18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi kasımda 55,1'e yükseldi

İSO'dan yapılan açıklamaya göre, endekste eşik değer olan 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50'nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Ekimde 54,7 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, kasımda son üç ayın en yüksek düzeyi olan 55,1'e yükseldi. Son veriler, ihracat pazarlarındaki talep koşullarının belirgin bir şekilde iyileştiğine işaret etti. Son aylarda kaydedilen yavaşlamaların ardından kasım ayında bazı Avro Bölgesi ekonomilerinde ekonomik aktivite daha güçlü büyüme sergiledi. Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'da üretim artışı ekim ayına göre ivme kazandı. Türk imalat sanayi sektörünün ikinci büyük ihracat pazarı olan Birleşik Krallık'ta üretim artış hızı önceki aya göre yatay seyrederek güçlü görünümünü korudu. Benzer bir tablo, talep koşullarının belirgin bir şekilde iyileşmeye devam ettiği ABD'de de görüldü. Orta Doğu'da büyüme eğilimi sürdü Orta Doğu ülkeleri kasım ayında genel olarak büyüme eğilimini devam ettirdi. Birleşik Arap Emirlikleri'nde üretim Temmuz 2019'dan beri en hızlı artışı kaydederken Katar'da ise veri toplanan yaklaşık beş yıllık dönemin en güçlü büyümesi gerçekleşti. Suudi Arabistan'da ekonomik aktivite keskin bir şekilde artmayı sürdürdü. Buna karşılık Mısır ve Lübnan'da zayıflık belirtileri devam etti. Bu beş ekonomi birlikte Türk imalat sektörü ihracat pazarının yaklaşık yüzde 6'sını oluşturuyor. Kovid-19 kısıtlamalarının yeniden devreye girmesi nedeniyle hizmet sektöründeki talep koşullarının zayıf seyrettiği Rusya daralma bölgesinde kaldı. Buna karşılık diğer BRIC ülkelerinde büyüme gerçekleşti. Hindistan'da ekonomik aktivite yaklaşık son 10 yılın en keskin artışını kaydetti. Diğer Asya ekonomileri, salgının delta varyantı dalgasının Asya Pasifik Bölgesi'nde yol açtığı daralma döneminin ardından toparlanmayı sürdürdü. Hong Kong, Japonya, Singapur, Vietnam, Endonezya ve Tayland ekonomilerinde büyüme kaydedildi. Öte yandan, başta Güney Kore ve Tayvan gibi imalat sanayi merkezleri olmak üzere bölgenin diğer kısımlarında tedarik zincirlerindeki aksamaların büyümeyi baskıladığına yönelik işaretler gözlendi. Açıklamada görüşlerine yer verilen IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, "Kasım ayında Türk imalatçılarının ana ihracat pazarlarının büyük bir kısmı büyüme eğilimi gösterdi ve yurt dışına satış yapmak isteyen firmalar için talep iklimi iyileşmeye devam etti. Öte yandan, Covid-19 salgınında Omikron varyantının ortaya çıkması bu görünüm üzerinde bazı belirsizlikler yaratıyor. Bu gelişmeye bağlı olası aksaklıklar, tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların uluslararası ticarette yol açtığı güçlükleri artırılabilir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ASELSAN'ın yabancılara satılacağına yönelik iddiaları yalanladı

Kocaeli Sanayi Odası tarafından Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen SANTEK Dijital Fuarı'nın açılışı ile Kocaeli Savunma Sanayi İl Buluşması'na katılan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ASELSAN'ın satılacağına yönelik iddialara cevap verdi. Gazetecilere açıklamada bulunan Demir, "Gündemdeki iddialar nedir? Kim yapmış? Nasıl yapmış? Gerçekten biz şaşırıyoruz. Bu yine bir dezenformasyonun bir parçası. ASELSAN malumunuz Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı'nın çoğunluk hissesine sahip olduğu bir şirket. Yüzde 25'i halka açık bir şirket. Vakfımızın bir şirketi. Büyük savunma sanayi şirketlerimizin çoğu ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN; bunların büyük hisseleri Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı'na ait. ASELSAN'ın olsun, TUSAŞ'ın olsun, HAVELSAN'ın olsun, çeşitli ülkelerde ve ülkemizde de ortaklıkları ve alt şirketleri var. Durum bu. Bu açıklamayı yapma gereği bile bana biraz tuhaf geldi" diye konuştu. 'BİZ YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ' ASELSAN'ın borsada halka açık şirket olduğunu kaydeden Demir, "Bu şirket hakkında yapılacak herhangi bir spekülasyonun gerçekten çok önemli ve ciddi sonuçları olur. Zaten ASELSAN yasal olarak da Kamuyu Aydınlatma Platformu'na herhangi bir hareketini bildirmek zorunda. Bu dezenformasyon meselesi gerçekten, savunma sanayi konusunda da siyasete alet edilmemesini kaç kere söyledik. Biz yolumuza devam ediyoruz. Şirketlerimiz teknoloji alanında, savunma sanayi alanında çalışmalarına devam ediyorlar. Bu arada tabi ki ortaklıklar yapıyorlar. Çeşitli alt şirketler kuruyorlar. Çeşitli ülkelerde yapılanmaları devam ediyor. Normal profesyonel şirketlerin çalışmalarının gerektiği gibi çalışıyorlar. Bu konuda söyleyeceklerimiz bunlar" dedi. Savunma sanayi il buluşmalarını da değerlendiren İsmail Demir, "Çok çeşitli illere gittik ve gitmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin bütün kabiliyetlerinin bu sanayi ve teknoloji yolculuğumuzda, ileri teknolojiler yolculuğumuzda masada olması gerekiyor. Genç bir sanayi altyapımızın savunma sanayi özelinde yapacağı katkılar da çok önemli. Onun için kabiliyetleri yerinde tespit etmek, yerinde görmek, onlarla beraber belirli hedeflere doğru yürümek ve teknoloji derinliğimizi, yeni buluşları, inovatif yaklaşımları hep beraber hayata geçirmek durumundayız. Bu bir anlamda Türkiye'nin bir yolculuğu. Bunda da bütün varlığımız, bütün kabiliyetlerimizin masada ve alanda olması gerekiyor. Onun için geniş ölçüde bir tarama yapıp, şirketlerimizle el ele çalışıp, olası bütün kabiliyetleri, mümkün olan en ileri seviyede desteklemek, hayata geçirmek ve kullanmak istiyoruz. Bu tabi sadece sanayi buluşması olmuyor. Aynı zamanda gittiğimiz yerlerde üniversitelerimizde gençlerimizle de buluşuyoruz. 7'den 77'ye bütün insan kaynağımızın bu konuda yetkinliklerini ortaya koyması gerekiyor. Bunu koyduğumuzda da çok daha güzel işler yapacağımıza inanıyorum" diye konuştu.

2 yıl önce

ASELSAN, uluslararası bir müşterisi ile 12 milyon dolar değerinde yurt dışı satış sözleşmesi imzalandı

ASELSAN'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, ASELSAN ile uluslararası bir müşterisi arasında bir yurt dışı satış sözleşmesi imzalandığı bildirildi. Savunma sistemleri ihracatı ile ilgili olarak imzalanan yurt dışı satış sözleşmesinin toplam bedelinin 11 milyon 950 bin 760 dolar olduğu belirtilen açıklamada, söz konusu sözleşme kapsamında teslimatın 2022 yılı içerisinde gerçekleştirileceği kaydedildi. 700 MİLYON LİRA VE 85 MİLYON DOLAR BEDELLİ SÖZLEŞME ASELSAN'ın 7 Aralık'taki Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, Savunma Sanayii Başkanlığı ile toplam 700 milyon lira ve 85 milyon dolar bedelli bir elektronik harp projesi sözleşmesi imzalandığı bildirilmişti. Söz konusu sözleşme kapsamında teslimatların 2024-2026 döneminde gerçekleştirileceği aktarılan açıklamada, "Şirketin cirosunu olumlu etkileyecektir" değerlendirmesi yapıldı.

2 yıl önce

S&P, Türkiye için büyüme tahminini yükseltti

S&P'den yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye'nin döviz cinsinden kredi notunun "B+" ve yerel para birimi cinsinden kredi notunun "BB-" olarak teyit edildiği belirtilen açıklamada, ülkenin kredi notu görünümünün ise "durağan"dan "negatif"e çevrildiği kaydedildi. Açıklamada, kamu politikasının öngörülebilirliğinin, para politikasının ise etkinliğinin sürdürülebilir ve gelişmiş olduğunun gözlemlenmesi halinde görünümün "durağan"a revize edilebileceği aktarıldı. Türkiye'nin cari işlemler hesabının Ağustos 2018'den daha güçlü durumda olduğuna işaret edilen açıklamada, hanehalkının tasarruflarını bankalarda tutmayı tercih etmesiyle ise Türk bankacılık sektörüne olan güvenin korunduğunun görüldüğü ifade edildi. Büyüme beklentisini yükseltti Açıklamada, Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahminin yüzde 8,6'dan yüzde 9,8'e yükseltildiği duyuruldu. Ülke ekonomisinin gelecek yıl ise yüzde 3,7 büyümesinin beklendiğine işaret edilen açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2023'te yüzde 3,1 ve 2024'te yüzde 3 büyüyeceğinin öngörüldüğü aktarıldı. Açıklamada, mal ihracatının güçlü kalmasının beklendiği vurgulanarak, yeni tip koronavirüs salgınında Omicron varyantının yeni karantina önlemlerine ve yaygın uluslararası seyahat kısıtlamalarına yol açmadığı varsayılırsa turizmin daha hızlı toparlanmasının destekleyici olabileceği ifade edildi. S&P'nin açıklamasında, Türkiye ekonomisinin orta vadede ortalama yüzde 3'e yakın büyüyeceği görüşünün korunduğu kaydedildi.

2 yıl önce

Devletin karalanıp organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in övüldüğü 140 Journos belgeselinde Bülent Arınç başrolde

Friedrich Naumann Vakfı’nın Türkiye’deki medya projesi olan “140 Journos” kanalı firari suç örgütü elebaşı Sedat Peker için bir belgesel çekti. Suç örgütü elebaşının övüldüğü ve kahraman gibi gösterildiği belgeselde gazeteci İsmail Saymaz ve Bülent Arınç başrolleri paylaştı. “HER ŞEYİN SORUMLUSU ERDOĞAN’DIR” Firari Sedat Peker’in övüldüğü ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin karalanmaya çalışıldığı belgeselde Bülent Arınç, “Geldiğimiz noktada yaptıklarımızla bugün yaptıklarımız arasında çukurla tepe arasındaki farkı gösterebiliriz. Bunların muhatabı artık bugünkü sistemde sayın Cumhurbaşkanı”

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Göç meselesi Türkiye'nin sınırlarında çözülmez

Bakan Soylu, Türkiye Belediyeler Birliğinde düzenlenen Türkiye Belediye Başkanları Birliği Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, dünyanın COVID-19 salgınıyla afetlerle mücadele ettiğini, ayrıca bir göç krizinin yaşandığını dile getirdi. Terör örgütlerinin Irak ve Suriye'deki devlet otoritesini ortadan kaldırdığına işaret eden Soylu, yıllarca İran'a ambargo uygulandığını belirtti. Soylu, Türkiye'nin terör ve göç konusunda verdiği mücadeleye işaret ederek bu konuda büyük gayret sarf edildiğini söyledi. Paris'in cadde ve sokaklarının, kitlesel hareketleri kolaylıkla bastırmak için planlandığını aktaran Soylu, "Sarı yelekliler eyleminde işlerine yaradı mı bilmem ama bir insan ve toplum prototipi belirlendi, buna göre de bir şehir çizildi." diye konuştu. "Gaddar insan üretti" Farabi'nin insan ve şehir arasındaki ilişkiyi "Erdemli şehirlerin, erdemli insanlar oluşturacağı" şeklinde tarif ettiğine değinen Soylu, şöyle devam etti: "Bir tarafta caddenin iki tarafı toplarla ve askerlerle kapatılarak halk hareketleri bastırılsın diye tasarlanmış Paris, diğer yanda erdemli insan arayışında olan medeniyet ve onun şehirleri. Batı'nın şehirleri zengin insanlar, lüks bir yaşam üretti ama batının şehirleri göçmenleri karda kışta sınır kapısında bekleten, Ege'de göçmen botlarını ölüme iten, hatta kurşunlayarak batıran, kendi sınırlarında bütün ülkeyi harekete geçiren bir endişeyle kavrulan gaddar insan üretti." Bazı belediyelere yapılan görevlendirmeleri hatırlatan Soylu, kadim şehirlerin, kadim medeniyet birikiminin üstündeki örtüyü kaldırmaya çalıştıklarını vurguladı. Süleyman Soylu, etrafındaki coğrafyaya elini uzatan Türkiye'nin, mağdur ve mazlum millete en çok yardımda bulunan birinci ülke olduğunu bildirdi. Türk milletinin, Batı'nın sömürgeci model tarzını ortaya koyan bir millet olmadığına dikkati çeken Soylu, Azez'de ve Cerablus'ta sanayi sitelerinin kurulduğunu, İdlib'de çadırlara sığınanlara el uzatıldığını belirtti. Türkiye'nin ne yaptığını ne adım attığını bildiğini ifade eden Soylu, Türkiye'nin kendisinden daha fazla zenginlere sorumluluğun nasıl yerine getirildiğini gösterdiğini aktardı. Rakka'daki DEAŞ'lıların Afganistan'ın bir bölgesine gönderildiğini dile getiren Soylu, "Kimse Amerika'nın Afganistan'dan çekilmesinin tesadüfi bir iş olduğunu düşünmesin, bunu PKK/PYD ilişkisiyle orada yaptığıyla DEAŞ'lıları oraya transfer etmesiyle birlikte gerçekleştirilen bir iş bağlamından çıkarmasın." ifadelerini kullandı. Büyük bir projeyle karşı karşıya kalındığının, Türkiye'nin bugüne kadar yakayı ele vermediğinin altını çizen Soylu, "İstanbul'un huzuru Moskova'dan başlar. 21. yüzyılın yeni paradigması budur. Moskova'nın huzuru Berlin'den, Bağdat'tan, Şam'dan başlar. Berlin'in huzuru Tahran'dan başlar. Eğer 21. yüzyıl kendi güvenlik meselesini böyle okuyamazsa bugün kaldığımız gibi Batı'nın acizliğiyle karşı karşıya kalırız." değerlendirmesinde bulundu. "Göç meselesi Türkiye'nin sınırlarında çözülmez" Soylu, dünyada küresel problemler bulunduğunu, küresel çatı örgütlerin bu problemlere yönelik herhangi bir rehberlik yapabilme kabiliyetine, kapasitesine, iradesine sahip olmadığını, ülkelerin kendi yerel çözümleriyle karşı karşıya bırakıldığını anlattı. İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti: "Dünyadaki göç meselesini sadece Türkiye ile Yunanistan sınırı veya Türkiye ile İran sınırı arasına sıkıştırmak acizliktir. Batı, bu meseleden kurtulmak için bunu yapmaktadır. Hiçbir çözüm önerisi söz konusu değildir. Göç meselesi Afganistan'da, Suriye'de, kuzey Halep'te, Pakistan'da, Bangladeş'te, Arakan'da çözülür. Göç meselesi Orta Asya'da çözülür. Göç meselesi Türkiye'nin sınırlarında çözülmez. Eğer Türkiye'nin sınırlarında bunu çözmeye çalışan varsa, Batı bunu yapmaya çalışıyor, bunu bizim üzerimize yüklemeye çalışıyor. Bu 'mış' gibi davranmaktır." Cuma günü Macaristan'a gideceğini bildiren Soylu, Türk polisinin Macaristan sınırlarında görev yapmasına ilişkin anlaşmanın imzalanacağını belirtti. Türkiye'de yapılanları anlatan Soylu, Türkiye'nin büyük devrimlere imza attığını aktardı. Coğrafyanın, birçok ülkenin Türkiye'ye güvendiğini, inandığını ifade eden Soylu, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkan Vekili Şükrü Karatepe ise yerel yönetimlerin demokrasinin mektebi kabul edildiğini söyledi. Karatepe, Türkiye'deki belediyelerin salgın döneminde dünyanın en iyi belediyeleri arasında yer aldığını belirtti. Türkiye Belediye Başkanları Birliği Genel Başkanı Hüseyin Erer, birliğin 7 Ocak 2012'de kurulduğunu söyledi. Birlikte, 1835 üye bulunduğunu hatırlatan Erer, 50 ilde temsilcilikler oluşturulduğunu dile getirdi. Görevi sonra eren ve emekli olan belediye başkanlarının özlük haklarının iyileştirilmesini talep eden Erer, belediye başkanlarının yaşadığı sorunları aktardı.

2 yıl önce

Muş'ta çocuklarını terör örgütünden kurtarmak isteyen ailelerin sayısı 24'e yükseldi

Çocuklarının dağa kaçırılmasından sorumlu tuttukları HDP'nin Muş il binası önünde her hafta çarşamba günü bir araya gelen aileler, bugünkü eylemde "Yavrumu verin bana", "Anneler direniyor", "Artık yeter, yakamızdan düşün", "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" ve "Evlatlarımızı vereceksiniz" yazılı pankartlar açtı. Çocuklarının fotoğraflarını taşıyan anne ve babalar, HDP aleyhine slogan attı, tepkilerini dile getirdi. Dağa kaçırılan kardeşi için eyleme yeni katılan Mustafa Çelik, gazetecilere, kardeşinin 27 yaşındayken İstanbul'da kaçırıldığını söyledi. Yıllardır kardeşini aradığını ifade eden Çelik, "22 yıldır kardeşimden haber alamadım. Hayatta ise bana ulaşsın, gelsin devlete sığınsın." dedi. Şemsettin Özcan da 35 haftadır yürüttükleri eyleme bir ailenin daha katılmasıyla sayılarının yükseldiğini belirtti. Kar kış demeden eylemlerini sürdüreceklerini aktaran Özcan, şunları kaydetti: "Biz çocuklarımızı HDP'den istiyoruz. HDP Kürt değil, Kürt olsa o da burada olurdu, gelip derdimizi sorardı. Çocuklarımızı götürüp satıyorlar. Onların çocukları çalışıyor, bizim çocuklarımız dağ başında. Bunu kabul etmiyoruz. Çocuğumuzu HDP'den alıncaya kadar burayı terk etmeyeceğiz. HDP arada bize haber gönderiyor, 'niye oraya gidiyorsunuz' diyor. Sesimizi duyuyorsanız gelin teslim olun. Sizi kandırıp götürmüşler. Türkiye'de tek bir bayrak var. Bunlar bizi Suriye gibi yapmak istiyor." Anne Ayten Koçhan ise "Bu hafta eyleme yeni katılan aile ile sayımız 24'e yükseldi. Oğlum sizleri bekliyoruz. Çocuklarımızı istiyoruz. Siz gelene kadar burada bekleyeceğiz. Gelin, korkmayın, teslim olun. Yeter artık anne ve babalar ağlamasın." diye konuştu. Terör örgütünden kaçan Ö.S, annelere destek verdi İstanbul'da 2014 yılında kandırılarak dağa götürülen ve 2018'de terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 23 yaşındaki Ö.S. de ailelere destek vererek, teröristlere teslim olmaları için çağrıda bulundu. Çadırı ziyaret eden Ö.S, eyleme katılan annelerin elini öptü. Terör örgütünde bulunduğu dönemde işkence gördüğünü anlatan Ö.S, "Bir sürü şey söylüyorlar 'devlet, işkence yapıyor' gibi. Hiçbiri yok. Ben 3 yıldır dağdan geldim ailemin yanındayım. Dağdaki gençlere sesleniyorum; Annenizin yanına gelin. Anneniz, babanız perişan oluyor. Anne babanızı üzmeyin. Dağdayken gördüğüm işkence nedeniyle psikolojim bozuldu." ifadelerini kullandı. Dağa gittiği ve ailesini üzdüğü için pişman olduğunu dile getiren Ö.S, şunları söyledi: "Sizin için yanan burada gördüğünüz anne ve babalar, başka kimse değil. Dağda ayaklarım zincirdeydi ve 8 kişi beni döverek hücreye soktu. Günde sadece bir defa yemek veriyorlardı. Dağda yanımda 20'den fazla insan vardı ve hepsi geri gelmek istiyordu. Orada cinsel taciz var, ben kendi gözümle gördüm. 10 dakikadır burada anneleri dinliyorum, ciğerim yanıyor."

2 yıl önce

Hazine Bakanlığı'ndan yeni ekonomi modeli ile ilgili açıklama: Tüm kurumlar destekleyecek selektif adımlar atacaktır

Hazine Ve Maliye Bakanlığı, üretim odaklı ihracatı önceleyen Türkiye Ekonomi Modeli uygulanırken para ve maliye politikalarının eşgüdümü ile tüm araçların etkin bir şekilde kullanılacağını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Üretim odaklı ihracatı önceleyen Türkiye Ekonomi Modeli uygulanırken para ve maliye politikalarının eşgüdümü ile tüm araçlar etkin bir şekilde kullanılacaktır. Bu model ile üretimin ithalata olan bağımlılığı nedeniyle büyümenin yüksek gerçekleştiği dönemlerde yüksek cari açık verilmesi ve büyümenin düşük gerçekleştiği dönemlerde düşük cari açık verilmesi sarmalından çıkılacaktır" denildi. "TÜRKİYE EKONOMİ MODELİNİ DESTEKLEYECEK SELEKTİF ADIMLAR ATACAKTIR" Açıklama şöyle devam etti: "2002 yılından bu yana ülkemizde altyapı ve lojistik hizmetlerinde önemli ölçüde mesafe kat edilmesi, bunun da bölgeler arası ulaşım imkânlarını kolaylaştırarak yatırımcılara eşit fırsatlar sunması, bunlara ilaveten sahip olduğumuz nitelikli insan kaynağı katma değerli üretimin ve ihracatın kısa sürede artırılmasına katkı sağlayacaktır. Küresel olanak ve risklerin pazara yakın, maliyet avantajına sahip, dijital altyapısını geliştiren, nitelikli insan sermayesine sahip, katma değerli ve yeşil üretim yapabilen, cari dengesi ve borçluluk oranı sürdürülebilir olan ülkeleri ön plana çıkaracak olması bu modelin ülkemiz için hayati seviyede elzem olduğunu göstermektedir. Bu ekonomi patikasında katma değerli üretim ile ithal girdinin önlenebileceği sektörlere, küresel iklim değişikliğinin önemli oranda etkilediği tarıma, cari açığı azaltmada kritik rolü olan turizme ve istihdamın artırılmasına öncelik verilecektir. Bu çerçevede tüm kurumlar koordinasyon içinde şeffaf ve öngörülebilir bir şekilde Türkiye Ekonomi Modelini destekleyecek selektif adımlar atacaktır."

1 2 ... 26 27 28 29 30 31 32 ... 93 94