04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Jandarma sel bölgesinde yaraları sarmaya devam ediyor

Kastamonu’da 11 Ağustos’ta Ezine ve Zarbana Çayı’nın taşması sonucu meydana gelen sel, can kayıplarının yanı sıra çok sayıda ev ve iş yerinin zarar görmesine neden oldu. Sel afeti nedeniyle İnebolu, Abana ve Çatalzeytin’in sahil bölgelerinde kirlilik oluştu. Bir yandan selin yaraları sarılmaya çalışılırken bir yandan da Kastamonu İl Jandarma Komutanlığına bağlı komando birliği ekipleri, selden zarar gören alanlarda temizlik çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Mehmetçik, selde zarar gören ev, iş yerleri ve mezarlıkların temizliklerinin ardından şimdi de Karadeniz’e kıyısı olan ilçelerde biriken odun parçaları, çöpler, balçık ve çamurların temizliğine başladı. Sabahın erken saatlerinde sahil bölgesine gelen Mehmetçik, sel ile birlikte gelen ve sahilde biriken çöpleri, odunları, ağaçları, balçıkları temizlemeye başladı. Çalışmalara Jandarma Asayiş Komutanlığı (JAK) ekipleri de destek verdi. Mehmetçik tarafından toplanan çöpler, belirli alanlarda biriktirildi. Buradan da kamyonlar aracılığıyla bu çöplerin alınacağı öğrenildi. Mehmetçik’in sahilde yapmış olduğu temizlik çalışmalarını çevrede bulunan vatandaşlar ise taktir etti. Vatandaşlar, askerlere teşekkür ederek kolaylıklar diledi. Sahil temizliğine Jandarma Komando, Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK), Jandarma Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Tim Komutanlıkları ile Abana ve Bozkurt İlçe Jandarma Komutanlıkları asayiş ekiplerinden oluşan 241 personel katıldı.

2 yıl önce

Bakan Soylu, selzede bir kadın ile yaptığı görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimat verdiğini ve bir yıl içinde evlerine gireceklerini söyledi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şiddetli yağışın ardından 11 Ağustos'ta sel felaketinin yaşandığı Bozkurt ilçesinde çalışmaların devam ettiği dükkanları ziyaret etti. İlçede 11 Ağustos'tan beri ilk kez kurulan pazarı gezen Bakan Soylu, pazarcı esnafı ve vatandaşlarla sohbet etti. Bakan Soylu, pazarcı kadının üzüm ikramını geri çevirmedi. "CUMHURBAŞKANIMIZ TALİMAT VERDİ, BİR YIL SONRA EVLERİNİZE GİRECEKSİNİZ" İncelemeler sırasında yolda karşılaştığı bir kadının çalışmalarda ne zaman sona gelineceğini sorması üzerine Bakan Soylu, İzmir'de deprem sonrası yapılan çalışmaları da hatırlatarak, "Burada da 1 yıl sonra inşallah evlerinize girmiş olacaksınız. Sayın Cumhurbaşkanımız böyle talimat verdi. İnşallah burası bambaşka, çok daha güzel olacak. Acılarımızı unutamayız ama şu çamuru temizleyip işleri bitiririz." dedi. Bir binanın bodrum katının temizliğini yapan mini kepçe operatörünün fotoğraf çektirme talebini kırmayan Bakan Soylu'nun yanına geldiğini gören kepçe operatörü, "Sana helal olsun" diyerek teşekkür etti. JANDARMAYA TEŞEKKÜR Çalışmalarla ilgili bilgi alan Soylu, esnafın taleplerini dinledi. Vatandaşlarla sohbet eden Soylu, temizlik çalışmalarında görev alan jandarma personeliyle de bir süre görüştü. Özverili çalışmaları dolayısıyla jandarmaya teşekkür eden Soylu, bu süreçte çok güzel iş çıkardıklarını kaydetti. AFAD Koordinasyon Merkezi'ni de ziyaret eden Soylu, son çalışmalar hakkında bilgi aldı.

2 yıl önce

Bozkurt'ta sel felaketinin ardından ilk kez pazar kuruldu

Bozkurt'ta 11 Ağustos'ta şiddetli yağışın ardından Ezine Çayı'nın taşması sonucu iş yerleri, çok sayıda ev su ve balçık altında kaldı, bazı binalar yıkıldı ve can kayıpları yaşandı. Sel felaketinin ardından yaraların sarılması için yoğun bir çalışma başlatıldı. Selde zarar gören iş yerleri temizlendi, yıkım kararı alınan yapılar yıkıldı. Zarar gören iş yerlerinin yıkılmasının ardından bir taraftan temel atan ekipler diğer taraftan kullanılabilir durumdaki iş yerlerinde de tadilat işlemlerini sürdürüyor. Yaşanan sel felaketi nedeniyle ilçede okulların 20 Eylül'de açılmasına karar verildi. Bu kapsamda okulların yeni eğitim öğretim yılına hazırlanması için çalışmalar aralıksız sürüyor. Bozkurt'ta önceden her perşembe günü Ezine Çayı kenarındaki Yunus Yorulmaz Caddesi'ne kurulan ilçe pazarı, selde bölgenin kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle 11 Ağustos'tan bu yana ilk kez Tevfik Kocabaşoğlu Sokak'ta kuruldu. Yavaş yavaş hayatın normale dönmeye başladığı ilçede pazarcı esnafından Fahri Madenci, AA muhabirine yaklaşık 25 yıldır Bozkurt'ta pazarcılık yaptığını söyledi. Pazarın kurulmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Madenci, "Bugün şu pazar kuruldu, insanlara ve bize moral oldu. Burada pazar arkadaşlarımızı görüyoruz, arkadaşlarımızı görüyoruz neşemiz yerine geliyor. Devletimiz yanımızda, devletimiz 10 numara çalışıyor. Gördüğümüz şeylerden çok üzgünüz. Bazı arkadaşlarımızı kaybettik, Allah onları rahmet eylesin." dedi. Tatlı satıcısı Zafer Özdemir de 2017 yılından beri her perşembe Bozkurt pazarına geldiklerini kaydederek "Felaketin yaşandığı gün de Abana ilçesindeydik. Bu bölgeden geçerken mahsur kaldık. 1 ay sonra ilk kez pazara geldik. Keşke hiç can kaybımız olmasaydı. Üzgünüz ama Allah'tan geldi, yapacak bir şey yok." diye konuştu. Balık satıcısı Mehmet Şanlı da pazar kurulduğu için mutlu olduklarını söyledi.

2 yıl önce

Bakan Soylu, sel bölgesinde incelemelerde bulundu

Soylu, Kastamonu'nun Bozkurt ilçesindeki Afet Koordinasyon Merkezi'ndeki koordinasyon toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, Batı Karadeniz'de 11 Ağustos'ta yaşanan sel felaketinin üzerinden bir ay geçtiğine işaret etti. Sel felaketi öncesi Bozkurt ilçesi Mamatlar köyüne 453 kilogram yağış düştüğünü belirten Soylu, "Yani, çok yoğun, görülmedik bir şekilde, insanın ve yaptıklarımızın da çaresiz kaldığı bir tabloyla bizi karşı karşıya bıraktı. Hem Kastamonu'yu hem Sinop'u hem de Bartın'ı etkiledi ve ilçelerimizi de etkiledi. Kayıplarımız oldu." diye konuştu. "BENİM ÇOK ZOR GECELERİMDEN BİR TANESİYDİ" Yaşanan felaketin büyüklüğüne dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti: "Şunu söyleyebilirim. İnsan hayatında zor günler, zor geceler vardır. Benim çok zor gecelerimden bir tanesiydi. Benim ne kadar zor gecemse çatıların üzerinde kalıp devletinden aman bekleyen, imdat dileyen insanların da benden daha zor gecesiydi ve günüydü. 82 vatandaşımız rahmeti rahmana kavuştu ve onları defnettik. 15 vatandaşımızın arama kurtarma çalışmaları 459 personelle havadan, karadan ve denizden hala devam ediyor. Rahmeti rahmana kavuşan vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet yakınlarına, akrabalarına, hemşehrilerimize baş sağlığı dileklerimizi tekrardan iletiyoruz. Arama kurtarma çalışmalarında bulunduğumuz vatandaşlarımızın da başta akrabaları olmak üzere sabır diliyoruz." Gayretlerinin bu aşamada da devam ettiğini aktaran Soylu, afet konusunda devletin gerek daha önce yaptıklarıyla, afet öncesi aldığı tedbirlerle afet anında yaptıklarıyla ve afet sonrası yaptıklarıyla süreci yürüttüğünü belirtti. Daha önce yapılan yatırımların daha büyük bir faciayı önlediğini aktaran Bakan Soylu, şunları söyledi: "Bartın'a da gittiğimizde ve birçok yere gittiğimizde orada da şahit olduk. Burada belediye başkanlarımız, kaymakam arkadaşlarımız da var. Onların ilçelerine gittiğimizde de şahit olduk. Daha önce taşkın riski için yapılan özellikle tahkimatların aslında daha büyük bir faciayı nasıl önledikleri, bu konuda yapılan her bir yatırımın aslında bu büyük afette bir vesileyle koruyucu olduğunu hep birlikte gördük ve daha büyük felaketlerin sonucunun oluşmasını engellediğine de hep beraber şahit olduk. Yine bizim çalışmalarımız güne ait çalışmalar değildir. Yapılan tespitler, yatırımlar çerçevesinde görülmektedir." "Aynı zamanda özellikle afet konusunda geçen yıl afetlere hazırlık yılıydı." diyen Soylu, şunları kaydetti: "Bu yıl afet eğitim yılı. Pandemi olmasına rağmen 25 milyon insanımıza yüz yüze eğitim verdik ve bu hedefimiz yıl sonu itibarıyla 50 milyon idi. Oluşturduğumuz bir video var. 11 milyon insan tam zamanlı olarak izledi. Yine bu yıl Türkiye'de afetlerle ilgili önemli bir meseleye adım atmıştık. Bu il risk afet planlarını hazırlama idi. Yani depremden, sel baskınına kadar, kaya düşmesinden, toprak kaymasına kadar, yangına kadar, sanayi yangınına kadar illerin afet risklerini azaltmaya yönelik tüm kurumların ortak plan yapması, valilerin ve üniversitelerin koordinasyonuyla... Geçen yıl 6 tanesini tamamlamıştık. Bu yıl 81'ini bitirme konusunda bir hazırlığımız vardı. İnşallah, yıl sonu itibarıyla bitmiş olacak. Bundan sonra belediyeler, ilçeler neler yapacaklar, yatırımlarını yaptıkları zaman afetsellikleri nasıl ölçecekler, hangi adımları atacaklar, bu konuda çalışmalar devam etmektedir." BAKAN SOYLU, SEL BÖLGESİ BOZKURT'TA İNCELEMELERDE BULUNDU İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde incelemelerde bulundu. Soylu, şiddetli yağışın ardından 11 Ağustos'ta sel felaketinin yaşandığı Bozkurt ilçesinde, kullanılamaz hale gelen dükkanlarda sürdürülen çalışmaları inceledi. Çalışmalarla ilgili bilgi alan Soylu, esnafın taleplerini dinledi. Vatandaşlarla sohbet eden Soylu, temizlik çalışmalarında görev alan jandarma personeliyle de bir süre görüştü. Özverili çalışmaları dolayısıyla jandarmaya teşekkür eden Soylu, askerlerle bir süre sohbet etti. AFET Koordinasyon Merkezi'ni de ziyaret eden Soylu, koordinasyon toplantısına katıldı. Soylu'ya İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, AFAD Başkanı Yunus Sezer, Kastamonu Valisi Avni Çakır, AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik ve yetkililer eşlik etti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2023 hedeflerimiz küresel senaryolara karşı başkaldırıdır

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Sakarya Zaferi, Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın dönüm noktalarından biridir. Milli mücadelenin en kritik safhasında kazanılan bu zaferle başkentimizi tehdit eden düşman saldırısının önüne geçilmiştir. Kahraman ordumuz düşmana 'dur' diyerek büyük taarruzun müjdesini burada vermiştir. İstiklal Marşı'mıza ilham veren kahramanlarımız isimlerini tarihe cesaretleri ve kanlarıyla kazımışlardır.  Sakarya Meydan Muharebesi 1 yıl sonra 30 Ağustos zaferiyle taçlanmış, düşmanın İzmir'den dökülmesiyle nihai amacına ulaşmıştır. İstiklal harbimiz Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere tüm komutanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle yad ediyorum. Sakarya Zaferi, tıpkı Malazgirt gibi, tıpkı Bursa'nın Edirne'nin İstanbul'un fethi gibi şanlı zaferlerimizin biridir.  Milli mücadelemizin adeta son kalesi olan bu zaferin hikayesini nesilden nesle aktararak İstiklal Harbimizi ne büyük fedakarlıklarla kazandığımızı unutturmamalıyız. Ayrıca bu zaferin kazanıldığı bölgeyi tarihi milli park ilan ederek kapsamlı bir ihya çalışması başlattık. Bu kapsamda yapılan Sakarya Meydan Muharebesi ve Haymana Ziyaret Merkezi'nin açılışını da birazdan gerçekleştireceğiz. Tüm bu eserlerin kazandığımız zaferlerin en doğru şekilde anlatılması için önemli olduğunu düşünüyorum. Bir tarafında Sevr dayatması diğer tarafında Misak-ı Milli olan bu çetin mücadele Lozan Anlaşması ile sonuçlanmıştır. Türk milleti dişiyle tırnağıyla verdiği mücadelesini kurduğu cumhuriyet ile yeni bir başlangıç haline getirdi. Türkiye Cumhuriyeti uğradığımız onca saldırılara rağmen 100'üncü yılının eşiğine gelmiştir. Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte darbelerin yol açtığı hasarlara rağmen milletimizin demokrasi için ısrarcı bir tutum ortaya koymuştur. "2023 HEDEFLERİMİZ KÜRESEL SENARYOLARA KARŞI BAŞKALDIRIDIR" Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'e endekslendiğimiz hedeflerimiz, küresel senaryolara karşı bir başkaldırıdır. Alın terimizle ve yeri geldiğinde kanımızla, istikbaline sahip çıkan bir ülke olduğumuz gerçeğini kabul ettirdik. Biz bu iradeyi ortaya koyarak Cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik. Asırlardır kuşatma altında tutan medeniyet ufkumuzu tekrar açmayı başardık. Her alanda asırlık ihmallerin telafisini gerçekleştirdik. Böylece ülkemizi dünyanın yaşadığı büyük dönüşümleri, vaktini ve enerjisini kendi iç mücadelesiyle heba eden bir konumdan enerjisini en üst seviyede kullanabilen bir konuma geldik. "CÜMLE ALEME GÖSTERDİK" Milli iradenin gücü önünde ne vesayetin ne sosyal mühendislik hesaplarının ne terör örgütlerinin ne darbelerin duramayacağı gerçeğini cümle aleme gösterdik. Bu noktaya öyle kolay gelmedik. Dikkatimizi hedeflerimizden uzaklaştırmak için dört bir tarafımızdan çekiştirildik, taciz edildik. Bunları milletimizin desteğiyle aşarak bugün bulunduğumuz yere ulaştık. Küresel, siyasi ve ekonomik sistemin yeniden yapılanma sürecinde Türkiye olarak yönümüzü hep geleceğe dönüp istikametini belirleyerek oraya doğru yürüyoruz. "CUMHUR İTTİFAKI OLARAK GELECEĞİMİZE DAHA ÖZGÜVENLİ YÜRÜYORUZ" Hiç şüphesiz bu adımların zirvesini, hiç endişe etmeden 29 Ekim 2023'te vasıf olacağımız Cumhuriyetimizin kurulmasının 100. yılı oluşturuyor. Türkiye'nin yaşadığı saldırıların sadece birini bile kaldıramayacak ülkeler var. Salgından tabi afetlere kadar son dönemde yaşanan her olağanüstü durum bu tabloyu daha da belirgin hale getiriyor. Arkamızdaki binlerce yıllık devlet geleneğinin gücü sayesinde dimdik ayaktayız. Artık kendimize daha çok güveniyor, geleceğimize daha umutla bakıyoruz. Cumhur İttifakı olarak geleceğimize daha özgüvenli yürüyoruz, daha özgüvenle de inşallah başaracağımızı düşünüyoruz. Bizim için esas olan milletimizin iradesidir. Tek millet, tek vatan, tek devlet, ve tek bayrak. Malazgirt'ten bu yana kazandığımız hiçbir zafer gibi bunun da kolay olmayacağını biliyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bir kez daha Sakarya Meydan Muharebesi'nde canlarını ortaya koyan şehitlerimize, kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Gazi Mustafa Kemal'i ve bu zaferin kazanılmasında emeği geçen herkesi şükranla anıyorum. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

2 yıl önce

Selçuk Bayraktar: Biz Türkiye olarak herkesten hızlı bir ivme yakaladık

Baykar Teknoloji Lideri ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar CNN Türk ekranlarında açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin ilk İHA'sını yapmak için gece gündüz çalıştıklarını belirten Bayraktar, "İlk milli özgün İHA, ama en ufak sınıfta. 16 yıl önce. Maket uçak gibi bir şey ama otomatik uçuyor. O zamanlar o drone'lar bile ortada yok daha. Henüz dünyada araştırma konusu." ifadesini kullandı. Baykar'ın bir aile girişimi olduğunu ve çalışmalarının 2003 yılında başladığını söyleyen Bayraktar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "İlk defa, en ufak da olsa, Savunma Sanayii Başkanlığı şöyle bir modelle çıkıyor: Ben bu teknolojiyi milli olarak geliştireceğim ve en ufağından başlayacağım. 2003-2004 yıllarında ağabeyimle birlikte çalışmaya başlıyoruz. Dünyada belki 10 yıl sonrasının teknolojisine çalışıyorsunuz. Amerika bu beyinleri bütün dünyadan topluyor. Bizim çalıştığımız laboratuvarın yüzde 90'ı yurtdışındandı. Dünyanın en parlak beyinlerini toplayıp en iyi, en gelişmiş harp teknolojilerini yapıyor, sonra sivilleştirip çok daha büyük bir pazara satıyor. Fikri hakların, tasarımların kimde olduğu çok daha önemli. Teknolojinin kendisini değil, bilgiyi üretmek önemli. 2000'li yılların öncesinde savunma sanayiine bakacak olursanız yüzde 85'i yurtdışına bağlı. 2000'li yıllarda bir paradigma dönüşümü oluyor. Bugün dışa bağımlılık yüzde 30'ların altında. O dönemde yüzde 15 yerliyken bu dönemde yüzde 70'lerin üzerinde. Bu tümüyle bakış açısının değişmesiyle ilgili. Başladığımızda bir önümüzde başarı örneği de olmadığı için. Ekibimiz gencecik bir ekip. 6 tonluk SİHA'yı yapıyorlar. Her birini birer birer biz tasarlıyoruz. Space X'te de böyledir, gencecik çocuklar çalışır. Yönlendirme ile alakalı. Dünyanın başka ülkelerini inceledim, az gelişmişlik kompleksi olan ülkelerde böyle bir tutum oluyor. O zihniyet devam ediyor. Bizim bilimle olan irtibatını kesmemizle birlikte 'biz yapamayız, biz beceremeyiz' tutumu gelişmiş. Eski bir hastalık. Önümüzdeki en büyük engel bu. BAŞARININ ALTINDA NE YATIYOR? Bizim inancımız gereği, etikten, ahlaktan ayrılacak olursan yapacağın işin bir bereketi, faydası olması mümkün değil. Bu işlerin önündeki en büyük engellerden biri de etik ve ahlaka riayet edilmiyor olması. Orta ve uzun vadede bedelleri çok ağır oluyor. Niye Türkiye bu alanda bu kadar bağımlıydı? En önemli engellerden bir tanesi bu ahlaki husustu. Hem üreten, hem teknolojiyi geliştiren, hem de bürokrat taraf için geçerli bu. Geleceğin konusuna odaklandığınızda, insanlığın ve ülkenizin faydasını hedeflediğinizde bu oluyor. Baykar'ın başarısının altında da bu yatıyor. Bizim ekibimiz büyük tecrübeleri olan insanlar değil ama dünyada sadece 3 ülkenin yapabildiği 6 tonluk SİHA'yı yapıyor. Otomotivin yaşadığı 4. devrim. Şu an elektrikli, akıllı arabalar var. Bütün dünya uçan arabalar için çalışıyor. Yarının oyuncuları bugünden çalışanlar olacak. Gençleri teşvik etmek için sosyal medya üzerinden yaptığımız çalışmaların resmini koydum. Sorun şurada. Bunu yapmaya kalktığınızda birileri sadece dalga geçiyor. Bu bir engel. Az gelişmişlik kompleksi olan, sömürge yerlerdeki bir tutum bu. Kamuoyunun bakışı açısından engel bu. Son 10, 20 yılda değil bu zihniyet, yüzyıllar boyu böyle gelmiş. Eski bir hastalık. Bütün bu işlerin önündeki en büyük engellerden biri bu. Diğeri de demin söylediğim etik ve ahlakla ilgili. UÇAN ARABA Bütün dünyada haber oldu. Reuters haber yaptı, en fazla etkileşim alan haberlerden bir tanesi oldu dünyada. Ama yine paylaştığınızda garip garip şeyler duyuyorsunuz: 'Bunlarla mı uğraşılır?' Bunları geliştirmediğinizde müreffeh olmanız mümkün değil. Uçan araba geleceğin hayali. Şu an arabalarımızın büyük kısmında otomatik park etme özelliği var. Bu tümüyle otomatikleşecek, sonra da uçmaya başlayacak. Şu anda yaptığımız bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan araba. Şu anda yaptığımız bütün geliştirmeler hem Akıncı, hem Bayraktar TB-3 için en derinlemesine çalışma otonomi, yapay zeka üzerine. Bu akıllı arabayı uçuracak teknolojiye çalışıyoruz. Şu an insanoğlunun sahip olduğu teknolojiyle yapamayacağı kadar karmaşık bir teknoloji uçan araba. Her bir uçan araba kişisel uçak gibi olacak. Bu uçakların akıllanmasıyla uçan araba olmuş olacak. Uçan bir robot bu, yüzlerce minik bilgisayar yönetiyor. Bunu geliştirirken o kadar çok teknoloji geliştiriyorsunuz ki bir anlamda uzay çalışmalarına giriyor. 2005'te Minia, 2007'de Minia ilk defa TSK'ya teslim edildi, Türkiye'nin de ilk İHA'sıydı, milli ve özgün tasarımı yapılan, envantere girebilmiş ilk İHA'ydı. Bunların hepsi robot uçak. Sonra, Malazgirt Helikopter var, o proje maalesef öldürüldü. Sonra Bayraktar TB-1 2009'da. Ama TB-1 envantere hiç girmedi. Bayraktar TB-2 İHA olarak ilk defa envantere 2014'te girdi, 27 bin fite çıkarak irtifa rekorları kırdı."

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: CHP'nin ipini tutup diyet listesi dayatanlar Türkiye’nin muazzam yükselişini engelleyemeyecektir

Bahçeli'nin Twitter hesabından yaptığı açıklamaların tamamı şöyle: "Boş kafadan dolu bir sözün çıktığı görülmemiştir. Susulacak yerde konuşmak, konuşulacak yerde susmak insan ruhunu kararttığı gibi korkakça bir duruşun da kanıtıdır. Öyle insan vardır ki, aklına ne eserse onu işler, ardına kim gelirse onu dişler. Bunlar zaaflarının esiridir. "CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI İÇİN AYNI İSİMLERİN TELAFFUZ EDİLMESİ BU ZATLARI PARLATMA GİRİŞİMİDİR" 2021 yılı girdi gireli zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışılmaktadır. Televizyon ekranları özellikle bu tartışmanın odak noktası halindedir. Papatya falları açılırken, talih kuşunun kimin başına konacağı, çekilişten kimin çıkacağı sürekli gündemdedir. Her akşam ekranlara beşlik simit gibi dizilen sözde uzman ve sivri yorumcular bir torbaya doldurdukları isimleri sırasıyla gün yüzüne çıkarmaktadır. Milletimiz bu sakil ve sefil tartışmadan bıkmış usanmıştır. Zillet ittifakı adayının eşgali ve robot resmi bile çizilmiştir. Zillet ittifakı cumhurbaşkanı adayının izi sürülürken ayıplı ve ahlaken ağır kusur içeren bir strateji takip edilmektedir. CHP, HDP, İP Genel Başkanlarıyla iki büyükşehir belediye başkanının devamlı surette telaffuz edilmesi bu sıfatları taşıyan zatları parlatma girişimidir. "BU NASIL BİR SEVİYESİZLİKTİR?" Oyun bellidir, hesap kurnazdır. Kendi piar çalışmalarını maşaları vasıtasıyla yaptıran beş isimden başka hiç kimse yok mudur? Bu çarpıklık mesela CHP’nin, mesela İP’in diğer yöneticilerini, oy ve gönül veren değerli mensuplarını değersizleştirip sıfıra indirmek değil midir? Milletimiz hep aynı şeyleri dinlemekten, hep aynı ezberlerin tekrarından ileri düzeyde rahatsız ve memnuniyetsizdir. Türkiye’nin başka işi gücü kalmadı da zillet ittifakı adayının kimliği ve kim olacağı meselesi mi tek gündem konusu oldu? Bu nasıl bir seviyesizliktir? “O mu olacak? Bu mu olacak? Şu mu olacak?” sorularına cevap arayan gafillerin akıl hocaları boşa düşmüşlerdir. Kuklacıya değil de kuklaya baktırmak için kuyruğa giren bozuk zihniyetler yaş tahtaya basmışlardır. Siyasi kalpazanlar ve milli irade kaçkınları suçüstü basılmıştır. "CHP'NİN İPİNİ TUTUP DİYET LİSTESİ DAYATANLAR TÜRKİYE'NİN MUAZZAM YÜKSELİŞİNİ ENGELLEYEMEYECEKTİR" Zilletin aday meselesi milletin meselesi değildir. Terörist Demirtaş’ın kanlı teklifleri, Sorosçu Kavala’nın kansız tembihleri, dış mihrakların karmaşık tertipleri, PKK/FETÖ kaotik tezvirleri, Kılıçdaroğlu ve diğerlerinin kirli tezgâhları aziz Türk milletine sökmeyecektir. Kendi isimlerini parlatmak için yakın çevrelerini kullanan malum beşli çetenin demokrasiye sürülmüş kara bir leke, Türk siyasetine sirayet etmiş istismar ve izansızlık numunesi olduklarını inanıyorum ki yakın bir zamanda herkes idrak ve ifade edecektir. Zillet ittifakı bir strateji kapsamında aday tartışmasını hem yapıyor hem de yaptırıyorken Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır. Bayağı dedikoduların hepsi bühtan ve beyhudedir. Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, seçimin ne zaman yapılacağı da bilinmektedir. CHP’nin ipini tutup diyet listesi dayatanlar, Türkiye’nin muazzam yükselişini engelleyemeyecektir. Bu CHP’nin milli, manevi, kültürel ve tarihi değerlerimizle arasına kalın bir çizgi çektiği de en son İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin rezilliğiyle teyit edilmiştir. YARI ÇIPLAK SEMAZEN GÖSTERİSİNE SERT SÖZLER: BU SOYSUZLUK NASIL GÖSTERİLMİŞTİR? Be hey utanmazlar, yarı çıplak semazen nedir? Bu soysuzluk nasıl gösterilmiştir? 7,5 asırlık Mevlevi kültürüne bu saygısızlık nasıl hazmedilecektir? Bu kepazeliği izleyen belediye başkanını geçtik de Kılıçdaroğlu hiç mi utanmamış, hiç mi vicdanı sızlamamıştır? CHP’li İzmir Belediyesi edepsizlik çukuruna devrilmiştir. Bir de çıkmışlar, yarı çıplak soytarıyı, Türkiye’yi 50’den fazla ülkede temsil etmiş bir modern dans sanatçısı ve koreograf olarak tanıtmışlar. Neymiş, modern bir dans gösteriymiş. Batsın sizin modernliğiniz! CHP yönetimi, köksüzlüğün bataklığına saplanmıştır. Hz.Mevlana ne güzel de söylemiş: “Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.” CHP çöptedir, nitekim kılavuzları, ortakları, dostları insanlığın yüz karalarıdır. Son sözüm de serok Ahmet’e. Hz.Mevlana; “kalp denizdir, dil de kıyı. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.” Serokun diline vuranlar yozlaşmış ve yosun tutmuş kalbinin eseridir. Türkiye bir musibet tarafından az kalsın felakete uğrayacakmış. Şükür zamanında gereği yapılmış. Bak serok, Amed değil Diyarbakır diyeceksin. İstanbul’u da dünyanın en büyük Türk-İslam kenti olarak söyleyeceksin. Suriye’de federasyon önermen, fiilen Kobanili Ahmet olduğunun delilidir. Haddini bil, haysiyet sahibi ol. Sen ve efendilerin Türkiye’yi geçemez, bunu da unutma.

2 yıl önce

Fitch, Türkiye büyüme beklentisini yükseltti

Fitch, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda; Türkiye için bu yılki büyüme beklentisini yüzde 7.9'dan yüzde 9.2'ye çıkardı. Türkiye'deki ekonomik toparlanmanın devam ettiğine dikkat çekilen raporda, bu yıl neredeyse son 10 yılın en yüksek ekonomik büyümesinin yaşanmasının muhtemel olduğu kaydedildi. Yüksek frekanslı verilerin ekonomik ivmenin bu yılın 2'nci yarısına kadar devam ettiğini gösterdiği belirtilen raporda, Türkiye'deki ekonomik büyümenin 2022'de yüzde 3.5'e gerilemesinin ardından 2023'te yüzde 4.5'e çıkmasının öngörüldüğü aktarıldı.

1 2 ... 20 21 22 23 24 25 26 ... 93 94