirtepe’de meydana gelen patlamanın kendisinin bilgisi dışında terör soruşturulmasına nasıl çevrildiğini ve organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in dosyasındaki ‘bahisçi cinayeti’nin neden örgüt dosyasından ayrıldığını' sorup, 'emniyet rahatsız' dediği iddia etti. DOSYA, ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINDA DEĞİL Halk Tv’den Seyhan Avşar’ın bu iddialarının yalan olduğu çok geçmeden anlaşıldı. İçişleri Bakanlığı Bakan Danışmanı Burak Gültekin konu hakkında yaptığı açıklamada, “Fikirtepe’de yaşanan saldırının terör boyutu Anadolu C. Başsavcılığınca değil İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte. Bahsi geçen dava Fikirtepe patlamasından çok sonra görülmüş nihayetlendirilmiştir. Bu tür yalan/çarpıtma haberlerlerle, spekülasyon oluşturma çabanızdan bir türlü vazgeçmediniz. Bizler de sizin yalanlarınızla sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.” dedi.

1 yıl önce

İstiklal bombacısının savcılık ifadesi ortaya çıktı: Türkiye'ye gelme talimatını YPG'den aldım

İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım'da 6 kişinin öldüğü, 81 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin gözaltına alınan ve emniyetteki işlemleri tamamlanan 49 şüpheli, bugün sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirildi. Şüphelilerin ifadeleri, terör savcılarının bulunduğu 7'nci katta alındı. Saat 11.00 sıralarında başlayan ifade işlemleri için 29 savcı görevlendirildi. Bazı şüpheliler için tercüman ve CMK'dan atanan avukatlar hazır bulundu. Şüpheliler, nezarethaneden polis eşliğinde savcılık katına çıkarıldı. SORGUSU 5 SAAT SÜRDÜ Şüpheli Ahlam Albashır'ın savcılık sorgusu saat 16.30 sıralarında tamamlandı. Tüm şüphelilerin sorguları ise 17.00 sıralarında bitti. Savcılık şüpheliler ile ilgili tutuklama durumunu değerlendiriyor. "TÜRKİYE'YE GELMEMİ YPG İSTEDİ" Öte yandan Ahlam Albashır'ın savcılık sorgusuna ilişkin detaylar belli oldu. Kimlik sorgusunda 20 yaşında Arap kökenli Müslüman olduğunu belirten Ahlam Albashır'ın 6 kardeş olduklarını ve 3'ü Suriye'deki savaşta öldüğünü söyledi. YPG'li olduğunu kabul eden Albashır'ın, örgütün kendisinden Türkiye'ye gitmesini istediğini söylediğini belirterek "Ama niye gitmem gerektiğini söylemediler, beni ailemle tehdit ettiler" dedi. Bilal ile birlikte Türkiye'ye geldiğini söyleyen Albashır, Taksim'e olay öncesi üç kere gezmeye gittiğini, patlamanın olduğu sefer dördüncü kez Taksim'de olduğunu ifade etti. ÇANTADA BOMBA OLDUĞUNU BİLMİYORMUŞ Olay günü Bilal ile Taksim'e gittiklerini belirten Ahlam Albashır, çantada bomba olduğunu bilmediğini ileri sürdü. Albashır, "O geri döndü. Ben oturdum, orada beklerken Hacı kod adlı kişiden telefon geldi. 'Çantayı bırak ordan ayrıl' dedi. Elledim çantayı içindeki yumuşak bir şeydi, üstte cips falan vardı. Altında yumuşak bir şey vardı. Uyuşturucu sandım. Bıraktım. Gitmeye başladım. Parfüm bakıyordum, o arada patlama oldu, parfümü de bıraktım kaçtım. Taksiye bindim, taksici telefonda ne olduğunu gösterince anladım. Esenler'e atölyeye gittim" dediği belirtti.

1 yıl önce

Anketçi Kemal Özkiraz’ın akrabası, sahte doktor'dan savcılıkta ilk ifade... Ameliyata girdi, dikiş attı! Yaşı bile yalan çıktı

Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde kendisini ‘pratisyen hekim’ olarak tanıtan ve diğer doktorların şüphelenip, şikâyette bulunmasıyla gözaltına alındıktan sonra sahte diploma ile hastanede görev yaptığı anlaşılınca tutuklanan Ayşe Özkiraz’ın ifadesi ortaya çıktı. Hastanede ameliyat masasında fotoğrafları da ortaya çıkan Özkiraz’ın, savcılıktaki sorgusunda yaşı da dahil olmak üzere söylediği birçok konuda çevresindekilere yalan söylediği anlaşıldı. Doktorlara 25 yaşında olduğunu, Çapa Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun olduğunu ve TUS’tan 81 aldığını söyleyen Özkiraz'ın gerçek yaşının da 20 olduğu saptandı.

‘AİLEM TIP OKUMAMI İSTİYORDU’

Ayşe olan adını, düzenlediği sahte belgelerde ‘Ayşem’ olarak yazdıran Özkiraz’ın doktorluk rolüne ailesine yalan söyleyerek başladığı da ortaya çıktı. Geçtiğimiz yıl Veliköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden mezun olan, üniversite sınavını kazamamasına rağmen ailesine Çapa Tıp Fakültesi’ni kazandığı yalanı söyleyen Özkiraz’ın ifadesinde şunları söyledi:

"Ortaokulu Çerkezköy 75’inci Yıl Ortaokulu’nda okudum. Liseyi Veliköy Meslek Lisesi’nde okudum ve 2021 yılında mezun oldum. Ben lisede öğrenciyken ailem tıp fakültesinde okumamı istiyordu. Bana güvenip yüksek puan alacağımı düşünüyorlardı. Liseden mezun olurken üniversite sınavına girdim. Ancak başarısız olduğum için tercih yapmadım. Ailemin güvenliğini sarsmamak için evde sorun olmasın diye anneme, üvey babama ve üvey kardeşlerime Çapa Tıp Fakültesini kazandığımı söyledim. Ailem sınav sonuç belgesini görmek istediğinde de gerçek sınav sonuç belgem üzerinde telefonda oynama yaparak sahte bir sınav sonuç belgesi hazırlayıp aileme gösterdim.” ‘CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ İLE KALDIM’

Daha sonra yalnız olarak gittiği İstanbul’da özel bir yurtta kendisini tıp fakültesi öğrencisi olarak tanıttığını anlatan Özkiraz, "Burada hem öğrenciler hem de çalışanlar kalıyordu. İlk başta çalışan olarak kalmayı düşündüm. Sonra vazgeçip yurt idaresinde görevli olan soy ismini bilmediğim N. isimli görevli kadına kendimi tıp fakültesi öğrencisi olarak tanıttım. Benden bir takım resmî belgeler istediler. İstenilen belgelerden sadece öğrenci belgesini daha sonra getireceğimi söyledim. Sonraki süreçte de sürekli olarak getireceğim diyerek bu kişileri oyaladım. Yurdun masrafları için de ailemle görüştüm. Ailem zaten bu fakülteyi kazandığımı düşündüğü için bana para gönderiyordu. Yurda yerleştim soy ismini bilmediğim S. ve A. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerle birlikte kalmaya başladım. Bu öğrencilere Çapa Tıp Fakültesi’nde öğrenci olduğumu söyledim. Bu süreçte Çapa Tıp Fakültesi’nin bahçesine ara ara gittim. Burada öğrencilerle tanıştım. Bunlardan birinin ismi Hatice idi. Diğerlerini hatırlamıyorum. Bu kişilerle hiçbir zaman samimi olmadım. Bende numaraları yoktur. Hiçbir şekilde derse girmedim.” ‘PASAJDA ÖĞRENCİ KİMLİK KARTI BASTIRDIM’

Çapa Tıp Fakültesi’ne girebilmek için İstanbul Eminönü’nde bir pasajda öğrenci kimlik kartı bastırdığını söyleyen Özkiraz, "Bu kartların üzerine Ayşem Özkiraz yazdırdım. Aramada ele geçen kartlar bu öğrenci kartlarıdır. Okula girerken bu öğrenci kartlarını gösterip giriyordum. Bu sebeple şüphe duyulmuyordu. Okula gitmediğim zamanlarda da İstanbul'da part time farklı yerlerde çalıştım. Ayrıca aynı yerde Ankara Şehir Hastanesi, Tekirdağ Çerkezköy Devlet Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi personel kimlik kartlarını da bastırdım. Ancak bunları hiçbir yerde göstermedim. Plaketleri de Instagram'dan bir sayfa ile görüşerek yaptırdım” dediği öğrenildi. Ayşe Özkiraz, yurtta kaldığı dönemlerde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yemekhanesine yurtta kalan öğrencilerle birlikte gittiğini anlatarak, "Kaldığımız yurda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi daha yakındı, ben çevremdekilere Çapa Tıp Fakültesi öğrencisi olduğumu söylediğim için onların kartları üzerinden Yemek alıyordum. Parasını onlara gönderiyordum. Hatta A.Ö. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi kendi yemek kartını kullanmadığı için bana vermişti. Bir süre de onun kartıyla yemek yedim. Ayrıca Instagram üzerinden S.U. ve F.G. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hemşire ve personel olan şahıslarla tanıştım. Bunlara kendimi doktor olarak tanıttım. Bunlarla zamanla arkadaş olduk” diye konuştu. ‘ACİLDE DURUP VAKİT GEÇİRMEK İSTEDİĞİMİ SÖYLEDİM’

Zaman zaman İstanbul’dan Çerkezköy’e geldiğini söyleyen Özkiraz, “2021 yılının Kasım ayı içerisinde annem hastalandı. Çerkezköy Devlet Hastanesi’ne getirdik. Burada N.Ö. isimli acil hekimine kendimi doktor olarak tanıttım. Annemi muayene ettirdim. Sonra da birkaç kez daha Çerkezköy Devlet Hastanesi acil bölümüne geldim. Acilde durup vakit geçirmek istediğimi söyledim. F.Ç. isimli doktor bana izin verdi. Onun izniyle hastanede vakit geçirdim. Burada bulunduğum zaman zarfında doktor koltuğuna oturduğum olmuştur. Boynuma stetoskop da takmıştım. Bu stetoskopu medikalciden almıştım. Acilde bulunduğum zaman zarfında kesinlikle hasta muayene etmedim, ancak muayeneleri izledim. İfade ettiğim üzere sadece birkaç kez acil bölümüne geldim” ifadelerini kullandı.

KENDİMİ DOKTOR OLARAK TANITTIM’

Özkiraz, 2021 yılı eğitim dönemi bittikten sonra 2022 yılı haziran ayı içerisinde Çerkezköy'de ailesinin yanına geldiğini belirterek, "Çocuk cerrahı olmak istediğim için tek başıma hiç kimseyi referans göstermeden Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde çocuk cerrahı olan Dr. M.K.’nın odasına gittim. Sekreteri ile görüşüp kendimi tıp fakültesinden mezun doktor olarak tanıtıp doktor M.K. ile görüşmek istediğimi söyledim. Sekreterinin ismi T.A.. Bir süre sonra doktor M.K. beni kabul etti, görüştük. Kendimi Çapa Tıp Fakültesi mezunu doktor olarak tanıttım. Ayrıca TUS sınavında 81 puan aldığımı söyleyip TUS sınav sonuç belgesi gösterdim. Bu belgeyi daha önce yaptığım gibi Instagram üzerinden görmüş olduğum B.O. ismine hazırlanmış belge üzerinde telefonda oynama yaparak oluşturmuştum. Çocuk cerrahisi bölümüne ilgi duyduğumu, yanında vakit geçirmek istediğimi söyledim. Annemin öğretmen babamın ise gıda mühendisi olduğunu, Ankara'da yaşadıklarını söyledim” dedi. ‘AMELİYATTAN SONRA DİKİŞ YAPTIM’

Doktor M.K.’nın kendisine yanına gidip gelebileceğini söylediğini ifade eden Özkiraz, "Bu şekilde Çocuk Cerrahisi bölümüne gidip gelmeye başladım. Burada muayenelere katıldım. Doktor M.K. kurmuş olduğum ilişkiye istinaden Çerkezköy Devlet Hastanesi’ndeki tüm cerrahi branşların doktorlarıyla iletişim kurdum, muhabbet ettim. Birçok kez ameliyatlara izleyici olarak katıldım. Doktor M.K.’nın hastalarını ameliyattan sonra yapılan dikiş işlemini bizzat kendim yaptım. Bunları yaptığımdan doktor M.K.’nın haberi vardı. Kendisi bana müsaade etti. Hatta benim kolumdan tutup beni ittirip ‘çocuğum diksin’ diyordu. Sadece Dr. M.K.’nın ameliyatlarına katılmadım. Diğer cerrahların da ameliyatlarına katıldım. Ancak bu diğer doktorların ameliyatlarında herhangi bir tıbbi işlem yapmadım. Sadece gözlemci oldum. Bu ameliyatlara hep doktorların rızasıyla girdim. Hastanede beni herkes sevmişti. Hemşireler, genel cerrah… sürekli görüştüm. Burada bulunduğum zaman zarfında zaman zaman önlük, forma giyip, stetoskop takıyordum. Birçok kez muayene ve ameliyata katıldım” diye konuştu. 'AİLEMİN BASKISINDAN KORKTUĞUM İÇİN YAPTIĞIMI SÖYLEDİM'

Evinde bulunan hastanede çekilen fotoğrafları da anlatan Ayşe Özkiraz, "O fotoğraftakiler Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde farklı bölümlerde çalışan doktor, hemşire ve farklı bölümlerde çalışan personellerdir. Muayenelere gidip geldikçe etrafımdakiler ile ilişkim ilerledi, sekreter T., bana doktor M.’nin odasının anahtarını verdi. 12 Kasım 2022 tarihinde sekreter T., beni hastaneye çağırdı. Hastanede bana gerçek adımı, ne iş yaptığımı, ailemin nerede yaşadığını sordu. Ben yalan söylediğimi anladıklarını fark ettim. Sonra da doktor M.K. ile görüştüm. Onlara her şeyin yalan olduğunu, doktor olmadığımı, gerçek ismimin Ayşem değil Ayşe olduğunu, ailemin baskısından korktuğum için böyle bir şey yaptığımı söyledim” dediği öğrenildi. AMELİYATHANEDE FOTOĞRAF

Sahte Doktor rolüne bürünen Ayşe Özkiraz’ın evinde yapılan aramalarda ameliyathanede çektirdiği fotoğraflar, adına düzenlenen sahte Ankara Şehir Hastanesi personel kimlik kartı, Çerkezköy Devlet Hastanesi personel kimlik kartı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrenci kimlik kartı, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi intörn doktor kimlik kartı, İstanbul Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitirdiği belirtilen bir plaket de bulundu. CHP’Lİ ANKETÇİ’NİN AKRABASI Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde bir yıldır kendini pratisyen hekim olarak tanıtan ve eylül ayındaki Tıpta Uzmanlık Sınavı’ndan 81 puan aldığını iddia eden sahte doktor, polis tarafından gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Sahte doktor Ayşe Özkiraz'ın Avrasya Araştırma'nın sahibi Kemal Özkiraz'ın da akrabası olduğu ortaya çıktı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’ndan 'terör iltisaklı personel' açıklaması: Mersin ile Ataşehir Belediyesi dosyaları başsavcılığa teslim edildi

Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: Kurulumuzca, Belediyelerde yürütülen terör soruşturmaları ile ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur. Belediyeler ile ilgili olarak Bakanlığımıza intikal eden her türlü ihbar ve şikâyet titizlikle incelendiği gibi terör faaliyetleri ile ilgili olarak Bakanlığımıza intikal eden tüm iddialar da derhal inceleme ve soruşturma sürecine tabi tutulmaktadır. İnceleme ve soruşturmalar sonucunda, terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı personel tespit edilir ise bu personelin işe alım süreçleri incelenerek, bu konuda elde edilen bilgi ve bulgular müfettişlerimizce düzenlenen tevdi raporlarıyla yetkili Cumhuriyet Başsavcılıklarına intikal ettirilmektedir.  Bu kapsamda, Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Ataşehir Belediyesinde yürütülen inceleme ve soruşturmalar sonucunda yapılan tespitler ve elde edilen bilgi ve bulgular yetkili Cumhuriyet Başsavcılıkları ile paylaşılmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Seyhan Belediyesinde yürütülen inceleme ve soruşturmalar da çok kısa süre içerisinde tamamlanarak, müfettişlerimizce düzenlenecek tevdi raporları ile elde edilen bilgi ve bulguların yetkili Cumhuriyet Başsavcılıklarına intikali sağlanacaktır.  Terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı olduğu tespit edilenlerin isimleri Müfettişlerimizce düzenlenen tevdi raporlarının içerisinde Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderilmektedir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

1 yıl önce

İran Başsavcısı, ahlak polisinin lağvedildiğini açıkladı

İran'ın başkenti Tahran'da 13 Eylül'de ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra ölen Mahsa Amini'nin ardından ülkenin birçok noktasında başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Gösteriler 3'üncü ayına girerken İran'dan dikkat çeken bir hamle geldi. İran Başsavcısı, ahlak polisleri olarak bilinen "İrşad Devriyeleri"nin lağvedildiğini açıkladı. PROTESTOLARDA ÇOK SAYIDA KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ Öte yandan İran Ulusal Güvenlik Konseyi, protestolarda şu ana kadar aralarında güvenlik güçlerinin de bulunduğu 200'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

1 yıl önce

CHP’li Murat Bakan, Şehit Savcı Kiraz’ın katili DHKP-C’li terörist Bahtiyar Doğruyol’u anma töreninde

Fetullahçı Terör Örgütü’nün sosyal medyada Türk Polis Teşkilatı aleyhine yürüttüğü kirli algı oyunlarının işbirlikçisi olduğu tespit edilen CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın skandallarına bir yenisi daha eklendi. FETÖ’cü teröristler ile birlikte Türk Emniyet Teşkilatı’nı hedef alan Bakan’ın, Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın katillerinden olan DHKP-C’li terörist Bahtiyar Doğruyol’u anma eylemine katıldığı ortaya çıktı. DTCF’DE TERÖRİST ANMA TÖRENİ Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde PKK ve işbirlikçi diğer marjinal gruplar tarafından düzenlenmek istenen  Bahtiyar Yayla’yı anma töreni, milliyetçi öğrenciler ile terör örgütü yandaşları arasında kavga çıkmasına neden olmuş ve üniversite karışmıştı. DTCF’DE TERÖR ESTİREN İSİM DTCF’deki olayları organize eden Osman Gürsel Şahin isimli öğrenci görünümlü örgüt yandaşının ise okulda bu kadar rahat davranmasının ardında siyasi destek olduğu çok geçmeden ortaya çıkmıştı. Okulda öğrenci görünümünde istediği gibi gezen, terör örgütlerinin propagandasını yapan Şahin’in kasten yaralamadan ve terör örgütü propagandası yapmak gibi pek çok suç kaydı da mevcut. DTCF’de terör estiren, güvenlik ve öğrencilere saldıran Osman Gürsel Şahin’in, terör propagandası faaliyetlerini yürütmek için okuldan mezun olmadığı, bilerek sınıf uzattığı da anlaşıldı. ARKASINDAKİ İSİM MURAT BAKAN ÇIKTI MLKP terör örgütünün propagandasını yapma suçundan da kaydı bulunan sözde DTCF öğrencisi Şahin’in en büyük destekçisinin ise Murat Bakan olduğu ortaya çıktı. Okulda terörist Bahtiyar Doğruyol için yapılan anma törenini organize eden ve okulun içinde her tarafa teröristin fotoğraflarını asan şahsın başı sıkıştıkça CHP’li vekilleri aradığı anlaşıldı. Bakan’ın, öğrenci görünümlü provokatörü sık sık üniversitede ziyaret etmesi ve düzenlediği eylemlere bizzat katılması okuldaki öğrencilerin de tepkisini çekmişti.   ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNE BASKI YAPMIŞLAR DTCF’de yaptığı terör propagandası yüzünden defalarca okul yönetimi tarafından hakkında soruşturma açılan öğrenci görünümündeki provokatörün okuldan atılmasını ise her defasında CHP’li milletvekilleri önlemiş. Terörist Bahtiyar Doğruyol’un anma töreni esnasında karışan DTCF’ye gelen CHP milletvekilleri Murat Bakan ve Murat Emir, fakülte dekanının odasını basarak Şehit Savcı Kiraz’ın katili için anma töreni düzenleyen gruba yapılan müdahalenin durdurulması için üniversite yetkililerini tehdit etmişti.

1 yıl önce

Ağrı’da zincir marketleri mühürleyen Savcı Sayan: ‘Demek ki isteyince indirim oluyormuş’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zincir marketlere yönelik fahiş fiyat eleştirilerinin ardından Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’ın talimatıyla şehir genelinde hafta başından bu yana çok sayıda denetim gerçekleştirildi. Zabıta ekipleri denetimlerde kurallara uymayan 10 zincir market şubesini mühürledi. https://twitter.com/savcisayan/status/1601243489651818497?s=46&t=Dh7k81Xdla3hNfINXQO3yA DEMEK Kİ; İSTEYİNCE OLUYORMUŞ Denetimlerin aralıksız süreceği mesajını veren Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Sayan, zincir marketlerin ürünlerde yaptığı indirimlerin fotoğraflarını paylaşarak, ‘İndirimler çok güzel. Demek ki isteyince oluyormuş’ notunu düştü. CANLARI İSTEDİĞİNDE İNDİRİM YAPABİLİYORLARMIŞ Öte yandan Savcı Sayan, son günlerde zincir marketlerle ilgili sık sık paylaşım yapmıştı. Geçtiğimiz günlerde zincir marketlerin yaptığı indirimi paylaşan Sayan, ‘Demek ki, canları istediğinde indirim yapabiliyorlarmış’ demişti. https://twitter.com/savcisayan/status/1600119343924146176?s=46&t=AbYlXHYBmExy7w-66pHsSw İNŞALLAH EN KISA ZAMANDA İLİMİZİ TERK EDERSİNİZ Sayan, BİM CEO’su Galip Aykaç’a da tepki göstermişti. Sayan, ‘Darbe generalleri edasıyla konuşan üç harflilerin CEO’su sizden korkan sizin gibi olsun. Bu toprağın ekmeği ile büyüyen bu toprağın çocukları olarak halkımızı siz tefecilere ezdirmeyeceğiz. İnşallah en kısa zamanda ilimizi terk edersiniz’ ifadelerini kullanmıştı. https://twitter.com/savcisayan/status/1599365562345279488?s=46&t=l2vslaMGFmDwY30N9A2how HALKIMIZ ZİNCİR MARKETLERDEN BÜYÜKTÜR Bir diğer paylaşımda ise Sayan, ‘Para kazanmaya gelince eyvallah, kurallara uymaya gelince yallah. Unutmayın ki; Halkımız zincir marketlerden büyüktür’ demişti. https://twitter.com/savcisayan/status/1599084239453966336?s=46&t=2Ec1WJWKDhkZ_cfUH_gicA

1 2 3 4 5 6 7 8 9